Mektup
Sevgili Kardeşler,
Bütün kardeşler, halen eylül ayında yapılan “Muzaffer İman” kongresi hakkında sevinçle konuşuyorlar. Gerçekten bu kongre Yehova’nın Türkiye’deki Şahitlerinin tarihinde büyük bir olay oldu ve Yehova Tanrı’nın kavmini mübareklediğine dair büyük bir delil teşkil etti. Eğer böyle bir toplantı, Yehova’nın iradesi olmasaydı başarılamazdı. Böylece bir “faaliyet kapısı” açtığı için Yehova’ya teşekkür etmeli ve bu teşekkürümüzü canla başla çalışmakla ispat etmeliyiz.—I. Kor. 16:9.
Fakat bu günlerde gene önemli bir olay oldu: 22 Ekim 1978 Pazar günü yapılan Mukaddes Kitap Kursları Derneğinin III. Olağan Genel Kurul Toplantısı. Her ne kadar bu genel kurul toplantısının yapıldığı salon küçük olduğundan üyelerin haricinde 300 kadar kişi hazır bulunabildiyse de, bu toplantı Yehova’nın tüm Şahitleri için önemli ve sevinç veren bir olay oldu. Evet, bu derneğin kurulması ve faaliyeti bir iman izharı idi. Eğer Yehova’nın Şahitleri derneğinin kurulduğu 10 Temmuz 1974’de Armagedon’un 1975’te geleceğini düşünselerdi, belki bir yıl belki de daha az bir zaman faaliyet gösterilebilecek bir derneği kurmazlardı. Fakat onlar çoğumuzun düşündüğü ve inandığı gibi, Yehova’ya hizmet etmenin bir tarihe bağlı olmadığını, ebediyet göz önüne alınarak hizmet edilmesi gerektiğini düşündüler ve inandılar. Bu sebepten O’nun ruhunun rehberliği altında yapılacak işe bu düşünce ve inançla başladılar ve bugün bu işin Yehova’nın iradesi olduğu belli oldu. Bunu görmek ne büyük imtiyaz ve sevinçtir!
Bu toplantıda okunan faaliyet raporu, iki yıl boyunca derneğin neler yaptığını görmek bakımından ilginçti. Derneğin İstanbul’da halen üç toplantı salonu bulunuyor ve bu üç toplantı salonunda altı cemaat haftalık mutat toplantılarını yapıyorlar bu salonlarda iki yıl boyunca takriben 1152 toplantı tertiplenmiş oluyor. Verilen eğitim gerçekten çok büyüktür. Aynı devrede birisi küçük kitap niteliğinde üç yeni kitap ve 24 adet inceleme serisi yayımlandı. “Tanrı Neden Kötülüğe Müsaade Ediyor” küçük kitabının da her biri onar binden olmak üzere iki kere, dördüncü ve beşinci baskıları yapıldı. Bütün bu yayınların yapılan eğitim işine büyük bir katkısı olduğu şüphesizdir. Bütün bunlara iki yıl boyunca her cemaatte verilen umumî konuşmaları da eklersek gerçekten çok büyük bir işin başarıldığını fark edebiliriz.
Derneğin yayınlarının dağıtımıyle ilgili yeni yöntemin de Tanrı tarafından bereketlendiğini söyleyebiliriz. Bu faaliyetin son sekiz aylık bilançosu şöyle: Büyük kitap 3,389, küçük kitap 10, 905 ve İnceleme Serisi 4,703.
O toplantıda üzerinde durulan başka bir husus da Yehova’nın Şahitlerinin arasındaki fikir ve inanç birliği idi. (Efes. 4:3-6, 13; Yuh. 17:20, 21) Yehova’nın kavmi, ilk yüzyılda olduğu gibi, günlerimizde de bir fikirde, bir reyde birleşmiş bir durumdadır. (Fil. 2:2) O genel kurul toplantısında bu bir kere daha görüldü. Bu birlik aramızdaki sevgiden kaynaklanıyor. (Yuh. 13:35) Aynı sevgi hepimiz derneğin masraflarını karşılamak üzere teberruda bulunmağa sevk etti ve derneğin masrafları karşılanabildi.
Orada Yehova’nın Şahitlerinin hukukî durumu da kısaca müzakere edildi. Hepimizin bildiği bir gerçek bir kere daha açıkça vurgulandı: Dernek, Yehova’nın Şahitlerini idare etmez. Yehova’nın Şahitliği Türkiye’de resmen tanınmış bir dindir ve aslolan da bu dindir. Dernek tüzüğünde belirtilen amaca hizmet etmek üzere Yehova’nın Şahitleri tarafından kurulmuştur. Dinsel teşkilâtlanma derneğe bağlı değildir ve dinsel faaliyetin nasıl yapılacağına veya yapılıp yapılmayacağına dernek karar veremez.
Bu meyanda derneğin faaliyetinin kanun önündeki durumuna da değinildi. Son zamanlarda çok seyrek duyuluyorsa da, bazılarının yayın dağıtma faaliyeti sırasında karakola şikâyet edildiği, hatta bu yüzden ifade verdikleri duyuluyor. Acaba bu faaliyette suç unsuru var mı? Bunun olmadığı defalarca ispat edilmiştir. Mahkeme kararları, “Tatbikatımızda Yehova’nın Şahitliği Dini ve Türk Ceza Kanununun 163. Maddesi” adlı kitapta yayımlanmıştır bile. . . Fakat son bir olay bu faaliyetin açıkça suç teşkil etmediğini göstermek bakımından güzel bir örnek teşkil ediyor. İzmir’de iki hemşire kitap satmak ve bu yolla propaganda yapmak suçuyla savcılığa şikâyet ediliyor ve bu iki hemşire savcılıkta verdikleri ifadede, Mukaddes Kitap Kursları Derneğinin yayınlarını sattıklarını ve bu yolla propaganda yaptıklarını açıkça bildiriyorlar. Sonuç ne oluyor? İzmir C. Savcılığının HZ. 978/8853 numaralı 9.8.1978 tarihli takipsizlik kararı son paragrafında sonucu şöyle bildiriyor: “Sanıkların eylemi suç teşkil etmediğinden haklarında takibat yapılmasına mahal olmadığına, emanetin 978/499 numarasında kayıtlı kitapların sanıklara iadesine, kararın bir örneğinin sanıklara tebliğine . . . karar verildi.”
Evet, sevgili kardeşler, bütün bu gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayan Yehova’ya müteşekkiriz ve ona şimdi daha hızla hizmet etmeğe kararlıyız. Aynı işte çalışan kardeşlerinizden içten sevgi ve selâmlar.
Biraderleriniz
MUKADDES KİTAP KURSLARI DERNEĞİ