Hakikati Arayan İnsanları Bulmaya Gayret Edelim
1 İsa, ilk şakirtlerini iyi haberi ilan etmeye gönderdiği zaman, onlara kimleri arayacakları ve ne söyleyeceklerine dair ayrıntılı talimatlar verdi. Matta 10. bap 5-14 ayetlerinde bu talimatları okuyoruz. Kendisi orada değerli insanlardan söz etti. Evet, şakirtleri ancak değerli insanların evlerinde kalacaklardı. Değerli olmayanların evlerini terk edeceklerdi. Değerli olanlar kimlerdi? Onlar, dinleyenlerdi. Başka sözlerle iyi haberi sevinçle kabul edenler değerli olanlardı.
2 Hezekiel 9. bap, 4. ayette aynı düşünceyi okuyoruz. Hezekiel, gördüğü rüyette, belinde katip dividi olan ketenler giyinmiş bir adama sadece Yeruşalim’de yapılmakta olan bütün mekruh işlerden ötürü inleyip figan edenlerin alınlarına bir işaret koymasının emredildiğini duydu. Bu, bir araştırma yapmasını gerektiriyordu. Bu nedenle, bu adam bütün şehirde dolaşacak ve herhalde bütün insanlarla görüşecekti. Onların arasından sadece içinde bulunulan durumdan memnun olmayanları işaretleyecekti. Evet, bu bir seçme işiydi.
3 Gene İsa şakirtlerinin çok dikkatli ve ihtiyatlı olmalarını tembih etti, şunları söyledi: “İşte, sizi kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum; imdi, yılanlar gibi akıllı, ve güvercinler gibi saf (ihtiyatlı) olun. Fakat insanlardan sakının; çünkü onlar sizi meclislere verecekler, ve havralarında sizi dövecekler.”—Mat. 10:16, 17.
4 Hem İsa’nın sözlerinden, hem de Hezekiel’in gördüğü ketenler giyinmiş adama verilen görevden neler öğrenebiliriz? Biz de bugün ancak dünyada yapılmakta olan kötü işlerden inleyip figan eden, yani bundan memnun olmayan veya nefret eden insanları arayıp kurtulmalarına yardım etmeliyiz. Aynı zamanda çok dikkat ve hikmetle davranmalıyız, çünkü eskiden olduğu gibi, bugün de bazı kötü niyetli kişiler bizi ihbar edeceklerdir. Tabii, bütün insanlara bir şahadet verilmeli, bu şekilde onlar, Tanrı’nın hüküm günü geldiği zaman, bir bahane ileri süremeyecekler.—Hez. 33:1-9.
5 Gerçekten, bir kişi bugün dünyada yapılmakta olan kötü işlerden bir dereceye kadar bile memnunsa, iyi habere kulak asmaz. Bir kimse hâlâ kendi dininden memnunsa, başka bir dinle veya hakiki dinle ilgilenmez. Memnun olan bir insan, başka bir şeyi aramaz. Onun için hakikat sadece hoş ve güzel olan bir şarkı gibidir. Eğlendiricidir, ciddi ve aranması gereken bir şey değildir. Böyle bir kişinin zihnini ve düşünce tarzını da değiştiremeyiz. Unutmayalım ki, ancak Yehova bir kimseyi çekiyorsa, o hakikati kabul edebilir. (Yuh. 6:44) Fakat Yehova nasıl ve hangi tür insanları çekiyor?
6 İsa, Dağdaki Vaazında bize bu tür insanların nasıl bir yürek ve zihin durumuna ve hangi niteliklere sahip olmaları gerektiğini açıkladı. (Mat. 5:3-10) İsa orada sekiz mutluluktan söz ediyor. Bir kimse ruhi ihtiyaçlarının farkında olmalı, yaslı olmalı, yumuşak ruhlu olmalı, adalete acıkıp susamalı, merhametli olmalı, yüreğinde temiz olmalı, barışsever veya barış yapıcı biri olmalı ve hakikat uğrunda eza çekmeye hazır olmalı.
7 Bu demektir ki, bir kimse kendi halinden memnunsa, ruhi açıdan başka şeylere ihtiyaç duymayacak ve hakikati dinlemeyecektir. Hâlâ insanlara veya onların planlarına ümit bağlıyorsa, gururlu ise ve öğüt kabul etmiyorsa, adaletsiz işlerden, yalandan, hileden vb. şeylerden nefret etmiyorsa, başkalarının başına gelen şeylerden ötürü acı duymuyorsa, belki hâlâ fuhuş veya başka türlü ahlaksızlıkları kötü olarak görmüyorsa yani yüreğinde temiz değilse ya da kavgacı ise, iyi haber tarafından çekilmez; çünkü onun yüreği sert ve kulağı kapalıdır. Tabii, bir kimse başlangıçta gerekli bütün niteliklere aynı derecede sahip olmayabilir. Fakat bu niteliklerden bazılarına sahip olmalı ki, iyi haber onu çekebilsin. Zaten yapabileceğimiz şey, ekmek ve sulamaktır. İyi toprağa düşmüş tohumun büyümesini ancak Tanrı sağlayabilir. (I. Kor. 3:6, 7) Bundan başka Vahiy 22:17’de şunu okuyoruz: “Ruh ve gelin: Gel, diyorlar. Ve işiten: Gel, desin. Ve susayan gelsin; istiyen meccanen hayat suyu alsın.”
8 Öyle ise, iyi haberi insanlara ilan ederken, bu noktaları zihnimizde tutalım. Başka sözlerle, her zaman ayırt etme yeteneği kullanalım. Bir kişi dinlemek istemezse veya şüpheli bir izlenim uyandırırsa, ondan sakınalım. Böyle bir kişiyle konuşmak veya ısrarla onu ikna etmeye çalışmak, ihtiyatlı bir davranış olmaz. Zaten henüz hakikati işitmemiş olan binlerce kişi var. Memleketimizde müjdeci başına yaklaşık 60.000 kişi düşüyor. Onların arasında muhakkak hakikati arayan, yani inleyip figan eden insanlar vardır. Acaba bugüne kadar kaç kişi ile konuştun?
9 Tabii, ihtiyatlı ve hikmetli olmayı, korku ile karıştırmayalım. Tanrı’nın bir hizmetçisinin korkması gerekmez, çünkü Yehova onu destekliyor ve O’nun ruhu neler söyleyeceği konusunda her zaman kendisine yardım ediyor. Bundan dolayı İsa, şakirtlerinin resmi makamlar önündeyken kaygı çekmemelerini söyledi. (Mat. 10:19) Böylece Yehova’ya güvenerek, hâlâ vakit varken hakikati arayan insanları bulmak üzere gayret etmeye devam edelim.