Tanrı’nın İndinde İyi Bir Nam Yapmak—Kısım:I
1 Herkes yaptıklarıyla, hatta yapmadıklarıyla nam yapar. Örneğin, bir adam güzel eşyalar yaparsa, mahir bir sanatkâr olarak bir nam yapar. Bir kadın güzel yemekler pişirirse, iyi bir aşçı olarak bir nam yapar. Başka biri hiçbir şey yapmazsa, tembel olarak bir nam yapar. Hakiki tapıcılar söz ve davranışlarıyla Tanrı’ya iyi bir nam kazandırırlar ve böylece Yehova’nın indinde kendileri için iyi bir nam yaparlar.—Hez. 36:20-23.
2 Vaiz 7:1-6’da birinin ölüm gününün doğduğu günden daha iyi olduğu anlatılır. Acaba bu nasıl olabilir? (ayetleri oku.) İnsan yaşarken kendisi için ya iyi, ya da kötü bir nam yapar. Tanrı’nın gözünde hikmetli bir şekilde davranırsa, O’nun indinde iyi bir nam kazanır. Biz doğduğumuz günde herhangi bir nam yapacak kadar vakte sahip değildik. Oysa yıllar sonra Tanrı’nın indinde iyi bir nam yapmışsak, doğduğumuz gün sahip olamadığımız şeye şimdi sahip olduk. Ölecek olursak da Yehova bizi hatırlayacak ve diriltecektir.—Sül. Mes. 10:7.
3 Vaiz 7:2’ye göre yas evine gitmek, ziyafete gitmekten iyidir, çünkü oradakilere duygudaşlık göstermekle kalmayacağız, kendi zevklerimizi düşünmediğimizi, ölümün bizim de başımıza gelebileceğinin farkında olduğumuzu belirtmiş olacağız. Ölüm günümüz gelirse o andaki durumumuz doğduğumuz gündekinden daha iyi olacak mı? Tanrı’nın indinde iyi bir nam yapmış olacak mıyız? Yaşayanlar bunu düşünmelidirler, çünkü ölüm döşeğinde yatan biri bir kaç dakika içinde tövbe etmekle iyi bir nam kazanamaz.
4 “Keder gülmekten iyidir” diyor Süleyman. (Vaiz 7:3) Hayatımızı hep eğlenerek geçirmektense, onu inceleyip hatalarımızı kabul etmemiz ve yaptığımız yanlış işlerden dolayı ‘nadim’ olmamız daha iyidir. Böylece yürek durumumuzu değiştirip daha iyi, daha hikmetli bir hayata başlayabiliriz. (Vaiz 7:4) Aynı zamanda “akılsızların türküsünü işitmektense, hikmetlinin azarlamasını işitmek iyidir.” (Vaiz 7:5) Bir cenazede olduğu gibi, bir ölüm olayıyla karşılaşmamız, ayıltıcı bir tecrübedir ve hayatta takip ettiğimiz hareket tarzı üzerinde düşünmemize yol açmalıdır. Yaşayışımızdan dolayı tenkide uğramamız tahammülümüzü deneyebilir, fakat ‘akılsızların övgüsünü’ (NEB) işitmekten iyidir. Mukaddes Kitabın sayfalarındaki hikmetli azarlamaları dinleyip bunlara uyarsak, Tanrı’nın indinde iyi bir nam yapabiliriz.
5 Vaktimizi akılsız yaltaklanma sözlerini işitmekle kaybetmemiz, tıpkı Süleyman’ın söylediği gibi boştur. (Vaiz 7:6) Kazan altında yakıt olarak çalı kullanmak işe yaramaz. Alevler çatırdı sesleriyle yükselir fakat çok zaman geçmeden söner. Çalıların çatırdısı akılsızın gülmesi gibidir. Sürekli değere sahip bir şey başaramaz.
6 Bütün bunlardan hayatımızı Tanrı’nın indinde iyi bir nam yapmak üzere kullanmamız gerektiğini anlıyoruz. O zaman ölüm günümüz, doğum günümüzden çok daha iyi olacaktır. Tabii, ölüm günümüz gelirse! II. Timoteos 3:1-5, 13’te anlatılanların günümüzde gerçekleştiğini gördüğümüz için son günlerde yaşadığımızı biliyoruz. Gerçi bazıları, II. Petrus 3:3, 4’e göre, eski zamanlardan beri hiç bir şeyin değişmediğini söyleyebilirler. Fakat yalnız bugünlerde insanlar yeri tümüyle yok edecek güce sahip olarak Vahiy 11:18’deki sözleri gerçekleştirmiş oldular. Eğer biz, Matta 13:13-15’te yapılan tanıma uymayıp bütün bu şeyleri görürsek (16. ayet) başımızı kaldırabiliriz, çünkü kurtuluşumuz yaklaşıyor. (Luka 21:28) Öyle ise, ölüm günümüz gelmeyebilir. Fakat gelsin veya gelmesin şimdi yaşarken Tanrı’nın indinde iyi bir nam yapmalıyız.—Efes. 5:15-17.