Gençler Soruyor . . .
Büyükannem ile Büyükbabam Niye Bizim Eve Taşındı?
BİR zamanlar kendi odanda tek başına olmanın zevkine alışmıştın. Şimdi onu bir erkek veya kız kardeşinle paylaşıyorsun. Arkadaşlarını davet edebiliyordun, oysa şimdi bunu yapamıyorsun, çünkü arkadaşların “çok fazla gürültü yapıyorlar”. Eğlence ve kişisel uğraşlar için vaktinin olmasına alışmıştın. Şimdi bu vaktin çoğu ev işlerine harcanıyor. Ana-baban, her zaman rahat ve serbestçe konuşulabilen kişilerdi. Şimdi ise, sabırsız ve alıngan oldular. Evet, büyükanne ve büyükbaban sizin eve taşındıklarından beri artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Büyükanne ve büyükbabanı elbette seviyorsun, fakat onlarla anlaşmak her zaman kolay olmayabilir. Sabrının tükendiğini, önemsiz konulara bile sinirlendiğini fark edebilirsin. Bir genç şunları anlattı: “Yaşlı insanların kendilerine has davranışları vardır. Büyükannem, tekerlekli sandalyesine monte edilmiş bir basamak olmasına rağmen, benden basamağını getirmemi ister. Ya da ben eve yorgun gelip, bir süre yatmak isterken, o bunun yerine benimle sohbet etmek ister. Biz televizyon seyretmeye çalışırken, büyükannem konuşur. Eğer o da seyrediyorsa, programın ayrıntılarının tümünü yanlış anlar ve biz bunları ona açıklamak zorunda kalırız.”
Eğer büyükanne veya büyükbabandan sadece biri ya da her ikisi de sizin eve taşındılarsa, büyük bir ihtimalle şahsen sen de belli bir gerilim ve karmaşa yaşıyorsundur. Buna rağmen sakin ol, ailen parçalanmıyor, sadece zor bir duruma uyum sağlamaya çalışıyor. Ve sen de kendi mutluluğun ve zihinsel huzurun için çok şey yapabilirsin, bunu 1) ailedeki yükümlülüklerini anlamak ve kabul etmekle ve 2) ana-babanla büyükannen ve büyükbabana karşı gerçek bir “duygudaşlık” geliştirmekle yapabilirsin.—I. Petrus 3:8.
İsa’nın bir Takipçisinin Yükümlülüğü
Bu durumla karşı karşıya kalan tek aile seninki değil. Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinde yaşlıların çoğu yetişkin çocuklarından belli bir ölçüde yardım ve destek görüyor; yaşlı olanların nispeten pek azı bakım evleria gibi kuruluşlara yerleştiriliyorlar. Arlene S. Skolnick The İntimate Environment (Yakın Çevre) adlı kitabında şunları anlatır: “Yaşlıların büyük bir çoğunluğu çocukları ile düzenli olarak temas halindedir, sık sık onlarla görüşürler ve zor zamanlarda onların yardımına başvururlar.”
Kişinin anne ve babasına karşı yükümlülük duyması her ne kadar doğal ise de, İsa’nın takipçileri Tanrı’ya karşı daha büyük bir yükümlülük duyarlar. Resul Pavlus şöyle der: “Fakat bir dul kadının çocukları yahut torunları varsa, onlar evvelâ kendi evlerine takva göstermeği, ve kendi atalarına karşılık ödemeği öğrensinler; çünkü Allahın indinde bu makbuldür. Fakat eğer biri, kendininkilere, ve bilhassa evi halkına bakmazsa, imanı inkâr etmiştir, ve imansızdan fenadır.” (I. Timoteos 5:4, 8; Markos 7:10-13 ile karşılaştır.) Çocuklar ve torunların “kendininkiler”in bakımını paylaşarak üstlenmek sorumluluğu altında olduklarına dikkat edelim.
İsa Mesih’in bizzat kendisi bu konuda örnek olmuştur. İşkence direğinde acılar içinde ölmek üzereyken bile, İsa, kendi kaygılarını bir kenara bıraktı ve yaşlanan annesi ile ilgilenmek üzere kuzeni Yuhanna’yı görevlendirerek, onun bakımı için önlemler aldı. Yuhanna, bir resul olarak önemli yükümlülükler altında olmasına rağmen, İsa’nın annesini hemen ‘o saatten sonra’ kendi evine aldı.—Yuhanna 19:26,27
Bu nedenle kendi ana-babasına hürmet etmesi İsa’nın bir takipçisinin sorumluluğu ve imtiyazıdır. (Efesoslular 6:2) Ana-baba, yaşlandığı veya özel bakıma ihtiyaç duyduğu için reddedilemez. (Süleymanın Meselleri 23:22) Buna ek olarak Mukaddes Kitap, hikmet ve tecrübelerinden dolayı yaşlılara saygılı davranmamızı emreder. (Levililer 19:32; Süleymanın Meselleri 16:31) Gerçekten Yehova Kendisi de yaşlı olanlara şefkatle davranır ve hizmetinde onları kullanmaya devam eder!—Yoel 2:28; Resullerin İşleri 2:17 ile karşılaştır.
‘Bu Kadar Zor Olacağını Düşünmemiştim’
Tüm bunların ışığında ana-babanın, büyükanne ve büyükbabanı sizinle yaşamaları için neden davet ettiğini daha iyi anlayabilirsin. İlk başta kuşkusuz iyimser, ya da en azından her konuda açık fikirli olmaya çalıştın. Bazı değişiklikler hatta fedakârlıklar yapmak zorunda kalacağını biliyordun. Fakat büyükannen ve büyükbabanla daima iyi geçinirdin ve bu iyi ilişkilerin devam edeceğini düşündün. Şimdi onlar sizin eve taşındılar ve sen durumun tahmin ettiğinden çok daha zor olduğunu fark ettin.
Bu oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Birçok ülkede üç nesil, büyükanne, büyükbaba, ana-baba ve çocuklar geleneksel olarak aynı çatı altında yaşar. Hasta veya yatalak aile büyüklerine bakmak o toplumların kültürlerinin bir kısmıdır ve ciddi bir güçlük olarak görülmez. Fakat ailelerin genellikle kendi ayrı evlerinde oturduğu batılı ülkelerde, yaşlıların çocuklarının evine taşınması çoğu zaman büyük bir felaket olarak görülür. Yine de şundan emin ol ki, hayatı alt üst olan bir tek sen değilsin. Doğrusu, ana-baban ve büyükanne büyükbaban için durum senin için olduğundan çok daha zor olabilir.
Ana-Babanın Üzerindeki Stres
İlk olarak ana-babanın durumunu bir düşün. Onların sürekli yaşlanarak, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak yıprandığını görmek zorunda kalsaysın, neler hissederdin? Her zaman kendilerine ihtiyaç duyduğun kişilerin, yavaş yavaş kendilerine bakamayacak duruma gelmeleri seni nasıl etkilerdi? Bu, üzücü ve yürek parçalayıcı bir tecrübe olmaz mıydı? Öyleyse ana-babanın, tüm bunların kendi ana-babalarının başına geldiğini görürken, neler hissettiklerini tahmin edebilirsin. Doğal olarak onlar, zaman zaman üzgün ve aksi olabilirler.
Ana-baban da büyükanne ve büyükbaban ile anlaşmanın her zaman o kadar kolay olmadığını fark edebilirler. Yaşlı insanlar, olgun yaştaki çocuklarına çoğu zaman çocukmuş gibi davranma eğilimindedirler. (Diğer sözlerle evde “gürültü yapmaması” emredilen tek kişi sen olmayabilirsin.) Bazı yaşlılar zaman zaman sorumluluklarını bilen çocuklarını bile ihmalkârlıkla suçlayarak, sürekli bakımları konusunda şikâyetçi olma eğilimindedirler. Bazıları çocuk yetiştirme konusundaki görüşlerini, yetişmiş çocuklarını çok yumuşak ya da çok sert olmakla suçlayarak dile getirmeyi alışkanlık haline getirirler. Ana-baban, büyükanne ve büyükbabanın kötü veya zalim olmaya çalışmak gibi bir niyetleri olmadığını gayet iyi bilirler. Fakat aslında onlar uğruna birçok fedakârlıklarda bulunmakta olduklarından, onlardan gelen herhangi bir eleştiri onlara acı gelir ve içerlerler. Tepki olarak onlara karşı daha az sabır ve sevgi ile davrandıklarında, suçluluk duyar ve kendi kendilerine kızabilirler.
Ana-baban, yaşam biçimlerinde yapmak zorunda kaldıkları değişiklikler yüzünden de mutsuz olabilirler. Aile bütçesi iflas noktasına kadar zorlanmış olabilir. Eğer ana-babanın her ikisi de çalışıyorsa, büyükanne ve büyükbabanın bakımı ile ilgili ek talepler onları yorgun ve tükenmiş bir halde bırakabilir. Belki de bunları, kendilerini rahatlatan ve canlandıran eski imkânlar olmaksızın yapmak zorunda bırakılıyorlar. Tüm bunlar karı koca arasında, özellikle de taraflardan biri bakım yükünün en ağır kısmını kendisinin taşıdığını hissediyorsa, gerginliğe neden olabilir.
Büyükanne ve Büyükbabanın Payına Düşenler
Durum belki büyükanne ve büyükbaban açısından da en az o kadar stres yaratabilir. Mukaddes Kitap yaşlılığı “kötü günler” olarak adlandırır. (Vaiz 12:1-7) Kişinin bizzat kendi sağlığının tükendiğini görmesi, gerçekten de kötüdür. Buna birdenbire yeni bir ortama girmenin stresini de ekleyin. Çoğu yaşlı yalnız yaşamayı ve bağımsızlığı tercih eder. Buna uygun olarak “Yakın Çevre” adlı kitap iki uzmanın söylediği şu sözleri aktarır: “Çoğu yaşlı kimse çocuklarından sevgi ve ihtimam görmek ister, fakat bu yardımın ille de parasal destek, barınak sağlamak veya hayırsever davranışlar şeklinde olması gerekmiyor. Gerçekten de bazıları, alan taraf olmaktan ziyade çocukları ve torunları için birşeyler yapmayı tercih ederler.”
Bu nedenle büyükannen ve büyükbaban için özgürlüklerini kaybetmeye katlanmak, bir zamanlar kendilerine bağımlı olan kişilere bağımlı hale gelmeye mecbur kalmak oldukça zordur. Bu nedenle zaman zaman onlarla geçinmenin biraz zor olması seni şaşırtmasın. Yıllar boyu kendi evlerinde huzur ve sessizlik içinde yaşamaya alışık olan büyükannen ve büyükbaban, enerji dolu gençlerin arasında kalmayı zor bulabilir. Gürültülü müzik ve konuşmalar onları sinirlendirebilir.
Açıkça belli olan bir şey var: Duruma uyum sağlamak herkes için geçilmesi zor bir sınavdır. Buna rağmen, İsa’ nın takipçisi olan başka aileler de benzeri güçlüklerle karşı karşıya kalıyor ve bunların üstesinden başarıyla geliyorlar. (I. Petrus 5:9 ile karşılaştır) Bunun anahtarı ‘ruhun meyvelerini’ göstermeye ve ‘yeni kişiliği’ giymeye mümkün olduğunca gayret etmektir! (Galatyalılar 5:22, 23; Efesoslular 4:24; Koloseliler 3:13, 14) Birbirinizden kopmayıp, bir aile olarak işbirliği yapmaya devam edin.
[Dipnotlar]
a Bazen kişi için özel kuruluşlarda verilen bakım şart olabilir. Bu durumda bile, çocuklar ana-babalarını düzenli olarak ziyaret etmeli ve onlara mümkün olduğunca çok destek olmalıdırlar.—ds 81. Kitap s. 16-25.
[Sayfa 27’deki resim]
Büyükanne ve büyükbabanın evinize taşınmaları, özel hayatının kaybolması anlamanı gelebilir