Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 4/84 s. 20-22
  • İşitme Yeteneğinizi Koruyun

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İşitme Yeteneğinizi Koruyun
  • Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • NASIL İŞİTİYORUZ?
  • NE GİBİ BOZUKLUKLAR OLABİLİR?
  • ÇOCUĞUN DUYMASINI KONTROL ETMEK
  • İŞİTMEYİ KAYBETMEYİ ÖNLEMEK
  • Kulağınız Harikulade İletişim Aracı
    Uyanış!—1991
  • İşitme Duyunuzu Koruyun!
    Uyanış!—2002
  • Sahip Olduğumuz Armağanları Takdir Edelim
    Uyanış!—2011
  • Tanrı’nın Bir Hediyesi Olan Denge Duyusu
    Uyanış!—1996
Daha Fazla
Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
g 4/84 s. 20-22

İşitme Yeteneğinizi Koruyun

DİNLE! Ne duyuyorsun? Saatin tıkırtısını duyabiliyor musun? Ya klima cihazının uğultusunu? Ya sokaktaki sesleri? Seslerin ne anlama geldiğini anlayacak kadar iyi duyabiliyor musun?

Herhalde sen de birçoğumuz gibi işitme yeteneğinin sadece doğal bir şey olduğunu düşünüyorsun. Oysa, A.B.D. ve Kanada’da 15 milyondan fazla insan, ciddi bir sağırlıkla karşı karşıya gelmiştir. Bu kimseler için hayat güç olabilir. Örneğin zor işiten çocuklar, genellikle öteki çocuklar kadar erken konuşamazlar. Bazen de ana-babalar, çocuklarının işitmekle ilgili bir sorunu olduğunu fark edemedikleri için, “söylenenleri dinlemiyorlar” diye onlara öfkeyle bağırırlar. İyi duymamak, yetişkinlerde de sorunlar yaratır. Bazıları bu sorundan ötürü işlerini kaybetmekten korkarlar veya karşılıklı daha az konuşacaklarından evlilikleri bozulabilir.

Bunun için işitme yeteneğinin gerçekten değerli bir hediye olduğunu takdir etmelisiniz. Mukaddes Kitap şöyle diyor: “İşiten kulak ve gören göz, ikisini de Yehova (YD) yaratmıştır.” (Süleymanın Meselleri 20:12) O halde Tanrı’nın bu hediyesini nasıl koruyabilirsin? Önce, kulağınıza, nasıl işittiğinize bir göz atalım.

NASIL İŞİTİYORUZ?

Bir senfoni orkestrasının yumuşak müziğini veya çocuğunun sesini duyduğunda, işitme organının, havadaki titreşimleri veya ses dalgalarını algılar. Bu titreşimler, her saniyedeki titreşim adedine göre ölçülürler. Uluslararası anlaşmalar sonunda bu titreşimlere Hertz (Hz) adı verilmiştir. Normal bir insanın kulağının işitme sınırı, 20 Hz ile 20.000 Hz arasındadır. Piyanonun en alçak tonunun 27 Hz, en yükseğinin ise 4.000 Hz olduğunu göz önünde bulundurduğunda, bu sınır daha iyi anlaşılabilir.

Ancak kulağın bu titreşimleri iştebilmesi için yeterli bir yoğunluk olmalıdır. Bu yoğunluk desibel (dB) olarak ölçülür. Sıfır desibel, işitmenin alt sınırı olarak saptanmıştır. (Yani normal bir insanın kulağının duyabileceği en hafif ses) Öten bir kuşun sesi kulağa 15 dB’de, daktilonun sesi 60 dB’de, bir perçincinin sesi 100 dB’de ve bir jetin sesi 125 dB’de erişebilir; 130 dB ve ötesi ise, kulağınızın ağrımasına neden olur?

İşitme organı, genel olarak üç bölüme ayrılmıştır: Dış kulak, orta kulak ve iç kulak.

Dış kulak, sesleri toplayıp işitme kanalından orta kulaktaki kulak zarına sevk eder. Titreşen zar çekici, örs ve üzengi adlı üç orta kulak kemikçiğine bağlıdır. Böylece titreşimler, işitme düzeninin üçüncü bölümüne, yani iç kulağa aktarılır. Bu fevkalade karmaşık iç kulakta, koklea adı verilen yuvarlak kıvrımlı bir geçit bulunur. Koklea bir salyangozun kabuğunu andırır. Bu salyangozdan ses titreşimlerini, binlerce küçücük tüy hücrelerine aktaran bir sıvıyla dolu üç kanal geçer. Bu tüy hücreciklerine bağlı sinirler, ses titreşimlerinin mekanik enerjisini sinir impulslarına çevirirler. Bu impulslar sonra beyne sevk edilirler.

“Kulak” bir yaratılış harikasıdır. Örneğin, en hafif sesi duyabilmek için, kulak zarı ancak bir atomun çapından da az titrer. Fakat aynı zar, bu hafif sesin bir milyon katına bile dayanabilir.

NE GİBİ BOZUKLUKLAR OLABİLİR?

Normal işittiğimizi söyleyebilmek için kulağımızın en alçak seslerden en yüksek seslere kadar bütün sesleri duyabilmesi şarttır. Ayrıca, bir kimse her sesi çok alçak bir düzeyde ve yoğunlukta da duyabilmelidir. Ancak bazen bu nazik sistem sakatlanır.

Dış kulaktan gelen sakatlığın en büyük nedeni, bir doktorun temizlemesi gereken kulak kirinin birikimi veya yabancı bir maddenin işitme kanalına sokulmasıdır. Çocuklar genellikle kalem silgilerinden fasulye tanelerine kadar her türlüsünü işitme kanallarına sokmaya meraklıdırlar. Bu, tabii sağırlığa neden olabilir ve aynı zamanda kulağa da zarar verir. Eskilerin, “dirseğinden daha küçük hiçbir şeyi kulağına sokma” nasihati hâlâ hem çocuklara, hem de yetişkinlere seslenen yerinde bir öneridir.

Orta kulakta doğabilecek sorunlar ise, genellikle orta kulak alanında biriken sıvılardan doğar. Zamanla bu sıvılar iltihaplanmalara yol açabilir. Başka bir sorun da, orta kulak kemikçiklerinde devirgenliği yok edebilen bir büyüme olabilir. Bu da işitme kuvvetini azaltır.

Duymanın kaybolma nedeni, dış veya orta kulakla ilgiliyse, genellikle çabuk saptanabilir, çünkü böyle durumlarda ağır duyan kişi, karşısındaki yüksek sesle konuşunca gayet iyi duyabilir. İç kulakla ilgili sorunlar ise, çok daha karmaşıktır. İşitme organının bu bölümünde olabilecek hastalık veya zarar, nazik sinir hücrelerini yok edebilir. Bunun sonucu dış ve orta kulak ses titreşimlerini iç kulağa ne kadar iyi aktarırsa aktarsın, iç kulak bu titreşimleri beyne iletmez. Dolayısıyla bazı sesler diğerlerinden daha yüksek gelirler ve bu, ses karışıklığına neden olur. Dış ve ortakulakla ilgili sorunların çoğu başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak iç kulak için bu söylenilemez. İç kulak hastalıkları tedavi edilebilirlerse de, oradaki sinir sisteminin bozukluğu düzeltilemez.

Dolayısıyla, işitme eksikliğiyle ilgili herhangi bir sorun çıktığında, hemen tedavi olmanın hikmetli bir davranış olduğu açıkça bellidir. Özellikle ana-babalar, çocuklarının işitme yeteneklerini yakından izlemelidirler. Ancak çocuğunun işitmekle ilgili bir sorunu olduğunu nasıl bilebilirsin?

ÇOCUĞUN DUYMASINI KONTROL ETMEK

Bebekler dünyaya geldiğinden itibaren, ana-babalar adeta içgüdüsel olarak genellikle, çocuklarının yüksek bir sese veya sesin kaynağına doğru dönme durumunu gözlerler. Gene, çocuğun çevresinde yeni veya değişik bir ses duyulunca, onlar, onun oynamayı bırakmasına dikkat ederler. Bebeklerinin sesleri alğılayamadığını görünce, hemen doktora koşarlar.

Ana-babalar aynı zamanda çocuklarının bir kol saatinin tıkırtısını veya fısıltısı ile konuşulan seslere karşı tepkilerini de izlemelidirler. Şüpheleri olursa, bir doktor, işitme kuvvetini ölçen aleti kullanarak, çok daha incelikle testler yapabilir. Bu alet, kulağın hangi sesleri işitebildiğini ve seslerin ne kadar işitildiğini anlamak için kullanılan bir alettir. Bir sorun çıkarsa, hemen tedaviye başlanabilir. Bu tedavi kalıcı bir zararı önleyebilir.

Ancak bu tedavide dengeli davranmalıdır. Erginlik çağı öncesi çocuklarda sık sık kulak sorunları olur; bu sorun çocuğunuzda da olunca, telaşlanmanız için bir neden yoktur. Bu sorunlar genellikle çocuk erginlik çağına gelince kendiliğinden yok olur. Yerinde gösterilen ilgi ve müdahale, çocuğun bu zor yılları geçirip normal şekilde işitmesini sağlar.

İlginçtir ki, birçok sanayi kuruluşu, sağlık kurumları ve okullar işitmeyi koruma programları geliştirmişlerdir. Bu programlara katılanlar, düzenli aralıklarla kulaklarını kontrol ettirmektedirler. Bu kontroller, kimlerde kulak hastalıkları olduğunu, kimlerde olmadığı halde, işitmeyi kaybetme tehlikesi olduğunu ortaya çıkarır. Belki böyle bir program senin yörende de olabilir. Yoksa, çocuğunun işitmesini iki yılda bir veya çocuğun işitme zorluğu çektiği bir anda kontrol ettirmeyi düzenleyebilirsin.

İŞİTMEYİ KAYBETMEYİ ÖNLEMEK

Tabii, işitmekle ilgili kontroller, sadece küçük çocuklar için değildir. Gürültülü bir yerde çalışıyorsanız, düzenli bir şekilde kulaklarınızı kontrol ettirmeniz gerekir. Belki işitmenizde fark edilir bir bozukluk olmadan yıllar boyu aynı işte çalışmış olabilirsiniz. Buna rağmen, kulaklarınızın her an bozulabileceğini düşünün! Bu nedenle kulaklarınızın iyi duyduklarından emin olun. İyi yapılmış kulak tıkaçları veya kulak kapakları gibi koruyucular kullanın.

Erginlik çağındaysan, seçtiğin müzik türünün işitmen üzerine büyük etkisi olabilir. Örneğin, Rock konserlerinde çoğu zaman dinleyiciler tehlikeli olacak kadar yüksek bir desibelle karşılaşırlar. Üniversite ilk sınıf öğrencilerinden 1410’u arasında yapılan bir araştırma, onların yüzde 60’tan fazlasının “yüksek frekanslarda önemli ölçüde işitme eksikliği” olduğunu ortaya çıkardı. Acaba bunu oluşturan suçunu hiç değilse bir kısmı seçtikleri müzik türünden kaynaklanmış olamaz mı?

Yine, son zamanlarda çok uygun olan, oysa kulaklar için tehlike oluşturabilen stereo kulaklıklarından da sakın. The Wall Street Journal gazetesi, işitme uzmanlarının “Bu aletlerin, özellikle seslerin uzun zamanlar için dört çizgisine ve daha fazla açılması halinde . . . . kalıcı bir işitme zorluğuna yol açabileceği”ni söylediklerini yazdı. Bu bakımdan sesi az açmanız işitme yeteneğinizi koruyabilir!

Tabii, bütün bu önlemlere rağmen işitme eksikliği yaşlanmanın üzücü bir kısmıdır. 30 yaşında iken bile, yüksek frekanslı sesler, işitme yeteğinizi zayıflatmaya başlayabilir. Her geçen on yıl, orta ve alçak frekanslı sesler işitme yeteneğini azaltabilir. Bu özellikle yaşlılar için sıkıcı olabilir; çünkü orta sesler, net bir şekilde duyulmayınca sohbet zorlaşır; konuşma sesleri anlaşılmaz ve bozuk duyulur. Bu duruma yardımcı olmak için tıbbın yapabileceği bir şey yoktur, ancak bir kimse iyi bir işitme cihazıyla biraz rahatlayabilir.

Bununla beraber, işitme yeteneğini gerçekten takdir eden bir kimse, bu hediyeyi korumak için makul adımlar atacaktır: Düzenli olarak kontroller yaptırmak; bir bozukluktan şüphe ediyorsa, tıbbi tedaviye başvurmak ve yüksek desibellerin olduğu çevrelerde uzun zaman kalmamak gibi.

Diğer taraftan, işitme yeteneklerinin bir kısmını veya hepsini kaybetmiş olanlar için ne denilebilir? Onların ümitlerini kaybetmeleri gerekmez. Onlar da, halen sahip oldukları duyularına takdirle bakıp, onları tam olarak kullanabilirler. İşitmek zorluğu bir kimsenin tam veya faydalı bir hayat yaşamasını engellemez. Çok daha önemlisi ise, onlar Mukaddes Kitabın “sağırlarında kulakları açılacak” vaadinden dolayı teselli olabilirler. (İşaya 35:5) Mukaddes Kitapta bulunan bu ayet, başta muazzam bir ruhi tedaviye işaret eder. Ama bu peygamberliğin ruhi bereketlerinin yanında, fiziksel bir karşılığı olduğuna da güvenebiliriz: Sağırlar için mucizevi bir iyileşme.

Bu bakımdan iyi işitemeyenleri için gelecek fevkalade olacak. Ancak bu arada işitme yeteneğinizi koruyun. Bu, “işiten kulak”ın Yaratıcısını memnun edecektir.

[Sayfa 21’deki resim]

İnsan tarafından yapılan hiçbir işitme cihazı kulağınız kadar ustalıkla yapılmamıştır.

İşitme Siniri

Orta Kulak Kemikçikleri

Dış Kulak

İşitme Kanalı

Kulak Zarı

Koklea

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş