Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g99 Mart s. 15-18
  • Afrika’nın İçindeki Büyük Victoria Gölü

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Afrika’nın İçindeki Büyük Victoria Gölü
  • Uyanış!—1999
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Nil’in Kaynaklarından Biri
  • Gölde Yaşam
  • Suda Yaban Hayatı
  • Sorunlarla Dolu Sular
  • Baykal Dünyanın En Derin Gölü
    Uyanış!—2007
  • Pembe Göl mü? Nasıl Olur?
    Uyanış!—2005
  • Titicaca Gölünün Yüzer Adaları
    Uyanış!—1994
  • Orta Amerika’nın En Büyük Gölünün Hazineleri
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
Daha Fazla
Uyanış!—1999
g99 Mart s. 15-18

Afrika’nın İçindeki Büyük Victoria Gölü

YALNIZ bir İngiliz, 1858 yılında, Afrika’nın içlerinde yabanıl ve keşfedilmemiş bir bölgede yürüyordu. Afrikalı birkaç hamalla birlikte, hastalıktan, yorgunluktan ve belirsizlikten bunalmış halde yürürken, adamlarını ilerlemeye teşvik ediyordu. John Hanning Speke adlı bu adam, kolay erişilmez bir ödülün peşindeydi. Nil’in kaynağını arıyordu.

Arap köle tüccarlarının Ukereve adını verdikleri büyük bir göl hakkında anlatılan öykülerin verdiği heyecanla harekete geçen Speke, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen çalılıklar arasında mücadeleye devam etti. 25 günlük bir yürüyüşün sonunda, bu küçük seyyah grubu çabalarının karşılığını gördü; önlerinde muhteşem bir manzara, göz alabildiğine uzanan uçsuz bucaksız bir tatlı su gölü vardı. Speke daha sonra şunları yazdı: “Ayaklarımın altında uzanan gölün, şu ilginç nehrin doğduğu yer, hakkında birçok tahmin yürütülen kaynak ve birçok kâşifin hedefi olduğuna artık hiçbir kuşkum kalmamıştı.” Keşfettiği bu göle, o sırada hüküm süren İngiltere kraliçesinin onuruna, Victoria adını verdi.

Nil’in Kaynaklarından Biri

Göl, günümüzde hâlâ aynı adla anılır ve Kuzey Amerika’daki Superior Gölü’nden sonra dünyadaki en büyük tatlı su gölüdür. Victoria Gölü’nün, ekvator güneşi altında dev bir ayna gibi parıldayan dümdüz, camsı yüzeyi 69.484 kilometre karelik bir alanı kaplamaktadır. Kuzey ucundan ekvatorun geçtiği bu göl, Büyük Rift Vadisi’nin doğu ve batıdaki kolları arasında bulunur. Büyük bölümü Tanzanya ve Uganda’dadır, ayrıca bir bölümü de Kenya sınırlarına taşar.

Göle giren başlıca akarsu, Ruanda’daki dağlardan beslenen, Tanzanya’daki Kagera Irmağı’dır. Ancak, Victoria’ya akan suların büyük bölümü, çevresinde yer alan ve 200.000 kilometre kareyi aşan dev havzada biriken yağışlardan gelmektedir. Suyun gölden çıktığı tek yer ise Uganda’daki Jinja’dadır. Bu noktada su hızla kuzeye akarak Beyaz Nil’i doğurur. Victoria Gölü, Nil Irmağı’nın tek su kaynağı olmamasına karşın, sürekli tatlı su akışını sağlayan büyük bir su deposu olarak hizmet eder ve ta Mısır’a kadar yaşamın sürekliliğini sağlar.

Gölde Yaşam

Dalgalanan beyaz yelkeni bir kelebeğin dikey duran kanadını andıran bir kano, gölün yüzeyinde süzülerek ilerliyor. Gölü çevreleyen kara alanlarından esen günlük rüzgârların alıp götürdüğü küçük tekne, suyun ortasına doğru sürüklenmiş. Gün ortasında rüzgârın yönü değişir ve tekneyi yine geldiği yere getirir. Bu, gölün balıkçılarının binlerce yıldır değişmeden tekrarlanan düzenidir.

Victoria kıyılarını, kahverengi sazlardan çatılarıyla irili ufaklı köyler çevreler. Nil’in çevresindeki köylerin halkı için temel ürün balıktır ve onlar günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek için göle bağımlıdırlar. Bir balıkçının günü, tan ağarmadan önce başlar. Erkekler, delik kanolarına birikmiş suları kaplarla boşaltarak, sisli suda yol almaya başlar. Bir ağızdan şarkılar söyleyerek daha derin sulara kürek çekip, eski püskü yelkenlerini açarlar. Küçük tekneleri ufukta gözden kaybolana dek kıyıdan izleyen kadınlar çok geçmeden geri döner; çünkü yapılacak çok iş vardır.

Çocuklar sığ sularda oynarken, kadınlar çamaşır yıkar ve gölden içme suyu alır. Sonunda su kıyısındaki işleri bitmiştir. Başları üzerinde hassas bir dengede taşıdıkları su çömlekleri, sırtlarına bağlı bebekleri ve ellerinde temiz çamaşır sepetleriyle yavaş yavaş evin yolunu tutarlar. Orada, mısır ve baklagiller yetişen küçük bahçelerine bakarlar, yakacak odun toplarlar, sığır dışkısıyla külden yapılan bir karışımla topraktan evlerini onarırlar. Kıyıdan daha ileride bir arada, sisal bitkisinin liflerini ustalıkla dokuyarak dayanıklı urganlar ve güzel sepetler yaparlar. Bazı erkeklerin kano yapmak için dev bir kütüğü baltayla oyarken çıkardıkları sesler havada yankılanır.

Gün biterken, kadınların bakışları yine dev göle yönelir. Ufukta görünen beyaz yelkenlerin uçları, erkeklerin dönüşünün habercisidir. Onlar kocalarını ve getirecekleri balıkları görmek için merakla yollarını gözlerler.

Göldeki tüm kıyı ve adalarda bu küçük topluluklar, bir barış haberi getiren ziyaretçileri kabul ediyorlar. Bölgede, yaya olarak ya da kanolarla irili ufaklı her köye erişiliyor. Buranın halkı alçakgönüllü ve dinlemeye istekli. Onlar özellikle, kendi Nil ve Bantu dillerinde basılmış, Mukaddes Kitaba dayalı yayınları okumaktan büyük heyecan duyuyor.

Suda Yaban Hayatı

Victoria Gölü, bazıları dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan 400’ün üzerinde balık türü barındırır. Bunlardan en yaygın olanı, sihlid adı verilen türdür. Bu rengârenk küçük balığın, alevbalığı, kızılbalığı, Kisumu kurbağaağızlısı gibi yapısal özelliklerini tanımlayan çeşitli adları vardır. Bazı sihlid türleri yavrularını hiç alışılmadık bir yolla korur. Tehlike belirince, ana ya da baba balık ağzını iyice açar ve küçük yavrular korunmak için bu delikten içeri girerler. Tehlike geçince balık, yavruları ağzından dışarı atar ve olağan faaliyetine devam eder.

Victoria Gölü, olağanüstü güzellikte ve çeşitteki su kuşlarına ev sahipliği yapar. Batağanlar, karabataklar ve kazkarabatakları, su altına dalıp, balıkları keskin gagalarıyla ustalıkla yakalıyorlar. Turnalar, balıkçıllar, leylekler ve kaşıkçılar sığ suyun içinde adımlarını dondurmuş, ihtiyatsız bir balığın kendi alanları içine girmesini sabırla bekliyorlar. Tepede pelikan sürüleri, kocaman karınlı planörler gibi dolaşıyor. Kümeler halinde yüzerken, balık sürülerinin etrafını çevirip, sepete benzeyen iri gagalarıyla avlanıyorlar. Ancak, göklerde hâkimiyet güçlü kanatlarıyla balık kartalına ait. Suyun çok üzerinde olan bir ağacın dalından havalandıktan sonra aşağı doğru güçlü bir dalışa geçerek havayı yaran gergin kanatlarıyla inip, gölün yüzeyinden bir balığı rahatlıkla kaptı. Parlak renkli dokumacıkuşları, göl kenarını kuşatan sık papirüs kamışları arasına yuva yapıyorlar ve boynuzgaganın hüzünlü ötüşü kıyının ötesinde yükselen akasya ormanlarından duyulabiliyor.

Sabah ve akşam saatlerinde suaygırlarının en kalın perdeden homurtuları durgun gölde yankılanıyor. Düzgün gri kayaları andıran sırtları su üzerine çıkmış şekilde, kıyılardaki sığ sularda öğleye doğru uyukluyorlar. Göl halkı, tehlikeli Nil timsahına karşı hep tetikte olmuştur. Bu korkunç sürüngenlerin çoğu insanlarca yok edilmiş olsa da, birkaç tanesi hâlâ Victoria Gölü’nün daha ıssız köşelerinde yaşıyor.

Sorunlarla Dolu Sular

John Speke’in Victoria’yı ilk gördüğü zamandan bu yana Afrika’nın nüfusunda büyük bir artış oldu. Gölün kıyı şeridinde, hayatta kalabilmek için onun suyuna bağımlı olan 30 milyonun üzerinde insan yaşıyor. Geçmiş dönemlerde yöredeki balıkçılar balık avlamakta geleneksel yöntemler kullanıyorlardı. Örgü balık tuzakları, papirüsten ağlar, olta iğneleri ve mızraklar ile ihtiyaçları kadar balık avlarlardı. Bugün ise, trol teknelerine ve çok uzaklara kadar serilebilen ve daha derin sulardaki tonlarca balığı alabilen naylon ağlara geçişle birlikte, aşırı avlanma gölün ekolojisini tehdit etmeye başladı.

Göle başka yerlerden farklı balık türlerinin getirilmesi, yöresel balıkçılığa sekte vuran ekolojik bir dengesizliğe yol açtı. Gölün başındaki dertlere eklenen bir yenisi de, güzel mor çiçekler açan, yüzen bir bitki olan susümbülüdür. Güney Amerika’dan getirtilen bu bitki öylesine hızlı büyüdü ki, göl kıyılarındaki ve ırmak ağızlarındaki geniş alanları tümüyle kaplayıp boğarak, yük teknelerinin, yolcu gemilerinin ve yerel balıkçı kanolarının kıyılara ve iskelelere giriş çıkışını engelledi. Göle su sağlayan ormanlık alanların yok edilmesi, atık su tahliyesi ve endüstrileşme gibi etkenler, gölün geleceğini tehlikeye soktu.

Victoria Gölü varlığını sürdürecek mi? Bu soru üzerinde tartışmalar sürüyor ve gölün çok sayıda sorununun nasıl çözülebileceğini hâlâ hiç kimse kesin olarak bilmiyor. Ancak, Victoria Gölü, Tanrı’nın Gökteki Krallığı “yeri harap edenleri” ortadan kaldırdıktan çok sonra da yeryüzünde varlığını herhalde sürdürecek olan doğal bir bölgedir. (Vahiy 11:18) O zaman insanlık, Afrika’nın bu büyük gölünün güzelliğini her zaman huzur içinde izleyebilecek.

[Sayfa 18’deki çerçeve/resim]

Gölü Yutan Balık

Yağlıdır, doymak bilmez, hızla çoğalır ve iki metreye kadar büyüyebilir. Nedir bu? Lates niloticus! Victoria Gölü’ne 1950’lerde getirilen ve genelde nillevreği olarak bilinen bu dev, obur balık ekolojik bir felaket oldu. 40 yıl içinde, gölün 400 yerli balık türünün yaklaşık yarısını silip süpürmeyi becerdi. Bu türlerin kitleler halinde tükenmesiyle, ailelerini beslemek için gölün tilapia, sihlid gibi daha küçük yerli balıklarına bağımlı milyonlarca yerlinin gıda kaynağı tehlikeye girmiş oldu. Gölün sağlığına en önemli katkıyı bu küçük balıklar yapıyorlar. Onlardan bazıları korkunç şistozomiyaz hastalığına yol açan salyangozla besleniyor ve böylece hastalığın kontrol altında tutulmasına yardımcı oluyor. Başkaları da, şimdi denetimsizce çoğalan algleri ve diğer su bitkilerini tüketiyorlar. Bu kontrolsüz çoğalma, çürüyen bitkilerin sudaki oksijen miktarını önemli ölçüde tüketmesiyle, “ötrofikasyon” olarak adlandırılan durumun gelişmesine yol açtı. Oluşan pisliği temizleyecek daha az yerli balık kaldığından, “ölü bölgeler” denen oksijensiz su alanları çoğaldı ve bu durum daha da çok balığın ölümüne yol açtı. Yiyecek balıkların azalmasıyla, doymak bilmez nillevreği yeni bir gıda kaynağına yöneldi; kendi yavrularına! Gölü yutan balık, şimdi de kendi kendini tehdit ediyor!

[Sayfa 15’teki harita]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

UGANDA

KENYA

TANZANYA

VICTORIA GÖLÜ

[Sayfa 15’teki resim]

Victoria Gölü kıyılarında şahitlik işi

[Sayfa 16’daki resim]

Dokumacıkuşu

[Sayfa 16, 17’deki resim]

Pelikanlar

[Sayfa 17’deki resim]

Balıkçıl

[Sayfa 16, 17’deki resim]

Nil timsahı

[Sayfa 16, 17’deki resim]

Suaygırı üzerinde balıkçıl

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş