Cesur Olun, Milenyum Yakındır
1 “Bu hidrojen bombası çağında küresel savaş ile küresel intihar arasında artık anlamlı bir fark yoktur.” Bunlar, Sovyetler Birliğiyle SALT anlaşması imzalamaktan dönerken Amerika Birleşik Devletleri başkanının söylediği sözledir. Kendisi, dünyanın aynı zamanda her an gelebilecek “bir nükleer savaş felaketi”nin karamsar bekleyişi içinde olduğunu ima etti. Fakat acaba gerçekten küresel bir intihar olacak mı? Mukaddes Kitaba göre İsa Mesih’in neler söylediğini bir inceleyelim.
2 İsa Mesih, bu kötü şeyler sisteminin sonu hakkındaki peygamberliğinde, şimdi yirminci yüzyılımızda gerçekleşen olayları önceden bildirmiştir. Önce, 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın kopmasıyla işaretlenen Milletlerin Zamanlarının sonuna dikkati çekti. Bununla beraber bunun ağrıların sadece bir başlangıcı olacağını söyledi. (Mar. 13:4-8; Luka 21:24-28) Savaşın bir sonucu olarak, yeryüzünü kıtlıklar ve salgın hastalıklar kapladı. Herhangi bir zamankinden çok, cereyan eden depremler yaklaşan sonunun bir işareti olacaktı. Hakiki Hıristiyanlara yapılan zulüm artacak ve Tanrı’nın göklerde kurulan Krallığının iyi haberi nihai son gelmeden önce bütün meskûn yerde bir şahadet olmak üzere va’zedilecekti.—Mat. 24:3-14.
3 İsa, bu genel olaylardan başka özellikle “layık olmayan yerde dikilen harap edici mekruh şey”e dikkat çekti. (Mar. 13:14) Bu harap edici mekruh şey, 1914’te göklerde kurulan Tanrı’nın Krallığına karşı tezat olarak duran bir şey olacaktı. Tanrı’nın krallığı “yüksekliği güzel” ve “güzelliğin kemali” olarak tarif edilmiştir. (Mez. 48:2; 50:2) Daima sulh ve güvenlik için tek ümit odur. (İş. 9:6, 7) Bu nedenle harap edici mekruh şey, burada yeryüzünde, Tanrı’nın krallığına ihtiyaç olmadan sulh ve güvenliği bizzat kendisinin getireceğini iddia eden bir şey olmalı. Acaba böyle bir kuruluş var mı? Elbette.
4 Milletler, Birinci Dünya Savaşı sona erince, daha sonra Birleşmiş Milletler olarak bilinen ve “Milletler Cemiyeti” diye adlandırılan milletlerarası bir teşkilat kurdular. Bu teşkilat Aralık 1918’de Amerikan Mesih Kiliselerinin Federal Meclisi tarafından “Tanrı’nın Krallığının yeryüzündeki siyasal ifadesi” olarak adlandırıldı. Papa VI. Paul, 1965’te Birleşmiş Milletleri “sulhun ve uyumun son ümidi” olarak ilan etti. Papalar ve başpiskoposlar ta 1979’a kadar Birleşmiş Milletlerin lütfunu kazanmak üzere ona kur yapmağa devam ettiler. Böylece Hıristiyan âleminin ruhanileri, dünya sulhu için Tanrı’nın krallığına değil, siyasal bir kuruluşa bakmaktadırlar. Bu, Tanrı’nın açısından mekruhtur, zira bu, Tanrı’yı, O’nun Mesihini ve krallığını reddetmek anlamına gelir.
5 Durum böyleyse, acaba ruhanilerin insan çabalarını takdis etmesi, yeryüzüne gerçekten sulh getirecek mi? Acaba Mukaddes Kitap bu hususta ne diyor? Vahiy 17. bapta bu “mekruh şey”, üzerine “Büyük Babil” diye adlandırılan dinsel bir “fahişe”nin binmiş olduğu bir “canavar” olarak tasvir edilmiştir. Bu fahişelik yapan “kadın”, milletlerin siyasal lideriyle alış verişini sürdürmektedir. Gerçekten, günümüz tarihi, dinin halen dünya siyaseti ve politikacıları üzerindeki etkisinin büyük olduğunu göstermektedir. Fakat acaba fahişenin, canavarın üzerine bu binişinin sonucu ne olacak? Siyasal sevgilileri, yani B.M. teşkilatının radikal “on boynuz”u, “fahişe”den nefret etmeğe başlayıp onu “perişan ve çıplak edecek”, tamamıyla yok edeceklerdir.—Vah. 17:16.
6 Hakiki Hıristiyanlar, “harap edici mekruh şey”in “boynuz”larıyla Hıristiyan âleminin sözde ‘kutsal yerini’ tehdit ettiğini imanlarının ayırt edici gözüyle fark edebiliyorlar. (Mar. 13:14; Mat. 24:15) Sahte dinin yok edilmesi yaklaşmaktadır!
7 Onun yok edilmesi, daha sonra, dünyanın başlangıcından beri olmamış ve bir daha olmayacak “büyük sıkıntı”nın zirveye ulaşmasına yol açacak. (Mar. 13:19, 20) Bununla beraber bu “büyük sıkıntı”, yerin veya bütün insanlığın yok edilmesi anlamına gelmez. İsa’nın söylediği gibi, Tanrı, bazı “adam”ların kurtulmaları için “seçtiği seçilmişler uğrunda o günleri kısaltmıştır.” (Mar. 13:20) Evet, Yehova, bu büyük sıkıntının zirvesinde “yeri harap edenleri” harap edecektir. (Vah. 11:18) Fakat Tanrı, kavmini, yani bu sıkıntıdan sonra başlayan 1000 yıl boyunca Mesih ile göklerde hüküm sürecek olan “seçtiği seçilmişler”i ve milenyumda yerde yaşayacakların nüvesini teşkil edecek olan “büyük kalabalık”ı kurtaracaktır.—Vah. 5:9, 10; 7:4, 9-17.
8 Tehlikeli günlere yaklaştığımıza şüphe yoktur. Gıda, yakıt ve başka maddelerin kıtlığı ve öte yandan harabiyet getirebilecek silahların stok edilmesi, “şaşkınlıkta olan milletler”ın şimdiki sıkıntısını ve korkusunu daha da artıracaktır. (Luka 21:25, 26) Bu durumda, milletlerin intihar demek olan topyekûn bir atom savaşına teşebbüs edip etmeyeceklerini, zaman gösterecek. Fakat insanlığı yok edemezler, zira Yehova kavmini kurtarmayı vaat etmiştir. (Luka 21:28; Mat. 24:21, 22) Bu nedenle hakiki Hıristiyanlar durum ne olursa olsun, gerçek ümitle dolu olabilirler, çünkü “büyük sıkıntı” sona erip Şeytan ve cinler bağlandıktan sonra, Tanrı’nın gökteki Krallığının izzetli, sulh dolu 1000 yıllık hükümdarlığı başlayacaktır. Uyanık duranlara ne mutlu.—Vah. 20:2, 3; Mar. 13:32-35, 37.