Yehova’nın Şahitleri Olduğumuzu Asla Unutmayıp Ona Göre Davranalım
1 Peygamber Musa, imanı sayesinde “görünmiyen zatı görür gibi dayandı.” (İbr. 11:27) Görünmeyen Kadirimutlak Tanrı’ya bu kadar yakın olabilmek ve bu yakınlığı korumaya çalışmak, insanı yanlış ve kötü şeyler yapmaktan ve ikiyüzlü olmaktan koruyacaktır. Çünkü böyle davranan biri, Tanır’nın kendisini her zaman izlediğini bilecek, hissedecek, hiçbir kişi onun davranışını görmese bile, her durumda Tanrı’nıın gözünde makbul olan şekilde hareket etmek isteyecektir. Neden? Tanrı’nın indinde iyi bir vicdan korumak istediğinden.—İbr. 13:18.
2 Tanrı indinde iyi bir bir vicdanı korumak, kişiyi gereksiz insan korkusundan alıkoyar. (Sül. Mes. 29:25) Gerçi tarih boyunca bazen çok zor durumalr olmuş, Tanır’nın kavmine karşı açık saldırılar, düşmanca davranışlarda bulunulmuştur. Nazi Almanyasında ve Komünist ülkelerde böyle durumlarda yaşanmıştır. Bu gibi durumlarda strateji kullanmak gerekmiştir. İnancı hemn söylemek hikmetli bir davranış olarak görülmemiştir. Ama böyle durumlar her ülke ve zamanz için geçerli değildir. Özellikle temel insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu ülkelerde, inancı açıklamak, dürüst bir davranış ve hak olduğu gibi, bir kişinin siyasal amaçlı mezhep niteliğindeki veyakanun dışı grupladan ayırt edilmesini sağlamak bakımından bir korunma da teşkil edebilecektir.
3 Nitekim, zenci-beyaz ayrılıklarının ve çatışmalarının bulunduğu bazı ülkelerde, her iki grup da Yehova’nın Şahidi olduğunu anladıkları kişilere hiç zarar vermemektedirler. Tarla hizmetinden veya ibadetten evlerine dönen şahitler, yollarını kesen çetelere, Yehova’nın Şahidi olduklarını söyleyip yayınlarımızı göstererek hayatlarını kurtardılar. İrlanda, Lübnan, Güney Amerika ve hatta Amerika Birleşik Devletlerinde bu tür olaylar yaşandı. Çünkü hem otoriteler, hem de bu tür gruplar, Yehova’nın Şahitlerinin bu dünyadan olmadıklarını ve tarafsız olduklarını gayet iyi biliyorlar.—Res. İşl. 26:26-29.
4 Dünyanın bütün demokratik ve insan haklarına saygılı ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de Yehova’nın Şahitleri özgürdür. İnanç ve ibadet hakları kanunla güvence altıdadır. Yehova’nın Şahitlerinin bu özgürlüğü kötüye kullanmayacakları herkesçe çok iyi bilinen bir gerçektir. Tanrı’nın Sözü, kimlerin özgürlüğünün kanunlarla sınırlandırılmasının gerektiğini şöyle açıklar: “Fakat şeriatin (kanunun) salih için değil, ancak fasitler için nizamsızlar, hürmetsizler ve günahkârlar, mukaddes olmayanlar ve murdarlar, baba ve ana katilleri, adam öldürenler, zaniler, lutiler, insan hırsızları, yalancılar, yalan yere yemin edenler için, ve sağlam öğretişe muhalif başka bir şey varsa, onun için konulduğunu biliriz.”—I. Tim. 1:8-10.
5 Bu sebetpten, içinde bulunduğumuz şartlarda, inancımızı saklamak üzere gereksiz strateji yapmaya kalkışmak, bizi, imanı inkâr etme derecesinde vahim bir duruma sürükleyebileveği gibi, sayıları giderek artan çeşitli siyasal amaçlı gruplarla karıştırılmamıza ve bizzat bu yüzden zarar görmemize yol açabilir. O nedenle, biz gerektiğinde açıkça Yehova’nın Şahidi olduğumuzu söyleriz. İmanımızı böyle ikrar etmek, Tanrı İndinde iyi bir vicdan muafaza etmek demektir. İnancımızı açıkça, korkmadan ve hiç kimseden çekinmeden söyleyerek, aslında hem kendimizi korumuş, hem de şahadet vermiş oluruz.—Mat. 10:31-33.