Tanrı’nın Sözünü Kabul Edip Uygulamak ve Ondan Yararlanmak
1 Her Çevre İbadetinden hepimiz bina edilmiş olarak dönüyoruz. Tanrı’nın Son Çevre İbadetinden de aynı şekilde faydalandık. Birçok konuşma, gösteriler, tecrübeler sembozyum izledik. Şüphesiz tüm duyduklarımızı ayrıntılarına kadar hatırlayamayabiliriz. Fakat mutlaka hepimiz ana noktayı hatırlamalıyız. Bu neydi?
2 Tanrı’nın Sözü bize paha biçilmez değerde bilgiler ve onlara bağlı olan ümit verdi. Yaşam boyunca aklımıza gelecek, insan olarak cevabını mutlaka bilmemiz gereken soruları yanıtladı. Bu çevre ibadetinde bu gerçeği hatırladık. Ve Tanrı’nın Sözünün bizi aile içinde, başkalarıyla ilişkilerimizde, tarla hizmetimizde, cemaatte ihtiyarlarla ve diğer kardeşlerimizle olan ilişkilerimizde nasıl etkilediği müzakere ettik. Gençlerin özellikle Tanrı’nın Sözünden nasıl yararlanabileceklerini örnekleriyle gördük.
3 Şimdi gene asıl soruya dönelim. Unutmamamız gereken nokta, İsa’nın Luka 11:27, 28 ayetlerinde kayıtlı sözlerinde bulunuyor. İsa ne demek istedi? Önce Tanrı’nın içerdiği hakikati işitmeliyiz, ki bu Gökteki Krallık ümidi ve Yehova’ya hizmet etmek çin gerekli olan tüm öğretileri, prensipleri ve öğütleri kapsıyor. Bunları işitmek, öğrenmek gereklidir. Fakat bunları bilmek, sadece bilmek insana mutluluk verir mi, yarar sağlar mı? Hayır. Eğer kişi bunları yaparsa, mutlu olacak, ondan yarar görecektir. Yeni dünyada ölüler dirilecek, ölmüş olan tüm sevdiklerimiz hayata gelecek. Eğer biz orada olmayacaksak bunu bilmek bizi ne derece mutlu eder? Eğer biz Tanrı’nın Sözünü hayatımızın her evresinde, her yönünde tutarsak, yaparsak sona kadar dayanacağız ve Yeni Dünyada ebediyen yaşayabileceğiz.
4 O nedenle bu çevre ibadeti bize sadece Tanrı’nın Sözünü işitmekle kalmamamız gerektiğini net bir şekilde hatırlattı. Eğer biz Tanrı’nın Sözünü işitir fakat uygulamazsak Yakub 1:22, 23’te tanımlanan adama benzeriz. Bu çevre ibadeti bizim için bir ayna görevi yaptı. O ibadette sunulanları izlerken kendi gerçek durumumuzu gördük. Şimdi ne yapacağız? “Kendi asıl yüzünü gören . . . . [ve] ne gibi bir adam olduğunu unut”an adama benzemek istemiyorsak, eksik yönlerimizi düzeltmek üzere ciddi çabalar harcayacağız. O zaman Tanrı’nın Sözünü tutmuş ve ondan yararlanmış olacağız.