“Kayserin Şeyleri Kaysere Allahın Şeyleri Allaha Verin”
1 Bu prensip, işbaşında bulunan hükümetlerle, İsa’nın sadık takipçileri arasındaki ilişkinin biçimini çok iyi şekilde ortaya koymaktadır. İsa’nın takipçileri, üzerlerindeki hükümetlere ve onların koydukları kanunlara tabi olmalı, talep ettikleri vergileri ödemelidirler; çünkü bu şeyler, Kayser’e (hükümetlere) aittir. Bu prensibe göre hareket eden Yehova’nın Şahitleri yaşadıkları ülkelerde kanunlara itaat eden kişiler olarak nam yapmışlardır.
2 Fakat kimi kişiler, Mukaddes Kitapta kayıtlı bazı prensiplerin yukarıda bahsedilen prensiple çeliştiğini sanma yanılgısına düşmektedir. Bu prensiplerden biri, Resullerin İşleri 5:29 ayetindeki “insanlardan ziyade Allaha itaat gerektir” prensibidir. Bazıları, bu sözlerin kanunlara itaatsizliği teşvik ettiği sanısına kapılmışlardır. Mukaddes Kitap, Tanrı’nın Kendi tayin ettiği zamana kadar, insanların yeryüzünde otoritelerini yürütmelerine ve bunun gereği olarak kanunlar koymalarına müsaade ettiğini gösterir. Dolayısıyla, kanuna itaat, Kayser’e ait olan şeylerin kapsamına girmektedir. Nitekim İsa Mesih, bahis konusu prensibi koyarken, kendisine ‘Kayser’e vergi ödemek caiz midir’ diye soranlara, bir dinar getirmelerini söylemiş, dinarın üzerideki resmin kime ait olduğunu sormuş, ‘Kayser’in cevabını aldıktan sonra, ‘Kayser’in şeylerini Kayser’e ödeyin’ demiştir.—Luka 20:20-35.
3 Bütün mesele, hangi şeyin Kayser’e, hangi şeyin Tanrı’ya ait olduğunu bilmektir. Mukaddes Kitap bu konuda da bizi tereddütte bırakmaz. Toplumu yöneten kanunları koymanın, vergiler talep etmenin Kayser’e ait olduğunu söylerken (Romalılar 13. bap) tapınmanın da Tanrı’ya ait olduğunu açıkça göstermektedir. (Matta 4:10; Vahiy 22:9) Bugün dünyada, hiçbir demokratik ülkede, Tanrı’ya verilmesi gereken tapınmanın hükümete verilmesi talep edilmez; ülkemiz için de durum aynıdır. Ayrıca insanların temel hak ve özgürlükler olarak gördükleri ve yasa larına koydukları hükümler, Tanrı’nın bu konudaki hükümleriyle çelişmez. Hatta yasaların tarihçeleri, bu hükümlerin Tanrısal kaynaklı olduğunu gösterir. O sebeple, ülkemiz de dahil, bu tür ülkelerde ‘insanlardan ziyade Tanrı’ya itaat prensibi’ ‘Kayser’in şeylerini Kayser’e verme prensibiyle çelişmediği gibi laikliğe aykırı da değildir.
4 Bazılarınca sorun olan başka bir husus da Yehova’nın Şahitlerinin, Tanrı’nın gökteri Krallığının, gelmiş geçmiş tüm insan hükümetlerinden üstün olduğuna inanmalarıdır. Acaba böyle bir inanç laikliğe aykırı mıdır? İnsan hükümetleri yerine Tanrı’nın hükümeti adı altında başka bir insan hükümetinin işbaşına geçmesi mi isteniyor veya bu inanç teokratik bir devlet özlemini mi yansıtmaktadır? Kesinlikle hayır! Yehova’nın Şahitleri, Tanrı’nın Krallığının, gökten yeri idare edecek semavi bir hükümet şekli olduğunu ve bunun Tanrı tarafından işbaşına getireceğini yüz yılı aşkın bir zamandan beri söylemektedirler. Ülkemizde de Yehova’nın Şahitlerinin, Tanrı’nın Krallığı terimiyle bunun kastettileri mevcut Yargıtay kararlarıyla artık kesinlikle kazanmıştır.
5 Fakat hâlâ bazıları, özellikle Yehova’nın Şahitlerini iyi tanımayanlalr, her ne kadar Tanrı’nın Krallığı gökte olacak deniyorsa da, yeryüzünde bir hükümet kurulacağı ve bu yüzden laikliğe aykırı olarak teokratik bir devlet kurulmasının söz konusu olduğunu iddia etmektedirler. Böyle bir iddia maktıken yersizdir; çünkü Yehova’nın Şahitlerinin iman edip, geleceği ümit ettikleri Tanrı’nın Krallığının, nitelikleri ve yapacağı işler itibariyle, yeryüzünde, insanlar tarafından kurulacak bir hükümet olması mümkün değildir. Bugün bazı dinsel inançlar, mevcut siyasal, ekonomik, sosyal düzenin yerine yer alması gerektiğine inandıkları teokratik, sosyal, ekonomik ve siyasal bir devlet modeli ortaya koymakta, bu modelin uygulanmasını istemekte, hatta buna göre yaşamaya çalışmaktadırlar. Yehova’nın Şahitlerinin ise, böyle bir modeli yoktur. Onların inandıkları, Tanrısal bir hükümetin bu dünyada, bu sistemde iktidar olması mümkün değildir. Bu hükümet insanlar tarafından kurulacak nitelikte değildir. (Dan. 2:44) Her şeyden önce, bu hükümetin işbaşına geçmek üzere yapacağı şeylerden biri, Şeytan ve cinlerini faaliyetsiz duruma getirmektir. Böyle bir şey, insanüstü bir gücü gerektirir. Aynı zamanda bu hükümetin yönetimi altında, ölüler diriltilecek, hastalık ve ölüm ortadan kaldırılacaktır. (Vah. 20:1-6; 21:3, 4) Bütün bunların insanlar tarafından yapılacağını düşünmek mantığa ve gerçeklere aykırıdır.
6 Modern çağdaki yüz yılı geçen tarihleri, halen ikiyüzden fazla memleketteki faayetleri , onların bizzat Tanrı tarafından işbaşına getirebilecek olan gökteki Krallığı bekledikeri ve o Krallık altında yaşamaya layık sayılmak için yüksek bir ahlak standardı muhafaza edip, bu inançlarını ilan etmekten başka bir şey yapmadıklarına dair canlı bir delil olarak durmaktadır.—Matta 24:14.