Yalnız Olanlarla İlgileniyor Musunuz?
1 Yehova, insanı yarattığı zaman onun tek başına yaşamasını değil, bir ailesi ve sonuç olarak birçok akrabası olmasını amaçladı. (Tekv. 1:28; 2:16) Bu nedenle herkesin bir arkadaşa ihtiyaç duyması doğal bir arzudur. Fakat günah ve onun kötü sonuçları olan ölüm ve nakâmillik yüzünden birçokları arkadaşlarından yoksun kalıyorlar. Bu, ölüm, hastalık veya savaş yüzünden oluyor. Bunların sonucu olarak dul erkek ve kadınlar ve öksüz çocuklar kalıyor. Birçok evlilikler parçalanıyor ve sonuçta ailede ana-baba olarak sadece ya baba ya da anne kalıyor. Ayrıca bazıları bu ya da şu nedenle bekâr kalmış olabilirler. Bütün bunlar, yalnız ve yardımca muhtaç bir çok insan meydana getiriyor.
2 Dünyada yalnız kalan böyle insanlar çoğu kez ihmal ediliyor veya onlara çok sert davranılıyor, oysa Hıristiyan cemaati böyle kimselere büyük sevgi göstermek emri altındadır. Yakup şunu belirtti: “Allahın ve Babanın indinde temiz ve lekesiz dindarlık şudur: Öksüzleri ve dulları sıkıntılarında ziyaret etmek, ve kendisini dünyadan temiz tutmaktır.” (Yak. 1:27) “Ziyaret etmek” olarak tercüme edilen orijinal Yunanca sözcük “özen göstermek ve tedarik etmek” anlamına gelir. Sonuç olarak bu, bir kimseyi muhtaç olduğu yardımı sağlamak üzere ziyaret etmek fikrini veriyor.
3 Böylece bu nasıl yapılabilir sorusu ortaya çıkıyor. Her şeyden önce resul Pavlus’un belirttiği gibi bu hususta yakın akrabaların böyle muhtaç durumda olana karşı büyük sorumluluk taşıdığını vurgulamak isteriz: “Fakat bir dul kadının çocukları yahut torunları varsa, onlar evvelâ kendi evlerine takva göstermeği, ve kendi atalarına karşılık ödemeği öğrensinler; çünkü Allahın indinde bu makbuldür.” (I. Tim. 5:4) Bu nedenle çocuklar her şeyden önce ana-babalarına ve büyük ana-babalarına bakmalıdırlar. Fakat bunun tersii de olabilir. Şayet reşit çocuklardan biri gerek ölüm, gerek boşanma nedeniyle eşini kaybederse veya bir hastalık bir eşin ailesine bakmasına engel olursa, ana-babası ya da büyük ana-babası veya Hıristiyan olan diğer bedeni akrabalar böyle muhtaç durumda olana bakmak sorumluluğunu yüklenmelidirler. Ancak yardım etmek için başka kimse yoksa cemaatin bu boşluğu doldurup yardım etmesi beklenebilir. (I. Tim. 5:9, 10) Cemaat tarafından böyle bir yardım yapıldığında bir dul ya da ailede sadece tek ana-baba olarak kalmış olan kişi yine de “bol bol” yardım beklememeli ve istediği ölçüde yardım edilmezse, düş kırıklığına uğramamalıdır. Daha çok kendisinin de olanakları dahilinde kendi geçimini sağlamak üzere canla başla çalışması gerektir. Mukaddes Kitapta, başkalarının kendilerine hizmet etmelerini beklemektense, kendilerinden veren sadık birçok dullara dair örnekler var.—Luka 2:36-38; 12:42-44; Res. İşl. 9:36-41.
4 Acaba cemaat nasıl yardım edebilir? Bu sadece ihtiyarlara düşen bir sorumluluk değildir, cemaatin her ferdi bu sorumluluk altında olup bunu karşılaması da güç değildir. Bazen dostane bir gülümsemeyle “Nasılsın? Sağlığın nasıl? Senin için bir şey yapabilir miyim?” diye sormak yeterlidir. Bu tür sözler onunla duygudaş olduğunu gösterir. O kimse başkalarının kendisini düşündüğünü, yalnız olmadığını hisseder.
5 Fakat gerçek sevgi nezaketle söylenen sözlerden daha fazla şeyi kapsar. Yuhanna’nın birinci mektubunda (3:17) belirtildiği gibi bir şeyler yapmağı gerektirir: “Fakat kimde dünya malı olur, ve kardeşini ihtiyaçta görür, ve ona karşı şefkatini kaparsa, Allahın sevgisi onda nasıl kalır?” (Yakub 2:14-22’ye bak.) Bu nedenle Hıristiyanlar sözlerine işler de katacaklardır. Evet, gerçekten birçok şey yapılabilir. Doğrusu yalnız olan birini yemeğe davet etmek, yaşlı bir hemşirenin çamaşırını yıkamak, bu durumdaki kişiler için alış veriş yapmak veya bazen, kendisine temizlik yapma işinde yardım etmek üzere ihtiyaçlarına parasal yönden biraz yardım etmek, bir kimsenin zengin olmasını gerektirmez. Ancak bu tür maddi yardımın yanı sıra ruhi açıdan arkadaşlık etmek de ihmal edilmemelidir. Bu sadece toplantılarda bir arada olma süresiyle sınırlandırılmamalı. Belki bir aile dul veya bekâr ya da öksüz olan bir kimseyi aile tetkikine davet edebilir veya tarla hizmetine beraber çıkmak gibi bazı tanzimler yapılabilir.
6 Acaba sen: ‘Yalnız onlara özen gösteriyor musun?’ sorusuna nasıl cevap veriyorsun? Kendi kendine şunu sor: “Son defa cemaatimde böyle bir birader veya hemşireyi ne zaman ziyaret ettim? Son defa bu durumda olan birini ne zaman yemeğe davet ettim? Son defa böyle bir kimseyi hoş bir vakit geçirmek için ne zaman davet ettim? Veya son defa ne zaman böyle bir kimseyi aile tetkikime dahil ettim? Eğer bunları yaptıysam, bu durumda olanlara yardım etmek için bundan başka ne yapabilirim?” Özellikle ihtiyar ve hizmet-yardımcıları böyle muhtaç durumda olan cemaatlerindeki kişilere karşı uyanık olup böyle birine çobanlık etmek üzere önderlik etmelidirler. Bu tür bir hizmetin ve yapılan yardımın pak tapınmamızın bir kısmı olduğunu unutmayalım.—Yak. 1:27.
7 Böylece daha önceki paragraflardan gördüğümüz gibi, “Yalnız Olanlarla İlgilenmek” konusunda hepimiz gerçekten çok şeyler yapabiliriz ve yapmalıyız. Özellikle bu kötü şeyler sisteminin sonuna yaklaştıkça, Şeytan, herkesin önce kendisiyle ilgilenmesini istiyor, başka sözlerle Şeytan, insanlarda bencil bir ruhun gelişmesi için çalışıyor. Fakat Yehova’yı ve kardeşlerimizi gerçekten seviyorsak, o zaman Galatyalılar 6:10’da yazılan nasihate göre hareket edeceğiz: “İmdi bu halde fırsat buldukça, herkes için, ve bilhassa iman ehli için iyilik edelim.” Böylece ‘sevgi kanununu’ yerine getirmiş olacağız.—I. Yuh. 3:11.