Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • ce böl. 12 s. 152-159
  • Önce Kim Yaptı?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Önce Kim Yaptı?
  • Yaşam—Nasıl Oluştu? Evrimle Mi Yaratılışla Mı?
  • Benzer Malzeme
  • Onu Önce Tanrı Yaptı
    Uyanış!—1982 (Bilimsel Seri 1-4)
  • Doğanın Denizaltıları ve Batiskafları
    Uyanış!—1987 (Bilimsel Seri 21-24)
  • Tanrı’nın Yarattığı Şeylerden Ne Öğrenebiliriz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
  • Doğa Bize Ne Öğretiyor?
    Uyanış!—2006
Daha Fazla
Yaşam—Nasıl Oluştu? Evrimle Mi Yaratılışla Mı?
ce böl. 12 s. 152-159

Bölüm 12

Önce Kim Yaptı?

1. Bir biyolog, mucitler hakkında ne söyledi?

“YENİ buluşlar yaptığımıza ilişkin düşüncelerimiz konusunda kuşkularım var,” diyen bir biyolog, şöyle devam etti: “Biz yalnızca kopyacıyız.”1 Mucitler çoğu zaman, bitki ve hayvanların binlerce yıldan beri yaptıklarını tekrar ediyorlar. Canlıların özelliklerini kopyalama işi o kadar yaygındır ki, buna ayrı bir ad verilmiştir—biyonik.

2. Başka bir bilim adamı, insan teknolojisi ve doğa arasında nasıl bir karşılaştırma yaptı?

2 Başka bir bilim adamı ise, insan teknolojisinin hemen tüm temel alanlarının, “insan zekâsı bunları kavrayıp işlevlerini doğru şekilde kullanmayı öğrenmeden önce . . . . yararlanılması amacıyla canlılar tarafından kullanıma sunulduğunu” söylüyor. İlginç olarak, kendisi şunu ekliyor: “İnsan teknolojisi birçok alanda hâlâ doğanın çok gerisinde kalıyor.”2

3. Biyonik bilimine ilişkin örnekler gözden geçirilirken hangi sorular akılda tutulmalı?

3 Mucitlerin kopya etmeye kalkıştıkları canlı yaratıklardaki bu karmaşık yetenekler üzerinde düşününce, bunların yalnızca bir rastlantı sonucu oluştuğuna inanmak akla yakın görünüyor mu? Bu rastlantının birbiriyle ilgisi olmayan yaratıklarda sadece bir kez değil, defalarca gerçekleşmesine ne demeli? Tüm bunlar, deneyimlerin gösterdiği gibi, yalnızca çok zeki bir tasarımcının eseri olabilecek türden karmaşık tasarımlar değil midir? Sizce, daha sonra kopya edilmeleri için yetenekli insanlara gereksinim duyulan şeyleri, yalnızca bir rastlantı meydana getirmiş olabilir mi? Aşağıdaki örnekleri gözden geçirirken bu tür soruları aklınızda tutun:

4. (a) Termitler evlerini nasıl serinletirler? (b) Bilim adamları hangi sorunun yanıtını bulamıyor?

4 İKLİMLEME. Modern teknoloji bugün birçok evi serinletiyor. Oysa termitler bunu uzun zaman önce yapıyorlardı ve hâlâ da yapıyorlar. Termitlerin yuvası büyükçe bir tepeciğin ortasındadır. Sıcak hava buradan, yüzeye yakın bir hava kanalı ağına doğru yükselir. Kullanılmış hava orada gözenekli kenarlardan dışarı çıkar; içeri sızan taze ve serin hava tepeciğin dibinde bulunan bir hava odasına doğru çöker. Buradan yuvanın içinde dolaşmaya başlar. Bazı tepeciklerin dibinde taze havanın girdiği açıklıklar vardır; sıcak havalarda, yeraltından gelen su buharlaşarak bu havayı soğutur. Gözleri olmayan milyonlarca işçi nasıl olur da emeklerini birleştirip böylesine dâhice tasarımlanmış yapılar oluştururlar? Biyolog Lewis Thomas şöyle yanıt veriyor: “Onların bir nevi zeka ortaklığı yaptığı bu açık olgunun nasıl gerçekleştiği bir sırdır.”3

5-8. Uçak tasarımcıları, kuş kanadından neler öğrendiler?

5 UÇAKLAR. Uçak kanatlarının tasarımında, kuşların kanatları üzerinde yıllar boyu sürdürülen çalışmalardan yararlanılmıştır. Kuş kanadındaki eğim, aşağı yönelik olan yerçekimini yenmek için gerekli kaldırma kuvvetini sağlar. Fakat kanat çok fazla eğilmişse, hız kaybedip bocalama tehlikesi vardır. Bunun önlenmesi için, kuş kanatlarının hücum kenarlarında, kanat eğimi arttıkça açılan sıra halinde tüyden flaplar (kol uçma tüyleri) bulunur (1, 2). Bu flaplar, ana hava akımının kanat yüzeyinden ayrılmasını önleyerek kaldırma kuvvetini aynı düzeyde tutarlar.

6 Hava çalkantısını kontrol etmek ve “bocalamayı” önlemek için başka bir özellik de, alula ya da çırpıcı kanat denen (3), kuşun başparmak gibi yukarı kaldırabildiği küçük bir tüy demetidir.

7 Hem kuşların hem de uçakların kanat uçlarında, hava direncine neden olan girdaplar oluşur. Kuşlar bunu iki yolla en aza indirirler. Yelyutan ve albatros gibi bazı kuşların, küçük uçları olan uzun ve ince kanatları vardır; bu tasarım girdapların çoğunu giderir. Şahin ve akbaba gibi başka kuşlarda ise, büyük girdaplara yol açabilecek geniş kanatlar vardır; fakat bu kuşlar kanat uçlarındaki birincil uçma teleklerini bir elin parmakları gibi açtıklarında girdaplar önlenir. Böylece bu geniş kanat uçları, girdapları ve hava direncini azaltmak üzere çeşitli dar oluklar haline dönüşür (4).

8 Uçak tasarımcıları bu özelliklerin birçoğunu benimsemişlerdir. Kanatların eğimi, kaldırma kuvvetini sağlar. Kanatlardaki çeşitli flaplar ve diğer çıkıntılar, hava akımını kontrol eder veya fren sistemi olarak görev yapar. Bazı küçük uçaklarda kanat yüzeyine dik, düz plakalar yerleştirilerek kanat uçlarındaki hava direnci azaltılır. Fakat yine de uçak kanatları, kuşların kanatlarındaki mühendislik harikalarının çok gerisinde kalır.

9. Hangi hayvanlar ve bitkiler antifrizi insanlardan önce kullanmışlardır; bu antifriz ne kadar etkilidir?

9 ANTİFRİZ. İnsanlar, araba radyatörlerinde antifriz olarak glikol kullanırlar. Fakat bazı mikroskobik bitkiler, Antarktika göllerinde donmaktan korunmak için benzer kimyasal bir madde olan gliserolü kullanırlar. Aynı şey -20°C’nin altındaki sıcaklıklarda yaşayabilen böceklerde de görülür. Antarktika’nın buz gibi soğuk sularında yaşayabilmek için kendi antifrizini üreten balıklar vardır. Bazı ağaçlar, “üzerlerinde buz kristallerinin oluşabileceği toz veya yabancı madde parçacıkları bulunmayan tam anlamıyla saf su” içerdiklerinden -40°C’nin altındaki sıcaklıklarda yaşayabilirler.4

10. Bazı dalgıçböcek türleri, sualtında soluk alma aygıtlarını nasıl yapar ve kullanırlar?

10 SUALTINDA SOLUNUM. İnsanlar sırtlarına hava tüpleri bağlayarak sualtında yaklaşık bir saat kalabilirler. Bazı dalgıçböcek türleri daha basit bir yöntem kullanarak sualtında daha uzun kalabilir. Bir hava kabarcığı yakalayıp suya dalarlar. Hava kabarcığı akciğer işlevi görür. Böcekten aldığı karbondioksiti suya bırakır ve böceğin kullanması için sudaki çözünmüş oksijeni alır.

11. Doğadaki biyolojik saatler ne kadar yaygındır; bazı örnekler nelerdir?

11 SAATLER. İnsanların güneş saatlerini kullanmalarından çok önce, canlı organizmalarda bulunan saatler zamanı doğru şekilde gösteriyordu. Gelgit nedeniyle deniz alçalınca, diyatomeler olarak adlandırılan mikroskobik bitkiler ıslak plaj kumunun yüzeyine çıkarlar. Deniz gelgitle yükselince, diyatomeler tekrar kumun altına inerler. Fakat gelgit yükselmesi veya alçalmasının olmadığı laboratuvardaki kumda bile, kendi saatleri, gelgit zamanına göre yüzeye çıkıp tekrar kuma girmelerini sağlar. Kemaniyengeçler gelgit sırasında sular alçalınca koyu bir renk alarak dışarı çıkarlar, sular yükselince de renkleri solar ve oyuklarına geri dönerler. Okyanuslardan uzak laboratuvarlarda bile, bu yengeçlerin renkleri gelgitteki yükselme ve alçalmaya göre koyulaşıp açılır ve değişen gelgit zamanını izler. Kuşlar, zamana bağlı olarak konumlarını değiştiren Güneş’ten ve yıldızlardan yararlanarak yönlerini belirleyebilirler. Bu konum değişikliklerine ayak uydurmak üzere onlarda içsel saatler olmalıdır. (Yeremya 8:7) Mikroskobik bitkilerden insanlara kadar birçok canlıda milyonlarca içsel saat çalışmaya devam eder.

12. İnsanlar ilkel pusulaları ne zaman kullanmaya başladılar, fakat pusulalar çok daha önceden nasıl kullanılıyordu?

12 PUSULALAR. MS 13. yüzyıl civarında insanlar, bir su kabında yüzen manyetik bir iğneyi ilkel bir pusula olarak kullanmaya başladılar. Fakat bu yeni bir şey değildi. Bakterilerde, bir pusula yapabilmek için tam gereken büyüklükte mıknatıstaşı parçalarından diziler bulunur. Bunlar tercih ettikleri ortamlara gidebilmeleri için bakterilere kılavuzluk eder. Mıknatıstaşı, kuşlar, arılar, kelebekler, yunuslar, yumuşakçalar ve diğer birçok organizmada bulunmuştur. Deneyler, posta güvercinlerinin yuvalarına Yer’in manyetik alanını algılayarak dönebildiklerini göstermiştir. Göçmen kuşların yönlerini bulmalarını sağlayan şeylerden birinin, kafalarındaki manyetik pusulalar olduğu artık genel olarak kabul edilmektedir.

13. (a) Mangrovlar tuzlu suda nasıl yaşayabilir? (b) Hangi hayvanlar deniz suyunu içebilir, bunu nasıl yaparlar?

13 TUZ GİDERME. İnsanlar, deniz suyunun tuzunun giderilmesi için çok büyük fabrikalar yapıyor. Fakat mangrov ağaçlarının köklerinin emdiği deniz suyu, tuzu ayıran zarlardan geçerek süzülür. Bir tür mangrov olan Avicennia, yapraklarının alt yüzeyindeki bezleri kullanarak tuz fazlasını giderir. Martı, pelikan, karabatak, albatros ve borankuşu gibi deniz kuşları deniz suyunu içip kanlarına karışan fazla tuzu başlarındaki bezler aracılığıyla atarlar. Penguenler, deniz kaplumbağaları ve deniz iguanaları da tuzlu suyu içip tuz fazlasını atarlar.

14. Elektrik üreten canlılardan bazıları hangileridir?

14 ELEKTRİK. Elektrikli balıkların yaklaşık 500 türünde piller bulunur. Afrika elektrikli yayınbalığı 350 voltluk elektrik üretebilir. Kuzey Atlas Okyanusunda yaşayan dev uyuşturanbalığı, 50 amper şiddetinde 60 volt açığa çıkarır. Güney Amerika’daki elektrikli yılanbalığının verdiği şokların 886 volta kadar çıktığı ölçülmüştür. Bir kimyacı şöyle söylüyor: “On bir değişik balık ailesinin, elektrikli organları olan türleri içerdiği bilinmektedir.”5

15. Hayvanlar ne tür çiftçilik faaliyetlerinde bulunur?

15 ÇİFTÇİLİK. İnsanoğlu çağlar boyunca toprağı sürmüş ve çiftlik hayvanları beslemiştir. Fakat çok daha önceleri, yaprakkesen karıncalar birer bahçıvan gibi çalışıyorlardı. Yiyecek sağlamak için, yapraklardan ve kendi dışkılarından gübre elde ederek mantar yetiştirdiler. Bazı karıncalar yaprakbitlerini çiftlik hayvanı olarak besler, onlardan gelen şekerli özsuyu süt gibi sağar, hatta onları korumak için ahırlar bile yaparlar. Buğday karıncaları yeraltı tahıl ambarlarında tohum depolar. (Süleymanın Meselleri 6:6-8) Kınkanatlı bir böcek, mimoza ağaçlarını budar. Pikalar ve marmotlar, otsu bitkileri keser, kurutur ve depolarlar.

16. (a) Deniz kaplumbağaları, bazı kuşlar ve alligatorlar yumurtalarını nasıl kuluçkaya bırakırlar? (b) Erkek bayağı iriayağın işi neden çok uğraş gerektirir; bunu nasıl yapar?

16 KULUÇKA MAKİNELERİ. İnsanlar yumurtadan civciv çıkarmak amacıyla kuluçka makineleri üretir; fakat aslında bunda geç kalmışlardır. Deniz kaplumbağaları ve bazı kuşlar yumurtalarını sıcak kuma bırakarak kuluçkaya yatırırlar. Başka kuşlar ise, yumurtalarını yanardağların sıcak küllerine bırakır. Bazen alligatorlar, ısı sağlamak için yumurtalarını çürüyen bitkisel maddelerle sararlar. Fakat bu alanın uzmanı, bayağı iriayak kuşunun erkeğidir. Büyük bir çukur kazıp içini bitkisel maddelerle doldurur ve çukuru kumla örter. Mayalanan bitkiler tepeciği ısıtır ve bu kuşun dişisi altı ay boyunca haftada bir kez buraya bir yumurta bırakır. Tüm bu zaman boyunca, erkek kuş tepeciğe gagasını daldırarak sıcaklığı denetler. İster çok sıcak havalarda isterse de dondurucu soğukta olsun, erkek kuş, kum eklemek veya çıkarmak suretiyle kuluçkasının sıcaklığını 33,3°C’de tutar.

17. Ahtapotlar ve kalamarlar tepkili motor sistemini nasıl kullanırlar; farklı türden hangi hayvanlar da bu sistemi kullanır?

17 TEPKİLİ MOTOR. Günümüzde yolculuk yaptığınız uçaklar, büyük olasılıkla tepkili motorla çalışmaktadır. Birçok hayvan da binlerce yıldan bu yana tepkili motor sistemini kullanmıştır. Ahtapotlar ve kalamarlar bu alanda çok ileridirler. Özel bir odacığın içine su çektikten sonra güçlü kaslarıyla bu suyu iter ve kendilerini öne doğru atarlar. Şu canlılar da tepkili motor sistemini kullanır: notilus, tarak midyesi, denizanası, kızböceği larvaları ve hatta bazı okyanus planktonları.

18. Işıkları olan birçok bitki ve hayvandan bazıları nelerdir; onların ışıkları, hangi açıdan insan yapısı ışıktan daha verimlidir?

18 AYDINLATMA. Thomas Edison’a, ampulu bulma onuru verilmektedir. Fakat buluşu çok verimli çalışmaz; çünkü enerji, ısı halinde ampulden kaybolur. Işıklarını sürekli yakıp söndüren ateşböcekleri bu konuda daha üstündür. Enerji kaybetmeyen soğuk ışık üretirler. Birçok sünger, mantar, bakteri ve solucan parlak şekilde ışır. Güney Amerika’da yaşayan ve demiryolu solucanı olarak adlandırılan bir tür solucan, kırmızı “farı” ve 11 çift beyaz ya da mat yeşil “penceresiyle” yol alan bir minyatür tren gibidir. Birçok balığın da ışığı vardır. Bunlardan birkaçı şunlardır: Çakarbalığı, fenerbalığı, ışıldakbalığı ve engerekbalığı. Okyanus kıyılarında köpüklü dalgaların içindeki milyonlarca mikroorganizma da ışıldar ve parlar.

19. Kâğıdı insandan çok önce kim yapmıştır; bir kâğıt imalatçısı evini nasıl yalıtır?

19 KÂĞIT. Mısırlılar kâğıdı binlerce yıl önce yaptılar. Buna karşın onlar, yabanarıları, eşekarıları ve büyük eşekarılarından bu konuda çok geriydiler. Bu kanatlı işçiler, havanın etkisiyle yıpranmış odunu çiğner ve ürettikleri gri kâğıtla yuvalarını yaparlar. Büyük eşekarıları, geniş ve yuvarlak yuvalarını ağaçlara asarlar. Yuvanın dış kabuğu, tamamıyla kapalı boşluklarla birbirlerinden ayrılmış birçok sert kâğıt katmanından oluşur. Bu kabuk, 40 santimetre kalınlığında bir tuğla duvar kadar etkili şekilde yuvayı sıcağa ve soğuğa karşı yalıtır.

20. Bir bakteri türü nasıl hareket eder; bilim adamlarının bu olaya tepkisi ne olmuştur?

20 DÖNEL HAREKETLİ MOTOR. Mikroskobik bakteriler, dönel hareketli motor yapımında insanoğlundan binlerce yıl öndedirler. Bir bakteri türünün, tirbuşon gibi sert bir helezon oluşturan, saça benzer büklümlü uzantıları vardır. Bakteri bu tirbuşonu, tıpkı bir gemi pervanesi gibi döndürerek kendisini ileri doğru hareket ettirir. Hatta motorunu ters yönde bile çalıştırabilir! Fakat bunun nasıl çalıştığı tam olarak anlaşılamamıştır. Bir raporda, bu bakterinin saatte 48 kilometreye eşdeğer hızlara ulaşabildiği iddia edilip, “doğa aslında tekerleği keşfetmişti” deniyor.6 Bir araştırmacı ise şu sonuca vardı: “Biyolojideki en olağanüstü kavramlardan biri gerçek oldu: Kavrama sistemi, dönme mili, yatakları ve vites sistemi ile doğa, gerçekten dönel hareketli bir motor üretmişti.”7

21. Farklı türden çeşitli hayvanlar sonar sistemini nasıl kullanırlar?

21 SONAR. Yarasalardaki ve yunuslardaki sonar sistemi insanoğlunun yaptığı taklitlerinden çok daha üstündür. Duvardan duvara ince tellerin asılı olduğu karanlık bir odada, yarasalar uçar ve tellere asla değmezler. Yaydıkları sesten hızlı ses dalgaları bu nesnelerden yansıyıp yarasalara geri döner, onlara çarpmamak için yankıyla yönelme tekniğini kullanırlar. Şişe burunlu yunuslar ve balinalar da aynı şeyi suda yaparlar. Yağkuşları, tünedikleri karanlık mağaralara girip çıkarken kendilerine kılavuzluk yapması için keskin çıtırtı sesleri çıkararak, yankıyla yönelme sistemini kullanırlar.

22. Denizaltılarda kullanılan safra sistemi, farklı türden çeşitli hayvanlar tarafından nasıl kullanılır?

22 DENİZALTILAR. İnsanlar bulmadan çok önce birçok denizaltı vardı. Mikroskobik güneş hayvanları, protoplazmalarındaki yağ damlacıkları aracılığıyla ağırlıklarını ayarlayıp okyanusta aşağı ve yukarı doğru hareket edebilirler. Balıklar, yüzme keselerinin içine gaz alarak veya dışarı gaz bırakarak suda asılı kalma konumlarını değiştirebilirler. Notilusun kabuğunun içinde bölmeler, yani yüzme tankları bulunur. Bu tanklardaki su ve gaz oranlarını değiştirerek sudaki derinliğini ayarlar. Mürekkepbalığının kalsiyumlu iç kabuğu oyuklarla doludur. Ahtapota benzeyen bu yaratık suda asılı kalma konumunu kontrol edebilmek için, iskeletinden dışarı su pompalar ve boşalan oyuğa gaz dolmasına izin verir. Böylece iç kabuktaki oyuklar, tıpkı bir denizaltıdaki su tankları gibi işlev görür.

23. Hangi hayvanlarda ısıya duyarlı organlar vardır; bu organlar ne kadar hassastır?

23 TERMOMETRELER. İnsanlar 17. yüzyıldan bu yana termometreler geliştiriyor; fakat doğadaki bazı termometrelerle karşılaştırıldığında bunlar ilkel kalır. Bir sivrisineğin anteni 1/550 santigrat derecelik bir sıcaklık değişimini algılayabilir. Bir çıngıraklıyılanın başının yanlarında, 1/1100 santigrat derecelik değişimi algılayan çukurlar vardır. Bir boa yılanı, bir santigrat dereceden daha küçük bir sıcaklık değişimine 35 milisaniyede karşılık verir. Bayağı iriayak ve çalı iriayağı kuşlarının gagaları yarım santigrat derecelik bir sıcaklık değişimini ayırt edebilir.

24. Bu örnekler bize hangi sözü hatırlatır?

24 İnsanların hayvanlardan yaptıkları tüm bu kopyalama işleri, Mukaddes Kitabın şu önerisini hatırlatır: “Sor hayvanlara, ve sana öğretsinler; ve göklerin kuşlarına, ve sana bildirsinler; yahut toprağa söyle, ve sana öğretsin; denizin balıkları da sana anlatırlar.”—Eyub 12:7, 8.

[Sayfa 152’deki pasaj]

Canlıların özelliklerini kopyalama işi o kadar yaygındır ki, buna ayrı bir ad verilmiştir

[Sayfa 153’teki şema]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

Buharlaşma yoluyla soğutulan yuva

Kullanılmış hava

Hava girişi

Yeraltı suyu

[Sayfa 154’teki şema]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

1 2 3 4

1 2 3

[Sayfa 155’teki resim]

Hava kabarcığı

[Sayfa 159’daki resim]

Notilusun kesiti

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş