Sen Bunu Yaptın mı?
1 Çiftçiler buğdayı vakitnde ekmeye teşvik edilirler. Neden? Kış gelmeden ekinlerin yeterence büyüyüp kışa dayanabilmeleri için. Böylece daha bol ürün alabileceklerdir. Mukaddes Kitap da sembolik anlamda kıştan söz eder ve kış gelkemden, zamanında hayati şeylerin yapılmasını teşvik eder. (Mat. 24:15-22) Evet, bizler de gelecek bu kışa, yani “Büyük Sıkıntı“ dediğimiz zor durumlara dayanabilmeki öere güç kazanmaya çalışmalıyız. Aynı zamanda, nasılsa daha vaktimiz var demeden, vaktinde hakikat tohumunu bol bol ekmeliyiz; şöyle ki, yüreklerine ekilen insanlar da, geleek kışa dayanabilecek güçte olsunlar.
2 Tanrısal Hizmet Programının Ekim 1986 sayısında sonbahardaki hizmet için teşvik edildik. Yeniden akraba, dost ve arkadaşlarımızın bir listesini yapıpı onları ziyaret etmeye veya vakit bulamıyorsak, bazı adresleri tetkik idarecesine veya başka müjdecilere vermeye teşvik edildik. Bunu yaptın mı? Ayrıca muntazam olarak “Seri” kitaplarını alanların da bir listesini yapmaya teşvik edildik. Bana da yaptın mı? Duraklamış olan tetkikleri devam ettirmeye ve yeni tetkiklere başlamay teşvik edildik. Sen, bunu da yaptın mı? Anma Yemğinde hazır bulunanların muntazaman ibadetlere gelmelerini sağlamay teşvik edildik. Bunu da yaptın mı? Bunların henüz tümünü yapmadıysak, bir an önce bunu yapalım.
3 Bazıları akraba, tanıdak ve rakdaşlalrını isimlerini ve adreslerini vermekle pek ilgilenmiyorlar. Neden? Çünkü hakikat hakkında onlaral kouştular, belki yayınlar da verdiler. Fakat onlar ilgilenmemiş, belki de karşı çıkmış olabilirler. Bu yüzden bazen kişi “onlarda iş yok”, ya da “değmez” diye düşünebilir. Fakat biz hâkim değiliz. Yehova Tanrı ve İsa Mesih hâkimimizdir. Bir kimse karşı gelse gile, biz onu “keçi” olarak niteleyemeyiz. Görevimiz ancak iyi haberi bildirmektir.—Mat. 5:16; Res. İşl. 20:26, 27.
4 Birçok kişi, daha önce iyi haberle ilgilenmedi veya reddettiyse bile, acaba başka birinin onu yeniden ziyaret etmesi iyi sonuçlar oluşturmaz mı? Kişinin veya ailesini hayatında hakikati düşündüren bazı yeni durumlar baş göstermiş olabilir. Dünyanın durumu ve bazı haberler de insanları hakikat hakkında düşünmeye sevk edebilir. Hatta önceleri oldukça karşı duranlar bile, hakikati kabul etmediler mi? Örneğin geçmişte Saul, resul Pavlus oldu. (I. Tim. 1:12, 13) Tüm akraba, tanıdık, okul, iş arkadaşı veya dostlarımıza ‘Tanrı’nın bütün muradını’ anlatabildik mi? Bunu henüz yapamadıysak, gerçekten onların kanından temiz olduğumuzu iddia edebilir miyiz?—Res. İşl. 20:27.
5 Bazıları da Saul gibi “bilmiyerek” karşı durmuş olabilirler. Belki hiç bizi dinlemediler veya bayram âdetlerinin tartışılmasında bir noktaya takılıp kaldılar; bu yüzden de bizi artık hiç dinlemeyebilirler. Fakat başka biri onlarla konuşur ve ümidimizden söz ederse belki onu dinlerler. Örneğin, Afrika’da bir adam hakikate çok karşıydı. Yehova’nın Şahitleri hakkında peşin yargısı vardı. Elinde çantasıyla bir biraderin evinin kapısına yaklaşıtığını perdeden görünce, dışarı fırladı ve onu dövdü. Birader bağırıp çağırmadı, karşı da koymadı, ancak kendisini dövene şu soruyu sordu: “Beni neden dövdünüz?” Biraderimizin bu nazik tutumu, çok karşı olan bu adamı etkiledi, birdenbire tutumunu değiştirdi. “Evet doğru, haklısınız, özür dilerim” dedi ve birlikte sohbet etmeye baladılar. Bu kadar kaşı olan bu adam biraderi evine davet etti vebir tetkike başladılar. Ancak her defasında dövmek harfi anlamda olmayabilir, dille de bize hakaret eden, bir bakıma bizi dövmüş gibi olabilir veya hakkınmızda kötü konuşabilir. O zaman biraderin örneğinden des alıpbunu dva halien getirmek yerine esas hedefimizi düşünerek, nezaketle konuyu eve sahibi ve ailesini ilgilendiren nimetlere getirelim; belki biz de bu şekilde birçok tetkik başlatabileceğiz.—Sül. Mes. 15:1; Rom. 12:20, 21.
6 İkinci paragrafta sorulan bütün sorulara dürüst bir cevap verirsek, bazı şeyelri tam olaak daha yapmadığımızı göreceğiz. Bu sebeple şimdiden eksik olan şeylerin düzeltilmesi için muhakkak gayretle çalışacağız.