Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 3/83 s. 18-21
  • Atomik Radyasyon Ne Kadar Tehlikelidir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Atomik Radyasyon Ne Kadar Tehlikelidir?
  • Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • RADYASYON ASLINDA NEDİR?
  • ZEMİN RADYASYONU
  • “EK” RADYASYON
  • Bir Deneysel Fizikçi Yaratıcıya Nasıl İnandığını Anlatıyor
    Uyanış!—2014
  • Radon—Sizin Eviniz İçin De Bir Tehlike Mi?
    Uyanış!—1992
  • Dünya’nın Dinamik Kalkanları
    Uyanış!—2009
  • İçinizi Okuyan Bir Bilgisayar
    Uyanış!—1993
Daha Fazla
Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
g 3/83 s. 18-21

Atomik Radyasyon Ne Kadar Tehlikelidir?

IŞINLARI ne görüyor, ne de hissediyorsunuz, ama vücudunuz şu anda atomdan daha küçük olan ışın taneciklerinin sürekli ve çapraz ateşinin etkisindedir. Bu ışın tanecikleri, bir makineli tüfeğin çok küçük mermileri gibidir; ve vücudumuzdaki hücreler her gün çok sayıda tam isabet alıyor. Bu ışın taneciklerinin büyüklükleri ve biçimleri farklı olup size değişik hız ve etkiyle vuruyorlarsa da, onlara genel olarak atomik radyasyon adı verilir. Acaba radyasyon sizi nasıl etkiliyor?

Bu, basit bir soru değil mi?

Belki de bu soruya basit bir cevap istersiniz. Söylemek üzücüdür, çünkü basit cevabı yoktur. Radyasyonun bugün insanlar üzerindeki etkisinin ne olduğu konusu, çağdaş fen biliminde, tıpta ve hatta politikada en çok tartışılan konulardan biridir.

Belki 1979 yılında, Pennsylvania’daki Three Mile Island’da (A.B.D.) bozulan Amerikan atom reaktörünü hatırlıyorsunuz. Bu kaza sırasında, hiç kimse direkt olarak yaralanmadı; ama bu kazanın sonucu olarak daha sonraki günlerde biraz radyoaktivite kaçağı oldu. Bazı bilim adamları, radyoaktivitenin sonuç olarak yöredeki insanların binlercesinin kanserden ölmesine neden olacağını tahmin ettiler. Öte yandan, Three Mile Island kazası üzerinde çalışan Komisyonun başkanının resmi raporunda şöyle dendi: “Ya hiçbir kanser olayı olmayacak, ya da olayların sayısı, tespit edilemeyecek kadar küçük olacaktır.”

Kimler haklı çıkacak? Hiç kimse bunu emin olarak söyleyemez. Bunun nedeni Three Mile Island’a yakın oturan insanların, genellikle bu kazadan düşük oranda radyasyon almasıdır. Büyük oranda radyasyon alınınca ne olacağı konusunda bilginler genellikle hemfikirdir. Yüksek orandaki radyasyon, az zamanda hastalanmanıza yol açacak ve hayatta kaldığınız takdirde, ilerde kanser olma ihtimalini önemli ölçüde artırmış olacak. Düşük orandaki radyasyonun etkileri ise, henüz iyi anlaşılmamıştır.

RADYASYON ASLINDA NEDİR?

Her radyasyon aynı değildir. Atomik radyasyon, esasen ya elektronlar gibi ufacık atom parçalarından, ya da fotonlar gibi çok küçük enerji paketlerinden oluşmaktadır. Bazı atomların çekirdekleri sabit olmadıklarından dağılır ve bu süreç içinde radyasyon yayar. Bu sabit olmayan çekirdeklerin radyoaktif olduğu söyleniyor. Radyoaktif parçacıklar bir hücreye vurduğu zaman, biraz enerji salıverir, tıpkı bir merminin hedefine vurunca enerji salıverdiği gibi.

Hücreler genellikle, böyle ani çarpmalarla başa çıkabilecek bir durumda değildir. Onlar, tam bir uyum içinde ve birlikte çalışması gereken birçok değişik ve çok karmaşık moleküllerden oluşmaktadır. Bir atomik radyasyon parçacığı arka arkaya çarparak bu karmaşık molekülden bir elektron dışarıya çıkaracak ve böylece söz konusu molekülü bir iyon haline dönüştürecektir. İyonlar başka hücreler için çok tehlikeli olabilir; çünkü kaybettikleri elektronu yeniden almak için uğraşırken diğer moleküllerle zorlu reaksiyonlara girme eğiliminde olacaklar. Bunların başka moleküllere saldırması ve onlarda bir elektron almaya çalışması, hücre için bir felaket olabilir. Hücrenin onarma sistemi durumu düzeltemezse, hücre için uyumu bozulur, tehlikeli molekül bileşimleri ortaya çıkabilir ve hatta hücre ölebilir de.

Böyle tehlikeli iyonları oluşturabilen radyasyona, tahmin ettiğiniz gibi iyonlayıcı radyasyon denir. Düşük enerjili radyasyon, örneğin küçük dalgalar gibi, iyonlayıcı değildir.

Atomik radyasyonun bir kısmı, yüksek enerjili fotonlar veya gama ışınları gibi ağırlığı olmayan ve çok hızlı hareket eden parçacıklardan oluşmaktadır. Benzer yüksek enerjili fotonlar, radyoaktif bir kaynak kullanılmadan, insanlar tarafından sun’i şekilde üretilebilir; bunlara genellikle X veya röntgen ışınları denir. Doktorunuz veya diş hekiminiz, sizi X—ışınlarıyla muayene etmiş olabilir. Hem X—ışınları, hem de gama ışınları yüksek hızla hareket eden mermilere benzetilebilir. Fakat ilginç olan şudur ki, bazen gama ışınları kadar tehlikeli olan bu aynı fotonlar, daha düşük enerji yüklerinde zararsızdır. Örneğin, ışık da fotonlardan oluşmaktadır, ama biraz ışığa itirazımız yoktur! Daha da düsük enerji yüklü fotonlara mikro dalgalar denir. Bunlar iyonlayıcı değildir, ama yine de tehlikeli olabilir.

Atomik radyasyonun çok değişik bir türü de beta parçacıkları şeklindedir. Bu parçacıklar fotonlardan daha ağırdır ve daha yavaş hareket eder. Aslında beta parçacıkları sadece elektronlardır; tost makinenizi çalıştırırken tellerden geçen elektronlar gibi. Aralarındaki tek fark, söz konusu yüksek enerjili elektronların şiddetle radyoaktif bir çekirdekten çıkmalarıdır. Beta parçacıları veya gama ışınları hücrelerinize vurdukları zaman, benzer etkiler yaratır.

Bunlardan farklı olan bir de alfa parçacığı vardır. Alfa parçacıkları beta parçacıklarından, binlerce defa daha ağırdır; bu nedenle aynı hızla hareket edemez. Ama hücrelerinize vurduğu zaman gene çok tehlikeli olabilir. Eğer gama ışınlarının fotonları ve beta parçacıkları tüfek mermileri gibiyse, alfa parçacıkları da top mermileri gibidir ve hücre içinde büyük zarara yol açabilir. Hücre çoğu kez, beta parçacıklarının veya gama ışınlarının sebep olduğu zararları onarabilirken, alfa parçacıklarının yol açtığı zarar ancak büyük güçlükle onarılabilir. Radyoaktif bir atom iki proton ve iki nötronu bileşik durumdan çıkardığı zaman alfa parçacıkları oluşur.

Radyasyon bazen, sadece proton veya nötrondan oluşabilir. Yeryüzünü uzaydan bombardıman eden kozmik ışınlar, çoğu zaman yüksek enerjili protonlardan müteşekkildir. Son zamanlarda binaları veya tankları delip geçen böyle yüksek enerjili nötronları meydana getiren, nötron bombaları insan tarafından icat edilmiştir.

Değişik tip atomik radyasyonlar, insanların hücrelerini değişik yönden etkilediği için, bilim adamları, düşük oranlardaki radyasyonların etki bakımından birbirleriyle nasıl karşılaştırılacağı konusunda aynı fikre sahip değillerdir. Acaba (normal atomları radyoaktif yapabilen) nötronlar, hücreleriniz için gama ışınlarından iki kat mı, yoksa sekiz kat mı kötüdür? Bilim adamları bu konuda emin değildir.

Bu önemli bir sorundur, çünkü değişik insanlar, değişik türdeki atomik radyasyonların etkisinde kalırlar. Röntgen veya X—ışınlarının etkisinde kalanlar, en çok tek bir türden radyasyon alır, oysa uranyum madeni işçileri, yüksek oranda başka bir tür ve nükleer bir patlama sonucu meydana gelen roadyoaktif ışınların etkisinde kalanlar gene farklı bir tür radyasyon alır.

ZEMİN RADYASYONU

Hepimizin maruz kaldığı bir radyasyon türü vardır. Bu tabii “zemin” radyasyonudur. Bu, az miktarda radyoaktiv atomlar ihtiva eden yürüdüğümüz toprak ve bulunduğumuz evlerin tuğlalarından gelir. Biraz daha büyük orandaki radyasyon, yerin atmosferine çarpan kozmik ışınlardan gelmektedir. Başka bir miktarın kaynağı ise, vücudumuzdur! İnsan bedeninde büyük miktarda karbon ve potasyum bulunur; bunların az bir kısmı radyoaktiftir.

Ortalama olarak Kuzey Amerikalılar, yöresel topraklarında daha fazla radyoaktif maddelerin bulunduğu Brezilya ve Hindistan’da yaşayan kişilerin aldıkları radyasyonun ancak dörtte birine alıyorlar. Brezilya ve Hindistan’da bulunan bu fazla radyasyon tehlikeli midir? Olabilir. Öte yandan Kolorado’daki zemin radyasyonu, New York’takinden daha yüksektir. Ama orada kanser oranı daha düşüktür.

Düşük orandaki radyasyonun etkisini ölçmek çok zordur. Küçük orandaki bir orandaki bir radyasyon sizi rahatsız etmez, saçlarınızı dökmez, ama günün birinde kanser olma ihtimalinizi artırabilir. Fakat farzedelim ki, kanser oldunuz. Bunun nedeninin radyasyon olduğunu nasıl bileceksiniz? Kansere yol açan birçok etken vardır. Nükleer mühendisi Dr. Morgan’ın belirttiği gibi, “belirli bir tür lösemi, ardı ardına üç olayın cereyan etmesini gerektirebilir (ardısıra bağlanan üç elektrik sigortasının atması gibi.) Bu sigortaların bazıları virüsler, bakteriler, kimyasal maddeler, mekanik zarar lar ve radyasyonlar sonucu atabilir.”

Küçük bir radyasyon tozunun tehlikesi, kişiye göre değişebilir. Ciddi alerjileri olan bir çocuğun kanser olma ihtimali, normal bir çocuğunkinden üç veya dört kat fazla olabilir. Belki diğer bir çocuk, annesi gebeyken X—ışınlarıyla muayene edildiği zaman, radyasyona maruz bırakılmış olabilir. Bir çocuğun lösemiye yakalanma oranı normal bir çocuğunkinden yüzde elli daha yüksek olacaktır. Ama alerjileri olan bir çocuk, henüz rahimdeyken X—ışınlarına maruz bırakılmış olsaydı, ne olacaktı? Onun kanser olma ihtimali şimdi normal bir çocuğunkinden üç veya dört, hatta altı veya sekiz kat değil, elli kat daha yüksek olacaktı!

“EK” RADYASYON

Günümüzde çoğu insan, tabii zemin radyasyonundan başka bir de “ek” radyasyon alır. Amerika Birleşik Devletlerinde, ortalama yıllık radyasyon oranı, çoğu tıbbi X—ışınları (Röntgen) şeklinde olan bu ek radyasyondan dolayı hemen hemen iki katına çıkar. Acaba geçen ay göğsünüzün X—ışınlarıyla yapılan muayenesinde aldığınız ışınlar, beş yıl sonra sizde lösemi oluşturabilecek mi? Olabilir, ama paniğe kapılmadan önce, tüm tıbbi tedavi yöntemlerinin, aspirin almanın bile, bazı tehlikelere hazır olduğunu hatırlayın. Eğer X—ışınlarının yararları kanser olma tehlikesinden daha ağır basarsa, doktorunuz X—ışınlarıyla muayene olmanıza öncelik verebilir.

Ek radyasyonun daha olağan başka bir türü de, ev izolasyonunda yapılan enerji tasarrufudur! Bu nasıl olabilir? Çok kullanılan yapı malzemelerinde bir kaç radyoaktif radyum atomu vardır. Bu atomlar birçok evrelerden geçer, gitgide kurşuna dönüşerek parçalanır. Bu evrelerin birinde radyum atomu, radyoaktif bir gaz olan radona dönüşür. Radyum atomları radyum olarak kaldıkça, evin taşları veya tuğlaları içinde bulunan kristaller tarafından yakalanıp tutulmuş durumda kalır. Oysa eğer radon gazına dönüşürse, bu gaz kaçar ve bazı parçacıklar evdeki havanın içine kaçabilir.

Radon atomlarının bulunduğu havayı teneffüs ettiğiniz zaman, bu atomlardan bazıları akciğerlerinize kadar gidebilir; orada hemen kurşuna dönüşerek alfa parçacıkları salıverebilir. Alfa parçacıklarını hatırladınız mı? Bunlar hücrelerde çok zarar verebilen, atomdan küçük “top mermisidir”. Tabii, radyum atomu duvarda yakalanmış durumdayken çözülüp kurşuna dönüşürse, salıverdiği alfa parçacıkları asla size ulaşmayacaktır. Alfa parçacıkları havada pek uzaklara gidemez. Oysa, eğer (radon şeklinde) eski radyum atomundan oluşan radon gazı parçacığını teneffüs ettinizse, alfaya dönüşen parçacıklar vücudumuzun içinde hareket eder ve o zaman onlar çok zararlı olabilir.

Radon gazının tehlikeleri, yüksek oranda akciğer kanserine tutulmuş olan uranyum maden işçilerinin nesilleri boyunca doğrulanmıştır. Uranyum madeni işçilerinin yüksek oranda kanser olduğunu öğrenmek, bizi herhalde pek şaşırtmayacak; ama neden yalnız akciğer kanseri olsun? Bunun nedeni, uranyum madenlerinde radon gazının çok yoğun olması (çağdaş madenler şimdi çok daha iyi havalandırılıyor) ve bu gazın çıkardığı alfa radyasyonunun akciğer kanserine yol açmasıdır.

Böylece, radyasyon sadece yörenizdeki nükleer güç santrallerinden aldığınız bir şey değildir. Biraz radyoaktif olan kemiklerimizden, tıbbi X—ışınlarından (az miktarda X—ışınları çıkartan) renkli televizyonunuzdan, uçakla yaptığınız gezilerden (kozmik ışınlar daha yüksek yerlerde daha yoğundur) ve iyi izole edilmiş enerji tasarrufu yapan evinizden bu radyasyonu alıyorsunuz.

Düşük oranlı radyasyon ne kadar tehlikelidir? Hiç kimse bunu kesinlikle bilmez, ama gereksiz yere ona maruz kalmaya karşı, makul ölçüde tedbirler almak, kötü bir fikir değildir!

[Sayfa 20’deki çerçeve]

Alabileceğiniz Tedbirler

Parlayan ibreleri ve rakamları radyumla boyanmış olan saatleri almayın. Radyum, alfa parçacıkları çıkarır ve radon gazını salıverir. Böyle nesnelerin camı çatlaksa bunları atın

Radyoaktif kimlik kartlarını veya ehliyetleri uygun bir koruyucu kapakla saklayın. Etkilendiğiniz X—ışınlarını hatırlayın ve gerek olmadığı taktirde doktorunuzdan X—ışınlarının kullanılmasını istemeyin. X—ışını verildiği zaman, uygun şekilde korunmak üzere gerekli tedbiri isteyin. Renkli bir TV’niz varsa, bunu iyi çalışır halde tutun, uzaktan seyredin.

Radyasyon bulunan yerlerde çalışmanız gerekiyorsa, güvenlik için sıkı tedbir alın. Radon gazının birikmemesi için evinizin iyi havalandırıldığından emin olun. Bu, enerji tasarrufunu bırakmadan sıcaklık alıcıları ve vericileri kullanarak yapılabilir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş