Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • re böl. 32 s. 221-234
  • Tanrı’nın Gazabının Tamamlanışı

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı’nın Gazabının Tamamlanışı
  • Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Yehova’nın ‘Yere’ Karşı Öfkesi
  • Deniz Kana Dönüyor
  • İçmeleri İçin Kan Veriliyor
  • İnsanlar Ateşle Kavruluyor
  • Canavarın Tahtı
  • Karanlık ve Kıvrandıran Acı
  • Fırat Irmağı Kurudu
  • Armagedon’a Toplanma
  • “Oldu”!
  • İki Canavarla Mücadele
    Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
  • Vahiy Kitabından Önemli Noktalar—II
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
  • Barış, Güvenlik ve “Canavarın Sureti”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1986 (Dinsel Seri 61-72)
  • İmanı Kuvvetlendiren Heyecanlandırıcı Rüyetler
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
Daha Fazla
Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır!
re böl. 32 s. 221-234

Bölüm 32

Tanrı’nın Gazabının Tamamlanışı

1. Yedi tas sonuna kadar boşaltıldığında ne gerçekleşmiş olacak; şimdi taslarla ilgili hangi sorular doğuyor?

YUHANNA yedi tası boşaltmakla görevli melekleri daha önce tanıtmıştı. Bize şunları söylemişti: “Kendilerinde yedi son belâ olan yedi melek gördüm, çünkü Allahın gazabı onlarla itmam olunur [tamamlanır].” (Vahiy 15:1; 16:1) Yehova’nın dünyadaki kötülüğü cezalandırma eylemlerini açıklayan bu belalar sonuna kadar dökülmelidir. Bunlar bittiğinde Tanrı’nın hükümleri infaz edilmiş olacak. Şeytan’ın dünyası artık var olmayacak! Bu belalar insanlık ve bu kötü sistemin yöneticileri için ne anlama gelir? İsa’nın takipçileri bu yok olmaya mahkûm dünyayla birlikte zarar görmekten nasıl kaçınabilir? Bunlar önemli sorulardır ve şimdi cevaplanmalıdır. Adaletin zaferini özlemle bekleyen herkes Yuhanna’nın bundan sonra gördükleriyle yakından ilgilenecektir.

Yehova’nın ‘Yere’ Karşı Öfkesi

2. İlk meleğin tasını karaya yani yere boşaltmasının sonucu ne oldu; ‘yer’ neyi simgeler?

2 Birinci melek harekete geçiyor! “Ve birincisi gitti, ve tasını kara üzerine boşalttı, ve canavarın damgası kendilerinde olan ve onun suretine secde kılan adamlar üzerinde kötü ve iğrenç yara hasıl oldu.” (Vahiy 16:2) Birinci boru sesinde olduğu gibi burada da “kara” veya ‘yer,’ Şeytan’ın 4.000 yıldan fazla zaman önce, Nimrod’un günlerinde yeryüzünde oluşturmaya başladığı görünüşte istikrarlı siyasal sistemi simgeler.—Vahiy 8:7.

3. (a) Birçok hükümet, tebaalarından nasıl tapınmaya varan istemlerde bulundu? (b) Milletler Tanrı’nın Gökteki Krallığının yerine koymak üzere neyi oluşturdu; bu kuruluşun ona tapınanlar üzerindeki etkisi nedir?

3 Bu son günlerde, birçok hükümet, devletin Tanrı’dan ve sadakat duyulan her şeyden daha üstün tutulması gerektiğinde ısrar ederek, kendi uyruklarından tapınmaya varan istemlerde bulundu. (II. Timoteos 3:1; ayrıca Luka 20:25; Yuhanna 19:15 ile karşılaştırın.) 1914’ten beri, çağdaş tarihin sayfalarını onca kana bulayan topyekûn savaşlar yapıldı. Ayrıca Rabbin gününde milletler, Tanrı’nın Gökteki Krallığının yerine koymak üzere canavarın suretini, yani Milletler Cemiyetini ve onun ardılı olan Birleşmiş Milletleri oluşturdu. Yakın geçmişte papaların yaptığı gibi, bu insan yapısı kuruluşun barış için milletlerin tek ümidi olduğunu ilan etmek gerçekten de büyük bir küfürdür. Bu kuruluş Tanrı’nın Gökteki Krallığına kararlılıkla karşı koyuyor. Tıpkı Musa’nın günlerinde Yehova’ya karşı koyan Mısırlıların gerçek yara ve çıbanlarla vurulduğu gibi, ona tapınanlar da ruhi anlamda çıbanla kaplanarak murdar olurlar.—Çıkış 9:10, 11.

4. (a) Tanrı’nın ilk gazap tasının içeriği neyi güçlü şekilde vurguladı? (b) Canavarın damgasını kabul edenlere Yehova ne gözle bakar?

4 Bu tasın içeriği insanların önünde bulunan seçimi şiddetle vurgular. Onlar ya dünyanın düşmanlığıyla ya da Yehova’nın öfkesiyle karşılaşacaktır. ‘Canavarın adı, yahut adının sayısı damgası kendisinde olmazsa, kimseye alışveriş ettirmeme’ niyeti, insanlığı canavarın damgasını almaya zorlamıştır. (Vahiy 13:16, 17) Fakat bunun bir bedeli var! Yehova bu damgayı kabul edenlere “kötü ve iğrenç yara” ile vurulmuş kişiler gözüyle bakar. 1922’den beri onlar yaşayan Tanrı’yı reddetmiş kişiler olarak açıkça damgalanmıştır. Yaptıkları siyasal projeler başarısızlığa uğruyor ve ıstırap çekiyorlar. Ruhi açıdan kirlendiler. Tövbe etmezlerse bu “kötü” hastalık ölümcül olacak, çünkü şimdi Yehova’nın hüküm günüdür. Dünya ortamının bir kısmı olmak ile Mesih’in yanında Yehova’ya hizmet etmek arasında tarafsız bir bölge yoktur.—Luka 11:23; ayrıca Yakub 4:4 ile karşılaştırın.

Deniz Kana Dönüyor

5. (a) İkinci tas boşaltıldığında neler oldu? (b) Yehova’nın gözünde simgesel denizde bulunan kişiler nasıldır?

5 Bu kez Tanrı’nın ikinci gazap tası boşaltılmalıdır. Bu, insanlık için ne anlama gelecek? Yuhanna şöyle anlattı: “Ve ikincisi tasını denize boşalttı; ve ölü kanı gibi kan oldu; ve denizde olanlar, her yaşıyan can, öldü.” (Vahiy 16:3) İkinci boru sesi gibi, bu tas da, Yehova’ya yabancılaşmış, çalkantılı, asi insan kitlesini simgeleyen “denize” yöneltildi. (İşaya 57:20, 21; Vahiy 8:8, 9) Yehova’nın gözünde bu “deniz” kan gibidir, başka sözlerle canlıların yaşamasına uygun bir yer değildir. Bu nedenle İsa’nın takipçileri bu dünyanın bir kısmı olmamalıdır. (Yuhanna 17:14) Tanrı’nın ikinci gazap tasının boşaltılmasıyla, bu denizde bulunan bütün insanların Yehova’nın gözünde ölü olduğu açıklanır. Toplumun ortak sorumluluğu gereğince, insanlık muazzam miktarda masum kanın dökülmesi suçunu taşımaktadır. Yehova’nın gazap günü geldiğinde onlar infazcı güçlerin elinde gerçek anlamda ölecekler.—Vahiy 19:17, 18; ayrıca Efesoslular 2:1; Koloseliler 2:13 ile karşılaştırın.

İçmeleri İçin Kan Veriliyor

6. Üçüncü tas boşaltıldığında neler oldu; bir melekten ve mezbahtan hangi sözler işitildi?

6 Tanrı’nın üçüncü gazap tası, üçüncü boru sesi gibi, tatlı su kaynaklarını etkiledi. “Ve üçüncüsü tasını ırmaklara ve suların pınarlarına boşalttı; ve kan oldular. Ve sular meleğinin: Ey var olan ve var olmuş olan Kuddûs, âdilsin, çünkü böyle hükmettin; çünkü mukaddeslerin ve peygamberlerin kanını döktüler, ve onlara içmek için kan verdin; lâyıktırlar, dediğini işittim. Ve mezbahın: Evet, ey her şeye kadir olan Rab Allah, senin hükümlerin hakikî ve doğrudur, dediğini işittim.”—Vahiy 16:4-7.

7. ‘Irmaklar ve su pınarları’ neyi tasvir eder?

7 Bu ‘ırmaklar ve su pınarları,’ insan davranış ve kararlarını yönlendiren siyasal, ekonomik, bilimsel, eğitsel, sosyal ve dinsel felsefeler gibi, bu dünyada kabul gören sözde “tatlı” yönlendirme ve hikmet kaynaklarını temsil eder. İnsanlar hayat veren hakikati almak için hayatın Kaynağı olan Yehova’ya yönelmek yerine, ‘kendilerine çatlak sarnıçlar kazdılar’ ve ‘Tanrı’nın gözünde akılsızlık olan bu dünyanın hikmetinden’ kana kana içtiler.—Yeremya 2:13; I. Korintoslular 1:19; 2:6; 3:19; Mezmur 36:9.

8. İnsanlık hangi şekillerde kan suçu işlemiştir?

8 Böyle kirli “sular,” insanları kan suçunun sorumlusu durumuna getirdi; örneğin, 20. yüzyılın savaşlarında muazzam ölçüde kan dökülmesini teşvik etti ve bu savaşlar şimdiye dek yüz milyondan fazla cana mal oldu. Özellikle iki dünya savaşının patlak verdiği Hıristiyan âleminde, insanlar ‘suçsuz kanı dökmeye acele ettiler;’ bu kanın içinde Tanrı’nın şahitlerininki de vardı. (İşaya 59:7; Yeremya 2:34) İnsanlık Yehova’nın adil kanunlarını çiğneyip kan nakli yoluyla çok miktarda kanı kötüye kullanarak da kan suçu işledi. (Tekvin 9:3-5; Levililer 17:14; Resullerin İşleri 15:28, 29) AIDS’in, hepatitin ve diğer hastalıkların kan nakli yoluyla hızla çoğalması nedeniyle insanlar bunun acısını zaten çekmektedir. Çok yakında, kan suçu hak ettiği cezayı tümüyle bulmuş olacak; bu kanuna karşı gelenler ‘Tanrı’nın gazabının büyük masarasında’ çiğnenip en büyük cezayı alacaklar.—Vahiy 14:19, 20.

9. Üçüncü tasın boşaltılması neleri içerir?

9 Musa’nın günlerinde Nil Nehri kana döndürüldüğünde, Mısırlılar başka su kaynakları arayarak hayatta kalabildiler. (Çıkış 7:24) Oysa bugün bu ruhi bela sırasında Şeytan’ın dünyasında insanların hayat veren suyu bulabileceği hiçbir yer yoktur. Üçüncü tasın boşaltılması, bu dünyanın ‘ırmaklarının ve su pınarlarının’ kan gibi olduğunun ve onu içen herkesi ruhi ölüme götürdüğünün ilanını içerir. İnsanlar Yehova’ya yönelmezse O’ndan aleyhte hüküm alacaktır.—Hezekiel 33:11 ile karşılaştırın.

10. “Sular meleği” neyi bildirdi; “mezbah”ın buna eklediği tanıklık neydi?

10 “Sular meleği,” yani bu tası sulara boşaltan melek, kararları adil ve mutlak olan Yehova’yı Evrensel Hâkim olarak yüceltti. Böylece bu hükümle ilgili şöyle dedi: “Lâyıktırlar.” Kuşkusuz, melek binlerce yıldır bu kötü dünyanın sahte öğreti ve felsefeleriyle körüklenen kan dökücülüğün ve zulmün büyük kısmına şahsen tanık olmuştu. Bu yüzden Yehova’nın adli kararının doğru olduğunu biliyordu. Öyle ki, Tanrı’nın “mezbahı” bile dile geldi. Vahiy 6:9, 10’da, şehit edilmiş olanların canlarının bu mezbahın altında olduğu söylenir. Bu sayede “mezbah” Yehova’nın kararlarının adilliği ve doğruluğu hakkında güçlü bir tanıklık sağlar.a Elbette ki, bu kadar çok kan döken ve kanı böylesine kötüye kullanan kişilere, Yehova’nın onları ölüme mahkûm etmesi anlamında kan içirilmesi uygun bir simgedir.

İnsanlar Ateşle Kavruluyor

11. Tanrı’nın gazabının dördüncü tasının hedefi neydi; boşaltıldığında neler oldu?

11 Tanrı’nın dördüncü gazap tasının hedefi güneşti. Yuhanna şunları söyledi: “Ve dördüncüsü tasını güneşin üzerine boşalttı; ve insanları ateşle kavurmak kudreti ona verildi. Ve insanlar büyük hararetle kavruldular; ve bu belâlar üzerine hâkimiyeti olan Allahın ismine küfrettiler; ve ona izzet vermek üzre tövbe etmediler.”—Vahiy 16:8, 9.

12. Bu dünyanın “güneşi” nedir; hangi iş bu simgesel güneşe bırakılmıştır?

12 Bugün, bu ortamın sona erişinde İsa’nın ruhi kardeşleri ‘Babalarının krallığında güneş gibi parlıyor.’ (Matta 13:40, 43) İsa’nın kendisi ‘adalet güneşidir.’ (Malaki 4:2) Bununla birlikte insanların kendi “güneşi,” yani Tanrı’nın Gökteki Krallığına karşı çıkarak parlamaya çalışan kendi yöneticileri vardır. Dördüncü boru sesi Hıristiyan âleminin göğündeki ‘güneş, ay ve yıldızların’ aslında ışığın değil karanlığın kaynakları olduğunu ilan etti. (Vahiy 8:12) Tanrı’nın dördüncü gazap tası dünyanın ‘güneşinin’ dayanılamayacak kadar sıcak hale geleceğini gösterdi. Güneş gibi görülen liderler insanlığı ‘kavuracaktı.’ Bu iş simgesel güneşe bırakılacaktı. Başka sözlerle, Yehova insanlık üzerine getireceği ateşli hükmün bir kısmı olarak buna izin verecekti. Bu kavrulma nasıl gerçekleşti?

13. Bu dünyanın güneşe benzer yöneticileri insanlığı nasıl ‘kavurdu’?

13 Birinci dünya savaşından sonra, bu dünya yöneticileri Milletler Cemiyetini oluşturarak dünya güvenliği sorununu çözme girişiminde bulundular fakat bu başarısız oldu. Böylece Faşizm ve Nazizm gibi başka deneysel yönetim şekilleri denendi. Komünizm yayılmaya devam etti. Bu sistemlerdeki güneş benzeri yöneticiler insanlığın durumunu iyileştirmek yerine ‘insanları büyük hararetle kavurmaya’ başladı. İspanya, Etiyopya ve Mançurya’daki yerel savaşlar ikinci dünya savaşına yol açtı. Çağımız tarihi Mussolini, Hitler ve Stalin gibi diktatörlerin, kendi milletlerinden birçok kişi de dahil olmak üzere on milyonlarca kişinin ölümünden, doğrudan veya dolaylı olarak sorumlu olduklarını gösterir. Daha yakın zamanda uluslararası veya iç çatışmalar, Vietnam, Kamboçya, İran, Lübnan ve İrlanda’da ayrıca Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde insanları ‘kavurdu.’ Bunlara bir de, korkunç nükleer silahlarıyla tüm insanlığı yakıp yok etme gücünde olan süper güçler arasında süregelen mücadeleyi ekleyin. Bu son günlerde, insanlık gerçekten de kavurucu bir ‘güneşe’ maruz kalmıştır; bu güneş kendi adaletsiz yöneticileridir. Tanrı’nın dördüncü gazap tasının boşaltılmasıyla dikkat çekilen bu tarihsel gerçekler Tanrı’nın kavmi tarafından bütün dünyada ilan edildi.

14. Yehova’nın Şahitleri, tutarlı biçimde insanlığın sorunlarının tek çözümünün ne olduğunu öğretti; bir bütün olarak insanlık buna nasıl karşılık verdi?

14 Yehova’nın Şahitleri insanlığı zor durumda bırakan sorunların tek çözümünün Tanrı’nın Gökteki Krallığı olduğunu tutarlı biçimde öğretti; Yehova bu krallık aracılığıyla ismini kutsamayı amaçlamaktadır. (Mezmur 83:4, 17, 18; Matta 6:9, 10) Buna karşın, bir bütün olarak insanlık bu çözüme kulağını tıkamıştır. Gökteki Krallığı reddeden birçok kişi aynı zamanda, Yehova’nın egemenliğini tanımak istemeyen Firavun’un yaptığı gibi, Tanrı’nın adına da küfrediyor. (Çıkış 1:8-10; 5:2) Mesihi Krallığa hiç ilgi göstermeyen bu muhalif kişiler baskıcı insan yönetimini temsil eden kendi yakıcı ‘güneşleri’ altında acı çekmeyi seçer.

Canavarın Tahtı

15. (a) Beşinci tas neyin üzerine boşaltıldı? (b) “Canavarın tahtı” nedir; tasın onun üzerine boşaltılması neleri içerir?

15 Bir sonraki melek tasını neyin üzerine boşalttı? “Ve beşincisi tasını canavarın tahtı üzerine boşalttı.” (Vahiy 16:10a) “Canavar” Şeytan’ın yönetim sistemidir. Kendisi gerçek bir canavar olmadığı gibi, gerçek bir tahtı da yoktur. Fakat bir tahttan söz edilmesi canavarın insanlık üzerinde kraliyet yetkisini kullandığını gösterir; bu, canavarın her bir başında bir kraliyet tacı olmasıyla uyumludur. Aslında, “canavarın tahtı” bu yetkinin kaynağı, temelidir.b Mukaddes Kitap şunları söyleyerek canavarın kraliyet yetkisiyle ilgili gerçeği açıklar: “Ejder ona kendi kudretini ve tahtını ve büyük salâhiyet verdi.” (Vahiy 13:1, 2; I. Yuhanna 5:19) Bu nedenle tasın canavarın tahtı üzerine boşaltılması, Şeytan’ın canavarı desteklemek ve ona dikkat çekmekte hâlâ oynadığı gerçek rolü açığa vuran bir ilan içerir.

16. (a) Milletler farkında olsun ya da olmasın kime hizmet ediyorlar? Açıklayın. (b) Bu dünya Şeytan’ın kişiliğini nasıl yansıtır? (c) Canavarın tahtı ne zaman yıkılacak?

16 Şeytan ile milletler arasındaki bu ilişki nasıl sürdürülüyor? Şeytan İsa’yı denediğinde, bir rüyetle dünyanın bütün krallıklarını göstererek ona “bütün bunların hükümdarlığını, ve onların izzetini” teklif etmişti. Fakat bir şartı vardı—İsa önce Şeytan’ın önünde bir tapınma eyleminde bulunmalıydı. (Luka 4:5-7) Dünya hükümetlerinin aldıkları yetkinin daha az bir bedeli olduğunu düşünebilir miyiz? Bu olanaksızdır. Mukaddes Kitaba göre, Şeytan bu ortamın tanrısıdır; öyleyse milletler farkında olsun ya da olmasın ona hizmet ediyorlar. (II. Korintoslular 4:3, 4)c Bu durum, dar görüşlü milliyetçilik, nefret ve çıkar düşkünlüğü üzerine kurulu şimdiki dünya sisteminin yapısından anlaşılıyor. Bu sistem Şeytan’ın insanlığı kendi kontrolünde tutabilmesi için onun istediği tarzda düzenlenmiştir. Hükümetlerde görülen yozlaşma, iktidar hırsı, yalana dayalı diplomasi, silahlanma yarışı; tüm bunlar Şeytan’ın aşağılık kişiliğini yansıtır. Dünya Şeytan’ın adaletsiz standartlarını kabul ederek onu kendi tanrısı haline getirir. Canavar yok edildiğinde ve Tanrı’nın kadınının Zürriyeti nihayet Şeytan’ı uçuruma attığında canavarın tahtı da yıkılmış olacak.—Tekvin 3:15; Vahiy 19:20, 21; 20:1-3.

Karanlık ve Kıvrandıran Acı

17. (a) Beşinci tasın boşaltılması, canavarın krallığını her zaman kaplayan ruhi yöndeki karanlıkla nasıl bağlantılıdır? (b) Tanrı’nın beşinci gazap tasının boşaltılmasına insanlar nasıl tepki gösterdi?

17 Bu canavarın krallığı başlangıcından beri ruhi karanlık içindedir. (Matta 8:12; Efesoslular 6:11, 12 ile karşılaştırın.) Beşinci tas bu karanlıkla ilgili giderek yoğunlaşan bir duyuru içeriyordu. Hatta, bu duyuru Tanrı’nın bu gazap tasının simgesel canavarın tahtı üzerine dökülmesiyle canlandırılıyordu. “Ve onun kırallığı karanlık oldu; ve acıdan dillerini ısırdılar, ve acılarından ve yaralarından gökün Allahına küfrettiler; ve işlerinden tövbe etmediler.”—Vahiy 16:10b, 11.

18. Beşinci boru sesi ile Tanrı’nın beşinci gazap tası arasında nasıl bir benzerlik vardır?

18 Beşinci boru sesi Tanrı’nın beşinci gazap tasıyla tamamıyla aynı değildir, çünkü bu boru sesi çekirge belasını ilan ediyordu. Fakat çekirge belasının başlangıcında güneşin ve havanın karardığına dikkat edin. (Vahiy 9:2-5) Ayrıca Yehova’nın Mısır’ı vurduğu çekirgelerle ilgili olarak Çıkış 10:14, 15’te şunları okuyoruz: “Gayet çok idiler; ondan evel böyle çekirge, bunun gibisi olmamıştı, ondan sonra da böylesi olmıyacaktır. Ve bütün yeryüzünü örttüler, ve memleket karardı.” Evet, karanlık! Bugün, dünyanın ruhi yöndeki karanlığı beşinci borunun çalması ve Tanrı’nın beşinci gazap tasının boşaltılmasıyla çok belirgin hale gelmiştir. Çağdaş çekirge sürüleri tarafından bildirilen bu iğneleyici mesaj, ‘karanlığı ışıktan fazla seven’ kötü kişilerin eziyet ve acı çekmesine yol açıyor.—Yuhanna 3:19.

19. Vahiy 16:10, 11 ile uyumlu olarak Şeytan’ın bu ortamın tanrısı olarak açığa vurulması nelere yol açıyor?

19 Şeytan dünyanın reisi olarak çok mutsuzluk ve acıya neden oldu. Açlık, savaşlar, şiddet, suçlar, uyuşturucu kullanımı, ahlaksızlık, cinsel yolla aktarılan hastalıklar, sahtekârlık, dinsel ikiyüzlülük ve daha başka birçok şey Şeytan’ın ortamının ayırt edici özellikleridir. (Galatyalılar 5:19-21 ile karşılaştırın.) Böyle olmakla birlikte bu ortamın tanrısının Şeytan olduğunun açığa vurulması onun standartlarıyla yaşayanlara acı ve utanç getirdi. Özellikle Hıristiyan âleminde “acıdan dillerini ısırdılar.” Birçokları hakikat sayesinde, yaşam biçimlerinin kötü yönlerinin ortaya serilmesine içerliyor. Bazıları bunu bir tehdit olarak görüyor ve bunları bildirenlere zulmediyor. Tanrı’nın Gökteki Krallığını reddediyorlar ve Yehova’nın kutsal ismine sövüyorlar. Dinsel anlamda yaralar içinde ve hasta oldukları tüm çıplaklığıyla ortaya konduğu için, göğün Tanrısına küfrediyorlar. Onlar ‘işlerinden tövbe etmiyor.’ Öyleyse, bu ortamın sona erişinden önce büyük bir insan kitlesinin hakikati kabul etmesini bekleyemeyiz.—İşaya 32:6.

Fırat Irmağı Kurudu

20. Hem altıncı boru sesi hem de altıncı tasın boşaltılması nasıl Fırat ırmağını da kapsamına alıyordu?

20 Altıncı borunun çalınması ‘büyük Fırat ırmağı yanında bağlı olan dört meleğin’ çözülmesinin habercisiydi. (Vahiy 9:14) Tarihsel açıdan Babil, içinden Fırat ırmağının geçtiği büyük bir şehirdi. 1919’da simgesel dört meleğin çözülmesi önemli bir olay olan Büyük Babil’in düşüşüne eşlik etti. (Vahiy 14:8) Öyleyse, Tanrı’nın altıncı gazap tasının Fırat ırmağını da kapsaması dikkate değer: “Ve altıncısı tasını büyük Fırat ırmağı üzerine boşalttı; ve şarktan gelen kıralların yolu hazırlansın diye, onun suları kurudu.” (Vahiy 16:12) Bu da Büyük Babil için kötü bir haberdi!

21, 22. (a) Fırat ırmağının koruyucu suları MÖ 539’da Babil açısından nasıl kurudu? (b) Büyük Babil’in üzerinde oturduğu “sular” nedir; bu simgesel sular günümüzde bile nasıl kuruyor?

21 Eski Babil’in en parlak devrinde, Fırat ırmağının engin suları şehrin savunma sisteminin önemli bir bölümünü oluşturuyordu. Bu sular, MÖ 539’da Persli önder Koreş (Kyros) tarafından akış yönleri değiştirilerek kurutuldu. Böylece “şarktan gelen” kralların, yani Persli Koreş’in ve Med Darius’un Babil’e girip şehri fethetmesi için yol açılmış oldu. O kriz anında, Fırat ırmağı bu büyük şehri korumayı başaramadı. (İşaya 44:27–45:7; Yeremya 51:36) Benzer bir olay, dünya çapındaki sahte din sistemi olan çağdaş Babil’in başına da gelecektir.

22 Büyük Babil “çok sular üzerinde oturan” olarak anlatılır. Vahiy 17:1, 15’e göre, bunlar “kavmlar ve cemiyetler ve milletler ve dillerdir;” başka sözlerle bir korunma olarak gördüğü taraftar güruhunu simgeler. Fakat “sular” kuruyor! Daha önceleri çok etkili olduğu Batı Avrupa’da, yüz milyonlarca insan dini açıkça umursamamaktadır. Başka bazı ülkelerde yıllarca, dinin etkisini yok etmeye yönelik açık bir siyaset izlendi. Fakat bu ülkelerdeki kitleler onun uğrunda harekete geçmedi. Benzer şekilde, Büyük Babil’in yok edilme zamanı geldiğinde, giderek azalan taraftarları hiçbir korunma sağlayamayacak. (Vahiy 17:16) Büyük Babil milyarlarca üyesinin olduğunu iddia etse de, “şarktan gelen kıralların” karşısında kendini savunmasız bulacaktır.

23. (a) MÖ 539’da “şarktan gelen” krallar kimdi? (b) Rabbin gününde “şarktan gelen kırallar” kimdir ve Büyük Babil’i nasıl yok edecekler?

23 Bu krallar kimdir? MÖ 539’da bunlar, Yehova tarafından eski Babil şehrinin fethinde kullanılan Med Darius ve Persli Koreş’ti. Şimdi, Rabbin gününde de Büyük Babil’in sahte dinsel sistemi insan yöneticiler tarafından yok edilecek. Fakat yine bu Tanrısal bir hüküm olacak. “Şarktan gelen kırallar” olan Yehova Tanrı ve İsa Mesih insan yöneticilerin yüreğine Büyük Babil’e ansızın saldırıp onu tamamen yok etme “düşüncesini” koyacaktır. (Vahiy 17:16, 17) Altıncı tasın boşaltılması bu hükmün infaz edilmek üzere olduğunu açıkça ilan eder!

24. (a) Yehova’nın ilk altı gazap tasının içindekiler nasıl ilan edildi; sonuç ne oldu? (b) Vahiy, Tanrı’nın son gazap tası konusuna girmeden önce neyi açıklar?

24 Yehova’nın bu ilk altı gazap tası uyarıcı bir mesaj taşır. Tanrı’nın yerdeki hizmetçileri meleklerin desteğiyle bu tasların içindekileri dünya çapında ilan etmekle meşgul olmuştur. Bu yolla, Şeytan’ın dünya sisteminin bütün kesimlerine gerekli uyarı yapılıyor ve Yehova bireylere adalete yönelerek hayatta kalmak üzere bir fırsat tanıyor. (Hezekiel 33:14-16) Tanrı’nın bir gazap tası daha kaldı. Fakat Vahiy bunu anlatmadan önce Şeytan’ın ve onun yerdeki temsilcilerinin, Yehova’nın hükümlerinin ilanını nasıl engellemeye çalıştıklarını açıklar.

Armagedon’a Toplanma

25. (a) Yuhanna kurbağa benzeri murdar ‘ilham edilmiş ifadeler’ hakkında bize neler söyledi? (b) Rabbin gününde, “murdar ilham edilmiş ifadeler”in kurbağa gibi tiksindirici etkisi nasıl gerçekleşti, sonuç neydi?

25 Yuhanna şunları anlattı: “Ve ejderin ağzından ve canavarın ağzından ve yalancı peygamberin ağzından çıkan, kurbağalara benzer, üç murdar ruh (ilham edilmiş ifade) gördüm; çünkü alâmetler yapan cin ruhlarıdırlar (cinlerin ilham ettiği ifadelerdir); her şeye kadir olan Allahın büyük gününün cengi için onları toplamak üzre, bütün dünyanın kırallarına gidiyorlar.” (Vahiy 16:13, 14) Musa’nın günlerinde Yehova, Firavun’un ülkesi Mısır üzerine iğrenç bir kurbağa belası getirmişti, bu yüzden “memleket koktu.” (Çıkış 8:5-15) Rabbin günü sırasında farklı bir kaynaktan olsa da, kurbağa gibi tiksindirici bir afet oldu. Bu, Şeytan’ın ‘ilham ettiği murdar ifadeler’ olup, bütün “kıralların,” yani insan yöneticilerinin Yehova Tanrı’ya karşı olması için düzenlenen propagandanın açık bir simgesidir. Böylece Şeytan onların, Tanrı’nın gazap taslarının boşaltılmasından sarsılmayıp “her şeye kadir olan Allahın büyük gününün cengi” başladığında kararlılıkla kendi tarafında kalmalarını garantiler.

26. (a) Şeytani propagandalar hangi üç kaynaktan gelir? (b) “Yalancı peygamber” kimdir ve bunu nasıl biliyoruz?

26 Bu propagandanın kaynaklandığı ‘ejder’ (Şeytan) ve ‘canavar’ (Şeytan’ın yerdeki siyasal düzeni) Vahiy kitabında daha önce karşılaştığımız yaratıklardır. Fakat “yalancı peygamber” nedir? Onun yalnızca ismi yenidir. Daha önce yedi başlı canavarın önünde büyük alametler yapan kuzuya benzer iki boynuzlu bir canavar görmüştük. Bu aldatıcı yaratık o canavar adına bir peygamber gibi davranıyordu. Canavara sunulan tapınmayı destekleyerek ona bir suret yapılmasını bile sağlamıştı. (Vahiy 13:11-14) Kuzu gibi iki boynuzu olan bu canavar burada sözü geçen “yalancı peygamber” ile aynı olmalıdır. Daha sonra iki boynuzlu simgesel canavara benzer şekilde bu yalancı peygamberden, “onun [yedi başlı canavarın] önünde alâmetler yapan, ve o alâmetlerle canavarın damgasını alıp onun suretine secde kılanları saptıran” diye söz edilmesi bunu doğrular.—Vahiy 19:20.

27. (a) Bizzat İsa Mesih tam zamanında hangi uyarıyı yapıyor? (b) İsa yerdeyken hangi uyarıyı yaptı? (c) Resul Pavlus İsa’nın uyarısını nasıl tekrarladı?

27 Etrafımızda böylesine çok şeytani propaganda varken Yuhanna’nın daha sonra kaydettiği sözlerin gerçekten tam zamanıdır: “İşte, hırsız gibi geliyorum. Uyanık olana, ve çıplak gezmesin ve onun ayıbını görmesinler diye, esvabını muhafaza edene ne mutlu!” (Vahiy 16:15) Kim “hırsız gibi” geliyor? Bizzat İsa bildirilmeyen bir zamanda Yehova’nın İnfazcısı olarak gelecektir. (Vahiy 3:3; II. Petrus 3:10) İsa henüz yerdeyken de gelişini bir hırsızınkine benzeterek şöyle demişti: “İmdi, uyanık olun; çünkü Rabbinizin hangi gün geleceğini bilmezsiniz. Bunun için siz de hazır olun; zira sanmadığınız saatte İnsanoğlu gelir.” (Matta 24:42, 44; Luka 12:37, 40) Resul Pavlus bu uyarıyı tekrarlayarak şöyle dedi: “Rabbin günü, gece hırsız nasıl gelirse, öyle gelir. Selâmet ve emniyet dedikleri zaman, . . . . onlara anî helâk gelecektir.” Şeytan şimdi bile milletleri bu sahte ‘Barış ve güvenlik!’ ilanını yapmaya doğru yönlendiriyor.—I. Selânikliler 5:2, 3.

28. İsa dünyadan gelen baskılara karşı koymak hakkında hangi uyarıda bulundu ve İsa’nın takipçilerinin üzerlerine “bir kement gibi” gelmesini istemedikleri “o gün” nedir?

28 İsa ayrıca propagandalarla dolup taşmış olan dünyanın kendi takipçilerine yapacağı baskılar hakkında da uyarıda bulundu. Şöyle dedi: “Sakının da humar, sarhoşluk, ve bu hayatın kaygıları ile yürekleriniz fazla ağırlaşmasın, ve o gün sizin üzerinize bir kement gibi ansızın gelmesin; . . . . Fakat vaki olacak bütün bu şeylerden kaçabilesiniz, ve İnsanoğlunun önünde durabilesiniz diye her an dua ederek uyanık durun.” (Luka 21:34-36) “O gün,” ‘her şeye kadir olan Tanrı’nın büyük günüdür.’ (Vahiy 16:14) Yehova’nın egemenlik hakkının doğrulanacağı ‘o gün’ yaklaştıkça, hayatın kaygılarıyla başa çıkmak daha da zorlaşıyor. İsa’nın takipçileri o gün gelene kadar ayık ve uyanık durmalıdır.

29, 30. (a) Uyurken yakalananların “esvabını” kaybederek utandırıcı bir duruma düşürüleceğiyle ilgili İsa’nın uyarısı neyi ima etti? (b) Elbiseler onu giyenlerin kimliği hakkında ne gösterir? (c) Bir kişi simgesel elbisesini nasıl kaybedebilir ve bu neyle sonuçlanır?

29 Fakat uyurken yakalananların “esvabını” kaybederek utanılacak bir duruma düşürüleceği uyarısı neyi ima etti? Eski İsrail’de mabette nöbet görevinde olan her kâhin ve Levilinin ağır bir sorumluluğu vardı. Yahudi yorumcular, böyle bir görevde uyurken yakalanan birinin elbiselerinin çıkartılıp yakıldığını, bu şekilde herkesin önünde utandırıldığını anlatıyorlar.

30 İsa bu sözlerle günümüzde de benzer bir şeyin olabileceği konusunda uyarıda bulunur. Kâhinler ve Levililer İsa’nın meshedilmiş takipçilerini temsil etmişti. (I. Petrus 2:9) Fakat İsa’nın uyarısı geniş anlamda büyük kalabalık için de geçerlidir. Burada değinilen elbiseler, sahiplerini Yehova’nın bir Şahidi olarak tanıtır. (Vahiy 3:18; 7:14 ile karşılaştırın.) Şeytan’ın dünyasından gelen baskıların kendisini uyutmasına, yani faaliyetsiz duruma sokmasına izin veren kişi bu elbiseleri kaybedebilir; başka sözlerle İsa’nın takipçisi olarak sahip olduğu temiz kimliği kaybeder. Bu utanç verici bir durum olur. Kişiyi her şeyini kaybetme tehlikesine sokar.

31. (a) Vahiy 16:16, İsa’nın takipçilerinin uyanık kalmasının gereğini nasıl vurgular? (b) Bazı dinsel liderler Armagedon’la ilgili hangi tahminlerde bulundu?

31 Vahiy’in bir sonraki ayetinin gerçekleşme zamanı yaklaştıkça İsa’nın takipçilerinin uyanık kalmasının gereği daha da artıyor: “Ve [cinlerin ilham ettiği ifadeler] onları [yerin krallarını, yani yöneticileri] İbranice Armagedon denilen yere topladılar.” (Vahiy 16:16) Armagedon ismi Mukaddes Kitapta yalnızca bir kez geçer. Fakat bu, insanların hayal gücünü harekete geçiren bir isim olmuştur. Dünya liderleri olası bir nükleer Armagedon hakkında uyarılar yapmıştır. Ayrıca Armagedon ile Mukaddes Kitap devrinde birçok önemli savaşın yapıldığı eski Megiddo şehri arasında da bağlantı kuruldu ve bazı dinsel liderler dünyadaki son savaşın o sınırlı alanda yapılacağı yönünde tahminler yürüttü. Bu düşünceleri gerçeklerden çok uzaktır.

32, 33. (a) Armagedon ismi fiziksel bir yerden çok neyi temsil eder? (b) Başka hangi Mukaddes Kitap terimleri “Armagedon” sözcüğüne benzer bir anlam taşır veya onunla bağlantılıdır? (c) Yedinci meleğin Tanrı’nın son gazap tasını boşaltma vakti ne zaman gelecektir?

32 Armagedon ismi “Megiddo Dağı” anlamına gelir. Fakat bu isim fiziksel bir yer olmayıp tüm milletlerin Yehova Tanrı’ya karşı toplandığı ve O’nun tarafından yok edilmeleriyle sonuçlanacak dünya durumunu temsil eder. Bu küre çapındaki bir durum olacaktır. (Yeremya 25:31-33; Daniel 2:44) Yehova’nın infaz için milletleri topladığı, “Allahın gazabının büyük mâsarası” ve “hüküm deresi” ya da “Yehoşafat deresi” ile benzer bir anlam taşır. (Vahiy 14:19; Yoel 3:12, 14) Bu ifadenin ayrıca, Magoglu Gog’un şeytani ordularının yok edildiği “İsrail diyarı” ile ve Kuzey kralının büyük reis Mikael’in elinde ‘sonuna ereceği’ “denizle güzel mukaddes dağın arasında” bulunan yerle de bağlantısı vardır.—Hezekiel 38:16-18, 22, 23; Daniel 11:45–12:1.

33 Milletler, Şeytan ve onun yerdeki temsilcilerinden kaynaklanan kurbağa sesine benzer propagandalarla yukarıda söz edilen duruma getirildiğinde yedinci meleğin Tanrı’nın son gazap tasını boşaltma vakti gelmiş olacaktır.

“Oldu”!

34. Yedinci melek tasını neyin üzerine boşalttı ve “mabetten, tahttan” hangi ilan yapıldı?

34 “Ve yedincisi tasını havanın üzerine boşalttı; ve mabetten, tahttan: Oldu, diyerek büyük ses çıktı.”—Vahiy 16:17.

35. (a) Vahiy 16:17’deki “hava” nedir? (b) Yedinci melek tasını havanın üzerine boşaltmakla neyi ifade etti?

35 Yaşamın sürmesini sağlayan sonuncu araç olarak “hava” belayla vuruldu. Fakat bu fiziksel hava değildir. Fiziksel havanın Yehova’dan aleyhte hüküm almasını gerektirecek hiçbir neden olmadığı gibi, fiziksel yer, deniz, tatlı su kaynakları veya güneş de Yehova’dan gelen hükümleri hak etmemiştir. Bunun yerine, “hava,” Pavlus’un Şeytan’ı “hava kuvvetlerinin reisi” diye adlandırdığında söz ettiği şeydir. (Efesoslular 2:2) Bugün dünyanın soluduğu şeytani ‘havadır;’ Şeytan’ın kötü ortamının tümünün belirgin özelliği olan ruh, yani genel zihinsel eğilimdir; Yehova’nın teşkilatı dışında yaşamın her yönünde etkisini gösteren şeytani düşünüştür. Böylece tasını havanın üzerine boşaltan yedinci melek, Şeytan’a, onun teşkilatına ve insanlığı Yehova’nın egemenliğine karşı koyan Şeytan’ı desteklemeye iten her şeye karşı Tanrı’nın gazabını ifade ediyor.

36. (a) Yedi bela neyi oluşturur? (b) Yehova’nın “Oldu” duyurusu neyi gösterir?

36 Bu ve önceki altı bela Yehova’nın Şeytan’a ve onun sistemine karşı hükümlerinin tümüdür. Bunlar Şeytan ve onun zürriyeti için mahkûmiyet bildirisidir. Bu son tas boşaltıldığında bizzat Yehova şöyle diyecek: “Oldu”! Söylenecek başka bir şey yoktur. Tanrı’nın gazap taslarında bulunanlar Yehova’nın istediği ölçüde bildirildiğinde O’nun bu mesajların ilan ettiği hükümleri infaz etmesi hiçbir şekilde ertelenmeyecek.

37. Yuhanna, Tanrı’nın yedinci gazap tasının boşaltılmasından sonra olanları nasıl anlatır?

37 Yuhanna sözlerini şöyle sürdürdü: “Ve şimşekler, ve sesler ve gök gürlemeleri oldular; ve büyük zelzele oldu, şöyle ki, insanın yeryüzünde olduğu vakitten beri onun gibi, öyle büyük bir zelzele, olmadı. Ve büyük şehir üç parça oldu, ve milletlerin şehirleri yıkıldılar, ve kendi gazap öfkesinin şarabı kâsesi ona verilmek için büyük Babil, Allahın indinde anıldı. Ve her ada kaçtı, ve dağlar bulunmaz oldular. Ve gökten insanlar üzerine sanki bir talant ağırlığında büyük dolu yağdı; insanlar da dolu belâsından Allaha küfrettiler; çünkü onun belâsı gayet büyüktü.”—Vahiy 16:18-21.

38. Şunlar neyin simgesidir: (a) “büyük zelzele” (b) “büyük şehir” Büyük Babil’in ‘üç parçaya’ ayrılması? (c) “her ada kaçtı, ve dağlar bulunmaz oldu” ifadesi? (d) “dolu belâsı”?

38 Bir kez daha Yehova açıkça insanlığa karşı harekete geçiyordu ve bu konuda “şimşekler ve sesler ve gök gürlemeleri” ile uyarıda bulunuldu. (Vahiy 4:5; 8:5 ile karşılaştırın.) İnsanlık daha önce hiç olmamış şekilde, sanki yıkıcı bir depremle sarsılacak. (İşaya 13:13; Yoel 3:16 ile karşılaştırın.) Bomba etkisindeki bu sallantı “büyük şehir” Büyük Babil’i paramparça edecek, öyle ki ‘üç parçaya’ ayrılacak; bu onun onarılamaz bir harabeye dönmesini simgeliyor. Ayrıca “milletlerin şehirleri” de yıkılacak. “Her ada” ve “dağ,” yani bu sistemde çok sağlam ve kalıcı görünen kurum ve teşkilatlar yok olacak. Yedinci belada Mısır’ı vuran doludan çok daha büyük, her bir tanesi yaklaşık bir talant ağırlığında olan “büyük dolu” acı verecek şekilde insanlığı ardı ardına vuracak.d (Çıkış 9:22-26) Donmuş suların ceza niteliğinde gökten yağması, büyük olasılıkla Yehova’nın hükümlerinin alışılmadık derecede ağır, sözlü ifadelerinin bir tasviri olarak bu ortamın sonunun nihayet geldiğine işaret eder! Yehova yok etme işinde harfi doluyu da pekâlâ kullanabilir.—Eyub 38:22, 23.

39. Yedi belanın dökülmesine rağmen insanların çoğu nasıl bir hareket tarzı izleyecek?

39 Böylece, Şeytan’ın dünyası Yehova’nın adil hükmüyle karşılaşacaktır. Sona kadar insanların çoğunluğu Tanrı’yı inkâr etmeye ve O’na küfretmeye devam edecek. Eski günlerdeki Firavun gibi onların yürekleri de ardı ardına gelen bu belalarla ya da bu belaların ölümcül doruğuyla yumuşamayacak. (Çıkış 11:9, 10) Son anda geniş çapta bir tutum değişikliği olmayacak. Son nefeslerini verirken bile, ‘bilecekler ki ben Yehova’yım’ diyen Tanrı’ya dil uzatacaklar. (Hezekiel 38:23) Buna karşın, Her Şeye Gücü Yeten Yehova Tanrı’nın egemenlik hakkı doğrulanmış olacaktır.

[Dipnotlar]

a Cansız şeylerin tanık olarak hizmet ettikleri veya tanıklık ettikleriyle ilgili örnekler için Tekvin 4:10; 31:44-53; İbraniler 12:24 ayetlerini karşılaştırın.

b “Taht” sözcüğünün benzer bir kullanımı, peygamberlik niteliğinde İsa’ya atfedilen sözlerde görünür: “Tanrı ebediyen ve daima senin tahtındır.” (Mezmur 45:6) Yehova, İsa’nın kraliyet yetkisinin kaynağı, yani temelidir.

c Ayrıca, Eyub 1:6, 12; 2:1, 2; Matta 4:8-10; 13:19; Luka 8:12; Yuhanna 8:44; 12:31; 14:30; İbraniler 2:14; I. Petrus 5:8’e de bakın.

d Yuhanna bunları söylerken Yunan talantını düşündüyse, her bir dolu tanesi 20 kilogram ağırlığında olacak demektir. Bu gerçekten de harap edici bir dolu fırtınası olabilir.

[Sayfa 221’deki çerçeve]

“Kara Üzerine”

Yuhanna sınıfı aşağıdaki türden beyanlarla Yehova’nın ‘karaya,’ yani ‘yere’ karşı öfkesini bildirdi:

“Yüzyıllar süren çabalardan sonra, siyasal partilerin bugünün koşullarına cevap vermek ve sıkıntı yaratan sorunları çözmek konusunda yetersiz olduğu ortaya çıktı. Ekonomistler ve devlet adamları konuyu enine boyuna inceledikten sonra hiçbir şey yapamayacaklarını anladılar.”—Millions Now Living Will Never Die, 1920, sayfa 61.

“Yeryüzünde insanlık dünyasının makul bir kısmını tam olarak tatmin eden hiçbir hükümet yoktur. Milletlerin birçoğu diktatörler tarafından yönetiliyor. Tüm dünya neredeyse iflas etmiş durumdadır.”—A Desirable Government, 1924, sayfa 5.

“Bu kötü dünyadan kurtulup barış ve adalete yer açmanın tek yolu . . . . bu ortama son verilmesidir.”—“This Good News of the Kingdom,” 1954, sayfa 25.

“Şimdiki dünya düzeni, Tanrı’ya ve O’nun iradesine karşı gittikçe artan isyan, günah ve adaletsizlikle ün kazandı. . . . . Bu dünya düzeni düzeltilemez, bu yüzden gitmelidir!”—Dinsel Seri, 19. Kitap, sayfa 5.

[Sayfa 223’teki çerçeve]

“Denize”

Aşağıdaki beyanlar, Yehova’ya yabancılaşmış, Tanrı’dan korkmaz, çalkantılı, asi insanlık ‘denizine’ karşı Tanrı’nın gazabını ilan eden Yuhanna sınıfının yayınladıklarından sadece birkaçıdır:

“Her ulusun tarihi, sınıflar arasında mücadeleler olduğunu gösterir. Çoğunluğun karşısında hep bir azınlık olmuştur. . . . . Bu mücadeleler çok sayıda devrimle, acıyla ve büyük ölçüde kanla sonuçlanmıştır.”—Government, 1928, sayfa 244.

Yeni dünyada, “uzun zaman önce simgesel canavarın İblis tarafından kullanılmak üzere içinden çıktığı, asi, Tanrı’dan korkmaz insanlardan oluşan çalkantılı simgesel ‘deniz’ olmayacaktır.”—The Watchtower, Eylül 15, 1967, sayfa 567.

“Bugünkü insan toplumu ruhi bakımdan hastadır. Hiçbirimiz onu kurtaramayız, çünkü Tanrı’nın Sözü onun hastalığının kendisini ölüme sürükleyeceğini gösterir.”—Gerçek Barış ve Güvenlik, 1992, sayfa 131.

[Sayfa 224’teki çerçeve]

“Irmaklara ve Suların Pınarlarına”

Üçüncü bela aşağıdaki türden beyanlarla ‘ırmakların ve su pınarlarının’ durumunu açığa vurdu:

“[Mesih’in] doktrinlerinin öğretmeni olduklarını iddia eden din adamları savaşı mübarekleyerek onu kutsal kıldılar. Onlar kendi portrelerinin ve heykellerinin kanlı savaşçılarınkilerle yan yana sergilenmesinden büyük sevinç duydu.”—The Watch Tower, Eylül 15, 1924, sayfa 275.

“İspritizma [ruhçuluk] büyük bir yalanın, yani ölümden sonra yaşamın sürdüğü ve insan canının ölmediği yalanının üzerine kurulmuştur.”—What Do the Scriptures Say About “Survival After Death?,” 1955, sayfa 51.

“İnsan felsefeleri, siyasal kuramcılar, toplumbilimciler, ekonomi danışmanları ve dinsel geleneklerin savunucuları hayat veren gerçek bir canlılık sağlayamadı . . . . Böyle sular ondan içenleri, kanın kutsallığıyla ilgili Yaratıcı’nın kanununu çiğnemeye ve dinsel zulüm uygulamaya yöneltti.”—Uluslararası “Sonsuz İyi Haber” Kongresinde kabul edilen karar, 1963.

“İnsandan beklenebilecek tek şey bilimsel kurtuluş değil insan ırkının yok edilmesidir. . . . . İnsanlığın düşünüş tarzını değiştirmek için dünyanın tüm psikologları ve ruh doktorlarından bir şey ümit edemeyiz . . . . Uluslararası bir polis kuvvetinin oluşturulup . . . . bu dünyayı yaşanacak güvenli bir yer haline getireceğine güvenemeyiz.”—Saving the Human Race—In the Kingdom Way, 1970, sayfa 5.

[Sayfa 225’teki çerçeve]

“Güneşin Üzerine”

Rabbin gününde insan yöneticileri temsil eden “güneş” insanlığı ‘kavururken’ Yuhanna sınıfı aşağıdaki türden beyanlarla neler olduğuna dikkat çekti:

“Bugün keyfi diktatörler olan Hitler ve Mussolini tüm dünyanın barışını tehdit ediyor ve özgürlüğü yok etmekte Katolik Hiyerarşisinden tam destek alıyor.”—Fascism or Freedom, 1939, sayfa 12.

“Tarih boyunca insan diktatörlerin izlediği siyaset ‘Yönet ya da Yok Et!’ olmuştur. Fakat Tanrı’nın tahta geçirilmiş Kralı İsa Mesih’in şimdi tüm dünyada uygulayacağı düzenleme ise şudur: Yönetilmeyi Kabul Et ya da Yok Ol.”—When All Nations Unite Under God’s Kingdom, 1961, sayfa 23.

“1945’ten bu yana, dünya çapında yapılan yaklaşık 150 savaş sırasında 25 milyondan fazla insan öldürüldü.”—Dinsel Seri, 6. Kitap, sayfa 6.

“Dünya çapındaki uluslar . . . . uluslararası sorumluluk veya davranış kurallarıyla pek ilgilenmemektedirler. Bazı uluslar, amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri vasıtayı—katliam, suikast, hava korsanlığı, bombalama vb.—kullanmakta kendilerini tamamen haklı görmektedirler. . . . . Uluslar, böyle akılsızca ve sorumsuz davranışlar karşısında daha ne kadar zaman birbirlerine katlanabilecekler?”—Dinsel Seri, 57. Kitap, sayfa 4.

[Sayfa 227’deki çerçeve]

“Canavarın Tahtı Üzerine”

Yehova’nın Şahitleri şu gibi beyanlarla canavarın tahtını açığa vurdu ve ona karşı Yehova’nın mahkûmiyet kararını bildirdi:

“Ulusların yöneticileri ve siyasal rehberleri kötü niyetli insanüstü güçlerin etkisiyle karşı konulmaz şekilde ölüme götüren yolda, Armagedon denen kesin çatışma alanına sürükleniyor.”—After Armageddon—God’s New World, 1953, sayfa 8.

“Tanrı tarafından yönetilmeyen insan hükümetlerini temsil eden ‘canavar,’ gücünü, yetkisini ve tahtını Ejder’den alıyor. Bu durumda zorunlu olarak Ejder’in belirlediği siyaset çizgisinde devam ediyor.”—After Armageddon—God’s New World, 1953, sayfa 15.

“Milletler, sadece Tanrı’nın Başdüşmanı İblis olan Şeytan’ın tarafında bulunabilirler.”—1973 Uluslararası “Tanrısal Zafer” Kongresinde benimsenen karar.

[Sayfa 229’daki çerçeve]

“Onun Suları Kurudu”

Şimdi bile, birçok yerde Babil kökenli dinlere verilen destek kuruyor; bu ise “şarktan gelen kırallar” saldırılarını başlattığında neler olacağını gösteriyor.

“Ülke çapında yapılan bir kamuoyu araştırması, kentsel bölgelerde [Tayland’da] yaşayanların yüzde 75’inin artık Buda mabetlerine gidip vaaz dinlemediğini gösterdi; bu arada kırsal kesimde mabetlere gidenlerin sayısı da giderek azalıp yüzde elli dolaylarına düştü.”—Bangkok Post, 7 Eylül, 1987, sayfa 4.

“Taoizm yaklaşık iki bin yıl önce kurulduğu ülkede [Çin] büyüsünü artık kaybetmiştir. . . . . Rahip sınıfı üyeleri çok sayıda takipçi kazanabilmek amacıyla kendileri ve öncelleri tarafından kullanılan etkileyici tertiplerden yoksun bırakılınca, ardılsız kalmak ve kıtada teşkilatlanmış bir inanç olma açısından Taoizm’in uygulamada ortadan kalkması durumuyla karşılaştı.”—The Atlanta Journal and Constitution, 12 Eylül, 1982, sayfa 36-A.

“Japonya . . . . yaklaşık 5.200 gibi bir sayıyla en çok yabancı misyonerin bulunduğu yerlerden biridir; yine de . . . . nüfusun yüzde birinden azı Hıristiyandır. . . . . 1950’den beri burada çalışan bir Fransisken papaz . . . . ‘Japonya’da yabancı misyonerlik devrinin bittiğine’ inanıyor.”—The Wall Street Journal, 9 Temmuz, 1986, sayfa 1.

Geçen otuz yıl boyunca İngiltere’de “16.000 Anglikan kilisesinin 2.000’i kullanılmadığı için kapatıldı. Kiliselere devamlılık, Hıristiyan olduğu belirtilen ülkeler arasındaki en düşük oranlara düştü. . . . . [Durham Piskoposu] şöyle dedi: ‘Artık İngiltere’nin Hıristiyan bir ülke olduğu pek söylenemez.’”—The New York Times, 11 Mayıs, 1987, sayfa A4.

“Saatlerce süren hararetli tartışmalardan sonra [Yunanistan’da] Parlamento bugün yasaları onaylayarak Yunan Ortodoks Kilisesi’nin elinde olan büyük mal varlığına Sosyalist Hükümetin el koymasını mümkün kıldı . . . . Yasa, ayrıca oteller, mermer ocakları ve iş hanları gibi değerli kilise yatırımlarının yönetiminden sorumlu kilise konsey ve komitelerinin denetimini de ruhban sınıfından olmayan kişilere verdi.”—The New York Times, 4 Nisan, 1987, sayfa 3.

[Sayfa 222’deki resimler]

Tanrı’nın ilk dört gazap tası, ilk dört boru sesinin neden olduğu belalara benzer belalar getirir

[Sayfa 226’daki resim]

Beşinci tas, canavarın tahtının Şeytan’ın canavara verdiği yetki olduğunu ortaya koydu

[Sayfa 231’deki resimler]

Cinlerin propagandası dünya yöneticilerini Yehova’nın, hükümlerini üzerlerine dökeceği Armagedon denen duruma topluyor

[Sayfa 233’teki resim]

Şeytan’ın kirli ‘havasının’ etkisine göre hareket edenler Yehova’nın adil hükümlerinin infazıyla yüz yüze gelmekten kaçınamazlar.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş