Mukaddes Kitabın Görüşü
Her Yaratma Gününde Başlatılanlar Daima Bitirildi Mi?
YEHOVA’NIN ŞAHİTLERİNE zaman zaman, Seni Mutlu Edecek İyi Haber adlı kitaplarında gösterilen yaratılıştaki sırayla ilgili sorular sorulmaktadır. Bu sorulardan bazıları, yaratılış olaylarının bu kitapta verilen sırasıyla birçok jeologun iddia ettiği sıra arasında bir farklılık olduğuna işaret etmektedir.
Örnek olarak, İyi Haber kitabının 71, 72. sayfalarında, kuşların memelilerden önce ortaya çıktığı gösterilirken, jeologların, kuşların memelilerden sonra ortaya çıktıklarını söyledikleri görülmektedir.
Bununla birlikte, birçok jeologun kuşların memelilerden sonra geldiğini düşünmelerine karşın, başka jeologlar, memelilerin kuşlardan sonra ortaya çıktıklarına inanmaları ilginçtir. Bu ikinci durumla ilgili bir örnek, Colin Patterson’un Evolution (Evrim) adlı kitabının 132. sayfasında bulunmaktadır. Bu, fosil kaydından elde edilen delillerin kesin olmadığını gösteriyor.
Fakat acaba Mukaddes Yazıların Tekvin kitabının 1. babında geçen her yaratma gününde başlatılan olayların daima bitirildiğini görebiliyor muyuz? Yoksa yaratma olayları, başladıkları günün ötesine taşıyorlar mı? Mukaddes Kitaba dayanan İyi Haber kitabı uçan yaratıkların, memelilerden önce yaratılmaya başlandığını söylüyor. Tekvin 1:20’de “uçan yaratıklar”, “kuşlar” olarak tercüme edilen İbranice sözcük ‛ohf’dur ve anlamı, kanatlı böcekleri ve pterozorlar [pteron (kanat)] gibi uçan sürüngenleri de içerebilir. İlk böcekler, pterozor gibi yaratıklardan önce gelmiş olabilirler; ayrıca bu zar kanatlı uçan sürüngenler, hem kuşlardan hem de memelilerden önce ortaya çıkmış olabilirler.
Mukaddes Kitabın yaratılış kaydı, Yehova Tanrı’nın yaratma işlerinin tümünü ayrıntılarıyla vermiyor. Bu kayıt sadece, yeryüzünün, canlıların yaşayabileceği bir hale gelmesi için yapılan belli başlı aşamaları sıralar ve geniş bitki ve hayvan kategorilerinin düzen içinde ortaya çıkışını gösterir. Bu nedenle Tekvin kaydı, kanatlı böcekleri, uçan sürüngenleri ve kuşları ayrı ayrı sıralamaz; fakat bunları, “uçan yaratıklar” olarak tercüme edilen genel ve geniş kapsamlı İbranice sözcük içinde toplar.
Mukaddes Kitapta, Tekvin 1. bapta kullanılan İbranice fiillerin bitmemiş eylem gösteren bir halde olmaları, yaratılışın, Tanrı tarafından devam ettirilen bir faaliyeti kapsadığını gösterir. Ayrıca Tekvin 1. bapta geçen yaratma günleri, 24 saatlik günler değil, binlerce yıl süren devirlerdi.—Yerde Yaşam, Evrimle Mi Yoksa Yaratılışla Mı Başladı? kitabının 33. ve 49. sayfalarına bakın.
Örneğin, Tekvin 1:3, birinci günde ışığın yaratılmasından söz etmektedir. J. W. Watts tarafından yapılan tercümeye göre, bu ayet şöyledir: “Sonra Tanrı, ‛ışık olsun’ dedi; ve ışık giderek var oldu.” Benjamin Wills Newton’un tercümesi de aynı şekilde, bir kere başlatılmış bir olayın süregelen gelişimini şöyle belirtiyor: “Ve Tanrı, ışık olmaya başlasın, dedi [gelecek zaman], ve ışık olmaya devam etti [gelecek zaman].” (Parantezler Newton tarafından, her iki ayetteki italikler tarafımızdan.) Yeryüzüne ulaşan ışığın yoğunluğu giderek arttı ve bu süreç daha sonraki zamanda da devam etti.
Işığın “yaratılması”, yeryüzü açısından birinci günde tamamlanmamıştı. Bu ışığın kaynakları birinci günden önce de pek tabii ki mevcuttular, fakat yerin yüzeyinden görülmeleri mümkün değildi. (Tekvin 1:1) Birinci gün görülen sadece, yeryüzünü ‘kundak’ gibi saran katmanların incelmesiyle, yayılan ışığın yerin yüzeyine süzülmesiydi. (Eyub 38:9) Yerin yüzeyinin aydınlanması, ışığa engel olan katmanların incelmesiyle giderek arttı.
İkinci yaratma gününde Tanrı, bir boşluk—yani atmosferi—yaratarak, yerin yüzeyindeki suların yüzeyin üstündeki sulardan ayrılmalarını sağladı. Watts’ın tercümesi bunu Tekvin 1:6, 7’de şöyle ifade ediyor: “Sonra Tanrı, ‛suların ortasında bir boşluk olsun ve sular birbirlerinden ayrılsın,’ diyerek devam etti. Böylece Tanrı, boşluğun altındaki suları, boşluğun üstündeki sulardan ayırdı; ve giderek böyle oldu.” (İtalikler tarafımızdan.) Nasıl birinci günde ışık, yerin yüzeyine sadece ilk haliyle ulaşıp son haliyle görünmediyse, ikinci günde de boşluğun oluşumunun sadece başlangıcı görüldü. Tamamlanmış hale hemen ulaşılmadı.
Tekvin 1:9, 11 ayetleri Watts’ın tercümesinde üçüncü günle ilgili olarak şunları söylüyor: “Sonra Tanrı, ‛göklerin altındaki sular bir yere toplansınlar, ve kuru toprak görünsün’ diyerek devam etti; ve giderek böyle oldu. Sonra Tanrı, ‘yeryüzü, otlar, tohum veren bitkiler, yeryüzü üzerinde kendi türüne göre meyve veren tohumu olan meyve ağaçları çıkarsın’ diyerek devam etti; ve giderek böyle oldu.” (İtalikler tarafımızdan.) “Giderek” sözcüğünün kullanılması, zamanın akışı içinde belirli bir noktada tek bir olaydan ziyade, devam eden bir yaratma faaliyetini gösterir.
Dördüncü günde dramatik değişiklikler görüldü: “Sonra Tanrı, ‘geceyi gündüzden ayırmak için göklerin boşluğunda ışıklar olsun, ve onlar işaretler ve mevsimler ve günler ve yıllar için olacaklar. Ayrıca onlar, yeryüzüne ışık vermek için göklerin boşluğunda ışıklar olacaklar’ diyerek devam etti; ve giderek böyle oldu. Böylece Tanrı, gündüzün hâkimi olarak büyük olanı ve gecenin hâkimi olarak da küçük olanı, iki büyük ışığı ve benzer şekilde yıldızları yaptı.”—Tekvin 1:14-16, Watts, italikler tarafımızdan.
İşte şimdi ilk defa olarak, güneşin ışıkları daha yoğun bir şekilde yerin yüzeyine ulaşmışlardı. Işık kaynakları, yani güneş, ay ve yıldızlar, yerin yüzeyinden görülebiliyorlardı. İlk yaratma günü ile ilgili anlatımda, ışık için kullanılan İbranice sözcük olan ’ohr, genel anlamda ışık demektir; oysa dördüncü gün için kullanılan sözcük olan ma’ohr, ışık kaynağı anlamına gelir.
Beşinci günün özelliği, ihtimal büyük su sürüngenleri de dahil, suda yaşayan canlı türlerinin yaratılmasıdır. Tekvin kaydı şöyle demektedir: “Ve Allah dedi: Sular canlı mahlûkların sürülerile kaynaşsın, ve yerin üstünde, gökler kubbesinin yüzünde kuşlar (uçan yaratıklar) uçsunlar. Ve Allah büyük deniz canavarlarını, ve suların kendilerile kaynaştığı cinslerine göre hareket eden her canlı mahlûku, ve cinsine göre her kanatlı kuşu (uçan yaratığı) yarattı; ve Allah iyi olduğunu gördü.” (Tekvin 1:20, 21) Böylece, uçan yaratıklar da bu süre içinde meydana getirilmişlerdi. “Cinsine göre her kanatlı kuşun (uçan yaratığın)” yaratılışı, bu gündeki yaratma sürecinin başlamasıyla, beşinci gün boyunca devam etti.
Tekvin 2:19’un, uçan yaratıklarla ilgili olarak, yaratma faaliyetinin sürekliliğinden söz ettiği anlaşılır, çünkü orada şöyle yazıyor: “Yahveh Tanrı, yerin toprağından bütün kır hayvanlarını ve göklerin bütün kuşlarını [“her uçan yaratığı,”] yapmaya ve onlara ne ad vereceğini görmek için adama getirmeye devam etti.”—Watts, italikler tarafımızdan.
Böylece Mukaddes Yazılardaki Tekvin kitabının 1. babının anlattığı kayıt, yeryüzünün herhangi bir türde yaratığın yaşamasına uygun bir aşamaya getirilmesinden sonra, geniş bitki ve hayvan kategorilerinin Tanrı tarafından yaratılmaya başlandığını göstermektedir. Bu geniş bitki ve hayvan kategorilerinin, “uçan yaratıklar” gibi birçok ayrı yaşam türüyle doldurulması, Tanrı’nın devam eden ve ilerleyen bir işiydi. Süregelen bu Tanrısal faaliyet, başladığı yaratma gününün ötesinde de devam etmiş olabilirdi.
Jeoloji kaydı eksiktir ve onun karmaşık düğümünü çözmek isteyenlerin teorik eğilimlerine bağlı olarak yoruma açıktır. Yerde Yaşam, Evrimle Mi Yaratılışla Mı Başladı? (sayfa 12) kitabında gösterildiği gibi, Mukaddes Kitap, yaratılıştaki sıra da dahil olmak üzere, bilimsel konulara değindiği zaman tutarlı şekilde doğrudur.
[Sayfa 17’deki pasaj]
İlerleyen yaratma faaliyeti “giderek” sözcüğünün kullanılmasından görülmektedir
[Sayfa 18’deki pasaj]
Birçok canlı türünün yaratılması, Tanrı’nın ilerleyen bir işiydi
[Sayfa 19’daki resimler]
Yeryüzü üzerinde ışık ilk olarak birinci gün göründü fakat sonraki günlerde, giderek arttı
1. Gün
2. Gün
3. Gün
4. Gün