Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • nwt 2. Korintoslular 1:1-13:14
  • 2. Korintliler

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • 2. Korintliler
  • Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi (2025)
Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi (2025)
2. Korintliler

KORİNTLİLERE İKİNCİ MEKTUP

1 Tanrı’nın isteğiyle Mesih İsa’nın elçisi olan ben Pavlus ve kardeşimiz Timoteos,+ bu mektubu Tanrı’nın Korint’teki cemaatine* ve tüm Ahaya’daki+ kutsal kişilere* gönderiyoruz.

2 Babamız Tanrı’nın ve Efendimiz İsa Mesih’in lütfu* ve barışı üzerinizden eksik olmasın.

3 Efendimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babası+ yüceltilsin! O merhamet dolu babadır,+ her tesellinin kaynağı olan Tanrı’dır.+ 4 Yaşadığımız her sıkıntıda O bizi teselli eder.*+ Tanrı’dan aldığımız teselli sayesinde+ biz de başkalarını yaşadıkları her tür sıkıntıda teselli edebiliriz.+ 5 Mesih* uğruna çektiğimiz sıkıntılar nasıl çoksa,+ onun sayesinde aldığımız teselliler de öyle çoktur. 6 Eğer sıkıntı çekiyorsak bu sizin teselli edilmeniz ve kurtuluşunuz içindir. Eğer teselli ediliyorsak yine sizin içindir, çünkü bizim yaşadıklarımıza bakıp teselli bulabilirsiniz ve bu sayede bizim çektiğimiz sıkıntıların aynısına dayanabilirsiniz. 7 Sizinle ilgili sarsılmaz bir ümidimiz var ve nasıl bizimle aynı sıkıntıları yaşıyorsanız, bizim gibi teselli edileceğinizi de biliyoruz.+

8 Kardeşler, Asya* eyaletinde yaşadığımız sıkıntıdan habersiz kalmanızı istemeyiz.+ Kendi gücümüzle dayanamayacağımız kadar ağır bir baskı altındaydık, hatta hayatta kalıp kalamayacağımızdan bile emin değildik.+ 9 Gerçekten de ölümle burun buruna geldik. Bu bize, kendimize değil ölüleri dirilten Tanrı’ya güvenmeyi öğretti.+ 10 O bizi çok büyük bir ölüm tehlikesinden kurtardı ve bunu yine yapacaktır; bizi her zaman kurtaracağına güveniyoruz.+ 11 Sizler de yakarışlarınızla bize yardımcı olabilirsiniz.+ Bu sayede, birçok kişinin duasına+ cevap olarak Tanrı bize yardım edecek ve bunu gören birçok kişi O’na şükredecek.

12 Şunu rahat bir vicdanla ve övünerek söyleyebiliriz: Bu dünyanın insanlarının önünde, Tanrı’dan öğrendiğimiz gibi ikiyüzlülükten uzak ve temiz bir yaşam sürdük, sizin yanınızdayken de buna özellikle dikkat ettik. İnsan bilgeliğine göre davranmadık,+ Tanrı’nın lütufkârlığını yansıttık. 13 Gerçekten de size rahatlıkla okuyamayacağınız* ya da anlayamayacağınız bir şey yazmıyoruz. Umarım bundan sonra da bunları tam olarak* anlamaya devam edersiniz. 14 Bazılarınızın zaten anladığı gibi, Efendimiz İsa’nın gününde biz sizinle nasıl övüneceksek siz de şimdiden bizimle övünebilirsiniz.

15 Bu güvenle, sizi ikinci kez sevindirmek için* yanınıza gelmeye niyetlenmiştim. 16 Makedonya’ya giderken önce sizi ziyaret etmek ve Makedonya’dan tekrar yanınıza dönmek istiyordum. Sonra da beni Yahudiye’ye yolcu edersiniz diye düşünüyordum.+ 17 Bunu isterken ciddi değil miydim? Kendi keyfime göre bir şey planlayıp önce “Evet yapacağım” deyip sonra da “Hayır yapmayacağım” mı dedim? 18 Tanrı güvenilir olduğu gibi bizim sözlerimize de güvenebilirsiniz. Önce “evet” deyip sonra “hayır” demiyoruz. 19 Silvanus’un,* Timoteos’un+ ve benim size duyurduğumuz Tanrı’nın Oğlu* İsa Mesih de hem “evet” hem “hayır” değildi. Onun durumunda “evet” hep “evet”ti. 20 Tanrı’nın ne kadar vaadi varsa hepsi onun sayesinde “evet” oldu.*+ Dolayısıyla, dua ederken de onun aracılığıyla “Amin” diyoruz+ ve Tanrı’yı yüceltiyoruz. 21 Sizin ve bizim Mesih’e ait olduğumuza dair güvence veren ve bizi mesheden* Tanrı’dır.+ 22 O ayrıca bize mührünü vurdu.+ Bu mühür, gelecekte alacağımız ödülün teminatı olarak yüreklerimize koyduğu kutsal ruhtur.*+

23 Tanrı şahidim olsun ki, sizi daha fazla üzmek istemediğim için Korint’e henüz gelmedim. 24 Biz imanınız üzerinde söz sahibi olan efendiler değiliz,+ sizinle iş arkadaşlarıyız ve sevinçli olmanız için çalışıyoruz. Siz kendi imanınızla ayaktasınız.

2 Bir dahaki ziyaretimin üzücü olmaması için kararlıyım. 2 Çünkü eğer sizi üzersem beni sevindirecek başka kim kalır? 3 Size bir mektup yazdım ki, geldiğim zaman durumunuz nedeniyle üzülmeyeyim, aksine sevineyim. Çünkü beni sevindiren şeylerin hepinizi aynı şekilde sevindireceğine eminim. 4 Size büyük bir sıkıntı içinde, yürek acısıyla ve gözyaşlarıyla yazdım. Fakat amacım sizi üzmek değil,+ size duyduğum derin sevgiyi göstermekti.

5 Biri üzüntüye yol açtıysa,+ sadece beni değil hepinizi bir ölçüde üzdü. Fakat bu konuda fazla sert konuşmak istemiyorum. 6 Çoğunluğun aldığı tavır böyle bir adam için yeterli bir cezadır. 7 Aşırı üzüntü içinde kaybolup gitmesin diye artık onu gönülden bağışlamalı ve teselli etmelisiniz.+ 8 Dolayısıyla ona olan sevginizi açıkça göstermenizi rica ediyorum.+ 9 Size yazmamın diğer bir nedeni de her konuda itaatli olup olmadığınızı görmekti. 10 Birini bağışlarsanız ben de bağışlarım. Aslında bir yanlışı bağışlarsam bunu Mesih’in önünde, sizin uğrunuza yaparım. 11 Birbirimizi bağışlayalım ki Şeytan’a fırsat vermeyelim.*+ Biz onun tuzaklarından* habersiz değiliz.+

12 Mesih hakkındaki iyi haberi bildirmek için Troas’a+ gittiğimde, Efendimize hizmet etmek için önümde bir kapı açılmış olsa da 13 içim rahat değildi, çünkü kardeşim Titus’u+ orada bulamamıştım. Bu yüzden kardeşlerle vedalaşıp Makedonya’ya+ doğru yola çıktım.

14 Daima önümüzden gidip bizi Mesih’le birlikte zafer alayında yürüten Tanrı’ya şükürler olsun! O’nunla ilgili bilgi, güzel bir koku gibi bizim aracılığımızla her yere yayılıyor. 15 Mesih’i duyuran bizler de Tanrı için güzel bir koku gibiyiz. Bu koku kurtuluş yolundakilere de, yok edilmeye gidenlere de ulaşıyor. 16 İkinci grup için ölüme götüren ölüm kokusu,+ birinci grup içinse hayata götüren hayat kokusuyuz. Böyle bir hizmet için kim yeterli durumda? 17 Biz. Çünkü birçokları gibi Tanrı’nın sözünün seyyar satıcılığını yapmıyoruz,*+ Mesih’in takipçileri olarak* tam bir samimiyetle konuşuyoruz. Evet, biz Tanrı’nın gönderdiği kişileriz ve bu işi O’nun önünde yapıyoruz.

3 Kendimizi size yeniden tanıtmamız mı lazım? Bazıları gibi size tavsiye mektuplarıyla mı gelmemiz gerekiyor? Ya da sizden böyle mektuplar almaya mı ihtiyacımız var? 2 Herkesçe bilinen ve okunan, yüreklerimize yazılmış mektubumuz sizsiniz.+ 3 Biz hizmetkârlar+ tarafından yazılmış, Mesih’in mektubu olduğunuz açıkça görülüyor. Sizler mürekkeple değil yaşayan Tanrı’nın ruhuyla, taş levhalara+ değil etten levhalara, yüreklere yazılmış+ bir mektupsunuz.

4 Tanrı’nın önünde böyle bir güveni Mesih sayesinde duyuyoruz. 5 Bunu derken herhangi bir iş için kendimizin yeterli olduğunu söylemek istemiyoruz, bizi yeterli duruma getiren Tanrı’dır.+ 6 Gerçekten de biz yeni ahdin* hizmetkârları olmaya O’nun sayesinde yeterli olabildik.+ Yazılı bir kanunun değil,+ kutsal ruhun hizmetindeyiz. Yazılı kanun ölüme mahkûm eder,+ Tanrı’nın ruhu ise hayat verir.+

7 Ölüme mahkûm eden ve taşlara harf harf oyulmuş olan Kanun*+ ihtişam içinde gelmişti. Bu öyle bir ihtişamdı ki, İsrailoğulları Musa’nın yüzündeki parlaklık+ nedeniyle ona bakamamıştı. Fakat o ihtişam geçiciydi. 8 Kanun ihtişamla verildiyse, Tanrı’nın ruhu+ daha büyük bir ihtişamla verilmez mi?*+ 9 Mahkûmiyete hizmet eden Kanun+ ihtişamlıysa,+ doğruluk*+ getiren hizmet ondan çok daha ihtişamlıdır. 10 Gerçekten de, Kanun’un ihtişamı yeni ahdin ihtişamı karşısında bir hiç olmuştur.+ 11 Eğer geçici olan bile ihtişamla geldiyse,+ kalıcı olanın ihtişamı çok daha büyüktür!+

12 Böyle bir güvene* sahip olduğumuzdan,+ büyük bir gönül rahatlığıyla* konuşuyoruz 13 ve Musa’nın yaptığı gibi yapmıyoruz. O, İsrailoğulları geçici olan Kanun’un ihtişamlı sonunu* görmesin diye yüzünü bir peçeyle örterdi.+ 14 Aslında onların zihni kapalıydı.+ Zihinlerini örten o peçe hâlâ duruyor ve eski ahit okunurken anlayamıyorlar.+ Çünkü peçe ancak Mesih aracılığıyla kaldırılabilir.+ 15 Yürekleri de bugüne dek peçeyle örtülü olduğundan+ Musa’nın yazdıklarını+ anlamıyorlar. 16 Fakat biri Yehova’ya* döndüğünde peçe kaldırılır.+ 17 Yehova ruhtur+ ve Yehova’nın kutsal ruhu neredeyse özgürlük oradadır.+ 18 Hepimiz Yehova’nın ihtişamını* peçesiz yüzle, ayna gibi yansıtıyoruz. Bunu yaparken, ruh olan Yehova’nın tam istediği şekilde bir değişimden geçiyoruz ve ihtişamını gitgide daha fazla yansıtarak O’na benziyoruz.+

4 Bu hizmet ayrıcalığına Tanrı’nın merhameti sayesinde sahibiz, bu nedenle pes etmiyoruz. 2 Biz yüz kızartıcı, gizli kapaklı işleri reddediyoruz, kurnazlığa başvurmuyoruz ve Tanrı’nın sözüne bir şey katmıyoruz.*+ Bunun yerine hakikati ortaya koyuyoruz ve Tanrı’nın önünde, her insanın vicdanının kabul edeceği şekilde doğru davranıyoruz.+ 3 Bildirdiğimiz iyi haberi gizleyen bir peçe varsa, yok olmaya gidenler için var. 4 Tanrı’nın yansıması olan Mesih+ hakkındaki muhteşem iyi haberin ışığını görmesinler diye,+ bu ortamın* tanrısı+ iman etmeyen o kişilerin zihinlerini kör etmiştir.+ 5 Mesajımızı duyururken kendimiz hakkında konuşmuyoruz. İsa Mesih’in Efendimiz olduğunu, bizim de onun uğrunda sizin hizmetkârlarınız olduğumuzu anlatıyoruz. 6 Çünkü “Karanlıkta ışık parlasın”+ diyen Tanrı, Mesih’in yüzünde parlayan ışığıyla yüreklerimizi aydınlatıyor.+ Bu ışık Tanrı’yla ilgili muhteşem bilgidir.

7 Fakat bu hazineyi+ taşıyan bizler toprak kaplar+ gibiyiz. Bu sayede, sahip olduğumuz normalin ötesindeki gücün bizden değil Tanrı’dan kaynaklandığı görülüyor.+ 8 Her yandan sıkıştırılıyoruz ama kımıldayamaz durumda değiliz, ne yapacağımızı şaşırıyoruz ama çıkmazda değiliz,+ 9 zulüm görüyoruz ama terk edilmedik,+ yere serilmişiz ama yok edilmedik.+ 10 İsa’nınki gibi bir yaşam sürdüğümüz görülsün* diye onun gibi hep ölüm tehlikesi içindeyiz ve acı çekiyoruz.+ 11 Biz yaşayanlar İsa uğruna sürekli ölümle yüz yüzeyiz,+ böylece bizim de onun gibi bir yaşam sürdüğümüz görülüyor.* 12 Evet bizim için ölüm tehlikesi var, ama bu sizin için yaşam anlamına geliyor.

13 Çünkü biz “İman ettim, bu nedenle konuştum”+ sözlerindeki ruha ve imana sahibiz. Biz de iman ediyor ve bu nedenle konuşuyoruz. 14 İsa’yı dirilten Tanrı’nın, bizi de onunla birlikte olmamız için dirilteceğini ve sizinle beraber onun önüne getireceğini biliyoruz.+ 15 Tüm bunlar sizin için, başka birçok kişinin de Tanrı’nın lütfundan yararlanması için oldu. Bu sayede daha çok kişi Tanrı’ya şükrediyor, böylece O yüceltiliyor.+

16 Bundan dolayı pes etmiyoruz, bedenimiz yıpranıyorsa da içimizdeki insan günden güne yenileniyor. 17 Sıkıntılar hafif ve geçicidir, oysa bize kazandırdığı onur kat kat ağır basar ve sonsuza dek kalır.+ 18 Biz görünen şeylere değil, görünmeyen şeylere odaklanıyoruz.+ Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse kalıcıdır.

5 Şunu biliyoruz ki yerdeki evimiz, yani çadır benzeri bedenimiz yok olup gidecek+ ve Tanrı bize göklerde, insan eliyle yapılmamış,+ sonsuza dek kalacak bir ev verecek. 2 Şimdiki evimizdeyken feryat ediyoruz ve bizim için gökte hazırlanmış olanı almayı çok istiyoruz. O evimiz bizi giysi gibi saracak,+ 3 onu giydiğimiz zaman çıplak olmayacağız. 4 Bu çadır benzeri bedende yaşayan bizler, ağır yükler altında feryat ediyoruz. Aslında isteğimiz üzerimizdekini çıkarmak değil, diğerini üzerimize giymek.+ Bu sayede yaşam, ölümlü olanı yok edecek.+ 5 Tanrı bizi bunun için hazırladı+ ve gelecekteki ödülümüzün teminatı olarak bize kutsal ruhu verdi.+

6 Bu nedenle güvenimizi hiç kaybetmiyoruz ve evimiz bu beden olduğu sürece Efendimizden uzakta olduğumuzu biliyoruz.+ 7 Çünkü biz gözle görülene göre değil, imana dayanan bir yaşam sürüyoruz. 8 Evet güvenimizi kaybetmiyoruz ve bu bedende değil, Efendimizin yanında yaşamayı arzu ediyoruz.+ 9 Dolayısıyla ister Efendimizin yanında ister ondan uzakta yaşayalım, amacımız daima onun onayını kazanmaktır. 10 Hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmalıyız ki, her birimiz bu bedende yaşarken yaptığımız iyi ya da kötü şeylerin karşılığını alalım.+

11 Dolayısıyla, Efendimizden korkmanın ne demek olduğunu bildiğimizden insanları ikna edecek şekilde konuşuyoruz. Fakat Tanrı bizi iyi tanıyor, umarım sizin vicdanınız da nasıl kişiler olduğumuza tanıklık ediyordur. 12 Kendimizi size yeniden tanıtmaya çalışmıyoruz, size bizimle övünmeniz için bir neden gösteriyoruz. Böylece yürekteki şeyler yerine görünür şeylerle övünenlere cevap verebilirsiniz.+ 13 Eğer aklı başında olmayan biri gibi davrandıysak+ bunu Tanrı için yaptık, eğer aklı başında davranıyorsak bu sizin içindir. 14 Bizi zorlayan güç Mesih’in sevgisidir, çünkü şunu anladık: Tek bir insan herkes uğruna öldü,+ çünkü hepsi aslında ölü durumdaydı. 15 Evet, o herkes için öldü. O halde yaşayanlar artık kendileri için değil,+ kendileri uğruna ölen ve diriltilen kişi için yaşamalıdır.

16 Biz artık kimseye insani bakış açısıyla bakmıyoruz.+ Şimdiye dek Mesih’e insani açıdan bakmış olsak bile, artık kesinlikle böyle yapmıyoruz.+ 17 Eğer biri Mesih’le birlik içindeyse, Tanrı onu yeniden yaratmıştır.+ Eski şeyler yok olup gitti, bakın yeni şeyler var oldu. 18 Bütün bunlar Tanrı’dandır, O bizi Mesih aracılığıyla Kendisiyle barıştırdı+ ve bize barıştırma hizmetini verdi.+ 19 Bu hizmet, Tanrı’nın dünyayı Mesih aracılığıyla Kendisiyle barıştırdığını+ ve suçlarını hesaba katmadığını duyurmaktır.+ Tanrı bu barış mesajını bize emanet etti.+

20 Dolayısıyla biz Mesih adına+ hizmet eden Krallık* elçileriyiz+ ve Tanrı bizim aracılığımızla adeta ricada bulunuyor. “Tanrı’yla barışın” diyerek Mesih adına insanlara yalvarıyoruz. 21 Tanrı, günah nedir bilmeyen+ Mesih’i bizim için günah sunusu* yaptı. Böylece, onun aracılığıyla Tanrı’nın gözünde doğru sayılabiliyoruz.+

6 Ayrıca Tanrı’nın iş arkadaşları olarak+ sizden şunu rica ediyoruz: Tanrı’nın lütfundan yararlanmışken bunun amacını gözden kaçırmayın.+ 2 Çünkü O şöyle diyor: “Kabul vaktinde* seni duydum, kurtuluş gününde sana yardım ettim.”+ İşte, Tanrı’nın asıl kabul vakti şimdidir. İşte, kurtuluş günü şimdidir.

3 Hizmetimizde bir kusur bulunmasın diye başkalarını tökezletecek hiçbir şey yapmıyoruz.+ 4 Tanrı’nın hizmetçileri olduğumuzu size her açıdan kanıtlıyoruz:+ Pek çok sınava, sıkıntıya, zor zamanlara ve zorluklara dayandık.+ 5 Birçok kez dayak yedik, hapsedildik,+ kalabalıklardan şiddet gördük, çalışıp didindik, uykusuz geceler geçirdik, yiyeceksiz kaldık.+ 6 Temiz yaşamımızı, Tanrı hakkındaki bilgimizi, sabrımızı,+ iyilikseverliğimizi,+ kutsal ruha sahip olduğumuzu ve ikiyüzlülükten uzak sevgimizi görüyorsunuz.+ 7 Her zaman doğruları söylüyoruz, Tanrı’nın gücüne+ güveniyoruz, sağ elimizde* ve sol elimizde* doğruluk silahlarını+ taşıyoruz. 8 Bizi el üstünde tutanlar da var, aşağılayanlar da. Hakkımızda iyi konuşanlar da var, kötü konuşanlar da. İnsanları aldattığımızı düşünenler var ama dürüst kişileriz. 9 Dünya bizi tanımıyor ama Tanrı tanıyor. Ölümün eşiğinde gibi görülüyoruz ama işte yaşıyoruz.+ Cezalandırılmış gibi görülüyoruz ama ölüme terk edilmedik.+ 10 Üzgün olduğumuzu düşünenler var ama hep sevinçliyiz. Yoksul olduğumuzu düşünenler var ama birçoklarını zengin ediyoruz, insanlar hiçbir şeyimizin olmadığını düşünüyor ama aslında her şeyimiz var.+

11 Korintli kardeşlerimiz, sizinle açıkça konuştuk ve size yüreğimizde yer açtık. 12 Size duyduğumuz şefkate sınır koymuyoruz,+ siz ise bize olan şefkatinizi sınırlıyorsunuz. 13 Yüreğinizde yer açarak+ bize karşılık verin; sizi çocuklarım gibi gördüğüm için bunu söylüyorum.

14 İnancımızı paylaşmayanlarla dengesiz bir boyunduruğa* girmeyin.+ Çünkü doğrulukla kanunsuzluk* arasında nasıl bir ortaklık olabilir?+ Ya da ışığın karanlıkla paylaştığı ne olabilir?+ 15 Mesih ile Şeytan* arasında nasıl bir uyum olabilir?+ Ya da iman edenle iman etmeyen arasında ortak ne olabilir?+ 16 Tanrı’nın mabedinde putların yeri olabilir mi?+ Biz yaşayan Tanrı’nın mabediyiz;+ çünkü Tanrı şöyle diyor: “Aralarında oturacağım+ ve aralarında yürüyeceğim, Ben onların Tanrısı olacağım, onlar da Benim halkım olacak.”+ 17 “Yehova* diyor ki ‘Onların arasından çıkıp ayrılın ve kirli* olan şeylere dokunmayı bırakın’”;+ “Ben de sizi kabul edeceğim.”+ 18 “Her Şeye Gücü Yeten Yehova diyor ki ‘Ben sizin babanız olacağım,+ siz Benim oğullarım ve kızlarım olacaksınız.’”+

7 Dolayısıyla sevgili kardeşler, Tanrı bize bu vaatleri verdiğine göre,+ kendimizi bedeni ve ruhu kirleten her şeyden arındıralım+ ve Tanrı korkusuyla tam bir kutsallığa* erişmeye çalışalım.

2 Yüreklerinizde bize yer açın.+ Biz kimseye haksızlık etmedik, kimseyi yanlış bir yola yöneltmedik, kimseden çıkar sağlamadık.+ 3 Bunu sizi suçlamak için söylemiyorum. Daha önce dediğim gibi, yaşasak da ölsek de siz bizim yüreğimizdesiniz. 4 Sizinle her şeyi rahatça konuşabilirim. Sizinle gerçekten övünüyorum. Artık içim çok rahat, çektiğimiz bunca sıkıntının içinde sevinçten coşuyorum.+

5 Makedonya’ya geldiğimizde+ de rahat yüzü görmedik, her yönden sıkıntı çekmeye devam ettik. Hem dışarıdaki muhalefetle hem içimizdeki kaygılarla mücadele ediyorduk. 6 Fakat üzüntü içinde olanları teselli eden Tanrımız,+ Titus’un ziyaretiyle bizi teselli etti. 7 Bunun yanı sıra, Titus’un sizden yana içinin rahatlamış olması da bizi teselli etti. Çünkü bana olan içten ilginiz, özleminiz ve hissettiğiniz büyük üzüntü hakkında haber getirdi; böylece sevincim daha da arttı.

8 Mektubumla sizi üzdümse de+ pişman değilim. Başta pişman oldum (çünkü mektubumun kısa bir süre için de olsa sizi üzdüğünü anladım), 9 fakat şimdi seviniyorum. Üzüldüğünüz için değil, üzüntünüz sizi tövbeye* yönelttiği için seviniyorum. Tanrı’nın istediği şekilde üzüldünüz, böylece bizden dolayı bir zarar görmediniz. 10 Çünkü Tanrı’nın istediği türden üzüntü kurtuluş sağlayan tövbeye yol açar ve pişmanlık yaratmaz.+ Bu dünyaya özgü üzüntüyse ölüm getirir. 11 Tanrı’nın istediği türden üzüntü duymanız sizde büyük bir istek yarattı, kendinizi arındırdınız; içinizde öfke, korku, içten bir arzu, gayret hissettiniz ve yanlışı düzelttiniz.+ Bu meselede, gereken her şeyi yaparak masum* olduğunuzu gösterdiniz. 12 Size yazdımsa da, yanlışı yapan+ ya da mağdur olan kişi için yazmadım. Sözümüzü dinlemeye istekli olduğunuzu Tanrı’nın önünde göstermeniz için yazdım. 13 Bunu yaptığınız için içimiz rahatladı.

Bunun yanı sıra Titus’un sevincini görünce sevincimiz daha da arttı, çünkü hepiniz onun yüreğini ferahlatmışsınız. 14 Sizinle övünmüştüm ve bu konuda Titus’a mahcup olmadım. Size söylediğimiz her şey nasıl doğruysa, sizi övmek için ona söylediklerimizin de doğru olduğu görüldü. 15 Titus hepinizin itaatini,+ onu nasıl derin bir saygıyla kabul ettiğinizi hatırladıkça, size daha sıcak bir sevgi duyuyor. 16 Size her bakımdan güvenebildiğim* için seviniyorum.

8 Kardeşler, Makedonya’daki cemaatlerin Tanrı’nın lütfu sayesinde ne yaptığını bilin istiyoruz.+ 2 Onlar yaşadıkları ağır sınav nedeniyle sıkıntı çekiyorlar. Fakat çok yoksul oldukları halde, büyük bir sevinçle bağışta bulundular. Bu da onların ne kadar cömert olduğunu gösterdi. 3 Ellerinde ne varsa hepsini,+ hatta daha da fazlasını verdiler.+ Ben buna tanığım. 4 Kendi istekleriyle harekete geçtiler ve kutsal kişiler yararına bağışta bulunabilmek ve yardım çalışmasına* katılabilmek için bize yalvarıp yakardılar.+ 5 Umduğumuzdan da fazlasını yaptılar; öncelikle Tanrı’nın isteğine göre davranıp tüm yürekleriyle Efendimize ve bize hizmet ettiler. 6 Biz de Titus’u, sizin aranızda başlattığı bağış toplama işini tamamlamaya teşvik ettik.+ 7 Çünkü her şeye bol bol sahipsiniz: İmanınız güçlü, etkili konuşuyorsunuz, bilgilisiniz, gayretlisiniz ve başkalarını bizim sizi sevdiğimiz gibi seviyorsunuz. Tüm bu konularda olduğu gibi bağış konusunda da cömert olun.+

8 Bunu size bir emir olarak söylemiyorum. Fakat başkalarının gayretinden sizi haberdar etmek ve sevginizin içten olup olmadığını görmek istiyorum. 9 Efendimiz İsa Mesih’in ne kadar lütufkâr olduğunu biliyorsunuz. Kendi yoksulluğuyla siz zengin olun diye, aslında zengin olduğu halde sizler uğruna yoksul oldu.+

10 Bir yıl önce başlattığınız yardım işini tamamlamanın sizin yararınıza olacağını düşünüyorum.+ Üstelik bu iş için istekli olduğunuzu da göstermiştiniz. 11 Aynı isteğe hâlâ sahip olduğunuzu gösterin ve başladığınız yardım işini şimdi olanaklarınız ölçüsünde tamamlayın. 12 Çünkü insan vermeye istekliyse, elinden geldiği ölçüde verdiği bağış Tanrı’yı çok memnun eder.+ Tanrı kimseden elinden gelenin ötesinde bir şey vermesini beklemez. 13 Başkalarının hayatını kolaylaştırmak için sizinkini zora sokmak istemiyorum. 14 İsteğim şu ki, sizde şu anda bulunan fazlalıkla başkalarının ihtiyacı karşılansın, böylece onlardaki fazlalıkla da sizin ihtiyacınız karşılanır, bu sayede bir denge olur. 15 Kutsal Yazıların dediği gibi: “Elinde çok olanınki çok fazla değildi, elinde az olanınki de çok az değildi.”+

16 Şükürler olsun ki, size hissettiğimiz sıcak duyguların aynısını Tanrı Titus’ta+ da uyandırdı. 17 Çünkü teşvikimize çok olumlu karşılık verdi. Öyle ki, büyük bir istekle, kendi arzusuyla yanınıza geliyor. 18 Onunla birlikte size bir kardeşi gönderiyoruz; iyi haberle ilgili hizmeti nedeniyle tüm cemaatler bu kardeşten övgüyle söz ediyor. 19 Ayrıca, toplanan bağışları getirirken yol arkadaşımız olması için bu kardeşi cemaatler atadı. Ulaştıracağımız bu bağış Efendimizi* yüceltecek ve başkalarına yardıma hazır olduğumuzu gösterecek. 20 Bu kardeşler sayesinde, cömertçe yapılan bağışlarla ilgili hizmeti yerine getirirken kimsenin bizde kusur bulmasına fırsat vermiyoruz.+ 21 Çünkü ‘sadece Yehova’nın* gözünde değil, insanların gözünde de her şeyi dürüstçe yapmaya gayret ediyoruz.’+

22 Onlarla birlikte bir kardeşimizi daha gönderiyoruz. Birçok kez onun yeterliliğini sınayıp çeşitli konularda ne kadar gayretli olduğunu gördük. Üstelik size duyduğu büyük güvenden dolayı şimdi daha da gayretli. 23 Eğer Titus’la ilgili bir kuşku varsa, unutmayın ki o sizin iyiliğiniz için çalışan iş arkadaşım ve yoldaşımdır. Diğer kardeşlerimizle ilgili bir kuşku varsa, onlar da cemaatlerin elçileridir ve Mesih’e övgü getiren kişilerdir. 24 Sevginizin gerçekliğini onlara gösterin+ ve cemaatler sizinle neden övündüğümüzü görsünler.

9 Kutsal kişiler için yapılan bu hizmet konusunda+ size yazmaya gerek görmüyorum. 2 Çünkü yardım etmeye ne kadar istekli olduğunuzu biliyorum. Bu tutumunuz nedeniyle Makedonyalılara sizi anlatıp övünüyorum ve “Ahaya’dakiler bir yıldır hazır” diyorum. Sizin gayretiniz onların çoğunu harekete geçirdi. 3 Bu konuda boşuna övünmüş olmayayım diye ve dediğim gibi gerçekten hazır olmanız için, bahsettiğim kardeşleri yanınıza gönderiyorum. 4 Yoksa Makedonyalılar benimle birlikte gelir ve sizi hazırlıklı bulmazlarsa, size olan güvenimizden ötürü mahcup duruma düşeriz; tabii siz de mahcup olursunuz. 5 Bu yüzden, o kardeşlerden bizden önce yanınıza gelmelerini rica etmeyi gerekli gördüm, böylece söz verdiğiniz cömert bağışı toplayabilirler. Bu sayede biz geldiğimizde bağışınız hazır olur ve sizi zorladığımız için değil, cömertliğinizden dolayı verdiğiniz görülür.

6 Diyeceğim şu ki, az* eken az biçer, çok* eken çok biçer.+ 7 Gönülsüzce ya da zorlamayla değil, herkes yüreğinde kararlaştırdığı gibi versin,+ çünkü Tanrı sevinçle vereni sever.+

8 Üstelik Tanrı ihtiyacınız olan şeylerden hiçbir zaman mahrum kalmamanızı, her iyi iş için gerekenlere fazlasıyla sahip olmanızı ister ve bunun için size bol bol lütuf gösterebilecek güçtedir.+ 9 (Tıpkı yazıldığı gibi: “Bol bol dağıtır, yoksullara verir. Doğruluğu sonsuza dek sürer.”+ 10 Ekene tohumu, yiyene ekmeği bol bol sağlayan Tanrı, sizlere de ekeceğiniz tohumu bol bol verecek ve doğruluğunuzun sonucunda alacağınız ürünün bereketli olmasını sağlayacak.) 11 Her yönden cömert olmanız için size her zenginlik veriliyor ve pek çok kişi bizim aracılığımızla kendilerine ulaşan bağışınız nedeniyle Tanrı’ya şükredecek. 12 Yerine getirdiğiniz bu hizmetin amacı sadece kutsal kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak değil,+ aynı zamanda pek çok kişinin Tanrı’ya şükretmesini sağlamaktır. 13 Yaptığınız bu yardım çalışması* sizin hakkınızda çok şey anlatıyor ve bu sayede Tanrı yüceltilecek. Çünkü Mesih’le ilgili duyurduğunuz iyi habere uygun yaşıyorsunuz ve hem onlara hem de diğer herkese cömertçe bağışta bulunuyorsunuz.+ 14 Kardeşler Tanrı’nın eşsiz lütufkârlığını yansıttığınız için size büyük bir sevgi duyacaklar ve sizin için dua edecekler.

15 Sözlerle anlatılamaz armağanı için Tanrı’ya şükürler olsun.

10 Sizin karşınızdayken zayıf,+ sizden uzaktayken cesur görülen+ ben Pavlus, Mesih’in yumuşak başlılığı ve makullüğüyle+ sizden rica ediyorum. 2 Yalvarırım, oraya geldiğimde cesur olduğumu göstermek zorunda kalmayayım ve insan düşünüşünü rehber aldığımızı sananlar için sert önlemler almam gerekmesin. 3 Biz diğer insanlar gibi yaşıyorsak da, savaşımızı insan düşünüşüne göre sürdürmüyoruz. 4 İnsanların silahlarıyla değil,+ Tanrı sayesinde kaleleri yıkacak kadar güçlü olan silahlarla savaşıyoruz.+ 5 Tanrı bilgisinin karşısına dikilen her engeli ve her mantığı yıkıyoruz,+ her düşünceyi yenip Mesih’e boyun eğdiriyoruz. 6 Ve her itaatsizliği cezalandırmaya hazırız,+ sadece sizin tam olarak itaat etmenizi bekliyoruz.

7 Siz dış görünüşe bakarak yargılıyorsunuz. Eğer biri Mesih’e ait olduğundan eminse, şu gerçeği bir daha düşünsün: O nasıl Mesih’e aitse, biz de öyleyiz. 8 Efendimiz size karşı yıkıcı değil yapıcı olmamız için bize yetki verdi,+ bu yetki hakkında biraz fazla övünsem bile utanmam. 9 Mektuplarımla sizi korkutmaya çalışıyormuş izlenimi uyandırmak istemiyorum. 10 Bazıları hakkımda şöyle diyor: “Yazdığı mektuplar güçlü ve etkili olsa da kendisi etkisiz biri, konuşmalarını da dinlemeye değmez.” 11 Böyle düşünen biri bilsin ki, mektuplarımızda ne yazıyorsak yanınıza geldiğimizde de öyle davranacağız.+ 12 Kendi kendini övenlerle kendimizi aynı kefeye koymak ya da onlara denk olduğumuzu düşünmek ne haddimize!+ Onlar kendilerini kendi koydukları standarda göre değerlendiriyorlar ve bu şekilde anlayıştan yoksun olduklarını gösteriyorlar.+

13 Ama biz, bize verilen görevin ötesinde bir şeyle övünmeyeceğiz. Yalnızca Tanrı’nın bizim için belirlediği sınırların, size kadar uzanan faaliyet sahamızın içinde yaptıklarımızla övüneceğiz.+ 14 Mesih hakkındaki iyi haberi size ilk biz duyurduk. Gerçekten de size ulaştığımızda bize tayin edilen sahanın dışına çıkmış olmadık.+ 15 Kendi sahamızın dışında, başka birinin emeğiyle övünmüyoruz. Sizin imanınız güçlendikçe, kendi sahamız içinde yaptığımız işin de büyümesini ümit ediyoruz. O zaman daha da çok şey yapabileceğiz 16 ve iyi haberi sizden daha uzaktaki memleketlere de duyuracağız. Böylece, başkalarının kendi sahalarında yaptıklarıyla övünmeyeceğiz. 17 “Fakat övünen Yehova’yla* övünsün.”+ 18 Kendi kendini öven değil,+ Yehova’nın övdüğü kişi O’nun onayına sahiptir.+

11 Söyleyeceklerim size biraz akılsızca gelebilir, ama dilerim bana katlanırsınız. Aslında zaten katlanıyorsunuz! 2 Tanrı’nın yaptığı gibi sizinle yakından ilgileniyorum,* çünkü sizi evleneceğiniz kişiyle, Mesih’le ben nişanladım ve sizi ona tertemiz bir genç kız olarak sunmak istiyorum.+ 3 Fakat yılan Havva’yı nasıl kurnazlığıyla aldattıysa,+ sizin de düşünce tarzınız bir şekilde bozulur ve Mesih’e borçlu olduğunuz içtenlik ve temizlikten uzaklaşırsınız diye korkuyorum.+ 4 Çünkü biri gelip size bizim duyurduğumuzdan farklı bir İsa duyurduğunda ya da aldığınız ruhtan farklı bir gücün etkisi altına girdiğinizde veya kabul ettiğinizden farklı bir iyi haber duyduğunuzda,+ bunlara hoşgörüyle katlanıyorsunuz. 5 Sizin o üstün elçilerinizden aşağı kalır bir yanım olduğunu sanmıyorum.+ 6 Konuşma yönünden pek yetenekli olmasam da,+ bilgi açısından gayet yeterli durumdayım. Bunu size her yönden ve her konuda gösterdik.

7 Tanrı’nın iyi haberini size seve seve ve karşılıksız olarak duyurdum, siz yükselin diye kendimi alçalttım. Peki bunu yapmakla günah mı işledim?+ 8 Sizlere hizmet edebilmek için diğer cemaatlerden maddi yardım alarak onları adeta soydum.+ 9 Yanınızdayken ihtiyaç içinde olduğumda bile hiçbirinize yük olmadım, Makedonya’dan gelen kardeşler ihtiyaçlarımı fazlasıyla karşıladılar.+ Evet, size hiçbir şekilde yük olmamaya özen gösterdim ve bunu yapmaya devam edeceğim.+ 10 Mesih’in takipçisi olduğum sürece, Ahaya topraklarında bununla hep övüneceğim.+ 11 Neden sizden hiçbir şey almıyorum? Sizi sevmediğim için mi? Sizi sevdiğimi Tanrı biliyor.

12 Bazıları bizimle eşit görülmek istiyor ve yaptıklarıyla* övünüyorlar. Onlara fırsat vermemek için şimdiye kadar yaptığımı yapmaya devam edeceğim.+ 13 Bu tür adamlar sahte elçiler ve düzenbaz işçilerdir, kendilerini Mesih’in elçileri gibi gösterirler.+ 14 Bunun şaşılacak bir tarafı yok, çünkü Şeytan da kendini ışık meleği gibi gösterir.+ 15 Dolayısıyla onun hizmetkârları da kendilerini doğruluğa hizmet ediyormuş gibi gösterirse bu şaşırtıcı değildir. Ancak onların sonu, yaptıkları işlere göre olacak.+

16 Yine söylüyorum, hiç kimse akılsız olduğumu düşünmesin. Ama öyle düşünseniz bile bana katlanın ki ben de onlar gibi biraz övüneyim. 17 Şimdi Efendimizi örnek alarak konuşmuyorum, kendine güvenen ve övünen akılsız biri gibi konuşuyorum. 18 Madem birçokları bu dünyaya özgü şeylerle övünüyor, ben de övüneceğim. 19 Sizler o kadar akıllısınız ki akılsızlara memnuniyetle katlanıyorsunuz. 20 Aslında sizi köle edenlere, sömürenlere, elinizdekilere el koyanlara, size üstünlük taslayanlara ve yüzünüze tokat atanlara katlanıyorsunuz.

21 Bunu söylemek bizim için utanç verici, ama yine de söylüyorum çünkü bizi zayıf görenler olabilir.

Eğer bazıları övünmekten çekinmiyorsa, akılsız biri gibi görünsem bile, ben de çekinmem. 22 Onlar İbrani mi? Ben de.+ İsrailli mi? Ben de. İbrahim soyundan mı geliyorlar? Ben de.+ 23 Onlar Mesih’in hizmetkârları mı? Aklını kaçırmış biri gibi cevap vereyim, ben daha çok hizmet ettim: Onlardan daha çok emek verdim,+ daha çok hapse girdim,+ sayılamayacak kadar çok dayak yedim ve defalarca ölümle burun buruna geldim.+ 24 Beş kez Yahudilerden 40’tan bir eksik değnek* yedim,+ 25 üç kez sopayla dövüldüm,+ bir kez taşlandım,+ üç kez deniz kazası geçirdim,+ bir geceyi ve bir gündüzü açık denizde geçirdim. 26 Sık sık çıktığım yolculuklarda tehlikeler yaşadım. Irmaklarda, soyguncular karşısında, kendi milletimden insanlar yüzünden,+ diğer milletlerden insanlar yüzünden,+ şehirde,+ çölde, denizde, sahte kardeşler arasında birçok kez tehlikeler atlattım. 27 Emek verip alın teri döktüm, çok kez uykusuz geceler geçirdim,+ açlık ve susuzluk çektim,+ yiyecek bulamadığım zamanlar çok oldu,+ soğukta giysisiz kaldım.

28 Tüm bu zorlukların yanı sıra her gün üzerime çöken ağır bir yük var: Bütün cemaatler için çektiğim kaygı.+ 29 Biri zayıf düşerse ben de kendimi zayıf hissetmez miyim? Biri başkasının imanına zarar verirse öfkelenmez miyim?

30 Övünmem gerekiyorsa zayıf olduğumu gösteren şeylerle övünürüm. 31 Efendimiz İsa’nın sonsuza dek övülecek olan Tanrısı ve Babası yalan söylemediğimi biliyor. 32 Şam’da, Kral Aretas’ın atadığı vali beni yakalamak için şehrin kapılarına muhafızlar dikmişti. 33 Fakat kardeşler şehir duvarındaki bir pencereden beni küfe içinde indirdiler,+ böylece Vali’nin elinden kurtuldum.

12 Evet, övünmem gerekiyor. Bana bir yararı yok ama şimdi Efendimizden gelen vahiylerden+ ve doğaüstü görüntülerden*+ bahsedeceğim. 2 Mesih’in takipçisi bir adam tanıyorum. 14 yıl önce üçüncü göğe götürüldü (fiziksel bedeniyle mi yoksa başka türlü mü bilmiyorum, orasını Tanrı bilir). 3 Evet, böyle bir adam tanıyorum. O cennete götürüldü (fiziksel bedeniyle mi yoksa başka türlü mü bilmiyorum, orasını Tanrı bilir). 4 Cennetteyken, hiçbir insanın söylemesine izin verilmeyen, evet dile getirilmemesi gereken sözler duydu. 5 Böyle bir adamla övüneceğim, ancak zayıf olduğumu gösteren şeyler dışında kendimle övünmeyeceğim. 6 Övünmek istesem bile akılsızlık etmeyeceğim ve hakikati söyleyeceğim. Ama övünmekten çekiniyorum, çünkü kimsenin benden duyduğundan ya da bende gördüğünden fazlasını bana mal etmesini istemiyorum. 7 Evet, bu tür sıra dışı vahiyler aldığım için kimse hakkımda böyle düşünmesin.

Kibirlenmeyeyim ve kendimi büyük görmeyeyim diye bana bir dert verildi. Bu dert bedenimde bir diken,+ beni sürekli tokatlayan* bir Şeytan meleği gibi. 8 Bundan kurtulmak için Rabbe üç kez yalvardım. 9 Ancak bana şöyle dedi: “Lütfum sana yeter, çünkü gücüm zayıflıkta tam olur.”+ Dolayısıyla, zayıflıklarım konusunda mutlulukla övüneceğim ki Mesih’in gücü bana hep korunak olsun. 10 Bu yüzden zayıflıklarımı, hakaretleri, yoklukları, zulümleri ve zorlukları Mesih uğruna sevinçle karşılıyorum. Çünkü ne zaman zayıfsam, o zaman güçlüyüm.+

11 Sizin yüzünüzden akılsız biri gibi konuşuyorum. Aslında beni sizin savunmanız gerekirdi. Çünkü bir hiç olsam da sizin o üstün elçilerinizden aşağı kalır yanım yok.+ 12 Elçiliğimin kanıtlarını bizzat gördünüz. Size bunları büyük bir tahammülle,+ mucizelerle, şaşılacak* şeylerle ve etkileyici işlerle gösterdim.+ 13 Diğer cemaatlerden tek bir eksiğiniz var, o da size yük olmamam.+ Bu hatamı da lütfen affedin.

14 İşte, üçüncü keredir yanınıza gelmeye hazırım diyorum ve size yük olmayacağım. Sizden bir şey almak değil,+ sizi görmek istiyorum. Çünkü çocuklar+ anne babaları için değil, anne babalar çocukları için birikim yapmalıdır. 15 Ben varımı yoğumu, kendimi de sizler için seve seve feda ederim.+ Sizi bu kadar çok seviyorum diye sevginizi daha mı az hak ediyorum? 16 Öyle de olsa size yük olmadım.+ Buna rağmen benim kurnaz olduğumu, sizi hileyle tuzağa düşürdüğümü söylüyorsunuz. 17 Size gönderdiğim kişilerden herhangi biri aracılığıyla sizden çıkar sağladım mı? 18 Titus’u yanınıza gelmeye teşvik ettim ve diğer kardeşi onunla birlikte yolladım. Titus sizden bir çıkar mı sağladı?+ Biz aynı tutumu sergilemedik mi? Aynı şekilde davranmadık mı?

19 Belki buraya kadar yazdıklarımızla kendimizi savunduğumuzu düşünüyorsunuz. Ama biz Mesih’in takipçileri olarak Tanrı’nın önünde gerçeği söylüyoruz. Sevgili kardeşler, yaptığımız her şey sizi güçlendirmek içindir. 20 Yine de, geldiğim zaman sizi istediğim durumda bulamam ve size istediğiniz gibi davranamam diye korkuyorum. Aranızda çekişmeler, kıskançlıklar, öfke patlamaları, ağız kavgaları, arkadan konuşmalar, dedikodular, böbürlenmeler ve karışıklıklar olduğunu görmekten korkuyorum. 21 Belki de yanınıza tekrar geldiğimde, daha önce günah işlemiş birçokları için yas tutacağım. Çünkü onların kirli* davranışlarından, cinsel ahlaksızlıklarından* ve utanmazca davranışlarından* tövbe etmediklerini göreceğim. Tanrım belki de ben yanınızdayken bu utancı yaşamama izin verecek.

13 Bu üçüncü keredir yanınıza gelmeye hazır olduğumu söylüyorum. “Her iddianın doğruluğu iki ya da üç şahidin tanıklığıyla* kesinleşmeli.”+ 2 Şimdi sizden uzakta olsam da sanki ikinci kez yanınıza gelmişim gibi düşünün. Daha önce günah işlemiş olanları ve diğer herkesi önceden uyarıyorum: Tekrar gelirsem hiçbirine göz yummayacağım. 3 Bu şekilde, Mesih’in benim aracılığımla konuştuğunu size kanıtlayacağım. Mesih size karşı hiçbir zaman zayıf olmadı, aksine büyük gücünü gösterdi. 4 Gerçekten de o zayıfken direğe* gerildi, fakat şimdi Tanrı’nın gücü sayesinde yaşıyor.+ Evet, biz de onun zayıflığını paylaşıyoruz, fakat Tanrı’nın gücü sayesinde onunla birlikte yaşayacağız;+ ve bu güç sizin üzerinizde etkisini gösteriyor.+

5 İmanınıza uygun yaşıyor musunuz diye kendinizi sürekli sınayın, gerçekte ne durumda olduğunuzu görün.+ Yoksa İsa Mesih’in sizinle olduğunun farkında değil misiniz? Tabii eğer reddedilmemişseniz. 6 Umarım bizim reddedilmediğimizin farkındasınızdır.

7 Yanlış bir şey yapmayın diye Tanrı’ya dua ediyoruz. Bunu, Tanrı’nın bizi onayladığını başkaları görsün diye yapmıyoruz. Bizim reddedildiğimizi düşünseler bile, siz iyi olanı yapın diye dua ediyoruz. 8 Çünkü biz hakikate karşı hiçbir şey yapamayız, yalnızca hakikat için bir şey yapabiliriz. 9 Siz ne zaman güçlüyseniz, biz zayıf bile olsak bundan sevinç duyarız. Zaten bunun için, yolunuzu düzeltmeniz için dua ediyoruz. 10 Sizden uzaktayken bunları yazıyorum ki, yanınıza geldiğimde Efendimizin verdiği yetkiyle size sert davranmak zorunda kalmayayım.+ O bana bu yetkiyi yıkıcı değil yapıcı olmam için verdi.

11 Son olarak kardeşler, hep sevinçli olun, yolunuzu düzeltmeye, başkalarından güç almaya devam edin,+ aranızda düşünce birliğini koruyun+ ve barış içinde yaşayın.+ Sevgi ve barış Tanrısı+ sizinle olacaktır. 12 Birbirinizi kardeş sevgisiyle öperek selamlayın. 13 Tüm kutsal kişiler size selamlarını gönderiyor.

14 Efendimiz İsa Mesih’in lütfu, Tanrımızın sevgisi ve hepinizin yararlandığı kutsal ruh üzerinizden eksik olmasın.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmındaki “kutsal kişiler” maddesine bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “bize güç verir.”

Sözlük kısmına bakın.

Anadolu’nun batı kısmında yer alan o zamanki Roma eyaleti kastediliyor.

Alternatif çeviri: “iyi bildiğinizin dışında.”

Orijinal dilde: “sonuna kadar.”

Alternatif çeviri: “iki kez yarar görmeniz için.”

Silas.

Sözlük kısmındaki “Tanrı’nın Oğlu” maddesine bakın.

Ya da “gerçekleşti.”

Sözlük kısmındaki “meshetmek” maddesine bakın.

Sözlük kısmındaki “kutsal ruh” maddesine bakın.

Ya da “Şeytan’ın oyununa gelmeyelim.”

Ya da “niyetlerinden; planlarından.”

Ya da “Tanrı’nın sözünden çıkar elde etmiyoruz.”

Orijinal dilde: “Mesih’le birlikte.”

Sözlük kısmındaki “ahit” maddesine bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “ruhun hizmeti daha ihtişamlı olmaz mı?”

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “ümide.”

Ya da “cesaretle.”

Ya da “sonucunu; amacını.”

Ek A5’e bakın.

Ya da “yüceliğini.”

Ya da “sözünü bozmuyoruz; sözünü değiştirmiyoruz.”

Sözlük kısmına bakın.

Orijinal dilde: “İsa’nın yaşamı bedenimizde görülsün.”

Orijinal dilde: “İsa’nın yaşamı ölümlü bedenimizde görülsün.”

Sözlük kısmındaki “Tanrı’nın Krallığı” maddesine bakın.

Sözlük kısmındaki “günah sunusu” maddesine bakın.

Ya da “Onayını kazanma vaktinde.”

Saldırı için olabilir.

Savunma için olabilir.

Ya da “aynı bağın içine.” Sözlük kısmındaki “boyunduruk” maddesine bakın.

Bu ifade genellikle Tanrı’nın kanunlarının hiçe sayılması anlamına gelir.

Orijinal dilde: “Belial.” “İşe yaramaz” anlamında İbranice bir sözcükten gelir.

Ek A5’e bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “temiz.”

Alternatif çeviri: “Sizin sayenizde her bakımdan cesaret bulduğum.”

Ya da “hizmetine.”

Ya da “Rabbi.” Sözlük kısmındaki “Rab” maddesine bakın.

Ek A5’e bakın.

Ya da “cimrice.”

Ya da “cömertçe.”

Ya da “hizmeti.”

Ek A5’e bakın.

Ya da “Size karşı Tanrı’nın duyduğu türden bir kıskançlık duyuyorum.”

Ya da “konumlarıyla.”

Ya da “kırbaç.”

Sözlük kısmına bakın.

Ya da “yumruklayan.”

Ya da “geleceğe işaret eden.”

Sözlük kısmına bakın.

Sözlük kısmındaki “cinsel ahlaksızlık” maddesine bakın.

Sözlük kısmındaki “utanmazca davranışlar” maddesine bakın.

Ya da “ağzından çıkan sözle.”

Sözlük kısmına bakın.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş