Temsil Heyetinin Mektubu
Sevgili Kardeşler,
Bir hizmet yılının sonuna geldiğimiz şu günlerde geriye baktığımızda, denemelerle dolu bir devri de arkada bıraktığımızı görüyoruz. Geçen olaylar, sadece bunlara bizzat maruz kalan kardeşlerimiz için değil, hepimiz için de birer deneme teşkil etti. Fakat her zaman olduğu gibi, şimdi de bütün bu sıkıntılara Yehova’nın izin vermesinin çok önemli sebepleri olduğunu anlıyoruz. (Mat. 10:17, 18) Şüphesiz bu, Yehova’ya karşı olan imanımızı çok daha pekiştiriyor.—I. Pet. 1:6, 7.
Bu sıkıntıların sonunda çok önemli mahkeme kararları alındı. Bunun yanısıra mahkemeler ve bu konuyla ilgili haberleri yayımlayan gazeteler vasıtasıyla büyük bir şahadet verildi. Eskişehir’de yayımlanan mahalli bir gazete, birinci sayfasının yarısını kaplayan puntolarla: “Yargıtay Karar Verdi YEHOVA ŞAHİTLİĞİ SUÇ DEĞİL” başlıklı bir yazı yayımladı. Yehova’nın Şahitleri hakkında kısa bilgi verilen bu yazıda, Yehova Şahitlerinin ahlak bakımından yüksek bir standart muhafaza ettikleri kaydedildi. Bu haber, o yerde şüphesiz büyük bir şahadete yol açtı. Aynı zamanda, İstanbul’da yayımlanan Türkiye’nin en büyük gazetelerinden biri de haber sayfasında “Yehova Şahitleri Karar Gerekçesi: Yargıtay Kişiler Dini İnançları İçin Suçlanamaz” başlıklı bir yazıda lehimize verilen son Yargıtay kararının önemli kısımlarını yayımladı ve Yehova Şahitliği dini inancını anayasal güvence altında olduğunu belirtti. Bu haber de şüphesiz ülke çapında bir şahadete katkıda bulunmuştur.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 14.6.1985 tarihli 985/2623 esas ve 985/3431 sayılı kararında Yehova’nın Şahitlerinin suçsuzluğunu vurgularken, çok önemli anayasal hakları da belirledi. Her şeyden önce, resmen tanınmış olup olmama keyfiyeti söz konusu olmaksızın, her dini inancın anayasal teminat altında olduğunu ve diğer dini inançlarla eşit muamele görmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, din ve vicdan hürriyetinin “inanma, ibadet, cemaat oluşturma, yayma, öğrenme ve öğretme hakkını” içerdiği açıkca belirtildi. Dolayısıyla bugüne kadar Yehova’nın Şahitlerinin cemaat oluşturmalarının, inançlarına uygun öğretim vermelerinin, ibadet etmelerinin suç teşkil etmediği gibi, anayasal bir hak olduğu açıkca vurgulanmış oldu.
Diğer taraftan, İstanbul Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi de, çok önemli bir karar verdi. Yehova’nın Şahitlerinin Temsil Heyeti üyeleri hakkında açılan davada, bizzat savcının da talebiyle beraat kararı verilmiş ve gerekçeli kararın 2. sayfasında aynen şöyle denilmiştir: “Yukarıda açıklandığı şekilde, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde dahi sanıkların mensup oldukları Yehova Şahitleri Temsil Heyetinin suç teşkil edecek bir faaliyetleri olmadığı gibi yasalara aykırı bir topluluk da olmadığı kabul edilmiştir.” Aynı kararın 1. sayfasında ise, “sanıklar dernekler kanununa göre kurulmuş bir derneğin mensupları değil, bugün bütün dünyada kabul edilmiş, keza Yargıtayımızın muhtelif kararları ile de teyid edilmiş dini bir inancın mensupları olarak başvuruda bulunmuşlardır” denilmiştir.
Bu kararlar, uzun zamandan beri muallakta kalan ve tartışmalara neden olan bir sorunu çözmüştür. Bazılarınca ileri sürülen: ‘Türkiye’de tek tek Yehova’nın Şahitleri olabilir, ama cemaat olarak örgütlenmesi yasalara aykırıdır’ iddiasının geçersizliği mahkeme kararıyla sabit olmuştur. Bütün bu mahkeme kararıyla sabit olmuştur. Bütün bu mahkeme kararlarından sonra ortaya çıkan hukuki sonuç şudur: Yehova Şahitliği inancı anayasal teminat altındadır; cemaat halinde teşkilatlanması anayasal hakkıdır ve bu dinin Türkiye’deki en yüksek mercii Temsil Heyetidir. Bu heyetin büro açması suç teşkil etmez ve idari bakımdan tanınması gerekir. Bütün bu gerçekler mahkeme kararından önce de söz konusuydu, ama bu son kararlarla daha da sabitleşti.
Bu kararların alınabilmesi için davalar gerekliydi; bu davalar ise sıkıntısız gelemezdi! Şimdi geriye dönüp bakabiliriz, çok sıkıntı çektik, birçoğumuzun imanı derinden denendi, birçok kardeş sadık kalmanın doyum olmaz sevincine erişti, diğerleri sıkıntı çekenlere maddi, manevi yardımda bulunmanın mutluluğunu tattı; gerçek bir aile olduğumuzu, daha iyi gördük ve yukarıda sıraladığımız bir hukuki zafer teşkil eden mahkeme kararlarını elde ettik. Ülke çapında büyük bir şahadet oldu. Yehova’nın kurtarışını gördük. (İş. 54:17; Rom. 8:31) Şimdi kendimize gene soralım: Çekilen sıkıntılar bu sonuca değmez miydi?
Şüphesiz hepimiz “evet” diyoruz. Sıkıntıların bitmediğini biliyoruz. Ama çektiğimiz, çekeceğimiz sıkıntılara bakmaksızın Yehova’ya her zaman olduğu gibi hizmet etmeğe kararlıyız.
Hepinize içten sevgi ve selam gönderiyoruz.
Temsil Heyeti