İlgi Gösterenlerin Yehova’ya Tapınmasına Yardım Etmek—1. Kısım
1 İsa’nın vaftiz edilmesinden sonra “göklerden bir ses şöyle dedi: Sevgili oğlum budur, ondan razıyım (onu tasvip ettim.)” (Mat. 3:16, 17) Mukaddes Kitap yazarı “razı” kelimesi için Yunanca’da “hoşnut olmak”, “lütufla görmek”, “memnun olmak” anlamına gelen “evdokeo” fiilini kullanır. Bu sözcüğün isim şekli de “iyi niyet”, “rıza”, “lütuf”, “istek”, “arzu” anlamlarını taşımaktadır. İlginç olarak bu terim, İsa için yalnız vaftiz edilmesinden sonra kullanılmıştır. Vaftiz edilmesinden önce İsa’dan farklı bir sözcükle bahseden Luka 2:52 ayeti, onun Tanrı’dan ve insanlardan “lütuf” (haris) gördüğünü söylüyor. Yunanca metne göre, melekler İsa’nın doğuşunu ilan ettikleri zaman, “rıza gören insanlara” veya “Tanrı’nın tasvip ettiği insanlara” bir bereketin geleceğini söylüyorlardı. Böylece vakfolup, vaftiz edilmekle nakâmil insanların, iyi niyete sahip insanlar veya Tanrı’nın “tasvip ettiği” insanlar haline gelmeleri mümkündür.
2 Bu ilanın yapılmasından yüzlerce yıl önce bile Yehova, İsrailli olmayanların gelip Kendisine tapınmalarını uygun gördü. Tabii, Tanrı o zaman sadece Kendisine vakfedilmiş durumda olan İsrail milletiyle ilgileniyordu. (Çık. 19:5-8; 31:16, 17) Ama İsrailli olmayanlar da Mısır’dan kurtuldular. (Çık. 12:38) Kanun ahdi de Tanrı’nın kavmiyle ilgili olarak İsrailli olmayanların farklı bir durumda bulunduklarını kabul ediyordu. Onlardan bazıları memlekette oturdukları halde, katletmemek ve Sebt’i tutmamak gibi temel kanunlara uymalıydı. (Neh. 13:16-21) Fakat onlar kardeş olarak telakki edilmiyor ve İsrailliler onlarla konuşup müşarekette bulunma konusunda çok dikkatli davranıyorlardı. Ancak memlekette oturan bir yabancı sünnetli bir mühtedi olduğu zaman hakiki tapınmada kardeş sayılarak tüm kanunu tutmak zorunda olurdu.—Lev. 16:29; 17:10; 19:33, 34; 24:22.
3 İlk Hıristiyan cemaati de iman etmeyenleri kendi ibadetlerine kabul ederdi. İsa, şakirtlerine gidip, bütün milletler mensup insanlara öğretme ve şakirt etme emrini verdiğine göre, gayet tabii, Tanrı’nın iradesi hakkında bilgi alan bu kişiler, ibadete geliyorlardı. Bunlar zamanla ilerleyip kendilerini vakfederek ve vaftiz edilerek, Yehova’nın kavminin “tasvip edilmiş” üyeleri olacaklardı. Oysa onlar vaftiz edilmeden önce cemaatte nasıl karşılanırlardı? Cemaat, günahı asla teşvik etmeyen ve buna göz yummayan İsa’yı örnek alırdı. (Yuh. 5:14) İsa, kendisine gelen ve hayatlarını Tanrı’nın standartlarıyla uyumlu hale getirmeyi arzu eden günahkârlara karşı hoşgörüyle davrandı.—Luka 15:1-7.
4 Aynı şekilde ilk Hıristiyanlar da Tanrı hakkında bilgi edinenlere hoşgörülü şekilde davranmalıydı. Korintos’taki toplantılardan söz ederek “iman eden” ve “iman etmeyenler” hakkında konuşan Pavlus’un sözleri bunu belirtiyor. (I. Kor. 14:22-25) 24. ayete göre ‘iman etmeyenlerle avamdan olanlar’ ibadetlere geliyorlardı. Onların Tanrı’nın Sözünü inceleyip uygulamakta farklı hızlarla ilerledikleri anlaşılıyor. Bazıları hâlâ günah işlemekte olabilirdi. İman kazanan diğerleri hayatlarında değişiklikler yapmış ve vaftiz edilmeden önce öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmış olabilirdi. Tabii, bu vaftiz edilmiş olmayanlardan hiçbiri henüz “Rabde” değildi. (I. Kor. 7:39) Böyle olmakla birlikte onlar Tanrı’nın standartlarına uymaya çalıştıkça ve cemaatin imanını ve temizliğini bozmadıkça cemaate kabul edilirlerdi. İbadetlerde işitip gördükleri şeyler, onları ‘tedip eder’ ve böylece ‘yüreklerinin gizli şeyleri’ belli olurdu.—I. Kor. 14:23-25.
5 Bütün bunlar karşısında Yehova’nın Şahitleri bugün ibadetlerine gelip cevap veren ve hatta vaftiz edilmemiş kişiler olarak vaaz etme işine katılmak isteyenlere ne gözle bakıyorlar? Bunu gelecek ay göreceğiz. Devamı var.