Cemaatte Tanrı’nın Kanununu Uygulamak (Kısım 1)

¹ Tanrı’nın kanununun cemaatte bugünkü uygulama şekli, Milâttan Sonra birinci yüzyıldaki ilk Hıristiyanlar arasında varolan tanzime benzemektedir. “Sadık ve basiretli köle” ile birlikte çalışan ve Yehova’nın Hıristiyan Şahitleri arasında Mukaddes Kitap kanunlarını uygulamağı yönetmekten özellikle sorumlu olan ihtiyarlardan teşekkül eden bir merkezî kurul veya yönetim kurulu vardır. Cemaat uğruna hâkimler olarak hareket etmek için cemaat ihtiyarları ve seyahat eden nazırlar yetkilendirilmiş bulunuyorlar. İdare işlerinde bulunan bu kişiler, Yehova’nın sevgi dolu bir tedariği olarak takdir ediliyor ve işleri yüzünden onlara saygı gösteriliyor. (I. Sel. 5:12, 13; I. Tim. 5:17) Bu erkekler başkalarını eğitmek ve Tanrı’nın taleplerini tutmak için Mukaddes Kitap kanunlarını iyi bilmelidirler. Hükmetmenin sadece bir davayı dinlemekten ibaret olmadığının farkındadırlar. Bu, onların hem Tanrı’nın kanununu uygulamaları, öğretmeleri, tutmaları ve ona itaate teşvik etmeleri hem de adlî bir mevkide bulunurken hüküm için bir temel olarak onu kullanmaları demektir.

² Günümüzde yetenekli öğütçülere olduğu kadar hâkimlere de ihtiyaç duyulmaktadır. (İş. 1:26) Hayatta herhangi bir zamanda problemler baş göserdiğinde, bu meseleleri veya problemleri halletmeğe yardımcı olan öğütçüler gerçekten takdir ediliyorlar. Dolayısıyle eğer birisi “farkında olmadan” bir suç işlerse, genellikle ona iki veya daha fazla ihtiyar sevgi dolu bir şekilde yardım edebilirler. Onlar suç işleyene nasihat edip yolunu doğrultmasına yardım ederken bunu “hilim ruhu” ile yapıyorlar. (Gal. 6:1, 2, YD) İhtiyarlar bir ferdin tanrısal kanunla doğrudan doğruya çelişen bir hareket tarzını takip etmeğe başladığını gördükleri zaman, gerektiğinde tekrar ve tekrar uyarılar vererek, yolunu düzeltmesine yardım etmek için canla başla çaba göstermelidirler. (Tit. 3:10, 11) Onlar merhamet göstererek böyle kişileri “ateşten çekerek” daha ağır bir hükümden kurtarmağı başarabilirler. (Yah. 23) Ağır suçlar işleyenlerin sağlam bir imana dönmelerini sağlamak için, bu kişilerin ihtiyarlar tarafından şiddetle tedip etmeleri’ gereklidir. Cemaatin çobanlarından uygun şekilde yararlanmak için bütün ciddî meseleler onların önüne getirilmelidir. Böylece onlar Tanrı’nın kanununu gerektiği gibi uygulayabilirler.

³ Şimdiye kadar riyaset eden nazır, tarla hizmeti nazırı ve ev Mukaddes Kitap tetkiki nazırı adlî heyet olarak hizmet etmiştir. Fakat bu biraderlerin zaten birçok sorumlulukları vardır. Ayrıca adlî meseleleri ele almak ve işlenen ciddî suçlarla ilgilenmek için tecrübe ve vakit gereklidir. Bu meseleler sık sık karmaşık oluyor ve dikkatle düşünmeği, müzakereler yapmağı ve Mukaddes Kitaba dayanan nasihatler ve tedipler vermeği veya tövbe gösterilmediği takdirde müşareketten kesmeği gerektirir. Bazen birden fazla dava mevcuttur ve acilen halledilmeleri gerekir. Eğer belirli davalar sonraya bırakılırsa veya ele alınma zamanı gereksizce uzatılırsa, bazı kişiler tedirgin olup hiç bir şeyin yapılmadığını veya cemaatin korunmasının ihmal edildiğini düşünebilirler. Her ne kadar cemaatte hizmet eden bütün ihtiyarların bir sorumluluk duygusu varsa da, gerçekler, adlî heyeti otomatik olarak teşekkül ettirenlerin her zaman Tanrı’nın kanununu cemaat içinde uygulamanın gerektirdiği derecede hazırlıklı veya tecrübeli olmadıklarını gösteriyor.

⁴ Öyleyse meseleler, bir adlî heyetin ele almasını gerektirecek kadar ciddî iseler, şimdiden bu seçme işine nasıl başlanabilir? Bazı durumlarda ciddî suçlar işleyenler veya böyle suçların işlendiğinden haberi olanlar rahatça konuşabilecekleri herhangi bir ihtiyara yaklaşabilirler. Bu durumda o ihtiyar, riyaset edenin, ihtiyarlar kurulunu toplamasını rica edebilir. Riyaset edenin bulunmaması halinde onun tarafından geçici olarak hizmet etmek için tayin edilen kimse haberdar edilecek ve o, böyle bir toplantıda başkanlık edecektir. Problemi ilk duyan ihtiyar, ihtiyarlar kuruluna davanın mahiyetini kısaca anlatacaktır. Bu, gereksiz ayrıntılara dalmak demek değildir. Sadece söz konusu kişinin veya kişilerin isimlerini vermek ve işlenen suça, ister ahlâksızlık, dolandırıcılık, sarhoşluk, uyuşturucu maddenin kullanılması, isterse de başka ciddî bir suç olsun, suçun ne olduğu tam olarak anlatmalıdır. İhtiyarlar kurulu, problemde söz konusu kişinin bekâr veya evli olduğu, yaşlı veya genç olduğu veya uygun şekilde hâkimler seçmelerini mümkün kılacak bir başka özellik üzerinde düşüneceklerdir. Meselâ, dolandırıcılık suçlamasını ihtiva eden bir ihtilâf söz konusu ise, onlar yetişme tarzı yönünden bu konuda hizmet etmeğe daha elverişli olan tecrübeli bir ihtiyarı seçeceklerdir.

⁵ Bu ilk toplantıda müzakere konusu edilen noktalar, bilmeğe hakları olmayanlarla müzakere edilmeyecektir. İhtiyarlar, meseleleri mahrem tutma sorumluluğu altındadır. İhtiyarlardan veya adlî heyet üyelerinden herhangi birisinin düşüncesizce konuşması veya güveni kötüye kullanması problemlere yol açabilir. Süleymanın Meselleri şöyle diyor: “Davanı doğrudan komşunla gör, ve başkasının sırrını açma.” Bu sözlerin hikmetine yakından uyulmalıdır. Güven kötüye kullanılıyorsa, ihtiyarlar bunun, hükümlerinin sağlamlığı ve davada söz konusu olan başkalarına karşı sevgilerinin derinliği hususlarında şüpheler doğurabileceğini anlamalıdırlar.—Sül. Mes. 10:19; 11:13.

⁶ Birden fazla ciddî problemlerin baş gösterebileceği zamanlar da olabilir. Yeterli sayıda yetenekli ihtiyar varsa, çeşitli poblemlere bakmak için ayrı adlî heyetler seçmeğe gerek olabilir. Yeterli sayıda yetenekli ihtiyarlar yoksa, onlar ihtiyacı karşılamak üzere en elverişli olan şey ne ise onu yapacaklardır. Cemaatte üçten az ihtiyar varsa, mümkünse yakın olan başka bir cemaatten yetenekli ihtiyarlar davet edilebilir. Eğer cemaat tenha bir bölgede bulunuyor ve mahallî adlî heyet üyelerine katılmak için uzak bir yerden ihtiyarlar sağlamak müsait değilse, adlî heyeti tamamlamak için yetenekli bir hizmet-yardımcısı seçilebilir. Veya seyahat eden nazır cemaati bir veya iki hafta sonra ziyaret edecekse, ihtiyarlar onun ziyaretine kadar beklemeğe karar verebilirler ve onu birlikte hizmet etmeğe davet edebilirler. Eğer ikiden fazla ihtiyarın meseleyi ele alması mümkün değilse, sadece ikisi bunu yapabilirler. (Mat. 18:19) Eğer onlar meselede nasıl hareket edilmesi gerektiği hususunda hemfikir değillerse, her biri kendi düşüncesini Mukaddes Kitap açısından bilgi almak amacıyle Derneğe yazabilir. Tenha bölgelerde bu seçeneklerin hiç biri uygulanmazsa, mahallî ihtiyarlar veya bir nazır yerine sorumluluk taşıyan kişi, aynı amaçla Derneğe bir mektup yazabilir. (Devamı var)