Bütünlüğümüzü Muhafaza Etmeye Devam Edelim
1 Eskişehir’de 26 Ekimde yaptığımız Bölge İbadeti, bütünlüğümüzü muhafaza etme konusundaki kararlığımızı şüphesiz çok pekiştirdi. Hepimiz Davud’un Mezmur 26:11’de ifade ettiği şu duygulara sahibiz: “Ben bütünlüğümde yürüyeceğim.”
2 Bütünlüğü korumakla ilgili aldığımız birçok nasihatin yanı sıra izlerdiğimiz temsil de bizi çok etkilide. İsmi “düşmanlık hedefe” anlamına gelen Eyub’un başından geçen olaylar bizim öğretilmemiz için yazılan yazıların bir kısmını teşkil eder.b (I. Kor. 10:11) Eyub, başına geen şeyler hakkında bilgiye sahip olmadığı halde, Tanrı’ya O’ndan kötülük gelse bile, memnuniyetle kabul edecek kadar vefa ile bağlıydı. Sözde üç dostu zaman zaman Tanrı’yı itham eder ve kötüler ifadeler kullandılar. Böyle bir müzakere ve Eyub’a karşı yapılan ithamlar onu için çok ciddi bir bütünlük denemesi teşkil etti. Bu durum bizim için ders alınacak bir olaydır. Eyub o zaman gökte olup bitenleri bilmiyordu, fakat biz biliyoruz. Bütünlüğümüz denendiği zaman Eyub’u hatırlamalı ve ne olursa olsun Yehova’ya bağlı kalmanın önemini hiç unutmamalıyız.
3 Bütünlüğümüzü muhafaza etmek açısından bize yardım edecek bir nasihat da Yehova korkusunu muhafaza etmektir. (Mezm. 31:6; Sül. Mes. 9:10; 8:13) Tanrı’dan korkmak sağlıksız bir korku değildir, sevgiden kaynaklanan bir korkudur. Tarihte bu tür korkuyu gösternler vardı; Kral yehoşafat böyle biriydi. Yehova’nın gözünde doğru olanı yaptı. Böylelikle gerek kavm içindeki temizlik, gerekse de düşmanların kavme karşı tutumların etkileyecek sonuçlar meydana gelmesini sağladır. (I. Kır. 22:46; II. Tar. 17:10) Günlerimizde buna paralel olaylar gelişti. Yehoşafat’ın zamanında “Yahuda’nın çevresinde olan bütün milletlerin kırallıklarıın üzerine Yehova korkusu düştü’ğü ve Yehoşafat’a karşı cenk edemedikleri gibi, son yıllarda Tanrı’nın kavmi de nispeten sulh içinde yaşayıp, gökteki Krallığı ilan etme işini yerine getirebildi. Aynı şekilde modern zamanda kavmın temizliğimin sağlamak üzere müşareketten kesmenin Mukaddes yazılarca yükümlülüğümüz olduğu açıklandı ve mordern zamanda kavm ruhen temizlendi. Yehova’nın kavmi Yehova ve daha büyük Yehoşafat olan İsa Mesih’in rehberliği ve koruması sayesinde bir kavm olark Yehova’nın korkusu ile bu sapık neslin ortasında kusursuz şekilde yüüryecektir. Fakat hepimize ferden sorulması gereken soru şudur: Yehova’nın korkusu senin de üzerinde midir? Hepimizin bu durumda olması beklenir.—Vaiz 12:13.
4 Yehova korkusununu üzerimizde olması bütünlüğümüzü muhafaza etmemize çok yardımcı olacaktır. Hepimizin bütünlüğü bir gün mutlaka denenecektir. Tabii, bu mutlaka direkt eza veya hapise alınma şeklinde gelmeyebilir. Materyalizm, ahlaksızlık, tütün kullanma vebenzeri tuçaklar bütünlüğümüzü bozmamıza sebep olabilir. Şeytan’ın en zayıf bulduğu tarafımızdan saldıacağını unutmayalım. Şeytan, fert veya cemaat olarak bizim mevcut olmamızı istemiyor. O sebeple sonuna kadar bütünlüğümüzü bozmaya çalışacaktır. Bütünlük denemesiyle karşılaştığımız zaman her ne kadar bu amaçla bazı insanlar kullanılıyorsa da, aslında mücadelemizin Şeytan ve onun cinlerine karşı olduğunu unutmayalım.—Efes. 6:12.
5 Bizim mücadelemizin ruhi kuvvetlere karşı olması çok önemli olan şu gerçeği de ortaya koyar: Biz, yeryüzünde bulunan yegane gerçek anlamda uhrevi dine sahibiz. Uhrevi, ahiretle ilgili din demektir. Ahiret ise, öteki dünya veya bu görünen dünyanın ötesinde olan şeyler demektir. Dolayısıyla uhrevi din bu dünyanın ötesindeki şeylerle ilgili din demektir. Bu tarife göre aslında bütün dinler belirli ölçüde uhrevidir, fakat dünyadaki dinlerde bu sistemle ilgili belirli çalışmalar, bağlılıklar, umutlar görülür. Başka sözlerle bu dünyanın, bu sistemin bir kısmını tekil ederler; o yüzden dini kavgalara hatta savaşları neden olurlar. Yeryüzündeki sistemi mümkün olduğu kadar kendi dinsel sistemlerine çevirmek isterler. Bu, dinlerin dünyevi yönüdür. Oysa bizde, Yehova Şahitliğinde böyle bir yön yoktur, çünkü İsa Mesih’in söylediği gibi biz bu dünyadan değiliz.—Yuh. 17:16.
6 Bu dünyadan olmamak ne demektir? Dünyanın neresinde olursa olsun tüm insanlara hâkim olan ve şekil veren ruha sahip olmamak, farklı olmak demektir. Onlara hâkim olan düşünce tarzı, ahlaki durum v hayat tarzına sahip olmamaktır. Biz bu dünyanın siyasetine karışmayız. İnsanlığın barış ve mutluluğu Tanrı’nın gökteri Krallığına bağlıdır. Maddi şeyler hayatımızda ön planda değlidir. Aramızda hiç kimse diğerlerinden üstün değildir. Biz hepimiz kardeşiz. değişen ahlka standartları bizi etkilemez; ahlakımız Mukaddes Kitap standartlarına göredir. Kötülüğe karşı kötülükle mukabele etmeyiz; öç almayız, düşmanlarımızı bile seviriz. Dünyayı ve dünyada olan şeyleri sevmiyoruz, çünkü “dünya ve onun şehveti geçer, fakat Allahın iradesini yapan ebediyen durur.”—I. Yuh. 2:17.
7 Bu dünyadan olmamak onun sisteminin bir parçası olmamak da demektir. O yüzden bu sistemdeki her türlü çekşimelerin dışındayız. Fert olarak da bu dünyadan olmama durumumuzu muhafaza etmek mecburiyetindeyiz, çünkü bu da bütünlüğümüzü korumanın bir yönüdür. Bütünlüğümüzü koruyanlar Yehova’nın yüreğini sevindirecekler ve ebedi hayat için Tanrı’nın inayetine sığınabileceklerdir.—Sül. Mes. 27:11; Tsef. 2:3.