Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 9/92 s. 12-15
  • Yeme Bozukluğu Olanlara Yardım

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Yeme Bozukluğu Olanlara Yardım
  • Uyanış!—1992
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Soruna Eğilin
  • Kuvvet Gösterilerinden Kaçının
  • Güven Duymasına Yardım Edin
  • Açık Bir İletişim Geliştirin
  • Özveri İçeren Sevgi Gösterin
  • Bende Beslenme Bozukluğu Var mı?
    Uyanış!—2006
  • Neden Kilo Saplantımdan Kurtulamıyorum?
    Uyanış!—1999
  • Sevdiğiniz Birinin Psikolojik Rahatsızlığı Varsa
    Uyanış!—2004
  • Ek: Anne Babaların Soruları
    Gençler Soruyor: Sorular ve Pratik Cevaplar, 1. Kitap
Daha Fazla
Uyanış!—1992
g 9/92 s. 12-15

Yeme Bozukluğu Olanlara Yardım

BUGÜN dünya çapında milyonlarca aile, yeme bozukluğu olan bir üyesiyle uğraşmak zorundadır. Bazı bölgelerde, bulimi (doymaz iştah hastalığı, tıka basa yiyip kendini zorlayarak yediklerini çıkarma), anoreksi (kuruntulu iştahsızlık, kronik yiyememe veya yemeyi reddetme) ve aşırı yeme (kontrolsüz yemek yeme) salgın haline gelmiştir.

Bu rahatsızlıklara en çok kadınlarda rastlanır. Bekâr ya da evli, her yaştaki kız ve kadında görülür. Bu tür dertleri olanlar arasında, on beş ila yirmi, hatta daha da küçük yaştaki kızlar kadar, olgun yaştaki kadınlar ve büyükanneler de bulunur. Rahatsızlananların yüzde 90’ı kadınlar ve kızlar olduğundan, bu makalede esas olarak onlara hitap edeceğiz.

Sevdiğiniz birinde yeme bozukluğu varsa, kuşkusuz ona yardım etmek istersiniz. Fakat bir bulimi hastasına oburca yeme ve yediğini çıkarma nöbetlerini durdurmasını söylemenin, zatürree geçiren birine öksürmemesini söylemekten bir farkı yoktur. Yeme bozukluğu olan birine yardıma kalkışmadan önce, genelde bu rahatsızlığın temelinde yatan duygusal sorunları tanımalı ve onlara hitap etmelisiniz. Önemli olan, yalnız iyi niyet değil, beceridir. Bazen hastalığa neden olan sorun, kişinin çocukluğunda cinsel yönden kötüye kullanılmış olmasından kaynaklanır. Bu durumda, genelde böyle bir rahatsızlığı olan kişinin yetkili bir danışmandan özel yardım alması gerekir.

Soruna Eğilin

Çocuğunuz, hanımınız ya da kız arkadaşınızda yeme bozukluğu olduğunu fark etmeniz her zaman kolay değildir. Bunun nedeni, yeme bozukluğu olanların içine kapanık olmasıdır. (Yandaki çerçeveye bakın.) Ne var ki, böyle bir illet kendiliğinden geçip gitmez. Hastayla, durumu hakkında ne derece çabuk konuşulur ve kendisine ne derece yardımcı olunursa, iyileşme olasılığı da o derece büyük olur.

Yeme bozukluğu olduğundan kuşkulandığınız biriyle konuşmadan önce, ne söyleyeceğinizi ve onu söylemenin en uygun zamanını dikkatle düşünün. Sakin olduğunuz ve konuşmanızı kesecek bir engelin çıkmayacağını umduğunuz bir zamanı seçmelisiniz. Yanlış bir yaklaşım—karşınızdakini ezerek ve tehdit ederek konuşmanız gibi—aranızdaki iletişimi koparıp, durumu olduğundan daha da kötü hale getirebilir.

Yemek bozukluğu olduğundan kuşkulandığınız biriyle konuşurken, onu yargılayarak değil, gerçekleri dile getirerek konuşun. Örneğin, şöyle diyebilirsiniz: ‘Epeyce zayıfladın. Elbiselerin üzerine bol gelmeye başladı. Acaba bunun nedeni ne olabilir?’ Ya da, ‛Banyoda çıkardığını duydum. Biliyorum, bu senin için hoş olmayan bir konu, fakat sana yardım etmek istiyorum. Birbirimizle açık konuşabilir miyiz?’ Karşınızdaki öfkeyle karşılık verse ve durumu yalanlasa bile, sakin bir yaklaşım tarzı, onu meseleyi görüşmeye razı edebilir. (Süleymanın Meselleri 16:21) İlk görüşme için gerçekçi bir hedef, açık konuşmayı başarmaktır.

Aile fertlerinin vücut ölçülerini aşırı derece önemsediği ve çocukların başta dış görünüşleri ve başarılarıyla övüldüğü evlerde sık sık yeme bozuklukları ortaya çıkar. Bu nedenle, aile üyelerinden birinde yeme bozukluğu başlarsa, ailenin diğer fertleri tutumlarını ve öncelikle önem verdikleri şeyleri yeniden gözden geçirmelidirler. Hastanın sorununun çözümü, aile fertlerinin kendilerinde değişiklikler yapmalarında bulunabilir. Aslında onların gayreti, çoğunlukla bu rahatsızlığa tutulanın iyileşmesinde en önemli etkenlerden biridir.

Kuvvet Gösterilerinden Kaçının

Bir ailede, kuruntulu iştahsızlık hastası olan bir kızın ana babası, başka çıkar yol bulamayarak, yemeği harfiyen onun ağzına tıkıştırmaya çalıştı, fakat kız direndi ve ana babasına karşı koyabilmekten zevk de duydu. O halde, bir kimseyi yemeye zorlayamayacağınızı ya da oburca yemekten alıkoyamayacağınızı kabul etmeniz gerekir. Hastayı ne derece zorlamaya çalışırsanız, olay, o derece inat mücadelesine dönüşecektir.

Kızı Lee kuruntulu iştahsızlık yüzünden neredeyse ölecek duruma gelen Joe, şu itirafta bulundu: “Yemek yemesini tartışma konusu ettiğim her keresinde durum daha da kötüye gitti. Sonunda yemek konusunu ağzıma almamak zorunda kaldım.” Eşi Ann, kızlarına neyin yardımcı olduğunu şöyle anlattı: “Onun böyle aşırı davranışlara başvurmadan da yaşamını kontrol altında tutabileceğini anlamasını sağladık. Bunun bilincine varmak onu kurtardı.” Yemek sorununu sürekli tartışma konusu yapmamak hikmetli bir davranıştır. Yememe illetine tutulmuş birinin, yemek yerse bunun size değil, kendisine yararı dokunacağını anlayabilmesini sağlayın.

Güven Duymasına Yardım Edin

Yeme bozukluğu olanların çoğu, mükemmelliğe aşırı düşkün kişilerdir. Birçokları, hayatta başarısızlıkla pek karşılaşmamışlardır. Bazen bu kişilerin ana babaları—bütün iyi niyetlerine rağmen—sorunu daha da zorlaştırmışlardır. Nasıl mı? Çocuklarının karşılaşabileceği her aksiliğin önüne geçip aşırı koruyucu davranmakla.

Öyle ise, ana baba, çocuklarının hata yapmanın hayatın olağan bir kısmı olduğunu ve kişisel değerinin hatalarına göre ölçülmediğini anlamasına yardımcı olmalıdır. Süleymanın Meselleri 24:16: “Salih yedi kere düşer de, yine kalkar” diyor. Ana baba, kızlarının, hayattaki yenilgilerinin normal, geçici ve üstesinden gelinebilir olduğunu anlamasını sağlayabilirse, aksilikler onu yıkamayacaktır.

Ana baba, her çocuğun değişik bir yapıya sahip olduğunu kabul edip takdir etmelidir. İsa’nın takipçisi olan ana babalar, gerçi çocuklarını ‘Yehova’nın yetkili öğüdüyle’ yetiştirmeye çalışıyorlarsa da, gene de onların kendilerine özgü bir kişilik oluşturmasına izin vermelidirler. (Efesoslular 6:4) Çocuğu, size hoş görünen bir kalıba sokmayın. Bir kız, yeme bozukluğunu yenebilmek için, kişiliğine değer ve saygı gösterildiğini hissetmelidir.

Açık Bir İletişim Geliştirin

Evin hanımında ya da kızında yeme bozukluğu olan birçok ailede iletişim zayıftır. Yeme bozukluğu olan kimse, düşünceleri ana babasının ya da eşininkine ters düşerse, genelde fikrini belirtmekte güçlük çeker. Bu durum özellikle, ‛Söyleyecek iyi bir sözün yoksa, hiçbir şey söyleme’ kuralının egemen olduğu evlerde izlenir. Hasta, içindeki düş kırıklığını unutabilmek için yemeye başvurur.

Örneğin, Matthew, karısının aşırı yeme rahatsızlığından kurtulabilmesine yardımcı olamadı. “Kendini üzüntülü hissettiği zaman ağlıyor ve sonra yemeye başlıyor. Aslında kendisini neyin rahatsız ettiğini bana hiç söylemiyor” diye sızlanıyordu. Bir danışman onlara, karşılıklı konuşmak üzere haftada bir saat ayırmaları ve bu bir saat içinde birbirlerinin sözünü kesmeden şikâyetlerini dile getirmeleri fikrini verdi. Matthew, “Bu benim gözümü açtı” dedi. “Monika’yı birçok şeyin mutsuz ettiğinin ve daima kendimi haklı çıkarmaya çalıştığımın farkında değildim. Aslında kendimi çok iyi bir dinleyici sandığım halde, hiç de öyle biri olmadığımı anladım.”

Eşinize ya da çocuğunuza yardım etmek istiyorsanız, olumsuz duygularıyla ve hoşlanmadığı şeylerle ilgili olarak onu dinlemeye hazır olmalısınız. Kutsal Yazılara göre, ‛fakirin [düşkünün] feryadını’ dinlemek yerindedir. (Süleymanın Meselleri 21:13) Joe ve Ann bu dersi öğrenmek zorunda kaldılar.

Joe, kuruntulu iştahsızlık hastası olan kızıyla ilgili şu sırrını söyledi: “Lee değişik bir fikre sahip olduğunda, onun söylediklerinden aceleyle bir sonuç çıkarıp, kızgınlığımı belli etmekten vazgeçmem gerekti.” Karısı Ann şunları ekledi: “Kızınızın söylemek istediklerini dinleyin. Kendi sözlerinizi ağzına tıkmayın. Gerçek duygularını anlamaya dikkat edin.”

Ann meseleyi şu örnekle açıkladı: “Önceleri, Lee birinin kendisini incittiğinden yakındığında, her zaman ona karşısındakinin bunu kasten yapmadığını anlatmaya çalışırdım. Fakat bu davranışım onu daha da sinirli yaptı. Bugün ise, o yakındığında, ‛Bunun sana ne kadar acı geldiğini biliyorum. Bunun seni neden yıktığını anlıyorum’, diyorum. Hemen fikrini değiştirmeye çalışmaktansa, onunla duygudaş olmaya çalışıyorum.” O halde, karşınızdakini gerçekten dinleyin, onun niyetini ve düşüncelerini zaten bildiğinizi sanmayın.

Açık bir iletişim varsa, kişi, duygu fırtınalarına kapıldığı sırada teselli bulabilir ve sağlıksız bir yeme alışkanlığına başvurmak üzere kendini zorlanmış hissetmez. Dawn, aşırı yemek yeme ve bulimi hastalığının neden nüksetmediğini şöyle açıkladı: “Kendimi altüst hissettiğim her zaman kocamla konuşabiliyorum. O çok anlayışlı davranıp beni teselli ediyor.”

Özveri İçeren Sevgi Gösterin

Bulimi hastası kızı kalp yetersizliğinden ölen yaslı bir baba şu öğütte bulundu: “Çocuklarınızı, sizce yeterli olandan çok daha fazla sevin.” Evet, sevginizi ifade etmekte cömert davranın. Çocuğunuz ya da eşinizin, onlara olan sevginizin, dış görünüşlerine veya hayattaki başarılarına bağlı olmadığını anlamalarını sağlayın. Ama yeme bozukluğuna tutulan birini sevmek kolay değildir. Bunun içindir ki, başarabilmenin anahtarı, özveri içeren sevgidir. Mukaddes Kitap onu, nazik, sabırlı ve bağışlayıcı olmak şeklinde tanımlar. Özveri başkasının yararını kendi çıkarından önde tutmak üzere duyulan istekliliktir.—I. Korintoslular 13:4-8.

Kızlarının bulimi hastası olduğunu öğrenen bir ana baba da, ne yapacaklarını bilemez durumda kalmıştı. Baba şunları belirtti: “Kendi kendime ‛ne yapacağından emin olmadığın zaman, nazik şeyler yap’ dedim. Onun, hassas bir çocuk olduğunun ve çok ciddi kişisel bir sorunla karşı karşıya bulunduğunun bilincindeydim. Bu durumda nazik davranışlarda bulunmak, ona yeniden güven aşılayıp ruhen destek olmaktı.”

Kızına şunu sordu: “Annenin ve benim, bu sorunu yenmene yardım etmek için, düzenli olarak bilgi almamıza karşı mısın?” Kız, onların bu nazik ilgisini takdir ettiğini belirtti ve böylece ana babası zaman zaman ondan bilgi alabildiler.

Baba, “Yeni bir kriz gelene dek bazen günler, sonra haftalar ve daha da sonra aylar geçtiği zamanlar oldu. Fakat gelip de bize yeniden bir krize tutulduğunu anlattığında, ona yeniden cesaret vermeye çalıştık ve düş kırıklığına uğradığımızı gösteren bir yüz ifadesi asla takınmadık” dedi. Anne şunları ekledi: “Birbirimizle sık sık konuştuk. Ona gözle görünür bir aşama gösterdiğini söyledim. ‛Vazgeçme! Bu kez iki hafta dayandın. Haydi, şimdi ne kadar daha fazla dayanacağını görelim’ dedim.”

Baba şu yorumda bulundu: “Kızımızın yeme düzenindeki gariplikleri uzun zaman fark edemememizin bir nedeni, akşam yemeklerini pek nadiren birlikte yememizdi. Bu nedenle, akşam yemeklerini ailemle beraber yiyebilmek için çalışma programımda değişiklikler yaptım.” Beraber yemek üzere yapılan ayarlama ve ana babanın sevgiyle gösterdiği sabır ve özen kızlarının tamamen iyileşmesini sağladı.

Ana babalar, hasta kızları için en yararlı olanı yapmaya gayret gösterirken, sevginin bir ifadesi olan disiplini sağlamaktan da geri durmamalıdırlar. (Süleymanın Meselleri 13:24) Kızlarını, davranışlarının sonuçlarından korumaya çalışmamalıdırlar. Bir oburluk nöbetinde tükettiği yiyecekleri kendi harçlığıyla yeniden almak ya da yediklerini zorla çıkararak kirlettiği banyoyu temizlemek zorunda kalırsa, davranışlarından sorumlu olduğunu öğrenecektir. Onun, evde konulan mantıklı kurallara uymasını bekleyerek, hayatını doğru şekilde yönetebileceğine güvendiğinizi gösterin. Bu tutum, yeme bozukluğu olanlarda tipik olarak görülen, özsaygı eksikliğini giderebilir.

Bu tür bir rahatsızlığı olan kişiler, bazen içlerinde hissettikleri karmaşa yüzünden öfkeyle konuşabilirler. Böyle bir durumda, öfke nöbetinin ardındaki nedeni görmeye çalışın. “Keder” veren şeyi bulup yok etmeye çalışın. (Eyub 6:2, 3) Kuruntulu iştahsızlığa yakalanan kızları kendilerine başkaldırıp küfretmeye başladığında, bu, Joe ve Ann için, özel çaba gösterip aşmaları gereken bir engel teşkil etti.

Ann, “Onu sokağa atmak yerine, ona yine sevgimizi göstermeye çalıştık” dedi. Kocası, “Ona yardım etmenin yollarını aradık ve onu ne kadar sevdiğimizi hep kendisine söyledik” diye ekledi. Sonuç ne oldu? Sonunda, ana babasının kendisini ne denli sevdiğinin bilincine vardı ve onlara açılmaya başladı.

Yeme bozukluğu olan kişi bir çocuk ise, bu, ailesine ve özellikle annesine büyük bir yüktür. Bu nedenle, kocalar eşlerine duygusal bakımdan ciddi şekilde destek olmalıdır. Çocuğunuzun hastalığı yüzünden evliliğinizi feda etmeyin. Tahammülünüzün sınırlı olduğunu kabul edin.

Bazı durumlarda, aile dışındakilerden yardım aramanız da gerekebilir. Bütün etkenleri tarttıktan sonra, ne tür bir yardımın en iyi çare olacağına karar verin. Hasta isteksiz olursa, ona yardım edenlerden tutarlılık beklenir. Ona, hayatını kurtarmak için mümkün olan her çareye başvuracağınızı belirtin, fakat yapamayacağınız şeyleri söylemeyin.

Kendinizi güçsüz hissettiğiniz ve durumun ümitsiz göründüğü zamanlar olacak, fakat böyle durumlarda, sorununuzu sevgi Tanrısına dua ile açmayı asla unutmayın. O yardım edebilir! Joe, “Olayın bizim yeteneklerimizi aştığını gördük. Bundan, Yehova Tanrımıza tamamen güvenmemiz gerektiğini öğrendik. O bizi asla boşa çıkarmadı” dedi.

[Sayfa 13’teki çerçeve]

YEME BOZUKLUĞUNUN BAZI BELİRTİLERİ

◼ Aşırı perhiz yaparcasına ya da oruç tutarcasına az yemek

◼ Aşırı kilo kaybı ya da kilonun inip çıkması

◼ Yemeği minimini parçalara ayırmak gibi, yemekle ilgili tuhaf ayinvari alışkanlıklar

◼ Zayıflığa rağmen, şişmanlamaktan aşırı korkmak

◼ Devamlı yemek veya kilo ile ilgilenmek, bunlar hakkında konuşmak ve bununla birlikte aşırı spor yapmak

◼ Âdetten kesilmek

◼ İçine kapanıklık, gizlenme belirtileri, özellikle banyoda uzun süre kalmak

◼ Depresyon ve aşırı hassasiyet gibi duygusal değişiklikler

◼ Öfkeli, sinirli ya da heyecanlı olunduğunda aşırı yeme nöbetleri

◼ İdrar söktürücü, iştah kaçırıcı, müshil gibi hapların aşırı kullanımı

[Sayfa 15’teki resim]

Duygudaşlık göstererek dinlemenin önemi büyüktür

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş