Eğlence Programlarında Şiddet Konusunda Hangi Yenilik Var?
Film ve TV programlarında canlı şekilde sergilenen seks ve şiddet sahneleri seyircilere yeni fikirler aşılayıp, onların bizzat hayatlarında benzer şekilde davranmalarına yol açıyor mu? Uzun zamandır tartışılan bu konu yakın tarihlerde yeni bir boyut kazandı.
Wisconsin (A.B.D.) Üniversitesinde psikoloji profesörü olan Dr. Leonard Berkowitz şöyle dedi: “Böyle fikirler, genel olarak duygularımızla denetlenir.” Fakat bu gibi film ve programlar sanatsal anlatım örnekleri olarak sunuluyor ve belki de bazı eleştirmenlerin olumlu yorumlarını alıyorsa, “bunun, yalnız filmin değil, davranışın da doğru olduğu izlenimini yaratmakta katkısı oluyor. Böylece seyirci gafil avlanıyor ve duyguların etkinliği azalıyor.” Çoğu durumlarda olduğu gibi buna seks de katılıyorsa “daha güçlü bir tahrik meydana geliyor ve insanların edindikleri yeni fikirlere göre davranma olasılığı artıyor.”
The New York Times gazetesinin bu tipteki birçok filmlerle ilgili bir makalesinde Dr. Berkowitz’in 20 yılı aşan süre boyunca yaptığı araştırmalarının sonucundan söz ediliyor. Makaleye göre, böyle programlar birçok insana “özellikle sakıncalıdır, çünkü onların, en tüyler ürpertici ve şiddetli saldırılara bir saygınlık havası kazandırdığı görülüyor.”
[Sayfa 29’daki pasaj]
“Fakat mukaddeslere yakışır surette aranızda zina ve her türlü pislik yahut tamah anılmasın bile; ve lâyık olmıyan edepsizlik ve ahmakça söylenmek, yahut kaba şakalar olmasın; fakat daha ziyade şükredilsin.” “Hak olan ne varsa, muteber olan ne varsa, âdil olan ne varsa, saf olan ne varsa, sevimli olan ne varsa, hakkında iyi söylenen ne varsa, eğer bir fazilet ve eğer bir sitayiş varsa, onları düşünün.”—Efesoslular 5:3, 4; Filipililer 4:8.