Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g97 Haziran s. 6-8
  • Suç Örgütleri Neden Giderek Serpiliyor?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Suç Örgütleri Neden Giderek Serpiliyor?
  • Uyanış!—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Sözde Aile Sistemi
  • Nur Meleği
  • Suçların Olmadığı Bir Dünya—Nasıl Mümkün?
    Uyanış!—1997
  • Suç Örgütlerinden Kurtulmak—“Ben Bir Yakuza’ydım”
    Uyanış!—1997
  • Suç Örgütleri Yaşamınızı Nasıl Etkiliyor?
    Uyanış!—1997
  • Neden O Kadar Çok Cürüm Var?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1989 (Dinsel Seri 97-108)
Daha Fazla
Uyanış!—1997
g97 Haziran s. 6-8

Suç Örgütleri Neden Giderek Serpiliyor?

ABD’DE İçki Yasağı döneminin (1920-1933) ünlü gangsteri Al Capone, kendisinin sadece yasanın—arz ve talep yasasının—dediğini yapan bir işadamı olduğunu söylemişti. Japonya’da en büyük yakuza örgütü adına çalışan bir avukat şöyle dedi: “[Seks, uyuşturucu ve kumar] alanlarındaki talebin büyüklüğü inkâr edilemez.” Suç örgütlerini besleyen bu taleptir. Her ne kadar hiç kimse işlenen suçların kurbanı olmak istemiyorsa da, bazıları gene de suç örgütlerine yönelip sundukları hizmetlerden yararlanmak istiyor.

Örneğin, birçok ülkede, gangsterlerin bir gelir kaynağı olarak başvurduğu, zorla koruma parası alma yöntemini ele alalım. Bazen dürüst dükkân sahiplerini hedef alıyorlarsa da, genelde kurbanları şüpheli işler yapan kimselerdir. Shinjuku’da (Tokyo) oyun salonu görünümü altında iş yapan bir casino sahibi şöyle diyor: “Elemanlarımdan biri bıçaklandı ve iki milyon yen parası çalındı, yine de polis çağırmadık.” Neden çağırmadı? “Biz yasadışı bir işle (kumar) uğraştığımızdan polisle işimizin olmasını istemeyiz. Eğer bir müşteri huzursuzluk çıkarırsa yakuza’ya haber veririz.” Bu casino sahibi yakuza’ya ayda, kendi kazancı olan üç yüz bin dolarla karşılaştırıldığında küçük bir miktar olan dört bin dolar ödüyor. Bu para nereden geliyor? Yasadışı kumardan hoşlananların ceplerinden çıkıyor.

Aynı şey sorunlardan kaçınmak isteyen saygın işyerleri için de geçerlidir. New York’ta bir yetkili, boya işleriyle uğraşan ve 15 milyon dolar yıllık geliri olan bir müteahhidin gangsterlere para vererek yılda 3,8 milyon dolar kazandığını söyledi. Bu müteahhidin, gangsterlerin kontrolündeki sendikalarla bir anlaşmazlığa düşmeden, düşük ücretle işçi kullanmasına izin veriliyor. Japon ekonomisinin parlak döneminde sermaye sahipleri gayrimenkule büyük paralar yatırdılar ve çok lüks binalar yapmak için eski binaları ve dükkânları yıktırdılar. Binalarda oturanlar çıkmayı reddettiklerinde veya arsalarını satmak istemediklerinde, yatırımcılar çoğunlukla bu kişileri zorla çıkarmak üzere yakuza’ya bağlı olan jiageya’ya başvurdular.

Yakuza 80’li yıllarda kredi almanın ve bu sayede para kazanmanın ne kadar kolay olduğunu fark edince, firmalar kurdu; gayrimenkul ve hisse senedi spekülasyonu işine atıldı. Bankalar ve diğer finans kurumları yüksek kâr beklentisiyle bu firmalara yığınla yatırım yaptılar. Fakat sonunda balon patlayınca, bankalar paralarını toplamakta büyük zorlukla karşılaştılar. Eski bir polis görevlisi Japonya’da sürüp giden ekonomik durgunluk hakkında Newsweek dergisine şunları söyledi: “Tahsil edilemeyen alacaklarla ilgili sorunların çabuk çözülememesinin bir nedeni de bunun önemli bir bölümünün suç örgütleriyle bağlantılı olmasıdır.”

Gerçekten de suç örgütleri, insanların ne yolla olursa olsun, kendi zevklerini tatmin etme hevesinde oldukları yerlerde kök salıp boy atıyor. Zevk, seks ve para açlığı, uyuşturucu satışı, fuhuş, kumar ve aşırı faizle borç için uygun bir zemin oluşturuyor. Bu tarz etkinliklere girmek genellikle gangsterleri besleyip semirtmek anlamına gelir. Suç örgütlerinin, kendi bedensel arzularını doyurmaya kararlı kişilerin taleplerini karşıladıkları tartışılmaz bir gerçektir.

Sözde Aile Sistemi

Yasadışı etkinliklere yönelik talebin dışında bir başka ihtiyaç da suç örgütlerinde bugün görülen büyümeye yardımcı oluyor. Japonya’daki en büyük yakuza örgütlerinden birinin geçenlerde ölen patronu, eşkıyaları daha da kötü duruma gelmelerini önlemek için yanına aldığını ve dertleriyle ilgilendiğini ısrarla söylemişti. Bu adam çete üyelerine baba olduğunu iddia etmişti. Suç topluluklarının çoğunluğu örgütlerini milliyet gözetmeksizin bu tarz sözde aile ilişkileri üzerine kuruyorlar.

Örneğin Hong-Kong’lu fakir bir aileden gelen Chi Sun’una durumuna bakalım. Babası sudan nedenlerle onu sık sık acımasızca dövüyordu. Chi Sun asi biri haline geldi ve 12 yaşında ünlü bir gizli suç örgütüne katıldı. Bu suç örgütünde kendisini “oraya ait” hissetti. Silahlı çatışmalardaki gözü karalığı yüzünden, çok geçmeden emrine birçok adam verildi. Sonunda, 17 yaşındayken hapse girdi.

Chi Sun gibi birçokları suç örgütlerine, evlerinde bulamadıkları aile bağlarını bulmak için girerler. Üyeler, birbirleriyle ilgilendiklerini iddia ederler, fakat gençler herkesin yalnızca kendisiyle ilgilendiğini gördüklerinde çoğu kez düş kırıklığına uğrarlar.

Nur Meleği

Japonya’nın en büyük suç örgütü 1992 yılında çetelere karşı çıkarılan yeni bir yasayla “şiddet yanlısı gruplar” sınıfına alınınca, yöneticilerinden biri, söz konusu grubun kendisini kötüye karşı savaşan “şövalyeler” olarak gördüğünü söyledi. 1995 yılında Kobe şiddetli bir depremle yıkıldığı zaman, aynı çete komşularına su, yiyecek ve yardım malzemeleri dağıttı. Asahi Evening News şunları yazdı: “Böyle bir cömertlik yakuza’nın uzun süredir var olan şerefli eşkıya imajını muhakkak sağlamlaştıracaktır.”

Suç örgütlerinin patronları çoğu kez iyilikseverlik kisvesini korumaya çalışmaktadırlar. Newsweek’te Ana Carrigan’ın yazdığına göre, Kolombiya Medellín uyuşturucu kartelinin tanınmış lideri Pablo Escobar, kendi şehrindeki gecekondu halkının gözünde “yaşayan bir efsane durumundaydı. Sanki yarı mesih, yarı Robin Hood, biraz da derebeylik devrindeki anlamıyla patron ya da efendi konumunda bulunuyordu.” Escobar, çocuklar için paten alanları, fakirler için düzgün evler yaptırdı ve sokak çocuklarına iş verdi. Cömertliğinden yararlananlar için o bir kahramandı.

Örgütlerinin görünüşte güvenli duvarlarının arkasına saklanan suçlulara gelince, onlar evrensel çaptaki usta suçlunun piyonlarıdır. Mukaddes Kitap onun kimliğini şöyle açıklıyor: “Şeytan kendisi nur meleğinin suretine girer. İmdi onun hizmetçileri de salâh hizmetçileri suretine girerlerse, büyük bir şey değildir; onların sonu işlerine göre olacaktır.” (II. Korintoslular 11:14, 15) Bugün çoğunluk Şeytanın gerçek bir şahıs olduğuna inanmıyor. 19. yüzyılın bir Fransız şairi şöyle dedi: “Şeytan’ın en zekice numarası, bizi kendisinin var olmadığına ikna etmesidir.” Şeytan sahne arkasında gizlenir; oradan yalnızca suç örgütlerinde değil, bütün dünyada yapılan işleri etkiler ve yönetir. Mukaddes Kitapta ‘bütün dünya kötü olanın elindedir’ deniyor. İsa Şeytan’ı “katil,” “yalancı” ve “yalanın babası” olarak adlandırdı.—I. Yuhanna 5:19; Yuhanna 8:44.

Mukaddes Kitap peygamberlikleri İblis Şeytan’ın özellikle 1914’ten beri faal olduğunu söylüyor. O yıldan beri kendi güruhunu Tanrı’nın kavmine karşı topyekûn bir savaş için harekete geçirmektedir. İnsanları bir kaos girdabına doğru çekmektedir. O, bugün suçların ve suç örgütlerinin gelişip büyümesinin başlıca nedenidir.—Vahiy 12:9-12.

Dünyadaki suç örgütlerinin perde arkasındaki asıl beyni bir gün tamamen zararsız hale getirilecek mi? İnsanlık barış ve düzene sahip olabilecek mi? Acaba siz bugün Şeytan’ın dünyada kurduğu kötülük imparatorluğundan kendinizi kurtarabilir misiniz?

[Dipnot]

a Bazı isimler kişilerin güvenliği açısından değiştirilmiştir.

[Sayfa 7’deki çerçeve]

Ailenizi Nasıl Koruyabilirsiniz?

SICAK, birleşmiş bir aile ortamından yoksun gençler suç örgütleri için kolay bir av olabilirler. Amerika Birleşik Devletlerinde çeteler tarafından işlenen cinayetlere karışan gençlerin çoğunluğu fakir ve dağılmış ailelerden gelmektedir. Kuzey Carolina’daki bir ıslahevinin görevlisi, “toplumun yoksul kesiminden gelen bu gençler, patronla adamları arasındaki kuvvetli bağdan ve hayatlarında ilk defa örgüt üyesi olarak tattıkları birlik duygusundan kolayca etkileniyorlar” dedi.

Benzer şekilde, Doğuda, patronuna canlı bir kalkan olmaya gönüllü genç bir yakuza şöyle dedi: “Evde her zaman yalnızdım, bir aile olmamıza rağmen hiçbir zaman karşılıklı olarak içtenlikle konuşabildiğimizi hissetmedim . . . . fakat şimdi arkadaşlarla içtenlikli konuşmalar yapabiliyorum.” Yalnızlık çeken gençler kendilerini aile benzeri bir sistemin içine çeken bir suç örgütünün üyelerine minnettarlık duyuyorlar.

Okinawa’daki motosikletli bir grup kızın lideri “Yakuza’lar birbirine çok, çok ilgi gösterirler” diyor. “Belki de bu onların hilesidir; fakat anlarsınız, hiçbir zaman tatlı ve nazik davranışlar görmediğimizden bu bizi duygulandırıyor.” Suç işlemiş kızların konduğu bir hapishanenin genel müdürü, gangsterlerin “kızların kalbini çalmakta son derece usta” olduklarını doğruluyor. Yalnız kızlar gecenin bir yarısında telefon ettikleri zaman, gangsterler koşup onları dinlerler ve bunu cinsel yönden hiçbir girişimde bulunmadan da yapabilirler.

İlgi dolu tutumlarını, kurban olarak seçtikleri gençleri bütünüyle ele geçirene dek sürdürüyorlar. Bu gençler bir tuzağa düşünce—kızlar fuhuş ağlarında ve erkekler suç örgütünde—kanlarının son damlasına kadar sömürülüyorlar.

Yakınlarınızı Nasıl Koruyabilirsiniz?

Mukaddes Kitap, “ey babalar, cesaretten düşmesinler diye, çocuklarınızı incitmeyin” öğüdünü veriyor. (Koloseliler 3:21) Fakat bu, ana-babaları her şeyi hoşgörmeye teşvik etmez. Bir Mukaddes Kitap özdeyişi şöyle diyor: “Kendi haline bırakılan çocuk anasını utandırır.” (Süleymanın Meselleri 29:15) Bunun yerine Mukaddes Kitap babaları—tabii anneleri de—çocuklarını yetiştirirken makul olmaya, onları dinlemeye ve onlarla iletişime açık olmaya teşvik eder. Böylece, çocuklar sıkıntılı olduklarında, ana-babalarına sırlarını açmaya yönelecekler.

İletişime açık olmanın yanı sıra, ana-babalar çocuklarına yaşamda uymaları gereken standartları da öğretmelidir. Bir baba böyle yol gösterici kuralları nereden bulabilir? Mukaddes Kitap şöyle diyor: “Ey babalar, çocuklarınızı incitmeyin, fakat onları Rabbin terbiye ve nasihatile yetiştirin.” (Efesoslular 6:4) Ailece Mukaddes Kitap incelemesi yaparak, çocuklarınızla birlikte Mukaddes Kitap üzerinde düşünmek üzere vakit ayırın. Ve yüreklerine sağlıklı bir Yehova korkusu yerleştirin, böylece her zaman kendi yararlarıyla sonuçlanacak olan Yehova’nın rehberliğini izleyecekler.—İşaya 48:17.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş