Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 2/79 s. 6-8
  • Hazinen Nerededir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hazinen Nerededir?
  • Krallık Hizmetimiz—1979
Krallık Hizmetimiz—1979
km 2/79 s. 6-8

Hazinen Nerededir?

1 İnsan tarihi boyunca birçok insan hayatında en başta mal mülk veya başka maddî şeyler elde etmek üzere çaba sarf etmişti—örneğin altın, gümüş, değerli taşlar, büyük ve küçük hayvan sürüleri ve benzeri şeyleri elde etmeğe çalışmışlardı. İnsanlar mal mülklerini artırmak üzere mücadele edip bu gayretlerinin çocuklarına, torunlarına ve hatta daha sonraki nesillere dahi yarar sağlayacağını ümit etmişlerdi. Oysa Tanrı’nın hizmetçileri hazineleri olarak başta maddi şeylere mi dikkatlerini vermelidirler?

2 En başta maddi şeyler elde etmenin peşine düşen bir Hıristiyan aslında Tanrı’ya hizmet edenlerden farklı olduğunu göstermiş olmaz mı? Kendisi bu takdirde, Davud’un dediği gibi “dünya (veya YD’e göre bu şeyler sisteminin) adamları”na benzerdi. (Mezm. 17:13) Bu tür insanlar kişisel arzularını doyurmaktan daha üstün bir şey bilmezler. Hayat onlar için rahat bir yaşayış sürmek, çocuk yapıp onları yetiştirmek ve bir miras bırakmatır. Onlar Yehova Tanrı’ya karşı yükümlülüklerini düşünmezler. Fakat Davud’un hayata dair görüşü ne kadar değişikti. Mezmur 17:15’te şöyle dedi: “Ben ise, adaletle (YD) senin yüzünü göreceğim; uyandığım zaman didarına doyacağım.” Kendisi bunu harfi anlamda söylemedi; zira Davud, Yehova Tanrı’nın Musa’ya: “Yüzümü göremezsin; çünkü insan beni görüp de yaşayamaz” dediğini gayet iyi biliyordu. (Çık. 33:20) Acaba o bununla neyi kastetti? Davud’un başlıca gayesi, Yaratıcının önünde dururcasına O’nun lütuf ve bereketini almak anlamında yüzünü görebilmekti. Tanrı’nın verdiği bir teminata ‘uyanınca’ Yehova kendisiyle olduğundan sevinecekti. Mezmur yazarının yüreği gerçekten dayanıklı ruhi hazinelere yönelmişti.

3 Acaba biz bugün ne durumdayız? Görünebilecek tutum, söz ve davranışlarımıza göre hazinemiz nerededir? Acaba burada yeryüzünde mi, yoksa göklerde midir? Hazinemizin nerede olduğu, yüreğimizin bizi hangi yöne sevk ettiğine bağlıdır. İsa Mesih: “Çünkü hazineniz nerede ise, yüreğiniz de orada olacaktır” dedi. (Luka 12:34) Tanrı’nın Oğlunun bu sözlerinden sonra neler söylediğini okuyup üzerinde durup düşünmek ve uygulamak, yüreğimizi olması gereken yere yöneltmemize çok yardım edecektir.—Luka 12:35-48.

4 İsa’nın söylediği bu sözlerin çevresindeki ayetleri inceleyecek olursak, büyük bir kalabalığın İsa Mesih’i dinlediğini görüyoruz. Onlardan biri gelip: “Muallim, mirası benimle paylaşmasını kardeşime söyle” dedi. (Luka 12:13) Musa kanunu, ilk doğan oğlun mirastan iki pay alacağını belirttiğine göre, aslında bir dava söz konusu olmamalıydı. (Tesn. 21:17) Görüldüğü gibi bu işe karışmasını İsa’dan isteyen adam kanunen hakkı olan paydan fazlasını istedi. Bu nedenle İsa Mesih bu işe karışmayı reddetti; fakat kalabalığı başkalarının sahip olduğu şeyleri yanlış şekilde arzu etmeğe karşı şu sözlerle uyarmıştı: “İyi bakın, ve kendinizi her türlü tamakârlıktan sakının; çünkü insanın hayatı kendisinde olan şeylerin çokluğunda değildir.” (Luka 12:15) Bir kimse ne kadar zengin olursa olsun kendi kendini ebediyen yaşatamaz. Herhangi bir insan gibi o da ölür ve biriktirdiği mal mülk burada kalır. İsa bunu şu meselle belirtti: “Zengin bir adamın toprağı bol mahsul verdi; ve o, içinden: Ne yapayım? çünkü mahsulümü koyacak yerim yok, diyerek düşünüyordu. Ve: Şunu yaparım, dedi, ambarlarımı yıkarım, daha büyüklerini bina ederim; bütün zahiremi, malımı, oraya korum. Ve canıma derim: Ey can, çok yıllar için toplanmış çok malın var; rahatına bak, ye, iç, safa sür. Fakat Allah ona dedi: Ey akılsız, bu gece canın senden isteniliyor; hazırladığın şeyler kimin olacak?”—Luka 12:16-20.

5 Bu meseledeki zengin adam, zenginliğini başkalarına yardım etmek üzere nasıl kullanabileceğini hiç umursamayıp sadece kendi rahatını ve biriktirdiği zenginliklerden gelecek yıllarda nasıl yararlanacağını düşünüyordu. Ömrünün birden bire sona erebileceğini unuttu ve sonuç olarak sahip olduğu seyleri, Yehova Tanrı’nın indinde iyi olan işleri meydana getirmek için kullanmadı. Bu nedenle, ölünce Yaratıcı tarafından mükâfatlandırılabileceği, yaptığı iyi işlerden meydana gelen bir hazinesi yoktu. İsa’nın söylediği gibi: “Kendisi için hazine toplıyan ve Allahın indinde zengin olmıyan kimse böyledir.”—Luka 12:21.

6 İsa Mesih’in şakirdi olanlar, meseldeki zengin adamın zihni tutumuna düşmek tehlikesinden uzak değildirler. Şakirt Yakub da bu nedenle bu yönden uyarmıştı. (Yak. 4:13-16) Maddi şeylerle ilgili uzun vadeli hedeflerin peşine düşüp bunlarda başarılı olacağını söylemek ve bunu Tanrı’nın buna ilişkin iradesini hesaba katmaksızın yapmak cüretkârlığın ve kibrin zirvesidir. Yarınki günün ne getireceği dahi bilinemez. En iyi planlar başarısızlığa uğrayabilir veya ölüm beklenmedik şekilde aniden gelebilir. Bir kimse Tanrı’ya muhtaç olduğunu ve başarı için Tanrı’nın bereketinin şart olduğunu unutmamalı. Evet, Yakub’un belirttiği gibi kibirli şekilde övünmek kötüdür. Resul Pavlus’un da uyardığı gibi maddiyatçı planların peşine düşüp Tanrı’nın kendisiyle ilgili iradesini arka plana atan kimse kendisini ruhen çok tehlikeli bir duruma düşürür. (I. Tim. 6:9, 10) Öte yandan, eğer yürekteki doğru saikler bizi sevk ediyorsa, hayatın belirsizliğini ve Yehova Tanrı’ya mutlak surette muhtaç olduğumuzu unutmayacağız. Bu takdirde gelecek için planlar yaparken, dua ederek bunların Tanrı’nın maksadına nasıl uyduğunu düşüneceğiz. Bu, bizi kuvvetli bir iman geliştirmeğe gittikçe daha az vakit bırakan maddiyatçı gayelerin peşine düşmekten alıkoyacaktır. Bunları dua ederek düşünmemiz, bizim aynı zamanda böyle maddî imkânların sadece kişisel zevklerin tatmin edilişi için biriktirilmediğini, fakat muhtaç durumdaki insanların yararına kullanmak gerektiğini görmemize yardım edecek. Parayı böyle bencil olmayan tarzda kullanmak, bir kimsenin hakiki bir Hıristiyan oluşunun esasıdır.—Efes. 4:28; Yak. 1:27.

7 Biçok Hıristiyan, sırf kendi zevk ve yararı için zenginlik biriktirmenin akılsızlık olduğunun farkında oldukları halde, günlük hayatın kaygılarının aynı şekilde bir kimseyi Yehova Tanrı’ya hizmet etmekten kolayca alıkoyabileceğinin farkında olmayabilirler. Oysa İsa Mesih bu hususta açıkça uyarmıştı. (Luka 12:22-31) Özellikle ekonomik güçlüklerle dolu ve enflasyonun bu kadar yaygın olduğu bu zamanlarda İsa’nın bu sözlerini derin düşünmemiz iyi olur. Kaygı çekmekle durum değişmez. Fiziksel gıda ebedi hayat veremez ve Yehova Tanrı indinde bize iyi bir isim sağlayamaz. Geçim kaygısına, Tanrı’ya hizmeti ihmal edecek derecede düşen kimse aslında bu madde şeyleri kendi hayatından üstün tutar. Gereksiz kaygı, Tanrı’nın hizmetçileri için tedarikte bulunma yeteneğine imansızlıktır. Hakiki Hıristiyanlar aynı zamanda kumar, sigara, aşırı içki veya benzer şeyler için paralarını boşa harcamadıklarından aslında aynı ortamdaki dünyevilerden çok daha iyi durumdadırlar.

8 Yehova Tanrı’nın çölde İsrailliler için neler yaptığını da düşün. (Tesn. 8:2, 3) Takriben üç milyon kişi 40 yıl sağ kalamazdı. Yehova Tanrı, onların, açlıktan öleceklerini düşündükleri bir duruma gelmelerine müsaade etti. Böylece Musa ve Harun’a: “Bütün bu cemaati açlıkla öldürmek için bizi bu çöle çıkardınız” diye söylenip bağırdılar. (Çık. 16:3) Onlar alıştıkları—ekmek—olmaksızın öleceklerini zannettiler. Yehova böyle aciz duruma düşmelerine müsaade etmekle onları gerçekten alçalttı. Amacı onlara, mutat gıda kalmayınca Yehova’nın ağzından çıkan ifadelerin insanı besleyebileceğini öğretmekti. Mucizevi şekilde verilen man, böyle bir ifade idi; zira Yehova emir verince man var oldu. Yehova Tanrı, bütün bir milleti 40 yıl çölde muhafaza ettiğine göre, ağzından çıkan ifadelerin bugün bizi de yaşatabileceğine tam bir güvenimiz olmalı.

9 Yehova kavmini yaşatacağına dair hangi ifadelerde bulundu? (Mezm. 94:14; Mat. 6:31-33) Bu nedenle, gerçekten önce O’nun krallığını ve adaletini arayanlara Tanrı ihtimam gösterecek. Görünüşte ümitsiz bir duruma düşseler dahi, Yehova’nın ağzından çıkan ifadeler onları yaşatacaktır. Man, Yehova’nın ağzından çıkan görünür ve dokunulur bir ifade olup onları çölde 40 yıl yaşattığı gibi, bugün de hizmetçilerini yaşatacağı hakkındaki Yehova’nın vaadi görünür ve ve dokunulur bir şekle gelir. Örneğin, Yehova bazen iman kardeşlerini veya imanda olmayanları bile muhtaç durumdaki hizmetçilerine yardım sağlamaya sevk etti. Gereksiz kaygı ruhi görüşümüze zarar verir. Bu nedenle Yehova’nın bizim için tedarikte bulunma yeteneğine olan imanımızı kuvvetli tutalım. (İbr. 13:5, 6) Bu, gökte hazine biriktirmek meselesi hafife alınmamalı. Hayat ümidimiz ve gelecekteki tüm nimetler ona bağlıdır. (Luka 12:45-48 karşılaştır) Hepimiz kendi kendimize şunları sorup durumumuzu inceleyelim: Krallık menfaatleri gerçekten hayatımda ön planda geliyor mu? Vaktimi, enerjimi ve maddi olanaklarınımı Tanrı’nın ismine hamt getirecek ve diğer insanlara yarar sağlayacak şekilde kullanıyor muyum? Maddi şeyler hayatımın önemli şeyleri olmayıp, en büyük sevincin Yehova Tanrı’ya hizmet etmekten geldiğini görebiliyor muyum? Eğer hazinemiz gökte ise bu sorulara Evet diyebileceğiz.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş