HEZEKİEL
1 30. yılın 4. ayında, ayın 5. günü, ben Kebar Irmağı kıyısında+ sürgünlerle+ birlikteyken, gökler açıldı ve Tanrı’dan gelen görüntüler* görmeye başladım. 2 Kral Yehoyakin’in+ sürgündeki 5. yılında, ayın 5. günü, 3 Kâhin* Buzi’nin oğlu Hezekiel’e* Kaldelilerin+ memleketinde, Kebar Irmağı kıyısındayken Yehova’dan bir söz geldi. Orada Yehova’nın elini üzerinde hissetti.+
4 Bakarken kuzeyden bir fırtınanın+ yaklaştığını gördüm; parlak bir ışıkla çevrili kocaman bir bulut ve içinde şimşek gibi çakan alevler vardı.+ Alevlerin ortasında gümüş altın karışımına* benzer bir şey parlıyordu.+ 5 İçinde ise dört canlı+ vardı ve hepsi insana benziyordu. 6 Her birinin dört yüzü ve dört kanadı vardı.+ 7 Ayakları düz iniyordu, tabanları buzağınınkine benziyordu, parlatılmış bakır gibi ışıl ışıldı.+ 8 Kanatlarının altında, dört yanda da insan elleri vardı. Dördünün de yüzleri ve kanatları vardı. 9 Kanatları birbirine değiyordu. Bu canlılar ilerlerken sağa sola dönmüyor, her biri dosdoğru gidiyordu.+
10 Yüzleri şöyle görünüyordu: Dördünün de önde insan yüzü, sağda aslan+ yüzü, solda boğa+ yüzü vardı; dördünün de arkada kartal+ yüzü vardı.+ 11 Yüzleri böyleydi. Kanatları yukarı doğru açılmıştı. Her birinin iki kanadı birbirine değiyor, iki kanadı da bedenini örtüyordu.+
12 Her biri dosdoğru ilerliyordu. Ruh* onları nereye yönlendirirse oraya gidiyorlardı.+ Giderken sağa sola dönmüyorlardı. 13 Bu canlılar alevli korlar gibi görünüyorlardı. Onların arasında, parlak ateşli meşalelere benzeyen şeyler ileri geri hareket ediyordu. Ateşin içinden şimşekler çakıyordu.+ 14 Bu canlılar ileri geri hareket ettiğinde şimşek çakmış gibi görünüyordu.
15 Onlara bakarken, dört yüzü olan bu canlıların her birinin yanında, yere değen bir tekerlek olduğunu gördüm.+ 16 Tekerlekler krizolit taşından yapılmış gibi parlaktı ve dördü de birbirine benziyordu. Her birinin görünüşü ve yapısı, iç içe geçmiş iki tekerlek gibiydi.* 17 Hareket ettiklerinde, sağa sola dönmeden dört yöne de gidebiliyorlardı. 18 Tekerleklerin çemberleri öyle büyüktü ki hayranlık uyandırıyordu. Dördünün çemberleri de çepçevre gözlerle doluydu.+ 19 Dört canlı hareket edince tekerlekler de onlarla birlikte hareket ediyordu, dört canlı yerden yükselince tekerlekler de yükseliyordu.+ 20 Ruh onları nereye yönlendirirse oraya gidiyorlardı. Canlılar üzerinde etkili olan ruh* tekerleklerde de olduğundan, onlar da canlılarla birlikte yükseliyordu. 21 Canlılar hareket edince tekerlekler de hareket ediyor, onlar durunca tekerlekler de duruyordu. Canlılar yerden yükselince tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu, çünkü canlılar üzerinde etkili olan ruh tekerleklerde de vardı.
22 Dört canlının başlarının üzerinde, geniş bir zemini andıran bir şey vardı, buz gibi ışıl ışıldı ve muhteşem görünüyordu.+ 23 Zeminin altında, her canlının kanatları yukarı doğru* uzanmıştı ve biri diğerine değiyordu. Her canlının, bedeninin bir yanını örtmek için iki kanadı ve diğer yanını örtmek için de iki kanadı vardı. 24 Kanatlarının sesini duyduğumda, bu ses gürül gürül akan suların sesi gibi, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın sesi gibiydi.+ Hareket ettiklerinde duyduğum ses sanki bir ordunun sesiydi. Hareketsiz kaldıklarında kanatlarını indiriyorlardı.
25 Başlarının üzerindeki zeminin yukarısından bir ses duyuluyordu. (Hareketsiz kaldıklarında kanatlarını indiriyorlardı.) 26 Başlarının üzerindeki zeminin yukarısında, safir taşı gibi görünen+ ve tahtı andıran bir şey vardı.+ Yüksekteki o tahtta görünüşü insana benzeyen biri oturuyordu.+ 27 Ona bakınca, beli gibi görünen kısmından yukarısını gördüm; gümüş altın karışımı gibi parlıyor+ ve sanki ateş saçıyordu. Belinden aşağısı da ateş gibi görünüyordu.+ Çevresini bir parlaklık sarıyordu. 28 Bu parlaklık, yağmurlu günde bulutlar arasından çıkan gökkuşağı gibiydi.+ Çevresini saran parlak ışık böyle görünüyordu, Yehova’nın ihtişamına benziyordu.+ Bunu görünce yere kapandım ve birinin konuştuğunu duydum.
2 Bana şöyle dedi: “İnsanoğlu,* ayağa kalk da seninle konuşayım.”+ 2 O konuşunca ruh* içime girdi ve O’nu dinleyeyim diye beni ayaklarımın üzerine kaldırdı.+
3 Şöyle dedi: “İnsanoğlu, seni İsrailoğullarına, Bana başkaldıran o asi halklara*+ gönderiyorum.+ Hem onlar hem de ataları bugüne kadar Bana karşı suç işlediler.+ 4 Seni küstah ve yüreği duyarsız bir millete+ gönderiyorum, onlara şöyle diyeceksin: ‘Bunlar Ulu Rab Yehova’nın sözleri.’ 5 Onlar asi bir millet,+ dinleseler de dinlemeseler de aralarında bir peygamber olduğunu mutlaka bilecekler.+
6 İnsanoğlu, onlardan ve sözlerinden korkma.+ Etrafın dikenlerle ve çalılarla+ çevrili olsa da,* akreplerin arasında yaşıyor olsan da korkma. Onlar asi bir millet, bu yüzden korkutucu sözlerinden+ ve yüzlerindeki dehşet uyandıran ifadeden korkma.+ 7 Onlar asi bir millet, bu yüzden dinleseler de dinlemeseler de sözlerimi onlara bildirmelisin.+
8 Fakat sen insanoğlu, söylediklerimi iyi dinle. O asi millet gibi asi olma. Ağzını aç ve sana bu verdiğimi ye.”+
9 Bakınca, bana doğru uzanmış bir el gördüm,+ avcunda üzeri yazılı bir tomar* vardı.+ 10 Önümde tomarı açtı, ön ve arka yüzü yazılıydı.+ Üzerine ağıtlar, iniltiler ve feryatlar yazılmıştı.+
3 Bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, önündekini ye. Bu tomarı ye, sonra da gidip İsrail halkıyla konuş.”+
2 O zaman ağzımı açtım, o da yemem için tomarı bana verdi. 3 “İnsanoğlu, sana verdiğim bu tomarı ye, mideni onunla doldur” dedi. Ben de yemeye başladım. Ağzımda bal gibi tatlıydı.+
4 Sonra şöyle dedi: “İnsanoğlu, İsrail halkına git ve sözlerimi onlara bildir. 5 Seni konuştukları anlaşılmayan, dili yabancı bir halka değil, İsrail halkına gönderiyorum. 6 Evet, konuştukları anlaşılmayan, dili yabancı, dediklerini anlamadığın halklara gönderilmiyorsun. Eğer seni onlara gönderseydim dinlerlerdi.+ 7 Fakat İsrail halkı seni dinlemek istemeyecek, çünkü Beni dinlemek istemiyorlar.+ Bütün İsrail halkı dik başlı ve yürekleri duyarsız.+ 8 Senin yüzünü onlarınki kadar sert yaptım, alnını da onlarınki kadar sertleştirdim.*+ 9 Alnını elmas gibi sertleştirdim, çakmaktaşından daha sert yaptım.+ Onlar asi bir halk, bu yüzden onlardan ve yüzlerindeki dehşet uyandıran ifadeden korkma.”+
10 Sonra şöyle dedi: “İnsanoğlu, sana söylediğim bütün sözleri can kulağıyla dinle ve dikkatle düşün. 11 Sürgünde olan halkına+ gidip onlarla konuş. İster dinlesinler ister dinlemesinler, onlara ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor’ diyeceksin.”+
12 Sonra ruh* beni alıp götürdü+ ve arkamda gürleyen bir ses duydum, şöyle diyordu: “Yehova’nın ihtişamına Kendi yerinden övgüler sunulsun!” 13 Canlıların birbirine çarpan kanatlarının sesini,+ yanlarındaki tekerleklerin+ sesini ve bir gürleme duyuyordum. 14 Ruh beni kaldırıp götürdü, içim acı ve öfkeyle dolu gittim. Yehova’nın elinin güçlü etkisini üzerimde hissediyordum. 15 Kebar Irmağı’nın kıyısında,+ Tel-abib’de yaşayan sürgün halkın yanına gittim. Onların yaşadığı yerde kaldım ve aralarında 7 gün şaşkın şaşkın oturdum.+
16 Bu 7 günün sonunda bana Yehova’dan şu söz geldi:
17 “İnsanoğlu, seni İsrail halkının gözcüsü olman için görevlendirdim.+ Ağzımdan çıkan bir söz duyduğunda Benim adıma onları uyaracaksın.+ 18 Ben kötü birine ‘Kesinlikle öleceksin!’ dediğimde sen onu uyarmazsan, hayatta kalması için kötü yolundan dönsün diye+ onunla konuşmazsan, o kişi kötü olduğu için kendi suçu yüzünden ölecek,+ fakat kanının hesabını senden soracağım.+ 19 Ancak kötü biri sen uyardığın halde kötülük yapmayı bırakmaz ve kötü yolundan dönmezse suçu yüzünden ölecek, fakat sen kesinlikle kendi canını kurtaracaksın.+ 20 Doğru* bir kişi, yürüdüğü doğru yolu bırakıp yanlışa saparsa,* Ben önüne onu tökezletecek bir engel koyacağım ve ölecek.+ Eğer onu uyarmadıysan kendi günahı yüzünden ölecek ve yaptığı doğru işler anılmayacak, ama onun kanının hesabını senden soracağım.+ 21 Fakat sen doğru kişiyi günah işlemesin diye uyarırsan ve o günah işlemezse kesinlikle ölmeyecek, çünkü uyarıldı.+ Ve sen kendi canını kurtarmış olacaksın.”
22 Yehova’nın elini orada üzerimde hissettim ve bana “Kalk, ovaya git, seninle orada konuşacağım” dedi. 23 Ben de kalkıp ovaya gittim. Bir de baktım ki Yehova’nın ihtişamı oradaydı,+ Kebar Irmağı kıyısında tanık olduğum ihtişama+ benziyordu. Bunun üzerine yere kapandım. 24 Sonra Tanrı’nın ruhu içime girdi, beni ayağa kaldırdı.+ Ve O benimle konuşmaya başladı, şunları söyledi: “Git, evine kapan. 25 İnsanoğlu, dışarı çıkıp onların arasına giremeyesin diye seni iplerle bağlayacaklar. 26 Senin dilini damağına yapıştıracağım ve dilsiz olacaksın, onlara yanlışlarını gösteremeyeceksin. Çünkü onlar asi bir halk. 27 Fakat seninle konuştuğum zaman dilini çözeceğim, onlara ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor’ diyeceksin.+ Dinleyen dinlesin,+ dinlemeyen dinlemesin. Çünkü onlar asi bir halk.”+
4 “İnsanoğlu, bir kerpiç al ve önüne koy. Üzerine bir şehir resmi, Yeruşalim’in resmini kazı. 2 Sonra onu kuşatma altına al.+ Şehrin etrafını bir duvarla çevir,+ kuşatma rampası yap,+ ordugâh kur ve çevresine koçbaşları yerleştir.+ 3 Demir bir levha alıp onu şehirle arana demir bir duvar gibi yerleştir. Sonra şehre gözlerini dikerek bak; şehir kuşatılmış olacak, onu sen kuşatacaksın. Bu, İsrail halkına bir işarettir.+
4 Sonra sol tarafına yat ve İsrail halkının suçunu yüklen.+ O tarafına yattığın günler boyunca onların suçunu taşıyacaksın. 5 Suç işledikleri yılların karşılığı olarak 390 gün bunu yapmanı istiyorum.+ İsrail halkının suçunu taşıyacaksın 6 ve bu süreyi tamamlayacaksın. Sonra da sağ tarafına yatacaksın ve 40 gün boyunca Yahuda halkının suçunu taşıyacaksın.+ Sana her yıl için bir gün veriyorum, her yıl için bir gün. 7 Kollarını sıvayıp kuşatma altındaki Yeruşalim’e+ gözlerini dikerek bakacaksın ve onun aleyhindeki sözlerimi* bildireceksin.
8 Kuşatma günlerini tamamlayıncaya kadar bir tarafından öbür tarafına dönemeyesin diye seni iplerle bağlayacağım.
9 Buğday, arpa, bakla, mercimek, darı ve kızılbuğday alıp bir kaba koy ve kendine bunlardan ekmek hazırla. Bir yanına yatacağın 390 gün boyunca bunu yiyeceksin.+ 10 Her gün bu yiyecekten 20 şekel* tartıp aynı vakitlerde yiyeceksin.
11 Suyunu da altıda bir hin* olarak ölçüp her gün aynı vakitlerde içeceksin.
12 Ekmeğini arpa pidesi yer gibi yiyeceksin. Kuru insan dışkısıyla ateş yakıp onu herkesin gözü önünde pişireceksin.” 13 Yehova devamen şöyle dedi: “İsrail halkını milletler arasına dağıttığımda, onlar da ekmeklerini böyle, kirli* şekilde yiyecekler.”+
14 O zaman şunları söyledim: “Ulu Rab Yehova, benden bunu isteme! Gençliğimden beri, ölü bulunmuş veya parçalanmış bir hayvanın etini yiyerek kendimi kirletmedim+ ve temiz* olmayan hiçbir eti ağzıma sürmedim.”+
15 Bunun üzerine “Tamam, insan dışkısı yerine tezek kullanmana izin veriyorum, ekmeğini onun üzerinde pişir” dedi. 16 Sonra bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, Yeruşalim’de erzak tedariğini kesiyorum.*+ Tartıyla pay edilmiş ekmeklerini büyük kaygıyla yiyecekler+ ve ölçüyle verilmiş sularını korkarak içecekler.+ 17 Sonunda ekmeksiz ve susuz kalıp dehşet içinde birbirlerine bakacak ve suçları yüzünden yok olup gidecekler.”
5 “İnsanoğlu, berber usturası gibi kullanmak için kendine keskin bir kılıç al. Onunla başını ve sakalını tıraş et, sonra kestiğin kılları tartmak için bir terazi al ve kılları üç kısma ayır. 2 Üçte birini, kuşatma günleri tamamlandığında şehrin içinde yakacaksın.+ Sonra diğer üçte birini alıp şehrin çevresinde* kılıçla keseceksin.+ Son üçte birlik kısmını da rüzgâra savuracaksın. Ben onları kılıçla kovalayacağım.+
3 Kıllardan birkaçını da alıp giysinin kıvrımları arasına koyacaksın. 4 Birazını daha alıp ateşe atacaksın, yanacak. O ateşten çıkan yangın bütün İsrail halkına yayılacak.+
5 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘İşte Yeruşalim, onu milletlerin ortasına yerleştirdim, etrafı ülkelerle çevrili. 6 Ama o, çevresindeki milletleri ve ülkeleri kötülükte geçerek Benim kanunlarıma ve kurallarıma isyan etti.+ Halkı kanunlarıma karşı geldi ve kurallarıma uymadı.’
7 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Siz çevrenizdeki bütün milletlerden daha kötü oldunuz, kurallarıma uymadınız, kanunlarımı uygulamadınız. Tam tersine, çevrenizdeki milletlerin kanunlarını uyguladınız.+ 8 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey şehir, karşında Ben varım.+ Sana verdiğim hükmü gerçekleştireceğim, bunu diğer milletlerin gözü önünde yapacağım.+ 9 Bütün o iğrenç işlerin yüzünden sana öyle şeyler yapacağım ki, böylesini ne daha önce yaptım ne de daha sonra yapacağım.+
10 Bu yüzden aranızdaki babalar çocuklarını yiyecek,+ çocuklar da babalarını. Evet, size verdiğim hükmü gerçekleştireceğim ve sağ kalanlarınızı her yana* savuracağım.”’+
11 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Bütün tiksindirici putlarınızla ve bütün iğrenç işlerinizle kirlettiğiniz yer Benim kutsal mekânım.+ Ben de varlığım üzerine ant ederim ki sizi reddedeceğim, hiç acımayacağım ve size merhamet etmeyeceğim.+ 12 Üçte biriniz şehrin içinde salgın hastalıkla ölecek ya da kıtlıkla yok olup gidecek.+ Üçte biriniz şehrin çevresinde kılıçla öldürülecek. Kalan üçte birinizi de her yana savuracağım ve kılıçla kovalayacağım.+ 13 Sonra öfkem dinecek, size olan kızgınlığım geçecek ve rahatlayacağım.+ Öfkem yatışınca anlayacaksınız ki Ben Yehova, bunları tam bağlılık istediğim için söylüyorum.+
14 Seni harap bir şehre çevireceğim, çevrendeki milletlerin ve gelip geçen herkesin gözünde rezil duruma düşüreceğim.+ 15 Sana verdiğim hükmü uyguladığımda ve seni öfkeyle, gazapla cezalandırdığımda, çevrendeki milletlere rezil olacaksın, seninle alay edecekler.+ İbretlik halini görüp dehşete düşecekler. Bunları söyleyen Ben Yehova’yım.
16 Halkını yok etmek için kıtlığın öldürücü oklarını üzerlerine yağdıracağım. Bu oklar onları mahvedecek.+ Erzak tedariğini keserek* kıtlığı daha da şiddetlendireceğim.+ 17 Kıtlığı ve yırtıcı hayvanları senin üzerine salacağım,+ seni çocuklarından edecekler. Salgın hastalıklar, kanlı katliamlar seni mahvedecek ve karşına kılıçla çıkacağım.+ Bunları söyleyen Ben Yehova’yım.’”
6 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yüzünü İsrail dağlarına doğru dön ve onların aleyhindeki sözlerimi bildir. 3 Şöyle de: ‘Ey İsrail dağları, Ulu Rab Yehova’nın sözlerini dinleyin. Ulu Rab Yehova dağlara, tepelere, derelere ve vadilere şunları diyor: “Karşınıza kılıçla çıkacağım ve yüksek yerlerinizi* yıkacağım. 4 Sunaklarınız yerle bir edilecek, buhurluklarınız paramparça olacak.+ Öldürülenleri iğrenç putlarınızın* önüne fırlatacağım.+ 5 Cesetlerinizi iğrenç putlarınızın önüne fırlatacağım ey İsrailoğulları, kemiklerinizi sunaklarınızın etrafına saçacağım.+ 6 Yaşadığınız her yerde şehirleriniz yerle bir olacak,+ yüksek yerleriniz yıkılıp harap edilecek.+ Sunaklarınız yıkılıp parçalanacak, iğrenç putlarınız yok edilecek, buhurluklarınız paramparça edilecek ve elinizle yaptığınız her şey silinip gidecek. 7 Memleketinizde insanlarınızın birçoğu katledilecek.+ Anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.+
8 Yine de aranızdan küçük bir grubu sağ bırakacağım. Başka memleketlere dağıldığınızda, o milletlerin arasındayken bazılarınız kılıçtan kurtulacak.+ 9 Kurtulanlar, tutsak oldukları o milletlerin arasındayken Beni hatırlayacaklar.+ Benden uzaklaşan sadakatsiz* yüreklerinin ve iğrenç putlara arzuyla bakan gözlerinin+ yüreğimi nasıl parçaladığını anlayacaklar.+ Yaptıkları bütün o kötülükler ve iğrençlikler yüzünden utanç ve tiksinti duyacaklar.+ 10 Anlayacaklar ki Ben Yehova’yım ve bu felaketi başlarına getireceğimi söylerken boşuna konuşmuyordum.”’+
11 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘İsrail halkının bütün kötülüklerinden ve iğrençliklerinden ötürü inleyerek ellerini birbirine vur ve tepin. Çünkü kılıç, kıtlık ve salgın hastalık onları öldürecek.+ 12 Uzaktakiler salgın hastalıktan, yakındakiler kılıç yüzünden ölecek, bunlardan kurtulup sağ kalanları ise kıtlık öldürecek; üzerlerine tüm öfkemi boşaltacağım.+ 13 İğrenç putlarını yatıştırmak için hoş kokulu sunular sundukları her yerde; sunaklarının etrafında,+ her yüksek tepede, bütün dağların doruklarında, gür yapraklı her ağacın altında, her büyük ağacın dallarının altında+ cesetleri iğrenç putlarıyla birlikte yere serilecek. O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.+ 14 Elimi onlara karşı kaldıracağım ve memleketlerini ıssız bırakacağım, yaşadıkları yerleri Dibla yakınındaki çölden de beter bir ıssızlığa gömeceğim. Anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
7 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, Ulu Rab Yehova İsrail topraklarına şöyle diyor: ‘Son geldi! Memleketin dört bir köşesine son geldi. 3 Evet, artık sonun geldi! Üzerine öfkemi boşaltacağım. Seni yaptıklarına göre yargılayacağım ve bütün iğrenç işlerinin hesabını soracağım. 4 Sana hiç acımayacağım ve merhamet etmeyeceğim.+ Yaptıklarını sana ödeteceğim ve iğrenç işlerinin sonuçlarına katlanacaksın.+ O zaman anlayacaksın ki Ben Yehova’yım.’+
5 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘İşte felaket geliyor, eşi benzeri görülmemiş bir felaket!+ 6 Son geliyor, evet sonun yakın, ansızın karşına çıkacak. İşte geliyor! 7 Memleket halkı, sıranız* geldi. Vakit geliyor, o gün çok yakın.+ Dağlarda sevinç çığlıkları değil, kargaşa sesi var.
8 Çok yakında üzerine gazabımı yağdıracağım+ ve tüm öfkemi boşaltacağım.+ Seni yaptıklarına göre yargılayacağım ve bütün iğrenç işlerinin hesabını soracağım. 9 Hiç acımayacağım ve merhamet etmeyeceğim.+ Yaptıklarını sana ödeteceğim ve iğrenç işlerinin sonuçlarına katlanacaksın. O zaman anlayacaksın ki, sana bu darbeyi indiren Ben Yehova’yım.+
10 İşte o gün! İşte geliyor!+ Sıran geldi; ceza değneği çiçek açtı ve küstahlık filizlendi. 11 Zorbalık büyüdü, kötülüğü cezalandıran bir değnek oldu.+ Onlardan geriye kimse kalmayacak; zenginlikleri de, kalabalıkları da, itibarları da yok olup gidecek. 12 Vakit geliyor, gün yaklaşıyor. Alıcı sevinmesin, satan da üzülmesin çünkü hepsini büyük bir öfke bekliyor.+ 13 Mülkünü satan, canı esirgense bile sattığı yere geri dönemeyecek, çünkü bu görüntüdekiler bütün halkın başına gelecek. Hiçbiri geri dönmeyecek, suçu yüzünden* canını kurtaramayacak.
14 Borazan çalındı,+ herkes hazır; fakat savaşa giden yok, çünkü bütün halka öfkeliyim.+ 15 Şehrin dışında kılıç,+ içinde salgın hastalık ve kıtlık var. Dışarıda kim varsa kılıçla ölecek, içeridekileri de hastalık ve kıtlık bitirecek.+ 16 Hayatta kalabilenler dağlara kaçacak ve her biri kendi günahı yüzünden vadilerdeki güvercinler gibi inleyip duracak.+ 17 Hepsinin elleri ayakları tutmaz olacak ve hepsinin dizlerinden sular damlayacak.*+ 18 Çula* sarınacak+ ve korkudan tir tir titreyecekler. Herkes utanacak ve başını tıraş edecek.*+
19 Gümüşlerini sokaklara atacaklar ve altınları onlara iğrenç gelecek. Yehova’nın öfke gününde gümüşleri de altınları da onları kurtaramayacak.+ Açlıklarını gideremeyecek ve karınlarını doyuramayacaklar. Bu servet onları tökezletti, suç işlemelerine sebep oldu. 20 Mücevherlerinin güzelliğiyle gurur duydular, bunlardan iğrenç figürler, tiksindirici putlar yaptılar.+ Bu yüzden Ben de onları altın ve gümüşlerinden iğrendireceğim. 21 O altınları ve gümüşleri, yağmalasınlar diye yabancılara ve ganimet olarak dünyanın kötülerine vereceğim, hepsini kirletecekler.*
22 Onlara sırtımı döneceğim.+ Gizli mekânım* kirletilecek, soyguncular girip oranın kutsallığını bozacak.+
23 Zinciri* hazırla,+ çünkü memleket adaletsiz hükümler yüzünden dökülen kanla dolu,+ şehirde şiddet kol geziyor.+ 24 Milletlerin en kötüsünü getireceğim,+ onların evlerine el koyacaklar.+ Güçlülerin gururunu yok edeceğim, kutsal yerleri kirletilecek.+ 25 Istırap çekerken huzur arayacak ama bulamayacaklar.+ 26 Felaket üstüne felaket gelecek ve kötü haberlerin ardı arkası kesilmeyecek. İnsanlar bir görüntü gördü mü diye peygambere soracak,+ fakat kâhin kanunları öğretemez, ihtiyarlar* da öğüt veremez olacak.+ 27 Kral yasa gömülecek,+ önder umutsuzluğa kapılacak ve memleket halkının korkudan eli ayağı titreyecek. Yaptıklarının karşılığını vereceğim ve onları başkalarını yargıladıkları gibi yargılayacağım. O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”+
8 6. yılın 6. ayında, ayın 5. günü evimde oturuyordum, Yahuda ihtiyarları da karşımda oturuyorlardı. O sırada Ulu Rab Yehova’nın elini üzerimde hissettim. 2 Bakarken bir insan şekli gördüm, sanki ateştendi. Beli gibi görünen kısmından aşağısı alev alevdi,+ belinden yukarısı da gümüş altın karışımı gibi ışıl ışıl parlıyordu.+ 3 Sonra o, ele benzer bir şey uzatıp beni saçlarımdan tuttu. Tanrı’dan gelen görüntüler yoluyla, ruh* beni yer ile gök arasına kaldırdı ve Yeruşalim’e götürdü. İç avlunun kuzeye bakan kapısının girişine,+ Tanrı’yı kızdıran putun* durduğu yere geldim.+ 4 Orada İsrail’in Tanrısının ihtişamını gördüm,+ tıpkı daha önce ovada gördüğüm gibiydi.+
5 Bana “İnsanoğlu, lütfen başını kaldırıp kuzeye doğru bak” dedi. Ben de başımı kaldırıp kuzeye doğru baktım ve orada, sunağa bakan kapının kuzeyinde, girişte Tanrı’yı kızdıran o putu gördüm. 6 O zaman bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, İsrail halkının burada ne korkunç, ne iğrenç şeyler yaptığını görüyor musun?+ Bak, kutsal mekânımdan uzaklaşayım diye neler yapıyorlar!+ Fakat bunlardan daha korkunç başka iğrenç şeyler de göreceksin.”
7 Sonra beni avlunun girişine getirdi. Orada, duvarda bir delik gördüm. 8 Bana “İnsanoğlu, lütfen duvarda oyuk aç” dedi. Ben de duvarda oyuk açtım ve bir kapı gördüm. 9 Şöyle dedi: “İçeri gir, burada yaptıkları feci ve iğrenç şeyleri gör.” 10 İçeri girip baktım. Duvarın her yanına sürünen canlıların, iğrenç hayvanların+ ve İsrail halkının bütün tiksindirici putlarının+ çeşit çeşit resimleri kazınmıştı. 11 İsrail ihtiyarlarından 70 kişi bunların önünde duruyordu, Şafan+ oğlu Yaazanya da aralarındaydı. Her birinin elinde bir buhurdan vardı ve buhurun* kokulu dumanı yükseliyordu.+ 12 Bana şunları söyledi: “İnsanoğlu, İsrail ihtiyarlarının her biri putlarını sergiledikleri iç odalarda, karanlıkta neler yapıyor gördün mü? Onlar ‘Yehova bizi görmüyor, Yehova bu memleketi bıraktı’ diyorlar.”+
13 Sonra, “Bu yaptıklarından daha korkunç başka iğrenç şeyler de göreceksin” dedi. 14 Ve beni Yehova’nın mabedinin* kuzey kapısının girişine götürdü. Orada oturan kadınlar gördüm, tanrı Tammuz için ağlıyorlardı.
15 Şöyle devam etti: “İnsanoğlu, yaptıklarını görüyor musun? Bunlardan daha korkunç başka iğrenç şeyler de göreceksin.”+ 16 Ve beni Yehova’nın mabedinin iç avlusuna götürdü.+ Orada, Yehova’nın mabedinin girişinde, giriş salonuyla sunak arasında 25 kadar adam vardı. Sırtlarını Yehova’nın mabedine, yüzlerini doğuya, güneşe doğru dönmüş yere kapanıyorlardı.+
17 Bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, görüyor musun? Yahuda halkının bu iğrenç şeyleri yapması, memleketi şiddetle doldurması+ ve Beni durmadan öfkelendirmesi yetmezmiş gibi bir de burnuma dal* uzatıyorlar! 18 Ben de öfkemi göstereceğim. Onlara hiç acımayacağım ve merhamet etmeyeceğim.+ Bana feryat etseler de onları duymayacağım.”+
9 Sonra O’nun şöyle seslendiğini duydum: “Şehri cezalandıracak olanlar gelsin! Her biri eline öldürücü silahını alsın!”
2 Kuzeye bakan yukarı kapı+ tarafından altı adamın geldiğini gördüm, her biri elinde bir topuz* tutuyordu. Onların arasında, keten giysi giymiş ve belinde mürekkep kabı* olan bir adam vardı. İçeri girdiler ve bakır sunağın+ yanında durdular.
3 O zaman İsrail’in Tanrısının ihtişamı,+ kerubilerin* yukarısındaki yerinden kalktı ve kutsal mekânın kapı eşiğine geldi.+ Tanrı, belinde mürekkep kabı olan keten giysili adama seslendi. 4 Yehova ona şöyle dedi: “Şehrin, Yeruşalim’in içinden geç ve orada yapılan bütün iğrençlikler+ yüzünden ah çekip inleyen insanların+ alnına işaret koy.”
5 Diğerlerine de şunları söylediğini duydum: “Onun peşinden gidip şehrin içinden geçin ve öldürün. Hiç acımayın ve merhamet etmeyin.+ 6 Yaşlı, genç, çocuk, kadın, kız demeden hepsini öldürün.+ Fakat alnında işaret olanların hiçbirine yaklaşmayın.+ Benim kutsal mekânımdan başlayın.”+ Onlar da mabedin önündeki ihtiyarlardan başladılar.+ 7 Onlara “Mabedi kirletin, avlularını cesetlerle doldurun.+ Gidin!” dedi. Onlar da gittiler ve şehirdeki insanları öldürdüler.
8 Onları öldürürken bir tek beni sağ bıraktılar. Yere kapanıp şöyle haykırdım: “Ah Ulu Rab Yehova! Gazabını Yeruşalim’e boşaltırken İsrail’den geri kalan herkesi de mi yok edeceksin?”+
9 Bana şöyle cevap verdi: “İsrail ve Yahuda halkının suçu çok ama çok büyük.+ Memleket kanla,+ bu şehir de adaletsizlikle dolu.+ Çünkü onlar ‘Yehova bu memleketi bıraktı, Yehova görmüyor’ diyorlar.+ 10 Ama Ben onlara hiç acımayacağım ve merhamet etmeyeceğim.+ Yaptıklarını onlara ödeteceğim.”
11 Sonra, belinde mürekkep kabı olan keten giysili adamın geri geldiğini gördüm. Şöyle dedi: “Tam emrettiğin gibi yaptım.”
10 Ben izlerken, kerubilerin başlarının üzerindeki zeminin yukarısında safir taşı gibi görünen bir şey gördüm, bir tahtı andırıyordu.+ 2 Sonra Tanrı keten giysili adama+ şunları söyledi: “Tekerleklerin arasına gir,+ kerubilerin altında dur ve iki avcunu da kerubilerin arasındaki korlarla doldur,+ sonra da korları şehrin üzerine saç.”+ Ben izlerken adam oraya girdi.
3 Adam oraya girdiğinde kerubiler mabedin sağ tarafında duruyordu ve iç avlu bir bulutla kaplıydı. 4 Yehova’nın ihtişamı+ kerubilerin üzerinden yükselip mabedin kapı eşiğine geldi ve mabet yavaş yavaş bulutla doldu.+ Avluyu da Yehova’nın ihtişamının ışıltısı doldurdu. 5 Kerubilerin kanat sesleri dış avludan duyuluyordu. Bu ses Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın sesi gibiydi.+
6 O zaman Tanrı keten giysili adama “Tekerleklerin ve kerubilerin arasından ateş al” diye emretti, adam da oraya girip tekerleklerden birinin yanında durdu. 7 Sonra kerubilerden biri, elini uzatıp diğer kerubilerle arasındaki ateşten aldı+ ve keten giysili adamın+ avuçlarına koydu. O da bunu alıp gitti. 8 Kerubilerin kanatlarının altında, insan elleri gibi görünen şeyler vardı.+
9 Bakarken kerubilerin yanlarında dört tekerlek gördüm, her kerubinin yanında bir tekerlek vardı ve tekerlekler krizolit taşı gibi parlaktı.+ 10 Dördünün de görünüşü birbirine benziyordu, iç içe geçmiş iki tekerlek gibiydiler. 11 Tekerlekler hareket ettiklerinde sağa sola dönmeden dört yöne de gidebiliyordu. Çünkü baş nereye bakarsa o yöne gidiyorlardı, sağa sola dönmüyorlardı. 12 Kerubilerin bedenlerinin her yeri, sırtları, elleri ve kanatları gözlerle doluydu. Dördünün yanındaki tekerlekler de çepçevre gözlerle doluydu.+ 13 Tekerleklere “Dönün tekerlekler!” diyen bir ses duydum.
14 Kerubilerden her birinin dört yüzü vardı. Birincisi kerubi yüzü, ikincisi insan yüzü, üçüncüsü aslan yüzü ve dördüncüsü kartal yüzüydü.+
15 Bu kerubiler Kebar Irmağı kıyısındayken+ gördüğüm canlılardı. Onlar yükselip 16 hareket edince tekerlekler de onlarla birlikte hareket ediyordu. Kerubiler yerden yükselmek için kanatlarını kaldırınca, tekerlekler onların yanından ayrılmıyor ve yön değiştirmiyordu.+ 17 Onlar durunca tekerlekler de duruyor, onlar yükselince tekerlekler de yükseliyordu; çünkü canlılar üzerinde etkili olan ruh tekerleklerde de vardı.
18 Sonra Yehova’nın ihtişamı+ mabedin kapı eşiğinden ayrıldı ve kerubilerin yukarısında durdu.+ 19 Ben izlerken kerubiler kanatlarını kaldırdı ve yerden yükseldiler. Onlar hareket ettiğinde tekerlekler de onlarla birlikte hareket etti. Yehova’nın mabedinin doğu kapısının girişinde durdular. İsrail’in Tanrısının ihtişamı da onların yukarısındaydı.+
20 Bu canlılar, Kebar Irmağı kıyısındayken İsrail’in Tanrısının tahtının altında gördüğüm canlılardı,+ böylece onların kerubi olduğunu anladım. 21 Dördünün de dört yüzü, dört kanadı ve kanatlarının altında insan elleri gibi görünen şeyler vardı.+ 22 Yüzleri Kebar Irmağı kıyısındayken gördüğüm yüzlere benziyordu.+ Her biri dosdoğru ilerliyordu.+
11 Sonra ruh* beni yukarı kaldırdı ve Yehova’nın mabedinin doğuya bakan kapısına götürdü.+ Kapının girişinde, aralarında Azzur oğlu Yaazanya ve Benaya oğlu Pelatya’nın da olduğu 25 adam gördüm; onlar halkın yöneticileriydi.+ 2 Sonra Tanrı bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, bu şehirde* kötülük tasarlayan ve halka kötü niyetle akıl verenler işte bu adamlar. 3 Onlar ‘Şimdi evler yapma zamanı değil mi?+ Bu şehir kazan,+ biz de içindeki etleriz’* diyorlar.
4 Bu yüzden insanoğlu,+ başlarına neler geleceğini onlara bildir. Evet, bu sözleri bildir.”
5 Sonra Yehova’nın ruhu beni etkisine aldı+ ve şunları söyledi: “Şöyle diyeceksin: ‘Yehova diyor ki “Ey İsrail halkı, söylediğiniz doğru, aklınızdan geçenleri de biliyorum. 6 Sizin yüzünüzden bu şehirde bir sürü insan öldü, sokaklar ceset dolu.”’+ 7 ‘Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Şehrin sokaklarına saçtığınız cesetler et, şehir de kazan.+ Ama siz onun içinden çıkarılacaksınız.”’
8 ‘Ulu Rab Yehova diyor ki “Siz kılıçtan korkuyordunuz,+ Ben de sizi kılıçla öldürteceğim. 9 Sizi bu şehirden çıkaracağım, yabancıların eline bırakacağım ve size verdiğim hükmü gerçekleştireceğim.+ 10 Kılıçla öldürüleceksiniz.+ İsrail topraklarının sınırında sizi cezalandıracağım,+ o zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.+ 11 Bu şehir sizin için kazan olmayacak, siz de onun içindeki etler olmayacaksınız. İsrail topraklarının sınırında sizi cezalandıracağım, 12 o zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım. Çünkü kanunlarımı uygulamadınız ve kurallarıma uymadınız,+ aksine çevrenizdeki milletlerin kurallarına göre davrandınız.”’”+
13 Ben bu sözleri bildirir bildirmez Benaya oğlu Pelatya öldü. Bunun üzerine yere kapanıp şöyle haykırdım: “Ah Ulu Rab Yehova! İsrail’den geri kalanları da mı yok edeceksin?”+
14 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 15 “İnsanoğlu, Yeruşalim’de oturanlar senin kardeşlerine, kardeşlerinin arasında toprağı geri satın alma hakkı olanlara ve tüm İsrail halkına şunları söylüyor: ‘Yehova’dan uzak durun. Bu memleket bizim mülkümüz, bize verildi.’ 16 Bu yüzden şöyle de: ‘Ulu Rab Yehova diyor ki “Onları uzaktaki milletler arasına sürmüş ve farklı memleketlere dağıtmış olsam da,+ bir süreliğine o memleketlerde onların kutsal mekânı olacağım.”’+
17 Şunları söyle: ‘Ulu Rab Yehova diyor ki “Ayrıca sizi milletlerin arasından, dağıldığınız memleketlerden toplayacağım ve İsrail topraklarını size vereceğim.”+ 18 “Oraya geri dönecekler ve o toprakları bütün tiksindirici şeylerden ve iğrençliklerden temizleyecekler.+ 19 Onlara tek yürek vereceğim+ ve içlerine yeni bir ruh* koyacağım.+ Onların içindeki taştan yüreği çıkarıp+ etten* bir yürek vereceğim.+ 20 Böylece yasalarıma uyacak, kararlarımı uygulayacaklar ve onlara itaat edecekler. O zaman Benim halkım olacaklar, Ben de onların Tanrısı olacağım.”’
21 ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Tiksindirici işlerinden ve iğrençliklerinden vazgeçmeyenlere gelince, yaptıklarını onlara ödeteceğim.”’”
22 Sonra kerubiler kanatlarını kaldırdı, tekerlekler yanlarındaydı,+ İsrail’in Tanrısının ihtişamı da onların yukarısındaydı.+ 23 Yehova’nın ihtişamı+ şehirden yukarı yükseldi ve şehrin doğusundaki dağın üzerinde durdu.+ 24 Tanrı’nın ruhunun etkisiyle gördüğüm bir görüntüde, ruh* beni yukarı kaldırdı ve Kalde’ye, sürgündeki halkın yanına getirdi. Sonra gördüğüm bu görüntü kayboldu. 25 Ben de Yehova’nın bana gösterdiği her şeyi sürgündeki halka anlatmaya başladım.
12 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, sen asi bir halkın arasında yaşıyorsun. Görecek gözleri var ama görmüyorlar, duyacak kulakları var ama duymuyorlar,+ çünkü onlar asi bir halk.+ 3 Sen insanoğlu, sürgüne gidiyormuş gibi kendine bir heybe hazırla. Sonra gündüz vakti onlar bakarken sürgüne git. Onlar seni izlerken evinden başka bir yere sürgüne gideceksin. Asi bir halk olsalar da belki anlarlar. 4 Sürgüne gidiyormuş gibi hazırladığın heybeni gündüz vakti, onların gözü önünde dışarı çıkar. Sonra akşam vakti, onlar seni izlerken, sürgüne götürülen biri gibi oradan ayrıl.+
5 Onlar bakarken duvarda delik açıp heybeni oradan çıkar.+ 6 Gözleri önünde heybeni omzuna al ve karanlıkta dışarı taşı. Yeri görmemek için yüzünü ört, çünkü seni İsrail halkı için bir işaret olarak kullanıyorum.”+
7 Bana emredilenleri aynen yerine getirdim. Gündüz vakti, sürgüne gidecekmiş gibi hazırladığım heybemi dışarı çıkardım ve akşam ellerimle duvarda delik açtım. Hava kararınca heybemi dışarı çıkarıp halkın gözü önünde omzumda taşıdım.
8 Sabahleyin bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 9 “İnsanoğlu, o asi halk, İsrail halkı sana ‘Ne yapıyorsun?’ diye sordu, değil mi? 10 Onlara şöyle de: ‘Ulu Rab Yehova diyor ki, “Bu hüküm Yeruşalim’deki önder+ ve oradaki tüm İsrail halkı hakkında.”’
11 Onlara şunları söyle: ‘Ben sizin için bir işaretim.+ Yaptıklarımın hepsi o halkın başına gelecek. Sürgüne götürülecek ve esir edilecekler.+ 12 Aralarındaki önder eşyalarını omzunda taşıyacak ve karanlıkta oradan ayrılacak. Duvarda bir delik açacak ve eşyalarını oradan dışarı çıkaracak.+ Yeri görmemek için yüzünü örtecek.’ 13 Onun üzerine ağımı atacağım ve ağıma yakalanacak.+ Sonra onu Kaldelilerin memleketine, Babil’e getireceğim. Fakat orayı göremeyecek ve orada ölecek.+ 14 Çevresindeki herkesi, ona yardım edenleri ve askerlerini dört bir yana dağıtacağım.+ Onları kılıçla kovalayacağım.+ 15 Onları milletlerin arasına dağıtınca ve başka memleketlere savurunca anlayacaklar ki Ben Yehova’yım. 16 Fakat onların birkaçını kılıçtan, kıtlıktan ve salgın hastalıktan kurtarıp sağ bırakacağım. Böylece gidecekleri yerlerdeki milletlere, yaptıkları bütün iğrençlikleri anlatacaklar ve o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.”
17 Bana yine Yehova’dan bir söz geldi: 18 “İnsanoğlu, ekmeğini titreyerek ye, suyunu da huzursuzluk içinde ve endişeyle iç.+ 19 Memleket halkına şöyle de: ‘Ulu Rab Yehova İsrail topraklarında, Yeruşalim’de oturanlar hakkında diyor ki, “Ekmeklerini endişeyle yiyecekler ve sularını dehşet içinde içecekler, çünkü memleketleri, orada yaşayanların zorbalığı yüzünden+ tamamen ıssız kalacak.+ 20 İnsanların oturduğu şehirler mahvedilecek ve ülke ıssız bir yere dönecek.+ O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.”’”+
21 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 22 “İnsanoğlu, İsrail’de halkın dilinde bir söz var. ‘Vakit geçip gidiyor, görüntüler gerçekleşmiyor’ diyorlar.+ 23 Bu yüzden onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Bu söze son vereceğim, artık İsrail’de söylenmez olacak.”’ Ama onlara de ki, ‘Vakit yaklaştı,+ her görüntü gerçekleşecek.’ 24 Çünkü İsrail’de artık sahte görüntüler ve aldatıcı* kehanetler olmayacak.+ 25 ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ben Yehova, Ben konuşacağım. Söylediğim her söz gecikmeden yerine gelecek.+ Ey asi halk, sizin zamanınızda+ bir söz söyleyeceğim ve onu gerçekleştireceğim.”’”
26 Bana yine Yehova’dan bir söz geldi: 27 “İnsanoğlu, İsrail halkı şöyle diyor: ‘Onun gördüğü görüntü uzun zaman sonrası için; bildirdiği sözlerin gerçekleşmesine de daha çok var.’+ 28 Bu yüzden onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Söylediğim hiçbir söz gecikmeyecek, her sözüm yerine gelecek”, Ulu Rab Yehova’nın sözü.’”
13 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, İsrail peygamberleri aleyhindeki sözlerimi* bildir+ ve kendi uydurdukları kehanetleri bildirenlere+ şöyle de: ‘Yehova’nın sözlerini dinleyin. 3 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Akılsız peygamberlerin vay haline! Gördükleri hiçbir şey yok, ama görmüş gibi uyduruyorlar.+ 4 Ey İsrail, peygamberlerin harabeler arasında yaşayan tilkiler gibi olmuş. 5 Siz peygamberler, biliyorum ki surların yıkılmış yerlerine gidip onları İsrail halkı için onarmayacaksınız.+ Bu yüzden İsrail Yehova’nın günündeki savaşta ayakta kalamayacak.”+ 6 “Onlar sahte görüntüler görüyor ve kehanetlerde bulunuyor. Ben Yehova onları göndermediğim halde ‘Bu Yehova’nın sözü’ diyorlar, sonra da sözlerinin gerçekleşmesini bekliyorlar.+ 7 Ben bir şey söylemediğim halde ‘Bu Yehova’nın sözü’ diyorsunuz. Oysa gördükleriniz sahte görüntüler, kehanetleriniz de yalan değil mi?”’
8 ‘Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “‘Bildirdiğiniz sözler sahte ve gördüğünüz görüntüler yalan olduğu için size karşıyım’, Ulu Rab Yehova’nın sözü.”+ 9 Güçlü elimi, sahte görüntüler gören ve kehanetlerde bulunan peygamberlere+ karşı kaldırdım. Onlar yakından ilgilendiğim halkın arasında olmayacaklar, İsrail halkının kütüğünde yazılı olmayacaklar ve İsrail topraklarına geri dönmeyecekler. O zaman anlayacaksınız ki Ben Ulu Rab Yehova’yım.+ 10 Tüm bunlar, barış olmadığı halde “Barış var!” diyerek halkımı aldattıkları için olacak.+ Dayanıksız bir iç duvar yapılıyor, onlar da onu beyaza boyuyor.’*+
11 Duvarı boyayanlara onun yıkılacağını söyle. Sağanak yağmur yağacak, dolu inecek ve şiddetli fırtınalar onu yıkacak.+ 12 Duvar yıkılınca size ‘Yaptığınız badana neye yaradı?’ diyecekler.+
13 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Öfkemle şiddetli fırtınalar koparacağım, kızgınlığımla sağanak yağmur indireceğim ve kasıp kavuran gazabımla dolu yağdıracağım. 14 Beyaza boyadığınız duvarı yıkıp yerle bir edeceğim ve temeli açığa çıkacak. Bu şehir düştüğünde siz de içinde yok olacaksınız. O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.
15 Bu duvarın ve onu beyaza boyayanların üzerine tüm gazabımı boşalttığımda size şöyle diyeceğim: “Artık ne duvar var, ne de onu boyayanlar.+ 16 Evet, Yeruşalim hakkında kehanette bulunan ve barış yokken onun için barış görüntüleri gören o İsrail peygamberleri+ artık yok”’ diyor Ulu Rab Yehova.
17 Sana gelince insanoğlu, yüzünü halkının arasındaki, kehanetler uyduran kadınlara doğru çevir ve onlar aleyhindeki sözlerimi bildir. 18 Onlara şöyle de: ‘Ulu Rab Yehova diyor ki, “İnsanları tuzağa düşürmek için herkese kol bağı* diken ve her boyda insana başörtüsü hazırlayan kadınların vay haline! Halkımın hayatını tehlikeye atarken kendi canınızı kurtarabileceğinizi mi sanıyorsunuz? 19 Birkaç avuç arpa ya da birkaç ekmek parçası uğruna halkımın içinde kutsallığıma leke mi süreceksiniz?+ Yalanlarınızı dinleyen halkıma yalanlar söyleyerek, ölmemesi gereken insanları öldürüyor ve ölmesi gerekenleri sağ bırakıyorsunuz.”’+
20 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Ey kadınlar, insanları kuş gibi avlamak için kullandığınız o bağlara ne yapacağımı biliyorum. Onları kollarınızdan sökeceğim ve kuş gibi avladığınız o insanları salıvereceğim. 21 Başörtülerinizi yırtıp atacağım ve halkımı elinizden kurtaracağım, artık size av olmayacaklar. O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.+ 22 Ben doğru insana sıkıntı yaşatmadığım halde, siz yalanlarınızla onun cesaretini kırıyorsunuz.+ Kötü kişinin yaptıklarını ise destekliyorsunuz,+ o da kötü yolundan dönmüyor ve hayatta kalmayacak.+ 23 Bu yüzden ey kadınlar, artık sahte görüntüler görmeyecek ve falcılık yapmayacaksınız.+ Halkımı sizin elinizden kurtaracağım ve anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.’”
14 İsrail ihtiyarlarından bazıları gelip karşımda oturdular.+ 2 O zaman bana Yehova’dan bir söz geldi: 3 “İnsanoğlu, bu adamlar iğrenç putlarının peşinden gitmeye kararlı ve halkı tökezletip günaha sürüklüyorlar. Onların Bana danışmasına hiç izin verir miyim?+ 4 Onlarla konuş ve de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “İsrail halkından biri iğrenç putlarının peşinden gitmeye kararlıysa ve başkalarını tökezletip günaha sürüklüyorsa, bir peygambere gidip danıştığı zaman Ben Yehova, onca iğrenç putu nedeniyle ona hak ettiği karşılığı vereceğim. 5 İsrail halkının yüreğine dehşet salacağım, çünkü hepsi Benden uzaklaştı ve o iğrenç putlarının peşinden gitti.”’+
6 Bu nedenle İsrail halkına de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Bana dönün, iğrenç putlarınızı ve yaptığınız bütün iğrençlikleri bırakın.+ 7 İsrail halkından biri ya da İsrail’de yaşayan bir yabancı Benden uzaklaştığında ne olacağını söyleyeyim. Eğer o iğrenç putlarının peşinden gitmeye kararlıysa ve başkalarını tökezletip günaha sürüklüyorsa, peygamberime gelip danıştığı zaman+ Ben Yehova, ona bizzat Ben cevap vereceğim. 8 O adamı reddedeceğim, başına gelenler herkese ibret olacak ve dilden dile anlatılacak. Onu yaşatmayacağım.+ O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.”’
9 ‘Fakat peygamber kanıp bir cevap verirse, onu kandıran Ben Yehova olacağım.+ O zaman elimi ona karşı kaldıracağım ve onu yok edeceğim. 10 Peygamberin de ona danışanın da suçunun cezası aynı olacak, suçlarının cezasını çekecekler. 11 Böylece İsrail halkı artık Benden uzaklaşmayacak ve suç işleyerek kendilerini kirletmeyecekler. Onlar Benim halkım olacak, Ben de onların Tanrısı olacağım’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
12 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 13 “İnsanoğlu, bir memleket Bana sadakatsizlik ederek günah işlerse, elimi ona karşı kaldırırım. Erzak tedariğini keserim,*+ oraya kıtlık gönderirim,+ orada artık ne insan ne de hayvan yaşar.+ 14 ‘Öyle ki Nuh,+ Daniel+ ve Eyüp,+ bu üç adam bile orada olsaydı doğrulukları* sayesinde ancak kendi canlarını kurtarırlardı’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
15 “‘Ya da o memlekete yırtıcı hayvanlar gönderirsem, o hayvanlar yüzünden orada oturan kalmaz ve memleket kimsenin gelip geçmediği ıssız bir yere döner.+ 16 Varlığım üzerine ant ederim ki, o üç adam bile orada olsaydı ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirlerdi. Yalnızca kendilerini kurtarabilirlerdi ve memleket ıssız kalırdı’ diyor Ulu Rab Yehova.”
17 “‘Ya da memlekete kılıç gönderir+ ve “Kılıç memleketi kırıp geçirsin” dersem, orada ne insan ne de hayvan sağ kalır.+ 18 Varlığım üzerine ant ederim ki, o üç adam bile orada olsaydı ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirlerdi. Yalnızca kendilerini kurtarabilirlerdi’ diyor Ulu Rab Yehova.”
19 “‘Ya da memlekete salgın hastalık gönderirsem+ ve kanlarını dökerek öfkemi üzerlerine boşaltırsam, orada ne insan ne de hayvan kalır. 20 Varlığım üzerine ant ederim ki, Nuh,+ Daniel+ ve Eyüp+ bile orada olsaydı ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirlerdi. Doğrulukları sayesinde ancak kendilerini kurtarabilirlerdi’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
21 “Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘İnsanları da hayvanları da yok etmek için+ Yeruşalim’i bu dört belayla cezalandırdığımda,+ oraya kılıç, kıtlık, yırtıcı hayvanlar ve salgın hastalık gönderdiğimde+ böyle olacak. 22 Fakat aralarında oğulların ve kızların da olduğu bazıları kurtulacak+ ve oradan çıkarılacaklar, yanınıza gelecekler. Onların davranışlarını ve yaptıklarını gördüğünüzde Yeruşalim’in başına getirdiğim felaketin, ona yaptığım her şeyin sebebini anlayacak ve teselli bulacaksınız.’”
23 “‘Onların davranışlarını ve yaptıklarını gördüğünüzde teselli bulacaksınız ve o memleketin başına getirdiğim şeylerin boşuna olmadığını anlayacaksınız’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
15 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, asma odununun ormandaki herhangi bir ağaçtan ya da ağaç dalından üstünlüğü var mı? 3 Ondan kesilmiş bir sırık işe yarar mı? Ya da insanlar kap kacak asmak için ondan askı yapar mı? 4 Asmanın odunu yakacak olarak ateşe atılır. Ateş onun uçlarını yakıp ortasını kavurunca bir işe yarar mı? 5 Yanmamış haliyle bile işe yaramazken, yanıp kavrulduktan sonra ne işe yarar ki!”
6 “Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Ormandaki ağaçlar arasından asma odununu nasıl yakacak olarak verdiysem, Yeruşalim halkına da aynısını yapacağım.+ 7 Onlara karşı harekete geçeceğim. Ateşten kurtuldular, ama ateş onları yok edecek. Onlara karşı harekete geçtiğimde anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.’”+
8 “‘Bana sadakatsizlik ettikleri için+ memleketi ıssız bırakacağım’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
16 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yaptığı iğrenç işleri Yeruşalim’e anlat.+ 3 De ki, ‘Ulu Rab Yehova Yeruşalim’e şöyle diyor: “Kökün Kenan diyarına dayanıyor, sen de orada doğdun. Baban Amori,+ annen ise Hititli.+ 4 Doğduğun gün göbek bağın kesilmedi, suyla yıkanıp temizlenmedin, tuzla ovulmadın ve kundağa sarılmadın. 5 Kimse bunlardan birini bile yapacak kadar sana acımadı. Sana şefkat gösteren olmadı. Aksine boş bir araziye atıldın, çünkü daha doğduğun gün senden nefret ettiler.
6 Yanından geçerken kanlar içinde debelendiğini gördüm. Sen kanlar içinde yatarken ‘Yaşayacaksın!’ dedim. Evet, sen kanlar içinde yatarken ‘Yaşayacaksın!’ dedim. 7 Seni kırda filizlenen bitkiler gibi, çoğalttıkça çoğalttım. Büyüdün, geliştin, en güzel süslerle süslendin. Göğüslerin belirginleşti ve saçların uzadı, ama üzerinde giysi yoktu, hâlâ çıplaktın.”’
8 ‘Yanından geçerken seni gördüğümde sevda çağına geldiğini fark ettim. Seni koruyup kolladım,*+ çıplaklığını örttüm ve yemin ederek seninle bir ahit* yaptım, böylece Benim oldun’ diyor Ulu Rab Yehova. 9 ‘Ayrıca seni suyla yıkayıp üzerindeki kanı temizledim ve sana yağ sürdüm.+ 10 Üzerine nakışlı elbise, ayağına kaliteli deriden* çarık giydirdim. Seni has ketenlere sardım, pahalı giysilerle donattım. 11 Seni takılarla süsledim, kollarına bilezikler, boynuna gerdanlık taktım. 12 Burnuna bir halka, kulaklarına küpeler ve başına güzel bir taç taktım. 13 Kendini altın ve gümüşle donattın. Giysilerin has ketenden ve pahalı kumaşlardandı, nakışlı elbise giyerdin. İnce öğütülmüş unla, bal ve zeytinyağıyla beslenirdin. Çok ama çok güzelleştin+ ve kraliçe olabilecek duruma geldin.’”
14 “‘Güzelliğin nedeniyle ünün milletler arasında yayılmaya başladı.+ Seni görkemimle donattığım için güzelliğin kusursuzdu’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
15 “‘Fakat güzelliğine güvenmeye başladın+ ve ününü kullanarak fahişe oldun.+ Yoldan gelip geçen herkesle fuhuş yaptın+ ve onların oldun. 16 Giysilerinden bazılarını alıp yüksek yerleri rengârenk süsledin ve oralarda fahişelik yaptın.+ Böyle şeyler olmamalı ve bir daha asla yapılmamalı! 17 Sana verdiğim altın ve gümüşten güzel takılarını alıp onlarla kendine erkek figürleri yaptın ve onlarla fahişelik yaptın.+ 18 Onları nakışlı elbiselerinle örttün, Benim yağımı ve Benim buhurumu onlara sundun.+ 19 Sana yemen için verdiğim, ince öğütülmüş unla, yağla ve balla yapılmış ekmeği de hoş koku olarak onlara sundun.+ Bunların hepsini yaptın’ diyor Ulu Rab Yehova.”
20 “‘Yaptığın bunca fahişelik yetmezmiş gibi, bir de Bana doğurduğun oğulları ve kızları+ aldın, putlara kurban ettin!+ 21 Evlatlarımı katlettin ve onları kendi putlarına kurban olarak ateşte yaktın.*+ 22 Bütün bu iğrençliklere batmışken ve fahişelik yaparken, küçükken giysisiz ve çırılçıplak olduğun günleri, kanlar içinde debelendiğin o halini unuttun. 23 Yaptığın bunca kötülük yüzünden vay haline senin, vay!’+ diyor Ulu Rab Yehova. 24 ‘Kendine her meydanda bir tümsek ve yüksek yer yaptın. 25 Her sokağın en görünür yerinde kendine yüksek yerler yaptın. Her gelip geçene kendini sunarak+ güzelliğini iğrenç hale getirdin ve tekrar tekrar fuhuş yaptın.+ 26 Şehvet düşkünü komşularınla, Mısırlılarla fuhuş yaptın+ ve yaptığın sayısız ahlaksızlıkla Beni öfkelendirdin. 27 Güçlü elimi sana karşı kaldıracağım ve yiyecek payını azaltacağım.+ Seni senden nefret eden kadınların, Filisti kızlarının insafına bırakacağım.+ Onlar senin iğrenç davranışlarından dolayı dehşete düştüler.+
28 Doymak bilmediğin için sonra da Asurlularla fuhuş yaptın.+ Fakat onlarla fuhuş yaptıktan sonra yine doymadın. 29 Ahlaksızlığını daha da artırıp ticaret* diyarına ve Kaldelilere dek gittin,+ fakat o zaman bile doymadın.’ 30 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Yüreğin ne kadar hasta ki,* arsız bir fahişe gibi davranıp bunca şey yaptın!+ 31 Fakat her sokağın en görünür yerinde kendine tümsek yaptığında ve her meydanda yüksek yer yaptığında, ücret almayı reddettiğin için fahişe gibi de değildin. 32 Sen, kocası yerine yabancıları yatağına alıp zina yapan bir kadınsın!+ 33 Normalde insanlar fahişelere hediye verir,+ oysa seni arzulayan herkese sen hediyeler verdin+ ve her yerden gelip seninle fuhuş yapsınlar diye onlara rüşvet verdin.+ 34 Sen fahişelik yapan diğer kadınların tam aksini yaptın. Senin gibi fahişelik yapan yok; kimse sana ücret ödemiyor, ücret ödeyen sensin. Herkesin yaptığının aksini yapıyorsun.’
35 Bu yüzden ey fahişe,+ Yehova’nın sözlerini dinle! 36 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Madem sen âşıklarınla ve oğullarının bile kanını sunduğun+ bütün tiksindirici ve iğrenç putlarınla fuhuş yaparken+ şehvetini ortaya döktün ve edep yerlerini açtın, 37 Ben de memnun ettiğin bütün âşıklarını, sevdiklerinin ve nefret ettiklerinin hepsini bir araya topluyorum. Onları seninle savaşmaları için her yerden toplayacağım ve edep yerlerini onlara açacağım, seni çırılçıplak görecekler.+
38 Sana, zina yapan+ ve kan döken+ kadınların hak ettiği cezaları vereceğim. Öfkemden ve kıskançlığımdan ötürü seni öldürteceğim.+ 39 Seni âşıklarının eline teslim edeceğim. Yaptığın tümsekleri yerle bir edecekler, yüksek yerlerini yıkacaklar.+ Elbiselerini çıkaracaklar,+ güzel takılarını alacaklar+ ve seni çırılçıplak bırakacaklar. 40 Sana saldırmak için bir kalabalık getirecekler,+ seni taşlayacak+ ve kılıçla katledecekler.+ 41 Evlerini ateşe verecekler+ ve sana verdiğim hükmü birçok kadının gözü önünde gerçekleştirecekler. Fahişeliğini sona erdireceğim+ ve artık kimseye ücret vermeyeceksin. 42 O zaman sana olan gazabım yatışacak+ ve öfkem geçecek,+ sakinleşeceğim ve artık kızgınlık duymayacağım.’
43 Ulu Rab Yehova diyor ki, ‘Küçükken seninle nasıl ilgilendiğimi hatırlamadığın+ ve bütün bu yaptıklarınla Beni öfkelendirdiğin için hepsini sana ödeteceğim. Artık utanç verici davranışlarını ve iğrenç işlerini sürdürmeyeceksin.
44 Özdeyişlerle konuşan herkes “Anası nasılsa kızı da öyle!” sözünü senin için kullanacak.+ 45 Sen kocasını ve çocuklarını hor gören o annenin kızısın. Kocalarını ve çocuklarını hor gören o kızların da kardeşisin. Annen Hititli, baban da Amori.’”+
46 “‘Ablan Samiriye’dir;+ kızlarıyla* birlikte senin kuzeyinde oturuyor.+ Kız kardeşin de Sodom’dur;+ kızlarıyla birlikte senin güneyinde oturuyor.+ 47 Sen onların yolundan gitmekle ve onların iğrenç işlerini yapmakla kalmadın, yaptıklarınla kısa sürede onlardan daha günahkâr oldun.+ 48 Varlığım üzerine ant ederim ki senin ve kızlarının yaptıklarını, kız kardeşin Sodom ve kızları yapmadı’ diyor Ulu Rab Yehova. 49 ‘Kız kardeşin Sodom’un suçu şuydu: O da kızları da+ gururluydu,+ yiyeceğe doymuşlardı+ ve rahatları yerindeydi,+ fakat sıkıntı çekenlere ve yoksullara destek olmadılar.+ 50 Onlar kibirlerinden vazgeçmediler+ ve iğrenç işlerini gözümün önünde sürdürdüler.+ Ben de onları ortadan kaldırmayı gerekli gördüm.+
51 Benzer şekilde Samiriye+ de senin günahlarının yarısını bile işlemedi. Sen iğrenç işlerini artırıp onları geçtin. Öylesine iğrenç işler yaptın ki, kız kardeşlerin senin yanında temiz kaldı.+ 52 Kız kardeşlerinin davranışlarını haklı gösterdiğin için rezil olacaksın. Senin günahların onlarınkinden daha iğrenç olduğu için onlar senin yanında temiz kaldı. Kız kardeşlerinin temiz görünmesine sebep olduğun için utan ve bu utançla yaşa.’
53 ‘Sodom’la kızlarından esir düşmüş olanları ve Samiriye’yle kızlarından esir düşmüş olanları toplayıp getireceğim; senden esir düşmüş olanları da onlarla birlikte toplayıp getireceğim,+ 54 bu yüzden utançla yaşayacaksın. Küçük düşeceksin, çünkü yaptıklarınla kız kardeşlerini rahatlattın. 55 Kız kardeşin Sodom ve kızları eski durumlarına dönecek, ablan Samiriye ve kızları da eski durumlarına dönecek; sen ve kızların da eski durumunuza döneceksiniz.+ 56 O gururlu zamanında kız kardeşin Sodom’un adını ağzına bile almazdın, onu o kadar değersiz görürdün. 57 Kötülüğün açığa çıkmadan önce+ böyle davranırdın. Şimdi ise Aram* kızlarıyla komşuları ve Filisti kızları+ seni aşağılıyor, tüm çevrendekiler seninle alay ediyor. 58 Utanç verici davranışlarının ve iğrenç işlerinin sonuçlarına katlanacaksın!’ diyor Yehova.”
59 “Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Sen ne yaptıysan Ben de şimdi aynısını sana yapacağım,+ çünkü Bana ettiğin yemini hor gördün ve Benimle olan ahdini bozdun.+ 60 Fakat Ben seninle gençliğinde yaptığım ahdi hatırlayacağım ve seninle kalıcı bir ahit yapacağım.+ 61 Ablalarını ve kız kardeşlerini karşıladığın zaman, kendi yaptıklarını hatırlayıp utanacaksın.+ Onları sana kız evlat olarak vereceğim, fakat bunun nedeni seninle yaptığım ahit olmayacak.’
62 ‘Seninle bir ahit yapacağım ve anlayacaksın ki Ben Yehova’yım. 63 Bütün yaptıklarına rağmen senin için bir kefaret* sağladığımda,+ o zaman hatırlayacaksın ve utancından ağzını açamayacaksın’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
17 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, İsrail hakkında bir bilmece söyle, bir öykü anlat.+ 3 Onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Rengârenk ve sık tüyleri olan iri ve uzun kanatlı büyük kartal+ Lübnan’a geldi,+ sedir ağacının tepesini ele geçirdi.+ 4 Ağacın en tepesindeki filizi kopardı, onu ticaret* diyarına götürdü ve bir tüccar şehrine bıraktı.+ 5 Sonra o yerin tohumlarından+ alıp verimli bir toprağa getirdi. Söğüt gibi büyüsün diye onu sulak bir yere ekti. 6 Tohum filizlendi, bodur ve yayılan bir asma oldu.+ Dalları içe doğru dönüktü, kökleri de altında gelişiyordu. Böylece, filiz veren ve dalları uzayan bir asma oldu.+
7 Derken geniş ve uzun kanatlı başka bir büyük kartal+ geldi.+ O zaman bu asma, dikili olduğu yerden köklerini kartala doğru istekle uzattı ve kendisini sulasın diye dallarını ona doğru açtı.+ 8 Oysa o, dal budak salsın, meyve versin ve heybetli bir asma olsun diye zaten sulak ve iyi bir toprağa ekilmişti.”’+
9 Onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Bu asma hiç gelişir mi? Biri gelip köklerini sökmez mi,+ meyvesini çürümeye, filizlerini kurumaya bırakmaz mı?+ Asma öyle kurur ki, onu kökünden sökmek için ne güçlü bir kol ne de çok sayıda adam gerekir. 10 Başka yere dikilmiş olsa da gelişir mi? Yakıcı doğu rüzgârı estiğinde tamamen kurumaz mı? Dikili olduğu ve filizlendiği yerde kuruyup gider.”’”
11 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 12 “Lütfen o asi halka şunu sor: ‘Bunların ne demek olduğunu anlamıyor musunuz?’ Şöyle de: ‘Bakın, Babil Kralı Yeruşalim’e geldi, onun kralını da yöneticilerini de alıp Babil’e götürdü.+ 13 Ayrıca kraliyet soyundan birini alıp+ onunla bir anlaşma yaptı ve ona yemin ettirdi.+ Sonra memleketin ileri gelenlerini alıp götürdü ki,+ 14 o krallık zayıflasın, gücünü toplayamasın, yalnızca yaptığı anlaşmaya uyarak ayakta kalabilsin.+ 15 Fakat Kral* sonunda ona* isyan edip+ Mısır’a haberciler gönderdi, onlardan atlar+ ve çok sayıda asker istedi.+ Peki başarılı olacak mı? Bütün bunları yapan biri cezadan kaçabilir mi? Yaptığı anlaşmayı bozup yine de kurtulabilir mi?’+
16 ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Varlığım üzerine ant ederim ki, Kral’a* yeminini hiçe sayan ve onunla yaptığı anlaşmayı bozan o adam, kendisini tahta oturtan kralın yaşadığı yerde, Babil’de ölecek.+ 17 Birçok kişiyi yok etmek için kuşatma duvarı ve kuşatma rampaları yapıldığında, Firavun’un çok sayıda askeri ve büyük ordusu savaşta bir işe yaramayacak.+ 18 O adam bir yemini hiçe saydı ve bir anlaşmayı bozdu, söz verdiği halde bunları yaptı. O kaçıp kurtulamayacak.”’
19 ‘Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Benim adımla ettiği yemini hiçe saydı+ ve yaptığı anlaşmayı bozdu,* varlığım üzerine ant ederim ki bunu ona ödeteceğim. 20 Üzerine ağımı atacağım, ona yakalanacak.+ Onu Babil’e götüreceğim ve Bana sadakatsizlik ettiği için onunla orada hesaplaşacağım.+ 21 Onun bütün kaçak askerleri kılıçtan geçirilecek ve sağ kalanlar her yana dağılacak.+ O zaman anlayacaksınız ki bunları söyleyen Ben Yehova’yım.”’+
22 ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Heybetli sedir ağacının tepesinden bir filiz+ alıp onu dikeceğim. Dallarının tepesinden körpe bir filiz koparacağım+ ve onu yüksek, ulu bir dağa dikeceğim.+ 23 Onu İsrail’in yüksek dağlarından birine dikeceğim, dal budak salacak, meyve verecek ve heybetli bir sedir ağacı olacak. Her çeşit kuş orada yuva yapacak, dallarının gölgesinde yaşayacak. 24 Bütün ağaçlar anlayacak ki Ben Yehova, yüksek ağacı alçalttım ve bodur ağacı yücelttim.+ Yeşil ağacı kuruttum ve kurumuş ağaca çiçek açtırdım.+ Ben Yehova, bunu Ben söyledim ve yaptım.”’”
18 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İsrail topraklarında söylediğiniz, ‘Babalar koruk yedi, oğulların dişi kamaştı’ sözünün anlamı ne?+
3 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Varlığım üzerine ant ederim ki, artık İsrail’de bu söz söylenmeyecek. 4 Bütün canlar Benimdir. Babanın canı da, oğlun canı da Benimdir. Kim günah işlerse* o ölecek.
5 Adaletten ve doğruluktan ayrılmayan bir adam düşünün. 6 Dağlarda putlara sunulan kurbanlardan yemiyor;+ İsrail halkının iğrenç putlarına umut bağlamıyor; komşusunun karısıyla ahlaksızlık yapmıyor+ ya da âdet kanaması olan kadınla ilişkiye girmiyor;+ 7 kimseye kötü davranmıyor,+ aksine borçlunun rehin bıraktığı şeyi ona geri veriyor;+ soygunculuk yapmıyor,+ aksine kendi ekmeğini aç olana veriyor+ ve çıplağı giydiriyor;+ 8 faizle borç vermiyor ve tefecilik yapmıyor,+ aksine haksızlık yapmaktan kaçınıyor;+ iki kişi arasındaki meseleyi adaletle ele alıyor;+ 9 Bana sadık kalmak için kanunlarıma ve emirlerime uyuyor. Böyle bir adam doğru biridir ve mutlaka yaşayacaktır’+ diyor Ulu Rab Yehova.
10 ‘Fakat düşünün ki bu adamın soyguncu,+ kan döken+ ya da bu sayılanlardan herhangi birini yapan bir oğlu var. 11 Baba bunlardan hiçbirini yapmasa da, oğlu dağlarda putlara sunulan kurbanlardan yiyor, komşusunun karısıyla ahlaksızlık yapıyor, 12 yoksul ve muhtaç durumdakilere kötü davranıyor,+ soygunculuk yapıyor, kendisine rehin bırakılan şeyi geri vermiyor, iğrenç putlara umut bağlıyor,+ tiksindirici işler yapıyor,+ 13 tefecilik yapıyor ve faizle borç veriyor.+ Bu adam hayatta kalmayacak. Yaptığı bütün bu iğrenç şeylerden dolayı mutlaka öldürülecek. Kendi kanından kendisi sorumlu olacak.
14 Ama düşünün ki bu adamın da bir oğlu oluyor, ancak bu oğul babasının işlediği bütün günahları görse de hiçbirini yapmıyor. 15 Dağlarda putlara sunulan kurbanlardan yemiyor; İsrail halkının iğrenç putlarına umut bağlamıyor; komşusunun karısıyla ahlaksızlık yapmıyor; 16 kimseye kötü davranmıyor; kendisine rehin bırakılan şeye el koymuyor; soygunculuk yapmıyor; aç olana kendi ekmeğini veriyor ve çıplağı giydiriyor; 17 yoksulu ezmiyor; tefecilik yapmıyor veya faizle borç vermiyor; emirlerime uyuyor ve kanunlarıma bağlı kalıyor. Böyle biri babasının suçu yüzünden ölmeyecek, mutlaka yaşayacak. 18 Fakat babası dolandırıcılık yaptığı, kardeşini soyduğu ve kendi halkı arasında doğru olmayan şeyler yaptığı için, kendi suçu yüzünden ölecek.
19 Siz ise “Babasının suçlarından oğul neden sorumlu tutulmuyor?” diyorsunuz. Oğul adil ve doğru davrandı, bütün kanunlarıma bağlı kaldı ve onlara uydu, bu nedenle mutlaka yaşayacak.+ 20 Kim günah işlerse o ölecek.+ Oğul babasının suçundan sorumlu tutulmayacak, baba da oğlun. Doğru kişi doğruluğunun karşılığını kendisi alacak, kötü kişi de kötülüğünün cezasını kendisi çekecek.+
21 Fakat kötü biri işlediği bütün günahları bırakırsa ve kanunlarıma uyar, adil ve doğru davranırsa mutlaka yaşayacak, ölmeyecek.+ 22 İşlemiş olduğu suçların hesabı sorulmayacak.+ Doğru olanı yaptığı için yaşayacak.’+
23 Ulu Rab Yehova diyor ki, ‘Kötü birinin ölümü Beni hiç memnun eder mi?+ Onun tuttuğu yolu bırakıp yaşamasını istemez miyim?’+
24 ‘Öte yandan, doğru biri yürüdüğü doğru yolu bırakırsa ve yanlışa sapıp* kötülerin yaptığı bütün o iğrenç işleri yaparsa hayatta kalır mı? Onun yapmış olduğu doğru işlerin hiçbiri anılmayacak.+ Sadakatsizliği ve günahı yüzünden ölecek.+
25 Şimdi siz “Yehova adil davranmıyor” diyeceksiniz.+ İsrail halkı, lütfen dinleyin! Ben mi adil davranmıyorum?+ Adil olmayan siz değil misiniz?+
26 Doğru biri yürüdüğü doğru yolu bırakır ve yanlışa saparsa, bu yüzden ölecek. Ölümünün sebebi kendi yanlışı olacak.
27 Kötü kişi de yaptığı kötülüğü bırakır, adil ve doğru davranmaya başlarsa, kendi canını kurtaracak.+ 28 İşlediği suçları fark edip bunları bırakırsa mutlaka yaşayacak, ölmeyecek.
29 Fakat İsrail halkı “Yehova adil davranmıyor” diyecek. Ey İsrail halkı, gerçekten Ben mi adil davranmıyorum?+ Adil olmayan siz değil misiniz?’
30 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Ey İsrail halkı, her birinizi kendi yaptıklarına göre yargılayacağım.+ Bütün suçlarınızı bırakın, evet tamamen bırakın ki bunlar sizi tökezletip yıkımınıza yol açmasın. 31 Kendinizi bütün suçlarınızdan arındırın.+ Yeni bir yürek ve yeni bir ruh* edinin.+ Ey İsrail halkı, neden ölesiniz?’+
32 ‘Ben kimsenin ölmesinden memnun olmam.+ Bu yüzden yolunuzdan dönün ve yaşayın!’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
19 “İsrail önderleri için bir ağıt yak 2 ve şunları söyle:
‘Senin annen neydi? Aslanlar arasında bir dişi aslan.
Güçlü genç aslanların arasında yatar, yavrularını büyütürdü.
3 Büyüttüğü yavrulardan biri güçlü bir genç aslan oldu.+
Avını parçalamayı öğrendi,
İnsanları bile parçalayıp yuttu.
4 Milletler yaptıklarını duydu ve tuzak kurup onu bir çukurda yakaladılar,
Ona çengeller takıp Mısır’a götürdüler.+
5 Anne aslan onu bekledi, ama sonunda anladı ki dönmeyecek.
O zaman yavrularından bir başkasını aldı,
Güçlü, genç bir aslan olarak bu sefer onu gönderdi.
6 O da aslanlar arasında dolaştı ve güçlü, genç bir aslan oldu.
Avını parçalamayı öğrendi, insanları bile parçalayıp yuttu.+
7 Sessizce onların kalelerinin arasında dolandı ve şehirlerini mahvetti,
Bütün o harap olmuş memlekette onun kükremesi duyuluyordu.+
8 Çevredeki milletler karşısına çıktı ve üstüne ağlarını attı,
O bir çukurda yakalandı.
9 Çengeller takıp onu kafese kapattılar ve Babil Kralı’na götürdüler.
İsrail dağlarında bir daha sesi duyulmasın diye onu orada hapsettiler.
10 Senin annen su kenarına dikilmiş bir asma* gibiydi.+
Sulak yerde olduğundan meyve verdi, dalları çoktu.
11 Kral asası olacak kadar güçlü dallar verdi.
Büyüdü ve boyu diğer ağaçları aştı,
Yüksekliğiyle ve yeşil dallarının çokluğuyla göze çarpıyordu.
Güçlü dalları koparıldı, kurudu+ ve ateş onları yakıp yok etti.+
13 Bu kez çöle, susuz ve kurak bir toprağa dikildi.+
14 Dallarından ateş çıktı, filizlerini ve meyvesini yakıp yok etti,
Kral asası olacak güçlü bir dalı kalmadı.+
Bu bir ağıttır ve dillerden düşmeyecek.’”
20 7. yılın 5. ayında, ayın 10. günü, İsrail ihtiyarlarından bazıları Yehova’ya danışmak için gelip karşımda oturdular. 2 O zaman bana Yehova’dan şöyle bir söz geldi: 3 “İnsanoğlu, İsrail ihtiyarlarıyla konuş ve onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Bana danışmaya mı geldiniz? ‘Varlığım üzerine ant ederim ki size cevap vermeyeceğim’,+ Ulu Rab Yehova’nın sözü.”’
4 Onları yargılamaya* hazır mısın? Hazır mısın insanoğlu? Onlara, atalarının yaptığı iğrenç işleri anlat.+ 5 Onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “İsrail’i seçtiğim,+ Yakup’un soyuna yemin ettiğim gün Mısır diyarında onlara Kendimi tanıttım.+ Evet, onlara yemin ettim ve ‘Ben Tanrınız Yehova’yım’ dedim. 6 O gün onları Mısır’dan çıkarıp başka bir memlekete götüreceğime yemin ettim. Onlar için seçtiğim yer süt ve bal akan bir diyardı.+ Bütün memleketlerin en güzeliydi. 7 Sonra onlara şöyle dedim: ‘Her biriniz gözünün önündeki iğrenç şeyleri atsın; Mısır’ın iğrenç putlarıyla kendinizi kirletmeyin.+ Ben Tanrınız Yehova’yım.’+
8 Onlar ise Bana isyan etti ve Beni dinlemek istemediler. Önlerindeki iğrenç şeyleri atmadılar ve Mısır’ın iğrenç putlarını bırakmadılar.+ Bu yüzden Ben de Mısır’da onların üzerine gazabımı yağdıracağıma ve tüm öfkemi boşaltacağıma söz verdim. 9 Fakat aralarında yaşadıkları milletlerin önünde adıma leke gelmesin diye bunu yapmadım.+ Onları Mısır diyarından çıkardığımda o milletlerin önünde onlara Kendimi tanıttım.+ 10 Evet, onları Mısır’dan çıkardım ve çöle götürdüm.+
11 Sonra onlara yasalarımı verdim ve emirlerimi bildirdim ki,+ bunlara uyan kişi bu sayede yaşasın.+ 12 Ayrıca, onları kutsal bir halk yapanın Ben Yehova olduğumu hatırlasınlar diye, Benimle aralarında bir işaret olarak+ Sebt* günlerimi de verdim.+
13 Fakat İsrail halkı çölde Bana isyan etti.+ Yasalarıma uymadılar ve emirlerimi reddettiler, oysa biri bunlara uyarsa bu sayede yaşar. İsrail, Sebt günlerimin kutsallığını hiçe saydı. Bu yüzden onları ortadan kaldırmak için çölde üzerlerine öfkemi boşaltacağıma söz verdim.+ 14 Fakat onları Mısır’dan çıkardığımı gören milletlerin önünde adıma leke gelmesin diye bunu yapmadım.+ 15 Ayrıca kendilerine verdiğim süt ve bal akan diyara,+ bütün memleketlerin en güzeline onları sokmayacağıma çölde yemin ettim.+ 16 Çünkü yürekleri iğrenç putlarına bağlı olduğundan emirlerimi reddettiler, yasalarıma uymadılar ve Sebt günlerimin kutsallığını hiçe saydılar.+
17 Fakat onlara acıdım ve onları ortadan kaldırmadım, çölde tamamen yok etmedim. 18 Çölde oğullarına+ şöyle dedim: ‘Atalarınızın koyduğu kurallara uymayın,+ onların emirlerine göre davranmayın ve iğrenç putlarıyla kendinizi kirletmeyin. 19 Ben Tanrınız Yehova’yım. Yasalarıma bağlı kalın, emirlerime uyun ve onları yerine getirin.+ 20 Sebt günlerimin kutsallığına uygun davranın.+ Bu günler size, Benim Tanrınız Yehova olduğumu hatırlatan bir işaret olacak.’+
21 Fakat oğulları Bana isyan etti.+ Yasalarıma bağlı kalmadılar, emirlerime uymadılar ve onları yerine getirmediler, oysa biri bunlara uyarsa bu sayede yaşar. Sebt günlerimin kutsallığını hiçe saydılar. Bu yüzden çölde üzerlerine gazabımı yağdıracağıma ve tüm öfkemi boşaltacağıma söz verdim.+ 22 Fakat adım uğruna Kendimi tuttum,+ onları Mısır’dan çıkardığımı gören milletlerin önünde adıma leke gelmesin diye böyle davrandım.+ 23 Ayrıca çölde onları milletlerin arasına dağıtacağıma ve başka memleketlere savuracağıma yemin ettim.+ 24 Çünkü emirlerimi yerine getirmediler, yasalarımı reddettiler+ ve Sebt günlerimin kutsallığını hiçe saydılar. Atalarının iğrenç putlarının peşinden gittiler.+ 25 Ben de o yararsız kurallara ve yaşam kazandırmayan emirlere uysunlar diye onları kendi başlarına bıraktım.+ 26 Çocuklarından her ilk doğanı ateşte yakıp* kurban ederek+ kendilerini kirletmelerine karışmadım. Perişan olsunlar ve Benim Yehova olduğumu anlasınlar diye böyle yaptım.”’
27 İnsanoğlu, İsrail halkıyla konuş ve de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Atalarınız da sadakatsiz davranışlarıyla Bana hakaret ettiler. 28 Kendilerine vermeye yemin ettiğim memlekete onları getirdim.+ Nerede yüksek bir tepe ya da yeşil bir ağaç+ görseler, orada kurban kesmeye ve Beni öfkelendiren sunularını sunmaya başladılar. Hoş koku olarak kurbanlarını ve içecek sunularını* oralarda sundular. 29 Bu yüzden onlara şöyle sordum: ‘O yüksek yere gitmek de ne demek oluyor? (Bugün oranın adı hâlâ Yüksek Yer’dir.*)’”’+
30 Şimdi İsrail halkına de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Atalarınızın yaptığı gibi siz de kendinizi kirletmiyor musunuz? Onların iğrenç putlarının peşinden gidip Bana ihanet etmiyor musunuz?*+ 31 Bütün o iğrenç putlarınıza kurbanlar sunarak, oğullarınızı ateşte yakarak hâlâ kendinizi kirletmiyor musunuz?+ Ey İsrail halkı, hem bunları yapıp hem de Bana danıştığınızda size cevap verir miyim?”’+
Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Varlığım üzerine ant ederim ki size cevap vermeyeceğim!+ 32 “Diğer milletler gibi, ağaca ve taşa tapan başka memleketlerin halkları gibi olalım”+ diyorsunuz, fakat aklınızdan geçenler asla olmayacak.’”
33 “Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Varlığım üzerine ant ederim ki, güçlü kolumla ve uzattığım elimle sizi cezalandırarak ve üzerinize gazabımı boşaltarak kralınız olarak hüküm süreceğim.+ 34 Güçlü kolumla, uzattığım elimle ve gazabımı göstererek, sizi dağıttığım memleketlerden toplayacağım ve o milletlerin arasından çıkaracağım.+ 35 Sizi milletlerin çölüne getireceğim ve orada sizinle yüz yüze hesaplaşacağım.’+
36 Ulu Rab Yehova diyor ki: ‘Atalarınızla Mısır topraklarındaki çölde nasıl hesaplaştıysam sizinle de öyle hesaplaşacağım. 37 Sizi koyunlar gibi çoban değneği altından geçireceğim+ ve ahde bağlı kalmanızı sağlayacağım. 38 Bana karşı suç işleyenleri ve isyan edenleri aranızdan atacağım.+ Onları yaşadıkları yabancı memleketten çıkaracağım, fakat İsrail topraklarına giremeyecekler.+ O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.’
39 Ey İsrail halkı, Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Her biriniz gidin, iğrenç putlarınıza tapının.+ Ama şunu bilin, eğer Beni dinlemezseniz öyle bir zaman gelecek ki artık kurbanlarınızla ve iğrenç putlarınızla kutsal adıma leke getiremeyeceksiniz.’+
40 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Çünkü kutsal dağımda, İsrail’deki yüksek bir dağda+ bütün İsrail halkı, hepsi Bana ibadet edecek.+ Orada onları memnuniyetle kabul edeceğim. Bağışlarınızı ve sunularınızın en iyilerini, bütün kutsal armağanlarınızı oraya getirmenizi isteyeceğim.+ 41 Sunduğunuz hoş kokudan dolayı sizi memnuniyetle kabul edeceğim. Sizi dağılmış olduğunuz memleketlerden topladığımda ve o milletlerin arasından çıkardığımda böyle olacak.+ O milletlerin gözü önünde sizin aracılığınızla kutsallığımı göstereceğim.’+
42 ‘Sizi İsrail topraklarına, atalarınıza vermeye yemin ettiğim memlekete getirdiğimde+ anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.+ 43 Orada, eski yaşam tarzınızı ve sizi kirleten bütün işlerinizi hatırlayacaksınız+ ve yaptığınız bütün kötü şeylerden dolayı kendinizden tiksineceksiniz.+ 44 Ey İsrail halkı, bütün bunları yaptığımda anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım. Bunu Kendi adım uğruna yapacağım,+ size kötü yaşam tarzınıza ve yozlaşmış davranışlarınıza göre karşılık vermeyeceğim’ diyor Ulu Rab Yehova.”
45 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 46 “İnsanoğlu, yüzünü güneye çevir ve güneye doğru konuş. Güneydeki ormanlık bölgeye sözlerimi bildir, olacakları söyle. 47 Güney ormanına şöyle de: ‘Yehova’nın sözüne kulak ver. Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Senin içinde bir ateş yakıyorum.+ Bu ateş bütün yaş ağaçlarını ve bütün kuru ağaçlarını yakıp kül edecek, alevleri sönmeyecek+ ve güneyden kuzeye bütün yüzler* kavrulacak. 48 Bütün insanlar anlayacak ki bu ateşi yakan Ben Yehova’yım ve bu ateş sönmeyecek.”’”+
49 Bunun üzerine şöyle dedim: “Ah Ulu Rab Yehova! Benim hakkımda ‘Hep bilmece gibi konuşuyor’ diyorlar.”
21 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yüzünü Yeruşalim’e çevir, kutsal yerler hakkındaki hükmümü bildir ve İsrail topraklarına neler olacağını söyle. 3 İsrail topraklarına de ki, ‘Yehova şöyle diyor: “Karşında Ben varım. Kılıcımı kınından çıkaracağım+ ve sende yaşayan doğruları da kötüleri de kesip atacağım. 4 Sende yaşayan doğruları da kötüleri de kesip atacağım için, kılıcımı güneyden kuzeye kadar herkese karşı çekeceğim. 5 Herkes anlayacak ki Ben Yehova, kılıcımı kınından çıkardım, tekrar kınına girmeyecek.”’+
6 İnsanoğlu, titreyerek* iç çek. Onların önünde kederle iç çek.+ 7 Eğer ‘Neden böyle iç çekiyorsun?’ diye sorarlarsa ‘Gelecek bir haber yüzünden’ diyeceksin. Çünkü o haber kesin gelecek ve duyanların yüreğini korku saracak, kimsenin eli ayağı tutmayacak, cesareti kalmayacak ve hepsinin dizlerinden sular damlayacak.*+ Duyduğunuz şey olacak, kesinlikle gerçekleşecek’ diyor Ulu Rab Yehova.”
8 Bana yine Yehova’dan bir söz geldi: 9 “İnsanoğlu, olacakları bildirip de ki, ‘Yehova şöyle diyor: “Kılıç! Bir kılıç+ bilendi ve parlatıldı. 10 Büyük bir kıyım yapmak için bilendi, şimşek gibi çaksın diye parlatıldı.”’”
Onlar “Sevinmemiz gerekmez mi?” diye sordu.
Fakat Tanrı şöyle dedi: “‘Kılıç, diğer ağaçlar gibi oğlumun asasını+ da reddedecek.
11 Kılıcı parlatılsın ve kullanılsın diye verdim. Kılıç, bir infazcının eline verilmek üzere bilendi ve parlatıldı.+
12 İnsanoğlu, haykır ve feryat et.+ Çünkü kılıç halkımın ve bütün İsrail önderlerinin karşısına çıkacak.+ Onlar da halkımla birlikte kılıcın kurbanı olacak. Bu yüzden keder içinde dizini döv. 13 Bir denetleme yapıldı.+ Kılıç asayı reddedince ne olacak? Asa artık var olmayacak’+ diyor Ulu Rab Yehova.
14 İnsanoğlu hükmümü bildir, ellerini birbirine vur ve üç defa ‘Kılıç!’ de. Bu, kurbanlarını öldüren, onları her yandan sarıp büyük kıyım yapan kılıçtır.+ 15 Yürekleri korku saracak+ ve birçokları şehir kapılarında yere yığılacak. Kılıçla bir kıyım yapacağım. Evet, bu kılıç kıyım için parlatılmış ve şimşek gibi çakıyor! 16 Ey keskin kılıç, sağa doğru savrulup kes! Sola doğru savrul! Nereye doğru çevrilirsen oraya ilerle! 17 Ellerimi birbirine vurup hükmümü infaz edeceğim ve o zaman öfkem dinecek.+ Bunları söyleyen Ben Yehova’yım.”
18 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 19 “İnsanoğlu, Babil Kralı’nın kılıcı için iki yol belirle. Bunlar aynı memleketten tek yol olarak çıksın, sonra bir yerde ikiye ayrılsın ve iki ayrı şehre gitsin. Yol ayrımında da bir işaret olsun. 20 Kılıç için belirlediğin yollardan biri Ammonluların Rabba şehrine,+ diğeri de Yahuda’daki surlu Yeruşalim’e+ gitsin. 21 Çünkü Babil Kralı yolun ikiye ayrıldığı yerde durup fala bakacak. Orada okları sallayacak, putlarına* danışacak, karaciğere bakacak. 22 Sağ elindeki fal Yeruşalim’i gösterecek. Koçbaşlarını götüreceği, öldür emrini vereceği, savaş naraları atacağı, şehir kapılarına koçbaşları yerleştireceği, kuşatma rampası kuracağı ve kuşatma duvarı yapacağı yer orası olacak.+ 23 Fakat onlara yemin edenler*+ bu falın yanlış olduğunu düşünecek. Ama Kral onların suçunu hatırlayacak ve onları yakalayacak.+
24 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Kabahatlerinizi ortaya serdiniz ve tüm yaptıklarınızla günahlarınızı açığa çıkardınız, bu şekilde suçunuzu hatırlattınız. Evet, suçunuzu hatırlattınız, bu yüzden sizi ele geçirecekler.’
25 Sen, İsrail’in ölümcül yara almış kötü önderi, sonun geldi,+ cezanı alacağın vakit gelip çattı. 26 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Sarığını ve tacını çıkar.+ Artık eskisi gibi olmayacak.+ Alçak olan yükseltilecek,+ yüksek olan alçaltılacak.+ 27 Yıkım! Yıkım! Evet onun* başına yıkım getireceğim. Hak sahibi gelinceye kadar+ taç kimsenin olmayacak, tacı ona vereceğim.’+
28 İnsanoğlu, olacakları bildir ve de ki, ‘Ulu Rab Yehova, Ammonlular ve onların hakaretleri hakkında şunları diyor: “İşte bir kılıç! Bu kılıç kıyım için çekildi, kırıp geçirsin ve şimşek gibi çaksın diye parlatıldı. 29 Senin hakkındaki sahte görüntülere ve yalan kehanetlere rağmen, halkını ölülerin, evet, sonu gelmiş ve cezasını almış o kötülerin üzerine yığacaklar. 30 Kılıç kınına geri dönsün. Seni yaratıldığın yerde, kökünün dayandığı memlekette yargılayacağım. 31 Gazabımı üzerine boşaltacağım. Öfkemin alevlerini üzerine püskürteceğim. Seni vahşi adamların, yakıp yıkmakta usta olanların eline teslim edeceğim.+ 32 Ateş için yakacak olacaksın,+ kanın kendi memleketinde dökülecek ve bir daha hatırlanmayacaksın. Çünkü bunları söyleyen Ben Yehova’yım.”’”
22 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, bu eli kanlı şehre+ hüküm bildirmeye* ve yaptığı bütün iğrenç işleri+ ona anlatmaya hazır mısın? 3 Ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey sen, kendi halkının kanını döken,+ iğrenç putlar yaparak kendini kirleten şehir,+ yargılanma zamanın geldi!+ 4 Döktüğün kan yüzünden suçlusun+ ve iğrenç putların yüzünden kirlisin.+ Günlerini hızla tükettin, yıllarının sonuna geldin. Bu yüzden seni milletlere rezil edeceğim ve bütün memleketlerde alay konusu olacaksın.+ 5 Hem yakındaki hem de uzaktaki memleketler seninle alay edecek.+ Sen adı kötüye çıkmış, kargaşa dolu bir şehirsin. 6 Senin içindeki İsrail önderlerinin her biri yetkisini kan dökmek için kullanıyor.+ 7 Senin içinde yaşayanlar annesini babasını aşağılıyor,+ yabancıyı dolandırıyor, yetime ve dula kötü davranıyor.”’”+
8 “‘Kutsal mekânımı hor görüyorsun ve Sebt günlerimin kutsallığını hiçe sayıyorsun.+ 9 Senin içinde yaşayanlar kan dökmek için iftira atıyor,+ dağlarda putlara sunulan kurbanlardan yiyor ve utanmazca davranışlarını sürdürüyor.+ 10 Senin içinde yaşayanlar babasının yatağına giriyor*+ ve âdet kanaması nedeniyle kirli sayılan kadınla zorla ilişkiye giriyorlar.+ 11 Senin içinde yaşayan biri komşusunun karısıyla iğrenç şeyler yapıyor,+ başka biri kendi gelinini utanmazca kirletiyor,+ bir başkası da kendi kız kardeşiyle, öz babasının kızıyla zorla ilişkiye giriyor.+ 12 Senin içinde yaşayanlar kan dökmek için para* alıyor.+ Faizle borç veriyor,+ tefecilikle kazanç elde ediyorlar ve komşularından zorla para alıyorlar.+ Evet, sen Beni büsbütün unuttun’ diyor Ulu Rab Yehova.
13 ‘Senin içinde yaşayanların haksız kazancını ve döktüğü kanları görünce gerçekten tiksiniyorum. 14 Sana karşı harekete geçtiğimde hâlâ böyle yürekli ve güçlü olabilecek misin?+ Bunları Ben Yehova söylüyorum ve yapacağım. 15 Seni milletlerin arasına dağıtacağım ve başka memleketlere savuracağım.+ Kirli işlerine son vereceğim.+ 16 Milletlerin önünde rezil olacaksın ve anlayacaksın ki Ben Yehova’yım.’”+
17 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 18 “İnsanoğlu, İsrail halkı Benim gözümde değersiz cüruf* gibi oldu. Hepsi de gümüş eritilen bir fırındaki bakır, kalay, demir ve kurşun gibiler, gümüşten çıkan cüruf gibi oldular.+
19 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Hepiniz değersiz cüruf gibi olduğunuzdan,+ sizi Yeruşalim’in içinde bir araya topluyorum. 20 Nasıl ki gümüşü, bakırı, demiri, kurşunu ve kalayı fırının içinde toplar, üzerine üfleyip onları ateşle eritirler, Ben de sizi öfkeyle ve kızgınlıkla bir araya toplayacağım ve üzerinize üfleyip sizi eriteceğim.+ 21 Sizi bir araya toplayacağım, üzerinize gazabımla ateş püsküreceğim+ ve şehrin içinde eriyip gideceksiniz.+ 22 Fırının içinde gümüş nasıl erirse, siz de şehrin içinde öyle eriyeceksiniz. O zaman anlayacaksınız ki üzerinize gazap yağdıran Ben Yehova’yım.’”
23 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 24 “İnsanoğlu o memlekete de ki, ‘Sen hiç temizlenmeyecek ve gazap gününde yağmur almayacak bir memleketsin. 25 Senin peygamberlerin tuzak kuruyorlar,+ avını parçalayan kükreyen aslan gibiler.+ İnsanları yiyip yutuyorlar, hazineleri ve değerli şeyleri ele geçiriyorlar, birçok kadını dul bıraktılar. 26 Senin kâhinlerin kanunlarımı çiğniyor+ ve kutsal mekânıma durmadan saygısızlık ediyorlar.+ Kutsal olan ile olmayan arasında ayrım yapmıyorlar,+ kirli ile temiz arasındaki farkı anlatmıyorlar+ ve Sebt günlerime uymayı reddediyorlar. Kutsallığımı hiçe sayıyorlar. 27 Senin yöneticilerin, avını parçalayan kurtlar gibiler. Haksız kazanç elde etmek için kan döküyor, cana kıyıyorlar.+ 28 Fakat peygamberlerin, bir duvarı beyaza boyar gibi, onların kötü işlerini örtbas ediyor. Sahte görüntüler görüyor ve yalan kehanetlerde bulunuyorlar.+ Ben Yehova onlara bir şey söylemediğim halde, “Bunlar Ulu Rab Yehova’nın sözleri” diyorlar. 29 Memleketin halkı da düzenbazlık ve soygunculuk yapıyor,+ yoksul ve muhtaç durumdakilere kötü davranıyor, orada yaşayan yabancıyı dolandırıyor ve ondan adaleti esirgiyor.’
30 ‘Memleket yok olmasın diye+ surları onaracak ya da karşıma geçip surların yıkık yerlerini savunacak bir adam aradım, fakat aralarında kimseyi bulamadım. 31 Bu yüzden üzerlerine gazabımı yağdıracağım ve öfkemin ateşiyle onları yok edeceğim. Yaptıklarını onlara ödeteceğim’ diyor Ulu Rab Yehova.”
23 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, aynı annenin kızı olan iki kadın vardı.+ 3 Onlar Mısır’da fahişe oldu,+ daha gençken fahişeliğe başladılar. Göğüsleri ilk orada okşandı ve bekâretlerine orada el sürüldü. 4 Büyüğünün adı Ohola,* küçüğünün adı Oholiba’ydı.* Sonra Benim oldular, oğullar ve kızlar doğurdular. Bu kadınların kim olduğuna gelince; Ohola Samiriye,+ Oholiba da Yeruşalim’dir.
5 Ohola Bana aitken fahişeliğe başladı.+ Tutkulu âşıkları+ olan Asurlu komşuları+ için şehvetle yanıp tutuştu. 6 Onlar lacivertler giyen valiler ve yetkililerdi, hepsi de at binen yakışıklı genç adamlardı. 7 Ohola Asurluların en seçkin adamlarıyla fuhuş yapmayı sürdürdü. Şehvetle arzuladığı o adamların iğrenç putlarıyla kendini kirletti.+ 8 Mısır’da yaptığı fahişeliği bırakmadı,+ gençken orada onunla yatmışlardı. O zaman onun bekâretini bozdular ve şehvetlerini onunla tatmin ettiler. 9 Ben de onu tutkulu âşıklarının, şehvetle yanıp tutuştuğu Asurluların eline bıraktım.+ 10 Onu çırılçıplak bıraktılar,+ oğullarını kızlarını aldılar+ ve kendisini kılıçla öldürdüler. Kadınlar arasında kötü bir namı oldu ve ona verdiğim hüküm infaz edildi.
11 Kız kardeşi Oholiba bunları görünce daha da azgınlaştı, onun yaptığı fahişelik ablasınınkinden beterdi.+ 12 Asurlu komşularını şehvetle arzuladı.+ Onlar at binen, şık giyimli valiler ve yetkililerdi, hepsi de yakışıklı genç adamlardı. 13 O da kendini kirletince gördüm ki her ikisinin de gittiği yol aynıydı.+ 14 Ama o fahişelikte daha da ileri gitti. Duvara oyulmuş erkek figürlerini, Kaldelilerin kırmızıya boyanmış resimlerini gördü. 15 Bunlar bellerinde kuşakları, başlarında gösterişli sarıkları olan savaşçılardı, hepsi de Kalde’de doğmuş Babillilerdi. 16 Bu resimleri görür görmez onları arzuladı ve Kalde’ye haberciler gönderdi.+ 17 Bunun üzerine Babilliler onun aşk yatağına gelmeye başladı ve şehvetleriyle* onu kirlettiler. Onlar tarafından kirletildikten sonra tiksintiyle onlardan yüz çevirdi.
18 Fahişeliğe ve çırılçıplak soyunmaya utanmazca devam edince,+ ablası gibi onu da tiksintiyle reddettim.+ 19 Gençliğinde Mısır’da fahişelik yaptığı günleri+ hatırladı ve daha da çok fuhuş yaptı.+ 20 Âşıkları için yanıp tutuştu. Uzuvları* eşeğinkine, damızlık atlarınkine benzeyen adamların cariyeleri gibi oldu. 21 Sen Oholiba, gençken göğüslerini okşadıkları Mısır’daki günlerini,+ gençliğindeki iğrenç davranışlarını+ özledin.
22 Bu yüzden Oholiba, Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Tiksintiyle yüz çevirdiğin âşıklarını kışkırtacağım+ ve her yönden senin üzerine salacağım.+ 23 Babillileri+ ve tüm Kaldelileri,+ Pekod,+ Şoa ve Koa adamlarını, onlarla birlikte tüm Asurluları karşına çıkaracağım. Onların hepsi at binen yakışıklı genç adamlar, valiler, yetkililer, savaşçılar ve seçkin kişiler. 24 Savaş arabalarının sesiyle, tekerleklerin gürültüsüyle; başlarında miğferleri, ellerinde büyük ve küçük kalkanları olan pek çok askerle saldıracaklar. Etrafını saracaklar. Onlara yetki vereceğim ve seni istedikleri gibi cezalandıracaklar.+ 25 Sana olan kızgınlığımı göstereceğim; seni öfkeyle kasıp kavuracaklar. Burnunu ve kulaklarını kesecekler, senden geriye kalanlar kılıçla öldürülecek. Oğullarını ve kızlarını alıp götürecekler ve senden kalanlar ateşle yok edilecek.+ 26 Üzerinden elbiselerini çıkaracaklar+ ve güzel takılarına el koyacaklar.+ 27 Mısır’da başlayan iğrenç davranışlarına+ ve fahişeliğine son vereceğim.+ Artık Mısır’ı hatırlamayacaksın ve onlara bakmayacaksın.’
28 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Seni o nefret ettiğin, tiksinerek yüz çevirdiğin kişilerin eline teslim ediyorum.+ 29 Sana nefretlerini gösterecekler, emek verip edindiğin her şeyi elinden alacaklar+ ve seni çırılçıplak bırakacaklar. Ahlaksızlık yaparken sergilediğin çıplaklığını, iğrenç davranışlarını ve fahişeliğini herkes görecek.+ 30 Bütün bunlar, milletlerin peşinden bir fahişe gibi koştuğun için,+ onların iğrenç putlarıyla kendini kirlettiğin için+ başına gelecek. 31 Sen ablanın yolundan gittin,+ Ben de sana ona verdiğim kâseyi* vereceğim.’+
32 Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
‘Ablanın derin ve geniş kâsesinden içeceksin,+
Sana gülecekler, alay konusu olacaksın, çünkü bu kâse dopdolu.+
33 Ablan Samiriye’nin kâsesinden kana kana içeceksin,
Sarhoş olacak ve kedere gömüleceksin,
Dehşet uyandıracaksın ve yıkıma uğrayacaksın.
34 Onu sonuna kadar içip bitireceksin,+ toprak kâsenin parçalarını kemireceksin,
Sonra da göğsünü parçalayacaksın.
“Çünkü bunları Ben söylüyorum” diyor Ulu Rab Yehova.’
35 Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Mademki Beni unuttun ve hiçe saydın,+ iğrenç davranışlarının ve yaptığın fahişeliğin sonuçlarına katlanacaksın.’”
36 Sonra Yehova bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, Ohola ve Oholiba’ya+ hüküm bildirmeye ve yaptıkları iğrenç işleri onlara göstermeye hazır mısın? 37 Onlar Bana ihanet etti*+ ve ellerinde kan var. İğrenç putlarıyla Bana ihanet etmekle kalmadılar, bir de Bana doğurdukları oğullarını, putlarına yiyecek olsun diye ateşte yaktılar.*+ 38 Üstelik Bana şunu da yaptılar: Aynı gün kutsal mekânımı kirlettiler ve Sebt günlerimi hiçe saydılar. 39 Oğullarını iğrenç putlarına kurban ettikten sonra,+ aynı gün kutsal mekânıma gelerek onu kirlettiler.+ Mabedimde işte bunu yaptılar! 40 Hatta uzaklardaki adamlara haberciler gönderip onları çağırdılar.+ Sen ey kadın,* onlar gelirken yıkandın, gözlerine sürme çektin ve takılarını taktın.+ 41 Gösterişli bir divana oturdun,+ önüne bir sofra kurulmuştu,+ sofraya Benim buhurumu+ ve yağımı koydun.+ 42 Oradan kalabalık bir erkek grubunun neşeli sesleri geliyordu. Aralarında çöllerden toplanıp getirilmiş ayyaşlar da vardı. Bu iki kadının kollarına bilezikler ve başlarına güzel taçlar taktılar.
43 O zaman, zinalarıyla yıpranmış o kadın için ‘Yine de fahişelik yapmaya devam edecek’ dedim. 44 Onlar da tıpkı bir fahişeye gider gibi ona gitmeye devam ettiler. İşte utanmazca davranan o kadınlara, Ohola’ya ve Oholiba’ya böyle gittiler. 45 Fakat doğru adamlar ona,* zina yapanların+ ve kan dökenlerin hak ettiği cezayı verecek.+ Çünkü onlar zina yapıyor ve ellerinde kan var.+
46 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Üzerlerine bir ordu göndereceğim. Malları yağmalanacak, onları görenler dehşete düşecek.+ 47 Bu ordu onları taşa tutacak+ ve kılıçtan geçirecek. Oğullarını ve kızlarını öldürecek,+ evlerini ateşe verecek.+ 48 Memleketteki iğrençliklere son vereceğim, bütün kadınlar bundan ders alacak ve sizin gibi iğrenç şeyler yapmayacak.+ 49 İğrenç davranışlarınızın ve iğrenç putlarınızla işlediğiniz günahların hesabı sorulacak. O zaman anlayacaksınız ki Ben Ulu Rab Yehova’yım.’”+
24 9. yılın 10. ayında, ayın 10. günü, bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, bugünü kaydet, tarihi tam olarak yaz. Babil Kralı tam bugün Yeruşalim’e saldırıya geçti.+ 3 Bu asi halk için bir örnek ver ve şunları söyle:
‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
“Kazanı koy; onu ateşe koy ve içine su doldur.+
5 Sürüdeki en iyi koyunu seç,+ kazanın altına odunları yığ.
Et parçalarını da kemikleri de kazanda haşla.”’
6 Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
‘Kan döken o şehrin vay haline!+ O, içi pas tutmuş bir kazan, pası temizlenmemiş!
İçindekileri parça parça çıkarın,+ onlar için kura çekmeyin.
7 Döktüğü kan ortada duruyor.+ Çünkü onu çıplak bir kayanın üzerine döktü.
Kanı yere döküp üzerini toprakla örtmedi.+
8 Beni öfkelendirsin de öç alayım diye,
Kanını parlak ve çıplak bir kayanın üzerine döktüm,
Öyle ki üstü örtülmeden öylece kalsın.’+
9 Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
‘Kan döken o şehrin vay haline!+
Onun için büyük bir odun yığını hazırlayacağım.
10 Odunları yığ ve ateşi yak,
Eti iyice haşla, suyunu dök ve kemikler kavrulup yansın.
11 Boş kazanı közlerin üzerine koy da ısınsın,
Bakırı iyice kızsın, kıpkırmızı olsun.
İçindeki pislik eriyip gitsin,+ pası yok olsun.
Onu pasıyla birlikte ateşe atın!’
13 ‘Çirkin davranışların yüzünden kirlendin.+ Seni temizlemeye çalıştım, fakat kirinden arınmadın. Sana karşı öfkemi boşaltana kadar da temiz olmayacaksın.+ 14 Ben Yehova, bunu Ben söyledim. Mutlaka olacak. Sakınmadan, üzüntü duymadan ve kararımı değiştirmeden söylediğimi yapacağım.+ Evet, bütün davranışlarına ve bütün yaptıklarına göre seni cezalandıracaklar’ diyor Ulu Rab Yehova.”
15 Ve bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 16 “İnsanoğlu, sevdiğini bir vuruşta senden alacağım.+ Yas tutmayacaksın,* ağlamayacaksın ve gözünden yaş gelmeyecek. 17 Sessizce inle ve ölenin yasını tutma.+ Sarığını başına bağla,+ çarıklarını ayağına giy.+ Elinle ağzını* örtmeyeceksin+ ve sana getirdikleri ekmeği yemeyeceksin.”+
18 Sabah halkla konuştum ve akşam karım öldü. Ertesi sabah, bana emredileni yaptım. 19 İnsanlar “Bu yaptıklarının bizimle ne ilgisi var, söylemeyecek misin?” diyorlardı. 20 O zaman onlara şöyle dedim: “Yehova bana şu sözleri bildirdi: 21 ‘İsrail halkına de ki, “Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Yakında, büyük gurur duyduğunuz, sevdiğiniz ve gönülden bağlı olduğunuz mekânımın kutsallığını bozacağım.+ Geride bıraktığınız oğullarınız ve kızlarınız kılıçla yere serilecek.+ 22 O zaman siz de Hezekiel’in yaptıklarını yapacaksınız. Elinizle ağzınızı örtmeyeceksiniz ve size getirilen ekmeği yemeyeceksiniz.+ 23 Sarığınız başınızda, çarığınız ayağınızda olacak. Yas tutmayacak, ağlamayacaksınız. Ama kendi suçlarınızın içinde çürüyüp gideceksiniz+ ve birbirinize bakıp inleyeceksiniz. 24 Hezekiel sizin için bir işarettir.+ Onun yaptıklarını siz de aynen yapacaksınız. Bütün bunlar olduğunda anlayacaksınız ki Ben Ulu Rab Yehova’yım.’”’”
25 “Sana gelince insanoğlu, güzelliğiyle sevinç duydukları, sevdikleri ve gönülden bağlı oldukları kalelerini ve oğullarıyla kızlarını ellerinden aldığım gün,+ 26 kaçıp kurtulan biri sana gelip haberleri bildirecek.+ 27 İşte o gün ağzını açacak ve kaçıp kurtulan kişiyle konuşacaksın, artık sessiz kalmayacaksın.+ Sen onlar için bir işaret olacaksın ve o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.”
25 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yüzünü Ammonlulara+ çevirip onların aleyhindeki sözlerimi bildir.+ 3 Ammonlulara de ki, ‘Ulu Rab Yehova’nın sözlerini dinleyin. Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Kutsal mekânım kirletildiğinde, İsrail toprakları ıssız bırakıldığında ve Yahuda halkı sürgüne gittiğinde ‘Oh olsun’ dediğiniz için, 4 sizi Doğuluların eline teslim edeceğim. Sizin topraklarınızda konaklayacak ve çadırlarını oraya kuracaklar. Sizin ürünlerinizi yiyecek, sütünüzü içecekler. 5 Rabba’yı+ develere otlak, Ammonluların şehirlerini sürülere ağıl yapacağım. O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.”’”
6 “Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Mademki İsrail topraklarının halini görünce el çırpıp+ tepindiniz ve onu küçümseyerek sevindiniz,+ 7 Ben de elimi size karşı kaldıracağım; sizi yağmalamaları için milletlerin eline teslim edeceğim. Sizi halklar arasından söküp atacağım ve memleketler arasından silip yok edeceğim.+ O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.’
8 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Moab+ ve Seir+ “Yahuda halkı da diğerlerinden farksız” dedi, 9 bu yüzden Moab’ın bir yanını, memleketin en güzel sınır şehirlerini; Beyt-yeşimot’u, Baal-meon’u ve hatta Kiryataim’i+ savunmasız bırakacağım. 10 Onları Ammonlularla birlikte Doğuluların eline vereceğim+ ve Ammonlular bir daha milletler arasında anılmayacak.+ 11 Hükmümü Moab’da yerine getireceğim.+ O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’
12 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Edom, Yahuda halkını cezalandırdı ve onlardan öç alarak büyük bir suç işledi.’+ 13 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Elimi Edom’a karşı da kaldıracağım; içindeki insanı da hayvanı da yok edeceğim ve Edom’u ıssız bırakacağım.+ Teman’dan Dedan’a kadar hepsi kılıçla yere serilecek.+ 14 Edom’dan öcümü, halkım İsrail aracılığıyla alacağım.+ Halkım, Benim kızgınlığımı ve öfkemi ona gösterecek, böylece Edom nasıl öç aldığımı görecek’+ diyor Ulu Rab Yehova.
15 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Filistiler dinmeyen düşmanlıkları nedeniyle kindarca intikam almaya ve yıkım getirmeye kalkıştı.+ 16 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Elimi Filistilere karşı kaldıracağım,+ Keretileri söküp atacağım+ ve deniz kıyısında yaşayanların geride kalanlarını da yok edeceğim.+ 17 Onları öfkeyle cezalandırıp öcümü ağır şekilde alacağım, öç aldığımda anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.”’”
26 11. yılda, ayın ilk günü bana Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, mademki Sur, Yeruşalim için+ ‘Oh olsun! Milletlerin kapısı olan o şehir yıkıldı!+ Artık her şey bana gelecek. O mahvoldu, ben ise zengin olacağım’ dedi, 3 Ulu Rab Yehova da şöyle diyor: ‘Ey Sur, karşında Ben varım. Birçok milleti senin üzerine yollayacağım; denizin kıyıya vurduğu dalgalar gibi gelecekler. 4 Onlar Sur’un duvarlarını yerle bir edecek, kulelerini yıkacaklar.+ Onun toprağını kazıyacağım; parlak ve çıplak bir kaya haline gelecek. 5 Orası, denizin ortasında ağ kurutulan bir yer olacak.’+
‘Bunu Ben söyledim’ diyor Ulu Rab Yehova, ‘Milletler onu yağmalayacak. 6 Kırsaldaki kasabalarında* yaşayanlar kılıçtan geçirilecek; o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’
7 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Kuzeyden Babil Kralı Nabukadnezar’ı* Sur’un karşısına çıkaracağım.+ O atlarıyla,+ savaş arabalarıyla,+ atlılarıyla ve büyük ordusuyla krallar kralıdır.+ 8 Kırsaldaki kasabalarında yaşayanları kılıçla öldürecek, kuşatma duvarı yapacak, rampa kuracak ve sana karşı büyük bir kalkan kullanacak. 9 Duvarlarına koçbaşlarıyla vuracak ve kulelerini baltalarıyla yıkacak. 10 Atları o kadar çok olacak ki, kaldırdıkları toz bulutu senin üzerini kaplayacak. Şehir duvarlarında açılan gedikten akın eden adamlar gibi, o da senin kapılarından girecek. Atlıların, tekerleklerin ve savaş arabalarının gürültüsünden duvarların sarsılacak. 11 Atlarının toynakları bütün sokaklarını çiğneyecek.+ O senin halkını kılıçla öldürecek ve güçlü sütunlarını yerle bir edecek. 12 Servetin talan edilecek, elindeki mallar yağmalanacak,+ duvarların yıkılacak ve güzel evlerin yerle bir edilecek. Senin taşını, keresteni ve toprağını suya atacaklar.’
13 ‘Şarkılarınızın gürültüsünü sona erdireceğim, lirlerinizin sesi artık duyulmayacak.+ 14 Seni parlak ve çıplak bir kaya haline getireceğim, üzerinde ağ kurutulan bir yer olacaksın.+ Asla yeniden inşa edilmeyeceksin, çünkü bunu Ben Yehova söyledim’ diyor Ulu Rab Yehova.
15 Ulu Rab Yehova Sur’a şöyle diyor: ‘Senin içinde katliam yapılırken, can çekişenler inlerken, çöküşünün gürültüsüyle adalar sarsılmaz mı?+ 16 Denizlerin tüm önderleri tahtlarından inecek, kaftanlarını ve işlemeli elbiselerini çıkaracaklar. Hepsi titremeye başlayacak. Yere oturup tir tir titreyecek ve şaşkınlık içinde sana bakacaklar.+ 17 Senin için bir ağıt yakıp+ şöyle diyecekler:
“Nasıl da yıkıldın!+ Denizleri aşanların yurdu, övüldükçe övülen şehir!
Sen ve halkın denizde güçlüydünüz,+
Yeryüzünün her yanına dehşet saçardınız.
18 Yıkıldığın gün adalar titreyecek.
Yok olup gidişin denizdeki adaları huzursuz edecek.”’+
19 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Seni, içinde oturulmayan şehirler gibi harabeye çevireceğim; kabaran sular seni boğacak, güçlü sular üzerini örtecek.+ 20 O zaman seni ve seninle birlikte çukura* girenleri eski zaman insanlarının yanına indireceğim. Üzerinde yaşayan olmasın diye, seni çukura inen diğerleriyle birlikte, çok önceden harabeye dönmüş şehirler gibi yerin en derinlerinde oturtacağım.+ Sonra da, yaşayanlar diyarına ihtişam kazandıracağım.
21 Başına ani bir felaket getireceğim ve yok olacaksın.+ Seni arayacaklar fakat bir daha bulamayacaklar’ diyor Ulu Rab Yehova.”
27 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, Sur için bir ağıt yak!+ 3 Sur’a de ki,
‘Sen denize açılan kapılarda oturan,
Ada halklarıyla ticaret yapan şehir!
Ulu Rab Yehova sana şöyle diyor:
“Ey Sur, kendin için ‘Güzelliğim kusursuz’ diyorsun.+
4 Sınırların denizin bağrına erişti,
Seni inşa edenler güzelliğine güzellik kattı.
5 Bütün kalaslarını Senir’in+ ardıç ağacından yaptılar,
Sana bir direk yapmak için Lübnan’dan sedir ağacı getirdiler.
6 Küreklerini Başan’ın meşelerinden yaptılar,
Pruvan ise Kittim+ adalarından getirilmiş fildişi kakmalı servi ağacındandı.
7 Yelken bezin Mısır’dan gelen renk renk ketenlerden yapıldı,
Güvertenin tentesi ise Elişah+ adalarından gelen mavi iplik ve erguvani* yündendi.
9 Gebal’in+ deneyimli ustaları kaplamalarını onarırdı.+
Denizdeki bütün gemiler ve denizciler alışveriş için sana gelirdi.
10 Ordunda Pers, Lud ve Put+ halklarından savaşçılar vardı.
Kalkanlarını ve miğferlerini senin surlarına astılar ve sana görkem kazandırdılar.
11 Ordundaki Arvadlılar surların üzerinde çepçevre yerlerini almıştı,
Kulelerinde ise cesur adamlar görev yapıyordu.
Surların üzerine yuvarlak kalkanları astılar,
Senin güzelliğine güzellik kattılar.
12 Sahip olduğun büyük zenginlikten ötürü Tarşiş+ seninle ticaret yapardı.+ Senden aldığı mallara karşılık gümüş, demir, kalay ve kurşun verirdi.+ 13 Yavan, Tubal+ ve Meşek+ de seninle alışveriş yapardı. Mallarına karşılık sana köleler+ ve bakır eşyalar verirlerdi. 14 Togarma+ halkı senden mal alıp karşılığını atlarla, savaş atlarıyla ve katırlarla öderdi. 15 Dedan+ halkı seninle ticaret yapardı, birçok adada sana hizmet eden tüccarlar vardı. Yaptıkları ticaretin karşılığında sana fildişi+ ve abanoz hediye ederlerdi. 16 Çeşit çeşit mallarından ötürü Edom da seninle ticaret yapardı. Aldığı malların karşılığında turkuaz taşı, erguvani yün, çeşitli renklerde işlemeli kumaş, ince dokuma, mercan ve yakut verirdi.
17 Yahuda ve İsrail diyarı da seninle ticaret yapardı. Aldıkları malların karşılığını Minnit+ buğdayıyla, güzel yiyeceklerle, balla,+ zeytinyağıyla ve pelesenkle*+ öderlerdi.+
18 Ürünlerinin çeşitliliği ve zenginliğinden ötürü, Şam+ da seninle ticaret yapardı. Karşılığında ise sana Helbon şarabı ve Zahar yünü verirdi. 19 Uzal’dan gelen Vedan ve Yavan senden mal alıp dövme demir, tarçın* ve hoş kokulu kamış verirdi. 20 Dedan+ seninle ticaret yapıp eyerlik kumaş verirdi. 21 Kuzu, koç ve keçi tüccarı+ olan Araplar ve tüm Kedar+ beyleri senin hizmetindeydi. 22 Saba ve Raama+ tüccarları seninle ticaret yapar, aldıkları mala karşılık çeşit çeşit güzel kokular, değerli taşlar ve altın verirlerdi.+ 23 Harran,+ Kanne, Eden,+ Saba’nın+ tüccarları, Aşşur+ ve Kilmad seninle ticaret yapardı. 24 Senin pazar yerlerine iplerle sağlamca bağlanmış rengârenk halılar, güzel giysiler, renkli işlemeli lacivert kumaştan kaftanlar getirip satarlardı.
25 Tarşiş gemileri+ senin mallarını taşıyan kervanlar gibiydi,
Böylece açık denizin bağrında dolup taştın.*
26 Kürekçilerin seni fırtınalı denizlere götürdü,
Açık denizin bağrında doğu rüzgârı seni parçaladı.
27 Zenginliğin, eşyaların, malların, denizcilerin ve gemilerinde çalışanlar,
Kalafatçıların, mallarınla ticaret yapanlar+ ve bütün savaşçıların,+
Evet içindeki herkes,
Hepsi senin yıkıldığın gün açık denizin bağrında gömülüp gidecek.+
28 Gemicilerin feryat ettiğinde tüm kıyılar titreyecek.
29 Tüm kürekçiler, denizciler ve gemiciler,
Gemilerinden inip karaya çıkacak.
30 Senin için feryat edip acı acı ağlayacaklar.+
Başlarına toprak saçacak, külde yuvarlanacaklar.
31 Saçlarını kazıtıp çula sarınacaklar,
Acı acı ağlayıp inleyecekler.
32 Yas tutarken senin için ağıt yakıp şöyle diyecekler:
‘Denizin ortasında sessizliğe gömülen Sur gibisi var mı?+
33 Açık denizden gelen mallarınla birçok milleti doyurdun.+
Servetinle ve mallarınla dünyanın krallarını zengin ettin.+
34 Şimdiyse açık denizde, derin sularda paramparça oldun,+
Tüm malların ve tüm insanların seninle birlikte sulara gömüldü.+
35 Adalarda yaşayan herkes şaşkınlık içinde sana bakacak,+
Kralları korkudan titreyecek+ ve tedirginlikleri yüzlerinden okunacak.
36 Milletlerin tüccarları senin başına gelenlere şaşırıp ıslık çalacak.
Sonun çok ani ve korkunç olacak,
Sonsuza dek yok olacaksın.’”’”+
28 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, Sur önderine de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
“Yüreğini kibir kapladı+ ve ‘Ben bir tanrıyım’ demeye başladın,
‘Açık denizin bağrında, tanrının tahtında oturuyorum’ diyorsun.+
Bir tanrı değil sadece insan olduğun halde,
Kendini tanrı gibi görüyorsun.
3 Daniel’den daha mı bilgesin?+
Senden gizli hiçbir sır yok mu?
4 Bilgeliğin ve anlayışın sayesinde zengin oldun.
Hazinelerini altın ve gümüşle dolduruyorsun.+
5 Ticaretteki becerin sayesinde servetin çoğaldı+
Ve bu servet yüzünden yüreğini kibir kapladı.”’
6 ‘Bu nedenle Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
“Mademki kendini bir tanrı gibi görüyorsun,
7 Ben de yabancıları, milletlerin en zalimini karşına çıkaracağım,+
Senin o göz alıcı bilgeliğine kılıç çekecekler
Ve büyük ihtişamını ayaklar altına alacaklar.+
9 O seni öldürürken ‘Ben bir tanrıyım’ diyebilecek misin?
Seni aşağılayanların eline düştüğünde, tanrı değil aciz bir insan olacaksın.”’
10 ‘Yabancıların elinde, sünnetsizler gibi öleceksin.
Bunu söyleyen Benim’ diyor Ulu Rab Yehova.”
11 Ve bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 12 “İnsanoğlu, Sur Kralı için bir ağıt yakıp ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
13 Tanrı’nın bahçesinde, Aden’deydin.
Her tür değerli taşla süslenmiştin:
Yakut, topaz, jasper,
Krizolit, oniks, yeşim, safir, turkuaz+ ve zümrüt.
Bu taşların yuvaları altından yapılmıştı.
Onlar sen yaratıldığın gün hazırlanmıştı.
14 Seni koruyucu kerubi olarak görevlendirdim ve meshettim.*
Tanrı’nın kutsal dağındaydın+ ve ateşten taşlar arasında dolaşıyordun.
Artık kirli olduğundan seni Tanrı’nın dağından kovacağım ve yok edeceğim,+
Seni ateşten taşların arasından atacağım ey koruyucu kerubi.
17 Güzelliğin yüzünden yüreğini kibir kapladı.+
Büyük ihtişamın yüzünden bilgeliğini bozdun.+
Seni yere atacağım,+
Krallar başına gelenleri seyredecek.
18 Büyük suçun ve hileli ticaretin yüzünden kendi kutsal yerlerini kirlettin.
Senin içinden bir ateş çıkaracağım, bu ateş seni yakıp yok edecek.+
Seyredenlerin önünde seni toprağın üzerinde küle çevireceğim.
19 Milletler arasında seni tanıyan herkes haline bakakalacak.+
Sonun ani ve korkunç olacak,
Ve sonsuza dek yok olacaksın.”’”+
20 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 21 “İnsanoğlu, yüzünü Sayda’ya+ çevir ve onun aleyhindeki sözlerimi bildir. 22 Ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
“Ey Sayda, karşında Ben varım, sana yapacaklarımla yüceleceğim,
Sana verdiğim hükmü gerçekleştirince ve kutsallığımı gösterince insanlar anlayacak ki Ben Yehova’yım.
23 Üzerine salgın hastalık göndereceğim ve sokaklarında kan akacak.
Sana dört bir yandan kılıç çekilecek ve halkından pek çok kişi katledilecek.
O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.+
24 İsrail halkı artık yaralayıp acıtan çalılarla ve dikenlerle,+ onları küçümseyenlerle kuşatılmış olmayacak. O zaman anlayacaklar ki Ben Ulu Rab Yehova’yım.”’
25 ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “İsrail halkını dağıldıkları milletlerden topladığım zaman,+ o milletlerin gözü önünde kutsallığımı onlar aracılığıyla göstereceğim.+ Onlar kulum Yakup’a verdiğim+ topraklarda yaşayacak.+ 26 Orada güvende olacaklar,+ evler yapacaklar ve bağlar kuracaklar.+ Onları küçümseyen bütün komşularına verdiğim hüküm gerçekleşince,+ artık güvende yaşayacaklar ve o zaman anlayacaklar ki Ben Tanrıları Yehova’yım.”’”
29 10. yılın 10. ayında, ayın 12. günü bana Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yüzünü Mısır Kralı’na, Firavun’a doğru çevir, onun ve tüm Mısır’ın başına gelecekleri bildir.+ 3 Ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
“Nil’in* kolları arasında yatan koca deniz canavarı,+
Mısır Kralı, Firavun! Senin karşında Ben varım.+
Diyorsun ki, ‘Nil bana ait.
Onu kendim için yaptım.’+
4 Fakat Ben senin çenelerine çengeller geçireceğim ve Nil’deki balıkları senin pullarına yapıştıracağım.
Pullarına yapışmış balıklarla birlikte seni Nil’den çekip çıkaracağım.
5 Seni ve Nil’in bütün balıklarını çöle atacağım.
Açık arazide yere serileceksin, parçalarını toplayan ya da gömen olmayacak.+
Seni kurda kuşa yem edeceğim.+
6 O zaman bütün Mısır halkı anlayacak ki Ben Yehova’yım,
Çünkü İsrail halkına verdikleri destek dayanıksız bir kamıştan farksızdı.+
7 Sana tutunduklarında parçalandın
Ve onların omzunu yardın.
8 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Düşmanlarını üzerine göndereceğim, sana kılıçla saldıracaklar,+ sende yaşayan insanı da hayvanı da kesip atacağım. 9 Mısır diyarı ıssız kalacak ve viraneye dönecek,+ o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım. Çünkü ‘Nil bana ait, onu yapan benim’ diyorsun.*+ 10 Bu yüzden sana ve Nil’e karşı harekete geçeceğim. Migdol’dan+ Syene’ye*+ ve Habeş* ülkesinin sınırına kadar Mısır’ı ıssız ve kurak bir viraneye çevireceğim.+ 11 Oraya ne insan ne de hayvan ayak basacak,+ 40 yıl boyunca orada oturan olmayacak. 12 Mısır’ı ıssız diyarlar arasında en ıssızı yapacağım, onun şehirleri de 40 yıl boyunca en ıssız şehirler olacak.+ Mısırlıları milletlerin arasına dağıtacağım ve başka memleketlere savuracağım.”+
13 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “40 yılın sonunda Mısırlıları dağılmış oldukları milletlerin arasından toplayacağım.+ 14 Mısırlı esirleri Patros+ topraklarına, kendi memleketlerine geri getireceğim ve orada önemsiz bir krallık olacaklar. 15 Mısır diğer krallıklardan zayıf olacak, artık başka milletler üzerinde hâkimiyet kuramayacak.+ Sayılarını öyle azaltacağım ki başka milletlere boyun eğdiremeyecekler.+ 16 İsrail bir daha asla Mısır’a güvenmeyecek.+ Mısır’ın başına gelenleri düşününce, onlardan yardım bekleyerek işledikleri suçu hatırlayacaklar. O zaman anlayacaklar ki Ben Ulu Rab Yehova’yım.”’”
17 27. yılın 1. ayında, ayın 1. günü bana Yehova’dan bir söz geldi: 18 “İnsanoğlu, Babil ordusu Kral Nabukadnezar’ın*+ emriyle Sur’la savaşırken+ büyük eziyet çekti. Askerlerin kafalarında saç kalmadı ve omuzlarının derisi soyuldu. Fakat Sur’la savaşırken çektiği eziyetin karşılığında Kral da ordusu da bir şey kazanmadı.
19 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Ben de Mısır diyarını Babil Kralı Nabukadnezar’a veriyorum.+ Mısır’ın servetini alıp götürecek, ondan büyük ganimet elde edecek, her şeyini yağmalayacak; bunlar ordusunun ücreti olacak.’
20 ‘Sur’la savaşırken harcadığı emeğin karşılığında ona Mısır diyarını vereceğim, çünkü Benim için çalıştılar’+ diyor Ulu Rab Yehova.
21 İşte o gün İsrail halkı için bir boynuz çıkaracağım*+ ve sana onlarla konuşma fırsatı vereceğim. O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.”
30 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, olacakları bildir ve de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
“‘Eyvah, o gün geliyor!’ diye feryat edin.
3 Çünkü o gün yaklaştı, evet Yehova’nın günü yakın!+
O gün kara bulutlar toplanacak,+ milletler için bir hüküm vakti olacak.+
4 Mısır’a kılıç çekilecek, serveti elinden alınacak ve temelleri mahvedilecek.+
Orada vurulanlar yere serildiğinde Habeş ülkesi paniğe kapılacak.
5 Habeş,+ Put,+ Lud ve başka halklardan insanlar,
Kub ve ahit diyarının evlatları,*
Hepsi kılıçtan geçirilecek.”’
6 Yehova şöyle diyor:
‘Mısır’ı destekleyenler de yere serilecek,
Ve onun küstahça övündüğü gücü ayaklar altına alınacak.’+
‘Migdol’dan+ Syene’ye* kadar+ memlekette kılıçla yere serilecekler’ diyor Ulu Rab Yehova. 7 ‘Orası ıssız diyarlar arasında en ıssızı olacak, onun şehirleri de en harap şehirler olacak.+ 8 Mısır’da bir ateş yaktığımda ve bütün müttefiklerini ezdiğimde anlayacaklar ki Ben Yehova’yım. 9 O gün, kendine güvenen Habeş ülkesine korku salmak için gemilerle haberciler göndereceğim. Mısır’ın yaklaşan yıkım gününde paniğe kapılacaklar, evet o gün mutlaka gelecek.’
10 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Mısır’daki kalabalıkların sonunu Babil Kralı Nabukadnezar* eliyle getireceğim.+ 11 O ve ordusu, milletlerin en zalimi,+ memleketi harap etmeye geliyor. Mısır’a kılıç çekecekler ve memleket katledilen insanlarla dolacak.+ 12 Nil kanallarını+ kuru toprağa çevireceğim ve memleketi kötülerin eline teslim edeceğim.* Memleketi ve içindeki her şeyi yabancıların eliyle harap edeceğim.+ Ben Yehova, bunu Ben söyledim.’
13 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Nof’taki* iğrenç putları da değersiz ilahları da yok edeceğim.+ Mısır’ın artık kendi önderi olmayacak ve orada korku içinde yaşayacaklar.+ 14 Patros’u+ yıkacağım, Tsoan’da bir ateş yakacağım ve No* şehrine+ verdiğim hükmü yerine getireceğim. 15 Mısır’ın kalesi olan Sin’e gazabımı yağdıracağım ve No şehrinde yaşayanları yok edeceğim. 16 Mısır’da bir ateş yakacağım. Sin dehşete kapılacak, No şehrine zorla girecekler ve Nof güpegündüz saldırıya uğrayacak. 17 On* ve Pi-beset şehirlerinin genç erkekleri kılıçla öldürülecek ve halkları sürgüne götürülecek. 18 Tehafnehes’te Mısır’ın boyunduruğunu* kırdığımda,+ orada gündüz karanlığa gömülecek. Küstahça övündüğü gücü sona erecek,+ onu kara bulutlar kaplayacak ve kasabalarında yaşayanlar sürgüne götürülecek.+ 19 Mısır’a verdiğim hükmü yerine getireceğim, o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
20 11. yılın 1. ayında, ayın 7. günü, bana Yehova’dan bir söz geldi: 21 “İnsanoğlu, Mısır’ın kralı olan Firavun’un kolunu kırdım. İyileşmesin diye kolu sarılmayacak, kılıç tutacak kadar güçlenmesin diye sargıya alınmayacak.”
22 “Bundan dolayı Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Mısır Kralı’nın, Firavun’un karşısında Ben varım+ ve onun kollarını kıracağım. Sağlam olanı da, kırık olanı da kıracağım+ ve kılıcı elinden düşüreceğim.+ 23 Sonra Mısırlıları milletlerin arasına dağıtacağım ve başka memleketlere savuracağım.+ 24 Babil Kralı’nın kollarını güçlendireceğim+ ve kılıcımı onun eline vereceğim.+ Firavun’un ise kollarını kıracağım, can çekişen biri gibi onun önünde inim inim inleyecek. 25 Babil Kralı’nın kollarını güçlendireceğim, fakat Firavun’un kolları tutmayacak. Kılıcımı Babil Kralı’na verdiğimde ve Kral onu Mısır’a karşı kullandığında+ anlayacaklar ki Ben Yehova’yım. 26 Mısırlıları milletlerin arasına dağıtacağım ve başka memleketlere savuracağım.+ O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
31 11. yılın 3. ayında, ayın 1. günü bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, Mısır’ın kralı olan Firavun’a ve yanındaki kalabalıklara şöyle de:+
‘Büyüklükte seninle kim yarışabilir?
3 Bir Asurlu gibiydin, Lübnan’da bir sedir ağacıydın,
Güzel dalların gölgeli bir ağaçlık gibiydi.
Bu ağacın boyu çok yüksekti, tepesi bulutlara erişiyordu.
4 Sular onu büyüttü, derin su kaynakları sayesinde boyu uzadı.
Dikili olduğu yerin her tarafında akarsular vardı;
Kaynakların suyu kanallarla bütün ağaçlara ulaşıyordu.
5 Sedir ağacı diğer ağaçların hepsinden daha uzun oldu.
Akarsulardan bol su aldığı için
Kolları çoğaldı, dalları uzadıkça uzadı.
6 Gökteki tüm kuşlar onun kollarında yuva yapardı,
Kırdaki tüm yaban hayvanları dalları altında yavrulardı
Ve bütün büyük milletler onun gölgesinde barınırdı.
7 Uzun dallarıyla ve güzelliğiyle görkemli bir ağaç oldu,
Çünkü derine inen kökleri bol su alıyordu.
8 Tanrı’nın bahçesindeki+ diğer sedirler onunla kıyaslanamazdı.
Hiçbir ardıcın onunki gibi kolları yoktu,
Hiçbir çınarın dalları onunkilerle boy ölçüşemezdi.
Tanrı’nın bahçesindeki hiçbir ağaç güzellikte ona denk olamazdı.
9 Onu gür yapraklı çok güzel bir ağaç yaptım,
Tanrı’nın bahçesi Aden’deki bütün ağaçlar onu kıskanırdı.’
10 Bu yüzden Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Mademki ağaç* bu kadar uzadı, tepesini bulutlara çıkardı ve boyunun uzunluğu yüzünden yüreğini kibir kapladı, 11 Ben de onu milletlerin kudretli hükümdarının eline teslim edeceğim,+ ona cezasını verecek. Kötülüğü yüzünden onu reddedeceğim. 12 Yabancılar, evet milletlerin en zalimi onu kesip devirecek. Onu dağların başında bırakacaklar, yaprakları bütün vadilere savrulacak, dalları kırılıp bütün akarsulara dağılacak.+ Bütün halklar gölgesinden çıkıp onu terk edecek. 13 Gökteki bütün kuşlar o devrilmiş ağacın gövdesinde, yaban hayvanları da dallarının üzerinde yaşayacak.+ 14 Ona olanlardan sonra su kenarındaki hiçbir ağaç artık öyle uzamayacak, tepesini bulutlara çıkarmayacak ve bol su alan hiçbir ağaç o kadar yükseğe ulaşamayacak. Çünkü ağaçların hepsi mutlaka ölecek, çukura* inen insanoğullarıyla birlikte toprağa gömülecek.’
15 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Onun mezara* girdiği gün herkesi yasa boğacağım. Artık bol sular akmasın diye derindeki su kaynaklarını kapatacağım ve akarsuların önünü keseceğim. O ağaç yüzünden Lübnan’ı karartacağım ve bütün ağaçlar sararıp solacak. 16 Çukura inen herkesle birlikte onu mezara* soktuğumda, devrilişinin gürültüsüyle milletleri titreteceğim. Aden’deki bütün ağaçlar,+ Lübnan’ın en seçme, en iyi ağaçları ve bol su alan tüm ağaçlar toprağın altında teselli bulacak. 17 O ağaçlar mezarda,* kılıçla öldürülmüş olanların yanında.+ O da onlarla birlikte olacak. Diğer milletlerin arasında onun gölgesinde yaşamış destekçileri* de mezarda.’+
18 ‘Aden’deki ağaçların hangisi senin kadar büyük ve görkemliydi?+ Yine de Aden’deki ağaçlarla birlikte toprağın altına ineceksin. Orada sünnetsizlerin arasında, kılıçla öldürülmüş olanların yanında yatacaksın. Firavun’un ve yanındaki kalabalıkların sonu bu olacak’ diyor Ulu Rab Yehova.”
32 12. yılın 12. ayında, ayın 1. günü bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, Mısır’ın kralı olan Firavun için bir ağıt yak, ona şunları söyle:
‘Sen milletler arasında güçlü bir aslan gibiydin,
Ama sesin kesildi.
Bir deniz canavarı gibiydin,+ ırmaklarını döverdin,
Ayaklarınla suları çalkalar, ırmakları bulandırırdın.’
3 Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
‘Pek çok milletten oluşan bir kalabalık toplayacağım,
Onlar senin üzerine ağımı atacak
Ve seni Benim ağımla çekecekler.
4 Seni karaya atacağım,
Açık arazide bırakacağım.
Gökteki bütün kuşlar senin üzerine konacak
Ve yeryüzündeki tüm yaban hayvanlarını seninle doyuracağım.+
6 Dağların yamacına kadar toprağı kanınla sulayacağım
Ve kanın derelerden oluk oluk akacak.’
7 ‘Senin sonun gelince gökleri örteceğim ve yıldızları karartacağım.
Güneşi bulutlarla örteceğim,
Ay artık ışığını vermeyecek.+
8 Senin yüzünden gökteki bütün ışıkları karartacağım
Ve memleketini karanlığa gömeceğim’ diyor Ulu Rab Yehova.
9 ‘Başka milletlere, bilmediğin memleketlere senin halkından tutsaklar gönderince,+
Birçok halkın yüreğine sıkıntı vereceğim.
10 Halkları dehşete düşüreceğim,
Krallarının önünde kılıcımı sana salladığımda korkudan titreyecekler.
Sen yıkıma uğradığın gün
Her biri kendi canı için tir tir titreyecek.’
11 Ulu Rab Yehova şöyle diyor:
‘Babil Kralı’nın kılıcı üzerine inecek.+
12 Yanındaki kalabalıkları güçlü savaşçıların kılıcıyla yere sereceğim,
Hepsi de milletlerin en zalim savaşçıları.+
Mısır’ın gururunu ayaklar altına alacak ve bütün kalabalığını yok edecekler.+
13 Gürül gürül akan suların kıyısında otlayan bütün hayvanlarını telef edeceğim.+
O suları artık ne bir insan ayağı ne de bir hayvan ayağı bulandıracak.’+
14 ‘O zaman sularını dupduru yapacağım
Ve ırmaklarını yağ gibi akıtacağım’ diyor Ulu Rab Yehova.
15 ‘Mısır’ı ıssız bir viraneye çevireceğim, içinde hiçbir şey kalmayacak,+
Orada yaşayanların hepsini öldüreceğim,
O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.+
16 Bu ağıt mutlaka söylenecek,
Milletlerin kızları bu ağıtı yakacak.
Bu ağıt Mısır ve yanındaki bütün kalabalıklar için olacak’ diyor Ulu Rab Yehova.”
17 Sonra 12. yılda, ayın 15. günü bana Yehova’dan bir söz geldi: 18 “İnsanoğlu, Mısır’ın yanındaki kalabalıklar için feryat et, de ki onlar ve güçlü milletlerin evlatları çukura inenlerle birlikte toprağın altına girecek.
19 ‘Sen başkalarından daha mı güzelsin? Mezara girecek ve orada sünnetsizlerin yanında yatacaksın!’
20 ‘Mısırlılar kılıçtan geçirilenlerin arasında olacak.+ Ülke kılıca teslim edildi, onu ve yanındaki bütün kalabalıkları sürükleyip götürün.
21 En güçlü savaşçılar mezarın* derinliklerinden Firavun ve yardımcılarıyla konuşacak. Kılıçla öldürülen Mısırlılar toprağın altına girecek, sünnetsizler gibi orada yatacaklar. 22 Asur tüm halkıyla birlikte orada. Mezarları onun* çevresinde, hepsi kılıçtan geçirilmiş.+ 23 Mezarları çukurun derinlerinde, halkı onun mezarının çevresinde; hepsi kılıçla öldürülmüş, çünkü yaşayanlar diyarına dehşet salmışlardı.
24 Elam+ yanındaki kalabalıklarla birlikte orada. Mezarları onun mezarının çevresinde. Hepsi kılıçtan geçirilmiş ve toprağın altına sünnetsiz girmişler, çünkü yaşayanlar diyarına dehşet salmışlardı. Şimdi çukura girenlerle birlikte utançlarını taşıyacaklar. 25 Öldürülenlerin arasında Elam için yatacak yer hazırladılar, yanındaki bütün kalabalıklar da onun mezarlarının çevresinde. Hepsi de sünnetsiz, kılıçla öldürülmüşler çünkü yaşayanlar diyarına dehşet salmışlardı. Çukura girenlerle birlikte utançlarını taşıyacaklar. Elam’ı öldürülenlerin arasına koydular.
26 Meşek ve Tubal+ yanındaki kalabalıklarla birlikte orada. Mezarları onun* mezarının çevresinde. Hepsi de sünnetsiz, kılıç onları delip geçmiş çünkü yaşayanlar diyarına dehşet salmışlardı. 27 Onlar ölen ve silahlarıyla birlikte mezara* giren sünnetsiz savaşçıların yanında yatmayacak mı? Kılıçları başlarının altına konacak,* günahları kemiklerinin üzerinde olacak çünkü bu güçlü savaşçılar yaşayanlar diyarına dehşet salmışlardı. 28 Fakat sen de sünnetsizlerle birlikte öldürüleceksin, kılıçtan geçirilenlerin yanında yatacaksın.
29 Edom+ orada; kralları ve bütün önderleri güçlerine rağmen, kılıçla öldürülmüş olanların arasına yatırıldılar. Onlar da sünnetsizlerin+ ve çukura girenlerin yanında olacak.
30 Kuzeyin bütün yöneticileri* tüm Saydalılarla+ birlikte orada. Güçleriyle dehşet uyandırmalarına rağmen, öldürülenlerle birlikte utanç içinde mezara girdiler. Sünnetsiz olarak, kılıçtan geçirilmiş kişilerin yanında yatacaklar ve çukura inenlerle birlikte utançlarını taşıyacaklar.
31 Firavun bütün bunları görecek ve kendi yanındaki kalabalıkların başına gelenlerden dolayı teselli bulacak.+ Firavun ve tüm ordusu kılıçtan geçirilecek’ diyor Ulu Rab Yehova.
32 ‘Yaşayanlar diyarına dehşet saldığı için Firavun ve yanındaki tüm kalabalıklar sünnetsizlerin, kılıçla öldürülmüş olanların yanında yatacak’ diyor Ulu Rab Yehova.”
33 Bana Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, halkının evlatlarıyla konuş+ ve onlara şöyle de:
‘Düşünün ki bir memleketin üzerine düşmanlar gönderiyorum.+ Oranın halkı bir adamı gözcü olması için seçiyor, 3 o da düşmanın yaklaştığını görüyor ve boru* çalıp halkı uyarıyor.+ 4 Biri boru sesini duyduğu halde uyarıyı dikkate almaz+ ve düşman gelip onun canını alırsa, kendi kanından kendisi sorumlu olacak.+ 5 Boru sesini duydu fakat uyarıya kulak asmadı. Kendi kanından kendisi sorumludur, uyarıyı dinleseydi canı kurtulurdu.
6 Fakat gözcü, düşmanın geldiğini gördüğü halde boru çalmaz+ ve halkı uyarmazsa, bu yüzden de düşmanın kılıcı bir can alırsa, o kişi kendi suçu yüzünden ölecek ancak kanının hesabını gözcüden soracağım.’+
7 İnsanoğlu, seni İsrail halkı için gözcü olarak görevlendirdim. Ağzımdan çıkan bir söz duyduğunda Benim adıma onları uyaracaksın.+ 8 Ben kötü bir insana ‘Kötü olduğun için kesinlikle öleceksin!’+ dediğimde sen sesini çıkarmaz ve yolunu değiştirmesi için onu uyarmazsan, kötü kişi kendi suçu yüzünden ölecek,+ fakat kanının hesabını senden soracağım. 9 Öte yandan sen kötü birini yolundan dönsün diye uyardığın halde yolunu değiştirmeyi reddederse, o insan suçu yüzünden ölecek,+ fakat sen kendi canını kurtaracaksın.+
10 İnsanoğlu, İsrail halkına de ki ‘Siz şöyle diyorsunuz: “İsyanlarımızın ve günahlarımızın ağırlığıyla eziliyoruz, bittik tükendik.+ Bu halde nasıl yaşayabiliriz?”’+ 11 Onlara şöyle de: ‘“Varlığım üzerine ant ederim ki, kötü birinin ölmesi değil,+ yolunu değiştirip+ yaşaması Beni mutlu eder.+ Dönün, kötü yollarınızdan dönün!+ Neden ölesiniz, ey İsrail halkı?” diyor Ulu Rab Yehova.’+
12 İnsanoğlu, halkının evlatlarına şunu söyle: ‘Doğru* kişi isyan ettiğinde, doğruluğu onu kurtarmayacak.+ Kötü kişi kötülüğü bıraktığında, kötülüğü yüzünden yıkıma uğramayacak.+ Doğru kişi günah işlediğinde, doğruluğu sayesinde hayatta kalmayacak.+ 13 Doğru kişiye “Kesinlikle yaşayacaksın” dediğimde, o kendi doğruluğuna güvenerek yanlışa saparsa,*+ hiçbir doğru işi anılmayacak, yaptığı yanlıştan dolayı ölecek.+
14 Kötü kişiye “Kesinlikle öleceksin” dediğimde, o günah işlemeyi bırakıp adil ve doğru davranırsa,+ 15 kendisine rehin bırakılan şeyi geri verir+ ve soygunculukla+ aldığını geri öderse, yanlış şeyler yapmayıp hayat veren kanunları uygularsa, kesinlikle hayatta kalacak,+ ölmeyecek. 16 İşlediği günahların hiçbirinin hesabı sorulmayacak.+ Adil ve doğru davrandığı için kesinlikle hayatta kalacak.’+
17 Fakat senin halkın ‘Yehova adil davranmıyor’ diyor, oysa asıl adil davranmayan onlar.
18 Doğru biri yürüdüğü doğru yolu bırakır ve yanlışa saparsa, bu yüzden ölecek.+ 19 Diğer yandan kötü kişi kötülüğü bırakıp adil ve doğru davranırsa, bu sayede hayatta kalacak.+
20 Ama siz ‘Yehova adil davranmıyor’ diyorsunuz.+ İsrail halkı, her birinizi kendi yaptıklarına göre yargılayacağım.”
21 Sürgünlüğümüzün 12. yılının 10. ayında, ayın 5. günü, Yeruşalim’den kaçıp kurtulan bir adam yanıma gelip+ “Şehir ele geçirildi!” dedi.+
22 Kaçıp kurtulan adamın gelişinden önceki akşam Yehova elini* üzerime koydu ve dilimi çözdü. Adam sabah yanıma geldiğinde artık dilim tutuk değildi, konuşabiliyordum.+
23 O zaman bana Yehova’dan bir söz geldi: 24 “İnsanoğlu, İsrail’in harap şehirlerinde oturanlar+ diyor ki, ‘İbrahim tek başına olduğu halde bu toprakların sahibi olmuştu.+ Biz ise kalabalığız, elbette bu topraklar bize ait.’
25 Bu nedenle onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Siz eti kanıyla yiyor,+ iğrenç putlarınıza umut bağlıyor ve kan dökmeye devam ediyorsunuz.+ Yine de bu topraklar sizin, öyle mi? 26 Kılıcınıza güveniyorsunuz,+ iğrenç şeyler yapıyorsunuz ve hepiniz komşunuzun karısıyla yatıyorsunuz.+ Yine de bu topraklar sizin, öyle mi?”’+
27 Onlara şöyle söyleyeceksin: ‘Ulu Rab Yehova şunları diyor: “Varlığım üzerine ant ederim ki, harap şehirlerde oturanlar kılıçla öldürülecek, açık arazide olanları yaban hayvanlarına yem edeceğim, kalelerde ve mağaralarda olanlar da hastalıktan ölecek.+ 28 Bu memleketi ıssız bir viraneye çevireceğim,+ küstahlığı ve gururu yok edilecek, İsrail dağları kimsenin gelip geçmediği ıssız bir yer olacak.+ 29 Yaptıkları bütün iğrenç şeylerden dolayı+ memleketi ıssız bir viraneye çevirdiğimde+ anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.”’
30 İnsanoğlu, duvar kenarlarında ve evlerin kapılarında halkın senin hakkında konuşuyor.+ Birbirlerine, herkes kendi kardeşine ‘Hadi gelin, Yehova’nın ne söylediğini dinleyelim’ diyor. 31 Onlar halkımın her zaman yaptığı gibi toplanıp senin önünde oturacak. Sözlerini dinleyecekler ama yapmayacaklar.+ Dilleriyle seni övüyorlar,* ama açgözlü yürekleri haksız kazanç peşinde. 32 Sen onlar için iyi çalgı çalan, güzel sesiyle aşk şarkısı söyleyen biri gibisin. Senin söylediklerini dinleyecekler ama yapan olmayacak. 33 Sözlerin gerçekleştiğinde, ki mutlaka gerçekleşecek, o zaman aralarında bir peygamberin olduğunu anlayacaklar.”+
34 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, İsrail çobanları* aleyhindeki sözlerimi bildir. O çobanlara, başlarına gelecekleri söyle; de ki ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Kendi karnını doyuran İsrail çobanlarının vay haline!+ Onların sürüyü beslemesi gerekmez miydi?+ 3 Siz hayvanın en yağlı kısmını yer, yününü giyer, en besiliyi kesersiniz,+ fakat sürüyü beslemezsiniz.+ 4 Zayıf olanı güçlendirmediniz, hasta olanı iyileştirmediniz, yaralı olanı sarmadınız, yolunu şaşıranı geri getirmediniz, kaybolanı aramadınız.+ Onları acımasızca ve zorbalıkla güttünüz.+ 5 Dağılıp gittiler çünkü çobanları yoktu;+ dağılıp gittiler ve bütün yaban hayvanlarına yem oldular. 6 Koyunlarım bütün dağlarda, bütün yüksek tepelerde başıboş kaldı; koyunlarım tüm yeryüzüne dağıldı. Onları ne arayan var ne de soran.
7 Bu yüzden siz çobanlar, Yehova’nın sözlerini dinleyin: 8 ‘“Varlığım üzerine ant ederim ki harekete geçeceğim” diyor Ulu Rab Yehova. “Çünkü koyunlarım çobanları olmadığından yem oldular, bütün yaban hayvanları onları yedi. Çobanlarım koyunlarımı aramadı; kendi karınlarını doyurdular ama koyunlarımı beslemediler.”’ 9 Bu nedenle siz çobanlar, Yehova’nın sözlerini dinleyin. 10 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘O çobanlar karşılarında Beni bulacak. Onlardan koyunlarımın hesabını soracağım, artık koyunlarımı gütmelerine izin vermeyeceğim+ ve kendi karınlarını doyuramayacaklar. Koyunlarımı onların ağzından çekip alacağım ve artık onlara yiyecek olmayacaklar.’”
11 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ben buradayım, koyunlarımı Kendim arayacağım ve onlarla ilgileneceğim.+ 12 Dağılmış koyunlarını bulan ve onları besleyen bir çoban gibi koyunlarımla ilgileneceğim.+ Bulutlu, koyu karanlık bir günde+ dağılıp gittikleri her yerden onları kurtaracağım. 13 Onları milletlerin içinden çıkaracağım, başka memleketlerden toplayacağım ve kendi topraklarına geri getireceğim. Onları İsrail dağlarında, akarsular kenarında ve memleketin bütün yerleşim yerlerinde besleyeceğim.+ 14 Onları güzel bir çayırda otlatacağım, otlakları İsrail’in yüksek dağlarında olacak.+ Yemyeşil bir çayırda yatacaklar+ ve İsrail dağlarındaki en iyi otlaklarda beslenecekler.”
15 “Koyunlarımı Kendim otlatacağım+ ve onları Kendim dinlendireceğim”+ diyor Ulu Rab Yehova. 16 “Kaybolmuş olanı arayacağım,+ yolunu şaşıranı geri getireceğim, yaralı olanı saracağım ve zayıf olanı güçlendireceğim. Fakat besili ve güçlü olanı yok edeceğim, ona hak ettiği cezayı vereceğim.”
17 Size gelince koyunlarım, Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Koyunla koyun arasında, koçla teke arasında adaleti sağlayacağım.+ 18 En iyi otlaklarda beslenmek size yetmiyor mu? Otlaklarınızın geri kalanını da ayaklarınızla çiğnemeniz mi gerekiyor? Tertemiz sulardan içtikten sonra suyu ayaklarınızla bulandırmanız mı gerekiyor? 19 Benim koyunlarım sizin ayağınızla çiğnediğiniz otlaklarda otlayıp, ayağınızla bulandırdığınız suları içmek zorunda mı?”
20 Bu yüzden Ulu Rab Yehova onlara şöyle diyor: “Ben buradayım, besili koyunla cılız koyun arasında adaleti Ben sağlayacağım. 21 Çünkü hasta olanları böğrünüzle ve omzunuzla itekleyip durdunuz, boynuzlarınızla dürtüklediniz, sonunda hepsini dağıtıp uzaklara gönderdiniz. 22 Fakat Ben koyunlarımı kurtaracağım, artık hayvanlara yem olmayacaklar+ ve koyunla koyun arasında adaleti sağlayacağım. 23 Başlarına tek bir çoban,+ kulum Davut’u+ koyacağım ve onları o güdecek. Onları besleyecek ve çobanları olacak.+ 24 Ben Yehova, onların Tanrısı olacağım,+ kulum Davut da önderleri olacak.+ Bunları Ben Yehova söylüyorum.
25 Onlarla bir barış ahdi yapacağım+ ve yırtıcı hayvanları memleketten kovacağım.+ O zaman halkım kırlarda güvenlik içinde yaşayacak ve ormanlarda uyuyacak.+ 26 Onlar ve dağımın çevresi bir nimet olacak+ ve yağmuru vaktinde yağdıracağım. Nimetleri yağmur gibi yağdıracağım.+ 27 Ağaçlar meyvelerini verecek, toprak da ürününü verecek.+ Halkım güvende yaşayacak. Boyunduruklarını* kırıp,+ onları köle edenlerin elinden kurtardığımda anlayacaklar ki Ben Yehova’yım. 28 Artık milletler onları avlamayacak, yaban hayvanlarına yem olmayacaklar, güvenlik içinde yaşayacaklar ve onları korkutan olmayacak.+
29 Onlar için, ünü her yere yayılacak bir fidanlık kuracağım. Artık memlekette kıtlıktan ölmeyecekler+ ve artık milletler tarafından aşağılanmayacaklar.+ 30 ‘O zaman anlayacaklar ki Ben, Tanrıları Yehova onların yanındayım ve İsrail halkı Bana aittir’+ diyor Ulu Rab Yehova.”’
31 ‘Siz koyunlarım,+ Benim beslediğim koyunlar, siz sadece insansınız, Ben de Tanrınızım’ diyor Ulu Rab Yehova.”
35 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yüzünü Seir+ dağlık bölgesine doğru çevir ve onun aleyhindeki sözlerimi bildir.+ 3 Ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey Seir dağları, karşında Ben varım. Elimi sana karşı kaldıracağım ve seni ıssızlığa gömeceğim.+ 4 Şehirlerini harabeye çevireceğim ve sen ıssız bir virane olacaksın.+ O zaman anlayacaksın ki Ben Yehova’yım. 5 Çünkü düşmanca davranıp durdun+ ve İsrailoğulları yıkıma uğradığında, son cezalarını aldıklarında onları kılıca teslim ettin.”’+
6 ‘Varlığım üzerine ant ederim ki’ diyor Ulu Rab Yehova, ‘Kanının akıtılmasına karar verdim, bundan kaçamayacaksın.+ Mademki nefret ettiklerinin kanını döktün, şimdi de senin kanın dökülecek.+ 7 Seir dağlık bölgesini ıssız bir viraneye çevireceğim,+ oradan gelip geçen kimseyi sağ bırakmayacağım. 8 Dağlarını cesetlerle dolduracağım. Kılıçtan geçirilenler senin tepelerinde, vadilerinde ve bütün akarsularında yere serilecek. 9 Hep virane olarak kalacaksın ve şehirlerinde oturan olmayacak.+ O zaman anlayacaksın ki Ben Yehova’yım.’
10 Yehova onların arasında olduğu halde sen ‘Bu iki halk ve toprakları benim olacak, ikisinin de sahibi olacağım’ dedin.+ 11 ‘Bu nedenle varlığım üzerine ant ederim ki’ diyor Ulu Rab Yehova, ‘Sen onlara nefretin yüzünden nasıl öfke ve kıskançlıkla davrandıysan Ben de sana aynı şekilde davranacağım.+ Seni yargıladığım zaman Kendimi onlara tanıtacağım. 12 O zaman anlayacaksın ki, Ben Yehova, İsrail dağları hakkında küstahça söylediğin her şeyi duydum; “Oralar ıssız kaldı, hepsini yok edebiliriz” diyordun. 13 Hakkımda küstahça konuştun, aleyhimdeki sözlerine yenilerini ekledin.+ Bunların hepsini duydum.’
14 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Ben seni ıssız bir viraneye çevirdiğimde tüm yeryüzü sevinçten coşacak. 15 İsrail halkının mirası olan topraklar ıssız bırakıldığında sen nasıl da sevinmiştin! Ben de sana aynısını yapacağım.+ Ey Seir dağları, evet tüm Edom, ıssız bir virane olacaksın.+ O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
36 “İnsanoğlu, İsrail dağlarının geleceği hakkındaki sözlerimi bildir, de ki: ‘Ey İsrail dağları, Yehova’nın sözünü dinleyin. 2 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Düşman sizin için ‘Oh olsun! Bir zamanların yüksek yerleri artık bizim oldu’ diyor.”’+
3 Bu yüzden sözlerimi bildirip onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Sizi ıssız bıraktılar ve her taraftan saldırdılar, çevredeki milletlerden sağ kalanların eline geçtiniz, insanların diline düştünüz ve size iftiralar atıldı.+ 4 Bu nedenle ey İsrail dağları, Ulu Rab Yehova’nın sözünü dinleyin! Ulu Rab Yehova, dağlara, tepelere, akarsulara, vadilere, ıssız bırakılmış harabelere,+ çevredeki milletlerden sağ kalanların yağmalayıp alaya aldığı terk edilmiş şehirlere sesleniyor.+ 5 Ulu Rab Yehova onlara şöyle diyor: ‘Milletlerden sağ kalanlara ve bütün Edom’a öfkemin ateşiyle hüküm vereceğim.+ Onlar Benim topraklarımı büyük sevinçle ve küçümsemeyle+ sahiplendiler, otlaklarını ele geçirip yağmalamak istediler.’”’+
6 Bu nedenle İsrail toprakları hakkındaki sözlerimi bildir, o dağlara, tepelere, akarsulara ve vadilere de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Milletler sizi aşağıladığı için+ kızgınlıkla ve öfkeyle konuşacağım.”’
7 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Çevrenizdeki milletler de aşağılanacak.+ Elimi kaldırıp ant ediyorum ki bu olacak. 8 Fakat siz İsrail dağları, ağaçlarınız halkım İsrail için dallarını yeşertip meyve verecek,+ çünkü onlar yakında dönüyor. 9 Ben sizin yanınızdayım, yüzümü size döneceğim. Toprağınız işlenecek ve ekilecek. 10 İnsanlarınızı çoğaltacağım, bütün İsrail halkı, hepsi gelecek. Böylece şehirler dolacak,+ harap yerler yeniden inşa edilecek.+ 11 Evet, insanlarınızı da hayvanlarınızı da çoğaltacağım.+ Sayıları artacak, verimli olacaklar. Geçmişte olduğu gibi insanların yaşadığı yerler olacaksınız.+ Eskisinden daha iyi duruma geleceksiniz.+ O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.+ 12 Üzerinizde insanlar, halkım İsrail dolaşacak. Onlar sizin sahibiniz,+ siz de onların mirası olacaksınız. Bir daha asla onları çocuklarından yoksun bırakmayacaksınız.’”+
13 “Ulu Rab Yehova şunları diyor: ‘Senin için şöyle söylüyorlar: “İnsanları yiyip yok eden ve içindeki milletleri evlatsız bırakan bir memleket.”’ 14 Bu yüzden Ulu Rab Yehova diyor ki, ‘Artık insanları yiyip yok etmeyecek ve içindeki milletleri evlatsız bırakmayacaksın. 15 Artık milletlerin aşağılamalarına ve insanların alaylarına maruz kalmana izin vermeyeceğim.+ Bir daha içindeki halkların yıkımına sebep olmayacaksın’, Ulu Rab Yehova’nın sözü.”
16 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 17 “İnsanoğlu, İsrail halkı yaşadıkları memleketi davranışlarıyla ve yaptıklarıyla kirletti.+ Davranışları yüzünden Benim gözümde âdet gören kadın gibi kirli durumdaydılar.+ 18 Memleketi kana buladıkları ve iğrenç putlarıyla kirlettikleri için+ üzerlerine gazabımı yağdırdım.+ 19 Onları milletler arasına dağıttım ve başka memleketlere savurdum.+ Onları kendi davranışlarına ve yaptıklarına göre yargıladım. 20 Fakat şimdi yaşadıkları memleketlere gittiklerinde, insanlar ‘Bunlar Yehova’nın halkı, buna rağmen O’nun memleketinden çıkmak zorunda kaldılar’ diyerek kutsal ismime saygısızlık ettiler.+ 21 Bu nedenle, İsrail halkının gittiği memleketlerde küçük düşürdüğü kutsal ismim için harekete geçeceğim.”+
22 “İsrail halkına de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey İsrail halkı, Ben sizin için değil, gittiğiniz memleketlerde küçük düşürdüğünüz kutsal ismim için harekete geçiyorum.”’+ 23 ‘Milletler arasında lekelenen, onların arasında sizin lekelediğiniz yüce ismimin kutsallığını göstereceğim’+ diyor Ulu Rab Yehova. ‘Onların gözü önünde, sizin aracılığınızla kutsallığımı gösterdiğimde, milletler anlayacak ki Ben Yehova’yım.+ 24 Sizi milletlerin arasından ve bütün memleketlerden toplayacağım ve kendi memleketinize geri getireceğim.+ 25 Üzerinize temiz su serpeceğim ve arınacaksınız.+ Sizi bütün kirlerinizden+ ve bütün iğrenç putlarınızdan arındıracağım.+ 26 Size yeni bir yürek vereceğim+ ve içinize yeni bir ruh* koyacağım.+ İçinizdeki taştan yüreği+ çıkarıp size etten* bir yürek vereceğim. 27 Kutsal ruhumu içinize koyacağım ve kurallarıma uymanızı sağlayacağım.+ Emirlerime uyacak ve onları yerine getireceksiniz. 28 O zaman, atalarınıza verdiğim memlekette yaşayacaksınız. Siz Benim halkım olacaksınız, Ben de sizin Tanrınız olacağım.’+
29 ‘Sizi bütün kirlerinizden arındıracağım. Tahıla çoğalmasını söyleyeceğim ve size kıtlık yaşatmayacağım.+ 30 Ağaçlarınızın meyvesini, tarlalarınızın ürününü çoğaltacağım, böylece çevre milletlerin arasında bir daha kıtlık yüzünden utanç duymayacaksınız.+ 31 O zaman kötü davranışlarınızı ve doğru olmayan işlerinizi hatırlayacaksınız. Suçlarınız ve iğrenç işleriniz yüzünden kendinizden tiksineceksiniz.+ 32 Fakat şunu bilin, bunu sizin için yapmıyorum’+ diyor Ulu Rab Yehova. ‘Ey İsrail halkı, yaptıklarınızdan utanın, yüzünüz kızarsın!’
33 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Sizi bütün suçlarınızdan arındırdığım gün, şehirleri insanlarla dolduracağım+ ve harap yerler yeniden yapılacak.+ 34 Gelip geçenlerin ıssız ve harap halde gördüğü bu topraklar yeniden ekilip biçilecek. 35 İnsanlar şöyle diyecek: “Issız kalan memleket Aden Bahçesi gibi+ oldu. Yıkılıp harap olmuş, ıssız kalmış şehirler şimdi surlarla çevrili ve artık içinde insanlar yaşıyor.”+ 36 Çevrenizdeki milletlerden sağ kalanlar anlayacak ki, Ben Yehova, yıkılmış yerleri yeniden yaptım ve çorak kalmış toprakları yeniden yeşerttim. Ben Yehova, bunu Ben söyledim ve yaptım.’+
37 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Ayrıca İsrail halkının Benden dilekte bulunmasına izin vereceğim, onları koyun sürüsü gibi çoğaltmamı isteyecekler; Ben de bunu yapacağım. 38 Bayram zamanında+ Yeruşalim nasıl sürülerle dolarsa, kutsal kişiler oraya nasıl akın ederse, harap olmuş şehirler de insanlarla öyle dolup taşacak;+ o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
37 Yehova’nın elini üzerimde hissettim ve Yehova beni ruhuyla alıp kemiklerle dolu bir ovanın ortasına bıraktı.+ 2 Beni kemiklerin arasında dolaştırdı. Baktım, ovanın üzeri kemiklerle doluydu ve hepsi kupkuruydu.+ 3 Bana “İnsanoğlu, bu kemikler canlanabilir mi?” diye sordu. Ben de “Ulu Rab Yehova, bunu Sen bilirsin” dedim.+ 4 O zaman bana şöyle dedi: “Bu kemiklere neler olacağıyla ilgili sözlerimi bildir. Onlara de ki, ‘Ey kuru kemikler, Yehova’nın sözlerini dinleyin:
5 Ulu Rab Yehova bu kemiklere şöyle diyor: “İçinize soluk koyacağım, canlanacaksınız.+ 6 Sizi kaslarla,* etle kaplayacağım ve üzerinizi deriyle örteceğim. İçinize soluk koyacağım, canlanacaksınız. O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.”’”
7 Bana emredildiği gibi bu sözleri bildirdim. Tam o sırada sesler duyuldu, takırtı sesleri geldi. Kemikler bir araya gelmeye ve birleşmeye başladı. 8 Sonra kemiklerin kaslarla, etle kaplandığını gördüm ve üzerleri deriyle örtüldü. Fakat hâlâ içlerinde soluk yoktu.
9 Sonra Tanrı bana şunu söyledi: “Rüzgâra sözlerimi bildir. İnsanoğlu, rüzgâra de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Gel ey rüzgâr,* öldürülmüş olan bu insanların üzerine dört yandan es de canlansınlar.”’”
10 Tıpkı bana emrettiği gibi sözlerini bildirdim. Onların içine soluk* doldu, canlanıp ayağa kalkmaya başladılar+ ve koskoca bir ordu oldular.
11 Sonra bana şunları söyledi: “İnsanoğlu, bu kemikler tüm İsrail halkıdır.+ Onlar ‘Kemiklerimiz kurudu, ümidimiz tükendi,+ mahvolduk’ diyorlar. 12 Bu nedenle olacakları bildir ve onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey halkım, mezarlarınızı açacağım,+ sizi mezarlarınızdan çıkaracağım ve İsrail topraklarına geri getireceğim.+ 13 Mezarlarınızı açıp sizi oradan çıkardığım zaman ey halkım, anlayacaksınız ki Ben Yehova’yım.”’+ 14 Yehova diyor ki ‘Kutsal ruhumu içinize koyacağım ve canlanacaksınız.+ Sizi kendi topraklarınıza yerleştireceğim. O zaman anlayacaksınız ki Ben Yehova, bunları Ben söyledim ve yaptım.’”
15 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 16 “İnsanoğlu, bir değnek al ve üzerine ‘Yahuda ve onun yanında olan İsrail halkı için’ diye yaz.+ Sonra başka bir değnek al ve onun üzerine de şöyle yaz: ‘Efraim’in değneği, Yusuf ve onun yanında olan tüm İsrail halkı için.’+ 17 Sonra onları birlikte tut, elinde tek bir değnek olsunlar.+ 18 Halkın sana ‘Bunların anlamını bize söylemeyecek misin?’ dediğinde 19 onlara de ki ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Efraim’in elinde olan, Yusuf’un ve yanındaki İsrail kabilelerinin değneğini alacağım ve onu Yahuda’nın değneğiyle birleştireceğim. Onları tek değnek yapacağım,+ Benim elimde tek değnek olacaklar.”’ 20 Üzerine yazı yazdığın değnekleri, görsünler diye elinde tutacaksın.
21 Sonra onlara de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “İsrailoğullarını gittikleri memleketlerden çıkaracağım, onları her taraftan toplayacağım ve kendi topraklarına getireceğim.+ 22 Onları o topraklarda, İsrail dağlarında tek bir millet yapacağım.+ Hepsini tek bir kral yönetecek,+ artık iki ayrı millet olmayacaklar ve iki krallığa bölünmeyecekler.+ 23 Artık iğrenç putlarıyla, tiksindirici işleriyle ve suçlarıyla kendilerini kirletmeyecekler.+ Günah işlemelerine sebep olan sadakatsizliklerinden onları tamamen kurtaracağım ve arındıracağım. Onlar Benim halkım olacak, Ben de onların Tanrısı olacağım.+
24 Kulum Davut onların kralı olacak+ ve hepsinin çobanı tek olacak.+ Emirlerime uygun yaşayacaklar ve kanunlarıma dikkatle uyacaklar.+ 25 Kulum Yakup’a verdiğim ve atalarınızın yaşadığı memlekette yaşayacaklar.+ Kendileri, çocukları ve çocuklarının çocukları sonsuza dek+ orada yaşayacak.+ Kulum Davut sonsuza dek onların önderi olacak.+
26 Onlarla bir barış ahdi yapacağım;+ bu ahit sonsuza dek sürecek. Memleketlerinde kalıcı olacaklar ve sayılarını çoğaltacağım.+ Kutsal mekânım sonsuza dek onların arasında duracak. 27 Çadırım onlarla* olacak, Ben onların Tanrısı olacağım, onlar da Benim halkım olacak.+ 28 Kutsal mekânım sonsuza dek onların arasında durdukça milletler anlayacak ki Ben Yehova, İsrail’i kutsal kılıyorum.”’”+
38 Bana tekrar Yehova’dan bir söz geldi: 2 “İnsanoğlu, yüzünü Magog diyarından Gog’a,+ Meşek ve Tubal’ın+ en büyük önderine doğru çevir ve onun başına gelecekleri bildir.+ 3 Ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Meşek ve Tubal’ın en büyük önderi Gog, karşında Ben varım. 4 Seni yolundan döndüreceğim ve çenelerine çengeller takıp çekeceğim.+ Seni tüm ordunla,+ atların ve atlılarınla; hepsi de muhteşem giysiler giymiş, ellerinde büyük ve küçük kalkanları, kılıçları olan o büyük toplulukla birlikte çekeceğim. 5 Onlarla birlikte, hepsi kalkanlı ve miğferli Pers, Habeş ve Put+ askerleri; 6 Gomer ve tüm orduları, kuzeyin en uzak yerlerinden gelen Togarma+ halkı ve tüm orduları da gelecek.+ Senin yanında büyük bir kalabalık olacak.
7 Hazır ol, yanına toplanmış bütün ordularınla birlikte savaşa hazırlan. Komutanları sen olacaksın.
8 Uzun bir zaman sonra dikkatimi sana yönelteceğim.* Sonunda, yılların ardından, kılıcın yol açtığı yıkımı yaşamış, milletlerin arasından toplanmış ve çoktandır harap haldeki İsrail dağlarına geri getirilmiş halkın diyarına gireceksin. Bu diyarın sakinleri milletlerin arasından çıkıp geldiler ve hepsi güvenlik içinde yaşıyorlar.+ 9 Sen bir fırtına gibi üzerlerine yürüyeceksin. Tüm ordularınla ve yanındaki halklarla birlikte diyarı kara bulutlar gibi kaplayacaksın.”’
10 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘O gün aklına bazı düşünceler gelecek ve haince bir plan kuracaksın. 11 Diyeceksin ki, “Savunmasız köyleri olan o diyarı ele geçireceğim.+ Huzur ve güvenlik içinde yaşayanların üzerine yürüyeceğim. Hepsi de savunmasız yerlerde yaşıyor; ne surları var, ne de kapı sürgüleri ve kapıları.” 12 Bunu büyük bir ganimet elde etmek için yapacaksın. Bir zamanlar harapken artık insanların yaşadığı o yerlere+ ve milletlerin arasından toplanmış halka+ saldırmak isteyeceksin. Şimdi servetini, malını mülkünü artıran+ ve dünyanın orta yerinde yaşayan o halkı hedef alacaksın.
13 Saba+ ve Dedan,+ Tarşiş+ tüccarları ve tüm savaşçıları sana şöyle diyecek: “Yağmalamak için mi diyara saldırıyorsun? Altını ve gümüşü almak, servete ve mallara el koymak, yüklü bir ganimet elde etmek için mi ordularını topladın?”’
14 İnsanoğlu, sözlerimi bildirip Gog’a de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “O gün halkım İsrail güvenlik içinde yaşarken sen bunu mutlaka fark edeceksin.+ 15 O zaman kendi yerinden, kuzeyin en uzak yerlerinden kalkıp geleceksin.+ Yanında birçok millet, hepsi de atlara binmiş büyük bir topluluk, çok büyük bir ordu olacak.+ 16 Memleketi kaplayan kara bulutlar gibi halkım İsrail’in üzerine yürüyeceksin. Son günlerde, ey Gog, milletler Benim kim olduğumu anlasın diye seni diyarıma saldırtacağım+ ve onların gözü önünde seni kullanarak kutsallığımı göstereceğim.”’+
17 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Eski zamanlarda, İsrail’deki peygamber kullarım aracılığıyla hakkında konuştuğum sen değil misin? Onlar yıllarca, seni halkıma saldırtacağımı bildirdiler.’
18 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Gog İsrail topraklarına girdiği zaman, işte o gün büyük bir öfkeyle burnumdan soluyacağım.+ 19 Hiddetle ve ateşli gazabımla konuşacağım, o gün İsrail topraklarında büyük bir deprem olacak. 20 Denizdeki balıklar, gökteki kuşlar, yaban hayvanları, toprakta sürünen bütün canlılar ve yeryüzündeki bütün insanlar Benden dolayı titreyecek. Dağlar yıkılacak,+ kayalıklar çökecek ve bütün duvarlar yerle bir olacak.’
21 Ulu Rab Yehova diyor ki, ‘Bütün dağlarımda Gog’un üzerine kılıç göndereceğim. Herkes kendi kardeşine kılıç çekecek.+ 22 Onu salgın hastalıkla+ ve katliamla cezalandıracağım. Onun, ordularının ve yanındaki birçok milletin üzerine+ şiddetli yağmur, dolu,+ ateş+ ve kükürt yağdıracağım.+ 23 Birçok milletin gözü önünde Kendimi yücelteceğim, kutsallığımı göstereceğim ve Kendimi tanıtacağım. O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
39 “İnsanoğlu, Gog’un başına gelecekleri bildir+ ve ona de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Meşek ve Tubal’ın+ en büyük önderi Gog, karşında Ben varım. 2 Seni yolundan döndüreceğim, kuzeyin en uzak yerlerinden çıkarıp+ İsrail dağlarına getireceğim. 3 Sol elindeki yayı ve sağ elindeki okları bir vuruşta yere düşüreceğim. 4 Bütün ordularınla ve yanındaki halklarla birlikte İsrail dağlarında yere serileceksin.+ Seni her tür yırtıcı kuşa ve yaban hayvanına yem edeceğim.”’+
5 ‘Açık arazide yere serileceksin,+ çünkü bunu Ben söyledim’ diyor Ulu Rab Yehova.
6 ‘Magog’a ve adalarda güvenlik içinde yaşayanların üzerine ateş yağdıracağım+ ve o zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım. 7 Halkım İsrail’e kutsal adımı öğreteceğim ve artık kutsal adımın lekelenmesine izin vermeyeceğim. Milletler anlayacak ki Ben, İsrail’deki kutsal Tanrı+ Yehova’yım.’+
8 Ulu Rab Yehova diyor ki, ‘Evet, o gün yakın ve bunlar olacak. Sözünü ettiğim gün budur. 9 İsrail şehirlerinde yaşayanlar çıkıp topladıkları silahlarla ateş yakacak; küçük ve büyük kalkanları, yayları ve okları, savaş sopalarını ve mızrakları ateşe atacaklar. 7 yıl bunları kullanarak ateş yakacaklar.+ 10 Kırlardan ya da ormanlardan odun toplamaları gerekmeyecek çünkü ateş yakmak için silahları kullanacaklar.’
‘Onları yağmalayanları yağmalayacak, mallarını alanların mallarına el koyacaklar’ diyor Ulu Rab Yehova.
11 ‘O gün İsrail’de, denizin doğusuna seyahat edenlerin gelip geçtiği vadide Gog’a+ bir mezar yeri vereceğim. Orası yoldan geçenler için bir engel olacak. Gog’u ve yanındaki kalabalığı oraya gömecekler ve oraya Hamon-Gog* Vadisi+ denecek. 12 İsrail halkı diyarı temizlemek için+ 7 ay boyunca onları gömecek. 13 Diyarın bütün halkı gömme işinde çalışacak ve Kendimi yücelttiğim gün+ bununla isim yapacaklar’ diyor Ulu Rab Yehova.
14 ‘Diyar temizlensin diye adamlar görevlendirilecek. Onların görevi sürekli dolaşmak ve toprağın üzerinde kalmış cesetleri gömmek olacak. Bu arama işine 7 ay devam edecekler. 15 Diyarı dolaşanlar bir insan kemiği gördüğünde yanına bir işaret dikecek. Böylece, gömme işiyle görevlendirilenler onları Hamon-Gog Vadisi’ne gömecek.+ 16 Orada Hamona* isminde bir şehir de olacak. Ve memleket temizlenecek.’+
17 İnsanoğlu, Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Her tür kuşa ve bütün yaban hayvanlarına şunları de: “Bir araya toplanıp gelin. İsrail dağlarında sizin için büyük bir kurban ziyafeti hazırlıyorum, bu kurbanın etrafına toplanın.+ Et yiyip kan içeceksiniz.+ 18 Güçlülerin etini yiyecek, yeryüzünün önderlerinin kanını içeceksiniz. Onların hepsi Başan’ın besili hayvanları gibi, koçlar, kuzular, keçiler ve boğalar gibidir. 19 Sizin için hazırladığım kurbanın yağını tıka basa yiyecek, kanını sarhoş olana kadar içeceksiniz.”’
20 ‘Soframda atların ve savaş arabası sürenlerin, güçlülerin ve her tür savaşçının etiyle doyacaksınız’+ diyor Ulu Rab Yehova.
21 ‘Milletlerin arasında yüceliğimi göstereceğim. Hepsi de onlara verdiğim hükmü yerine getirdiğimi ve gücümü kullandığımı görecek.+ 22 O günden sonra İsrail halkı anlayacak ki Ben Tanrıları Yehova’yım. 23 Milletler de anlayacak ki, İsrail halkı kendi suçu yüzünden, Bana sadakatsiz olduğu için sürgüne gitti.+ Onlardan yüz çevirdim+ ve onları düşmanlarının eline teslim ettim,+ hepsi kılıçla öldürüldü. 24 Onlara kirli davranışlarının ve suçlarının hak ettiği karşılığı verdim ve onlardan yüz çevirdim.’
25 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Yakup’un esir düşmüş çocuklarını geri getireceğim+ ve tüm İsrail halkına merhamet edeceğim.+ Kutsal adımı gayretle savunacağım.*+ 26 Onlar Bana karşı sadakatsizliklerinin utancını yaşadıktan sonra,+ topraklarında güvenlik içinde, kendilerini korkutan olmadan yaşayacaklar.+ 27 İsrail halkını milletlerin arasından, düşman topraklarından toplayıp geri getirdiğimde,+ onlar aracılığıyla birçok milletin gözü önünde de kutsallığımı göstereceğim.’+
28 ‘Onları milletlerin arasına sürgüne gönderip, sonra da hiçbirini geride bırakmadan topraklarına geri getirdiğimde+ anlayacaklar ki Ben Tanrıları Yehova’yım. 29 Artık İsrail halkından yüz çevirmeyeceğim,+ çünkü onların üzerine ruhumu dökeceğim’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
40 Sürgünlüğümüzün+ 25. yılı, yılın başı, ayın 10. günüydü; şehrin* ele geçirilmesinin+ 14. yılıydı. Tam o gün Yehova’nın elini üzerimde hissettim, beni alıp şehre götürdü.+ 2 Tanrı beni bir görüntüde İsrail topraklarına götürdü ve çok yüksek bir dağın+ üzerine koydu. Dağın üzerinde, güneye doğru şehre benzer bir yapı vardı.
3 Beni oraya götürdüğünde bir adam gördüm, bakırdanmış gibi görünüyordu.+ Elinde keten bir ip ve bir ölçü kamışı* vardı,+ giriş binasında* duruyordu. 4 Adam bana şöyle dedi: “İnsanoğlu, iyice bak, can kulağıyla dinle, sana göstereceğim her şeye çok dikkat et, çünkü bunun için buraya getirildin. Gördüğün her şeyi İsrail halkına anlat.”+
5 Mabet* alanını çevreleyen bir duvar gördüm. Adamın elinde 6 arşın* uzunluğunda bir ölçü kamışı vardı. Bununla duvarı ölçtü; kalınlığı 1 kamış, yüksekliği 1 kamıştı.
6 Sonra doğuya bakan giriş binasına+ geldi ve basamakları çıktı. Eşiği ölçtü, derinliği 1 kamıştı; diğer eşiğin de derinliği 1 kamıştı. 7 Her muhafız odasının+ uzunluğu 1 kamış, genişliği 1 kamıştı; odaların arası 5 arşındı. Binanın mabede doğru bakan giriş salonundan önceki eşik 1 kamıştı.
8 Mabede doğru bakan giriş salonunun genişliğini ölçtü, 1 kamıştı. 9 Sonra uzunluğunu ölçtü, 8 arşındı. Kenar sütunlarının* kalınlığını ölçtü, 2 arşındı. Binanın giriş salonu mabede doğru bakıyordu.
10 Doğudaki giriş binasında, her iki yanda üçer muhafız odası vardı; üçü de aynı ölçüdeydi. İki yanda bulunan kenar sütunları da aynı ölçüdeydi.
11 Sonra bina girişinin genişliğini ölçtü, 10 arşındı; kapının toplam genişliği ise 13 arşındı.
12 İki yandaki muhafız odalarının ön kısmında uzunluğu 1 arşın olan bir alan vardı, alçak bir duvarla çevriliydi. İki yandaki muhafız odalarının genişliği 6 arşındı.
13 Sonra giriş binasının genişliğini ölçtü. Bir muhafız odasının damından* karşısındaki odanın damına kadar genişlik 25 arşındı; bu odaların girişleri aynı hizadaydı.+ 14 Sonra kenar sütunlarını ölçtü, 60 arşın yüksekliğindeydi. Avlunun diğer yanlarındaki giriş binalarının kenar sütunlarını da ölçtü. 15 Bina girişinden, mabede bakan giriş salonunun önüne kadarki uzunluk 50 arşındı.
16 Giriş binasının içinde, her iki yandaki muhafız odalarının ve kenar sütunlarının dışarı doğru daralan pencereleri vardı.+ Giriş salonlarında da her yanda pencereler vardı, ayrıca kenar sütunlarının üzerinde hurma ağacı motifleri bulunuyordu.+
17 Sonra beni dış avluya çıkardı. Yemek odaları*+ ve avluyu çevreleyen taştan bir zemin gördüm. Zeminin üzerinde 30 yemek odası vardı. 18 Bu zemin giriş binalarının iki yanında uzanıyordu ve genişliği binaların yan duvarları kadardı. Zemin iç avlununkinden daha alçaktı.
19 Sonra alçak zemindeki bu giriş binasının önünden iç avluya kadar olan mesafeyi ölçtü, 100 arşındı. Doğudaki binadan da kuzeydeki binadan da mesafe aynıydı.
20 Dış avluda kuzeye bakan bir giriş binası vardı, adam oranın uzunluğunu ve genişliğini de ölçtü. 21 Binanın içinde iki yanda üçer muhafız odası vardı. Kenar sütunlarının ve giriş salonunun ölçüleri birinci binanınkiyle aynıydı. Binanın uzunluğu 50 arşın, genişliği 25 arşındı. 22 Pencerelerin, giriş salonunun ve hurma ağacı motiflerinin+ ölçüleri doğuya bakan giriş binasınınkiyle aynıydı. Binaya 7 basamakla çıkılıyordu ve giriş salonu ileride, binanın diğer tarafındaydı.
23 Doğudaki ve kuzeydeki giriş binalarının tam karşılarında, iç avluda da birer giriş binası vardı. Adam karşılıklı binaların arasını ölçtü, 100 arşındı.
24 Sonra adam beni güneye doğru götürdü ve güneyde de bir giriş binası+ gördüm. Adam binadaki kenar sütunlarını ve giriş salonunu ölçtü, diğer binalarınkiyle aynıydı. 25 Binanın ve giriş salonunun her yanında pencereler vardı, bunlar da diğerleri gibiydi. Giriş binasının uzunluğu 50 arşın, genişliği 25 arşındı. 26 Binaya 7 basamakla çıkılıyordu+ ve giriş salonu ileride, binanın diğer tarafındaydı. Kenar sütunlarında birer hurma ağacı motifi vardı.
27 İç avlunun da güneye bakan bir giriş binası vardı. Adam bu binadan güneydeki diğer giriş binasına kadar olan mesafeyi ölçtü, 100 arşındı. 28 Sonra beni güney giriş binasından geçirip iç avluya soktu. Binayı ölçtü, ölçüleri diğerleriyle aynıydı. 29 Muhafız odalarının, kenar sütunlarının ve giriş salonunun ölçüleri de diğerleriyle aynıydı. Binanın ve giriş salonunun her yanında pencereler vardı. Binanın uzunluğu 50 arşın, genişliği 25 arşındı.+ 30 İç avludaki bütün giriş binalarında, uzunluğu 25 arşın, genişliği 5 arşın olan giriş salonları vardı. 31 Giriş salonu dış avluya bakıyordu ve kenar sütunlarında hurma ağacı motifleri vardı.+ Binaya 8 basamakla çıkılıyordu.+
32 Beni doğudan iç avluya soktuğunda giriş binasını ölçtü, ölçüleri diğerleriyle aynıydı. 33 Muhafız odalarının, kenar sütunlarının ve giriş salonunun ölçüleri de diğerleriyle aynıydı. Binanın ve giriş salonunun her yanında pencereler vardı. Binanın uzunluğu 50 arşın, genişliği 25 arşındı. 34 Giriş salonu dış avluya bakıyordu ve iki kenar sütununda hurma ağacı motifleri vardı. Binaya 8 basamakla çıkılıyordu.
35 Sonra beni kuzey giriş binasına götürdü+ ve orayı ölçtü. Ölçüleri diğerleriyle aynıydı. 36 Muhafız odalarının, kenar sütunlarının ve giriş salonunun ölçüleri de diğerleriyle aynıydı. Her yanında pencereleri vardı. Binanın uzunluğu 50 arşın, genişliği 25 arşındı. 37 Kenar sütunları dış avluya bakıyordu, iki kenar sütununda da hurma ağacı motifleri vardı. Binaya 8 basamakla çıkılıyordu.
38 Giriş binalarının kenar sütunlarının yanında, ayrı girişi olan bir yemek odası vardı. Yakılan sunular* orada yıkanırdı.+
39 Kuzey giriş binasının giriş salonunda, iki yanda ikişer masa vardı. Yakılan sunu,+ günah sunusu+ ve suç sunusu*+ olacak hayvanlar bu masaların üzerinde kesilirdi. 40 Bina girişinin dışında da masalar vardı. Bu masalar giriş salonunun her iki yanında ikişer taneydi. 41 Böylece, giriş binasının iki yanında da kurbanların kesildiği dörder masa bulunuyordu, toplam 8 masa vardı. 42 Yakılan sunu için kullanılan 4 masa yontma taştandı. Masaların uzunluğu 1,5 arşın, genişliği 1,5 arşın, yüksekliği de 1 arşındı. Yakılan sunuların ve kurbanların kesiminde kullanılan aletleri bunların üzerinde tutuyorlardı. 43 İç duvarlar boyunca, 4 parmak genişliğinde raflar vardı. Sunulacak etler masaların üzerine konuyordu.
44 İç avluda, kuzey giriş binasının yanında ilahicilerin+ yemek odaları vardı, girişleri güneye bakıyordu. Doğu giriş binasının yanında da bir yemek odası vardı; onun girişi de kuzeye bakıyordu.
45 Adam bana şöyle dedi: “Girişi güneye bakan yemek odası, mabetteki hizmetlerden sorumlu kâhinler+ içindir. 46 Girişi kuzeye bakan yemek odası ise sunaktaki hizmetten sorumlu kâhinler+ içindir. Onlar, Yehova’nın önüne gelip O’na hizmet etmek için görevlendirilmiş+ Levi soyundan Tsadokoğullarıdır.”+
47 Sonra adam iç avluyu ölçtü. Kare biçiminde olan avlunun uzunluğu 100 arşın, genişliği 100 arşındı. Sunak mabedin önündeydi.
48 Sonra beni mabedin giriş salonuna götürdü.+ Girişin iki yanındaki kenar kolonlarını ölçtü; kalınlıkları 5 arşın, genişlikleri de 3 arşındı.
49 Giriş salonunun genişliği 20 arşın, uzunluğu 11* arşındı. Oraya basamaklarla çıkılıyordu. Her iki kenar kolonunun yanında birer sütun vardı.+
41 Sonra adam beni mabetteki Kutsal Yer’e getirdi ve kenar kolonlarını ölçtü. Bir taraftaki kolonun kalınlığı 6 arşın,* diğer taraftakinin kalınlığı 6 arşındı. 2 Girişin genişliği 10 arşındı; girişin kenar kolonlarının genişliği bir tarafta 5 arşın, diğer tarafta da 5 arşındı. Kutsal Yer’in uzunluğunu ölçtü, 40 arşındı ve genişliği 20 arşındı.
3 Sonra içerideki odaya* girdi ve girişin kenar kolonlarını ölçtü, her birinin kalınlığı 2 arşındı. Girişin genişliği 6 arşındı ve girişin kenar kolonlarının genişliği 7 arşındı. 4 Sonra Kutsal Yer’e bakan bu odayı ölçtü; uzunluğu 20 arşındı, genişliği de 20 arşındı.+ Bana, “Burası En Kutsal Yer”+ dedi.
5 Daha sonra mabedin duvarını ölçtü, kalınlığı 6 arşındı. Mabedi çevreleyen yan odalar 4 arşın genişliğindeydi.+ 6 Yan odalar, üst üste 3 kattı. Her katta 30 oda vardı. Mabedin duvarında çepçevre, yan odalara destek görevi gören çıkıntılar vardı, odaların destekleri duvarın içine girmiyordu.+ 7 Mabedin iki yanında yukarı katlara çıktıkça genişleyen döner merdivenler vardı.+ En alt kattan orta kata, oradan da en üst kata çıktıkça, her katta odaların genişliği artıyordu.
8 Mabedin tamamının yüksek bir zemin üzerinde olduğunu gördüm. Yan odaların tabanı tam 1 kamış, yani 6 arşın yüksekliğindeydi. 9 Mabedin yan odalarının dış duvar kalınlığı 5 arşındı. Zeminin üzerinde, dışarıda yan odalar boyunca uzanan bir alan* vardı.
10 Mabedin iki yanında yemek odaları* bulunuyordu.+ Yemek odaları ile mabet arasında, avluya ait 20 arşınlık boş bir alan vardı. 11 Mabedin yan odalarına, odaların önündeki alandan girilebiliyordu. Birisi kuzey tarafında, diğeri güney tarafında olan iki giriş vardı. Bu alanın genişliği her yanda 5 arşındı.
12 Batı tarafında, girişi avlunun boş alanına bakan bir bina vardı. Binanın uzunluğu 70 arşın, genişliği 90 arşındı, bütün duvarları 5 arşın kalınlığındaydı.
13 Adam mabedi ölçtü, uzunluğu 100 arşındı. Duvarlarıyla birlikte binanın* ve önündeki boş alanın da toplam uzunluğu 100 arşındı. 14 Mabedin doğuya bakan ön cephesinin genişliği, yanlardaki boş alanlarla birlikte toplam 100 arşındı.
15 Adam, avlunun boş alanına bakan arkadaki binanın genişliğini iki yandaki koridorlarıyla birlikte ölçtü, 100 arşındı.
Ayrıca Kutsal Yer’i, En Kutsal Yer’i,+ avluya bakan giriş salonlarını, 16 ayrıca bu üç yerdeki eşikleri, dışarı doğru daralan pencereleri+ ve koridorları ölçtü. Eşiklerden itibaren bütün duvarlar, zeminden pencerelere kadar ağaç kaplamaydı,+ pencereler de ağaç kaplamaydı. 17 Girişin üst kısmı, iç mabet, iç mabedin dışı ve çepçevre tüm duvar ölçüldü. 18 Duvarlara kerubi+ ve hurma ağacı motifleri+ oyulmuştu; iki kerubi arasında bir hurma ağacı motifi bulunuyordu ve her kerubinin iki yüzü vardı. 19 Kerubilerin insan yüzü bir taraftaki hurma ağacına, aslan yüzü de diğer taraftaki hurma ağacına bakıyordu.+ Mabedin her yeri bu oymalarla kaplıydı. 20 Mabedin zemininden girişin üstündeki kısma kadar bütün duvarlara kerubi ve hurma ağacı motifleri oyulmuştu.
21 Mabedin kapı çerçevesi* kare biçimindeydi+ ve kutsal yerin* önünde 22 ağaçtan sunağa benzeyen bir şey vardı.+ Yüksekliği 3 arşın, uzunluğu 2 arşındı, köşe destekleri vardı, tabanı ve yanları ağaçtandı. Sonra adam bana “Bu, Yehova’nın önündeki masadır” dedi.+
23 Mabette hem Kutsal Yer’in hem de En Kutsal Yer’in iki kapısı vardı.+ 24 Kapıların açılır kapanır ikişer kanadı vardı. Her kapının iki kanadı bulunuyordu. 25 Mabedin kapılarının üzerine, duvarlardaki gibi kerubi ve hurma ağacı motifleri oyulmuştu.+ Ayrıca giriş salonunun ön kısmında, dışarıda ağaçtan bir saçak vardı. 26 Aynı zamanda giriş salonunun her iki yanı, mabedin yan odaları ve saçaklar boyunca, dışarı doğru daralan pencereler+ ve hurma ağacı motifleri vardı.
42 Daha sonra adam beni kuzeye doğru götürüp dış avluya çıkardı.+ Oradan da avludaki boş alanın yanında, batıdaki binanın kuzeyine bitişik olan+ yemek odalarının bulunduğu bloka getirdi.+ 2 Blokun kuzeye bakan giriş tarafındaki uzunluğu 100 arşın* ve genişliği 50 arşındı. 3 İç avludaki 20 arşın genişliğindeki boş alanla+ dış avlunun taş zemini arasında yer alıyordu. Üç katlıydı ve karşılıklı birbirine bakan galerileri vardı. 4 Yemek odalarının* önünde 10 arşın genişliğinde ve 100 arşın uzunluğunda* bir iç koridor vardı.+ Odaların girişleri kuzeye bakıyordu. 5 Üst kattaki yemek odaları alt ve orta kattakilere göre daha dardı, çünkü galeriler yer kaybına yol açıyordu. 6 Üç kat vardı, fakat avlulardaki gibi sütunlar yoktu. Bu nedenle, üst katın zemini en alt kata ve orta kata göre daha dardı.
7 Dış avlu tarafındaki yemek odalarının bitişiğinde, taştan bir dış duvar vardı. Diğer taraftaki odalara bakıyordu ve uzunluğu 50 arşındı. 8 Dış avlu tarafındaki yemek odalarının uzunluğu 50 arşındı. Mabet tarafındaki uzunluk ise 100 arşındı. 9 Dış avludan yemek odalarına çıkmak için doğuda bir giriş vardı.
10 Güneyde de yemek odaları vardı. Avlunun taş duvarı bu odaların doğusunda kalıyordu. Odalar boş alana ve binaya* yakındı.+ 11 Kuzeydeki yemek odalarında olduğu gibi, bunların önünde de bir iç koridor vardı.+ Odaların uzunluğu, genişliği, çıkışları ve planları aynıydı. Kuzeydekilerin girişleri 12 güney tarafındaki yemek odalarının girişleri gibiydi. Doğuya doğru, bitişikteki taş duvarda iç koridorun başına açılan bir giriş vardı; bu girişten odalara ulaşılabiliyordu.+
13 Sonra adam bana şöyle dedi: “Avlunun boş alanının yanında yer alan kuzey ve güneydeki yemek odaları,+ Yehova’nın önüne gelen kâhinlerin çok kutsal sunuları yedikleri kutsal yemek odalarıdır.+ Çok kutsal olan tahıl sunusunu, günah sunusunu ve suç sunusunu oraya koyarlar, çünkü orası kutsaldır.+ 14 Kâhinler kutsal alana girdikten sonra, hizmet ederken giydikleri giysileri çıkarmadan dış avluya çıkmayacaklar,+ çünkü bunlar kutsaldır. Halkın girmesine izin verilen yerlere geçmek için giysilerini değiştirecekler.”
15 Adam mabedin bulunduğu alanın içini ölçmeyi bitirdikten sonra beni doğudaki kapıdan+ dışarı çıkardı ve orayı da tamamen ölçtü.
16 Ölçü kamışıyla* doğu tarafını ölçtü, bir uçtan diğer uca 500 kamış uzunluğundaydı.
17 Kuzey tarafını ölçtü, ölçü kamışıyla 500 kamıştı.
18 Güney tarafını ölçtü, ölçü kamışıyla 500 kamıştı.
19 Sonra da batı tarafına geçip orayı ölçtü, ölçü kamışıyla 500 kamıştı.
20 Böylece dört tarafı da ölçtü; mabet alanının çevresinde 500 kamış uzunluğunda ve 500 kamış genişliğinde+ bir duvar vardı,+ kutsal alan ile kutsal olmayan alanı birbirinden ayırıyordu.+
43 Sonra adam beni doğuya bakan giriş binasına götürdü.+ 2 Oradayken İsrail’in Tanrısının ihtişamının doğudan geldiğini gördüm.+ O’nun sesi gürül gürül akan sularınki gibiydi+ ve ihtişamı yeryüzünü aydınlatmıştı.+ 3 Bu görüntü, daha önce şehri yıkmaya geldiğimde* gördüğüm görüntü gibiydi. Gördüklerim Kebar Irmağı kıyısındayken gördüklerime benziyordu.+ Bunu görünce yere kapandım.
4 Yehova’nın ihtişamı, doğuya bakan giriş binasından mabede girdi.+ 5 Sonra ruh* beni kaldırdı ve iç avluya götürdü. Bakınca mabedin Yehova’nın ihtişamıyla dolmuş olduğunu gördüm.+ 6 Birinin mabetten benimle konuştuğunu duydum, adam gelip yanımda durdu.+ 7 Bana şöyle dedi:
“İnsanoğlu, burası tahtımın bulunduğu+ ve ayaklarımı bastığım yer;+ sonsuza dek burada İsrail halkının arasında olacağım.+ Artık onlar ve kralları ihanetleriyle* ve ölü krallarının leşleriyle* kutsal adımı kirletemeyecek.+ 8 Onlar Benim eşiğimin yanına kendi eşiklerini, Benim kapımın yanına kendi kapılarını koyup aramızda sadece bir duvar bıraktılar.+ Yaptıkları iğrenç işlerle kutsal adımı lekelediler, bu yüzden öfkelenip onları yok ettim.+ 9 Artık ihanet etmeyi bıraksınlar ve krallarının leşlerini Benden uzak tutsunlar. O zaman sonsuza dek onların arasında olurum.+
10 İnsanoğlu, İsrail halkı suçlarından utansın diye+ onlara mabedi tarif et.+ Mabedin planını incelemeleri* gerekiyor. 11 Bütün yaptıklarından utanırlarsa, onlara mabedin zemin planını, tasarımını, giriş ve çıkışlarını göster.+ Bütün zemin planlarını ve kanunlarını, zemin planlarını ve yasalarını anlat. Gözlerinin önünde bunları yazıya dök ki, mabedin bütün zemin planlarına dikkat etsinler ve yasalarına uysunlar.+ 12 Mabetle ilgili kanun şudur: Dağın tepesi, çevresindeki tüm alanla birlikte çok kutsaldır.+ Evet, mabetle ilgili kanun budur.
13 Sunağın ölçüleri şöyledir (1 arşın 4 parmak olan arşın*+ ölçüsüne göre): Taban kısmının yüksekliği 1 arşın, kenar genişliği 1 arşındır. Tabanı çevreleyen 1 karış* genişliğinde bir de kenarlık vardır. Sunağın tabanı böyledir. 14 Zemindeki tabanın üzerinde, sunak kaidesinin alt katı bulunur; yüksekliği 2 arşın, kenar genişliği 1 arşındır. Bu alt katın üzerinde, yüksekliği 4 arşın ve kenar genişliği 1 arşın olan üst kat yer alır. 15 Sunağın en üstteki ocak kısmı 4 arşın yüksekliğindedir ve üzerinde yukarı doğru uzanan 4 boynuz* vardır.+ 16 Ocak kısmı karedir, uzunluğu 12 arşın, genişliği 12 arşındır.+ 17 Kaidenin üst katının dört kenarının da uzunluğu 14 arşın, genişliği 14 arşındır. Bu üst katı çevreleyen yarım arşın genişliğinde bir kenarlık vardır. Sunağın tabanının kenar genişliği her taraftan 1 arşındır.
Sunağın basamakları doğuya bakar.”
18 Sonra bana dedi ki “İnsanoğlu, Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Sunak yapıldığında, yakılan sunuların sunulabilmesi ve üzerine kan serpilebilmesi için izlenecek talimatlar bunlardır.’+
19 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Bana hizmet etmek üzere önüme gelen Levi kabilesinden kâhinlere, Tsadokoğullarına+ günah sunusu olarak genç bir boğa vereceksin.+ 20 Sunağı arındırmak ve onun için kefarette bulunmak üzere boğanın kanından alıp sunağın dört boynuzuna, kaidenin üst katının dört köşesine ve çepçevre kenarlığa süreceksin.+ 21 Sonra günah sunusu olan genç boğayı alacaksın. Boğa kutsal mekânın dışında, mabet alanının belirlenmiş yerinde yakılacak.+ 22 İkinci gün günah sunusu olarak sağlıklı bir erkek keçi sunacaksın. Sunak genç boğanın kanıyla arındırıldığı gibi bununla da arındırılacak.’
23 ‘Sunağı arındırma işini bitirince, sağlıklı bir genç boğa ve sağlıklı bir koç sunacaksın. 24 Bunları Yehova’nın önüne getireceksin, kâhinler üzerlerine tuz serpecek+ ve onları Yehova’ya yakılan sunu olarak sunacak. 25 Yedi gün boyunca her gün günah sunusu olarak+ 1 erkek keçi, ayrıca sürüden genç bir boğa ve 1 koç sunacaksın; sunduğun hayvanlar kusursuz olacak. 26 Yedi gün boyunca kâhinler sunak için kefarette bulunacak, onu arındıracak ve kullanıma hazır duruma getirecekler. 27 Yedi gün bitince, 8. günden+ itibaren kâhinler yakılan sunularınızı ve paylaşma kurbanlarınızı* sunak üzerinde sunacaklar. O zaman sizden hoşnut olacağım’+ diyor Ulu Rab Yehova.”
44 Adam beni kutsal mekânın doğuya bakan dış giriş binasına* geri getirdi,+ kapı kapalıydı.+ 2 Sonra Yehova bana şöyle dedi: “Bu kapı kapalı kalacak, açılmayacak ve hiçbir insan bu kapıdan girmeyecek. İsrail’in Tanrısı Yehova oradan girdi,+ bu yüzden orası kapalı kalacak. 3 Ancak önder, Yehova’nın huzurunda yemek yemek için binaya girip içeride oturacak,+ çünkü o bir önderdir. Binaya giriş salonundan girecek ve oradan dışarı çıkacak.”+
4 Sonra beni kuzey giriş binasından geçirip mabedin önüne getirdi. Gördüm ki Yehova’nın mabedi Yehova’nın ihtişamıyla dolmuştu.+ Bunun üzerine yere kapandım.+ 5 Yehova şöyle dedi: “İnsanoğlu, gözünü kulağını aç, Yehova’nın mabediyle ilgili kurallar ve yasalar hakkında söylediğim her şeye dikkat et. Mabedin girişine ve kutsal mekânın tüm çıkışlarına çok dikkat et.+ 6 Asi İsrail halkına de ki, ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “Ey İsrail halkı, yeter artık! Yaptığınız bütün iğrenç işlere son verin. 7 Yürekleri ve bedenleri sünnetsiz* yabancıları kutsal mekânıma getirdiğinizde onlar mabedimi kirletiyor. Yaptığınız bütün iğrenç işlerle Benimle olan ahdinizi bozarken, bir yandan da Bana yiyeceğimi, hayvanların yağını ve kanını sunuyorsunuz. 8 Mabedimdeki kutsal şeylerle ilgilenmiyorsunuz.+ Bunun yerine, kutsal mekânımdaki görevleri yapsınlar diye başkalarını görevlendiriyorsunuz.’
9 ‘Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “İsrail’de yaşayan, yüreği ve bedeni sünnetsiz hiçbir yabancı kutsal mekânıma giremez.”’
10 ‘İsrail iğrenç putlarının peşinden gidip Benden uzaklaştığında onlarla birlikte Benden uzaklaşan Levioğulları+ da suçlarının sonuçlarına katlanacak. 11 Sonra kutsal mekânımda hizmet edecekler. Mabedin giriş binalarının gözetiminden sorumlu olacaklar+ ve mabette hizmet edecekler. Halk için, yakılan sunuyu ve kurbanı kesecekler ve onlara hizmet etmek için yerlerini alacaklar. 12 İğrenç putlarının önünde İsrail halkına hizmet ettikleri ve onların günah işlemesine yol açtıkları için,+ işte bu yüzden elimi onlara karşı kaldırıp yemin ediyorum ki suçlarının sonuçlarına katlanacaklar’ diyor Ulu Rab Yehova. 13 ‘Onlar Bana kâhin olarak hizmet etmek için yaklaşmayacaklar, Bana ait kutsal ve çok kutsal şeylerin hiçbirine yaklaşmayacaklar; yaptıkları iğrenç işlerin utancını yaşayacaklar. 14 Ama onlara mabetle ilgili görevlerin sorumluluğunu vereceğim, orada hizmet edecek ve yapılması gereken bütün işleri yapacaklar.’+
15 ‘İsrailoğulları Benden uzaklaştığında+ kutsal mekânımla ilgili görevlerini yerine getiren Levi kabilesinden kâhinler, Tsadokoğulları+ ise hizmet etmek için Bana yaklaşacak. Onlar kurbanların yağını+ ve kanını+ Bana sunmak için huzurumda duracak’ diyor Ulu Rab Yehova. 16 ‘Kutsal mekânıma onlar girecek. Bana hizmet etmek için soframa* yaklaşacaklar+ ve Bana karşı sorumluluklarını yerine getirecekler.+
17 Kâhinler iç avlunun giriş binalarına girdiklerinde keten giysiler giyecek.+ İç avlunun giriş binalarında veya iç avluda hizmet ederken yünlü bir giysi giymeyecekler. 18 Başlarında keten sarıklar olacak ve ketenden iç çamaşırları kalçalarını örtecek.+ Kendilerini terletecek hiçbir şey giymeyecekler. 19 Dış avluya, halkın bulunduğu yere çıkmadan önce, içeride hizmet ederken giydikleri giysileri çıkarıp+ kutsal yemek odalarına*+ bırakacaklar ve üzerlerine başka giysiler giyecekler. O giysilerle halka kutsallık geçirmemek için bunu yapacaklar. 20 Ne başlarını tıraş edecekler+ ne de saçlarını uzatacaklar; saçlarını kesip düzeltecekler. 21 Kâhinler iç avluya girecekleri zaman şarap içmeyecekler.+ 22 Ayrıca dul ya da boşanmış bir kadınla evlenmeyecekler.+ İsrail soyundan bakire bir kızla ya da bir kâhinin dul kalmış eşiyle evlenebilirler.’+
23 ‘Kâhinler halkımı eğitip kutsal olanla olmayanın farkını gösterecekler, onlara temiz olanla olmayanın farkını öğretecekler.+ 24 Davalarda hâkim olarak görev yapacaklar;+ Benim kanunlarıma göre yargılayacaklar.+ Bütün bayramlarımla+ ilgili kurallarıma ve yasalarıma uyacaklar ve Sebt günlerimin kutsallığına uygun davranacaklar. 25 Kirli duruma gelmemek için, ölmüş bir insana yaklaşmayacaklar. Fakat babaları, anneleri, oğulları, kızları, erkek kardeşleri ya da evlenmemiş kız kardeşleri için temiz durumlarını bozabilirler.+ 26 Bir kâhin, arındıktan sonra yedi gün bekleyecek. 27 Kutsal alanda hizmet etmek için iç avluya girdiği gün, kendi günah sunusunu sunacak’+ diyor Ulu Rab Yehova.
28 ‘Onların mirasına gelince, mirasları Benim.+ Onlara İsrail’de hiçbir mülk vermeyeceksiniz, çünkü onların mülkü Benim. 29 Tahıl sunusunu,+ günah sunusunu ve suç sunusunu onlar yiyecek+ ve İsrail’de Tanrı’ya adanmış her şey onların olacak.+ 30 Her tür ilk ürünün en iyisi ve her tür bağışınız kâhinlerin olacak.+ Tahılınızdan öğüttüğünüz ilk unu* kâhinlere vereceksiniz.+ Böylece evinizde bereket olacak.+ 31 Kâhinler, ölü ya da parçalanmış bulunan hiçbir kuşu ya da hayvanı yemeyecekler.’+
45 ‘Memleketi mülk olarak paylaştırırken+ Yehova için bağış olarak kutsal bir pay ayıracaksınız.+ Oranın uzunluğu 25.000 arşın,* genişliği 10.000 arşın olacak.+ Bütün o bölge kutsal bir pay olacak. 2 Bu bölgede, mabet için 500 arşına 500 arşın, kare şeklinde bir alan yer alacak.+ Bu alanın dört bir yanında 50 arşın genişliğinde otlaklar olacak.+ 3 Ölçtüğün bölgeden, 25.000 arşın uzunluğunda, 10.000 arşın genişliğinde bir yer ölçeceksin ve çok kutsal olan kutsal mekân onun içinde olacak. 4 Burası, Yehova’ya hizmet etmek için O’nun önüne gelen, kutsal mekânda hizmet eden kâhinler için+ ayrılmış kutsal bir pay olacak.+ Kâhinlerin evleri orada bulunacak ve orası kutsal mekân için kutsal bir yer olacak.
5 Mabette hizmet eden Levioğulları için de 25.000 arşın uzunluğunda ve 10.000 arşın genişliğinde bir pay olacak;+ onların 20 yemek odası*+ olacak.
6 Şehir için uzunluğu 25.000 arşın (kutsal bağış olarak verdiğiniz bölgeye paralel) ve genişliği 5.000 arşın olan bir bölge ayıracaksınız.+ Burası bütün İsrail halkına ait olacak.
7 Kutsal bağışın ve şehir için ayrılan bölgenin her iki yanında önder için topraklar olacak. Bu topraklar kutsal bağışın ve şehre ait bölgenin iki yanında, batısında ve doğusunda olacak. Batı sınırından doğu sınırına kadar, komşusu olan kabile topraklarına paralel uzanacak.+ 8 Bu topraklar İsrail’de önderin mülkü olacak. Önderlerim artık halkıma kötü davranmayacak,+ memleketi İsrail halkına verecekler ve her kabilenin bir payı olacak.’+
9 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘İsrail önderleri, yeter artık!’
‘Zorbalığı ve baskıyı bırakın, adil ve doğru olanı yapın.+ Halkımın malına mülküne el koymaktan vazgeçin’+ diyor Ulu Rab Yehova. 10 ‘Doğru terazi kullanacaksınız, efa ve bat* ölçekleriniz doğru olacak.+ 11 Efa ve bat için sabit bir ölçü olacak. Bat ölçeği 1 homerin onda birini alacak, efa ölçeği de 1 homerin onda birini alacak. Ölçekler için homer* standart olacak. 12 Bir şekel+ 20 gera* olmalı. Kullandığınız mina* 20 şekel, 25 şekel ve 15 şekelin toplamı olmalı.’
13 ‘Sunmanız gereken bağışlar şunlardır: Her homer buğdaydan altıda bir efa, her homer arpadan altıda bir efa. 14 Yağın miktarı bat ile ölçülecek. Bat, kor* ölçüsünün onda biridir. 10 bat 1 homerdir; evet, 10 bat 1 homer eder. 15 İsrail’in sürülerindeki her 200 koyundan birini vereceksiniz. Bunlar halka kefaret etmek için+ tahıl sunusu,+ yakılan sunu+ ve paylaşma kurbanı+ olarak kullanılacak’ diyor Ulu Rab Yehova.
16 ‘Bütün memleket halkı bu bağışı+ İsrail’in önderine verecek. 17 Bayramlarda,+ her Yeniay* ve Sebt gününde,+ evet İsrail halkının bütün bayramlarında,+ yakılan sunulardan,+ tahıl sunusundan+ ve içecek sunusundan önder sorumlu olacak. İsrail halkına kefaret olması için günah sunusunu, tahıl sunusunu, yakılan sunuyu ve paylaşma kurbanlarını o sağlayacak.’
18 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘1. ayın 1. günü, sağlıklı bir genç boğa seçeceksin ve kutsal mekânı arındıracaksın.+ 19 Kâhin günah sunusunun kanından alıp mabedin kapı çerçevesine,+ sunak kaidesinin dört köşesine ve iç avludaki kapı çerçevesine sürecek. 20 Biri yanlışlıkla ya da bilgisizlikten dolayı bir günah işlerse,+ ayın 7. günü onun için de aynı şeyi yapacaksın; mabet için kefarette bulunacaksın.+
21 1. ayın 14. günü Fısıh Bayramı’nı+ kutlayacaksınız. 7 gün boyunca mayasız ekmek yiyeceksiniz.+ 22 O gün önder, kendisi ve memleketin tüm halkı için günah sunusu olarak genç bir boğa sağlayacak.+ 23 Bayramın 7 günü boyunca her gün Yehova’ya yakılan sunu olarak sağlıklı 7 genç boğa ve 7 koç sağlayacak.+ Günah sunusu olarak da her gün 1 erkek keçi sağlayacak. 24 Her genç boğa için 1 efa tahıl sunusu, her koç için 1 efa tahıl sunusu sağlayacak. Ayrıca her efa tahıl sunusu için 1 hin yağ sağlayacak.
25 7. ayın 15. günü başlayan bayramın 7 günü boyunca+ da aynı günah sunusunu, yakılan sunuyu, tahıl sunusunu ve yağı sağlayacak.’”
46 “Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘İç avlunun doğuya bakan kapısı+ 6 çalışma günü+ boyunca kapalı kalacak.+ Fakat Sebt gününde ve Yeniay gününde açılacak. 2 Önder dış avludan giriş binasına* giriş salonu tarafından girecek+ ve kapı çerçevesinin yanında duracak. Kâhinler onun getirdiği yakılan sunuyu ve paylaşma kurbanlarını sunacak ve önder kapının eşiğinde yere eğilecek, sonra dışarı çıkacak. Fakat kapı akşama kadar kapatılmayacak. 3 Memleket halkı da Sebt ve Yeniay günlerinde+ bu binanın girişinde Yehova’nın önünde eğilecek.
4 Önder, Sebt gününde Yehova’ya yakılan sunu olarak sağlıklı 6 erkek kuzu ve sağlıklı 1 koç getirecek.+ 5 Tahıl sunusu, koç için 1 efa, erkek kuzular için ise verebildiği kadar olacak; her efa tahıl sunusu için 1 hin de yağ verecek.+ 6 Yeniay gününde sağlıklı bir genç boğa, 6 erkek kuzu ve 1 koç verecek; hepsi sağlıklı hayvanlar olacak.+ 7 Tahıl sunusu, genç boğa için 1 efa ve koç için 1 efa, erkek kuzular için ise verebildiği kadar olacak. Ayrıca her efa tahıl sunusu için 1 hin yağ sunacak.
8 Önder giriş binasına giriş salonu tarafından girecek ve aynı yerden dışarı çıkacak.+ 9 Bayram zamanlarında memleket halkı Yehova’nın önüne geldiğinde,+ ibadet etmek için dış avluya kuzey giriş binasından+ girenler güneyden,+ güney giriş binasından girenler de kuzeyden dışarı çıkacak. Hiç kimse geri dönüp girdiği kapıdan çıkmayacak, herkes tam karşıdaki kapıdan dışarı çıkacak. 10 Aralarındaki önder onlar içeri girerken girecek, onlar dışarı çıkarken çıkacak. 11 Bayram ve kutlama zamanlarında tahıl sunusunu her genç boğa için 1 efa, her koç için 1 efa, erkek kuzular için ise verebildiği kadar verecek; her efa tahıl sunusu için de 1 hin yağ verecek.+
12 Önder, Yehova’ya gönüllü sunu olarak bir yakılan sunu+ ya da paylaşma kurbanları sağladığında, doğuya bakan kapı ona açılacak. Sebt gününde yaptığı gibi yakılan sunuyu ve paylaşma kurbanlarını getirecek.+ O dışarı çıktıktan sonra kapı arkasından kapatılacak.+
13 Her gün Yehova’ya yakılan sunu olarak bir yaşının içinde sağlıklı bir erkek kuzu sağlanacak.+ Bu her sabah yapılacak. 14 Bunun yanında her sabah, ince una serpmek için üçte bir hin ölçüsünde yağla birlikte altıda bir efa tahıl sunusu sağlanacak. Bu Yehova’ya düzenli olarak verilen bir tahıl sunusu olacak. Bu kalıcı bir kanundur. 15 Düzenli olarak her sabah, yakılan sunu olarak erkek kuzuyla birlikte tahıl sunusu ve yağ sağlanacak.’
16 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘Önder, oğullarının her birine miras olarak bir toprak verdiğinde, o topraklar oğullarının mülkü olacak. Bu, miras yoluyla sahip oldukları mülktür. 17 Fakat önder bir hizmetkârına kendi mülkünden toprak verirse, orası Özgürlük Yılı’na+ kadar hizmetkârın olacak, sonra öndere geri dönecek. Sadece oğullarına verdiği topraklar kalıcı olarak onların olacak. 18 Önder, halktan hiç kimseyi mülkünden zorla çıkarıp mirasına el koymayacak. Oğullarına kendi mülkünden miras verecek, böylece halkımdan hiç kimse kendi mülkünden ayrılmak zorunda kalmayacak.’”
19 Sonra beni giriş binasının yanındaki girişten+ geçirerek içeri soktu; bu giriş kâhinlere ait kuzeydeki kutsal yemek odalarına*+ çıkıyordu. Orada, batıya doğru arka kısımda bir yer vardı. 20 Bana şöyle dedi: “Burası kâhinlerin suç sunusu ile günah sunusunu haşlayacakları ve tahıl sunusunu pişirecekleri yerdir.+ Böylece hiçbir şeyi dış avluya çıkarmayacak ve halka kutsallık geçirmeyecekler.”+
21 Sonra beni dış avluya çıkardı ve avlunun dört köşesinin de yanından geçirdi. Dış avlunun her köşesinde ayrı birer avlu olduğunu gördüm. 22 Avlunun dört köşesinde de 40 arşın* uzunluğunda ve 30 arşın genişliğinde küçük avlular vardı. Dördünün de ölçüleri aynıydı. 23 Bu avluların her birinde, dört yanda alçak bir duvar vardı ve duvarların dibinde kurbanları haşlamak için yerler yapılmıştı. 24 Bana şöyle dedi: “Bunlar, mabette hizmet edenlerin halkın kurbanlarını haşladığı yerlerdir.”+
47 Sonra adam beni tekrar mabedin girişine götürdü.+ Orada mabedin eşiğinin altından akan bir su gördüm.+ Su doğuya doğru akıyordu çünkü mabedin ön tarafı doğuya bakıyordu. Su mabet girişinin sağ tarafından, sunağın güneyinden akıyordu.
2 Sonra beni kuzey giriş binasına götürdü+ ve dışarı çıkardı. Oradan dolaştırıp doğuya bakan dış giriş binasına getirdi.+ Suyun sağ taraftan ince ince aktığını gördüm.
3 Adam elinde ölçü ipiyle+ doğuya doğru gitti, 1.000 arşın* ölçtü ve beni suyun içinden geçirdi; su ayak bileklerime kadardı.
4 Sonra ilerleyip 1.000 arşın daha ölçtü ve beni suyun içinden geçirdi; su dizlerime kadardı.
1.000 arşın daha ölçüp beni yine sudan geçirdi; su belime kadardı.
5 İlerleyip 1.000 arşın daha ölçtüğünde su yürüyerek geçemeyeceğim bir ırmak olmuştu. Öyle derindi ki içinde yürümek imkânsızdı, ancak yüzülebilirdi.
6 Adam bana “İnsanoğlu, gördün mü?” dedi.
Sonra beni yürütüp ırmağın kıyısına geri getirdi. 7 Geldiğimde ırmağın her iki kıyısında da pek çok ağaç olduğunu gördüm.+ 8 Adam bana şöyle dedi: “Bu sular doğuya doğru akıyor, Araba’da*+ yoluna devam edip aşağı iniyor ve denize* ulaşıyor. Sular denize dökülünce+ denizin suları iyileşecek. 9 Suların* ulaştığı her yerde canlılar sürüler halinde yaşayacak. Su ulaştığı için oralarda pek çok balık olacak. Denizin suyu iyileşecek ve ırmağın ulaştığı her yerde hayat olacak.
10 En-gedi’den+ En-eglaim’e kadar kıyıda balıkçılar duracak ve orası ağ kurutulan bir yer olacak. Orada, Büyük Deniz’dekiler*+ gibi çok sayıda balık türü olacak.
11 Orada çamurlu ve bataklık yerler de olacak, bu yerler iyileşmeyecek, tuzlu kalacak.+
12 Irmağın iki kıyısında da meyve veren her çeşit ağaç yetişecek. Ağaçların yaprağı hiç solmayacak ve meyvesi tükenmeyecek. Her ay yeni meyve verecekler, çünkü kutsal mekândan akan suyla+ beslenecekler. Meyveleri yiyecek olacak ve yaprakları şifa verecek.”+
13 Ulu Rab Yehova şöyle diyor: “İsrail’in 12 kabilesine mülk olarak vereceğiniz bölge burasıdır ve Yusuf’a iki pay verilecek.+ 14 Burayı miras alacaksınız ve paylarınız eşit olacak. Bu toprakları atalarınıza vermeye yemin etmiştim,+ işte şimdi size mülk olarak veriyorum.
15 Ülkenin kuzey sınırı şöyledir: Büyük Deniz’den başlayıp Hetlon’a giden yol boyunca+ devam eder, Tsedad’a,+ 16 Hamat’a,+ Berota’ya+ ve Şam ile Hamat toprakları arasındaki Sibraim’e doğru uzanır, ardından Havran+ sınırı yanındaki Hatser-hattikon’a ulaşır. 17 Böylece sınır denizden başlayıp Şam sınırı boyunca kuzeye doğru ve Hamat+ sınırı boyunca ilerleyecek, Hatsar-enon’a+ uzanacak. Kuzey sınırı budur.
18 Doğu sınırı, Havran ile Şam arasından ve Ürdün Irmağı boyunca Gilead+ ile İsrail toprakları arasından geçer. Kuzey sınırından doğudaki denize* kadar ölçeceksiniz. Doğu sınırı budur.
19 Güney sınırı, Tamar’dan Meribat-kadeş sularına+ uzanacak, sonra vadiye* ve Büyük Deniz’e+ kadar devam edecek. Güney sınırı budur.
20 Batı sınırı, güney sınırından Lebo-hamat’ın*+ karşısına kadar Büyük Deniz’dir. Batı sınırı budur.”
21 “Bu toprakları kendi aranızda, İsrail’in 12 kabilesi arasında paylaştıracaksınız. 22 Memleketi hem kendi aranızda hem de yanınızda yaşayan ve sizinle yaşarken çocuk sahibi olmuş yabancılar arasında paylaştıracaksınız; onlar sizin için doğuştan İsrailli gibi olacak. İsrail kabileleri arasında sizinle birlikte miras alacaklar. 23 Aranızdaki yabancı hangi kabilenin topraklarında oturuyorsa ona oradan miras vereceksiniz” diyor Ulu Rab Yehova.
48 “Ülke topraklarının kuzey ucundan başlayarak kabilelerin isimleri ve payları şöyledir: Dan kabilesinin payı+ Hetlon yolu boyunca Lebo-hamat’a*+ ve Hatsar-enan’a; Şam sınırı boyunca kuzeye doğru uzanacak, Hamat’ın+ yanında olacak. Doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 2 Dan sınırının bitişiğinde Aşer kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 3 Aşer sınırının bitişiğinde Naftali kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 4 Naftali sınırının bitişiğinde Manasse kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 5 Manasse sınırının bitişiğinde Efraim kabilesinin payı olacak,+ doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 6 Efraim sınırının bitişiğinde Ruben kabilesinin payı olacak,+ doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 7 Ruben sınırının bitişiğinde Yahuda kabilesinin payı olacak,+ doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 8 Yahuda sınırının bitişiğinde bağış olarak ayıracağınız toprak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak, 25.000 arşın* genişliğinde+ olacak ve doğu sınırından batı sınırına uzanan diğer kabile paylarına paralel olacak. Ortasında kutsal mekân bulunacak.
9 Yehova’ya bağış olarak ayıracağınız toprağın uzunluğu 25.000 arşın, genişliği 10.000 arşın olacak. 10 Burası kâhinler için kutsal bağış olacak.+ Kuzeyi 25.000 arşın, batısı 10.000, doğusu 10.000 ve güneyi 25.000 arşın olacak. Ortasında Yehova’nın kutsal mekânı bulunacak. 11 Orası kutsanmış* kâhinlere, Tsadokoğullarına+ ayrılmış bir yer olacak. Onlar Bana karşı sorumluluklarını yerine getirdi, İsrailoğulları ve Levioğulları Benden uzaklaştığında+ onlar uzaklaşmadı. 12 Onların, bağış olarak verilen topraklardan ayrılmış çok kutsal bir payı olacak. Bu pay Levioğullarının sınırına bitişik olacak.
13 Kâhinlere ait bölgenin bitişiğinde, Levioğullarının 25.000 arşın uzunluğunda ve 10.000 arşın genişliğinde bir payı olacak. (Bütün uzunluk 25.000 ve genişlik 10.000 arşın olacak.) 14 Memleketin bu en iyi kısmının hiçbir yerini satmayacak, takas etmeyecek ya da devretmeyecekler, çünkü burası Yehova için kutsaldır.
15 25.000 arşınlık sınır boyunca uzanan, kalan 5.000 arşın genişliğindeki bölge, şehir halkının ortak kullanımı için,+ evleri ve otlakları için olacak. Şehir o bölgenin ortasında yer alacak.+ 16 Şehrin ölçüleri şöyledir: Kuzey sınırı 4.500 arşın, güney sınırı 4.500 arşın, doğu sınırı 4.500 arşın ve batı sınırı 4.500 arşın. 17 Şehrin kuzeyinde 250 arşın, güneyinde 250 arşın, doğusunda 250 arşın ve batısında 250 arşınlık alanda otlaklar bulunacak.
18 Bu bölgenin geri kalan kısmı kutsal bağışa+ paralel olacak, doğuda 10.000, batıda 10.000 arşın uzunluğunda olacak. Bu kısım kutsal bağışa paralel uzanacak. Oradan elde edilen ürün şehir için çalışanlara yiyecek olacak. 19 Tüm İsrail kabilelerinden şehir için çalışanlar bu toprakları ekip biçecek.+
20 Bağış olarak verilen tüm bölge, her kenarı 25.000 arşın uzunluğunda bir kare olacak. Bu bölgeyi, kutsal bağış ve şehre ait arazi olarak ayıracaksınız.
21 Kutsal bağışın ve şehre ait arazinin iki yanında kalan topraklar öndere ait olacak.+ Bu topraklar bağış olarak verilen bölgenin doğusundaki ve batısındaki 25.000 arşınlık sınırlardan başlayacak. Bitişiğindeki kabile paylarına paralel uzanacak ve öndere ait olacak. Kutsal bağış ve kutsal mekân öndere ait payın ortasında yer alacak.
22 Levioğullarının arazisi ve şehre ait arazi, öndere ait bölgenin ortasında olacak. Önderin bölgesi de Yahuda sınırıyla+ Benyamin sınırı arasında olacak.
23 Diğer kabilelere gelince, Benyamin kabilesinin payı doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak.+ 24 Benyamin sınırının bitişiğinde Şimeon kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 25 Şimeon sınırının bitişiğinde İssakar kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 26 İssakar sınırının bitişiğinde Zebulun kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak.+ 27 Zebulun sınırının bitişiğinde Gad kabilesinin payı+ olacak, doğu sınırından batı sınırına kadar uzanacak. 28 Ülkenin Gad sınırına bitişik olan güney sınırı Tamar’dan+ Meribat-kadeş sularına,+ oradan da vadiye*+ ve Büyük Deniz’e* kadar uzanacak.
29 İsrail kabilelerine mülk olarak paylaştıracağınız ülke budur.+ Kabilelerin payları böyle olacak”+ diyor Ulu Rab Yehova.
30 “Şehrin giriş çıkış yerleri şöyledir: Kuzey yanı 4.500 arşın olacak.+
31 Şehir kapılarına İsrail kabilelerine göre isim verilecek. Kuzeydeki üç kapıdan biri Ruben için, biri Yahuda için, biri de Levi için olacak.
32 Şehrin doğu yanı 4.500 arşın uzunluğunda olacak ve orada üç kapı bulunacak; biri Yusuf için, biri Benyamin için, biri de Dan için olacak.
33 Güney yanı 4.500 arşın olacak, orada üç kapı bulunacak; biri Şimeon için, biri İssakar için, biri de Zebulun için olacak.
34 Batı yanı 4.500 arşın uzunluğunda olacak, orada üç kapı bulunacak; biri Gad için, biri Aşer için, biri de Naftali için olacak.
35 Şehrin çevresi 18.000 arşın olacak ve şehrin ismi o günden itibaren ‘Yehova Orada’ olacak.”+
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Anlamı, “Tanrı güçlendirir.”
Ya da “elektruma.” Gümüş altın alaşımı.
Sözlük kısmındaki “kutsal ruh” maddesine bakın.
Aynı eksende, merkezleri ortak, dik kesişen iki çember olabilir.
Orijinal dilde: “Canlının ruhu.”
Alternatif çeviri: “yanlara doğru.”
Hezekiel’de 93 kez geçen bu ifadenin ilk kullanıldığı yer. Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Tanrı’nın ruhu.”
Anlaşılan İsrail ve Yahuda halkları kastediliyor.
Alternatif çeviri: “Çevrende seni iğneleyen inatçı insanlar olsa da.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Seni onlar kadar inatçı ve kararlı yaptım.”
Tanrı’nın ruhu ya da bir melek kastediliyor olabilir.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “haksızlık yaparsa.”
Sözlük kısmındaki “peygamberlik sözü” maddesine bakın.
“20 şekel” yaklaşık 230 g. Ek B14’e bakın.
Yaklaşık 0,6 L.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Yeruşalim’deki ekmek sırıklarını kırıyorum.” Halka şeklindeki ekmekleri stoklamak için kullanılan sırıklar kastediliyor olabilir.
Ya da “her yanında.”
Orijinal dilde: “her rüzgâra.”
Orijinal dilde: “Ekmek sırıklarını kırarak.”
Sözlük kısmındaki “yüksek yer” maddesine bakın.
“İğrenç putlar” olarak çevrilen İbranice ifade “dışkı” sözcüğüyle bağlantılı olabilir. Bu bir aşağılama ifadesi olarak kullanılıyor.
Ya da “ahlaksız.”
Alternatif çeviri: “felaket çelengi.”
Alternatif çeviri: “suç işleyerek.”
Korkudan idrarını tutamamak kastediliyor.
Sözlük kısmına bakın.
Yas işareti olarak başı tıraş etmek kastediliyor.
Ya da “aşağılayacaklar.”
Anlaşılan mabedin En Kutsal Yeri kastediliyor.
Tutsaklar için kullanılan zincirler kastediliyor.
Sözlük kısmına bakın.
Tanrı’nın ruhu ya da bir melek kastediliyor olabilir.
Ya da “Tanrı’yı kıskandıran kıskançlık putunun.”
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “evinin.”
Anlaşılan putperest tapınmada kullanılan dal.
Ucu top biçiminde eski bir silah.
Ya da “yazman hokkası.”
Sözlük kısmına bakın.
Tanrı’nın ruhu ya da bir melek kastediliyor olabilir.
Ya da “bu şehrin zararına.”
Böyle diyerek, Yeruşalim’in içinde güvende olduklarını kastediyorlardı.
Düşünce tarzı kastediliyor.
Yani, Tanrı’nın rehberliğine duyarlı.
Tanrı’nın ruhu ya da bir melek kastediliyor olabilir.
Ya da “kulağa hoş gelen.”
Sözlük kısmındaki “peygamberlik sözü” maddesine bakın.
Duvarı güçlüymüş gibi göstermek için yapılan badana kastediliyor.
Yani, büyücülükle bağlantılı olarak dirseğe ya da bileğe bağlanan bağlar.
Orijinal dilde: “Ekmek sırıklarını kırarım.”
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Üzerine eteğimi örttüm.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “fok derisi.”
Orijinal dilde: “ateşten geçirdin.”
Orijinal dilde: “Kenan.”
Alternatif çeviri: “Sana karşı içim öfke dolu.”
Muhtemelen ona bağlı kasabalar kastediliyor.
Ya da “Suriye.” Sözlük kısmındaki “Aram” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Kenan.”
Yani, Tsedekiya.
Yani, Nabukadnezar.
Yani, Nabukadnezar.
Orijinal dilde: “Yeminimi hiçe saydı ve ahdimi bozdu.”
Orijinal dilde: “Günah işleyen can.” Sözlük kısmındaki “nefeş; psykhe” maddesine bakın.
Ya da “haksızlık yapıp.”
Ya da “düşünce tarzı.”
Orijinal dilde: “senin kanında bir asma.”
Ya da “Onlara hüküm bildirmeye.”
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “ateşten geçirip.”
Sözlük kısmındaki “içecek sunusu” maddesine bakın.
İbranice Bama; putperestlere ait bir tapınağın ismi.
Ya da “gidip fahişelik yapmıyor musunuz?” Burada bu ifade mecazi olarak kullanılıyor. Sözlük kısmındaki “fahişe” maddesine bakın.
Alternatif çeviri: “yerin bütün yüzü.”
Orijinal dilde: “belin titreyerek.”
Korkudan idrarını tutamamak kastediliyor.
Orijinal dilde: “terafime.” Sözlük kısmındaki “terafim” maddesine bakın.
Yani, Yeruşalim halkı.
Ya da “tacın.” Anlaşılan krallık yetkisi kastediliyor.
Ya da “şehri yargılamaya.”
Orijinal dilde: “babasının çıplaklığını açıyor.”
Ya da “rüşvet.”
Eritilen metalden ayrıştırılan atık madde.
Anlamı, “onun çadırı.”
Anlamı, “Benim çadırım ondadır.”
Ya da “ahlaksızlık yaparak.”
Ya da “Erkeklik organları.”
Anlaşılan bu bağlamda “kâse” Tanrı’nın verdiği cezaları simgeliyor.
Orijinal dilde: “zina yaptı.”
Orijinal dilde: “ateşten geçirdiler.”
Anlaşılan Oholiba kastediliyor.
Anlaşılan Oholiba kastediliyor.
Ya da “Dövünmeyeceksin.”
Ya da “bıyığını.”
Orijinal dilde: “kızlarında.”
Orijinal dilde: “Nabukadrezar’ı”; ismin farklı bir yazımı.
Ya da “mezara.”
Morun bir tonu.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “kasia tarçını.” Sözlük kısmındaki “kasia tarçını” maddesine bakın.
Alternatif çeviri: “görkem kazandın.”
Ya da “mezara.”
Ya da “mükemmelliğin mührüydün.”
Sözlük kısmına bakın.
Burada ve sonraki ayetlerde “Nil” ifadesiyle ırmak ve sulama kanalları kastediliyor.
Orijinal dilde: “bellerini.”
Orijinal dilde: “diyor.”
Asvan.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Nabukadrezar’ın”; ismin farklı bir yazımı.
Ya da “İsrail halkını güçle donatacağım.” Sözlük kısmındaki “boynuz” maddesine bakın.
Mısır’la ittifak yapmış İsrailoğulları kastediliyor olabilir.
Asvan.
Orijinal dilde: “Nabukadrezar”; ismin farklı bir yazımı.
Orijinal dilde: “kötülere satacağım.”
Ya da “Memfis’teki.”
Teb.
Heliopolis.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “sen.”
Ya da “mezara.”
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “kolu.”
Sözlük kısmına bakın.
Asur Kralı’na atfediyor olabilir.
Meşek ve Tubal Kralı’na atfediyor olabilir.
Sözlük kısmına bakın.
Savaşçıların kılıçlarıyla birlikte gömülmesi kastediliyor olabilir.
Ya da “önderleri.”
Orijinal dilde: “boynuz.” Sözlük kısmındaki “boynuz” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “haksızlık yaparsa.”
Ya da “ruhunu.”
Orijinal dilde: “Şehvetli sözler söylüyorlar.”
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Düşünce tarzı kastediliyor.
Yani, Tanrı’nın rehberliğine duyarlı.
Orijinal dilde: “tendonlarla.”
Ya da “soluk; ruh.”
Ya da “ruh.”
Ya da “üzerlerinde.”
Ya da “seni çağıracağım.”
Anlamı, “Gog’un kalabalıkları.”
Anlamı, “kalabalıklar.”
Orijinal dilde: “adıma tam bağlılık göstereceğim.”
Yeruşalim’in.
Ek B14’e bakın.
Kapı görevi gören ve içinde odalar olan bir yapı.
Orijinal dilde: “Evin.” 40-48. bölümlerde “ev” sözcüğüyle mabede bağlı yapıların tümü veya mabedin kendisi kastedildiğinde “mabet” karşılığı kullanıldı.
Orijinal dilde: “Her biri 1 arşın ve 4 parmak olan 6 arşın.” Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Ya da “kolonlarının.”
Muhafız odasının arka duvarının tepesi kastediliyor olabilir.
Ya da “Odalar.”
Sözlük kısmındaki “yakılan sunu” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “günah sunusu” ve “suç sunusu” maddelerine bakın.
Alternatif çeviri: “12.”
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Yani, En Kutsal Yer.
Anlaşılan, mabedi çevreleyen dar bir yürüyüş yolu.
Ya da “odalar.”
Mabedin batısındaki bina kastediliyor.
Anlaşılan Kutsal Yer’in girişi kastediliyor.
Anlaşılan En Kutsal Yer kastediliyor.
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Ya da “Odaların.”
Yunanca Septuagint’e göre “100 arşın uzunluğunda.” İbranice metin “Bir arşınlık bir yol” diye de anlaşılabilir. Ek B14’e bakın.
Birinci ayette bahsedilen batıdaki bina kastediliyor.
Ek B14’e bakın.
Alternatif çeviri: “Tanrı şehri yıkmaya geldiğinde.”
Tanrı’nın ruhu ya da bir melek kastediliyor olabilir.
Ya da “fahişelikleriyle.” Burada bu ifade mecazi olarak kullanılıyor.
Önünde eğildikleri putlar kastediliyor olabilir.
Orijinal dilde: “ölçmeleri.”
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmındaki “sunağın boynuzları” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “paylaşma kurbanı” maddesine bakın.
Kapı görevi gören ve içinde odalar olan bir yapı.
“Yürekleri sünnetsiz” ifadesiyle itaatsiz bir tutum kastediliyor.
Ya da “sunağıma.”
Ya da “kutsal odalara.”
Orijinal dilde: “iri taneli unu.”
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Ya da “20 odası.”
“Efa” ve “bat” için Ek B14’e bakın.
Ek B14’e bakın.
Ek B14’e bakın.
Orijinal dilde: “mane.” Ek B14’e bakın.
Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Kapı görevi gören ve içinde odalar olan bir yapı.
Ya da “kutsal odalara.”
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Ya da “çöl düzlüğünde.”
Lût Gölü (Ölü Deniz).
Orijinal dilde: “İki akarsuyun.”
Akdeniz.
Lût Gölü (Ölü Deniz).
Mısır Vadisi.
Ya da “Hamat girişinin.”
Ya da “Hamat girişine.”
Bu bölümde “arşın” ifadesiyle yaklaşık 51,8 cm’lik uzun arşın kastediliyor. Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmındaki “kutsamak” maddesine bakın.
Mısır Vadisi.
Akdeniz.