Borç ve Faiz Alıp Vermekle İlgili Doğru Görüş
1 İhtiyaçta olan bir biradere borç vermek sevginin bir ifadesidir. Hatta hastalık, sel, deprem gibi felaketler veya beklenmedik bir olayla işin kaybı gibi durumlarda, kardeşlere yardım etmek üzere hepimiz harekete geçmeliyiz. Böyle durumlarda verilen borçlar için faiz hesaplamak İsa’nın bir takipçisi için düşünülemeyecek bir davranıştır. (Yak. 2:15, 16; Luka 6:35; Lev. 25:35-38) Fakat bir kardeş işini genişletmek veya daha fazla para kazanmak için borç almak isterse durum farklıdır; bundan faiz talep edilmesi normaldir.—Luka 19:22, 23
2 İşini genişletmek veya daha fazla para kazanmak için borç arayan bir kardeş, Mukaddes Kitabın gereksiz borç almayı teşvik etmediğini (Rom. 13:8) gözönünde bulundurarak çok dikkatle şu noktaları düşünmeli (Luka 14:28): (1) Bu para ailemin bakımı veya şahsi işimin devamı için gerçekten gerekli mi? (I. Tim. 5:8) Veya parayı, açgözlülükle sırf lüks şeyler almak, daha fazla para sahibi olmak için mi istiyorum? (I. Tim. 6:9, 10) (2) Borcu ve faizi ödemek için daha fazla çalışmam gerekecek mi? İbadeti kaçırmama, tarla hizmetini azaltmama yol açıp benzeri ruhi işler için ayırdığım vakti elimden alacak mı? (3) Kişisel hayallerim için kardeşimin parasını riske sokacak mıyım?
3 Borç almayı tasarlayan bir kimse bu noktaları ciddiyetle düşünmelidir, çünkü eğer borcunu ödeyemezse, Mezmur 37:21’deki duruma düşecektir. Bu, onun ruhi hayatını kaybetmesine sebep olabilecek derecede tehlikeli bir durumdur. En iyisi hiç borç almamaktır!
4 Emekli olan birinin daha fazla gelir elde etmesine yardımcı olmak amacıyla onun parasını riske sokmak kesinlikle hikmetli bir davranış değildir. Birçok tecrübeler, çoğu kardeşin bu nedenle çok para kaybettiğini gösteriyor. Kanaat ile Tanrısal bağlılığın büyük kazanç olduğunu unutmamalıyız (I. Tim. 6:6-8), o yüzden böyle kardeşlere yardım etmek istiyorsak, geliri ve rizikosu az olan bir banka faizini önermek çok yerindedir.
5 Her ne durumda olursa olsun, iki kardeş aralarında borç alıp verme konusunda anlaşırlarsa, yazılı bir belge hazırlamalıdırlar. Belgede neler bulunmalı? Borcun alınma sebebi. (Borç hangi amaçla alınmışsa sadece o amaçla kullanılmalı ve borç veren bu amaçla hemfikir olmalı. Borç alan parayı başka bir amaçla kullanmamalı, kullanırsa, bu bir çeşit hırsızlık olacaktır.) Ne kadar faiz ödeneceği. Anaparanın ne zaman ve nasıl geri ödeneceği, zamanında ödenmezse ne yapılacağı vb. konular açıkça ve kesin olarak yazılmalıdır. Ödünç alan borç verenin kölesi durumuna geldiğini (Sül. Mes. 22:7) ve evetinin evet olması gerektiğini unutmamalı.—Mat. 5:37.
6 Bu konuda meselenin diğer bir yönü de, herkesin faiz mukabili borç para verip veremeyeceğidir. Bunu tayin eden etken ülkenin yasalarıdır. Ülkemizde mevcut yasalar, kimin faizle borç para verebileceğini belirlemiştir. Mevcut yasaların belirlediği kişilerin dışında bir kişinin faizle borç para vermesi yasaktır ve bunu yapan yasalar önünde olduğu gibi, Tanrı’nın önünde de suçludur. (Rom. 13:1; Tit. 3:1; Mat. 22:21) İsa’nın bir takipçisi her konuda olduğu gibi, bu konuda da iyi bir vicdana ve iyi bir nama sahip olup, korumalıdır ve başkalarına da tökez olmamalıdır. (Rom. 13:5; Fil. 1:10) Yasa tarafından yasaklanan bir işi yapan suçludur, o işi yapmasına katkıda bulunan da suçludur. O yüzden yasalarca faizle borç verme yetkisi olmayan birinden borç alan ve faiz ödeyen de suçlu olacaktır. Bu meseleyi hafife alamaz ve iyi bir araştırma yapmadan (faizle borç verenin belgesini görmek, ödenen faizin resmi makbuzunu almak ve benzeri resmi evrakın tanzim edildiğinden emin olmak gibi) faiz mukabili borç alamaz. Ayrıca faiz mukabili borç almak veya vermek üzere yasaları kendince yorumlamanın da kişiyi yasa ve Tanrı önünde suçlu olmaktan kurtarmayacağı unutulmamalıdır.—Rom. 13:3, 5; I. Pet. 3:16
7 Borç almak veya faizle borç vermek isteyenler bu konudaki yasaları bizzat öğrenmeli ve ona göre hareket etmelidirler. Bunu öğrenmek veya kardeşlere öğretmek ihtiyarların işi değildir. Eğer bir kimse yasaya aykırı bir iş yaparsa, durum daha başka bir hareketi gerektirmiyorsa, kusursuz sayılmaz ve dolayısıyla ona bazı imtiyazlar verilmez veya imtiyazları varsa ondan alınabilir.
8 İki kişi arasında bu konuda bir problem çıkarsa, bu muhakkak Matta 18:15-17; Matta 7:12 ve I. Korintoslular 6:1-7’ye göre halledilmelidir. İhtiyarlar, bir kişinin işini kontrol etmez veya bir araştırma yapmaz, dünyevi iş kişilerin özel meselesidir, fakat bir kimsenin kanuna aykırı bir iş yaptığı ihtiyarlar tarafından öğrenilirse veya ortaya çıkarsa, o zaman ihtiyarlar Mukaddes Kitap prensiplerine göre harekete geçeceklerdir. Bilindiği gibi yalancılık, sahtekârlık, kanunsuz işler ve gasp vb. durumlarda bir kimse müşareketten bile kesilebilir.—I. Kor. 5:11; II. Kor. 8:20, 21.
9 Eğer bir kişi, böyle bir yanlış iş ilişkisine girmiş olduğunu şimdi anladıysa, ne olacak? Şüphesiz mümkün olan en kısa zamanda bu ilişkisini sona erdirmek üzere elinden geleni yapacaktır ve en azından bundan sonra asla böyle bir işe bir daha karışmayacaktır. Yehova’nın Şahitleri dünyada dürüst ve kanunlara itaat eden kişiler olarak tanınmışlardır. Herhalde hepimiz bu iyi namın korunmasına katkıda bulunmak istiyoruz.—İbr.13:18.