Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g97 Ekim s. 4-7
  • Sizin Tutumunuzu Şekillendiren Nedir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Sizin Tutumunuzu Şekillendiren Nedir?
  • Uyanış!—1997
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Pornografi Cinselliği Çarpıtıyor
  • Eğlence Dünyası Cinselliği Sömürüyor
  • Rollerin Değişmesi Tutumu Çarpıtıyor
  • Okullardaki Cinsel Eğitim
  • Sevgi ve Bağlılık Nedir?
  • Tutumların Değişmesi Yeni Sorular Doğuruyor
    Uyanış!—1997
  • Karşı Cinsi Düşünmemek Neden Bu Kadar Zor?
    Uyanış!—1994
  • Evlilik Öncesi Cinsel İlişki
    Uyanış!—2013
  • Zorlukları Göğüslemek
    Uyanış!—1997
Daha Fazla
Uyanış!—1997
g97 Ekim s. 4-7

Sizin Tutumunuzu Şekillendiren Nedir?

BUNDAN 2.700 yıl önce, bir yazar insanı düşünmeye yönelten şu özlü sözü ilhamla kaleme aldı: “Akılsız adam için kötülük etmek bir eğlence gibidir.” (Süleymanın Meselleri 10:23) Bu sözlerin ne derece gerçek olduğu, özellikle cinsel devrimden bu yana kanıtlanmıştır. AIDS korkusundan önce hüküm süren tutum, ‘seksin katılımcı bir spor’ olduğu ve ‘cinsel dürtünün, sonuçları ne olursa olsun, dışa vurulup gereksinimlerin doyurulmasının gerekli’ olduğuydu. Acaba bu tutum değişti mi? Aslında, değişmedi.

Bugünkü seks saplantısı hâlâ, ahlakın kişisel bir mesele ve çok sayıdaki eşle serbest aşkın normal olduğunu iddia eden “aşk bağımlıları,” ‘art arda evlilikler yapan çokeşliler’ ve “seks avcıları” üretmekte. (6. sayfadaki “Cinsel Yaşam Tarzları” başlıklı çerçeveye bakın.) Bu kişiler serbest cinsel ilişkinin, ‘hiç kimseye zarar vermeyeceğini’ savunuyorlar; yeter ki taraflar buna rıza gösteren ergin kişiler olsun. Iowa Eyalet Üniversitesinde sosyolog olan Ira Reiss 1964 yılında bunu “sevgi ile her şeyi hoş görme” olarak tanımladı.

İskoçya Anglikan kilisesinin Edinburgh başpiskoposunun insanların birden çok kişiyle aşk yaşamak için yaratıldığını söylemesinden anlaşıldığına göre, kendisi de aynı duyguları paylaşmakta. Cinsellik ve Hıristiyanlık üzerine bir konuşmada kendisi şunları söyledi: “Tanrı, gidip tohumumuzu ekmemizi sağlayan cinsel dürtüyü, bizi yaratırken içimize Kendisinin koyduğunu biliyor. Rasgele cinsel ilişkiye eğilimli genlerimizi de o koydu. Ben kendi içgüdüleriyle hareket eden insanları kilisenin mahkûm etmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum.”

Acaba bu sağlıklı bir görüş mü? Serbest aşkın bedeli nedir? Acaba bir dizi değişik kişiyle yaşanan kısa süreli ilişkiler doyum ve mutluluk getirir mi?

Cinsel yolla geçen hastalıkların küre çapında salgın hale gelmesi ve özellikle ergenlik çağındakiler arasında milyonlarca evlilik dışı gebeliğin görülmesi, böyle bir felsefenin iflas ettiğini gösteriyor. Newsweek dergisine göre, yalnızca Amerika Birleşik Devletlerinde, her yıl yaklaşık üç milyon genç cinsel yolla geçen hastalıklara yakalanmaktadır. Ayrıca, bu “rıza gösteren ergin kişiler”in birçoğu, anlaşılan bu ilişkilerin sonucu olabilen doğmamış çocuğa karşı “doğal sevgiden” ya da sorumluluk duygusundan yoksun olmalılar ki, bir an önce kürtaj yaptırmaya koşuyorlar. (II. Timoteos 3:3) Annesinden böylesine vahşice koparılıp alınması, çocuğun yaşamına mal oluyor. Genç annenin payına düşen de belki, ömrünün kalan yılları boyunca peşini bırakmayacak bir depresyon ve suçluluk duygusu olacaktır.

Dr. Patrick Dixon tarafından hesaplandığına göre, 90’lı yılların ortalarında cinsel devrimin sonuçlarının yalnızca Britanya’ya parasal maliyeti 20 milyar Amerikan Doları gibi sarsıcı bir düzeydedir. Dr. Dixon bu rakamı The Rising Price of Love adlı kitabında AIDS de dahil cinsel yolla bulaşan hastalıkların araştırma ve tedavi harcamalarını, uzun süreli ilişkilerin kopmasıyla doğan masrafları, tek başına çocuk yetiştirmenin topluma maliyetini, aile ve çocuk terapisinin masraflarını bir araya getirerek hesapladı. Kanada’nın günlük gazetesi The Globe and Mail’de yazıldığına göre Dr. Dixon’un vardığı sonuç şu: “Cinsel ilişkilerde özgürlük vaat eden devrimden geriye, cinsel kaos, trajedi, yalnızlık, acı duygular, şiddet ve sömürünün yıktığı bir dünyada zincire vurulmuş birçok köle kaldı.”

O halde, seks saplantısı neden bitmedi? Kısa süreli ilişkileri tercih etmek, sorumsuzca serbest aşkta ısrar etmek neden bugüne dek sürdü? Son otuz yıldaki bunca kötü sonucuna rağmen, bu yıkıcı saplantıyı körükleyen nedir?

Pornografi Cinselliği Çarpıtıyor

Pornografinin seks saplantısını körükleyen başlıca etken olduğu söylenmiştir. Seks bağımlısı olduğunu itiraf eden bir adam The Toronto Star gazetesine şunları yazdı: “Beş yıl önce sigarayı, iki yıl önce alkolü bıraktım, fakat yaşamımdaki hiçbir şey seks ve pornografi bağımlılığından kurtulmak kadar zor olmadı.”

Kendisi, sürekli pornografi izleyen ve okuyan ergenlik çağındaki gençlerin, cinsel davranışlarla ilgili çarpık bir görüş geliştirdiklerine inanıyor. Onlar cinsel hayaller âleminde yaşıyorlar ve gerçek ilişkiler onlara karmaşık ve zor geliyor. Bu durum, kendini soyutlamaya ve başta kalıcı sevgi bağları kuramama sorunu olmak üzere, başka sorunlara da yol açıyor.

Eğlence Dünyası Cinselliği Sömürüyor

Evlilik çerçevesinde olsun ya da olmasın, pek çok kişiyle rasgele cinsel ilişkilere dayalı yaşam tarzları eğlence dünyasında geniş çapta sürdürülmekte ve açık açık da sergilenmektedir. Cinsel ilişkilerin ekranda sevgisiz ve aşağılayıcı tarzda gösterilmesi, bu nesle insan cinselliği hakkında çarpıtılmış bir görüş vererek, seks saplantısını körüklüyor. Eğlence medyası sık sık ve yanlış bir şekilde evlilik dışı cinselliği, sevgi dolu bir ilişkiye eşdeğermiş gibi gösteriyor. Eğlence dünyasının karakterlerini ilahlaştıran hayranlar şehvetle aşkı, kısa süreli aşk maceralarıyla uzun süreli bağlılıkları ve hayalle gerçeği ayırt etme yeteneğini yitiriyor.

Aynı zamanda reklamcılık dünyası da genelde cinselliği satış artırıcı bir pazarlama unsuru olarak sömürüyor. Bir seks terapisi uzmanı cinselliğin “dikkatleri bir ticari ürüne çekmek amacıyla kullanılan kişiliksiz bir mal durumuna geldiğini” belirtti. Cinselliğin ifade edilmesini hoş bir yaşam tarzıyla bağlantılı gösteren reklamcılar seksi sömürdüler, işte bu durum, Family Relations dergisinin söylediği gibi, “20. yüzyılın cinselliğe bakış açısındaki bir başka çarpıklığı” oluşturdu.

Rollerin Değişmesi Tutumu Çarpıtıyor

Değişen sosyal çevre ve 1960’larda satışa sunulan doğum kontrol hapı milyonlarca kadının cinsel tutumunu tümüyle değiştirdi. Bu hap kadına şimdiye kadar görmediği bir cinsel özgürlük veya bağımsızlık sağlayarak, erkek karşısında sanal bir eşitlik sağladı. Şimdi onlar da artık, istenmeyen gebelik korkusu olmadan erkekler gibi kısa süreli ilişkiler deneyebilirlerdi. Cinsel özgürlüğün tadını iyice çıkarırken, hem erkekler hem de kadınlar, doğal ailevi rollerini ve ailedeki kendi cinsel rollerini yok olmanın sınırına dek ittiler.

Birinci yüzyılda yaşamış bir Mukaddes Kitap yazarı bu insanlar hakkında şunları söyledi: ‘Gözleri zinayla doludur, günaha doymazlar; Yürekleri açgözlülüğe alıştırılmıştır; doğru yolu bırakıp saptılar.’—II. Petrus 2:14, 15, Müjde.

Okullardaki Cinsel Eğitim

ABD’de lisede okuyan hiç evlenmemiş 10.000 kız arasında yapılan bir araştırma, “doğum kontrolü üzerine cinsel eğitimle alınan ve kişisel çabayla edinilen bilginin” evlenmemiş ergenlik çağındakilerde görülen gebelik oranını hiç etkilemediğini ortaya koyuyor. Bu nedenle de bazı devlet okulları bu salgına, öğrencilere ücretsiz prezervatif dağıtma şeklindeki çok tartışmalı bir uygulamayla karşılık vermeye çalışıyor.

Calgary Herald gazetesiyle bir röportaj yapan 17 yaşındaki bir öğrenci şöyle dedi: “Liselerdeki gençlerin çoğunun . . . . hatta 12 yaşındakilerin bile, cinsel ilişkide bulundukları bir gerçektir.”

Sevgi ve Bağlılık Nedir?

Sevgi, güven ve arkadaşlık bağları doğal cinsel çekiciliğin ya da cinsel içtepilerin doyurulmasının sonucunda kendiliğinden ortaya çıkan olgular değildir. Salt cinsel ilişki gerçek sevgiyi yaratamaz. Sevgi ve samimiyet, kalıcı bir ilişki geliştirmek için birbirleriyle ilgilenen iki bireyin yüreklerinde çiçeklenir.

Kısa süreli ilişkiler sonunda kişiyi güvensiz, yalnız ve belki de AIDS gibi cinsel yolla geçen bir hastalıkla baş başa bırakır. Serbest aşk taraftarlarını II. Petrus 2:19’daki sözler çok güzel tanımlıyor. “Kendileri fesat kulları oldukları halde, onlara hürriyet vadederler; çünkü bir kimse kendini yenene kul olur.”

İngiliz Kilisesi toplumsal sorumluluklar kurulu Haziran 1995’te “Kutlanacak Bir Şey” başlıklı raporunu yayımladı. Toronto Star’a göre kurul Mukaddes Kitabın öğüdüne kesin bir tezat oluşturarak kiliseyi ‘günah içinde yaşamak’ lafını kaldırıp atmaya ve artık evli olmadıkları halde birlikte yaşayanlara karşı “mahkûm edici” tutumunu bırakmaya önemle teşvik etti. Rapor “onların yaşamında Tanrı’nın varlığını herkesin keşfetmesi için . . . . cemaatlerin nikâhsız yaşayanları iyi karşılaması, onları dinlemeleri ve hatta onlardan ders almaları gerektiğini” vurguladı.

İsa bu tip dinsel liderlere ne ad verirdi? Kuşkusuz “kör kılavuzlar” diyecekti. Eğer onlar böyleyse, artlarından gidenler için ne denebilir? İsa şöyle mantık yürüttü: “Eğer kör körü yederse, her ikisi de çukura düşer.” O halde bu konuda hata yapmayın. İsa ‘zina ve fuhşun insanı kirleten şeyler’ arasında olduğunu belirtti.—Matta 15:14, 18-20.

Cinselliği çarpıtan ve sömüren bunca etken karşısında bir insan, özellikle bir genç, seks saplantısının kölesi olmaktan nasıl kurtulabilir? Uzun vadeli, mutlu ilişkilerin sırrı nedir? Sonraki makale çocukların iyi bir geleceğe sağlam bir hazırlık yapabilmesi için dikkatleri ana-babanın yapabileceği şeyler üzerinde toplayacak.

[Sayfa 5’teki pasaj]

Yalnızca Amerika Birleşik Devletlerinde cinsel yolla yayılan hastalıklar her yıl yaklaşık üç milyon genci pençesine alıyor

[Sayfa 6’daki çerçeve]

Cinsel Yaşam Tarzları

Aşk bağımlıları: Aşık olmaya aşıktırlar, ani aşklarının heyecanı biraz azalınca, hemen bir maceradan öbürüne atlarlar. Bu terimi ilk kez New York Eyaleti Ruh Sağlığı Enstitüsünden Dr. Michael Liebowitz kullandı.

Art arda evlilikler yapan çokeşliler: Sosyologlar, birini görür görmez, vurulup aşkından yanıp tutuşarak, yasalar önünde evlenen, evlenmesiyle boşanması bir olan ve sonra aynı şeyi hemen başka birisiyle tekrarlayanları böyle tanımlarlar.

Seks avcıları: Aile araştırmaları ve cinsel rahatsızlıklar uzmanı profesör Luther Baker’in gözlemlerine göre, bunlar aynı anda birçok değişik eşle ilişki kurup, birinden diğerine koşarak, sekste ne kadar güçlü olduklarını kanıtlama hastasıdırlar. Aynı terim bugün çocuklara tacizde bulunanlar için de kullanılıyor.

[Sayfa 7’deki resim]

Pornografi bağımlılık yaratır ve kişiyi çarpık cinsel davranış kalıplarına yöneltir

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş