Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 2/94 s. 5-6
  • “Bütün Milletler Sizden Nefret Edecekler”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • “Bütün Milletler Sizden Nefret Edecekler”
  • Krallık Hizmetimiz—1994
  • Benzer Malzeme
  • Hakikate Muhalefet Edenlere Karşı Durumumuz Nedir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Sebepsiz Nefret
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2004
  • Ezaya Rağmen Sevinçle Tahammül Etmek
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1982 (Dinsel Seri 12-24)
  • Yehova’nın Teşkilatına Yakın Kalın
    Yehova’nın İsteğini Yerine Getiren Teşkilat
Daha Fazla
Krallık Hizmetimiz—1994
km 2/94 s. 5-6

“Bütün Milletler Sizden Nefret Edecekler”

1 Hepimiz, son yıllarda Yehova’nın kavminin dünya çapında elde ettiği harikulade nimetler hakkındaki heyecanlandırıcı raporları işitmekten büyük sevinç duyduk. Malawi’de 26 yıllık acımasız zulümden sonra işimizin yasal olarak tanınması, sevinç gözyaşları dökmemize neden oldu. Tanrıtanımaz Komünizmin Doğu Avrupa’da çöktüğünü ve bunun harfiyen binlerce kardeşimizin onun zalim boyunduruğundan kurtulmasıyla sonuçlandığını gördüğümüz zaman, derin bir nefes alarak gönülden rahatladık. Yunanistan’da tapınma özgürlüğümüze meydan okunmasını endişeyle izledik. Avrupa’nın en yüksek mahkemesinde yankılar yapan bir zafer kazandığımızda, çok coştuk. Hakikati arayan insanlar için muazzam miktarda yayınların basılmasını mümkün kılmak üzere teşkilatın binalarının büyük ölçüde genişletildiğiyle ilgili haberleri işitmekten memnunluk duyduk. Ukrayna’nın Kiev kentindeki kongrede 7.400’den fazla kişinin vaftiz edildiğini öğrendiğimiz zaman, şaşmamak elimizde değildi. Evet, Gökteki Krallık işindeki bu göze çarpan ilerlemeler ruhumuzu oldukça coşturdu.

2 Sevinmemiz için büyük bir neden olduğu halde, aşırı derecede sevinçli olmaya karşı uyanık durmalıyız. Lehimizdeki gelişmelerle ilgili aldığımız haberler, iyi habere gösterilen muhalefetin azalıp bitmek üzere olduğu ve Yehova’nın kavminin dünya çapında kabul olunur duruma geleceği sonucuna varmamıza yol açabilir. Böyle bir düşünüş tarzı bizi aldatabilir. Rahatlık veren bazı zaferler kazanmış ve bazı ülkelerde iyi haberin ilan edilmesiyle ilgili engelleri azaltma konusunda bir ölçüde başarı elde etmiş olmamıza rağmen, dünya ile olan ilişkimizin temelde değişmediğini unutmamalıyız. İsa’nın takipçileri olarak biz “dünyanın bir kısmı” değiliz. Böyle olduğumuz için, ‘bütün milletlerin bizden nefret edecekleri’ kesindir. (Yuh. 15:19; Mat. 24:9) Bu şeyler sistemi var olduğu sürece, hiçbir şey “Mesih İsada takva üzre [Tanrısal bağlılıkla] yaşamak istiyenlerin hepsi eza çekeceklerdir” diyen temel kuralı değiştirmeyecektir.—II. Tim. 3:12.

3 Tarih kaydı bu uyarının gerçekliğine tanıklık eder. Hıristiyanlığın Kurucusu, İsa, kudretli hükümdarlar ve onların tebaaları önünde harikulade bir şahadet verdi; buna rağmen, her gün kötü muamele gördü ve sürekli olarak öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Onun resulleri, birçoklarının şakirt olmasına yardım ettikleri, Yunanca Mukaddes Yazıların kaleme alınmasında payları olduğu ve ruhun mucizevi mevhibelerini gösterdikleri halde, benzer şekilde nefret edilip kötü muamele gördüler. İyi davranışlarına ve komşularını sevmelerine rağmen, İsa’nın tüm takipçileri çoğunluk tarafından ‘her yerde ona karşı konuşulan’ hor görülmüş bir “fırka” olarak telakki edildi. (Res. İşl. 28:22) İsa’nın takipçilerinden oluşan küre çapındaki cemaat bugün Yehova’nın iradesini yerine getirmek üzere O’nun tarafından hayret uyandıran şekilde kullanıldığı halde, bu kötü şeyler sisteminin her unsuru tarafından sürekli muhalefet görmüş ve kötülenmiştir. Muhalefetin duracağını beklemek için hiçbir neden yoktur.

4 Birinci yüzyılda, Şeytan, İsa’nın takipçilerine farklı şekillerde zulmetti. Nefretle dolu muhalifler, açıkça yalanlar söyleyerek onların yanlış tanınmasına yol açtılar. (Res. İşl. 14:2) Art niyetli tehditlerle onları korkutma girişiminde bulunuldu. (Res. İşl. 4:17, 18) Öfkeli kalabalıklar onları susturmaya çalıştı. (Res. İşl. 19:29-34) Haklı bir neden olmaksızın hapishaneye atıldılar. (Res. İşl. 12:4, 5) Zulmedenler sık sık fiziksel şiddete başvurdular. (Res. İşl. 14:19) Bazı durumlarda özellikle suçsuz oldukları bilindiği halde öldürüldüler. (Res. İşl. 7:54-60) Resul Pavlus kişisel olarak hemen hemen tüm bu kötü muamelelere tahammül etti. (II. Kor. 11:23-27) Karşı duranlar, vaaz etme işini engellemek ve bu sadık hizmetçilere sıkıntı vermek üzere her tür fırsattan yararlanmakta aceleci davrandılar.

5 Bugün Şeytan benzer taktikler kullanmaktadır. Bizi yoldan sapmış bir mezhep veya inanç olarak tanıtmak amacıyla, apaçık yalanlar söylenmiştir. Bazı ülkelerde, otoriteler yayınlarımızın yıkıcı nitelikte olduğu yargısına varıp onları yasaklamıştır. Kanın kutsallığına olan saygımız açıkça alay ve tartışma konusu yapıldı. 1940’lı yıllarda, ulusal sembollerle ilgili davalar yüzünden öfkeli ayaktakımından oluşan kalabalıklar kardeşlerimize saldırıp yaralanmalarına neden oldu ve mallarını yok ettiler. Tarafsızlık davasından dolayı binlercesi hapse atıldı. Totaliter devletlerde kardeşlerimiz hükümeti yıkmak isteyenler diye yalan suçlamalara maruz kaldı; bu da yüzlercesinin hapishane ve toplama kamplarında gaddarca işkence edilmesi ve öldürülmesiyle sonuçlandı. Sürekli yapılan baskı, haksız yere beslenen nefretin hedefi olduğumuzu açıkça ortaya koyarcasına acımasızdı.

6 Gelecekte Neler Olacak? Yehova’nın kavmi dünyanın bazı kısımlarında baskıyı hafifletme konusunda ara sıra başarı elde edebiliyorsa da, genel durum aynı kalıyor. İblis, 1914’teki alçaltılması yüzünden halen öfkelidir. Vaktinin az olduğunu biliyor. Büyük sıkıntı yaklaştıkça, öfkesi de muhakkak yoğunlaşacaktır. Kendini, tahta oturtulmuş Kral İsa Mesih’e karşı olan savaşına tamamen adamıştır ve sonuna kadar savaşmaya kararlıdır. İblis ile cinleri öfkelerini ancak sadık bir şekilde “Allahın emirlerini tutup kendilerinde İsanın şehadeti olan” Yehova’nın yeryüzündeki kavminden çıkarabilir.—Vah. 12:12, 17.

7 Bu nedenle, geleceğe bakarken beklentilerimiz hakkında gerçekçi olmalıyız. İblis’in vazgeçeceğini veya pes edeceğini düşünmek için hiçbir neden yoktur. Onun bize karşı bu dünyaya aşılamış olduğu nefret, her an ve her yerde alevlenebilir. Birçok ülkede vaaz etme özgürlüğümüz ancak uzun süren bir mücadeleden sonra güvenlik altına alınmıştır. Bu tür özgürlük çok kısa ömürlü olabilir, çünkü bu özgürlük ancak şu anda bize sempati gösteren bazı yöneticiler veya toplumun beğenmediği kanunlar tarafından korunmaktadır. Şiddetli ayaklanmalar aniden başgösterebilir ve kargaşalığa ve insan haklarının sınırsızca çiğnenmesine yol açabilir.

8 Şu anda bazı ülkelerde sahip olduğumuz refah ile özgürlük birdenbire sona erebilir ve kardeşlerimiz geçmişte çektikleri aynı kötü muamelelere maruz kalabilir. Düşmanlarımızın pes ettiklerini düşünüp kayıtsızlık veya aldırmazlık ruhuna kapılmaya izin vererek gevşemek cüretinde bulunamayız. Bu dünyanın nefreti her zaman açık olarak gösterilmeyebilir, fakat şiddetini koruyor. Tanrı’nın Sözünde bu konuyla ilgili her şey, son yaklaştıkça dünyadan gelen muhalefetin dineceğini değil, yoğunlaşacağını gösterir. Bu nedenle tetikte olup “yılanlar gibi akıllı, ve güvercinler gibi saf” olduğumuzu göstermeliyiz. (Mat. 10:16) Ta sona kadar ‘zor bir mücadele’ sürdürmemiz gerektiğinin ve tahammülün kurtuluşumuzun anahtarı olduğunun bilincinde olmalıyız.—Yahuda 3; Mat. 24:13.

9 Dünyanın oturduğumuz kısmında, işimiz muhalefet edenlerden gelen herhangi göze çarpan bir engel olmaksızın ilerliyor olabilir. Bu bizi ciddi kaygılar için bir neden olmadığını düşünmeye yöneltebilir. Oysa tetikte olmak gerekiyor. Durumlar çabukça değişebilir. Uyarıda bulunmaksızın, muhalefet edenler bir davadan faydalanarak bunu bize karşı kullanabilirler. İrtidat edenler bizden şikâyet etmek üzere sürekli olarak bir neden arıyor. Faaliyetimiz tarafından tehdit edildiklerini hisseden öfkeli din adamları bizi aleni olarak suçlayabilir. Oturduğumuz yörede bir İbadet Salonu inşa etme planlarımız, bütün yöre sakinlerini ayağa kaldıran bir tartışmayı ateşleyebilir. Basında, bizi karalamaya çalışan tahrik edici demeçler çıkabilir. Yörede tanınmış kimseler bizi kasten yanlış tanıtabilir; dolayısıyla bu, komşularımızı ziyaret ettiğimizde onların bize düşmanca davranmasına neden olabilir. Hatta kendi aile çevremizde sevdiğimiz kimseler bile bize karşı gelip zulmedebilir. Dünyanın düşmanlığının canlı olup her an yüzeye çıkabileceğinin bilincinde olarak tetikte olmalıyız.

10 Bu Bizi Nasıl Etkilemeli? Yerinde olarak bütün bunlar düşünüşümüzü ve gelecekle ilgili görüşümüzü etkiliyor. Nasıl? Acaba bizi, tahammül etmemiz gereken şeyler konusunda endişeli ve korkak duruma mı getirsin? Yöremizde bazı kimseler rahatsız oluyor diye vaaz etme işimizde yavaşlayalım mı? Acaba haksız yere kötü muamele görmemiz, kendimizi kışkırtılmış hissetmek için geçerli bir neden mi? Bize yöneltilen davranışların Yehova’ya hizmet etmekten doğan sevincimizi çalması kaçınılmaz mıdır? Sonucun ne olduğuyla ilgili herhangi bir belirsizlik var mı? Hayır, asla! Neden yok?

11 Vaaz ettiğimiz mesajın bizden değil, Yehova’dan kaynaklandığı gerçeğini hiçbir zaman gözden kaçırmamalıyız. (Yer. 1:9) Şu öğüde kulak verme yükümlülüğü altındayız: “Onun ismini çağırın, kavmlar arasında onun işlerini bildirin, . . . . bütün dünyada bu bilinsin.” (İş. 12:4, 5) Yehova, kavminin sıkıntı çekmesine belli bir amaçla izin verdi, yani ‘isminin bütün dünyada ilan edilmesi için.’ (Çık. 9:16) Biz Yehova tarafından emredilen bir iş yapıyoruz ve korkusuzca konuşmak için bize cesaret veren bizzat Kendisidir. (Res. İşl. 4:29-31) Bu iş, eski şeyler sisteminin son günlerinde yapılabilecek en önemli, en yararlı ve acil iştir.

12 Bunu bilmek, Şeytan ve bu dünyaya karşı koymak hususunda sabit bir duruş almak üzere bize cesaret verir. (I. Pet. 5:8, 9) Yehova’nın bizimle beraber olduğunu bilmek ‘kuvvetli ve yürekli’ olmamızı sağlar, zulmedenler karşısında korkuya kapılmamıza yol açacak nedenleri ortadan kaldırır. (Tesn. 31:6; İbr. 13:6) Muhalefet edenler tarafından tehdit edildiğimizde daima takt dolu, makul ve basiretli olmaya çalıştığımız halde, tapınmamız söz konusu olduğunda, “insanlardan ziyade Allaha itaat etmek” üzere kararlı olduğumuzu açık bir şekilde göstereceğiz. (Res. İşl. 5:29) Kendimizi savunmak üzere konuşmak için uygun bir fırsat verilirse, bundan yararlanacağız. (I. Pet. 3:15) Bununla beraber, sadece bizi kötülemekle ilgilenen, yüreği katılaşmış kimselerle tartışmak için vaktimizi boşuna harcamayacağız. Bize karşı kötü davrandıkları veya yalan yere bizi suçladıklarında öfkeleneceğimize ya da misilleme yapacağımıza, ‘sadece onları kendi hallerine bırakacağız.’—Mat. 15:14.

13 Denemelere tahammül etmemiz Yehova’yı memnun eder. (I. Pet. 2:19) O’nun tasvibini kazanmak için hangi bedeli ödemeliyiz? Nefret edildiğimiz ve muhalefet gördüğümüz için kendimizi sevinçsiz bir şekilde hizmetimizin akışına mı terk etmeliyiz? Kesinlikle hayır! Yehova itaatimizi “sevinç ve selâmetle” ödüllendirmeyi vaat ediyor. (Rom. 15:13) İsa, yoğun sıkıntı karşısında, “önüne konulan sevinç”ten dolayı mutluluk duydu. (İbr. 12:2) Aynı şey bizim için de doğrudur. Tahammülümüzün ödülünün öylesine büyük olması sayesinde, acı veren denemelere maruz kaldığımız halde ‘sevinip meserretle coşmak’ üzere harekete geçiriliyoruz. (Mat. 5:11, 12) Sıkıntılı zamanlarda bile bizzat bu sevinç, Gökteki Krallık mesajını desteklemekle Yehova’ya hamt ve şeref vermek için bir nedendir.

14 Nihai sonuç hakkında endişeli veya kararsız olmamıza neden olan herhangi bir belirsizlik var mıdır? Hayır, Yehova’nın teşkilatı ile Şeytan’ın dünyası arasındaki çekişmenin sonucu uzun bir zaman önce kararlaştırılmıştır. (I. Yuh. 2:15-17) Muhalefetin yoğunluğuna veya büyüklüğüne bakmaksızın, Yehova bize zafer sağlayacaktır. (İş. 54:17; Rom. 8:31, 37) Tam anlamıyla deneneceğimiz halde, hiçbir şey ödülü almamıza engel olamaz. Yehova yalvarışlarımıza karşılık olarak bize barış ihsan ettiği için, “hiç bir şeyde kaygı çekme”mize gerek yoktur.—Fil. 4:6, 7.

15 Böylece, kardeşlerimizin zulümden kurtarıldığını veya geçmişte faaliyetin kısıtlanmış olduğu bölgelerde vaaz etme özgürlüğü kazandığını gösteren haberleri okuduğumuz her keresinde, Yehova’ya şükrediyoruz. Değişen durumlar binlerce samimi insanın Gökteki Krallık mesajıyla temas kurmasına fırsat verdiği zaman, çok seviniyoruz. Yehova, nefretle dolu muhalefete maruz kaldığımızda bize zafer vermeyi seçtiğinde, bunu gerçekten takdir ediyoruz. Yehova’nın, hakiki tapınma anlamına gelen ‘evini’ yükseltmek ve bütün milletlerden gelen “değerli” kimselere oraya girme fırsatı vermek üzere, işimizi her yönde bereketleyip başarılı kılacağını biliyoruz.—Hag. 2:7; İş. 2:2-4.

16 Aynı zamanda, düşmanımız Şeytan’ın çok kudretli olduğunun ve ta sona kadar azimli şekilde bize karşı koyacağının tam olarak farkındayız. Onun saldırıları açık ve göze çarpan ya da sinsi ve aldatıcı olabilir. Geçmişte sürekli barışın egemen olduğu yerlerde birdenbire zulüm başlayabilir. Kötü muhalifler bize haksız yere muhalefet ederken hırçın ve amansız olabilirler. Vakti gelince bütün bu kişiler “Allaha karşı da cenk ediciler” olduklarını anlayacaklar ve Tanrı onları helak edecektir. (Res. İşl. 5:38, 39; II. Sel. 1:6-9) Bu arada, neye tahammül etmemiz gerektiğine bakmaksızın, Yehova’ya vefakâr şekilde hizmet etmek ve Gökteki Krallık mesajını ilan etmek hususunda sabit kalmaya kararlıyız. ‘Makbul olduğumuzda hayat tacını alacağımızı’ bildiğimiz için yeryüzünde en mutlu kavmiz.—Yak. 1:12.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş