Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w80 1/7 s. 40-45
  • “Zayıflara Yardım Etmelisin”

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • “Zayıflara Yardım Etmelisin”
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ZAYIF OLANLARA KARŞI YANLIŞ GÖRÜŞLER ONLARA YARDIMCI OLUNMASINA ENGEL OLUR
  • ZAYIFLARA NASIL YARDIM EDEBİLİRİZ?
  • CEMAATLE İLİŞKİSİ OLAN HER FERT DEĞERLİDİR
  • ‘Zayıflara Yardım Edin’
    Yehova’ya Hamt İlahileri Söyleyin
  • ‘Zayıflara Yardım Edin’
    Yehova’ya İlahi Söyleyin
  • ‘Birbirinize Sevginiz Olsun’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2003
  • Zayıflara Yardım Edelim
    Yehova’ya Sevinçle İlahi Söyleyin
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
w80 1/7 s. 40-45

“Zayıflara Yardım Etmelisin”

“EN UYGUN olanın artakalması”—kuvvetli olan zayıf olanı yok ederek yaşar. Bu ne kadar soğuk ve zalim bir düşünce, değil mi? Gelişmeye neden olduğunu iddia eden evrim kuramının taraftarları bu soruya “hayır gerçekte iyi ve yararlı bir şey” diye cevap verirler. Buna rağmen bu insanların bile birçoğu Aldolf Hitler yönetimindeki Nazi Almanyasının bu “kanunu”, zayıf ve değersiz saydıkları hemcinslerine karşı uygulamaya çalıştığını öğrenince derin bir şekilde sarsılmışlardır.

İnsanları zayıf olanlara iyilikle bakılıp onların ezilmemesi ve yok edilmemesi gerektiğine ikna edebilmek için böyle dehşet verici gösteriye mi gerek var? Böyle bir gösteri, zayıfa karşı pasif veya hoşgörülü olmaktan çok uzak olduğundan Mukaddes Kitaba gerçek saygıya sahip olan insanlar için gereksizdir. Tanrı’nın Sözü böyle zayıf insanlara karşı merhametlidir. Onlara destek ve yardımcı olunmasını ve kuvvetlendirilmelerini emreder. (Res. İşl. 20:35; I. Sel. 5:14) Otoriteler ve kuruluşlar da zayıflara acınılmasını savunmuyorlar mı? Evet, fakat Mukaddes Kitap, zayıf olanların ihtiyaçlarına devamlı bakılmasını sağlayabildiği için bu konuda tektir.

Mukaddes Kitabın, zayıflara destek olmak üzere insanları harekete geçirme yeteneği onun gerçek sevgi, alçak gönüllülük ve iman meydana getirebilme gücü ile yakından ilgilidir. Zayıf olanlara devamlı şekilde yardım etmek için bu niteliklere gerek vardır, çünkü zayıflar, kuvvetli olanlar gibi kendilerine yardımcı olanlara mükâfat veremez veya yaptıklarının karşılığında onlara bir şey ödeyemezler. (Luka 14:12-14) Ayrıca, Mukaddes Kitap, zayıflara yardımcı olmanın Tanrı’yı ve Mesih’i sadece memnun etmekle kalmayıp aynı zamanda onların lütfunu kazanmak için gerekli olduğuna dair okuyucusunu ikna eder. Nakâmil olduğumuz için hepimizin Tanrı’nın ve Mesih’in yardımına ihtiyaç duyduğumuz zayıflıklarımız vardır. (İbr. 4:15, 16) Başkalarının zayıflıklarına yardımcı olmazsak, onların bizim zayıflıklarımıza yardım etmelerini bekleyebilir miyiz?—Matta 6:14, 15 ile karşılaştır.

ZAYIF OLANLARA KARŞI YANLIŞ GÖRÜŞLER ONLARA YARDIMCI OLUNMASINA ENGEL OLUR

Zayıf olanlara yardımcı olmakta en büyük engel, daha kuvvetli olanın, diğerinin zayıflıklarını kendisininkinden daha iyi gördüğü zaman ortaya çıkar. Hatta bir kimsenin zayıflığı başkalarının zihnini o kadar meşgul edebilir ki o olumsuz bir kişi olarak görülmeye başlar.

O zaman zayıf olana yardımcı olunmaz ve kuvvetli olanlar, ona yardımcı olmamakta haklı olduklarını zannedebilirler. Bununla beraber Mukaddes Yazılar, insan hayatındaki birçok istenmeyen durumun onları tasvip etmeyerek yardımcı olmamak değil, tam tersine yardımcı olmak gereken zayıflıklardan ileri geldiğini takdir etmemizi sağlar.

Buna bir örnek Mukaddes Yazıların fakir olanlara verdiği dikkattir. Meselelere objektif şekilde bakan bir kişi, genellikle fakir insanların iyi kararlar almakta zayıf olduklarından ister istemez bunun sonuçlarını çekeceklerini düşünebilir. Merhametli bir kişi ise iyi karar vermekte eksik olmasına veya zayıflıkların rol oynamasına rağmen fakir bir kimseyi yardım edilmeğe layık görecektir. Tanrı’nın bu konudaki kanunu kesindi: “Ve eğer kardeşin fakir düşer ve senin yanında [malî yönden, YD] zayıf olursa, ona yardım edeceksin; . . . . Ben Kenân diyarını size vermek, ve size Allah olmak için, sizi Mısır diyarından çıkaran Allahınız Yehova’yım (YD).” “Yüreğini katılaştırmıyacaksın, ve fakir kardeşine elini kapamıyacaksın.”—Lev. 25:35-38; Tesn. 15:7.

İsrailliler, Mısır’dan hiç bir zaman kendi güçleriyle kaçamaz ve Kenan’ı alamazlardı. Onlar zayıftılar ve Yehova’nın Yardımına ihtiyaçları vardı. Maddi zenginlikler kazanmış bir İsraillinin, Tanrısının örneğini takip etmeyerek mali yönden zayıf olan kardeşine yardım etmemesi ne kadar yakışık almayan bir davranıştı! Zayıf olana karşı almış olduğu tavrı Yehova’nın nasıl karşılayacağını bilerek Tanrı’dan hikmetli bir şekilde korkmalıydı! Tamahkâr bir tavır kendisi için günah teşkil edecekti. Öte yandan cömertçe davranırsa, Yehova, onun üzerine aldığı ve yaptığı her işi bereketleyecekti.—Tesn. 15:8-11.

İlk Hıristiyan cemaatinde diğerinin yardımına ihtiyacı olanlar sadece maddi yardıma ihtiyacı olanlar değildi. Pavlus, Selanik cemaatine yazdığı zaman, sadece ihtiyarlara değil bütün kardeşlere, her türlü ihtiyaca etkin şekilde karşılık verme sorumluluğunu yüklemişti: “Ey kardeşler, sizi buna teşvik ederiz, nizamsızlara nasihat edin, yüreksizleri teselli edin, zayıflara destek olun, bütün insanlara karşı tahammül edin.” (I. Sel. 5:14) Pavlus, diğer mektuplarında vicdanı zayıf olanların durumunu geniş bir şekilde müzakere eder. Bu kimselerin de dikkate alınmaları gerekirdi. (Rom. 14. Bap. I. Kor. 8. Bap) Evet, ilk Hıristiyanlar arasında çeşitli zayıflıkları olanlar vardı, fakat hepsi anlayış ve yardım görmeliydiler.

Kuvvetli bir kişiye, insanların kendisine yüksekten bakmaları veya kendisinden kaçmaları zor gelir. Bu şeylerle karşılaşan zayıf insanlara şüphesiz bu ne kadar daha zor gelir! Zayıf bir kişi olmamasına rağmen Davud hayatında böyle zor bir devre geçirdi: “Bana acı, ya Yehova (YD) çünkü sıkıntıdayım; gözüm, canım, ve içim kederden kuruyor. . . . Günahım yüzünden kuvvetim düşüyor, ve kemiklerim kuruyor. Bütün hasımlarımdan ötürü yüzkarası, oldum; beni dışarda görenler benden kaçtılar. Yürekten uzak bir ölü gibi unutuldum; . . . . Fakat ben sana güvendim, ya Yehova (YD); Allahım sensin, dedim, vakitlerim senin elindedir.” (Mezm. 31:9-15) Davud, kardeşlerinin, yardımına gelecekleri yerde onların kendisinden kaçtıklarını fark etti. O, sadece Tanrı’dan destek gördü.

Zayıf bir insanın bu davranışlarla karşılaşmasının nedeni ne olabilir? Nedenlerden biri, bir başkasının onunla ilgili olumsuz görüşünün, bizim onun hakkındaki düşüncelerimizi etkilemesine müsaade etmemizdir. Başka bir neden zayıflığı kötülükle karıştırmak olabilir. Ferisiler bu iki yönden de yanılmışlardı. Sadece zayıf değil günahkâr da saydıkları insanlarla vakit geçirdiği için kendisine söylediklerinde İsa onlara şu cevabı vermişti: “Sağlam [kuvvetli] olanlar değil, ancak hasta olanlar hekime muhtaçtırlar. Fakat siz gidin de: ‘Ben kurban değil, merhamet isterim,’ sözünün ne demek olduğunu öğrenin. Çünkü ben salihleri değil, ancak günahkârları çağırmaya geldim.”—Mat. 9:12, 13; Mar. 2:17.

Birinin müşareketten kesilmesi düşünüldüğünde cevabı alınması gereken soru şudur: Bu kişi gerçekten kötü mü yoksa sadece zayıf mı? Mesele zayıflıktan ibaretse bu kişi, sabırla gösterilen gerçek sevgi dolu bir yardıma olumlu karşılık verebilir. Yanılan kişiye ne ölçüde yardım edilmiştir? O kişiye, yolunu değiştirmesi için teşvik etmek amacıyla onun yüreğine erişmek üzere daha fazla gayret ve zaman sarf edilebilir mi?

Kişilerin menfaatleri önemli olduğu kadar, cemaat içindeki hareketlerinin etkileri ve cemaatin Tanrı’nın önündeki adil durumu da önemlidir. İhtiyarlar kötülüğü cemaatten çıkarmak için harekete geçmiyorlarsa bu cemaate zarar getirir. (I. Kor. 5:6-13) Bununla beraber bir sorun acele, sevgisiz veya anlayışsız şekilde ele alınabilir. Bunun sonucunda, kötülüğe [kötülüğü] değil zayıflığı nedeniyle günah işlemiş olana zarar gelirse bu cemaate de zarar verir ve o cemaatin Tanrı’nın önündeki adil durumunu olumsuz yönden etkiler.

Yanlış adım atanlara karşı doğru şekilde hareket edebilmek için anlayış gereklidir. Bir Hıristiyan bu yönde çalıştıkça, onun, sadece gerçek zayıflıkları teşhis etmek üzere değil, aynı zamanda vaktinde yardımcı olmak, öğüt vermek veya harekete geçmek üzere kavrama yeteneği artar. (İbr. 5:14) Sorunla ilgilenirken gayretlerinde yanılırsa da bu, iyilik ve merhamet göstermekten kaçınmasına neden olmalıdır.—Mezm. 25:6, 7; 51:1; Yak. 2:13; Yah. 22, 23.

Gençler veya başkaları (bir çok alanda) zayıf hükümler verirlerse, buna nasıl tepki gösteririz? Derhal onları mahkûm etmekten çekinerek, onlara yardımcı olmak üzere neler yapabileceğimizi düşünmemiz ne güzel bir davranış olur! Cemaat içinde biri ciddi bir yanlışlık yaptığı zaman, bu kişi için gayretimizi iki misline çıkartmakta yarar buluyor muyuz? Bu, yanlışlığını başka kardeşler arasında konu yapmaktansa, ona yardımcı olmakta ne kadar yararlıdır. Eğer konu bir kimsenin zayıflığına gelirse, müzakereyi ona nasıl yardımcı veya destek olabileceğimiz şekline değiştirmek için çaba harcamamız ne kadar düşünceli bir davranış olur. İlham edilmiş mesel şunları söyler: “Sevgiyi arıyan suçu örter, fakat işi dilinde dolaştıran yakın dostları ayırır.”—Sül. Mes. 17:11, 13.

ZAYIFLARA NASIL YARDIM EDEBİLİRİZ?

Zayıflara yardımcı olmak için başlıca talep, yardım etme ruhuna sahip olmak ve zayıf olanı küçük görmemektir. Bundan sonra zayıflığın temelinde yatan sorunu tespit etmek istiyoruz: Bu sorun acaba ekonomik gerginlik, hayal kırıklığı, sağlık bozukluğu veya yaş nedeniyle işe yaramama duygusu olabilir mi? Bunlar zayıf olanın kuvvetinin tükenmesine yol açabilecek nedenlerden sadece birkaçıdır. Her durumda Mukaddes Yazıların ve sevgisinin derinleşmesine ihtiyaç vadır. Kişinin durumunu dikkatle düşünerek yapılan sıcak, candan bir ziyaret zayıflığın altında yatan nedeni tespit etmeye yardımcı olabilir.

Zayıf olanlara yardım etmekle gerçekten ilgilenenler rehber olarak Pavlus’un örneğine sahiptir. O, şunları söyledi: “Kim zayıf olur da ben zayıf olmam?” (II. Kor. 11:29) Pavlus herkese duygudaşlık gösterdi. Başkalarının hissettiklerini hisseder ve onların üzüntülerinden etkilenirdi. Ne ölçüde? Resullerin İşleri 20:35’teki öğüdüne bakacak olursak merhametinin güzel sözlerden daha fazla şeyleri kapsadığını görürüz: “Böylece emek çekerek zayıflara yardım etme”lisiniz O, resul Yuhanna’nın daha sonra verdiği tembihin ruhuyla zayıflara yardım etmek gerektiğini söylemişti. “Sözle ve dille değil, ancak işle ve hakikatle sevelim.”—I. Yuh. 3:18.

Mukaddes Yazılar, zayıflara yardımcı olmaya teşvik etmekte etkili sözler kullandığı halde, bir kişinin onlar için ne yapması gerektiğini ayrıntılı olarak tarif etmez. Neden? Bunun nedeni hiç şüphesiz böyle bir talimat ne kadar geniş kapsamlı olursa olsun asla bütün durumları ele alamaz. Böyle olmakla birlikte Mukaddes Kitap zayıflar için gerçek ve duygudaşlık dolu bir merhamet geliştirmemizi emreder. Onların ihtiyaçlarını karşılamak üzere harekete geçmemiz gerektiğini gösterir. Basit ve genel olmasına rağmen bu öğüt doğru yürekli Hıristiyanlar arasında kesin sonuçlar meydana getirir.

CEMAATLE İLİŞKİSİ OLAN HER FERT DEĞERLİDİR

Cemaatteki herkes, cematin her ferdin değerini bilirse, zayıflara yardım olmak üzere sorumluluklarını yerine getirmekte yardım görecektir. Bir kişi zayıfsa ve yardım edilmesi gerekiyorsa onun bir değeri var mıdır? Kendisi cemaate bir yük değil midir? Pavlus meseleyi böyle görmedi: “Daha ziyade bedenin daha zayıf görünen azası lüzumludur; . . . . Allah eksik olana ziyade itibar vererek bedeni imtizaç ettirdi; ta ki bedende ayrılık olmasın; fakat aza ayni derecede birbirini kayırsınlar.” (I. Kor. 12:22-25) Her ferdi değerli bulan ve hıristiyan faaliyetindeki katkısını onun yetenek sınırlarına göre takdir eden cemaat mutlu, güçlü ve hayat dolu bir cemaattir.

Zayıf olan için yapılan gayretlerin günün birinde nasıl sonuçlanacağını kim söyleyebilir? “Tohumunu sabahlayın ek, ve akşama kadar eline rahat verme; çünkü hangisi, bu yoksa şu mu iyi olacak bilmezsin.” (Vaiz 11:6) Başkalarına özellikle ruhen yardım ettiğimiz zaman Tanrı’nın yardımını elde edebileceğimizden emin olabiliriz. Şimdi Yehova’nın çok iyi hizmetçisi olan kaç kişi zayıf olduğu zamanlar, sürekli etkisini gördüğü ruhi yardımı almadı!

Zayıf bir insan kolay kolay kuvvetlenmez. Tıpkı fiziksel bir hastalıktan iyileşmenin yavaş yavaş olabileceği gibi bazı kişilerin ruhen kuvvetli duruma gelmesi de uzun zaman alabilir. Zayıf olanlara karşı sabırlı mıyız? Kuvvetli oldukları zaman onları sevebileceğimiz kadar şimdi de onları seviyor muyuz? Bu sevgi gösterilince hepimizin üzerine ne büyük bereketler gelir! Zayıf olan kardeş zorluklarından ihtimam ve destek görerek bereket alır. Kuvvetli olan ise, ancak vermenin getirebileceği daha büyük berekete sahip olur. Cemaat bütünüyle, her ferdi diğerine bağlı olup onunla ilgilendikçe devamlı şekilde artan bir sıcaklığı tadar. Tanrı’nın ve Mesih’in zayıflara yaptıkları eşsiz yardımı yeryüzündeki hizmetçileri örnek aldıkça tüm şeref Tanrı ve Mesih’e verilmiş olur.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş