Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 1/82 s. 26-27
  • Su—Olağanüstü Bir Madde

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Su—Olağanüstü Bir Madde
  • Uyanış!—1982 (Bilimsel Seri 1-4)
  • Benzer Malzeme
  • Yaşamsal Sıvı
    Uyanış!—2009
  • Görünmeyenin Araştırılması Neyi Ortaya Çıkardı?
    Uyanış!—2000
  • Yeryüzündeki Sular Tükeniyor Mu?
    Uyanış!—2001
  • Sonsuz Yaşam Vermek İçin Fışkıran Su
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
Daha Fazla
Uyanış!—1982 (Bilimsel Seri 1-4)
g 1/82 s. 26-27

Su—Olağanüstü Bir Madde

“OLAĞANÜSTÜ bir maddedir. Hemen hemen tüm fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından maddelerin yapımsal kuralına aykırıdır,” diyor bilginler. Acaba onlar, yeni keşfedilmiş, yabancı kimyasal bir madde hakkında mı konuşuyorlar?

Hayır! Onlar doğal su hakkında konuşuyorlar!

Suyu özel kılan nedir? İlk olarak onun molekülünün şeklidir. İki hidrojen atomu, oksijen atomuna, oyuncak ayının iki kulağı gibi yapışmış durumdadır; böylece molekül bir yana yatıktır. Bunun sonucu olarak her su molekülü küçük bir mıknatıs gibi hareket eder; negatif kutbu oksijen atomunun bulunduğu yöndedir, pozitif kutbu ise, hidrojen atomlarının bulunduğu yöndedir.

Bazı maddeleri mıknatıslaştırırsanız, onlar birbirine yapışabilirler, su molekülleri de aynısını yaparlar. Bu durum suya, büyük oranda bir “yüzey gerilimi” verir. Bu nedenle su, düz bir yüzey üzerinde boncuklaşır; görünürde yerçekimine karşı direnen su tepeleri oluşturur. Yüzey gerilimi daha az olan bir sıvı için, örneğin, alkol ile bu görünümü sağlamaya çalışın!

Isıtıldığı zaman, tüm moleküller titreşmeye ve birbirinden ayrılmaya başlarlar. Fakat birbirine “yapışmış” olan su molekülleri “açılmadan”, yani çözülüp buharlaşmadan, ısıyı büyük derecede emebilirler. Farz edelim ki, bir buz kalıbından ve bir altın kalıbından tüm ısıyı alarak onları mutlak sıfır noktası olarak bilinen (—273 derece C) duruma kadar soğutabiliyorsunuz. Şimdi hem altını, hem de suyu aynı derecede ısıtmaya başlayın. Aynı ısı miktarı, altının derecesini buzunkinden çok daha çabuk yükseltecektir. Altın eridiği zaman, buz hâlâ sıfır altı 184 derece soğuktur.

Su, bu kadar ısıyı emebildiğinden dolayı, gezegenimizin çoğunu kapladığına sevinebiliriz. Gündüzün büyük bir ısı miktarı yerin yüzüne ulaşmaktadır. Gece ise ısı birden kesilir. 24 saat boyunca meydana gelecek olan böyle şiddetli bir ısı değişikliği hayatımızı altüst edebilirdi. Ama okyanuslarda bulunan su kitlesi ısının çoğunu emer ve daha sonra onu yavaş yavaş salıverir ve böylece güneşin ısı etkisinin yoğunluğunu dengeler.

Su molekülünün şekli onun donma tarzını da etkiler. Bu nedenle donmuş olan su, aynı hacimdeki sudan daha fazla yer kaplar, başka sözlerle hacmi büyür ve yüzer.

Bu konuda su olağanüstü olmasaydı, hangi durumun meydana geleceğini lütfen düşünün. Her kış oluşan buzlar okyanusların dibine batacaktı; orada bulunan buzu güneş ışınları bir sonraki yaz döneminde de eritmeyecekti. Çok zaman geçmeden, okyanusların tümü donabilirdi. Ancak yazın yüzeyde ince bir su tabakası meydana gelebilirdi. Buharlaşacak daha az su bulunduğundan, az yağmur yağar ve topraklar kuraklık çekerdi. Sonuç olarak çok az şeyler hayatta kalırdı.

Hayatımız birçok yönden su molekülünün bu olağanüstü şekline bağlıdır. Acaba bu sadece bir raslantı sonucu mudur? Yoksa sevgi dolu bir Yaratıcı’nın üstün hikmetini mi yansıtıyor?

[Sayfa 26’daki resim]

SU MOLEKÜLÜ

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş