Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g95 Ocak s. 10-11
  • 1914’ün Gerçek Önemi

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • 1914’ün Gerçek Önemi
  • Uyanış!—1995
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • 1914 Istırap Dolu Bir Zamanı Başlattı
  • 1914 Yılı Sizin İçin Ne Anlam Taşıyabilir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Tanrı’nın Gökteki Krallığı Düşmanlarının Arasında Hüküm Sürmeye Başlıyor
    Hayata Sevk Eden Hakikat
  • 1914 İşaretlenmiş Bir Yıl—Neden?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Önceden Bildirilen Dünya İmhası Ne Zaman Olacak?
    Gerçek Barış Ve Güvenlik
Daha Fazla
Uyanış!—1995
g95 Ocak s. 10-11

1914’ün Gerçek Önemi

DÖRDÜNCÜ sayfada gösterildiği gibi, “bu dergi, Yaratıcı’nın MS 1914 yılındaki olayları gören nesil geçmeden gelecek olan barış ve güvenlik dolu yeni bir dünyayla ilgili vaadine güven geliştirir.”

Kuşkusuz, okurlarımızdan birçoğu bu sözleri şaşırtıcı buluyor. Fakat ta 1879 yılının Aralık ayında—1914’ten 35 yıl kadar önce—daha sonra Yehova’nın Şahitleri ismini alan grubun yayımladığı Zion’s Watch Tower and Herald of Christ’s Presence adlı dergi Mukaddes Kitaptan 1914’ün önemli bir yıl olacağını kanıtlayan deliller verdi. Bundan da önce—19. yüzyılın ortasında—Mukaddes Kitabı tetkik eden başka kimseler de, 1914’ün büyük olasılıkla Mukaddes Kitap peygamberliğinde işaretlenmiş bir yıl olduğunu üstü kapalı olarak söylemişlerdi.a

Peygamberlik, önceden yazılan tarih olarak tanımlanır. Mukaddes Kitabın bu özelliği onun Tanrısal kaynaklı olduğunu kanıtlar. Mukaddes Kitap bize ilerde olacak olayları söylediği gibi, bazen bir olayın gerçekleşmesinden önce geçecek zamanın uzunluğunu da verir. Bu kesin peygamberliklerin bazısı birkaç gün, bazısı yıllar, başkalarıysa yüzyıllar sonrasına işaret eder.

Mesih’in ilk ortaya çıkacağı zamanı peygamberlik şeklinde bildiren Daniel, onun “huzuru”nu gerçekleştirmek üzere döneceği, “sonun vakti” diye adlandırılan zamanı da açıkladı. (Daniel 8:17, 19; 9:24-27) Bu peygamberlik sadece birkaç yüzyıl sonra değil, çok uzun, iki bin yılı aşkın bir zaman—2520 yıl—sonra yerine geldi! Luka 21:24’te, İsa bu dönemi “milletlerin tayin edilmiş zamanları” olarak adlandırır.

1914 Istırap Dolu Bir Zamanı Başlattı

Gerçekleşen Mukaddes Kitap peygamberlikleri, 1914’ten beri sonun vaktinde yaşadığımızı gösterir. İsa bu zamanı “ağrıların başlangıcı” olarak tarif etti. (Matta 24:8) Vahiy 12:12’de şunları okuyoruz: “Vay yere ve denize, çünkü İblis vaktinin az olduğunu bilerek büyük gazapla size indi.” Bu sözler, dünyanın 1914’ten beri neden büyük bir karışıklık içinde olduğunu açıklar.

Bununla birlikte, bu sonun vakti nispeten kısa—bir nesil boyu devam eden—bir dönem olacak. (Luka 21:31, 32) Şimdi 1914’ü 80 yıl geride bırakmış olmamız, Tanrı’nın Gökteki Krallığının getireceği kurtuluşu yakında bekleyebileceğimizi gösterir. Bu da “insanların en aşağısı” denen kişinin, yani İsa Mesih’in, ‘insanların krallığının’ yönetimini tümüyle ele alıp barış ve adalet dolu yeni bir dünya meydana getireceği zamanı göreceğimiz anlamına gelir.—Daniel 4:17.

[Dipnotlar]

a 1844 yılında, bir İngiliz din adamı olan E. B. Elliott, Daniel’in 4. babındaki ‘yedi vaktin’ bitiş tarihinin büyük olasılıkla 1914 olacağına dikkati çekti. 1849’da, Londra’dan Robert Seeley bu konuyu aynı şekilde ele aldı. Amerika Birleşik Devletlerinden Joseph Seiss, yaklaşık 1870 yılında baskıya hazırlanan bir yayında, 1914’ün Mukaddes Kitap kronolojisinde önemli bir yıl olduğuna işaret etti. 1875’te, Nelson H. Barbour Herald of the Morning dergisinde, 1914’ün, İsa’nın “milletlerin tayin edilmiş zamanları” dediği dönemin sonunu işaretlediğini yazdı.—Luka 21:24.

[Sayfa 11’deki çerçeve]

1914 ve Sonrası Hakkındaki Yorumlar

“Belki de, kaçınılmaz görünen iki dünya savaşı sonrasında, nükleer silahların yaratılması, bizi büyük ulusların üçüncü kez çarpışmasından esirgeyen ve—her ne kadar terör dolu bir barış olsa da—Victoria döneminden beri dünyada görülen en uzun genel barış dönemini başlatan uyarı niteliğinde bir armağandı . . . . Acaba insanlık için ters giden neydi? On dokuzuncu yüzyılın vaatleri neden suya düştü? Yirminci yüzyıl neden bir dehşet ya da bazı kimselerin dediği gibi, kötülük çağına dönüştü?”—A History of the Modern World—From 1917 to the 1980s, Paul Johnson

“Avrupa sisteminin uğradığı tüm sarsıcı değişimler içinde, politik bakımdan olduğu kadar ekonomik ve sosyal bakımdan da geçmişle aramızda en derin ayrılığı Büyük Savaş ve barış antlaşması meydana getirdi. . . . . Serbestçe işleyen o verimli sistemin iç ısıtan parlaklığı savaş felaketi içinde kaybolmuştu. Bunun yerine Avrupa, ekonomik açıdan, bir tükeniş ve evrensel bir çöküş ile uğraşmak zorunda kaldı . . . . Zarar o denli büyüktü ki, Avrupa ekonomisi, sonraki dünya savaşının patlak verişine dek durgunluk ve istikrarsızlıktan kurtulamadı.”—The World in the Crucible 1914-1919, Bernadotte E. Schmitt ve Harold C. Vedeler.

“İkinci Dünya Savaşında insanlar arasındaki tüm bağlar mahvolacaktı. Almanlar, kendi istekleriyle girdikleri Hitler hâkimiyeti altında, korkunçluğu ve boyutu açısından insanlık tarihinin karanlık sayfalarında bile eşi görülmemiş suçlar işlediler. Alman imha kamplarında altı ila yedi milyon erkek, kadın ve çocuğun uğradığı sistematik soykırımı, Cengiz Han’ın hoyratça uygulanan etkili yöntemlerle yaptığı kasaplıkları dehşetiyle geride bırakır ve oransal olarak da önemsiz boyutlara indirger. Doğu cephesinde hem Almanlar hem de Ruslar, amaçlı olarak halkları bütünüyle yok etmeyi tasarladılar ve bunun için sürekli çaba harcadılar. . . . Bizler nihayet benzeri daha önceki yüzyılların düşlerini bile karartmamış olan bir maddi harabiyet ve ahlaksal yıkım sahnesini geride bıraktık.”—The Second World War’ın I. Cildi The Gathering Storm, Winston S. Churchill

“Artık her sınıf, ulus ve ırktan olanların insan hakları kabul edilmektedir; fakat aynı zamanda bizler sınıf kavgalarının, milliyetçiliğin ve ırkçılığın derinliklerine, belki de şimdiye dek duyulmamış ölçüde batmış durumdayız. Böyle kötü tutkular, soğukkanlılıkla ve bilimsel olarak planlanan gaddarlıklarla açığa vuruluyor; birbiriyle uyuşmayan bu iki düşünce tarzı ve davranış standardı bugün sadece aynı dünyada değil, bazen aynı ülkede ve hatta aynı kişide görülüyor.”—Civilization on Trial, Arnold Toynbee

“Temeldeki düzenliliği, kendine olan güveni ve insanın ilerlemesine olan inancı ile on dokuzuncu yüzyıl, ayrılma saatini geciktiren bir hortlak gibi, Ağustos 1914’e dek oyalanıp durdu. O yılda Avrupa’nın başlıca güçlerinin topluca bir zihinsel karışıklık nöbetine tutulması doğrudan, bir kuşağın en seçkin milyonlarca gencinin anlamsızca katledilmesine yol açtı. Dört buçuk yıl sonra, dünya, Büyük Savaşın yol açtığı büyük kargaşadan kalan kırık döküğü toplayıp bitiştirmeye çalışırken, (kuşkusuz herkes için değilse de) birçok çağdaş gözlemci için, önceki düzenin geriye kalan son izlerinin de silindiği, insanlığın, akılcılıktan çok daha uzak, hata bağışlamaya çok daha az eğilimli olan yeni bir çağa girmiş olduğu belli oldu. Barışın daha iyi bir dünya getireceğini beklemiş olanlar, 1919 yılında ümitlerinin boşa çıktığını gördüler.”—1919—The Year Our World Began’ın önsözü, William K. Klingaman.

[Sayfa 10’daki resim]

Bavyera Alpleri

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş