Yehova’ya Münhasır Bağlılıkla Hizmet Etmek—Kısım II
1 Hatırladığımız gibi Şimşon’a benzer sınıf, yani meshedilmiş olanların mütebakisi, I. Dünya Savaşından önce iki yönlü bir iş yapmaktaydı. Binlerce insanı sahte dinsel kölelikten kurtararak, onları teselli etti ve ikinci olarak, dinsel teşkilatların başlarına gelecek olan Tanrı’nın hükmünü ilan ederek, sembolik şeklide tarlalarını yakıp sahet dini teşhir etti.
2 O halde MS 1914 yılnda neler olduğuna bir bakalım. Bildiğimiz gibi, Şimşon, Filistîlere karşı güçlü işler yapmağa devam etti. Bir defasında Gaza şehrinde bir fahişenin evine girdi. Bunu ahlaksızlık işlemek amacıyla değil, düşmanından öç almak için yapmıştı, zira kayıt, “Şimşon gece yarısına kadar yattı” der. (Hâk. 16:1-3) Filistîler, gayet tabii onu yakalayıp faaliyetini durdumağa çalıştılar. Fakat Şimşon, gece yarısı kalkıp Yehova’nın verdiği güç sayesinde şehri kapılarını süveleriyle birlikte koparıp omuzladı ve 65 kilometre uzaktaki Hebron’a götürdü. Bu, Filistîler için ne muazzam bir yenilgiydi.
3 Çağdaş Filistîler de benzer şekilde mütebakiyi yakalamak ve işlerini durdurmak için fırsat aradılar. Nasıl? Meshedilmiş olanların mütebakisinin ta MS 1876’da, ilk yayınlarında “Milletlerin Zamanları”nın sona ereceği ve Tanrı’nın Krallığının gökte kurulacağı MS 1914 yılını işaret ettiklerini hatırlayalım. O halde ruhaniler hangi fırsatı kolladılar? Aralarında şöyle dediler: “Durun bakalım, bu önceden bildirdikleri gerçekleşmesze, Mukaddes Kitap tetkikçilerinin yanıldıklarını ortaya atıp, onları yakalayacağız.” Oysa tam vaktinde, yani MS 1914’te, Birinci Dünya Savaşı başladı ve onunla birlikte Tanrı’nın kavminin ilan ettiği tüm alametler de yerine gelmeğe başladı. (Mat. 24:4-14) Böylece Şimşon sınıfı haklı çıkartılmış oldu ve çağdaş Filistîlerin çabaları boşa gitti. Onlar, bir kere daha Tanrı’nın kavmine karşı giriştikleri mücadelede yenilgiye uğradılar.
4 Şimşon, Yehova’ya münhasır bağlılıkla hizmet ettiği sürece, Yehova onunla beraber olmağa devam etti. Bu bağlılık uzun saçlarıyla tasvir edildi, zira o, bir Nezir idi. Şimşon’un uzun saçı olduğu sürece, kendisinde Yehova’dan gelen kuvvet vardı. Aynı şeklide çağdaş Şimşon sınıfı da, uzlaşma yapmadan Yehova’ya münhasır bağlılıkla hizmet ettiği sürece, Yehova onu destekleyip kuvvetlendirecekti. Fakat Şimşon’un başına nelerin geldiğine bir bakalım.
5 Hâkimler 16:4’te Şimşon’un, “gevşeyen, faaliyetini bırakan” anlamına gelen Delila adlı bir kadına aşık olduğunu okuyoruz. Bu kadın herhalde bir İsrailli idi. Filistîler bu kadının yardımıyla sonunda Şimşon’un bağlılığını bozabildiler. (Hâk. 16:4, 15-17) Aynı şekilde çağdaş zamanımızda da, da sadık mütebaki sınıfını zayıflatamağa çalşan Delila’ya benzer ruhla tevlit edilmiş ir sınıf vardı. Bu durum, özellikle 1917-1918 yıllarında belirgindi. Sadakatsiz olan sınıf, 1914’te göğe alınmadığı için hayal kırıklığına uğrayıp I. Dünya Savaşı boyunca korkmağa başladı. Böylece, Tanrı’ya bağlı Şimşon sınıfına Tanrı’nın hüküm mesajını yumuşatmak üzere baskı yaptıktan sonra, uzlaşma ipleriyle onu bağlamağa çalıştı. Ve Delila, Şimşon’un saçını kesip onu Filistîlere teslim etmeyi başardığı gibi, busadakatsiz sınıf da, bağlılık konusunda mütebakiyi uzlaşma yaptırmağa sevk etti.—Hâk. 16:18-22.
6 Her ne kadar sadık olanlar bir süre direndilerse de, sonunda Delila sınıfının çabalarına yenik düştüler. Nasıl? I. Dünya Savaşı süresince tarafsızlıklarından uzaklaşıp, Amerika Birleşik Devletlerinin Başkanının “savaşın izzetli sonucu için Tanrı’ya dualar ve şükranlar arz etme” ilanına uygun davrandılar. Sonuç olarak Tanrı’nın ruhunu ve kuvvetlerini kaybettiler. Böylece yalan suçlamalarla onları hapsettirme çabalarında ruhaniler başarılı oldular. Şimşon’un gözleri kör edildiği gibi, (Filistîler bunu yaptılar) mütebaki de Tanı’nın iradesine dair anlayışını kaybedip ruhen kör edildi.
7 Fakat Şimşon için bu durum uzun sürmedi, zira düşmanlar onun kuvvetinin uzun saçına bağlı oluduğunu unuttular. Şimşon da hatasını kaul edip Tanrı’ya tövbe etti ve Tanı onu tekrar maksadı için kullandı. Saçı uzadıktan sonra (Hâk. 16:22) Filistîyen onunla alay etmek ve onu rezil edip onunla eğlenmek için Dagon’un tapınağına götürdüler. Ruhaniler de aynı şekilde Tanrı’nın kavmine utanç üzerine utanç yığmağa devam ettiler. Onun ruhi ölümün kutladılar. Fakat mütebaki suçunu ikrar edip, yürekten tövbe etti ve Yehoa’ya yeniden münhasır bağlılıkla hizmet etmeğe karar verdi. Böylece Yehova onları MS 1919 yılında kurtarıp, kavmini faaliyet için yeniden teşkilatlandırdı.
8 Sonuç olarak köle sınıfı yeniden kuvvetlenip Tanrı’nın gökteki Krallığını ilan etmeğe başladı. Fakat aynı zamanda Şimşon’un uzun saçlarının kesilmesiyle tasvir edilen, dinsel liderlerin mütebakiye yağdırdığı utancı ve takbihleri de mütebakiye taşımağa devam etti. (I. Kor. 11:4; İbr. 10:33) Nihayet Şimşon, Dagon tapınağının iki direği arasında durup, direkleri devirerek Filistîlerle birlikte ölmek istedi. (Hâk. 16:28) Bununla, uyanık olmayışı ve Yehova’ya karşı bağlılık noksanlığı yüzünden iki gözünü kaybettiğini kabul etti. Aynı şeklide köle sınıfının mütebakisi hatalarını kabul edip tövbe etti ve Yehova’nın çağdaş Filistîlerin başına getireceği öçle ilgili işi ilan etmek üzere kendisini gene kullanmasını diledi; zira çağdaş Filistîler, kin gütme davranışlarıyla körleterek, Tanrı’nın ismine takbih getirmişlerdi.
9 Mütebaki bu işi Armagedon sona erene kadar, Hıristiyan âleminin sahte ümitlerini, yani “iki direk” olan milliyetçiliği ve Birleşmiş Milletleri teşhir etmeğe devam edecektir. (Vah. 17:8, 11) Ve Yehova Şimşon’u kuvvetlendirdiği gibi onları da muhakkak kuvvetlendirmeğe devam edecektir. O halde Yehova’ya münhasır bağlılık göstererek hizmet etmeğe devam edelim. Asla uzlaşmayalım. Özellikle daima uyanık kalmağa devam edip, Tanrı’nın hüküm mesajının ilanını sürdürelim. Şimşon’un Filistîlerle birlikte ölmesi, eski İsrail için barış ve kurtuluş sağladı. Aynı şekilde tüm sahte dinlerin ölümü ve mütebakinin hükmü ilan etme işinin bitmesi de, insanlık için yeni bir barış çağına yol açacak ve 144.000 kişi, o zaman, gökte parlayan “güneş gibi” 1000 yıl hüküm sürecektir.