Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g96 Ağustos s. 28-29
  • Dünyaya Bakış

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dünyaya Bakış
  • Uyanış!—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Sigara İçen Kadınlarda Ölüm Oranı Yükseliyor
  • Alman Okullarında Uyuşturucular
  • Dikkate Değer Gezginler
  • “Çok Ruhsuz Bir Dünya Teşkilatı”
  • Vücut Sıcaklıkları Yüksek Balarıları
  • Haç—Şiddet Sembolü Mü?
  • Kurtarıcı Su Pireleri
  • Günah Meselesinden Kaçınmak
  • Mücevherlerin “Parmak İzleri”
  • Havai Fişek Göstericileri Dikkatli Olun
  • “Olası Bir Saatli Bomba”
  • Dünyaya Bakış
    Uyanış!—2002
  • Sigara Daima İçilecek Mi?
    Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
  • “Uçan Canlı Makinelerin En Heybetlisi”
    Uyanış!—2010
  • Albatrosların Geleceği Ne Olacak?
    Uyanış!—1997
Daha Fazla
Uyanış!—1996
g96 Ağustos s. 28-29

Dünyaya Bakış

Sigara İçen Kadınlarda Ölüm Oranı Yükseliyor

The Canadian Journal of Public Health’te geçenlerde yayımlanan bir araştırmaya göre Kanadalı kadınlar arasında sigarayla bağlantılı ölümler 1985 yılında 9.009’dan 1991 yılında 13.541’e yükselmiştir. Araştırmada, günümüzdeki eğilimin devamı halinde, 2010 yılında sigara kullanımı nedeniyle ölen kadın sayısının erkekleri geçeceği tahmininde bulunuldu. The Toronto Star gazetesine göre 1991 yılında sigaraya bağlanan ölümlerin sayısı 41.408 (27.867’si erkek ve 13.541’i kadın) olarak tahmin edilmektedir. Amerikan Kanser Derneğinden Dr. Michael Thun, Amerika Birleşik Devletlerinde kadınlarda akciğer kanserinden kaynaklanan ölümlerin 60’lı yıllarla 80’li yıllar arasında altı kat artmış olduğunu söylüyor. Toronto’da (Kanada) yayımlanan The Globe and Mail gazetesine göre araştırmacılar “Amerika Birleşik Devletlerindeki vakitsiz ölümler arasında sigara kullanımının hâlâ büyük farkla, önlenebilir nedenler arasında ilk yeri koruduğu” sonucuna varmışlardır.

Alman Okullarında Uyuşturucular

Kuzey Almanya’daki 3.000’den fazla öğrenci arasında yapılan bir araştırma bağımlılık yaratan maddelerin okullardaki yaygın kullanımını ortaya koyuyor. Haftalık haber dergisi Focus’a göre 17 yaşındaki öğrencilerin yaklaşık yarısı yasadışı uyuşturucuları şahsen denemiş olup üçte birinden fazlası ise halen uyuşturucu kullanmaktadır. Profesör Peter Struck “Hamburg’daki birçok lisede sürekli olarak dönüşümlü biçimde uyarıcılar ve yatıştırıcılar kullanan 16 ya da 17 yaşında öğrenciler var” diyor. Fakat uyuşturucu kullanımı neden bu kadar yaygın? Profesör Klaus Hurrelmann gençler arasındaki uyuşturucu tüketimi için üç neden göstermektedir: yaşamaktan duydukları bezginlik, kişisel başarılarıyla ilgili yeterince takdir görmedikleri duygusu ve yaşıtlarının baskısı.

Dikkate Değer Gezginler

Bir göçebe albatros 72 günde 26.000 kilometre uçtu, bir gri fok balığı da üç ayda 5.000 kilometre yüzdü. Çevre korumacı bilim adamları dayanıklılıkla ilgili bu şaşırtıcı becerileri, seçtikleri albatros ve fok balıklarına küçük radyo vericileri takıp onların hareketlerini uydu aracılığıyla izledikten sonra keşfettiler. Bir keresinde albatros Güney Pasifik Okyanusu üzerinde dört günde neredeyse 3.000 kilometre uçtu. Fok balığı ise İskoçya ile Faroe Adaları arasında bir günde 100 kilometre kadar yüzdü ve Londra’da yayımlanan The Times’a göre, açık denizde son derece titiz bir rota izleyerek şaşırtıcı bir yetenek sergiledi. Bu iki maraton yolculuğunun nedeni neydi? Rapor buna yiyecek aramak diye cevap veriyor.

“Çok Ruhsuz Bir Dünya Teşkilatı”

Geçen Ekim ayında The New York Times şöyle bir haber yayımladı: “Geçen hafta üç gün boyunca her kıtadan liderler Birleşmiş Milletlerin 50. doğum günü partisinde biraraya gelerek dünya durumu hakkında büyük nutuklar attılar.” Fakat, anlaşılan bu “büyük nutuklar”ın çoğunda eksik olan önemli bir nokta vardı—dürüstlük. Times şunları yazdı: “Dünyanın her yerindeki politikacılar gibi tutmayacakları vaatlerde bulundular ve kendi yetersizlikleri için başkalarını suçladılar.” Gazete, sözleri ülkelerinin yaptıklarıyla çelişen sekiz ülke liderine atıfta bulunduktan sonra temel mesajın şu olduğu sonucuna vardı: “Ey dünya, yaptıklarımı unutun; söylediklerimi dinleyin.” O halde, U.S. News and World Report’un Birleşmiş Milletleri “çok ruhsuz bir dünya teşkilatı” olarak nitelemesine şaşmamak gerek.

Vücut Sıcaklıkları Yüksek Balarıları

Science News dergisine göre, Japon balarıları kendilerini dev eşekarılarının saldırılarına karşı savunmak üzere onları vücut ısılarıyla öldürüyorlar. Bir eşekarısının varlığını fark ettiklerinde, balarıları düşmanı ayartarak yuvanın içine çekiyor, yuvanın içinde ise yüzlerce işçi arı eşekarısının üzerine giderek etrafını bir top gibi sarıyor. Sonrası için dergi şunları yazıyor: “Arılar kanat çırpıyorlar ve topun sıcaklığını 20 dakika süreyle öldürücü bir sıcaklık olan 47 santigrat dereceye çıkarıyorlar.” Japon balarıları kendileri 50 santigratlık sıcaklıklara dayanabildiklerinden, bu harekât sırasında bir zarar görmüyorlar. Bununla birlikte eşekarılarının hepsi balarılarının bu tuzağına yakalanmıyor. “20 ila 30 eşekarısı 30.000 arıdan oluşan bir kovanı 3 saat içinde öldürebildiğinden” dev eşekarıları kitleler halinde saldırarak balarılarına üstünlük sağlayabilir. News dergisi şöyle söylüyor: “Bu gibi durumlarda ise, eşekarıları kovanı teslim alırlar ve balarılarının larva ve pupalarını toplarlar.”

Haç—Şiddet Sembolü Mü?

The Dallas Morning News’un bir haberine göre, bazı din adamları haçın şiddetle ilişkisi nedeniyle Hıristiyanlığın sembolü olarak uygunluğunu sorguluyorlar. Din adamları İsa’nın ölümünden çok, yaşamını yansıtan sembollerin kullanımını teşvik ediyorlar. Madison’daki (New Jersey, ABD) Drew Üniversitesinin Din Okulundan teolog Catherine Keller haçın “bir ölüm tapınmasını desteklediğini” söyledi. Keller şöyle devam etti: “Hiç kimse bir elektrikli sandalyenin ya da idam ipinin imanın başlıca sembolü olarak kullanılmasını istemezdi, fakat eğer İsa bugünkü devlet tarafından idam edilmiş olsaydı bu sembolleri kullanıyor olacaktık.”

Kurtarıcı Su Pireleri

Londra’da yayımlanan Independent gazetesine göre, mütevazı su pireleri karaların iç kısımlarındaki kirlenmiş sular için çözüm sağlayabilirler. Halen sürdürülmekte olan bir ıslah projesi bu yönde işaretler vermektedir. Biyologlar ilk önce İngiltere’nin Norfolk bölgesindeki Ormesby Broad’dan su pireleriyle beslenen 9,5 ton balığı alıp götürdüler. Bu, pirelerin çoğalmasına ve gölü kirleten algleri yiyip bitirmelerine neden oldu. Daha sonra diğer sualtı bitkilerinin uykudaki tohumları filizlendi; su tavuğu ve kuğu gibi kuşlar geri döndüler. Zamanla balıklar da geri getirilecek; tüm ekolojik sistemin beş yıl içinde normale dönmesi bekleniyor. Avrupa’daki çevre korumacıları projenin sonuçlarını ilgiyle izliyorlar.

Günah Meselesinden Kaçınmak

“Günaha ne oldu?” Newsweek dergisi böyle soruyor. “Acil önem taşıyan kişisel günah kavramı Amerikan dininin günümüzdeki iyimser yaklaşımı sonucu hemen hemen tamamen ortadan kalkmıştır.” Kiliseye gelenler “özsaygılarını sarsabilecek vaazlar dinlemek istemiyorlar” ve Katolikler arasında “papazlara düzenli biçimde günah çıkarmak artık geçmişte kalan bir tören haline gelmiştir.” Birbirleriyle rekabet içinde olan din adamları cemaatlerini soğutup kaçırmaktan korkuyorlar. Makaleye göre, birçok din adamı “ırkçılık [ve] seks düşkünlüğü gibi toplumun tümünde görülen sosyal dertleri düzenli olarak kınıyorlar. Fakat boşanma, gurur, açgözlülük ve sınır tanımayan kişisel tutkular gibi insanın tüm yaşamını etkileyen konulara gelince sesleri şaşırtıcı biçimde kısılıyor.”

Mücevherlerin “Parmak İzleri”

İngiliz kadınlarında toplam değeri yaklaşık 17,5 milyar dolar olan 39 milyon parça elmas mücevher bulunmakta ve her yıl bunların 450 milyon dolar değerindeki bölümü çalınmaktadır. Bu yolla kaybolan mücevherlerin büyük bölümünün izini sürmek mümkün değildir. Elmasların içine yerleştirildiği metal yuvalar hemen eritiliyor. Daha sonra mücevher başka bir yuvaya yerleştiriliyor. Ancak artık, mücevherciler merkezi bir bilgisayarla çalışarak bilgisayarın dijital belleğine her kıymetli taşın kendine has kusurlarını kaydedebilecekler. Her taşın kendine has kusurları, yani “parmak izleri” düşük yoğunluklu bir lazer ışınıyla okunmaktadır—birbirinin tıpatıp aynı iki taş yoktur. Londra’da yayımlanan The Sunday Times’a göre, hırsızların güvenlik sisteminden kurtulabilmelerinin tek yolu taşları yeniden kesmek olacaktır ki, bu işlem hem pahalıdır hem de taşların değerini düşürür.

Havai Fişek Göstericileri Dikkatli Olun

Morbidity and Mortality Weekly Report (MMWR) adlı derginin belirttiğine göre yetkililer “ABD’de her yıl 12.000 kişinin havai fişek gösterilerindeki kaza ve yaralanmalar nedeniyle acil servislerde tedavi gördüğünü” bildirmiştir. Tüketici Ürünleri Güvenlik Komisyonunca 1990-1994 yılları için derlenmiş olan bu rapor, havai fişek gösterilerindeki tüm kaza ve yaralanmaların yaklaşık yüzde 20’sinin göz yaralanmaları olduğunu hesaplamaktadır. MMWR bu yaralanmaların “genellikle ciddi olduğunu ve kalıcı görme bozukluğuna ya da körlüğe neden olabildiğini” söylüyor. Dikkate değer bir başka nokta ise, istatistiklere göre, gözlerinden yaralananların havai fişek gösterisini yapanlardan çok yakındaki izleyiciler oluşudur.

“Olası Bir Saatli Bomba”

Focus dergisinin raporuna göre, halen dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 45’i şehirlerde yaşıyor ve 2000 yılına kadar nüfusun yarısının şehirlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Kuzey Avrupa’nın büyük bir bölümü, İtalya, ve Amerika Birleşik Devletlerinin doğusu oldukça yüksek nüfus yoğunluğuna sahiptir; Çin’in bazı bölgeleri, Mısır, Hindistan, ve Güney Afrika’da ise kırsal bölgelerin ortasında nüfus yoğunluğu yüksek bazı şehirler bulunmaktadır. Ancak, uydu yoluyla alınan görüntüler halen dünyanın sadece yüzde 3 ila 4’ünün şehirleşmiş durumda olduğunu ortaya koyuyor. Fakat, çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, her yıl 61 milyon insanın şehirlere göç etmesiyle bu şehirleşmiş bölgelerdeki nüfus yoğunluğu artmaktadır. Focus dergisine göre bunun nedeni “şehirlerin, nüfusları kadar hızlı büyüyememeleridir.” Dergi şunu da ekliyor: “Bu, olası bir saatli bombayı andırıyor.”

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş