Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • bt böl. 4 s. 28-35
  • “Eğitimsiz, Sıradan İnsanlar”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • “Eğitimsiz, Sıradan İnsanlar”
  • Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “Kendi Gücümüzle” Değil (Elçiler 3:11-26)
  • “Konuşmadan Duramayız” (Elçiler 4:1-22)
  • “Yüksek Sesle . . . . Tanrı’ya Dua Ettiler” (Elçiler 4:23-31)
  • “İnsanlara Değil Tanrı’ya” Hesap Veriyoruz (Elçiler 4:32–5:11)
  • Efendisinden Bağışlamayı Öğrendi
    İmanlarını Örnek Alın
  • O, Efendisinden Bağışlamayı Öğrendi
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
  • Kuşku ve Korkuyla Mücadele Etti
    İmanlarını Örnek Alın
  • Sınavlar Karşısında Vefalı Kaldı
    İmanlarını Örnek Alın
Daha Fazla
Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
bt böl. 4 s. 28-35

4. BÖLÜM

“Eğitimsiz, Sıradan İnsanlar”

Elçiler cesurca davranır ve Yehova onları destekler

Bu bölüm Elçiler 3:1–5:11’e dayanmaktadır

1, 2. Petrus ve Yuhanna mabet kapısının yakınında hangi mucizeyi yaptı?

O ÖĞLEDEN sonra güneş kalabalığın üzerinde parlıyordu. Dindar Yahudiler ve Mesih’in öğrencileri mabet alanını doldurmuştu. ‘Dua vaktine’ az kalmıştıa (Elçi. 2:46; 3:1). Petrus ile Yuhanna kalabalığın arasında, mabedin Güzel Kapı denilen girişine doğru ilerliyordu. Doğuştan sakat, orta yaşlı bir dilenci de halkın gürültülü konuşmalarını ve ayak seslerini bastıran bir yakarışla sadaka istiyordu (Elçi. 3:2; 4:22).

2 Petrus ve Yuhanna yaklaşırken, dilenci her günkü basmakalıp sözleriyle para dileniyordu. Elçiler durunca, sadaka almayı uman adam tüm dikkatini onlara yöneltti. Petrus şöyle dedi: “Ne gümüşüm ne de altınım var; ama bende olan şeyi sana veriyorum: Nasıralı İsa Mesih’in adıyla, yürü!” Petrus’un sakat adamı elinden tutup kaldırdığını ve adamın hayatında ilk kez dimdik ayakta durduğunu gören kalabalığın yaşadığı şaşkınlığı gözünüzde canlandırmaya çalışın (Elçi. 3:6, 7). Adamı iyileşmiş bacaklarına hayretle bakarken ve ilk ürkek adımlarını atarken hayal edebiliyor musunuz? Onun zıplamaya ve Tanrı’ya yüksek sesle şükretmeye başlamasına şaşmamalı.

3. Önceden sakat olan adam ve kalabalık hangi eşsiz armağanı aldı?

3 Coşkulu kalabalık Süleyman’ın Sıra Sütunlarında duran Petrus ve Yuhanna’nın yanına koştu. Bir keresinde İsa da aynı yerde durup halka hakikati öğretmişti. Petrus az önce olanların gerçek anlamını kalabalığa anlattı (Yuhn. 10:23). O hem kalabalığa hem de önceden sakat olan adama gümüş ya da altından daha değerli bir armağan vermişti. Bu armağan adamın iyileşmesinden daha fazlasını içeriyordu. Bu, tövbe etme, günahların silinmesi ve Yehova’nın tayin ettiği “hayatın Öncüsü” İsa Mesih’in takipçisi olma fırsatıydı (Elçi. 3:15).

4. (a) Mucizevi şekilde iyileştirme olayı hangi çatışmaya zemin hazırladı? (b) Hangi iki sorunun yanıtını vereceğiz?

4 Ne olağanüstü bir gündü! Bir kişi fiziksel olarak iyileşmişti ve artık yürüyebiliyordu. Daha binlerce kişiye de Tanrı’nın yolunda yürüyebilmeleri, yani O’nun hizmetçilerine yaraşır bir yaşam sürdürebilmeleri için ruhen iyileşme fırsatı verilmişti (Kol. 1:9, 10). Bununla beraber o gün yaşananlar, Mesih’in vefalı takipçileri ile yetkililer arasındaki fikir çatışmasına zemin hazırladı. Bu yetkililer onların, İsa’nın verdiği duyuru emrini yerine getirmesini engellemeye çalışacaktı (Elçi. 1:8). “Eğitimsiz, sıradan insanlar” olan Petrus ve Yuhanna’nın kalabalığa şahitlikte bulunurken takındıkları tutumdan ve kullandıkları yöntemlerden ne öğrenebiliriz?b (Elçi. 4:13). Ayrıca onların ve başka öğrencilerin muhalefet karşısında sergiledikleri davranış tarzını nasıl örnek alabiliriz?

“Kendi Gücümüzle” Değil (Elçiler 3:11-26)

5. Petrus’un kalabalığa hitap etme tarzından ne öğreniyoruz?

5 Petrus ve Yuhanna, karşılarındaki kalabalığın içinde muhtemelen kısa bir zaman önce İsa’nın direğe gerilmesini ısrarla istemiş bazı kişilerin de bulunduğunun farkındaydı (Mar. 15:8-15; Elçi. 3:13-15). Petrus’un o sakat adamın İsa’nın ismiyle iyileştiğini söylerken gösterdiği yürekliliği bir düşünün. Petrus hakikati sulandırmadı. Mesih’in ölümünden onların da sorumlu olduğunu açıkça bildirdi. Fakat o bu kişilere karşı düşmanlık beslemiyordu, çünkü ‘bilgisizce davranmışlardı’ (Elçi. 3:17). Onlara kardeşleriymiş gibi hitap etti ve Krallık mesajının çekici yönlerini ortaya koydu. Eğer tövbe ederler ve Mesih’e iman ederlerse, Yehova’dan onlara “bir ferahlık dönemi” gelecekti (Elçi. 3:19). Tanrı’nın gelmekte olan hükmünü bildirirken biz de cesur ve açıksözlü olmalıyız. Ancak asla kaba ya da eleştirici olmamalıyız. Bunun yerine, iyi haberi duyurduğumuz kişileri olası kardeşlerimiz olarak görüyoruz ve Petrus gibi biz de Krallık mesajının özellikle çekici yönlerine dikkat çekiyoruz.

6. Petrus ve Yuhanna nasıl alçakgönüllü ve haddini bilir bir tutum gösterdi?

6 Elçiler hadlerini bilen kişilerdi. Yaptıkları mucizeyi kendilerine mal etmediler. Petrus kalabalığa şöyle dedi: “Neden . . . . bu adamı sanki kendi gücümüzle veya dindarlığımız sayesinde yürütmüşüz gibi bize bakıyorsunuz?” (Elçi. 3:12). Petrus ve diğer elçiler hizmette başardıkları her şeyin kendi güçleriyle değil, Tanrı’nın gücüyle olduğunu biliyorlardı. Dolayısıyla başarıları için haddini bilir şekilde Yehova’yı ve İsa’yı yücelttiler.

7, 8. (a) İnsanlara hangi armağanı verebiliriz? (b) “Her şeyin geri verileceği” vaadi günümüzde nasıl gerçekleşiyor?

7 İyi haberi duyururken biz de haddini bilir bir tutum göstermeliyiz. Tanrı’nın ruhunun çağımızdaki İsa’nın takipçilerine mucizeler yoluyla şifa gücü vermediği doğrudur. Yine de, insanların Tanrı’ya ve Mesih’e iman geliştirmesine yardım edebiliriz; böylece onlar da Petrus’un verdiği armağanın aynısını alabilir, yani günahlarının bağışlanması ve Yehova tarafından ferahlanma fırsatı edinebilirler. Her yıl yüz binlerce kişi bu armağanı kabul ediyor ve Mesih’in vaftiz edilmiş öğrencisi oluyor.

8 Gerçekten de, Petrus’un sözünü ettiği “her şeyin geri verileceği” zamanda yaşıyoruz. “Tanrı’nın eski devirlerden beri kutsal peygamberleri aracılığıyla sözünü ettiği” bu vaadin gerçekleşmesi olarak 1914 yılında gökte Krallık kuruldu (Elçi. 3:21; Mezm. 110:1-3; Dan. 4:16, 17). Kısa süre sonra Mesih yeryüzünde pak tapınmanın yeniden kurulması işinin gözetimine başladı. Böylece milyonlarca kişi Tanrı’nın Krallığının vatandaşları oldu ve ruhi bir cennete getirildi. Onlar eski, bozuk kişiliği üzerlerinden attılar ve “Tanrı’nın isteğine göre yaratılmış yeni kişiliği” giydiler (Efes. 4:22-24). Sakat dilencinin iyileşmesinde olduğu gibi, bu hayret verici iş de insan çabalarıyla değil, Tanrı’nın ruhuyla başarılmaktadır. Petrus gibi biz de başkalarına iyi haberi duyururken Tanrı’nın Sözünü cesaretle ve etkili şekilde kullanmalıyız. İnsanların Mesih’in öğrencisi olmalarına yardım ederken elde edebileceğimiz her başarı bizim değil, Yehova’nın gücü sayesindedir.

“Konuşmadan Duramayız” (Elçiler 4:1-22)

9-11. (a) Yahudi liderler Petrus ile Yuhanna’nın duyuru işine nasıl tepki verdiler? (b) Elçiler ne yapmaya kararlıydılar?

9 Petrus’un konuşması ve önceden sakat olan adamın sevinçten zıplayıp bağırması epey karmaşaya yol açtı. Bunun üzerine, mabet alanının güvenliğinden sorumlu mabet bekçilerinin komutanı ve yüksek kâhinler durumu araştırmak üzere oraya koştular. Herhalde bu adamlar Sadukiydi. Sadukiler, Romalılarla aralarındaki barışçı ilişkileri korumaya çalışan, zengin ve siyasal yönden güçlü bir mezhepti. Onlar, Ferisilerin çok sevdiği sözlü yasayı kabul etmiyor ve dirilme inancıyla alay ediyorlardı.c Mabette Petrus ve Yuhanna’yı İsa’nın diriltildiğini cesaretle öğretirken bulduklarında kim bilir ne kadar rahatsız oldular!

10 Kızgın muhalifler Petrus ile Yuhanna’yı hapse attılar ve ertesi gün Yahudi yüksek mahkemesine çıkardılar. O seçkin yöneticilerin bakış açısından, Petrus ve Yuhanna mabette bir şey öğretmeye hakkı olmayan ‘eğitimsiz, sıradan insanlardı.’ Onlar tanınmış bir din okulunda eğitim görmemişti. Fakat açıksözlülükleri ve inançlı tavırları mahkemeyi şaşırttı. Onlar neden bu kadar etkiliydi? Bunun bir nedeni “İsa’nın yanında bulunmuş” olmalarıydı (Elçi. 4:13). Efendileri, yazıcılar gibi değil, gerçek bir yetkiyle öğretmişti (Mat. 7:28, 29).

11 Mahkeme, elçilere iyi haberi duyurmayı bırakmalarını emretti. O toplumda, bu mahkemenin emirlerine çok önem veriliyordu. Sadece birkaç hafta önce, aynı mahkemenin üyeleri İsa için “ölümü hak etti” demişti (Mat. 26:59-66). Yine de, Petrus ve Yuhanna’nın gözü korkmadı. Bu zengin, iyi eğitimli ve nüfuzlu kişilerin karşısında dururken, Petrus ve Yuhanna korkusuzca, ancak saygılı şekilde şunları söyledi: “Siz söyleyin, Tanrı’nın sözü yerine sizin sözünüzü dinlememiz Tanrı gözünde doğru olur mu? Bizler gördüğümüz ve duyduğumuz şeyler hakkında konuşmadan duramayız” (Elçi. 4:19, 20).

BAŞKÂHİN VE YÜKSEK KÂHİNLER

Halkı Tanrı’nın önünde başkâhin temsil ediyordu. MS birinci yüzyılda başkâhin aynı zamanda Sanhedrin’in de başıydı. Başkâhinin çevresinde ise Yahudilerin liderleri olarak yüksek kâhinler bulunuyordu. Bu kişilerin arasında, Hanna gibi eski başkâhinler ile başkâhinlerin seçildiği ailelerin başka yetişkin erkekleri vardı. Bu ailelerin sayısı muhtemelen dört ya da beşti. Bilgin Emil Schürer’in yazdığına göre, “bu ayrıcalıklı ailelerden birine mensup olmak”, kâhinler arasında “özel bir fark yaratmış olmalı.”

Kutsal Yazılar başkâhinlerin ömür boyu hizmet ettiğini gösterir (Say. 35:25). Fakat, Elçilerin İşleri kitabının kapsadığı dönemde Roma himayesinde hüküm süren Romalı vali ve krallar istedikleri kişiyi başkâhin olarak atadılar ve görevden aldılar. Yine de bu putperest yöneticilerin, seçimlerini Harun’un soyundan gelen kâhinler arasından yaptığı anlaşılıyor.

12. Cesur ve inançlı bir tavır geliştirmemize hangi şey yardım edebilir?

12 Siz de benzer bir cesaret gösterebilir misiniz? Toplumunuzdaki zengin, iyi eğitimli ya da nüfuzlu kişilere şahitlikte bulunma fırsatınız olduğunda ne hissediyorsunuz? Ya aile fertleriniz, okul arkadaşlarınız veya iş arkadaşlarınız inancınız nedeniyle sizinle alay ediyorsa? Gözünüz korkuyor mu? Eğer korkuyorsanız, bu duyguların üstesinden gelebilirsiniz. İsa yeryüzündeyken, elçilerine inançlarını nasıl güvenle ve saygıyla savunacaklarını öğretti (Mat. 10:11-18). Dirilişinden sonra da öğrencilerine “bu ortamın sonuna kadar, her zaman” onların yanında olacağına söz verdi (Mat. 28:20). İsa’nın yönlendirmesiyle “sadık ve sağgörülü hizmetkâr” inançlarımızı nasıl savunacağımızı bize öğretiyor (Mat. 24:45-47; 1. Pet. 3:15). Bunu, Hayatımız ve Hizmetimiz İbadeti gibi cemaat ibadetlerinde verdiği eğitimle başarıyor. Ayrıca, jw.org’daki “Kutsal Kitapla İlgili Soruların Cevapları” kısmında yer alan makaleler gibi, Kutsal Kitaba dayalı yayınlar aracılığıyla da yapıyor. Siz bu düzenlemelerden yararlanıyor musunuz? Eğer yararlanırsanız, cesaretiniz ve inancınız artacak. Elçiler gibi siz de, hiçbir şeyin, gördüğünüz ve duyduğunuz şahane ruhi hakikatler hakkında konuşmanızı engellemesine izin vermeyeceksiniz.

Bir hemşire kahve molasında iş arkadaşına şahitlik ediyor.

Öğrendiğiniz şahane ruhi hakikatler hakkında konuşmanızı hiçbir şey engellemesin

“Yüksek Sesle . . . . Tanrı’ya Dua Ettiler” (Elçiler 4:23-31)

13, 14. Muhalefetle karşılaşırsak ne yapmalıyız? Neden?

13 Petrus ve Yuhanna hapisten çıktıktan hemen sonra cemaatin diğer üyeleriyle buluştular. “Yüksek sesle hep birlikte Tanrı’ya dua ettiler” ve iyi haberi duyurmaya devam etmek için cesaret dilediler (Elçi. 4:24). Petrus, Tanrı’nın isteğini yapmaya çalışırken kendi gücüne güvenmesinin akılsızlık olduğunu çok iyi biliyordu. Sadece birkaç hafta önce kendine güvenerek İsa’ya “Senin başına gelecek şeyler yüzünden hepsi sendelese de ben asla sendelemem” demişti. Fakat İsa’nın o zaman söylediği gibi, Petrus çok geçmeden insan korkusuna yenik düşmüş, dostunu ve öğretmenini inkâr etmişti. Ancak hatasından ders aldı (Mat. 26:33, 34, 69-75).

14 Mesih’in bir şahidi olma görevinizi yerine getirirken, sadece kararlı olmanız dayanmanızı sağlamayacak. Muhalifler imanınızı zayıflatmaya çalıştığında ya da sizi iyi haberi duyurmaktan alıkoymaya uğraştığında, Petrus ve Yuhanna’yı örnek alın. Güç vermesi için Yehova’ya dua edin. Cemaatin desteğini isteyin. İhtiyarlara ve başka olgun kişilere karşılaştığınız zorlukları anlatın. Başkalarının duaları dayanabilmeniz için size büyük güç verebilir (Efes. 6:18; Yak. 5:16).

15. Geçmişte iyi haberi duyurmayı bir süre bırakanlar neden cesaretsizliğe kapılmamalı?

15 Eğer geçmişte baskıya yenik düşüp iyi haberi duyurmayı bir süre bıraktınızsa, cesaretsizliğe kapılmayın. Unutmayın, İsa’nın ölümünden sonra elçilerin tümü iyi haberi duyurmayı bir süre bıraktı; fakat kısa zaman sonra tekrar faal duruma geldiler (Mat. 26:56; 28:10, 16-20). Geçmiş hataların sizi cesaretsizliğe düşürmesine izin vermektense, bu tecrübeden yararlanabilir ve aldığınız dersleri başkalarını güçlendirmek için kullanabilir misiniz?

16, 17. Mesih’in Yeruşalim’deki takipçilerinin duasından ne öğrenebiliriz?

16 Yetkililer bize baskı yaptığında ne için dua etmeliyiz? İsa’nın öğrencilerinin sınavlardan kurtulmak istemediğine lütfen dikkat edin. Çünkü onlar İsa’nın “Bana zulmettilerse, size de zulmedecekler” sözünü iyi hatırlıyorlardı (Yuhn. 15:20). Onlar Yehova’dan sadece muhaliflerin tehditlerine ‘bakmasını’ istediler (Elçi. 4:29). Öğrenciler karşılaştıkları zulmün aslında peygamberlik sözünün bir gerçekleşmesi olduğunu fark etmiş ve meseleyi tam olarak anlamışlardı. Yöneticiler ne derse desin, İsa’nın onlara dua etmeyi öğretirken söylediği gibi, Tanrı’nın isteğinin ‘yerde gerçekleşeceğini’ biliyorlardı (Mat. 6:9, 10).

17 Bu öğrenciler Yehova’nın isteğini yerine getirmek için O’na şöyle dua ettiler: “Biz kullarına da sözünü tam bir cesaretle söyleme gücü bağışla.” Acaba Yehova bu duaya hemen nasıl karşılık verdi? “Toplandıkları yer sarsıldı. Her biri kutsal ruhla dolmuştu, Tanrı’nın sözünü cesaretle söylüyorlardı” (Elçi. 4:29-31). Tanrı’nın isteğinin yerine gelmesini hiçbir şey engelleyemez (İşa. 55:11). Durum ne kadar çaresiz görünürse görünsün, muhalefet edenler ne kadar güçlü olursa olsun, eğer Tanrı’ya ‘yüksek sesle dua edersek’, O’nun bize Sözünü cesaretle söylemeye devam etme gücünü vereceğinden emin olabiliriz.

“İnsanlara Değil Tanrı’ya” Hesap Veriyoruz (Elçiler 4:32–5:11)

18. Yeruşalim’deki cemaatin üyeleri birbirleri için ne yaptı?

18 Yeruşalim’de yeni kurulan cemaat kısa sürede büyüyüp güçlendi ve iman edenlerin sayısı 5.000’i aştı.d Öğrenciler farklı geçmişlere sahip olmalarına rağmen “tek yürek ve tek vücut” olmuştu. Aynı zihniyetle ve aynı doğrultuda düşünüyorlardı (Elçi. 4:32; 1. Kor. 1:10). Öğrenciler, çabalarını desteklemesi için Yehova’ya dua etmekten fazlasını yaptılar. Birbirlerini hem ruhi yönden, hem de gerektiğinde maddi yönden desteklediler (1. Yuhn. 3:16-18). Örneğin, elçilerin Barnabas dediği öğrenci Yusuf kendine ait tarlayı sattı ve tüm parayı bağışlayarak özveri gösterdi. Bunu, uzak yerlerden gelenlerin Yeruşalim’de daha uzun süre kalıp yeni inançları hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardım etmek için yaptı.

19. Yehova, Hananya ile Safira’yı neden öldürdü?

19 Hananya ve Safira da bir mülk sattı ve bağış yaptı. Bu çift sanki tüm parayı bağışlıyormuş gibi yapıp ‘paranın bir kısmını kendilerine sakladılar’ (Elçi. 5:2). Yehova bu çifti öldürdü. O’nun böyle yapmasının nedeni verdikleri paranın yetersiz oluşu değil, güdülerinin kötü olması ve hilekârlıklarıydı. Onlar “insanlara değil Tanrı’ya yalan söyledi” (Elçi. 5:4). İsa’nın mahkûm ettiği ikiyüzlüler gibi, Hananya ve Safira da, Tanrı’nın onayındansa insanların övgüsünü kazanmakla ilgileniyordu (Mat. 6:1-3).

20. Maddi olanaklarımızı Yehova için kullanma konusunda hangi dersleri alıyoruz?

20 Günümüzde milyonlarca Şahit, birinci yüzyılda Yeruşalim’deki sadık öğrenciler gibi cömertçe gönüllü bağışlarda bulunarak dünya çapındaki duyuru faaliyetini destekliyor. Hiç kimse bu işi desteklemek için zamanını ya da parasını vermeye zorlanmıyor. Yehova Kendisine gönülsüzce ya da zorlamayla hizmet etmemizi istemez (2. Kor. 9:7). Bir şey verdiğimizde Yehova miktarla değil, güdümüzle ilgilenir (Mar. 12:41-44). Yehova’ya kişisel çıkar ya da övgü kazanma amacıyla hizmet ederek Hananya ve Safira gibi olmayı asla istemeyiz. Tersine Petrus, Yuhanna ve Barnabas gibi bizim de Yehova’ya sunduğumuz hizmet, daima O’na ve insanlara duyduğumuz içten sevgiden kaynaklansın (Mat. 22:37-40).

PETRUS: ÖNCE BALIKÇI, SONRA COŞKULU BİR ELÇİ

Kutsal Yazılarda Petrus beş isimle tanıtılır. Bunlar İbranice Simeon, onun Yunancadaki karşılığı olan Simun, Petrus ve onun Sami dilindeki karşılığı olan Kifas’tır. O aynı zamanda iki ismin birlikte kullanılmasıyla Simun Petrus olarak da tanınır (Mat. 10:2; Yuhn. 1:42; Elçi. 15:14).

Elçi Petrus, elinde bir sepet balıkla.

Petrus evliydi. Erkek kardeşi ve kayınvalidesi de onun evinde yaşıyordu (Mar. 1:29-31). Petrus, Celile Gölünün kuzeyindeki Beytsayda kasabasından bir balıkçıydı (Yuhn. 1:44). O daha sonra Kefernahum yakınlarında yaşadı (Luka 4:31, 38). İsa’nın Celile Gölü kıyısında toplanan kalabalığa hitap ederken oturduğu tekne Petrus’undu. O konuşmadan hemen sonra Petrus, İsa’nın yönlendirmesiyle mucizevi şekilde balık tuttu. Bunun üzerine korkuyla İsa’nın ayaklarına kapandı, fakat İsa ona “Korkma artık. Bundan sonra insan yakalayacaksın” dedi (Luka 5:1-11). Petrus hem kardeşi Andreas’la hem de Yakup ve Yuhanna’yla balık avlıyordu. İsa’nın, takipçileri olmaları için yaptığı daveti kabul ettiklerinde dördü de balıkçılığı bıraktı (Mat. 4:18-22; Mar. 1:16-18). Petrus yaklaşık bir yıl sonra İsa’nın “elçiler” olarak seçtiği 12’lerin arasındaydı (Mar. 3:13-16).

İsa özel olaylarda kendisine eşlik etmesi için Petrus, Yakup ve Yuhanna’yı seçerdi. Onlar İsa’nın görünüm değişimine tanıklık ettiler, Yairus’un kızını dirilttiğini gördüler ve Getsemani bahçesinde üzüntüsünü paylaştılar (Mat. 17:1, 2; 26:36-46; Mar. 5:22-24, 35-42; Luka 22:39-46). Yine üçü ve Andreas, İsa’ya hazır bulunuşunun alametini sordular (Mar. 13:1-4).

Petrus açıksözlü ve coşkuluydu; bazen de düşünmeden davranırdı. Anlaşılan çoğu kez diğer elçilerden önce o konuşurdu. İncil kayıtlarında Petrus’un sözleri, diğer 11 elçinin sözlerinin toplamından daha çok geçer. Diğerleri sessiz kalırken Petrus sorular sorardı (Mat. 15:15; 18:21; 19:27-29; Luka 12:41; Yuhn. 13:36-38). İsa’nın, ayaklarını yıkamasına itiraz eden, sonra azarlanınca İsa’dan elleriyle başını da yıkamasını isteyen oydu (Yuhn. 13:5-10).

Petrus İsa’ya duyduğu büyük sevgi nedeniyle, onu acı çekip öldürülmesi gerekmediğine ikna etmeye çalıştı. İsa onu sağduyu eksikliği gösterdiği için kesin bir dille düzeltti (Mat. 16:21-23). Petrus, İsa’nın yeryüzündeki son gecesinde, diğer elçilerin hepsi İsa’yı bıraksa bile kendisinin bunu asla yapmayacağını söyledi. Düşmanları İsa’yı tutukladığında, Petrus cesaretinden dolayı İsa’yı kılıçla savundu ve sonra başkâhinin avlusuna kadar onun ardından gitti. Fakat orada Efendisini üç kez inkâr etti ve sonra ne yaptığının farkına varınca acı acı ağladı (Mat. 26:31-35, 51, 52, 69-75).

İsa’nın diriltildikten sonra Celile’de elçilerine ilk kez görünmesinden kısa süre önce, Petrus balık avlamaya çıkacağını söyledi ve diğer elçiler de ona katıldı. Petrus İsa’nın kıyıda durduğunu fark edince, hiç düşünmeden suya atladı ve kıyıya kadar yüzdü. İsa, elçileri için balık pişirdiği kahvaltıda Petrus’a kendisini “bunlardan”, yani önlerinde duran balıklardan daha fazla sevip sevmediğini sordu. İsa, Petrus’u balıkçılık işini büyütmektense, kendisini tamgün izlemeye teşvik ediyordu (Yuhn. 21:1-22).

MS 62-64 yıllarında Petrus, kalabalık bir Yahudi nüfusunun yaşadığı Babil’de (günümüzde Irak’ta) iyi haberi duyurdu (1. Pet. 5:13). Kendi adını taşıyan Tanrı ilhamı mektupların ilkini ve belki ikincisini de Babil’de yazdı. İsa, “elçi olarak sünnetlilere gitmesi için Petrus’a gerekli yetkiyi” vermişti (Gal. 2:8, 9). Petrus görevini şefkatle ve coşkuyla yerine getirdi.

YUHANNA: İSA’NIN SEVDİĞİ ÖĞRENCİ

Elçi Yuhanna, Zebedi’nin oğluydu ve elçi Yakup’un kardeşiydi. Annesinin adının Salome olduğu anlaşılıyor. Salome herhalde İsa’nın annesi Meryem’in kız kardeşiydi (Mat. 10:2; 27:55, 56; Mar. 15:40; Luka 5:9, 10). Dolayısıyla Yuhanna, İsa’nın akrabası olabilir. Onun zengin bir ailesi olduğu anlaşılıyor. Zebedi’nin balıkçılık işi, yanında adam çalıştıracak kadar büyüktü (Mar. 1:20). Salome İsa’ya eşlik etti, Celile’deyken ona hizmet etti, sonra da İsa’nın bedeninin gömülmeye hazırlanması için hoş kokulu otlar getirdi (Mar. 16:1; Yuhn. 19:40). Yuhanna’nın muhtemelen kendine ait bir evi vardı (Yuhn. 19:26, 27).

Elçi Yuhanna, elinde bir tomarla.

Vaftizci Yahya, İsa’ya bakıp “İşte, Tanrı Kuzusu” dediğinde, Andreas’ın yanında duran Yahya’nın öğrencisi herhalde Yuhanna’ydı (Yuhn. 1:35, 36, 40). Bundan sonra Zebedi’nin oğlu Yuhanna, anlaşılan Kana’ya kadar İsa’yla beraber gitti ve onun ilk mucizesinin görgü tanığı oldu (Yuhn. 2:1-11). Yazdığı İncil’de İsa’nın bundan sonra Yeruşalim, Samiriye ve Celile’de yaptıklarını anlatırken kullandığı canlı üslup ve verdiği ayrıntılar, Yuhanna’nın bu olaylara da tanıklık etmiş olabileceğini akla getiriyor. İsa onu takipçisi olmaya davet ettiğinde, tıpkı Yakup, Petrus ve Andreas gibi, o da balık ağlarını, teknesini ve geçim kaynağını hemen bıraktı; bu onun imanını kanıtlıyor (Mat. 4:18-22).

İncil kayıtlarında Yuhanna, Petrus kadar göze çarpmaz. Fakat onun da güçlü bir kişiliği vardı. İsa’nın ona ve erkek kardeşi Yakup’a “gök gürültüsü oğulları” anlamındaki Boanerces adını vermesi bunun kanıtıdır (Mar. 3:17). Başlangıçta Yuhanna ön planda olmayı o kadar çok istiyordu ki, o ve erkek kardeşi, annelerini İsa’ya gönderip ondan Krallığında ayrıcalıklı konumlar istediler. Bu istekleri bencilce olsa da, Krallığın gerçek olduğuna dair imanlarını kanıtlıyordu. Onların hırsı, İsa’ya alçakgönüllülüğün gereği konusunda tüm elçilerine öğüt verme fırsatı sağladı (Mat. 20:20-28).

Yuhanna, İsa’nın takipçisi olmayan bir kişinin onun ismiyle cinleri çıkarmasını engellemeye çalıştığında güçlü karakterini ortaya koydu. Başka bir olayda ise, İsa kendisi için bazı hazırlıklar yapılmasını isteyerek habercilerini bir Samiriye köyüne göndermişti. Köylüler olumlu karşılık vermediğinde, Yuhanna gökten ateş indirip bu köyü yok etme emri vermeye hazırdı. Bu tepkilerinden dolayı İsa onu azarladı. Anlaşılan zaman geçtikçe, Yuhanna başlardaki merhamet eksikliğini giderdi ve daha dengeli biri oldu (Luka 9:49-56). Ancak kusurlarına rağmen o, İsa’nın ‘sevdiği öğrencisiydi.’ Bu nedenle, İsa ölmek üzereyken annesi Meryem’i Yuhanna’ya emanet etti (Yuhn. 19:26, 27; 21:7, 20, 24).

İsa’nın bildirdiği gibi, Yuhanna diğer elçilerden uzun yaşadı (Yuhn. 21:20-22). O yaklaşık 70 yıl Yehova’ya sadakatle hizmet etti. Yaşamının sonuna doğru, Roma İmparatoru Domitianus’un saltanatı sırasında, ‘insanlara Tanrı’yı anlattığından ve İsa’ya şahitlik ettiğinden dolayı’ Patmos adasına sürgüne gönderildi. Yuhanna orada MS yaklaşık 96’da Vahiy kitabına kaydettiği görüntüleri gördü (Vah. 1:1, 2, 9). Geleneksel inanışa göre, Yuhanna serbest bırakıldıktan sonra Efesos’a gitti; orada kendi adını taşıyan İncil ile 1, 2 ve 3. Yuhanna olarak bilinen mektupları yazdı ve MS yaklaşık 100’de Efesos’ta öldü.

a Mabette sabah ve akşam kurbanları sunulurken dualar da edilirdi. Akşam kurbanı “dokuzuncu saatte”, yani öğleden sonra yaklaşık üçte sunulurdu.

b “Petrus: Önce Balıkçı, Sonra Coşkulu Bir Elçi” ve “Yuhanna: İsa’nın Sevdiği Öğrenci” başlıklı çerçevelere bakın.

c “Başkâhin ve Yüksek Kâhinler” başlıklı çerçeveye bakın.

d MS 33 yılında Yeruşalim’de herhalde sadece 6.000 Ferisi ile bundan daha az sayıda Saduki bulunuyordu. Bu durum, bu iki grubun İsa’nın öğretilerini kendileri için giderek daha büyük bir tehdit olarak görmesinin başka bir nedeni olabilir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş