Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • tp73 böl. 14 s. 170-183
  • Hayat Hediyesine Saygı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hayat Hediyesine Saygı
  • Hakiki Sulh ve Güvenlik—Hangi Kaynaktan?
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Henüz Doğmamış Olanların Hayatına Saygı Göstermek
  • Kendi Hayatınıza Karşı Saygı
  • Uyuşturucu Madde Kullanışı
  • Tütün ve Buna Benzer Ürünlerinin Kullanılması
  • Kan Tarafından Temsil Edilen Hayata Saygı
  • Hayat Hediyesine Saygı
    Gerçek Barış Ve Güvenlik
  • Uyuşturucuyu Neden Reddetmeliyim?
    Gençler Soruyor . . . Sorular ve Pratik Cevaplar
  • Uyuşturucular
    Kutsal Yazılardan Kanıtlar Gösterin
  • Tanrı’nın Yaşamla İlgili Görüşünü Benimseyin
    Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor?
Daha Fazla
Hakiki Sulh ve Güvenlik—Hangi Kaynaktan?
tp73 böl. 14 s. 170-183

Bölüm 14

Hayat Hediyesine Saygı

1, 2. Hayat hediyesine karşı neden derin saygı göstermeliyiz?

HAYAT hediyesine derin saygı hakikî sulh ve güvenliği sağlamak için sağlam bir temel teşkil eder. Fakat böyle bir saygı ne yazık ki birçok insanda yoktur. Bilindiği gibi insanlar başkalarını öldürmekle hayatları yok edebilrler, fakat hiç kimseyi hayata getiremezler.

2 Hayata saygı göstermemiz kutsal bir görevdir. Kime karşı? Hayat Vericisine, Mezmur yazarının şöyle hitap ettiği kimse, yani “hayatın kaynağı sendedir” dediği Yehova Tanrı’ya. (Mezmur 36:9) Yalnız insanı yarattığı için değil, insanın şimdiye kadar çoğalmasına izin verdiği ve hayatı sürdürmek için gerekeni tedarik ettiği için hayatlarımızı ona borçluyuz. (Resullerin İşleri 14:16, 17) Daha da fazlası O, Oğlunun, insan ailesini fidye ile Satın Alan veya Kurtarıcı olmasını ve bunu kendi hayat kanı ile yapmasını sağladı. (Romalılar 5:6-8; Efesoslular 1:7) Sonuç olarak kendisi, âdil yeni nizamında fevkalâde hayat ümidini bunu kabul edecek kimselerin hepsine takdim ediyor. Bu, bizim gerçekten arzu ettiğimiz bir şeydir, değil mi? Öyleyse, bizim Tanrı’nın hayat hediyesine derin saygı gösterip bunu takdir etmemiz gerekmez mi? Bunu nasıl yapabiliriz?

3. Bir şahsın eğlenmek için şiddet hareketlerini seyretmesi kendisinin hayata karşı tutumunu ne şekilde etkiler?

3 Tabiî, hayata ciddî olarak saygı gösterdiğimiz takdirde, sırf eğlence olsun diye, zihinlerini şiddet hareketleriyle oldu programlarla dolduran kimselere katılmayacağız. Şiddet hareketlerini “eğlence” olarak kabul eden birçok kimse bu yüzden çekilen ıstıraplara ve hayat kaybına karşı sert tutumlu ve hissiz olmuşlardır. Kendileri sırf bugün için yaşamayı öğrenip kendilerinin ve başkalarının gelcekteki refahlarına karşı tamamen ilgisiz kalırlar. Fakat Tanrı’nın iyiliğine ve kendisinin bize verdiği ümide müteşekkir olduğumuz takdirde, böyle bir ruha karşı koyabileceğiz. Hayatı Tanrı’nın bir hediyesi olarak kabul edip içimizde ona karşı takdir geliştireceğiz. Bu, kendi hayatımızı kullanma şeklimizi, başka insanlara karşı hareket tarzımızı hatta henüz doğmamış olanlara karşı dahi tutumumuzu etkileyecektir.

Henüz Doğmamış Olanların Hayatına Saygı Göstermek

4. (a) Bir şahıs kendi çocuğuna hayatı ne zaman intikal etirir? (b) Tanrı’nın doğuştan önce insan hayatına ilgi gösterip göstermediğini nereden biliyoruz?

4 Hayatı bir başkasına intikal ettirme gücü, büyük bir Tanrısal imtiyazdır. Hayat doğumla değil, döllenme anında başlar. Encyclopedia Britannica’nın ifade ettiğine göre, o andan itibaren “yeni bir insanın ayrı biyolojik bir varlık olarak hayat hikayesi başlamış olur.”(37) Aynı şekilde Tanrı da bir insan hayatıyle, doğmadan önce ilgilenmeye başlıyor. Mezmur yazarı Davud, Tanrı’ya hitaben şunları kaydetmiştir: “Anam karnında beni ördün . . . Gözlerin beni cenin iken gördü . . . . benim için tayin olunan günlerin hepsi senin kitabında yazılmıştı.”—Mezmur 139:13-16; Vaiz 11:5.

5. Çocuk aldırmayı haklı çıkarmak için ileri sürülen deliller neden sağlam değildir?

5 Modrn zamanlarda, milyonlarca doğmamış çocuğun hayatı kasten, çocuk aldırma yoluyla sona erdirilmektedir. Acaba bu doğru mudur? Bazı kimseler henüz doğmamış bir bebeğin hayat hakkında şuurl hiçbir anlayışa sahip olmadığını ve kendisinin rahmin dışında ayrı bir hayatı sürdüremeyeceğini iddia ederler. Fakat bu esasen yeni doğan bir çocuk için de bir gerçektir. Doğuşunda onun, hayatın anlamı hakkında hiçbir fikri yoktur ve ana-baba veya diğer kimseler ona devamlı ihtimam göstermedikleri takdirde bebek yaşamaya devam edemez. Döllenme vaktinde rahimde teşekkül eden canlı hücre dışardan engel olunmadığı takdirde bir bebek haline gelmek için her imkâna sahiptir. Yeni doğan bir bebeğin hayatına son vermek, hemen hemen her yerde suçtur. Vaktinden önce doğan bebekleri kurtarmak için büyük gayret sarf edilir. Öyleyse doğmamış bebeğin hayatına son vermek neden suç sayılmasın?

6. Mukaddes Kitap doğmamış bir çocuğun hayatına kasten son verilmesi hakkında Tanrı’nın görüşünün, ne olduğunu gösterir?

6 Burada önemli olan insanların bu mesele hakkındaki sahip oldukları görüş değil, Hayat Vericisi olan Tanrı’nın bu hususta söylediğidir. Yehova Tanrı için doğmamış çocuğun hayatı değerlidir ve onun hayatıyla oynanamaz. Kendisi eski İsrail’e özellikle doğmamış çocuğun hayatını koruyan kanun verdi. Eğer iki erkek arasındaki bir kavgada gebe bir kadın yaralanır ve çocuğu düşerse, cezası çok ciddîydi. (Çıkış 21:22, 23) Doğmamış bir çocuğun hayatına kasten son vermek muhakkak ki daha ciddî bir suç teşkil edecektir. Tanrı’nın kanununa göre, birinin hayatına kasten son verildiği zaman, suçlu ölüme mahkûm edilirdi. (Sayılar 35:30, 31) Tanrı’nın gözünde hayat şimdi de aynı yüksek değeri taşımaktadır.

7. Doğmamış bir çocuk hakkındaki Tanrı’nın iradesine saygı gösterdiğimiz zaman, hangi şeylere karşı korunmuş oluyoruz?

7 Doğmamış çocuğun hayatı hakkında Tanrı’nın iradesine gösterilen derin saygı gerçek yararlar sağlar. Doğmamış olanların hayatlarından ana-babaları tamamen sorumlu tutmakla, kendisi, zührevî hastalıkları, arzu edilmeyen gebelikleri, gayri meşru çocukları, dağılan aileleri ve temiz olmayan bir vicdandan ileri gelen manevî ıstırapları kapsayan rasgele cinsel ilişkilerin getirdiği bütün kötü sonuçların önüne geçmiş olur. Bu, şimdiden aile içindeki sulha katkıda bulunabilir ve gelecekte bereketlenmemizi sağlayacak önemli bir etkenlerden biri olacaktır.

Kendi Hayatınıza Karşı Saygı

8. Bedenimize karşı hareket etmemizde neden Tanrı’nın iradesini yapmalıyız?

8 Siz kendi bedeninize karşı nasıl hareket ediyorsunuz, kendi hayatınız için neler yapıyorsunuz? Bazı kimseler, ‘dünyaya gelmeyi ben istemedim’, gibi yaşar, ‛istediğimi yapabilirim’ derler. Fakat bir hediye alan kimsenin bunu takdir etmesi için önceden istemiş olması mı gerekir? Hayat muhakkak ki iyi bir şeydir; hayatın tadını en çok kaçıran şey insanların kötülüğü ve nakâmilliğidir. Yehova Tanrı’ya bunda bir hata yüklenemez. Kendisi bunu Krallık hükümeti vasıtasıyla düzelteceğini vaat ediyor. Bu sebepten yaşadığımız müdetce onun iradesine ve maksadına karşı saygılı bir şekilde hareket etmeliyiz.—Romalılar 12:1.

9. Mukaddes Kitap oburluk ve ayyaşlık konusunda ne diyor?

9 Hayatı takdir ettiğimizi, meselâ yemekte ve içmekte ölçüyü kaçırmamakla gösterebiliriz. Oburluk ve ayyaşlık Tanrı tarafından mahkûm ediliyor. (Süleymanın Meselleri 23:20, 21) Diğer taraftan, ölçülü bir şekilde yemek yemenin uygun olduğu gibi, alkollü içkilerin ölçülü kullanılması da uygundur. Bu, birçok ayetlerde gösterilmektedir.—Tesniye 14:26; İşaya 25:6; Luka 7:33, 34; I. Timoteos 5:23.

10. (a) Ayyaş bir kimse nasıl hayata saygısı olmadığını gösterir? (b) I. Korintoslular 6:9, 10’da gösterildiği gibi, ayyaşlıktan uzak kalmak neden önemlidir?

10 Böylece Mukaddes Kitap, içmeyi değil ayyaşlığı haklı olarak mahkûm ediyor. Ayyaşlık bedene zarar verir, insanların ahmakça hareket etmelerine sebebiyet verir ve hatta tehlikeli olmalarına yol açabilir. (Süleymanın Meselleri 23:29-35; Efesoslular 5:18) İnsanın ömrünü kısaltabilir ve çok kere karaciğer sirozuna neden olabilir. Takriben dokuz milyon kişide alkolizmin herhangi bir türüne rastlandığı Amerika Birleşik Devletlerinde sarhoşluk yüzünden uğranılan kayıplar, kazalar, tıbbî tedaviler ve işlenen cürümlerin o memleketi her yıl 750 milyon Dolar zarara uğrattığı hesaplanmıştır. Dağılan yuvalar, mahvolan hayatlar ve insanların çektikleri azabın zararı ise, “hesaplanamayacak kadar çoktur.” (The Pharmacological Basis of Therapeutics 1970, s. 291) Bundan dolayı resul Pavlus’un şu sözlerine şaşmamak gerekir: “Aldanmayın, ne zaniler, . . . ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de gasıplar Tanrı’nın krallığını (YD) miras alacaklardır.”—I. Korintoslular 6:9, 10.

11. Şahsî problemlerden kaçınmak gayesiyle aşırı içki içmek makul bir hareket midir?

11 Dünya durumunun bazı kimseleri fena halde etkilediği bir gerçektir. Savaşlar, cürüm, enflasyon, fakirlik, sıkıntı ve baskılar insanın kendi problemlerini daha da acı görmesine sebebiyet veriyor. Fakat zarar verici şekilde içki içerek bundan kaçmanın hiçbir faydası yoktur. Ancak bunlar kendine ve başkalarına daha çok problemler yaratır ve zamanla insanın onurunu yaşama maksadını mahveder.

Uyuşturucu Madde Kullanışı

12. Birçok kimse neden uyuşturucu madde kullanmağa alışırlar?

12 Hayat problemlerinden kaçınmak gayesiyle gün geçtikçe daha çok insan kendisini uyuşturucu maddelere veriyor. Muhakkak ki birçok uyuşturucu maddenin tıbbî kullanılışı vardır. Hasta olan kişilerin iyileşmek için bunlara ihtiyaçları olabilir. Fakat ya hasta olmayan bir kimsenin hayal görmek veya kendinden geçmek arzusu için uyuşturucu madde kullanmak istemesi için ne diyeceğiz? Bunu kullananın hayatı ne şekilde etkilenir?

13. Böylece uyuşturucu maddelerin bazılarını kullananların üzerinde gibi etkileri oluyor? Bunları kullanma hususunda bize Mukaddes Kitap prensipleri ne belirtiyor?

13 Bugün bu gibi zevkleri arayan bir çok kimse eroin ve kokain gibi, “sert” uyuşturucu maddeler veya sözde “psikedelik” diye adlandırılan L. S. D. gibi uyuşturucu maddeleri kullanırlar. Bazıları da daha fazla miktarda amfitamin ve barbiture hapları alırlar. Bunun sonucu nedir? Bu uyuşturucu maddeleri kullananların zaptınefs duyguları kolaylıkla yok olur. Sarhoş bir adamda görülen arzuların benzeri görülür. (I. Korintoslular 6:9, 10; Süleymanın Meselleri 23:33) Bunları kullanmanın tehlikeli olduğu, bunları kullananların çoğu tarafından kabul edilmektedir. Meselâ, New York şehrinde, 18 ilâ 35 arasındaki yaşlarda ölümün başlıca nedeninin eroin alışkanlığı olduğu tespit edilmiştir. Bu, hayat hediyesine karşı ne büyük bir saygısızlıktır.

14, 15. Genellikle marijuana uyuşturucu madde olarak nitelenmiyorsa da bunu içenler neden hayat hediyesine gereken saygıyı göstermemiş oluyorlar?

14 Fakat genellikle alışkanlık yapmadığı sanılan marijuana (marihuana) için ne söylenebilir? Birçok şekilde bu da tehlikeli olabilir. A. B. D.’de Sağlık, Eğitim ve Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından yayımlanan bir broşürde bunların bir şekli kaydedilmiştir. Şöyle izah ediliyor: “Yasak bir uyuşturucu maddeyi kullananlar, diğer uyuşturucu maddeleri de kullanma tehlikesine sürüklenebilirler”. Aynı şekilde, U. S. News and World Report 1 Şubat 1971 nüshasında, “Marijuana Hakkındaki Son Bulgular” başlığı altında şunları söylüyor: “Psikolojik nedenlerden, baskı ve bunalımdan kurtulacakları inancıyle uyuşturucu maddelere güvenen kimselerin, daha kuvvetli uyuşturucu maddeler almaya başlayacaklarına dair deliller mevcuttur.”

15 Fakat marijuana kullanmak böyle bir sonuca yol açmasa dahi, marijuananın kendisi tehlikeli olabilir. Her ne kadar görüşler bazen değişik olsalar da, bir araştırmanın şunları ortaya çıkardığı kayda değer bir gerçektir: “Yeterince yüksek dozlar . . . geçici olmakla beraber, beklenmeyen şiddetli hayal, evham, paranoya, bunalım ve panik gibi ruhsal bozukluklara sebeiyet verebilir.”(38) Bu aynı rapor sürekli marijuana kullanışının, karaciğer hastalıkları, jenetik bozuklar, beyinde hasar ve üst solunum sisteminin hastalanması” gibi bedenî hasara yol açabileceğini söyler. Bu gibi muhtemel tehlikeler karşısında marijuana kullanan kişinin hayat mevhibesine saygı gösterdiği söylenebilir mi?

16. Uyuşturucu maddelerin kullanılması bir insanı başka hangi tehlikeye sürükleyebilir? Bu, bizim bu konu üzerindeki görüşümüzü nasıl etkilemelidir?

16 Sahte bir ferahlık hissi yaratmak gayesiyle uyuşturucu maddelerin kullanılmasından kaçınmak için başka kuvvetli bir neden vardır. Uyuşturucu maddeler bir insanın cinlerin etkisi altına girmesine yol açabilir. Uyuşturucu madde kullanan birçok kimsenin çok defa uyuşturucu maddeler kullanırken sihirbazlık gibi alışkanlıklara başlaması hiç de yeni bir şey değildir. Geçmiş zamanlarda sihirbazlar uyuşturucu maddeler kullanırlardı. Vine’ın Expository Dictionary of New Testament Words şunu söylüyor: “Sihirbazlık, gerek hafif gerekse kuvvetli uyuşturucu maddeler kullanılarak, sihirbazın esrarengiz çareleri ve kudretleriyle etkilenmek gayesiyle genellikle afsun ve doğaüstü gizli güçlere yalvarışlarla beraber yapılırdı.” Bu yorumlar, Galatyalılar 5:20’de (YD) geçen “ispiritizma alışkanlığı” (farmakia, harfî anlamda “uyuşturucu maddeler kullanılması”) Yunanca kelimesi hakkında yapılmıştır. (Vahiy 9:21; 18:23’e bak) Böylece, geçmişte olduğu gibi bugün de uyuşturucu maddeler kişiyi cinlerin etkisi altına sokabilir. Yehova’nın vefakâr bir hizmetçisi olmak isteyen bir kimse, geçici bir zevk için kendini nasıl böyle bir tehlikeye atabilir?

17, 18. (a) Uyuşturucu madde kullanışının başka hangi kötü sonuçlarını görüyoruz? (b) Yehova’nın Hıristiyan Şahitleri uyuşturucu madde kullanılması konusunda hangi görüşe sahiptirler?

17 İyice bilindiği gibi, uyuşturucu madde müptelâlığının arkasından daima cürüm ve ahlâksızlık gelir. Uyuşturucu maddelerin kaçak satışları, örgütlenmiş kanunsuzluğun belli başlı para kaynaklarındandır. Uyuşturucu madde müptelâlarının çoğu bu alışkanlıklarını sürdürmek için hırsızlık ve soygunculuk yaparlar. Başkaları ise, kendilerini satarlar. Binlerce aile, üyelerinin birinin, müptelâsı haline gelmesinden ötürü mahvolmaktadır. Gebe-anneler vücutlarındaki zehiri ve alışkanlığı bebeklerine geçirirler ve bazen bunlar kendilerini uyuşturucu madde verilmeye devam edilmediği takdirde ölürler. Birçok memlekette, ilâç hariç, böyle tehlikeli uyuşturucu maddeleri bulundurmak ve kullanmak kanunlara aykırıdır.—Matta 22:17-21.

18 Siz bütün bu kötü sonuçları veren böyle bir alışkanlıkla herhangi bir ilişkinizin olmasını arzu edermiydini? Yehova’nın Hıristiyan Şahitleri bunu arzu etmezler! Kendileri heyecan duymak veya gerçeklerden kaçmak maksadıyle hiçbir surette uyuşturucu madde kullanmayı istemezler. O anların hayata karşı büyük bir saygıları var ve kendi hayatlarını Tanrı’nın iradesine uygun bir şekilde kullanmak isterler.

Tütün ve Buna Benzer Ürünlerinin Kullanılması

19. Bir kimsenin tütün, fufel ve koka yapraklarının kullanılması ile ilgili görüşünde hayat mevhibesine gösterilen saygı nasıl bir rol oynuyor?

19 Tütün ve bazı memleketlerde de fufel ve koka yapraklarının kullanılması bugün daha da yaygın haldedir. Dünya çapında melyonlarca insan tarafından kullanıldığı halde, bunların her biri bedene ve hatta bazen beyine zarar verebilir. Hükümetler, halkı tütünün akciğer kanseri, kalp hastalıkları, müzmin bronşit ve anfizemi gibi hastalıklara sebebiyet verdiğine dair uyarmışlardır. İnsanda alışkanlık yaratan ve zarar veren böyle ürünleri kullanmak, acaba hayat hediyesine saygı gösterildiğini gösterir mi?

20, 21. (a) Mukaddes Kitabın bu alışkanlıkları ismen mahkûm etmediği gerçeği senin bunları yapmanın doğru olduğu anlamına mı gelir? (b) Ciddi bir şekilde Tanrı’nın iradesini yapmak isteyen bir kimsenin hayatında bu gibi alışkanlıkların olmadığını Mukaddes Kitabın hangi prensipleri gösterir?

20 Belki birisi, bu şeylerin tümünün de Tanrı tarafından yaratıldıklarını söyleyebilir. Bu doğrudur, fakat mantarlar da böyle olmakla beraber, bazı türlerini yiyince insan ölür. Başka birisi de, Mukaddes Kitabın bu gibi alışkanlıklardan özel olarak bahsetmediğini veya bunları mahkûm etmediğini söyleyebilir. Fakat yukarıda gördüğümüz gibi, Mukaddes Kitabın özel olarak mahkûm etmediği, fakat gene de açıkça yanlış olan birçok şeyler vardır. Mukaddes Kitap hiçbir yerde komşunun avlusunu çöplük olarak kullanmanı yasaklamıyor. Buna rağmen “komşunu kendin gibi sevmelisin” diyen emir böyle bir şey yapmanın ne kadar yanlış olacağını açıkça gösteriyor.—Matta 22:39.

21 II. Korintoslular 7:1’de Tanrı’nın Sözü bize “kendimizi bedenin ve ruhun her murdarlığından temiz edip Allah korkusunda kudsiyeti ikmal” etmemizi söyler. Bir şeyin “kutsal” olması için “parlak, temiz, kirlenmemiş, bozulmamış” olması gerekir. Yehova Tanrı, Kendisini bozucu ve çürütücü etkenlerden uzak ve temiz tutar ve kutsal olmayan şekilde hareket ederek kendisini alçaltmaz. Tanrı yerinde olarak biz insanlardan mümkün olduğu derecede “kudsiyeti ikmal” etmemizi bekler. (Romalılar 12:1) Aynı zamanda bizim kendisini ‛bütün yüreğimizle, bütün canımızla, bütün fikrimizle ve bütün kuvvetimizle sevmemizi’ bekler. Fakat bir şahıs, kendisini, bedenini hasta eden, sağlığını bozan ve hayatını kısaltan alışkanlıklara verdiği takdirde, bunu nasıl yapabilir?—Markos 12:29, 30.

22. Bir şahıs, böyle kötü bir alışkanlığın kendi üzerindeki etkisini nasıl yenebilir?

22 Bir insan, her ne kadar böyle alışkanlığın “esiri” olabilirse de, kendisi bunu yenip hürriyetini kazanabilir. Tanrı ve O’nun yüce maksatları hakkındaki bilgi, bunu yapmak için güçlü bir saik teşkil eder. Bu şahıs, ‛zihnini harekete getiren kuvvette yenilenebilir.’ (Efesoslular 4:23) Bu, şahsî bir mutluluğa ve aynı zamanda Tanrı’ya şeref veren yeni bir hayat tarzına yol açabilir.

Kan Tarafından Temsil Edilen Hayata Saygı

23. (a) Tanrı’nın İsrail’e verdiği kanunda tasvip etiği yegâne kan kullanılışı nedir? (b) Bu kurbanların anlamı bizim neden Tanrı’nın bu konudaki iradesine dikkat etmemize sebep olmalı?

23 Hayat hakkında konuştuğumuz zaman kanımızın değerini unutmayalım. Tanrı, hem insanın hem de hayvanların kanını hayatın sembolü olarak telakki ediyor. Bu, hepimizin atası olan Nuh’a ve daha sonra İsrail kavmine verdiği kanunda belirtilmiştir. Orada, Tanrı tarafından tasvip edilen yegâne kan kullanılışı onun talimatlarına göre, mezbahta takdim edilen kurbanlarla ilgiliydi. (Tekvin 9:3, 4; Levililer 17:10-14) Bu kurbanların tümü, insanlar uğruna kendi hayat kanını döken Tanrı’nın Oğlunun kurbanlığını temsil ediyordu. (İbraniler 9:11-14) Bu gerçek, Tanrı’nın bu konudaki iradesine dikkat etmemize sebep olmalıdır.

24. Hıristiyanların kanın kullanılışı hususunda sahip olmaları gereken görüş hakkında Resullerin İşleri 15:28, 29 ne diyor?

24 Tanrı’nın kanın kullanılışı hakkındaki tahdidi, hakikî Hıristiyanlar için hâlâ yürürlükte midir? İlk yüzyılda Hıristiyan cemaatinin resulleri ve diğer ihtiyarları tarafından yapılan resmî beyana göre: Evet. Tanrı’nın ruhunun rehberliği altında onlar şöyle yazmışlardı: “Mukaddes ruha (YD) ve bize iyi göründü ki, icap eden şu şeylerden fazla üzerinize yük koymıyalım: Putlara kurban edilen şeylerden, kandan ve boğulmuş [dolayısıyla kanları akıtılmamış] olanlardan ve zinadan çekinin. Bunlardan sakınırsanız, iyi edersiniz.”—Resullerin İşleri 15:28, 29.

25. Dünya, neler yapmakla Tanrı’nın kan hakkındaki iradesine saygısızlık gösteriyor?

25 Fakat bugün birçok insan, Tanrı’nın bu çok önemli hayat elemanı hakkındaki iradesi hususnda tam bir ilgisizlik gösteriyorlar. Kendileri yiyeceklerde, tıbbî maksatlarla, sunî gübre gibi ticarî imalâtta dahi fark gözetmeden kan kullanıyorlar. Bu gerçek hayat hediyesine böylesine saygısızlık gösteren bir dünyanın karakteristik bir özelliği değil midir? Bununla beraber biz hayatı ve Tanrı’ya karşı sorumluluğumuzu içtenlikle takdir ediyorsak, onun iradesini görmezlikten gelemeyeceğiz, kesin emirlerini ihlâl ederek kendisine saygısızlık etmeyeceğiz.

26, 27. Tanrı’ya itaatsizlik etmekle hayatı korumakta sarf edilen gayret neden Tanrı’nın hayat hediyesine gerçek saygı olarak nitelenmez?

26 Böylece sağlığımız hususunda titizlikle davranıp, Tanrı’nın bir hediyesi olan hayatımızı korumak isterken bazı şeylere de dikkat etmeliyiz. Tanrı’nın Oğlu bu hususu şu sözlerle açıklamıştır: “Canını [veya hayatını] seven onu zayeder; ve bu dünyada canından nefret eden ebedî hayat için onu saklar.”—Yuhanna 12:25.

27 Bu, ne anlama gelir? Bu, Tanrı’nın hakikî bir hizmetçisinin bir taraftan ölüm pahasına dahî Tanrı’ya hizmet etmek, diğer taraftan kendi şimdiki hayatını kurtarmak üzere Tanrı’ya itaatsizlik etmek meselesi ile karşılaştığında ölümün itaatsizliğe tercih edeceği anlamına gelir. Bizzat İsa Mesih, Tanrı’ya itaatsizlik etmekle işkence direğinde ölmekten kurtulabilirdi, fakat bunu yapmadı. Ondan önce yaşayan sadık kimseler Tanrı’nın iradesine bu aynı sarsılmaz bağlılığı göstermişlerdir. (Matta 26:38, 39, 51-54; İbraniler 11:32-38) Onlar, gelecek olan ebedî hayata layık olmağa, şimdiki hayatın engelemesine izin vermediler.

28. Mukaddes Kitabın hayat hakkındaki görüşüne takdir geliştirmekle biz kendimizi hangi şeye hazırlamış oluyoruz?

28 Siz de hayatı böyle mi telakki ediyorsunuz? Hayatın gerçek bir anlam taşıyabilmesi için Tanrı’nın iradesiyle ahenk içinde yaşamanız gerektiğini takdir ediyor musunuz? Bu görüş açısını şimdi benimsemek, Tanrı’nın yeni nizamında yaşamak için yaptığınız hazırlığın bir kısmını teşkil eder. O vakit bir kimse her yerde ve her zaman kendini ne kadar çok sulh ve güvenlik içinde hissedecektir, çünkü yerde yaşayan herkesin Tanrı’nın hayat hediyesine karşı saygısı olduğunu bilecektir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş