Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g93 Mart s. 28-30
  • Sibernetik—Eski Bir Fikir Olgunlaştı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Sibernetik—Eski Bir Fikir Olgunlaştı
  • Uyanış!—1993
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Palangadan Robota
  • Robot—Bir Sibernetik Ürünü
  • En Üstün Sibernetik Bilgini
  • Ağır ve Sıkıcı İşlerden Kurtuluş
    Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
  • Robotlar Ne Kadar Gelişti?
    Uyanış!—2008
  • Robotlar Geliyor!
    Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
  • Bir Robot Konuşabilseydi . . .
    Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
Daha Fazla
Uyanış!—1993
g93 Mart s. 28-30

Sibernetik—Eski Bir Fikir Olgunlaştı

HAYVANAT bahçesine gitmeyi sever misiniz? Orada, yavrusunun tüyleri arasındaki keneleri ayıklayan babuin maymununu gördüğünüzde herhalde gülmekten kırılıyorsunuz. Ya da belki bir otomobil fabrikasını gezmek çok daha hoşunuza gidiyor. Acaba orada, maymunun yaptığına benzer bir şey göreceğinizi hiç düşünür müydünüz?

Herhalde hayır diyeceksiniz. Oysa, modern otomobil fabrikalarında, parça ve malzemelerin, montaj için, mekanik kollarla toplanıp taşındığını görmeniz gayet mümkün. Gerçekten de, böyle fabrikalarda, babuin maymunlarının çağlar boyu birbirlerinin tüylerindeki keneleri temizlerken kullandıkları ilkeler kullanılıyor. İşte bu ilkeleri inceleyen bilime sibernetik (güdümbilim) denir.

Bu bilim dalı yeni olabilir, fakat sözcük yeni değildir. Binlerce yıl önce, Homer, bir geminin dümencisinden söz ederken kübernetes sözcüğünü kullandı. Daha sonraları Eflatun, devlet gemisinin dümenindeki kişiye değinirken aynı terimi kullandı. Öyle ise, sibernetik tam olarak nedir? The World Book Encyclopedia onun, hem canlılarda hem de makinelerdeki “denetim mekanizmasını ve bilgi iletişimini inceleyen bilim dalı” olduğunu söyler. Hayvan bünyesindeki denetim mekanizması—sinir sistemi—modern makinelerin denetim mekanizmasının aynıdır. İç sistem, emirler vererek ve gerekirse ayarlamalarla kontrol sağlayarak çalışır.

Şimdi yavrusunun tüyleri arasındaki keneleri ayıklayan babuin maymununu inceleyelim. Onun modern makinelerle birçok ortak yönleri olduğunu göreceğiz. Önce gözleriyle kenenin bulunduğu yeri saptar. Sonra beyni ellerine bu böceği postun içinden çekip almasını emreder. Beyin gelişmeyi sürekli gözetip, elin bir tutam tüy yolmadan yalnızca keneyi koparıp almasına dikkat eder. Ya bu olay sırasında yavru yerinde durmazsa ne olur? Sorun çıkmaz, çünkü ananın beyni, yavrunun kımıldanmasını engelleyen yeni emirler verecek durumdadır. Böylece, babuinin çok gelişmiş bir kumanda, geribesleme ve denetim sistemi vardır. Sibernetik, işte canlı organizmalarda ve makinelerdeki bu otomatik denetim sistemlerini inceler. Acaba ne tür makineler?

Günümüzün otomobil fabrikaları büyük ölçüde otomatiktir. Bu fabrikalarda, sadece makineler değil, robot dediğimiz, kendi başına iş görebilen makineler de kullanılır.

Ana maymunda bulunan kumanda, geribesleme ve denetim ilkelerinin kullanılmasıyla robotlar, sibernetiğin pratik bir uygulanışı olmuştur. Bu ilkeler robotun işlev alanındaki etkinliğinin kendisi tarafından denetlenmesini sağladığından, onu diğer mekanik aygıtlardan daha üstün kılar. Fakat acaba sibernetik robot yapımı düzeyine, dolayısıyla başlı başına bir bilim dalı olma durumuna nasıl ulaştı?

Palangadan Robota

Tarih boyunca insanlar, kendi yerlerine makineleri çalıştırarak, günlük yaşamın zorluklarından ve tekrar tekrar yapılacak işlerden kurtulmaya çalıştılar. Kuşkusuz, en eski aygıtlar bile onları işletip denetleyen ve üzerlerinde düşünen bir usta gerektiriyordu. Böylece, tekerlek, kaldıraç ve palanga, kas gücünü birkaç katına çıkarmasına karşın, yine de insanın yakın dikkatini gerektirdi. Zamanla, su, rüzgâr ve buhar gücüyle çalışan makineler bulundu. Fakat bu aygıtların üretimini ölçmek, ayarlamak ve denetlemek için yine insanın hazır bulunması gerekti. Bu nedenle, makinelerin etkinliğini takip edecek bir sistem gerekli oldu. Acaba makineler, kendilerini hiç değilse kısmen denetleyecek tarzda yapılabilir miydi?

Ana babuin maymunun beyni, sadece eline kumanda etmekle kalmaz, aynı zamanda gözleriyle edindiği bilgilere dayanan bir gelişme raporunu da derler. Bizim çalışkan dişi maymunumuza öbür kenenin nerede olduğunu ve onu oradan nasıl çıkaracağını kimsenin söylemesi gerekmez. Onun iç yapısında, kendisini denetleyen bir kumanda, geribesleme ve denetim sistemi vardır. Aynı şekilde, kendi etkinliğini takip eden bir makinenin otomatik sisteminde de bu öğelerin olması gerekir.

On sekizinci yüzyılın sonlarında başlayan endüstri devrimi otomatik makinelerin gelişimini hızlandırdı. Örneğin, Watt’ın buluşu olan merkezkaçlı supap sayesinde buhar makineleri gelişti. Makinenin dönme hızının algılanması (geribesleme) ve buhar fazlasını atan bir supap (denetim), makinenin istenilen güçte çalışmasını sağladı (kumanda). Böylece, makinenin çalışma hızı kendini otomatik olarak denetler hale getirildi.

Ana maymun, yavrusunun kenelerini ayıklamaktan çok daha fazlasını da yapabilir; onu besleyip gezmeye de götürebilir. Otomatik denetim sistemi o denli uyarlanabilir yapıdadır ki, yavrusu ona her durumda güvenebilir. Acaba bu denli esnek bir makine yapılabilir mi? Makinenin birbiriyle ilişkisi olmayan birçok işi başarabilmesini mümkün kılan bir denetim sisteminin olması gerekir. 1950’lerden beri sibernetik bilimi bu ihtiyacı karşılamaya çalışıyor. Ortaya çıkan gelişmelerden biri çağdaş robotlardır.

Robot—Bir Sibernetik Ürünü

“Robot” sözcüğü, “angarya” anlamındaki bir Çek teriminden gelir. Yüzyılımızda “robot”, “yeniden programlanabilen, çeşitli işler görmesi için planlanan çok yönlü otomat” anlamına gelir. Sanayide kullanılan robotların çoğu bilgisayarlarla donatılmıştır. Bu robotlar, birtakım işler yapmak üzere programlanmışlardır ve fabrikanın üretim programı değişirse yeniden programlanabilirler. Bir robotun, bilgisayarı başka bir görev için yeniden programlandığında, yüzde 80 kadarının tekrar kullanılabileceği söylenir.

Sanayide kullanılan robotlar acaba nasıl çalışır? Sibernetik bilginleri, bizim ana maymunda izlediğimiz komuta, geribesleme ve denetim öğelerini robotların iç denetim sistemlerinde kullanırlar. İlk olarak, robotun belleğine bir iş programı verilir. Bundan sonra, makine her işlediğinde belleğinden gelen komuta sinyalleri ona ne yapması gerektiğini bildirir. Makinenin duyarlı aletleri, yapılan işteki gelişmeleri merkeze bildirir. Belleğinde ilk verilen komuta ile gelişmeler arasında yapılan bir karşılaştırma, yeni görevine başlaması için bir emir gelmesini sağlar. Böyle makineler iter, çeker, döndürür, kaldırır, indirir, hatta püskürtmeyle boya, kaynak bile yapabilir, yükler, yığar, nakledebilir.

Otomobil yapımı, sibernetik kullanıp robotlardan yararlanan birçok endüstriden biridir. Robotlar sayesinde işçiler, ısı, duman ya da gürültünün tehlikeli ölçüde olduğu ortamdan çıkarılmışlardır. Otomobil fabrikalarındaki 30 yıl önceki koşulları anımsayan bir teknisyen şunları diyor: “O zamanlar vites kutusunu elle monte etmem gerekiyordu, bu yüzden bel kemiğimi mahvettim. Bugün bu işleri robotlar yapıyor.”

En Üstün Sibernetik Bilgini

Sibernetik alanındaki gelişmeler, bilgisayarlarla yönetilen en gelişmiş robotların bile yalnız programlandıkları işleri yapabildikleri konusunda bizi körletmemelidir. Hem makineler hem de programları insan tarafından yapılıyor. Acaba bundan, insanın sinir sistemi hakkında ne sonuç çıkarabiliriz? Onun üstün, çok üstün nitelikte olduğu açıkça anlaşılıyor.

Sibernetiğin öncülerinden biri olan Norbert Wiener şunları belirtti: “Hiçbir bilgisayar beynin enerji ekonomisine yaklaşamaz.” İnsan, yeryüzündeki canlı varlıklar arasında “en gelişmiş sinir sistemine sahiptir.” Anlaşıldığı üzere, komuta, geribesleme ve denetim sisteminin neler yapabildiğini gösteren en göze çarpan örnek insandır. The New Encyclopœdia Britannica, “Sinir sistemindeki iletişim, en büyük telefon santrallerininkinden daha karmaşıktır” dedikten sonra şunları ekler: “İnsan beyninin problem çözme yeteneği, en güçlü bilgisayarların bile çok üstündedir.”

O halde, insanın Yaratıcısı olan ve en yetenekli sibernetik bilgini sayılması gereken Yehova Tanrı en büyük onura layıktır. Mezmur 139:14’de Davud, “Heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım” diye yazdı. Her sağlıklı insan, kendi hareketlerini kontrol altında tutmasını sağlayan bir sinir sistemiyle donatılmış olarak dünyaya gelir. Belirli hünerler çabucak geliştirilir. Cisimleri yerinden kaldırıp oradan oraya götürmek tam anlamıyla bir çocuk oyuncağıdır. Bisiklete binmek ya da piyano çalmak gibi diğer becerilerse pratik yapmayı gerektirir.

İnsanın denetim sistemi çok esnektir. Hatta ahlaksal bir rehber olarak bile kullanılabilir. Mukaddes Kitap, Efesoslular 6:4’te, ana babaları çocuklarının beynini doğru ahlak değerleriyle beslemeye teşvik ediyor ki, buna “zihni ayarlama” süreci denir. Çocuğa bol bol verilen ahlak değerleri, kararlar alırken onu yönetip kendi hareketlerini görmesine yardım eder.

Kübernesis sözcüğü I. Korintoslular 12:28’de bulunur. Burada bu terim “yönetme yetenekleri” anlamına gelir; ya da Vine’s Expository Dictionary of Old and New Testament Words’ün belirttiği gibi, cemaatte “yol gösterici olarak hizmet edenlere” atfen kullanılır. Teokratik hedef ve standartlarıyla, Tanrı’nın cemaati bile bir sibernetik sistem olarak davranabilir. Cemaatin her ferdi, Mukaddes Kitapta saptanan değer ölçülerine göre kendi hareketlerini görme fırsatına sahiptir.

Öyle ise, sibernetik yaratılışla aynı yaştadır. Kuşkusuz, ana babuin maymunun ne bundan haberi vardır ne de buna ilgi duyar. Ama Tanrı’nın zekâ sahibi yaratıkları olan bizler, içimizdeki denetim sistemi armağanını takdir edelim. Onu doğru şekilde kullanarak, En Büyük Sibernetik Bilgini olan Yehova Tanrı’yı yüceltmek üzere yetilerimizi kullanabiliriz.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş