Meditasyon Basit Bir Rahatlama Yöntemi mi?
Sağlığa kavuşmak için Meditasyon ve mistisizme dayalı uygulamaların Mukaddes Kitap ilkeleri açısından sakıncalı bir yönü var mı?
Son zamanlarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kökenleri Uzakdoğu dinlerine dayanan birçok uygulamaya karşı ilgi artmıştır. Hinduizm’e dayanan meditasyon, Transandantal meditasyon olarak (TM) biliniyor. Bu Maharishi Mahesh Yogi tarafından başlatılmış ve 1960’larda Batıda yaygınlaşmış bir akımdır. Taraftarları bunun dinle ilgisi olmadığını söyleseler de, bir mezbah kullanılıyor ve Brahma’yı yaratıcı olarak ikrar eden Sanskrit dilinde bir ilahi söyleniyor. Hindu üçlüğünü öven başka ilahileri de bulunuyor.
AnaBritannica cilt 21 s. 154, 155’te bu meditasyonun nasıl yapıldığına dair şunları kaydediyor: “Transandantal meditasyon sırasında zihinde yenilenmesiyle kişinin düşünsel etkinliklerinin azalmasına ve bilinç düzeyinin derinleşmesine neden olan bir mantra (Sankrit dilinde “kutsal sözcük” ya da “hece”) kullanılır. . . . . Transandantal meditasyona bir öğretmenin yol göstericiliğiyle başlanır . . . . törenle para ya da başka armağanlar sunar ve öğretmeninin . . . . seçtiği . . . . mantra’yı alır.”
Yoga (“Üstün Ruhla insan canının birleşmesi” anlamına gelen bir sözcük) ise fiziksel ve zihinsel egzersiz, duruş, teneffüs egzersizleri ve yoğun düşünmek suretiyle konsantre olmaktan ibarettir. Hindistan’da ortaya çıkmış Yoga ise batılılaştırılmış ve gerginliği azaltmak, kilo vermek ve enerji kazanmak için kullanılır olmuştur.
Yoga’yı uygulayanlar şu gerçeği göz önünde bulundurmalıdırlar: Gerçekte Yoga sadece bir egzersiz değildir. Hindu dinine ait bir uygulamadır. Dr. B. S. Surti’ye göre, “Yoga felsefesinin başlıca hedefi, insan canının Üstün Ruh ile tamamen birleşme yolunu öğrenmektir.”
Budizm’in talep ettiği meditasyon da Hinduizm’inkine benzer. Zihni tek bir nesne, bedenin belirli bir kısmı, bir sözcük grubu veya bir bilmece üzerinde yoğunlaştırmak yoluyla düşünceye dalmayı savunur.
Her iki meditasyonla zihindeki diğer tüm düşünceler ve duygular boşalır. Meditasyon yapan kişi zamanla artık hayatı ve hayata özgü herhangi bir zevki arzu etmeyebilir.
Görüldüğü gibi bu tür düşünceye dalma yöntemleri Mukaddes Kitapla bağdaşmaz; bir kimse zihnini bilinçli olarak düşüncelerden boşaltmakla kendisini cinlerin etkisine açık bırakır. (Mat. 12:43-45’teki ilkeye dikkat edin.) Bu gerçek, bu tür uygulamaların İsa’nın bir takipçisi için uygun olmadığı gibi çok tehlikeli olduğunu da açıkça gösterir.
Bu tür rahatlamalarla insan toplumunun karmaşık sorunlarının çözülemeyeceğini biliyoruz. Mukaddes Kitap bunu ancak Tanrı’nın gökteki Krallığının yapacağını bildirir.—Dan. 2:44; 7:13, 14.
Ayrıca 1 Ekim 1984 tarihli Kule dergisinin “Bu Aldatıcıdan Sakın” ve Temmuz 1984 tarihli Bilimsel Seri’nin “Yoga Size Göre mi?” başlıklı makalelerine bakın.