Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • bt böl. 8 s. 60-67
  • Cemaat “Huzurlu Bir Döneme Girdi”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Cemaat “Huzurlu Bir Döneme Girdi”
  • Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “Neden Bana Zulmediyorsun?” (Elçiler 9:1-5)
  • “Saul Kardeş, . . . . Efendimiz İsa Beni Sana Gönderdi” (Elçiler 9:6-17)
  • “İsa’yı . . . . Duyurmaya Başladı” (Elçiler 9:18-30)
  • “Birçok Kişi Efendimize İman Etti” (Elçiler 9:31-43)
  • İsa Saul’u Seçiyor
    Kutsal Kitaptan Değerli Dersler
  • İsa’nın Takipçilerine Zulmeden Biri Büyük Işığı Görüyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2000
  • Şam Yolunda
    Mukaddes Kitap Öyküleri
  • Saul Eski Dost ve Düşmanlarıyla Karşılaşıyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2007
Daha Fazla
Tanrı’nın Krallığına Tam Anlamıyla Tanıklık Edin
bt böl. 8 s. 60-67

8. BÖLÜM

Cemaat “Huzurlu Bir Döneme Girdi”

Öğrencilere şiddetle zulmeden Saul Tanrı’nın gayretli bir hizmetçisi olur

Bu bölüm Elçiler 9:1-43’e dayanmaktadır

1, 2. Saul Şam’da ne yapmaya niyetliydi?

NEFRETLERİ yüzlerinden okunan yolcular Şam’a yaklaşıyordu. Niyetleri orada hain planlarını gerçekleştirmekti. Düşman oldukları İsa’nın öğrencilerini evlerinden zorla alacak, tutuklayacak, aşağılayacak ve Sanhedrin tarafından cezalandırılmaları için sürüyerek Yeruşalim’e getireceklerdi.

2 Grubun lideri olan Saul zaten bir kişinin öldürülmesinde rol oynamıştı.a Kısa süre önce, kendisi gibi fanatik dindarların İsa’nın sadık öğrencisi İstefanos’u taşlayarak öldürmesini onaylayarak izlemişti (Elçi. 7:57–8:1). Yeruşalim’deki İsa’nın takipçilerine zulmetmekle yetinmeyen Saul, zulüm dalgasını başka yerlere de yaymaya hazır bir provokatördü. O, “Yol” olarak tanınan bu baş belası mezhebin kökünü kazımak istiyordu. (Elçi. 9:1, 2; “Saul’un Şam’daki Yetkisi” başlıklı çerçeveye bakın.)

3, 4. (a) Saul’un başına neler geldi? (b) Hangi soruları ele alacağız?

3 Saul’un çevresini aniden parlak bir ışık sardı. Yol arkadaşları ışığı gördüler, fakat şaşkınlıktan konuşamadılar. Bir anda kör olan Saul yere düştü. Hiçbir şey göremez haldeyken, gökten bir sesin şöyle dediğini duydu: “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?” Hayretler içinde kalan Saul “Ey Efendim, sen kimsin?” diye sordu. Aldığı şu cevap onu derinden sarsmış olmalı: “Ben zulmettiğin İsa’yım” (Elçi. 9:3-5; 22:9).

4 İsa’nın Saul’a söylediği bu ilk sözlerden ne öğrenebiliriz? Saul’un, İsa’nın takipçisi olmasıyla ilgili olayları gözden geçirmekten nasıl yarar görebiliriz? Ve Hıristiyan cemaatinin, Saul’un İsa’nın takipçisi olmasından sonraki huzurlu dönemi değerlendirme tarzından hangi dersleri alabiliriz?

SAUL’UN ŞAM’DAKİ YETKİSİ

Saul yabancı bir şehirde İsa’nın takipçilerini tutuklama yetkisine nasıl sahip oldu? Sanhedrin ve başkâhin ahlaksal konularda tüm Yahudiler üzerinde nüfuz sahibiydi. Ayrıca suçluları ülkelerine iade etmenin de başkâhinin yetkileri arasında olduğu görülüyor. Dolayısıyla, başkâhinden gelen mektuplar Şam’daki havraların ihtiyarlarının Saul’la işbirliği yapmasını sağlayacaktı (Elçi. 9:1, 2).

Dahası Romalılar, Yahudilere kendi adli davalarına bakma hakkını vermişti. Bu durum, Yahudilerin elçi Pavlus’a nasıl beş kez “kırktan bir eksik değnek” vurabildiğini açıklıyor (2. Kor. 11:24). Apokrif bir eser olan Makabilerin birinci kitabında, bir Roma konsülünün Mısır kralı VIII. Ptolemaios’a MÖ 138’de yazdığı bir mektupta şunu talep ettiği belirtiliyor: “Bazı baş belası adamlar ülkelerinden [Yahudiye’den] size kaçtıysa onları başkâhin Simun’a teslim edin ki, bu adamları kendi kanunlarına göre cezalandırabilsin” (1. Makabiler 15:21). MÖ 47’de Julius Caesar, başkâhinin Yahudi gelenekleri konusunda ortaya çıkacak sorunları çözme yetkisi de dahil, daha önce verilmiş ayrıcalıklarının korunmasını onayladı.

“Neden Bana Zulmediyorsun?” (Elçiler 9:1-5)

5, 6. İsa’nın Saul’a söylediği sözlerden ne öğrenebiliriz?

5 İsa Saul’u Şam yolunda durdurduğunda “Neden öğrencilerime zulmediyorsun?” diye sormadı. Yukarıda da belirtildiği gibi, “Neden bana zulmediyorsun?” dedi (Elçi. 9:4). Öyleyse İsa, takipçilerinin yaşadığı sınavları kendi başından geçmiş gibi hissediyor (Mat. 25:34-40, 45).

6 İsa’ya imanınızdan dolayı baskı görüyorsanız, emin olun ki hem Yehova hem de İsa durumunuzu biliyor (Mat. 10:22, 28-31). Şimdilik sınavlar ortadan kalkmıyor olabilir. Fakat şunu unutmayın: İsa, İstefanos’un ölümünde Saul’un payı olduğunu biliyordu. Ayrıca Saul’un, sadık öğrencileri Yeruşalim’deki evlerinden sürüyerek çıkardığını da izlemişti (Elçi. 8:3). Buna rağmen, o sırada müdahale etmedi. Fakat Yehova, Mesih aracılığıyla İstefanos’a ve diğer öğrencilere sadık kalmaları için ihtiyaçları olan gücü verdi.

7. Zulme dayanabilmek için ne yapmalısınız?

7 Şunları yaparsanız siz de zulme dayanabilirsiniz: (1) Ne olursa olsun sadık kalmaya kararlı olun. (2) Yehova’dan yardım isteyin (Filip. 4:6, 7). (3) Öç almayı Yehova’ya bırakın (Rom. 12:17-21). (4) Yehova’nın sınavı ortadan kaldırana kadar size dayanma gücü vereceğine güvenin (Filip. 4:12, 13).

“Saul Kardeş, . . . . Efendimiz İsa Beni Sana Gönderdi” (Elçiler 9:6-17)

8, 9. Hananya görevi hakkında neler hissetmiş olabilir?

8 Saul’un “Ey Efendim, sen kimsin?” sorusunu cevapladıktan sonra İsa ona “Şimdi kalk, şehre gir; yapman gerekenler sana bildirilecek” dedi (Elçi. 9:6). Gözleri görmeyen Saul, Şam’da kalacağı yere götürüldü. Orada üç gün oruç tuttu ve dua etti. Bu sırada İsa o şehirde yaşayan Hananya isimli bir öğrenciye Saul’dan söz etti. Hananya Şam’daki “tüm Yahudilerin övgüyle söz ettiği” biriydi (Elçi. 22:12).

9 Hananya’nın yaşadığı karmaşık duyguları bir düşünün. Cemaatin başı olan diriltilmiş İsa Mesih onu özel bir görev için seçmişti ve onunla şahsen konuşuyordu. Bu gerçekten büyük bir onurdu, fakat aynı zamanda zor bir görevdi. İsa Saul’la konuşması gerektiğini söylediğinde Hananya şöyle cevap verdi: “Ey Efendim, bu adamın Yeruşalim’deki kutsal hizmetkârlarına ne kötülükler ettiğini birçok kişiden duydum. Burada senin adını anan herkesi tutuklamak üzere yüksek kâhinlerden yetki almıştır” (Elçi. 9:13, 14).

10. Hananya’ya davranış tarzından İsa hakkında ne öğreniyoruz?

10 İsa, kaygısını dile getirdiği için Hananya’yı azarlamadı. Fakat ona açık bir talimat verdi. Ayrıca bu sıra dışı görevi yapmasını neden istediğini açıklayarak ona değer verdiğini gösterdi. İsa, Saul hakkında şöyle dedi: “Bu adam, ismimi hem krallara ve İsrailoğullarına hem de milletlere bildirmek üzere benim için seçilmiş bir araçtır. İsmim uğrunda neler çekmesi gerektiğini ona açıkça göstereceğim” (Elçi. 9:15, 16). Hananya hemen İsa’ya itaat etti. Öğrencilere zulmeden Saul’u buldu ve ona şöyle dedi: “Saul kardeş, geldiğin yolda sana görünen Efendimiz İsa beni sana gönderdi ki, tekrar göresin ve kutsal ruhla dolasın” (Elçi. 9:17).

11, 12. İsa, Hananya ve Saul’la ilgili olaydan neler öğreniyoruz?

11 İsa, Hananya ve Saul’la ilgili olayı anlatan kayıttan birkaç gerçek ortaya çıkıyor. Örneğin İsa, kendisinin de daha önce söylediği gibi, duyuru işinin yönlendirilmesinde faal bir rol oynuyor (Mat. 28:20). O, bugün insanlarla doğrudan konuşmasa da, evin hizmetkârlarının başına atadığı sadık hizmetkâr aracılığıyla duyuru işini yönlendiriyor (Mat. 24:45-47). Müjdeciler ve öncüler, Yönetim Kurulunun yönlendirmesiyle Mesih hakkında daha fazla bilgi almak isteyenleri bulmak üzere sahalara gönderiliyor. Önceki bölümde söz edildiği gibi, bu kişilerin birçoğu Tanrı’nın rehberliği için dua etmiş ve sonra Yehova’nın Şahitleriyle karşılaşmışlardır (Elçi. 9:11).

12 Hananya görevi itaatle kabul etti ve Yehova onu destekledi. İyi habere tam anlamıyla tanıklık etme görevi sizi biraz kaygılandırsa da, bu emre itaat ediyor musunuz? Evden eve gitmek ve tanımadıkları kişilerle konuşmak bazılarını tedirgin edebilir. Başkalarına ise işyerlerinde, sokaklarda, telefonda ya da mektupla şahitlik etmek zor gelebilir. Hananya korkusunu yendi ve Saul’un kutsal ruhu almasına yardım etme onuruna sahip oldu.b O İsa’ya güvendiği ve Saul’u bir kardeş olarak gördüğü için başarılı oldu. Hananya gibi biz de duyuru faaliyetini İsa’nın yönlendirdiğine güvenir, insanlara duygudaşlık gösterir ve en ürkütücü kişileri bile gelecekteki kardeşlerimiz olarak görürsek korkularımızı yenebiliriz (Mat. 9:36).

“İsa’yı . . . . Duyurmaya Başladı” (Elçiler 9:18-30)

13, 14. Kutsal Kitabı inceliyorsanız fakat henüz vaftiz edilmediyseniz Saul’dan neler öğrenebilirsiniz?

13 Saul hemen öğrendiklerine uygun şekilde davrandı. İyileştikten sonra vaftiz edildi ve Şam’daki öğrencilerle görüşmeye, onlarla yakın bir dostluk kurmaya başladı. Fakat daha fazlasını da yaptı. “İsa’yı, onun Tanrı’nın Oğlu olduğunu havralarda vakit geçirmeden duyurmaya başladı” (Elçi. 9:20).

14 Kutsal Kitabı inceliyorsanız fakat henüz vaftiz edilmediyseniz, siz de Saul gibi kararlı olup öğrendiklerinize uygun şekilde hareket edecek misiniz? Saul’un Mesih’in yaptığı bir mucizeye bizzat tanık olduğu doğrudur ve kuşkusuz bu onun harekete geçmesine yardım etti. Fakat İsa’nın mucizelerine başkaları da tanık olmuştu. Örneğin bir grup Ferisi, İsa’yı bir adamın körelmiş elini iyileştirirken görmüştü; ayrıca çok sayıda Yahudi de İsa’nın Lazar’ı dirilttiğini biliyordu. Yine de onların birçoğu ilgisiz kaldı, hatta düşmanca davrandı (Mar. 3:1-6; Yuhn. 12:9, 10). Oysa Saul’un tutumu değişti. Peki o neden diğerlerinden farklı olarak olumlu karşılık verdi? Çünkü onun Tanrı korkusu insan korkusundan daha güçlüydü ve Mesih’in kendisine gösterdiği merhameti çok takdir etti (Filip. 3:8). Siz de iyi habere değer veriyorsanız, hiçbir şeyin duyuru faaliyetine katılmanızı ve vaftiz için yeterli hale gelmenizi engellemesine izin vermezsiniz.

15, 16. Saul havralarda ne yaptı? Şam’daki Yahudiler nasıl karşılık verdi?

15 Saul havralarda İsa’yı duyurmaya başladığında halkın arasında yaşanmış olabilecek şaşkınlık, şok ve öfke dalgasını gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? İnsanlar “‘Yeruşalim’de bu isimle yakaran herkesi kırıp geçiren . . . . adam bu değil mi?’ diye soruyorlardı” (Elçi. 9:21). Saul, İsa hakkındaki tutumunu neden değiştirdiğini açıklarken onun “Mesih olduğunu mantıklı kanıtlarla” gösteriyordu (Elçi. 9:22). Fakat mantık herkesi ikna etmez. Geleneklerine göre yaşamakta ısrar eden ya da gurur yüzünden değişmemekte direnen kişilerin düşünüşünü değiştiremez. Yine de Saul vazgeçmedi.

16 Üç yıl sonra Şam’daki Yahudiler Saul’la hâlâ mücadele ediyorlardı. Sonunda onu öldürmeye çalıştılar (Elçi. 9:23; 2. Kor. 11:32, 33; Gal. 1:13-18). Bu gizli plan öğrenildiğinde, Saul sağgörülü davrandı ve şehir duvarındaki bir açıklıktan küfe içinde indirilerek oradan ayrıldı. Luka o gece Saul’un kaçmasına yardım edenlerin onun “öğrencileri” olduğunu söylüyor (Elçi. 9:25). Bu ifadeden, Şam’da Saul’u dinleyenlerden hiç değilse bazılarının onun mesajına olumlu karşılık verdiği ve Mesih’in takipçisi olduğu anlaşılıyor.

17. (a) İnsanlar Kutsal Kitaptaki hakikate nasıl karşılık veriyor? (b) Ne yapmaya devam etmeliyiz? Neden?

17 Öğrendiğiniz güzel şeyler hakkında ailenizle, dostlarınızla ve başkalarıyla ilk kez konuşmaya başladığınızda, Kutsal Kitaptaki hakikatin yalın mantığını herkesin kabul edeceğini ummuş olabilirsiniz. Belki bazıları kabul etti ama birçoğu reddetti. Hatta kendi aile fertleriniz de size düşman gibi davranmış olabilir (Mat. 10:32-38). Ancak, Kutsal Yazıları kullanarak ikna yeteneğinizi geliştirmeye devam ederseniz ve İsa’nın takipçilerine özgü yaşayışınızı sürdürürseniz, size muhalefet edenler bile sonunda tutumlarını değiştirebilirler (Elçi. 17:2; 1. Pet. 2:12; 3:1, 2, 7).

18, 19. (a) Barnabas ne zaman Saul’a kefil oldu? Bunun nasıl bir sonucu oldu? (b) Barnabas ve Saul’u hangi yönlerden örnek alabiliriz?

18 Saul Yeruşalim’e geldiğinde, doğal olarak öğrenciler artık onun da İsa’nın bir takipçisi olduğuna inanamadılar. Ancak, Barnabas kefil olunca elçiler onu kabul etti ve Saul bir süre onlarla kaldı (Elçi. 9:26-28). Saul ihtiyatlıydı, fakat iyi haberden utanmıyordu (Rom. 1:16). O, İsa Mesih’in öğrencilerine karşı şiddetli bir zulüm başlattığı yer olan Yeruşalim’de iyi haberi cesaretle duyurdu. Yeruşalim’deki Yahudiler, önderleri olan bu adamın taraf değiştirdiğini anlayınca dehşete kapıldılar ve onu öldürmeye çalıştılar. Kayıt şöyle diyor: “Kardeşler bunu öğrenince, onu [Saul’u] Sezariye’ye getirip oradan Tarsus’a gönderdiler” (Elçi. 9:30). Saul, İsa’nın cemaat aracılığıyla sağladığı yönlendirmeye boyun eğdi. Bundan hem kendisi hem de cemaat yarar gördü.

19 Barnabas’ın Saul’a yardım etmek üzere inisiyatif kullandığına dikkat edin. Kuşkusuz onun bu nazik davranışı, Yehova’nın bu iki gayretli hizmetçisi arasında sıcak bir dostluğun gelişmesine yardım etti. Barnabas gibi siz de cemaatte yeni olanlara istekle yardım edip onlarla tarla hizmetinde çalışıyor ve ruhen gelişmelerine katkıda bulunuyor musunuz? Böyle yaparsanız bol bol nimet elde edeceksiniz. Eğer iyi haberin yeni bir müjdecisiyseniz, siz de Saul gibi sunulan yardımı kabul ediyor musunuz? Daha deneyimli müjdecilerle çalışırsanız hizmetteki beceriniz gelişir, sevinciniz artar ve ömür boyu sürebilecek dostluk bağları kurarsınız.

“Birçok Kişi Efendimize İman Etti” (Elçiler 9:31-43)

20, 21. Tanrı’nın hizmetçileri geçmişte ve bugün ‘huzurlu dönemlerden’ nasıl en iyi şekilde yararlandı?

20 Saul’un İsa’nın takipçisi olmasından ve şehirden güvenle ayrılışından sonra “cemaat tüm Yahudiye, Celile ve Samiriye’de huzurlu bir döneme girdi” (Elçi. 9:31). İsa’nın öğrencileri bu elverişli dönemi nasıl kullandı? (2. Tim. 4:2). Kutsal Kitap onların ‘güçlendiğini’ söylüyor. Cemaat “Yehova korkusuyla ve kutsal ruhun tesellisiyle” ilerlerken, elçiler ve diğer sorumlu kardeşler öğrencilerin imanlarını güçlendirip onlara önderlik ettiler. Örneğin, Petrus bu dönemi Şaron Ovasında bulunan Lidda şehrindeki öğrencileri kuvvetlendirmek için kullandı. Onun çabaları o bölgede yaşayan birçok kişinin “Efendimize” iman etmesine yol açtı (Elçi. 9:32-35). Öğrenciler başka uğraşlara dalmadılar, kendilerini birbirleriyle ilgilenmeye ve iyi haberi duyurmaya verdiler. Sonuç olarak cemaat ‘sayıca çoğalıyordu.’

21 Birçok ülkedeki Yehova’nın Şahitleri 20. yüzyılın sonuna doğru buna benzer “huzurlu bir döneme” girdi. Tanrı’nın toplumuna yıllardır baskı yapan yönetimler aniden sona erdi ve duyuru faaliyetiyle ilgili belirli yasaklar ya hafifletildi ya da tamamen kaldırıldı. On binlerce Şahit iyi haberi açıkça duyurma fırsatına sahip oldu ve etkileyici sonuçlar elde edildi.

22. Sahip olduğunuz özgürlükten nasıl en iyi şekilde yararlanabilirsiniz?

22 Siz sahip olduğunuz özgürlükten yararlanıyor musunuz? Dinsel özgürlüğün olduğu bir ülkede yaşıyorsanız Şeytan sizi Yehova’ya hizmet etmek yerine maddi zenginliklerin peşinde koşmanız için ayartmak isteyecektir (Mat. 13:22). Dikkatinizin dağılmasına izin vermeyin. Şimdi nispeten huzurlu bir dönemde yaşıyorsanız bundan en iyi şekilde yararlanın. Bu dönemi, iyi habere tam anlamıyla tanıklık etmek ve cemaati güçlendirmek üzere bir fırsat olarak görün. Unutmayın, koşullarınız birdenbire değişebilir.

23, 24. (a) Tabita’yla ilgili kayıttan hangi noktaları öğreniyoruz? (b) Neye kararlı olmalıyız?

23 Şimdi, Tabita ismindeki bir öğrencinin başına neler geldiğine bakalım.c O, Lidda şehrine yakın bir kasaba olan Yafa’da yaşıyordu. Bu sadık kadın, zamanını ve maddi olanaklarını “pek çok kişiye iyilik edip sadaka” vererek hikmetle kullanıyordu. Fakat aniden hastalanıp öldü. Ölümü Yafa’daki öğrenciler arasında, özellikle de iyilik ettiği dul kadınlar arasında büyük üzüntüye yol açtı. Petrus cenaze hazırlıklarının yapıldığı eve geldiğinde, İsa Mesih’in elçilerinin daha önce hiç yapmadığı bir mucize yaptı. Dua etti ve sonra Tabita’yı diriltti! Petrus dul kadınları ve diğer öğrencileri tekrar odaya çağırıp onlara dirilen Tabita’yı gösterdiğinde, yaşadıkları sevinci gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Bu olaylar, ileride karşılaşacakları sınavlar için onları gerçekten güçlendirmiş olmalı! Bu mucize doğal olarak “bütün Yafa’da duyuldu ve birçok kişi Efendimize iman etti” (Elçi. 9:36-42).

Bir hemşire engelli ve yaşlı bir hemşireye çiçek veriyor.

Tabita’yı nasıl örnek alabilirsiniz?

24 Tabita’yla ilgili bu etkileyici kayıttan şu iki önemli noktayı öğreniyoruz: (1) Yaşam gelip geçicidir. O nedenle, hâlâ fırsatımız varken Tanrı’nın önünde iyi bir ad yapmamız gerçekten çok önemlidir (Vaiz 7:1). (2) Dirilme ümidi kesindir. Yehova, Tabita’nın yaptığı iyilikleri fark etti ve onu ödüllendirdi. Eğer yaşamımız Armagedon’dan önce sona ererse, O emeğimizi hatırlayacak ve bizi diriltecek (İbr. 6:10). Öyleyse şu an ister ‘sıkıntılı bir dönemde’ yaşıyor, isterse de “huzurlu bir dönem” geçiriyor olalım, Mesih’e tam anlamıyla tanıklık etme işinde sebat edelim (2. Tim. 4:2).

FERİSİ SAUL

Elçilerin İşleri kitabında İstefanos’un taşlanması anlatılırken söz edilen ‘Saul adlı genç’ Tarsusluydu. Anadolu’nun güneyinde yer alan Tarsus, Roma’nın Kilikya eyaletinin başkentiydi (Elçi. 7:58). O şehirde büyük bir Yahudi topluluğu yaşıyordu. Saul yazılarında kendinden şöyle bahseder: “Sekiz günlükken sünnet edildim, İsrail soyundanım, Benyamin kabilesindenim; İbrani ana babadan doğmuş bir İbraniyim; kanun derseniz, bir Ferisiydim.” O dönemde bir Yahudi için böyle bir aileden gelmek büyük ayrıcalıktı (Filip. 3:5).

Ferisi Saul.

Saul’un memleketi, Yunan kültürünün merkezi olan büyük ve zengin bir ticaret şehriydi. O Tarsus’ta büyüdüğünden Yunanca biliyordu. İlköğrenimini muhtemelen bir Yahudi okulunda tamamladı. Büyüdüğü yöreye özgü bir el sanatı olan çadırcılığı öğrendi. Saul bu mesleği büyük ihtimalle henüz gençken babasından öğrenmişti (Elçi. 18:2, 3).

Elçilerin İşleri kitabı Saul’un bir Roma vatandaşı olarak doğduğunu da gösterir (Elçi. 22:25-28). Bu, onun atalarından birinin bu ayrıcalığı kazandığı anlamına gelir. Saul’un ailesinin Roma vatandaşlığını nasıl elde ettiği bilinmiyor. Durum ne olursa olsun, bu ayrıcalık onları yaşadıkları eyaletteki seçkin sınıfın içine sokmuştu. Böylece, Saul’un geçmişi ve eğitimi onun üç kültürü de (Yahudi, Yunan ve Roma) tam olarak kavramasını sağladı.

Saul eğitimine devam etmek üzere 840 kilometre uzaktaki Yeruşalim’e gittiğinde herhalde henüz 13 yaşına bile gelmemişti. O bu şehirde Ferisi gelenekleri konusunda saygın bir öğretmen olan Gamaliel’in dizinin dibinde öğrenim gördü (Elçi. 22:3).

Bugünkü üniversite öğrenimiyle eşdeğer olan bu ek eğitim, hem Kutsal Yazıları hem de Yahudilerin sözlü kanununu öğrenmeyi ve ezberlemeyi kapsıyordu. Gamaliel’in başarılı bir öğrencisinin önünde parlak bir kariyer olurdu; Saul’un da tam böyle bir öğrenci olduğu anlaşılıyor. Çünkü o daha sonra şunları yazdı: “Yaşıtım olan soydaşlarımın birçoğuna oranla, Yahudilikte daha çabuk ilerliyordum, çünkü atalarımın geleneklerinin ateşli bir savunucusuydum” (Gal. 1:14). Saul’un Yahudi geleneklerinin ateşli bir savunucusu olması, doğal olarak onu yeni kurulan Hıristiyan cemaatine zulmetmesiyle tanınan biri haline getirdi.

TABİTA: ‘PEK ÇOK KİŞİYE İYİLİK ETTİ’

Tabita muhtaç birine yardım ediyor.

Tabita bir liman kenti olan Yafa’daki cemaatin bir üyesiydi. İman kardeşleri onu çok seviyordu çünkü “pek çok kişiye iyilik edip sadaka vermiş bir kadındı” (Elçi. 9:36). Yahudiler ile başka milletlerden olanların bir arada bulunduğu bölgelerde yaşayan her Yahudi gibi, Tabita’nın da iki ismi vardı: Biri İbranice ya da Aramice, diğeri ise Yunanca veya Latinceydi. Yunanca ismi Dorkas’ın Aramicedeki karşılığı Tabita’ydı. Bu isimlerin her ikisi de “Ceylan” anlamına gelir.

Anlaşılan Tabita hastalanıp aniden öldü. Âdet gereği cenaze için bedeni yıkandı. Muhtemelen kendi evinin üst katındaki bir odaya kondu. Ortadoğu’nun sıcak iklimi nedeniyle cenaze ya kişinin öldüğü gün ya da ertesi gün kaldırılırdı. Yafa’daki Hıristiyanlar elçi Petrus’un yakındaki Lidda’da olduğunu işitmişlerdi. İki şehir arasında 18 kilometre, yani yürüyerek dört saatte katedilebilecek bir mesafe olduğundan, Petrus’un Tabita gömülmeden önce Yafa’ya gelmesi için yeterince vakit vardı. Bu nedenle cemaat Petrus’a gecikmeden gelmesini söylemek üzere iki adam gönderdi (Elçi. 9:37, 38). Bir bilgin şunu söylüyor: “Eskiden Yahudilikte haberciler ikişer ikişer yollanırdı. Bunun bir nedeni, onlardan birinin diğerinin tanıklığını onaylayabilmesiydi.”

Peki Petrus geldiğinde neler oldu? Kayıtta şöyle anlatılıyor: “Onu üst kattaki odaya çıkardılar. Bütün dul kadınlar yanına geldiler; Ceylan’ın hayattayken diktiği gömlekleri ve elbiseleri göstererek ağlıyorlardı” (Elçi. 9:39). Cemaatindekilerin Tabita’yı sevmelerinin bir nedeni, bu kadının onlar için her zaman bir şeyler dikmesiydi. Tabita iç gömlekler ve bunların üzerine giyilecek kaftanlar dikiyordu. O, dikiş malzemelerinin tümünün maliyetini kendisi mi karşılıyordu, yoksa sadece el emeği mi ona aitti, bu belirtilmez. Durum ne olursa olsun, Tabita yaptığı iyilikler ve verdiği ‘sadakalar’ nedeniyle seviliyordu.

O üst kattaki odada gördükleri Petrus’u etkilemiş olmalı. Kutsal Kitap bilgini Richard Lenski’ye göre “Buradaki yas, Yairus’un evinde görülenlerden çok farklıydı”, çünkü Yairus’un evinde “yas için parayla tutulmuş velveleci kadınlar ve kavalcılar vardı.” Fakat Lenski, Petrus’un gördüklerinin ‘o evdeki gibi sahte bir yas olmadığını’ söylüyor (Mat. 9:23). Tabita için duyulan keder çok içtendi. Tabita’nın kocasından hiç söz edilmemesi, birçoklarının onun bekâr olduğu sonucuna varmasına yol açar.

İsa elçilerini görevlendirdiğinde, onlara ‘ölüleri diriltme’ gücü de vermişti (Mat. 10:8). Petrus, Yairus’un kızının diriltilmesi de dahil, İsa’nın böyle mucizeler yaptığını görmüştü; fakat Elçilerin İşleri kitabındaki bu bölüme kadar elçilerin birini dirilttiğine dair hiçbir kayıt yoktur (Mar. 5:21-24, 35-43). Petrus üst kattaki odada bulunanları dışarı çıkardı, ardından hararetle dua etti ve bunun sonucunda Tabita gözlerini açtı, doğrulup oturdu. Petrus kutsal kişilere ve dul kadınlara, dirilen sevgili Tabita’larını gösterdiğinde Yafa’daki iman kardeşleri ne kadar sevinmiş olmalı! (Elçi. 9:40-42).

a “Ferisi Saul” başlıklı çerçeveye bakın.

b Genelde kutsal ruh armağanları elçiler aracılığıyla veriliyordu. Fakat bu sıra dışı durumda, ruhtan kaynaklanan yetenekleri Saul’a vermesi için İsa’nın Hananya’yı yetkilendirdiği görülüyor. Saul, İsa’nın takipçisi olduktan sonra uzun bir süre 12 elçiyle irtibat kurmadı. Fakat muhtemelen o dönemde faaldi. Belli ki İsa, Saul’un duyuru görevini yerine getirmek üzere gerekli güce sahip olduğunu açıkça gördü.

c “Tabita: ‘Pek Çok Kişiye İyilik Etti’” başlıklı çerçeveye bakın.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş