Yeryüzünü Cennet Haline Getirecek Bir Yönetim
İsa yeryüzündeyken takipçilerine, Tanrı’nın Gökteki Krallığı hakkında şöyle dua etmelerini söyledi: “Krallığın gelsin. Gökte olduğu gibi yerde de Senin isteğin gerçekleşsin” (Matta 6:9, 10). Aynı zamanda o, sürekli “krallığın iyi haberi” hakkında konuştu (Matta 4:23). Gerçekten İsa, konuşmalarında en çok Krallıktan söz etti. Neden? Çünkü Tanrı, bugün yaşamı çekilmez hale getiren bütün sorunları Krallık aracılığıyla çözecek. Tanrı yakında bu Krallığı kullanarak, savaşlara, açlığa, hastalıklara, suçlara bir son verecek ve yeryüzünde birlik ve barışı oluşturacak.
Böyle bir dünyada yaşamak ister miydiniz? Eğer cevabınız evet ise, bu küçük kitabı okuyun. Bu Krallığın, şimdiye kadar insanlığı yöneten herhangi bir yönetimden çok daha iyi olduğunu öğreneceksiniz. Aynı zamanda, Tanrı’nın, Krallıkla ilgili amaçlarını heyecan verici bir tarzda, adım adım hizmetçilerine nasıl açıkladığını göreceksiniz. Ayrıca, Krallığın bugün bile size nasıl yardım ettiğini öğreneceksiniz.
Evet, şimdiden Tanrı’nın Gökteki Krallığının yönetiminde yaşayanlardan biri olmak üzere bir şeyler yapabilirsiniz. Fakat bu seçimi yapmadan önce, bu Krallık hakkında daha fazla bilgi almalısınız. Bu nedenle bu yayını incelemenizi istiyoruz. Bu kitabın Krallık hakkında anlattığı her şey Mukaddes Kitaptan alınmıştır.
Her şeyden önce, Tanrı’nın Krallığına neden bu kadar çok ihtiyacımız olduğunu görelim.
İnsanlık tarihinin başlangıcında, Tanrı, insanı kusursuz şekilde yarattı ve onu cennete yerleştirdi. O zaman Krallığa ihtiyaç yoktu.
Bununla beraber, ilk ana babamız olan Âdem ve Havva, isyankâr bir melek olan Şeytan’ı dinlediler. Şeytan, onlara Tanrı hakkında yalanlar söyledi, böylece onların da Tanrı’ya isyan etmelerine sebep oldu. Bu nedenle ölümü hak ettiler, çünkü “günahın ödediği ücret ölümdür” (Romalılar 6:23).
Kusurlu, günahkâr bir insanın çocukları kusursuz olamaz. Bu nedenle Âdem’in bütün çocukları kusurluluğu, günahı ve ölümü doğuştan miras aldılar (Romalılar 5:12).
O zamandan beri insanlar, günah ve ölümün etkisinden kurtulabilmek için Tanrı’nın Krallığına muhtaçtırlar. Ayrıca bu Krallık, Tanrı’nın ismini Şeytan’ın yalanlarından ve bunların yol açtığı lekeden temizleyecektir.
Yehova Tanrı, insanlığı günahtan kurtarmak için özel bir “Zürriyet”, yani soy doğacağını vaat etti (Tekvin 3:15). Bu ‘Soy’ Tanrı’nın Gökteki Krallığının Kralı olacaktı.
Bu kim olacaktı?
Âdem’in günah işlemesinden yaklaşık 2.000 yıl sonra, İbrahim adında çok imanlı bir adam yaşadı. Yehova, İbrahim’e kendi şehrini terk edip Filistin diyarında, çadırlarda yaşamasını söyledi.
İbrahim, Yehova’nın söylediği her şeyi yerine getirdi. Hatta, kendisi için çok zor olan bir şeyi bile yapmaya hazırdı. Yehova, İbrahim’e oğlu İshak’ı bir sunak üzerinde kurban etmesini söyledi.
Yehova, aslında bir insanın kurban edilmesini istemiyordu. Fakat İbrahim’in Kendisini ne kadar sevdiğini bilmek istiyordu. İbrahim oğlunu kurban etmek üzereyken Yehova onu durdurdu.
İbrahim’in büyük imanı nedeniyle Yehova, o toprakları onun soyuna vermeyi vaat etti. Ayrıca, İbrahim’e vaat edilen Soy’un, oğlu İshak aracılığıyla onun soyundan geleceğini de söyledi (Tekvin 22:17, 18; 26:4, 5).
İshak’ın, Yakub ve Esav adında ikiz oğulları vardı. Yehova, vaat edilen Soy’un, Yakub’dan geleceğini söyledi (Tekvin 28:13-15).
Yehova’nın İsrail adını da verdiği Yakub’un on iki oğlu oldu; sonra onların da kendi çocukları oldu. Bu şekilde, İbrahim’in çocukları çoğalmaya başladı (Tekvin 46:8-27).
Yakub ve ailesi yaşadıkları yerdeki büyük kıtlık nedeniyle, Mısır hükümdarı Firavun’un davetiyle Mısır’a göç etti (Tekvin 45:16-20).
Mısır’da, vaat edilen Soy’un Yakub’un oğlu Yahuda’dan geleceği açıklandı (Tekvin 49:10).
Sonra Yakub öldü ve onun çocukları çoğalarak bir millet haline geldi. Bu nedenle, Mısırlılar İsrailoğullarından korkmaya başlayıp onları köle yaptılar (Çıkış 1:7-14).
Yehova daha sonra, Firavun’dan İsrailoğullarını serbest bırakmasını istemesi için, çok imanlı bir adam olan Musa’yı gönderdi (Çıkış 6:10, 11).
Firavun bunu reddedince, Yehova Mısır’ın başına on bela getirdi. Sonuncu belada, Mısırlıların tüm ilk doğanlarını öldürmek için ölüm meleğini gönderdi (Çıkış’ın 7-12 bölümleri).
Tanrı, İsrailoğullarına, akşam yemeği için bir kuzu kesip, onun kanının bir kısmını kapı söveleri üzerine sürerlerse, ölüm meleğinin onlara dokunmadan evlerinin üzerinden geçeceğini söyledi. Bu şekilde İsrailoğullarının ilk doğanları kurtuldular (Çıkış 12:1-35).
Sonunda Firavun, İsrailoğullarına Mısır’ı terk etmelerini emretti. Fakat daha sonra fikrini değiştirdi ve onları geri getirmek için peşlerine düştü.
Yehova, İsrailoğullarının Kızıldeniz’den geçerek kaçabilmeleri için onlara yol açtı. Firavun ve orduları, onları takip etmeye çalıştılar, fakat Kızıldeniz’in sularında boğuldular (Çıkış 15:5-21).
Yehova, İsrailoğullarını çölde bulunan Sina Dağı’na doğru yönlendirdi. Orada onlara Kanunu verdi ve buna itaat ederlerse kâhinler krallığı ve mukaddes bir millet olacaklarını söyledi. Böylece, zamanla İsrailoğullarına Tanrı’nın Krallığının önemli bir kısmı olma fırsatı verildi (Çıkış 19:6; 24:3-8).
İsrailoğulları Sina Dağı’nda yaklaşık bir yıl kaldıktan sonra, Yehova onları ataları İbrahim’e vaat ettiği Filistin diyarına doğru yönlendirdi.
Daha sonra Tanrı, İsraillilerin Filistin’de krallar tarafından yönetilmelerine izin verdi. Artık, Tanrı’nın yeryüzünde bir krallığı vardı.
İsrail’in ikinci kralı, Yahuda’nın soyundan gelen Davud’du. Davud, İsrail’in tüm düşmanlarını yendi ve Yeruşalim’i ülkenin başkenti yaptı.
Davud’un krallığı süresince gelişen olaylar, yeryüzündeki hiçbir yöneticinin, Yehova’nın desteklediği kralı yenemeyeceğini gösterir.
Yehova, vaat edilen Soy’un Davud’un soyundan geleceğini söyledi (1. Tarihler 17:7, 11, 14).
Davud’dan sonra oğlu Süleyman tahta geçti. O hikmetli bir kraldı ve İsrail onun yönetimi altında çok başarılı oldu.
Süleyman, Yeruşalim’de Yehova’ya muhteşem bir mabet inşa etti. Süleyman’ın yönetimi sırasında İsrail’in içinde bulunduğu koşullar, Tanrı’nın Krallığının insanlığa getireceği bazı nimetleri gösterir (1. Krallar 4:24, 25).
Bununla beraber, Süleyman’dan sonra gelen kralların çoğu sadakatsizdiler.
Yine de, Yeruşalim’de hâlâ Davud’un soyundan gelen krallar saltanat sürerken, Yehova, peygamber İşaya aracılığıyla, Davud’un gelecekte doğacak Oğlunun, bütün dünyayı adaletle yöneteceğini önceden bildirdi. O, vaat edilen Soy olacaktı (İşaya 9:6, 7).
Peygamber İşaya, onun saltanatının Süleyman’ın saltanatından daha görkemli olacağını önceden bildirdi (İşaya’nın 11 ve 65. bölümleri).
Şimdi Tanrı’nın hizmetçileri bu Soy’un kim olacağını her zamankinden daha çok merak ediyorlardı.
Fakat Soy gelmeden önce, İsrail kralları o kadar çok suç işlediler ki, Yehova, MÖ 607 yılında milletin Babilliler tarafından ele geçirilmesine ve halkın çoğunun Babil’e sürgüne götürülmesine izin verdi. Fakat Tanrı vaadini unutmadı. Soy, Davud’dan gelecekti (Hezekiel 21:25-27).
İsrail’in başına gelenler, hikmetli ve sadık bir kralın birçok yarar sağlayabileceğini, fakat bu yararların da sınırlı olduğunu gösterir. Sadık insanlar ölecekti ve onlardan sonra gelenler sadık olmayabilirlerdi. Peki çözüm neydi? Vaat Edilen Soy.
Binlerce yıl sonra nihayet Soy ortaya çıktı. Acaba o kimdi?
Tanrı’nın bir meleği, İsrailoğullarından Meryem isminde bir bakireye bu sorunun cevabını verdi. Melek ona, İsa isminde bir oğlu olacağını bildirerek şöyle söyledi:
“O büyük olacak, ona Yüce Tanrı’nın Oğlu denecek ve Yehova Tanrı, ona babası Davud’un tahtını verecek . . . kral olarak sonsuza dek hüküm sürecek” (Luka 1:32, 33).
O halde İsa, vaat edilen Soy olarak ilerde Gökteki Krallığın Kralı olmalıydı. Fakat İsa kendisinden önce yaşamış imanlı kimselerden ne açıdan farklıydı?
İsa’nın doğumu, mucizevi bir olaydı. Annesi bakireydi ve bu nedenle İsa’nın fiziksel anlamda bir babası yoktu. İsa daha önce gökte yaşıyordu; Tanrı kutsal ruhu, yani faal kuvveti aracılığıyla, İsa’nın yaşamını gökten Meryem’in rahmine nakletti. Bu sayede İsa, Âdem’in günahını miras almadı ve hayatı boyunca günah işlemedi (1. Petrus 2:22).
İsa 30 yaşına geldiğinde vaftiz edildi.
O, insanlarla Gökteki Krallık hakkında konuştu ve zamanla kendini bu Krallığın Kralı olarak tanıttı (Matta 4:23; 21:4-11).
İsa, aynı zamanda birçok mucize yaptı.
Hastaları iyileştirdi (Matta 9:35).
Aç insanları mucizevi şekilde doyurdu (Matta 14:14-22).
Ölüleri bile diriltti (Yuhanna 11:38-44).
Bu mucizeler, İsa’nın Gökteki Krallığın Kralı olarak insanlık için neler yapacağını gösterir.
Kral Davud’un Yeruşalim’i nasıl krallığının başkenti yaptığını hatırlıyor musunuz? İsa, Tanrı’nın Krallığının bu dünyada değil, gökte olacağını açıkladı (Yuhanna 18:36). Bu nedenle Krallık “gökteki Yeruşalim” olarak adlandırılır (İbraniler 12:22, 28).
İsa, bu Krallığın yönetimi altında yaşayacak kimselerin itaat edecekleri kanunları bildirdi. Bu kanunlar Mukaddes Kitapta kayıtlıdır. En önemli iki kanun, insanların Tanrı’yı ve birbirlerini sevmeleridir (Matta 22:37-39).
İsa, Krallığında tek başına hüküm sürmeyeceğini de açıkladı. Göğe gidip O’nunla beraber hüküm sürmek üzere seçilen insanlar olacaktı (Luka 12:32; Yuhanna 14:3). Acaba kaç kişi olacaktı? Vahiy 14:1 cevap veriyor: 144.000 kişi.
Eğer İsa ile beraber hüküm sürmek için yalnız 144.000 kişi göğe gidiyorsa, insanlığın geri kalanı hangi ümide sahip olabilir?
Mukaddes Kitap şunları yazıyor: “Salihler yeri miras alır, ve onda ebediyen otururlar” (Mezmur 37:29).
Yeryüzünde sonsuza dek yaşayacak olanlar, “başka koyunlar” olarak adlandırılır (Yuhanna 10:16).
Başka sözlerle, insanlık için iki tür ümit var. İsa Mesih ile beraber hüküm sürmek için 144.000 kişi Yehova Tanrı tarafından göğe davet edildi. Fakat milyonlarca insan, O’nun Krallığının yönetimi altında yeryüzünde sonsuza dek yaşamak için kesin bir ümide sahiptir (Vahiy 5:10).
Şeytan, İsa’dan nefret etti ve O’na karşı geldi. İsa, üç buçuk yıl Krallığı duyurduktan sonra, Şeytan, onun tutuklanmasını ve bir direk üzerine çivilenerek öldürülmesini sağladı. Tanrı, buna neden izin verdi?
Âdem’in soyundan geldiğimiz için hepimizin günah işlediğini ve ölüme mahkûm olduğunu hatırlayalım (Romalılar 6:23).
Şunu da unutmamalıyız ki, İsa mucizevi olarak doğduğu için kusursuzdu ve ölümü hak etmemişti. Buna rağmen Tanrı, Şeytan’ın İsa’nın ‘topuğuna saldırıp’ onu öldürmesine izin verdi. Fakat Tanrı, onu ölümsüz bir ruh olarak diriltti. İsa, hâlâ kusursuz insan olarak yaşama hakkına sahip olduğu için artık bunu, insanlığı günahtan kurtarmak üzere fidye olarak kullanabilirdi (Tekvin 3:15; Romalılar 5:12, 21; Matta 20:28).
Mukaddes Kitap, İsa’nın kurban olarak ödediği bedelin ne anlama geldiğini tam olarak anlamamıza yardım etmek için, peygamberlik niteliğinde örnekler verir.
Örneğin, Yehova’nın, İbrahim’in sevgisini göstermesi için ondan kendi oğlunu kurban etmesini istediğini hatırlıyor musunuz?
Bu, İsa’nın kurban olmasının peygamberlik niteliğinde bir örneğiydi. Bu örnekten görebileceğimiz gibi, Yehova’nın insanlığa duyduğu sevgi öyle büyüktü ki biz hayat kazanabilelim diye Kendi oğlunun ölmesine izin verdi (Yuhanna 3:16).
Yehova’nın, İsrailoğullarını Mısır’dan nasıl kurtardığını ve ölüm meleğinin onların üzerinden geçmesini sağlayarak ilk doğanlarını nasıl koruduğunu hatırlıyor musunuz? (Çıkış 12:12, 13).
Bu da, peygamberlik niteliğinde bir örnekti. Kuzunun kanı, İsrailoğullarının ilk doğanları için hayat anlamına geldiği gibi, İsa’nın dökülen kanı da O’na inananlar için hayat demektir. O gece olan olaylar İsrailoğulları için esaretten kurtuluş anlamına geldi, benzer şekilde İsa’nın ölümü de, insanlığı günah ve ölümden kurtaracaktır.
Bu nedenle İsa, “Dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı kuzusu” olarak adlandırıldı (Yuhanna 1:29).
İsa yeryüzündeyken öğrencilerini topladı ve ölümünden sonra da Krallığın iyi haberini duyurmaları için onları yetiştirdi (Matta 10:5; Luka 10:1).
Onlar, Krallığında İsa ile beraber hüküm sürmek için Tanrı tarafından seçilen ilk insanlardı (Luka 12:32).
Tanrı’nın Yahudilere, kanunu tuttukları takdirde, bir “kâhinler krallığı” olacaklarını vaat ettiğini hatırlıyor musunuz? Onlar İsa’yı kabul ederek Gökteki Krallıkta yer alma ve gökte kâhinler olarak hizmet etme fırsatına sahiplerdi. Fakat onların çoğu İsa’yı reddetti.
Bu nedenle artık Yahudiler Tanrı’nın seçilmiş toplumu değildir; Filistin diyarı da Vaat Edilmiş Topraklar değildir (Matta 21:43; 23:37, 38).
Yehova, İsa’nın zamanından şimdiye kadar, İsa ile beraber gökte hüküm sürecek olanları toplamaktaydı. O gruptan olan birkaç bin kişi bugün hâlâ yeryüzünde bulunuyor. Onları meshedilmiş artakalan olarak adlandırıyoruz (Vahiy 12:17).
Artık, Tanrı’nın Gökteki Krallığının ne olduğunu anlamaya başladık. O, göklerde bulunan bir yönetimdir. Kralı İsa Mesih’tir ve yeryüzünden davet edilen 144.000 kişi de onunla beraber hüküm sürmektedir. Bu yönetim, yerdeki sadık insanlar üzerinde hüküm sürecek ve dünyaya barış getirme kudretine sahip olacaktır.
İsa, öldükten sonra diriltildi ve göğe alındı. Tanrı ona Gökteki Krallığın Kralı olarak hüküm sürme vaktinin geldiğini söyleyene kadar orada bekledi (Mezmur 110:1). Acaba ne zamana kadar?
Yehova, bazen insanların düş görmelerini sağlayarak Gökteki Krallığı ile ilgili şeyleri açıkladı.
Daniel’in günlerinde Yehova, Babil kralı Nebukadnetsar’a böyle bir düş gösterdi. Bu düş, çok büyük bir ağaçla ilgiliydi (Daniel 4:10-37).
Ağaç kesildi ve onun kütüğü yedi yıl için çemberlendi.
Ağaç, Nebukadnetsar’ı temsil ediyordu. Ağacın kütüğü yedi yıl için çemberlendiği gibi, Nebukadnetsar da yedi yıl için aklını kaybetti. Bu vaktin sonunda Tanrı ona akıl sağlığını geri verdi.
Bu olay peygamberlik niteliğinde bir örnekti. Nebukadnetsar, Yehova’nın küresel yönetimini temsil ediyordu. Bu yönetim daha önce, Yeruşalim’de kral Davud’un hanedanı tarafından temsil ediliyordu. MÖ 607’de Yeruşalim, Babil tarafından alındığı zaman bu kraliyet soyu kesintiye uğradı. “Hak kiminse o gelinciye kadar” Davud’un hanedanından gelen hiçbir kral hüküm sürmeyecekti (Hezekiel 21:27). ‘Hak sahibi olan’ bu kişi İsa Mesih’ti.
MÖ 607’den İsa’nın hüküm sürmeye başlamasına dek ne kadar vakit geçecekti? Yedi peygamberlik yılı. Bu da, 2.520 yıl demekti (Vahiy 12:6, 14). Dolayısıyla, MÖ 607 yılından başlayarak 2.520 yıl sayarsak, MS 1914 yılına geliriz.
Buna göre İsa, 1914 yılında gökte hüküm sürmeye başladı. Bu ne anlama geliyordu?
Mukaddes Kitap, elçi Yuhanna’nın gördüğü bir görüntü aracılığıyla bize cevap veriyor.
O, göklerde bir oğul doğuran bir kadın gördü (Vahiy 12:1-12).
Kadın, Yehova’nın gökte kendisine hizmet eden tüm meleklerden oluşan teşkilatını temsil ediyordu. Erkek çocuk ise, Tanrı’nın Krallığını temsil etti. Bu Krallık, 1914 yılında “doğdu.”
Sonra ne oldu? İsa’nın Kral olarak yaptığı ilk şey, Şeytan’ı ve onunla beraber isyan eden melekleri gökten yeryüzüne atmak oldu (Vahiy 12:9).
Mukaddes Kitap bu olayın sonucunu şu sözlerle anlatır: “Siz gökler ve orada oturanlar sevinin! Fakat yer ve deniz, vay halinize! Çünkü zamanının az olduğunu bilen İblis, büyük öfkeyle size indi” (Vahiy 12:12).
İsa göklerde hüküm sürmeye başladığı zaman, düşmanları da yeryüzünde faal olarak çalışmaya koyuldular. Mukaddes Kitabın önceden bildirdiği gibi İsa, düşmanlarının ortasında saltanat sürmeye başladı (Mezmur 110:1, 2).
Bu insanlık için ne anlama geliyordu?
İsa savaş, kıtlık, hastalık ve depremler olacağını söyledi (Matta 24:7, 8; Luka 21:10, 11).
1914 yılından beri yerine geldiğini gördüğümüz bu olaylar da, Krallığın o yıl hüküm sürmeye başladığının bir kanıtıdır.
Vahiy kitabı insanların ‘yeryüzünü mahvedeceğinden’ söz eder (Vahiy 11:18). Özellikle 1914 yılından beri bunun da gerçekleştiğini görüyoruz.
Bunlara ek olarak, elçi Pavlus insanların “kendini seven, parayı seven, . . . . ana baba sözü dinlemeyen, . . . . uzlaşmaz, iftiracı, özdenetimden yoksun” olacaklarını da söyledi (2. Timoteos 3:1-5).
Günlerimizde hayatın neden bu kadar zor olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Evet, Şeytan durmaksızın çalışıyor. Fakat Tanrı’nın Krallığı da durmaksızın çalışıyor.
İsa ile beraber gökte hüküm sürmeyi ümit edenlerin artakalanı, 1914’ten kısa bir süre sonra, Krallığın kurulduğuyla ilgili iyi haberi ilan etmeye başladılar. İsa’nın söylediği gibi, bugün bu iş dünyanın her yerinde sürdürülmektedir (Matta 24:14).
Bu duyuru işinin amacı nedir?
Birincisi, insanları Gökteki Krallıktan haberdar etmek.
İkincisi de, Gökteki Krallığın yönetimi altında yaşamak isteyip istemediklerine karar vermeleri için insanlara yardım etmektir.
İsa, zamanımızda tüm insanlığın ayrılacağını ve zamanla koyun ve keçi benzeri insanlar olacaklarını söyledi (Matta 25:31-46).
İsa’yı ve kardeşlerini sevenler “koyunlar”, sevmeyenler ise “keçiler” olacaktı.
“Koyunlar” sonsuz yaşam elde edecek fakat “keçiler” bundan mahrum kalacaktı.
Krallığın iyi haberinin duyurulması insanların koyun mu yoksa keçi mi olduklarını ortaya koymalarına yardımcı oluyor.
Peygamber İşaya şunları önceden bildirdi:
“Son günlerde vaki olacak ki, dağların başında RAB (Yehova) evinin dağı pekiştirilecek, ve tepelerden yukarı yükselecek; ve bütün milletler ona akacaklar” (İşaya 2:2).
İnsanlık şimdi “son günlerde” yaşıyor.
Yehova’nın tapınma “evi” tüm sahte dinler üzerinde “yükseldi.”
“Çok kavmlar gidecekler, ve diyecekler: Gelin, ve RABBİN (Yehova’nın) dağına, Yakubun Allahının evine çıkalım; ve kendi yollarını bize öğretecek, ve onun yollarında yürüyeceğiz” (İşaya 2:3).
Böylece, tüm milletlerden birçok insan Yehova’ya tapınmak için geldi ve başka insanları da kendilerine katılmaya davet ediyor. Onlar, Yehova’nın isteğine uygun yaşamayı öğreniyorlar.
“Kılıçlarını sapan demirleri, ve mızraklarını bağcı bıçakları yapacaklar; millet millete karşı kılıç kaldırmayacak, ve artık cengi öğrenmiyecekler” (İşaya 2:4).
Yehova’ya tapınanların hepsi birlik içinde ve barışsever kimselerdir.
Gökteki Krallığın yürüttüğü faaliyet sayesinde, küre çapında milyonlarca insan şimdiden bu Krallığın yönetimi altında yaşıyor.
Onlar, göğe gidip Mesih ile beraber hüküm sürmeyi ümit eden, ‘artakalan’ adı verilen grubun çevresinde toplandılar.
Tanrı’nın teşkilatı aracılığıyla ruhi gıdayı alıyorlar (Matta 24:45-47).
Bu kişiler, birbirlerini gerçekten seven uluslararası bir kardeşler topluluğu oluşturdular (Yuhanna 13:35).
İç huzuruna ve gelecekle ilgili bir ümide sahipler (Filipililer 4:7).
Yakında, iyi haber tüm dünyada duyurulmuş ve “koyunlar”ın kimliği saptanmış olacak. Krallık bundan sonra ne yapacak?
Sadık Kral Davud’un, Tanrı’nın toplumunun tüm düşmanlarını yendiğini hatırlıyor musunuz? İşte Kral İsa da aynısını yapacak.
Bir keresinde kral Nebukadnetsar, büyük bir heykelle ilgili bir düş gördü. Bu heykel, onun döneminden zamanımıza kadar hüküm süren dünya imparatorluklarını temsil ediyordu.
Sonra, dağdan kesilen bir taş gördü ve bu taş, heykeli paramparça etti. Taş, Gökteki Krallığı simgeliyordu.
Bu, şimdiki kötü ortamın yok olacağı anlamına gelir (Daniel 2:44).
Krallığın yok edeceği şeylerden bazıları şunlardır:
Sahte din, denize atılan bir değirmen taşı gibi yok olacak (Vahiy 18:21).
Bu nedenle, Tanrı’yı seven herkes, sahte dinlerden HEMEN çıkmaya teşvik ediliyor (Vahiy 18:4).
Sonra Kral İsa, “milletleri vuracak ve demir değnekle onları güdecek” (Vahiy 19:15).
Bu nedenle, Yehova’nın Şahitleri, bulundukları ülkenin kanunlarına itaat edip vergilerini öderler, fakat siyasete karışmazlar.
En sonunda, büyük “ejder” denilen Şeytan dipsiz derinliklere atılacak (Vahiy 20:2, 3).
Sadece İsa’ya Kral olarak itaat eden “koyunlar”, bu büyük sıkıntıda sağ kalacaklar (Matta 25:31-34, 41, 46).
Elçi Yuhanna, sıkıntıda hayatta kalan “koyunlar” ile ilgili bir görüntü gördü.
“Baktım, her milletten, her kabileden, her halktan ve her dilden, kimsenin sayamayacağı bir büyük kalabalık. Ellerinde hurma dallarıyla, beyaz kaftanlar içinde, tahtın ve Kuzunun önünde duruyorlardı” (Vahiy 7:9).
Bu “büyük kalabalık,” iyi haberin duyurulmasına olumlu karşılık verenlerden oluşuyor.
Onlar “büyük sıkıntıdan çıkıp gelenlerdir” (Vahiy 7:14).
“Hurma dalları,” İsa’yı kralları olarak kabul ettiklerini gösterir.
“Beyaz kaftan” giymiş olmaları, İsa’nın kurbanlığına iman ettiklerini gösterir.
“Kuzu”, İsa Mesih’tir.
Bu kişiler ne gibi nimetler tadacaklar? Kral Süleyman’ın yönetimi sırasında eski İsrail’de yaşanan mutluluğu hatırlıyor musunuz? Bu, Kral İsa’nın yönetimi altında yaşayan insanların ne kadar mutlu olacaklarının küçük bir örneğiydi.
İşaya’nın önceden bildirdiği gibi, insanlar arasında ve insanlarla hayvanlar arasında gerçek anlamda barış olacak (Mezmur 46:9; İşaya 11:6-9).
İsa, yeryüzündeyken hastaları iyileştirdiği gibi, tüm hastalıkları ortadan kaldıracak (İşaya 33:24).
Büyük kalabalıkları doyurduğu gibi, açlığı tüm dünyadan kaldıracak (Mezmur 72:16).
Ölüleri dirilttiği gibi, Tanrı’nın Krallığını kabul etme fırsatına sahip olmadan ölen kişileri de diriltecek (Yuhanna 5:28, 29).
İnsanlığı, Âdem’in kaybettiği kusursuz duruma adım adım geri getirecek.
Bu gerçekten mükemmel bir gelecek değil mi? Bunu görmek ister miydiniz? Eğer cevabınız evetse, şimdiden Gökteki Krallığın yönetiminde yaşamaya ve sözü edilen “koyunlar”dan biri olmaya gayret edin.
Mukaddes Kitabı inceleyerek Yehova Tanrı ve İsa Mesih hakkında bilgi edinin (Yuhanna 17:3).
Krallığa boyun eğen diğer insanlarla bir arada olun (İbraniler 10:25).
Krallığın kanunlarını öğrenin ve onlara itaat edin (İşaya 2:3, 4).
Yaşamınızı Yehova’ya hizmet etmeye adayın ve vaftiz edilin (Matta 28:19, 20).
Hırsızlık, yalancılık, ahlaksızlık, sarhoşluk gibi Yehova Tanrı’yı memnun etmeyen kötü şeylerden uzak durun (1. Korintoslular 6:9-11).
Krallığın iyi haberini duyurma işine katılın (Matta 24:14).
O zaman, Tanrı’nın yardımıyla, atamız Âdem’in işlediği suç yüzünden insanların kaybettiği cennetin tekrar kurulduğunu ve şu vaadin yerine geldiğini gözlerinizle göreceksiniz: “Tahttan güçlü bir ses duydum: ‘İşte, Tanrı’nın çadırı insanlarladır. Kendisi onlarla birlikte oturacak, O’nun toplumu olacaklar. Tanrı da onlarla olacak. Gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek. Artık ölüm olmayacak, artık matem, feryat ve acı da olmayacak. Önceki şeyler geçti’” (Vahiy 21:3, 4).
[Sayfa 20’deki çizelge]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)
MÖ 607 MS 1914
MÖ | MS
500 1.000 1.500 2.000 2.520
[Sayfa 11’deki resimler]
İbrahim
İshak
Yakub
Yahuda
Davud
[Sayfa 14’teki resim]
144.000
[Sayfa 16’daki resimler]
Âdem
İsa