Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 4/91 s. 28-29
  • İnsan Hayatı Ne Zaman Başlar?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İnsan Hayatı Ne Zaman Başlar?
  • Uyanış!—1991
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Hayat Döllenmede Başlar
  • Doğmamış Bir Çocuğun Hayatı Değerlidir
  • Çocuk Aldırma
    Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
  • Kutsal Kitap Kürtaj Hakkında Ne Der?
    Kutsal Kitapla İlgili Soruların Cevapları
  • İnsan Hayatı Ne Zaman Başlar?
    Uyanış!—2009
Daha Fazla
Uyanış!—1991
g 4/91 s. 28-29

Mukaddes Kitabın Görüşü

İnsan Hayatı Ne Zaman Başlar?

TENNESSEE Eyaletinin Beşinci Adli Bölgesi için, 21 Eylül 1989, olağanüstü bir gündü. O gün, oradaki bir bölge mahkemesi, dondurulmuş yedi insan cenininin kime ait olduğuna dair fikir beyan etti. Bu ceninlerin, vasilik hakkının boşanan ana-babalardan hangisine verilmesi gerektiğini kararlaştırması gerekmişti. Bununla beraber, öncelikle başka bir dava halledilmeliydi: Söz konusu ceninler, mal mı yoksa insan mı sayılmalıydı?

Dünyaca ünlü genetik bilimcisi Parisli Profesör Jerome Lejeune, mahkeme önünde tanıklık etti ve her insanın eşsiz bir başlangıcı olduğunu söyledi. Döllenme anında, yani “gebe kalınır kalınmaz, insan insandır.” Başka sözlerle, profesörün söylediği gibi, ceninler üç hücreli (zigot) evresinden başlayarak “küçücük birer insandır”!—İtalikler tarafımızdan.

Bir yetişkinin sahip olduğu hakların zigota da tanınması gerektiğini söyleyip söylemediği sorulduğunda, Dr. Lejeune şöyle cevap verdi: “Bunu bilecek durumda değilim. Ancak, bunun bir insan olduğunu söyleyebilirim. Bu insanın başkaları ile aynı haklara sahip olup olmadığına bir yargıç karar vermeli . . . . Bir genetik bilimcisi olarak bana, bu varlığın bir insan olup olmadığını soruyorsunuz ve ben de size, onun hem bir varlık hem de bir insan varlığı olduğunu, evet bir insan olduğunu söylüyorum.”

Mahkemenin, en çok Dr. Lejeune’nin çürütülmemiş tanıklığına dayanarak vardığı çarpıcı üç sonuç şunlardır:

◻ “Döllenmeden başlayarak bir insan cenininin hücreleri birbirinden farklı, eşsiz ve görevlerine göre en üstün derecede özeldir.”

◻ “İnsan cenini mal değildir.”

◻ “İnsan hayatı döllenmede başlar.”

Acaba bu, Mukaddes Kitabın, insan hayatının başlangıcı hakkında söylediğiyle uyum içinde midir?

Hayat Döllenmede Başlar

Yehova Tanrı, “hayatın kaynağı”dır ve “biz onda yaşıyoruz, hareket ediyoruz ve varız.” (Mezmur 36:9; Resullerin İşleri 17:28) Yaratıcı’nın görüşüne göre, hayat ne zaman başlar? Tanrı, döllenmeden sonraki ilk gelişme evreleri sırasında bile, çocuğun hayatını çok değerli sayar. Yukarıda sözü edilen mahkeme kararından 3.000 yıl önce, peygamberi Davud’a şunu yazmasını ilham etti:

“Anam karnında beni ördün. Sana şükreylerim; çünkü heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım; işlerin aciptir; ve canım bunu pek iyi bilir. Gizli yerde [rahimde] yaratıldığım zaman, dünyanın derin yerlerinde [rahimdeki karanlığın şairane şekilde dile getirilişi] şaşılacak surette kurulduğum (örüldüğüm) [vücutta rengârenk ipliklerle örülmüş gibi var olan toplar ve atar damarlara bir atıf] zaman, bedenim sana gizli değildi. Gözlerin beni cenin iken gördü; ve daha onlardan hiç biri yokken, benim için tayin olunan günlerin (kısımların) hepsi senin kitabında yazılmıştılar.”—Mezmur 139:13-16.

Döllenme anından itibaren gelişen hayat, sanki kocaman bir kitapta yazılmış olan talimatlara uyuyormuşçasına çok kesin bir sıra izler. Dr. Lejeune’e göre, “zigotun içinde bulunan bilgiler, eğer bir bilgisayara aktarılsaydı, bu bilgiler bilgisayara daha sonra olacakları hesap etmesini sağlayacak talimatları verirdi. Bu bilgi miktarı da, kimsenin ölçemeyeceği kadar büyüktür.”

Doğmamış Bir Çocuğun Hayatı Değerlidir

Böylece rahmin içinde gelişen çocuk, bir hücre yumağından çok farklıdır. Büyük değer taşımaktadır. Bu nedenle, Tanrı, doğmamış bir çocuğa zarar veren kişiden hesap sorulacağını söyler. Çıkış 21:22-25’te yazılı olan kanun şöyledir: “Eğer adamlar kavga edip bir gebe kadına çarparlar, ve onun çocuğu düşerse, ve bir zarar olmazsa, kocasının kendi üzerine tayin edeceği gibi tazmin edecek, ve hâkimler vasıtası ile verecektir. Fakat zarar (ölüme yol açan kaza) olursa, o zaman can yerine can, . . . . vereceksin.”

Bazı Mukaddes Kitap tercümeleri, yukarıdaki ayetleri, kadının başına gelenlerin, kanunun ana noktası olduğu şeklinde tercüme eder. Oysa, asıl İbranice metin, dikkati annenin ya da çocuğun ölümüne yol açan bir kazaya çeker.a Dolayısıyla, istenmeyen bir çocuğu doğurmaktan kaçınmak için onu, bile bile düşürmek, bir insan hayatını kasten almak demektir.

Bazı insanlar, bir ceninin, hayatını rahmin dışında sürdüremediğinden dolayı, bir insan hayatı olmadığı fikrini ileri sürebilirler. Bu boş bir düşüncedir. Hiç kimse, ancak birkaç dakika önce doğmuş olan bir bebeğin bir insan olduğundan şüphe etmez. Böyle olmakla birlikte, o çocuk, dışarda bir tarlada çıplak durumda bırakılsaydı, ne kadar zaman hayatta kalacaktı? Çocuk tamamıyla çaresizdir ve cenin ya da fetüs gibi, kendi hayatını sürdüremez. Yeni doğmuş bebeğin barınağa, sıcağa ve yiyeceğe ihtiyacı vardır—bunları sadece, anne gibi bir yetişkin sağlayabilir.

Bu nedenle, yukarıda sözü geçen adli karar, Mukaddes Kitabın, insan hayatının döllenmede başladığına dair görüşüyle uyum içindedir. Doğmamış olanların hayatı, sanki istenmeyen yabancı bir nesne gibi kasten atılabilecek önemsiz bir şey değildir. İnsan hayatı, sadece rahimden çıktıktan sonra değil, rahmin içinde de kutsaldır.

[Dipnotlar]

a “Zarar” (İbranice, a·sohn) ismi, “gebe kadın” ile özel olarak bağlantılı değildir; böylece “zarar” (“ölüme yol açan kaza”) kadınla sınırlı olmayıp uygun olarak onun rahmindeki “çocuğu”nu da içermektedir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş