Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 3/87 s. 3
  • Yüreği Sevindiren Teberrular

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yüreği Sevindiren Teberrular
  • Krallık Hizmetimiz—1987
Krallık Hizmetimiz—1987
km 3/87 s. 3

Yüreği Sevindiren Teberrular

1 Tanrı’nın kavmi her şeyi daima gönüllü olarak yapmakla tanınmıştır. (Mezm. 110:3) Bu istek veya gönüllü davranış, ister iyi haberi vaaz ederek, isterse de farklı şekillerde pak tapınmayı ilerletmek için yapılan maddi teberrularla olsun, daima cömertçe gösterilmektedir.—Vah. 22:17; Mat. 10:8.

2 Tanrı’nın eski zamanlarda ahit çadırının yapım ve onarımı için kavmini teberru vermeye davet etmekle ilgili çağrısı hakkında Çıkış 25:2’de şunları okuyoruz: “İsrail oğullarına: Bana takdime getirsinler, diye söyle; yüreğinden veren her adamdan benim takdimemi alacaksınız.” (Çıkış 35:5’e de bak) Kaydın gösterdiği gibi kavim teberruları gerçekten istekli bir yürekle ve cömertçe verdi ve bazen ihtiyacı bile aştı. Böylece Çıkış 36:5, 6’da okuduğumuz gibi, Musa, artık teberru getirmesinler diye onları uyarmak zorunda kaldı: “Kavm, RABBİN yapın diye emrettiği iş için lüzumundan fazla getiriyor. Ve Musa emrettiği, ve ordugâhta, gerek erkek, gerek kadın makdisin takdimesi için artık iş yapsınlar diye ilan ettirdi. Ve kavm getirmekten alıkondu.” Bu, Tanrı’nın yüreğini sevindiren istekli davranışın ne harikulade bir şahadeti idi.

3 Davud’un zamanında, kavim, yine mabed için teberru vermeye davet edildiği zaman da aynı şey oldu. (I. Tarihler 26:6-9) Daha sonraları Yeruşalim’de ilk Hıristiyan cemaati kurulduğunda da aynısı oldu. Mukaddes Kitabın bildirdiği gibi, ‘resullerin müşareketinde ekmek kırdılar’ veya ‘her şeylerini paylaşıp beraber yemek yediler.’ (Res. İşl. 2:41, 42) Pentikost gününde beklenmedik bir şeyin, yani mukaddes ruhun dökülmesi olayı, İlk Hıristiyanları programlanan vakitten daha uzun bir süre için bir arada kalmaya sevk etti. Bu, günlük bazı ihtiyaçların ortaya çıkmasına neden oldu; böylece yemek ve okurulacak yerleri paylaşmak üzere karar aldılar. Yeterince paranın sağlanması için evleri ve tarlaları olanlar, mal, mülk ve başka değerli şeylerini sattılar.—Res. İşl. 4:34, 35.

4 Bütün bunlar tamamıyle gönüllü işlerdi. Hiç kimse bir şey satmaya veya teberru vermeye mecbu edilmedi. Bu, fakir olma çabası da değildi, farklı sözlerle cemaate zengin olanlar fakir olmak için mal ve mülklerini satmaya mecbur edilmedi. Bu daha çok, belirli bir ortamda iman kardeşlerine karşı giösterilen sevginin bir ifadesiydi.

5 Günlerimizde de Yehova’nın Şahitleri teberru konusunda tam bir istek veya gönüllü tutum yansıtıyorlar. Resul Pavlus’un açıkladığı gibi, herkesin olanaklarına göre vermesi istenmektedir. (II. Kor. 8:12-15) İsa’da, zaten aynı prensibi vurgulamıştı. (Mar. 12:41-44) Daha da önemlisi, Yehova’nın yüreğini sevindirmek üzere herkes, hatta çocuklar bile muntazam şekilde buna katılmalıdır. Her şeyi O’dan aldığımıza göre Yehova’yı şereflendirmek ve gökteki Krallığın menfaatlarini ilerletmek için muhakkak bütün olanaklarımızı kullanmak isteyeceğiz. (I. Kor. 16:1-3) Bundan dolayı bu amaçla her ay belirli bir miktar ayırmak gerçekten çok faydalı olacak.

6 Bu nedenle, teberrular doğru saikle ve doğru amaç için yapılırsa, II. Korintoslular 9:7’de belirtildiği gibi, hem Tanrı’nın, hem de insanın yüreğini ısıtacaklar: “Herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin; çünkü Tanrı sevinç ile vereni sever.”

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş