Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w80 1/5 s. 44-48
  • Dağdaki Vaız—“Kaygı Çekmeyin”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Dağdaki Vaız—“Kaygı Çekmeyin”
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Benzer Malzeme
  • Maddi Şeyler İçin Değil Krallık İçin Uğraş Verin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2016
  • Yarını Düşünerek Yaşayın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2007
  • Kaygı Çekmeyin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2016
  • Hazinen Nerededir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
w80 1/5 s. 44-48

Dağdaki Vaız—“Kaygı Çekmeyin”

İSA materyalizmden kaçınmakla ilgili nasihatler verdikten sonra, dinleyicilerine yaşamak için gerekli olan şeyleri elde etmek için gereksiz endiyeşe kapılmaktan sakınmalarını öğütledi: “Bunun için size diyorum: Ne yiyeceksiniz, yahut ne içeceksiniz, diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için de kaygı çekmeyin. Hayat yiyecekten ve beden giyecekten daha üstün değil midir?”—Mat. 6:25a

“Bunun için”, yani bir kimse ‘hem Tanrı’ya hem zenginliğe, ikisine birden kulluk edemeyeceğinden’ İsa’nın şakirtleri de günlük ihtiyaçlarını karşılamak için fazla kaygılara kapılmaktan kaçınmalıydılar. (Mat. 6:24) Tanrı’nın Oğlu insanların yiyecek ve giyecek elde etmekle ilgili sorumluluk hissetmelerini ve bunun için gayretle çalışmalarını engellemek istemedi. (Vaiz 2:24; Efes. 4:28; II. Sel. 3:10-12) Fakat bu tür ihtiyaçları elde etmek için ‘kaygı çekmeğe’ gerek yoktur. ‘Hayat ve beden’ (ki burada tümüyle bir kişiyi temsil ediyor) yiyecek ve giyecekten çok daha önemlidir. Mademki Tanrı insanlara fiziksel bir hayat bahşetti, muhakkak ki O, tapıcılarının hayatlarını sürdürebilmek için gerekli olan şeyleri bulmalarını da temin edebilir.

İsa, bu noktayı bir meselle aydınlattı: “Gökün kuşlarına bakın, onlar ne ekerler, ne biçerler, ne de ambarlara toplarlar; ve semavî Babanız onları besler.”—Mat. 6:26a.

Başımızın üzerinde serbestçe uçan “göğün kuşları” tarımla ilgili hiçbir emek sarf etmezler. Buna rağmen Tanrı onların yeterince yiyecek bulmalarını sağlar. (Eyub 38:41; Mezmur 147:9 ile karşılaştır.) Kuşlar ‘bakılması’ [dikkatle gözlenmesi, YD) gereken yaratıklardı, yani onların üzerinde cidden durulması gerekiyordu. İsa’nın dinleyicileri olan Yahudiler, özellikle İsrailliler Tanrı’nın ahit kavmi olarak “seçilmiş” olduklarından Tanrı’dan semavî Babaları diye bahsedebilirlerdi. (Tesn. 7:6) İsa onları göğün kuşları ile karşılaştırarak şöyle sordu: “Siz onlardan daha değerli değil misiniz?” (Mat. 6:26b) Eğer Tanrı uçan kuşlara gerekeni sağlıyorsa, tapıcıları için ne kadar daha çoğunu sağlar!

Hayatın ihtiyaçlarını temin etmek için gereğinden fazla kaygı çekmenin faydasızlığını gösterirken İsa şöyle devam etti: “Sizden kim kaygı çekmekle boyunun ölçüsüne bir arşın katabilir? (Mat. 6:27) Mukaddes Yazılar insanın ömrünü çok defa bir yola benzeterek “günahkârların yolu” ve “düz yol” gibi ifadeler kullanır. (Mezm. 1:1; Sül. Mes. 27:11) Günlük ihtiyaçlar için kaygı çekmek bir kimsenin ömrünü bir an kadar, söz gelimi “bir arşın” bile uzatamaz. Gereksiz kaygı, insanlara yararlı olmaktan ziyade, sağlığa zarar verebilir ve hatta hayatı bile kısaltabilir.

İsa, daha sonra şöyle diyerek ikinci bir mesel sundu: “Ve niçin esvaptan ötürü kaygı çekiyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüklerine iyi bakın; ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler; size derim: Süleyman bile, bütün izzetinde bunlardan biri gibi giyinmiş değildi.”—Mat. 6:28, 29.

“Kır zambakları”nın içine herhalde Galile yörelerinde görülen ve çarpıcı renkleri olan bazı çiçekler de dahildi. Hastings’in A Dictionary of the Bible (Bir Mukaddes Kitap Sözlüğü) adlı kitap şöyle demektedir:

“Bütün bunlar ekinlerin arasında büyürler, hatta boyları bazen onları da geçer ve geniş tarlaları pembemsi mor renginden koyu menekşe moruna ve maviye kadar gerçekten şahane tonlardaki renklere bürünürler. Her kim, Galile’nin buğday tarlaları arasında durup da biçilmemiş başakların üstünden bu çiçeklerin küme küme sağa sola sallanan göz alıcı durumlarını görmüşse, Kurtarıcımızın ima ettiği şeyi derhal anlayacaktır. . . . Hatta ‘kır zambakları’ teriminden sadece yabani kır otlarını anlasak bile, onlar da aynı söze dahil olabilirler. O zaman Kurtarıcımızın bu karşılaştırması zambak ismi altında tanınan sayısız yabani kır otunun şahane renk ve şekillerine atfeden ‘bütünleşmiş bir fotograf’ gibi olur.”

Bu çiçeklerin “nasıl büyüdüklerine” bakan bir kimse onların insanlar gibi giysiler imal etmek için gerçekten ne ‘çalıştıklarını’ ne de ‘iplik eğirdiklerini’ görürler. Buna rağmen bu kır zambakları insanların hiçbir giysisinin, hatta Kral Süleymanınki gibi güzellikleri ile nam salmış giysilerin bile olamayacağı kadar süslü ‘giydirilmiştir.’—II. Tar. 9:15-21.

Bu meseldeki “derse” gelince, İsa şunları söyledi: “Fakat bugün mevcut olup yarın fırına atılan kır otunu Allah böyle giydirirse, sizi daha çok giydirmez mi, ey az imanlılar?”—Mat. 6:30.

“Kır otu”na İsa’nın bahsetmiş olduğu çicekler de dahildir. Filistin’in sıcak yazlarında bu bitkiler iki gün kadar kısa bir sürede solarlardı. Kurumuş çicek sapları ve otlar, ekmek fırınlarında yakılmak üzere toplanırdı. Mademki Tanrı bu kadar çabuk solan bir bitkiyi böylesine güzel “giydiriyor”, İsa’nın sorusu çok yerindedir: “Sizi daha çok giydirmez mi, ey az imanlılar?” Tanrı’nın hizmetçileri çiçeklerden çok daha önemlidirler. İhtiyacı hissedilen giyecekler için aşırı kaygılanmak “az iman” göstermenin bir belirtisi olmaktadır.(b)

İsa devamen şöyle dedi: “İmdi, Ne yiyeceğiz? yahut: Ne içeceğiz? yahut: Ne giyeceğiz? diye kaygı çekmeyin. Çünkü Milletler bütün bu şeyleri ararlar; çünkü semavî Babanız bütün bu şeylere muhtaç olduğunuzu bilir.”—Mat. 6:31, 32.

İsa, Dağdaki Vaız’ında üçüncü keredir ki “milletlere” veya İsrailli olmayanalara değinerek bir kıyaslama yapmaktadır. (Mat. 5:47; 6:7’ye bak) Onların Tanrı ile hiçbir ilişkileri yoktu ve hayatlarını maddi şeyler ve bedeni zevkler üstüne kurmuşlardı. Öyleyse, Tanrı’nın hizmetçileri O’nun hayati ihtiyaçlarını temin etmeyi başaracağından veya buna istekli olduğundan şüphe ederlerse, onlar tıpkı “dünyada Allahsız” olan milletlerden gelen kimseler gibi olacaklardı.—Efes. 2:11, 12.

Yüce Tanrı kendi kavminin ihtiyaçlarını bildiği için, İsa’nın dinleyicilerinin, onun ayrıca şu nasihatlerine dikkat etmeleri iyi olur: “Önce krallığını ve O’nun adaletini aramaya devam edin ve bütün bu diğer şeyler size ilave edilecektir.”—Mat. 6:33. YD.

İsa’nın şakirtleri onu Mesih olarak kabul etmişlerdi ve bu durum onlara Tanrı’nın semavi Mesihî hükümetinin veya “krallığının” bir kısmı olma yolunu açmıştı. (Luka 22:28-30; Yuh. 14:1-4; Dan. 7:13, 14, 18, 22, 27) Onlar bunu “önce” aramalı, hayatlarında en çok ilgilendikleri şey halinde tutmaya devam etmeliydiler. Ayrıca Tanrı’nın Mesihine iman etmek ve Tanrı’nın diğer emirlerine uygun davranmakla “O’nun [yani Tanrı’nın] adaletini” aramalıydılar. Tabii ki bu, hiçbir zaman dinsel kuralları yerine getirmenin ve iyi işler yapmanın Tanrı’yı birini bereketlemeye mecbur ettiği düşüncesiyle yapılmamalıdır. Tanrı’nın indinde değerli olan adalet, O’nun insanlık için yaptıklarına karşı takdir ve sevgi ile dolup taşan yüreklerden kaynaklanmaktadır. (Romalılar 10:3; I. Yuhanna 4:19’a bak) Tanrı’ya tapınmayı hayatlarında gerçekten ön plana koyan kimseler, tapındıkları lütfedici Tanrı tarafından gündelik “bütün” ihtiyaçlarının artırılacağına emin olabilirler.

İsa, “bundan dolayı, yarın için kaygı çekmeyin;” diye devam etti, “zira yarınki gün kendisi için kaygı çekecektir. Kendi derdi güne yeter.” (Mat. 6:34) Her günün kişiyi bir derece hüsrana götüren kendine göre güçlükleri vardır. Gündelik zorluklar çok defa aniden doğar ve bunlar insanın kontrolü dışındaki sebeplere bağlıdırlar. (Vaiz 9:11 ile karşılaştır.) Tanrı’nın hizmetçilerinin böyle zorluklara “kendi derdi güne yeter” diye bakmaları ve yalnız o günün zorluklarını karşılamaları gerekir. Meseleleri düzeltmekten ziyade, gelecek gün için kaygılanmak Tanrı’ya karşı bir iman eksikliği demektir ve şimdiki günün “derdi” ile başa çıkmayı daha da güçleştirir.

[Dipnotlar]

a İsa’nın bu makalede konu edilen va’zı (Mat. 6:25-34) az bir farkla Luka 12:22-31’de de geçmektedir. Luka’daki kayıt, Galile’de yapılan Dağdaki Vaız’dan takriben bir yıl sonra, İsa’nın Yahudiye’de daha sonraları yaptığı vaizliği zamanına rastlar. İsa, herhalde bu nasihatini tekrar etmeyi uygun gördü.

b İsa “az imanlı” ifadesini yalnızca kendi şakirtlerine atfen kullanmıştır. Bu, ayrıca Matta 8:26; 14:31; 16:8 ve Luka 12:28’de görülebilmektedir. Bu ifade Hahamlığın yazılarında da geçmektedir ki, bu onun iyi bilindiğine işaret eder. Örneğin, Babylonlan Talmud (Babil Talmudu) kitabı şunu anlatır: “Haham Büyük Eliezer şöyle beyan ediyor: Sepetinde bir parça ekmeği olup da ‘yarın ne yiyeceğim?’ diyen, ancak az imanlı olan kimselerdendir.”

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş