Yehova’ya Münhasır Bağlılıkla Hizmet Etmek—Kısım I
1 Bu kötü şeyler sisteminin son günlerinde yaşadığımıza göre, Tanrı’nın kavmi, O’na derin bir bağlılıkla hizmet etmelidir. Bunu başarabilmek için, Tanrı’nın Sözü olan Mukaddes Kitaptan kuvvet kazanmalıyız. İbranice Mukaddes Yazılardaki bazı peygaberliklerden de kuvvet alabiliriz. (I. Kor. 10:6; Rom. 15:4) Örneğin, eski zamana ait peygamberane bir dram olan Şimşon’un yaşamına bir göz atalım.—Hâk. 13:1–16:31.
2 Şimşon’un isminin iki anlamı vardır: 1) “Güneşli” veya “Güneşe benzer”; 2) “Harap edici” veya “Helak Edici”. “Güneşe Benzer” bir adam olarak hayatında barışcı bir iş yaptı, fakat bir “helak edici” olarak da düşmanlarının başına geleek Tanrı’nın hükmünü ilan etti. İsa Mesih de, yeryüzündeyken barışcı ve yapıcı bir işte çalıştı. (Mat. 11:28-30) Fakat aynı zamanda, sahte ruhanilerin başına gelecek olan helak hükmünü de ilan ederek, helak edici olduğunu da gösterdi. (Mat. 23:33) Fakat Şimşon genellikle, İsa’nın, gökteki Krallık hakkında güçlü bir şahadet verme işini yerine getirmek üzere tayin ettiği “sadık ve basiretli köle”yi tasvir eder. Böylece Şimşon’un hayatını incelerken, yaşadığımız son günlerde “mütebaki”yle temsil edilen “köle sınıfı” arasında birçok paralel durum görürüz.
3 Şimşon’un annesinin kısırken hamile kalması, Tanrı’nın bir düzenlemesiydi. Yehova’nın zevceye benzer teşkilatı da uzun süre kısırdı; fakat sonunda Tanı’nın düzenlemesi sayesinde ruhi oğullar meydana getirdi. (Hâk. 13:2-5; İş. 54:1; Gal. 4:27) Şimşon doğuştan bir nezir olup, tamamiyle Yehova’ya bağlı olduğu gibi, köle sınıfı da böyledir. Şimşon’un Tanı’nın kavminin diyarını almış olan Filistilere karşı savaştığı gibi, “köle” sınıfı da, M. S. 325’ten Tanrı ve İsa Mesih’i yanlış tanıtan, irtidat eden ve pak tapınmanın ülkesini istila etmiş olan Hıristiyan âlemine karşı ruhin mücadele ediyor.
4 Şimşon büyüdükten sonra, Yehova’nın ruhu, önemli bir işi başarabilmesi için onun üzerinde etkinlikle işlemeğe başladı. (Hâk. 13:25) Aynı şekilde “köle” sınıfı da 19. yüzyılın sonlarına doğru ruhen büyüdü ve Yehova, mütebakiyi büyük bir şahadet işi için teşkilatlandırmağa başladı. (Mat. 13:43) Bu, birader Russell’in günlerinde oldu. Ana-babası itiraz ettikleri halde, Şimşon ilkin Filisti bir kadını zevce olarak aldı. (Hâk. 14:1-4) Fakat bu iş Yehova’dandı, zira O, ruhuyla onu güçlendirdi. (Hâk. 14:5-7) Bunun amacı neydi? Filistilere karşı harekete geçmesini sağlamak. Aynı şekilde birader Russell’in günlerinde de Tanrı’nın kavmi, samimi insanları sahte dinden azat etmek için, rahatça Hıristiyan âleminin Kilise sistemi arasına girdi ve Tanrı’nın yardımıyla da başarılı oldu.
5 Protestanlığa karşı da ruhi yönde özel bir mücadele yapıldı. Bu, Şimşon’un genç aslanı iki parça etmesiyle tasvir edilmiştir. (Hâk. 14:6) Protestanlılık bir süre Katolikliğe karşı cesaretle mücadele etti. (Örneğin Luther, MS 1517’de) Fakat daha sonra Protestanlık kilisesini sahet öğretilerden arıtmadı. (Üçlük, canın ölmezliği, cehennem v.b.) Böylece Şimşon sınıfı, Protestanlığın tüm sahte öğretilerini açıkça teşhir etmeğe başladı ve hakikati belirten büyük sayıdaki yayınlarla onların dinsel tarlalarını ateşe verdi. Bu teşhir, birader Russell bir protestan vaizi olan E.L. Eaton ile 1903’te öğretiler konusunda seri halinde tartışmalar yaptığı sırada doruğuna ulaştı. Bilindiği gibi birader Russell bütün bu tartışmaları kazandı.
6 Fakat kavmin kuvveti acaba nereden kaynaklanıyordu? Düşmanları bunu çözemedi. Tanrı’nın kavmi, ruhi yönde yapılan bu mücadeleden sevinç ve “tatlılık” buldu. (Hâk. 14:8, 9) Düşman, bunun vevabını sadece Şimşon’un karısını kullanarak bulabildi. Şimşon şüphesiz bahisteki borcunu ödemeliydi. Bunu, otuz Filistiyi öldürüp esvaplarını verecek yaptı. (Hâk. 14:10-19) Böylece “mütebaki” de, ruhani sınıfı, sembolik şekilde onlarla konuşarak ve onları tanıtan ek esvaplar vererek, sahet dinin hizmetçilerini teşhir etmeğe devam etti.
7 Şimşon, 300 çakalı kuyruklarından birbirine bağlayıp kuyruklarının arasına meşaleler koyup Filisitlerin tarlalarını yaktı; böylece mücadelesini sürdürdü. (Hâk. 15:4, 5) Mütabaki de aynı şekilde bir bakıma sahte Hıristiyanların dinsel tarlalarını yakarak ruhi birharap etme işini sürdürdü. Bu işi sahte öğretileri tanıtan milyonlarca el ilanıyla yaptı ve 1917’de “The Finished Mistery” (Tamamlanmış Sır) adlı kitabın yayımlanmasıyla doruğuna ulaştı. Evet, Filistilerden birçoğunun vuran Şimşon’un yaptığı gibi mütebaki de, Hıristiyan âleminin sahte dinini teşhir etmeğe devam etti. Bunu, birçok yayınla ve konuşarak yaptı. Böylece bir eşeğin çene kemiğiyle bin erkeği öldüren Şimşon gibi hareket etti. (Hâk. 15:14-16) Ruhaniler, Tanrı’nın kendisine bağlı kavminin işini bozamazlardı ve faaliyetini durduramazlardı; böylece bu iş, I. Dünya Savaşına kadar devam etti.
8 Fakat Şimşon’un ve mütebakinin benzer işleriyle ilgili başka açıklamalar da var. Bunları gelecek ay müzakere edeceğiz.