Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 4/85 s. 10-14
  • Bugün Makyaj Yaptınız Mı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Bugün Makyaj Yaptınız Mı?
  • Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • OYUNUN ADI REKLAMCILIKTIR
  • DAHA YÜKSEK FİYATA DAHA İYİ KALİTE ANLAMINA MI GELİR?
  • NET OLMAYAN TANIMLAMALAR
  • MAKYAJ MALZEMELERİ NE DERECE TEHLİKESİZDİR?
  • MAKYAJ MI YOKSA MASKE Mİ?
  • Nasıl Uygun Biçimde Makyaj Yapabilirim?
    Uyanış!—1991
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1992
  • Kutsal Kitap Devirlerinde Kozmetik
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
  • Estetik Ameliyat Olsam mı?
    Uyanış!—2002
Daha Fazla
Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
g 4/85 s. 10-14

Bugün Makyaj Yaptınız Mı?

Kadın Gözüyle Kozmetik Tezgâhının Ardına Bir Bakış

EĞER yaptınızsa, aynadan size gülümseyen bu güzel görüntü, herhalde balmumu, hintyağı, gomalak ve böcek cesetlerinin karışımından meydana gelmiş bir ürünün sonucudur.

Buna, egzotik bir yaratık mı, diyorsunuz? Olabilir. Ama o, makyajını bitirdiğinden artık insanlarla karşılaşmaya hazır olan “sadece” bir kadındır.

Kozmetiğin giyim kadar önemli olduğun düşünen birçok kadın, rujunu sürmediği zamanlar kendini ‘çıplak hisseder.’ Fakat bu, neden bazı kadınlar için böylesine bir ihtiyaçken, başka kadınlar için önemsizdir? Acaba makyaj, güzellik hedefine ulaşmaya yarayan bir yardımcı mı, yoksa güzelliği engelleyici bir etken midir? Okuduğunuz bütün ilanlara inanabilir misiniz? Eğer inanamazsınız, gerçeği hayalden nasıl ayırt edebilirsiniz? Gelin, milyonlarca kadın için bu derece çekici (bazen de hayal kırıklığına uğratıcı) bu konuyu birlikte araştıralım.

OYUNUN ADI REKLAMCILIKTIR

Tarih boyunca, kozmetiğe ve onun uygunluğuna karşı takınılan tutum, büyük çapta o dönemin hükümdarı veya hükümetinin kaprislerine göre değişmiştir. I. Dünya Savaşına kadar makyaj, bazen yapıldı, bazen de yapılmadı. Ama o zamandan sonra kozmetik endüstrisi büyük bir ticaret dalı olarak gelişmeye başladı. A.B.D.’de onun gayri safi geliri, 1914’te 40 milyon dolarken, 1982’de 13 milyar dolara ulaştı. Kozmetik endüstrisi bu olağanüstü gelişmesini reklam kampanyalarına borçludur.

Güzel bir kadın, televizyon ekranında şöyle şakımaya başlar: “Pahalıdır, ama vücudum buna değer.” Satıcı kadın merakla sorar: “Bu losyonu alacak mısınız, hanımefendi? Ama bu krem olmadan fayda etmez. Birini sabah diğerini de akşam kullanmalısınız.” Bir broşür, filan malzeme “üst deride, doğal cilt yenilenmesini hızlandırmak üzere . . . . çalışır . . . . Cilt . . . . daha genç . . . . gözükür” diye vaat eder.

Size satılmak istenen şeylere şöyle bir göz atalım. İlk örnekte normalden fazla para verdiniz, ama bunun ardında yatan “kendine iyi davran” şeklindeki benlik okşayıcı sloganı satın aldınız. İkinci örnekte, istediğiniz birmaddeyi aradınız, ama “tüm satış malzemesini” satın aldınız, çünkü ‘biri olmadan öbürü yarar sağlamaz.’ Sonuncu örnekte ise, hücre yenilenmesi, zarar görmüş olan bir cildin onarımını hızlandırdığı gibi, satın aldığınız madde: “Gözle görünmeyen zararsız tahrik edici bir reaksiyon yaparak yeni hücrelerin üretimini sağlar. Üst dokudaki yeni hücreler, yeni ve taze olabildikleri halde, bu tabakanın altında bulunan eski deri, katlanıp buruşmaya devam eder.” Sizin bir gramını 600 liraya satın aldığınız şey, gerçek çare değil, sadece bir ümittir.

Başka güçlü bir reklam türü de kadın dergilerinde bulunur. Bu dergilerin etkilerini araştıran Dr. Ellen McCracken şöyle demiştir: “Çok küçük yaşta başlayan kadınların genellikle sahip oldukları güvensizlik duygusu, kadın dergilerinin sergiledikleri mükemmellik görüntülerinden dolayı bir hayli artmaktadır.” Gerçekte ne kadar çok reklam yapılıyor! Advertising Age dergisine göre, McCracken, “kadın dergilerinin reklam konusunda liste başında” olduğunu söylüyor. Tek bir sayısının 610 sayfasında sadece reklama yer verilmişti, bu da derginin yüzde 76’sı demekti. Araştırmacının söylediğine göre, “başyazılarında gizlenen reklamları da sayacak olursak, derginin yüzde 95’ine yakın kısmı sadece reklamdır.” Bu reklamlar acaba kaça mal olmaktadır? Sadece arka sayfa ilanı aylık 99.000 dolara satıldı. Bu parayla kaç tüp ruj satın alınabilirdi!

DAHA YÜKSEK FİYATA DAHA İYİ KALİTE ANLAMINA MI GELİR?

Çarşıdaki 100 liralık bir ruj ile şık bir mağazadaki 3000 liralık bir ruj arasında acaba bir fark var mıdır? Alacağınız cevap soracağınız kişiye bağlıdır. Dev kozmetik şirketleri buna “evet” derler; ama düşük fiyatlı yapımcılar “hayır” derler. Sonuncular, fiyat farklılıklarının nedeninin paketleme ve pazarlamada olduğunu iddia ederken, büyük kozmetik şirketleri, yeni ürünleri araştırma ve geliştirme ile renklerde ve inceliklerde daha fazla çeşitlilik ve daha fazla reklam giderlerini fiyatlarında artış nedeni olarak gösterirler.

FDA’nın (A.B.D.’deki Gıda ve İlaç Yönetiminin Halkla İlişkiler Bürosunun) yazarı Margaret Morrison şunları söyledi: “Her ne kadar kozmetik reklamları bazen ürünlerinde sihirli katkıların bulunduğunu ima ediyorlarsa da, yapılan kimyasal analizler, herhangi bir kategoride bulunan ürünlerin örneğin ruj, deodoran, yüz kremi gibi kozmetiklerin temelde aynı terkibe sahip olduklarını gösteriyor.”

İlginç olarak kozmetik şirketleri çok defa ürünlerini aynı fabrikaya yaptırırlar, oysa pazarlamalarını kendileri yaparlar. Bu da sadece isimlerin ve paketlemenin değişik olduğu anlamına gelir, çünkü birçok rakip kozmetik ürünü aynı bileşime sahiptir. Bu uygulama sağlığınıza değil ancak kesenize zarar verir.

NET OLMAYAN TANIMLAMALAR

Dikkatli olun, çünkü kozmetiklerin reklamlarında ve kutularında kullanılan birçok terim iyi tanımlanmamıştır. Bir reklam, bir ürünün “zengin bir yumuşatıcı” olduğunu iddia edebilir. Acaba hangi şeyde zengin? Veya “tedavi gücü” olan bir kozmetik için ne denilebilir? “Tedavi” sözcüğünün yasal bir tanımı olmadıkça, imalatçıya göre “tedavi” neyse odur. Veya “gözenek temizleyen” ürünler hakkında ne söylenebilir? The Medically Based No-Nonsense Beauty Book adlı kitap şu cevabı vermektedir: “Tıkalı gözeneklere erişebilen ve onları temizleyebilen bir malzeme kesinlikle yoktur. Ürünlerini bu şekilde öven hiç kimseye inanmayın.” Bu tür tanımların şüpheyle karşılanması önerilir.

Reklamın gerçeğe uygun olması için kullanılan değişik terimler dikkatle seçilir. Örneğin, bazı etiketlerde ‘gerginleştirici’ ve ‘buruşmayı önleyici’ gibi sözlere rastlayabilirsiniz, fakat hiçbir zaman buruşukluğu ‘yok edici’ terimini göremezsiniz. Güneşe karşı koruyucu maddeler ihtiva eden ürünlerde, güneşlenmenin neden olduğu erken buruşmaları ‘önlemekte’ yardımcı olabilen morötesi ışınları emen bazı kimyasal maddeler bulunur. Derideki kırışıklıklar ise, içinde saf vazelin bulunan kremler sayesinde daha az fark edilen bir duruma getirilebilir. Saf vazelin cildi kapladığından, ışık deride yansımalar yaparken küçük kırışıklıkların görülmesini engelleyebilir. Cilt üzerinde kuruduğu zaman cildi gerer ve geçici olarak kırışıklıkları gerer. Olay tamamen budur. Başka kremler, cildin hücreleri üzerinde şişirici bir etki yaparak cilde daha düzgün bir görünüm sağladıklarını iddia ederler. Kırışıklığı önleyici, hücreler üzerinde şişirici bir etkisi olsun veya gerginleştirici olsun, tek geçerli kırışık “giderici” estetik ameliyattır!

MAKYAJ MALZEMELERİ NE DERECE TEHLİKESİZDİR?

Birçok ülkede kozmetiklerin zararsız olması, içinde bulunan maddeler, onların etkileri, paketlenmesi ve etiketlendirilmesiyle ilgili kanunlar vardır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinde kozmetikler “temizlemek, güzelleştirmek, çekiciliği artırmak” için kullanılır. Bu ülkede kozmetikler, sadece kişinin dış görünümünün daha iyi olması için üretildiğine göre, onlar bir vücut işlevini değiştirdiği takdirde ilaç sayılırlar. Ruj, kozmetik olarak kabul edilir; terlemeyi önleyici maddeler ilaç sınıfına girer, çünkü yapımcılara göre, onlar terlemeyi durdurur, böylece vücudun doğal bir işlevini değiştirir. Öte yandan deodoranlar terlemeyi önlemez, sadece ter kokusunu giderir, geciktirir veya bastırır.

Federal Almanya’da Kozmetikler kanunu 1978’de Ortak Pazar kurallarına göre değiştirildi. O zamandan beri bir sürü zehirli madde tamamen yasaklandı. Başka maddeler ise, uzun süre uygulanınca cilde zarar verebileceği için, ancak küçük miktarlarda kullanılabilirler. A.B.D.’de bir kozmetik yapımcısı, “herhangi bir malzeme veya kozmetik maddenini kullanılışından sorumlu olarak, normal kullanım şartları altında, tüketici için zararlı oldukları ispatlanana kadar” bunları kullanabilir. Bu nedenle FDA şöyle demektedir: “Herhangi bir kozmetiğin kesinlikle zararsız olduğunu söyleyemeyiz.” Yapımcı, kendi ürünlerinin zararsız olduğunu kanıtlayamazsa, etiketleri üzerine kanunen: “UYARI—bu ürünün tehlikesizliği saptanmamıştır” diye yazmaya mecburdur.

Fakat müşteri de bir sorumluluk taşıyor, çünkü bazı kozmetik maddelere karşı alerjisi olabilir. Özellikle bu, saç boyalarında bulunan maddelerle ilgili bahis konusu olabilir. Bazen bir madde cildin üzerinde kırmızı lekeler yaratabilir veya kaşıntıya sebebiyet verebilir. Bundan dolayı herhangi bir maddenin kullanılmasından önce bir deneme yapmak, tavsiye edilir. Ayrıca bütün maddeleri sadece tarifeye uygun olarak kullanmak çok önemlidir, zira bazı olumsuz etkiler, maddenin fazla miktarda kullanılmasından meydana geliyor.

Tehlike açısından kozmetiğin bileşimine giren maddelerin teste tabi tutulması, acaba nasıl gerçekleştirilir? Amerika’daki kaynaklara göre, “her yıl 60’la 100 milyon arası hayvan biyotıbbi programlarda kullanılmaktadır” ve buna kozmetik testler de dahildir. Draize adlı test, “maddelerin gözü ne oranda tahriş ettiğini saptar. Sabun damlaları, parfüm ve buna benzer maddeler albino tavanlarının gözlerine damlatılır; böylelikle bunların insan gözüne zarar verip vermedikleri saptanır.” Bu can acıtıcı testlerin yerine doku kültürleri, bilgisayar modelleri ve bakteriler önerilmektedir, Discover dergisine göre birçok bilim adamı “hayvan deneylerinin sayısının zamanla büyük ölçüde azaltılabileceği ve günün birinde, Draize testi gibi testleri yani ölüm-kalım meselesi olmayan işleri bilgisayarların yapabileceği” kanısındadırlar.

MAKYAJ MI YOKSA MASKE Mİ?

Bir kadına neden makyaj yaptığı sorulduğunda, cevap olarak onsuz “ölü” gibi gözüktüğünü söylemişti. Başka bir kadın da şunları hissetmiştir: “Gözlerimi boyayana kadar, görünmez bir insan gibiyim. İnsanlar: ‘İşte yüzü olmayan o hoş kadın geçiyor’ diyorlar.” Başkaları ise, şu kadının hissettiğini hissederler: “Makyajdan nefret ediyorum, bana ürperti veriyor, sürdüğüm her şey beni yeşile büründürüyor.”

Tabii, kişi, makyaj yapıp yapmamak üzere şahsen karar vermelidir. Makyaj yapanlara, kozmetiğin “güzelleştirici, çekiciliği artırıcı” şeklindeki tanımı yardımcı olabilir. Siz, acaba nasıl anılmak istersiniz, mavi gözlü güzel kız diye mi, yoksa gözlerinde mavi far olan genç kız diye mi?

Kocanın karısının kulağına eğilerek: “Bu kadın yüzünü neden bu hale soktu?” diye fısıldama gereği duyduğu duruma ne denmeli? Karşılarındaki kadının yanaklarının altında ve burnunu kenarlarında kahverengi çizgiler vardı. Yanakları üzerinde ve elmacık kemiklerinde beyazımsı pembe çizgiler bulunuyordu. Yanakları çingene pembesi, kirpikleri maskara yüklü, dudaklarının çevresi siyahımsı çizgilerle çevrelenmiş, içine de mor bir ruj sürülmüştü. Adamın karısı, o kadının tıpatıp mankenlerin dergilerde verdikleri makyaj dersini uyguladığını anlayarak, kocasına “kadın kontur bir makyaj yapmış” diye cevap verdi. Bu makyaja göre burun daraltılıyor, gözler büyütülüyor ve benzeri şeyler yapılıyor. Fakat sonuç nasıl bir görünüm sağlamıştı? Bu, makyaj mıydı, yoksa bir maske miydi?

Kadınlığını tam yansıtan bir kadın çekici ve zariftir. Makyaj yapmasa da kendine güvenebilir. Makyaj yaptığı zaman da kendine güvenir, çünkü aşırılığa kaçmaz; sadece doğal yüz hatlarını birazcık belirginleştirmek için yüzüne bir ifade vererek renk katmıştır. Kişinin konuşması ve giyim tarzı kendisi hakkında nasıl bir etki yaparsa, makyaj da aynı şeyi yapar. Bu, “etki” onun nazik, kibar, onurlu veya sert, atılgan, mütehakim tavırlı biri olduğunu söyler. Hiçbir zaman, birinin kişiliği yerine sadece makyajı dikkati çekmemelidir. Eğer sadece kişinin makyajı göze çarpıyorsa, çekciliğini değil, izlediği reklamlar şekillenmiş olur.

Girişte bahsettiğimiz güzel görünümlü hanımın yüzüne sürdüğü malzemeler ruj (hintyağı ve balmumu), rimel (gomalak) göz farı (yani dişi kırmız böceğinin kurutulmuş cesetlerinden elde edilen kızıl renk) idi.

Sonuç olarak, makyaj yapsanız da yapmasanız da mutlu ve güler yüzlü olun.

[Sayfa 12’deki çerçeve]

Kozmetiğin Güvenli Bir Şekilde Kullanılması İçin Tavsiyeler

1. Her türlü makyaj ürünü zarar verici bakterileri besleyebilir, bu nedenle stoklarınızı yaklaşık dört ayda bir yenileyiniz.

2. Yeni bir rimel satın aldığınız zaman, eski fırçayı atınız.

3. Makyaj yapmadan önce ellerinizi yıkayınız.

4. Malzemeniz su ile kullanıyorsa, tükürük yerine su kullanınız.

5. Fırçalarınızı ve makyaj aletlerinizi en az haftada bir kere yıkayınız.

6. Bakterileri yok etmek için kalemlerinizi devamlı yontunuz. Kalemtıraşınızı alkollü bir pamukla siliniz?

7. Mikropların bulaşmasını ve maddelerin bozulmasını önlemek için, şişelerin kapaklarını kapatınız.

8. Kozmetik malzemelerinizi başka kişilerle paylaşmayın; mikrop bulaşabilir.

9. Zarar görmüş ve tahriş olmuş ciltler için kozmetik kullanmayınız.

10. Kozmetikleri çocuklardan uzak tutunuz.

11. Yan etkisi olduğunda o malzemeyi kullanmaktan vazgeçiniz. Probleminiz devam ederse, bir doktora başvurunuz; kozmetik kutunuzu ve içindeki talimatları doktorunuza gösteriniz.

12. Malzemeyi üreten fabrikalara veya satıcılarına veyahut devletin sorumlu olan sağlık kontrol merkezine böyle olumsuz etkiler hakkında bilgi veriniz.

[Sayfa 13’teki çerçeve]

Bir Kadının Dış Görünümü Hakkında Tanrı’nın Sözü Neler Söylüyor:

“Aynı süretle kadınlar, . . . . sade kıyafette, hicap ve vekar ile . . . . kendilerini tezyin etsinler.”—I. Timoteos 2:9.

“Allah indinde çok kıymetli olan halim ve sakin ruhun fena bulmaz süsü, yüreğin gizli insanı olsun.”—I. Petrus 3:4.

“Letafet aldatıcıdır, ve güzellik boş şeydir; fakat Allahtan korkan kadın övülür.”—Süleymanın Meselleri 31:30.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş