Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/1 s. 27-30
  • Adil Yönetim Senin İçin Ne Anlama Gelir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Adil Yönetim Senin İçin Ne Anlama Gelir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Benzer Malzeme
  • Yardım İçin Feryat Edenleri Kim Kurtaracak?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
  • Davut ve Süleyman’la Temsil Edilen İsa’yı Tam Olarak Tanıyın
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
  • Kral Süleyman’dan Neler Öğrenebiliriz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2011
  • Süleyman Hikmetle Hüküm Sürüyor
    Kutsal Kitap Bize Ne Anlatır?
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/1 s. 27-30

Adil Yönetim Senin İçin Ne Anlama Gelir?

BÜTÜN tebaalarına gösterdiği yakın bir ilgiyle tanınan bir yönetim ne kadar arzu edilir bir şey olurdu! Şayet fakirlik, zulüm ve haksızlıklar ortadan kaldırılabilseydi, bu, yeryüzünde oturanlar için muhakkak ferahlatıcı bir kurtuluş anlamına gelirdi.

Her halde Davud tarafından yazılan 72. Mezmur’un 20. ayetinde bunu başaracak bir yönetimin tarif edildiğini görüyoruz. Bu, İsa Mesih’in yönetiminde olan Tanrı’nın krallığıdır. Bu yönetimin küçük çaptaki bir örneği, Yehova Tanrı’nın sadık bir hizmetçisi olan Kral Süleyman’ın zamanında onun sulh ve refah dolu krallığıydı. İlk gerçekleşmesine dikkati çekerek, 72. Mezmur’un başlığı “Süleyman hakkında (YD)” diyor.

Başlangıçtaki ayet, adil bir yönetimin, Tanrısal adaletin ebedi prensiplerinden yoksun olmayacağını açıklıyor. Şöyle okuyoruz: “Ey Allah, kırala senin hükümlerini, ve kıral oğluna senin adaletin ver.” (Mezm. 72:1) Bu sözler, kralın verdiği kararlarda Yehova’nın hükümlerini yerine getirmesi için dua şeklinde yapılan bir yalvarıştır. Bundan başka, hakiki Tanrı’yı ayırt eden adalet, aynı zamanda kralın oğlunun bir niteliği olmalıdır.

“Kıralın oğlu” ifadesi hem Süleyman’a, hem de İsa Mesih’e uyar. Süleyman, kral Davud’un oğluydu, oysa İsa büyük Kral Yehova Tanrı’nın Oğludur. (İş. 33:22) Süleyman’a gelince, onun tebaaları, “hükmetmek için kendisinde Allah hikmeti var” olduğunu anladılar. (I. Kır. 3:28) İsa Mesih de şöyle dedi: “Ben kendiliğimden bir şey yapamam; işittiğim gibi hükmederim, ve benim hükmüm doğrudur; zira ben kendi irademi değil, fakat beni gönderenin iradesini ararım.”—Yuh. 5:30.

Tabii, adaletin gelişmesi için herkes, tarafsız bir adaletin nimetlerinden yararlanmalıdır. Mezmur yazarı şöyle devam ediyor: “Senin [Tanrı’nın] kavmına adaletle, ve senin hakirlerine hak ile hükmetsin. Dağlar, tepeler, adaletle kavma selâmet getirsin. Kavmin hakirlerine haklarını versin; fakirlerin oğullarını [zulümden] kurtarsın, ve gaddarı ezsin.” (Mezm. 72:2-4) Ezilmiş, fakir olanlar ve onların zürriyetleri dahil olmak üzere adalet, herkese uygulandığı zaman bu, sulh ve emniyetle sonuçlanır. O takdirde dolandırılmaktan veya hakkının yenilmesinden korkan hiç kimse bulunmayacak. Manzaraya hâkim olan dağlar ve tepelerin “kavma selâmet getir”mesi sulhun, ülkenin tamamını doldurduğu anlamına gelir. Bu, kaynakları dağlarda ve tepelerde olan derelerin ve nehirlerin, hayatı devam ettiren suyu vadilere ve ovalara taşıdıkları duruma benzer. Bütün zalim ve hilekâr insanlar ezilince, cezalandırılıp veya adalete teslim edilince, genellikle kötü yönetim altında acı çeken insanlar emniyete kavuşurlar.

Böyle adil bir yönetim Yehova Tanrı’ya büyük bir şeref getirir. Mezmurun dediği gibi: “Güneş ve ay kaldıkça, nesilden nesle senden korksunlar.” (Mezm. 72:5) Kral, Yehova’nın hükümlerini ifade ettiğinden dolayı tebaaları Yüce Olan’a karşı sağlıklı bir korkuya sahip olurlar. Bu korku bütün nesiller boyunca, güneş ve ayın devam ettiği müddetçe kalır. Örneğin, Süleyman, iki fahişenin davasına hükmettiği zaman, halk Tanrısal hikmetin işleyişini görerek “korktu”. (I. Kır. 3:28) Aynı zamanda, İsa’nın yerdeyken yaptığı mucizelerin, insanların sağlıklı bir korkuyla dolmalarına ve Yehova Tanrı’ya şükretmek üzere sevk edilmelerine sebep olduğunda söylenmelidir.—Mat. 9:8; Luka 7:16.

Adil yönetimin tazeleyici etkisi şöyle tarif edilmiştir: “Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi, toprağı sulayan iyi yağmurlar gibi insin. Onun günlerinde adil olan (YD) çiceklensin, ve ay yok oluncaya kadar, sulh (YD) bolluğu bulunsun. Denizden denize kadar, ve ırmaktan yerin uçlarına kadar saltanat sürsün.” (Mezm. 72:6-8) Kralın adil yönetimi, yeni biçilmiş çayırın büyüyüp gelişmesi için ihtiyacı olan bereketli yağmurlar kadar tazeleyici olur. Sulh ve emniyetin var olmasından adil kişi “çiçeklen”ir yani refaha kavuşur. Ay, adil yönetimin altında sulhun sona ermesinden daha çabuk geçip gider.—Matta 5:18 ile karşılaştır.

Süleyman’ın yöteminin olağanüstü sulh dolu olduğu dikkate değer. Mukaddes Kitap şöyle anlatıyor: “Çevresinde, her tarafta barışıklığı vardı. Ve Süleymanın bütün günlerince Dandan Beerşebaya kadar Yahuda ve İsrail, herkes kendi asması ve incir ağacı altında, selâmetle [sulhta, YD] oturdular.” (I. Kır. 4:24, 25) “Sulh Prensi” olan İsa Mesih’in yönetimi altında Mezmur yazarının sözlerinin daha büyük çapta gerçekleşmesini bile bekleyebiliriz.—İş. 9:6, YD.

Süleyman’ın egemenliği Kızıldeniz’den Akdeniz’e kadar, Fırat Nehrinden Beer-şeba’nın güney ve batısına kadar yayılıyordu. (Çık. 23:31 ile karşılaştır.) Fakat İsa Mesih, bütün dünya üzerinde hüküm sürecek.—Zek. 9:9, 10; Daniel 2:34, 35, 44, 45; Matta 21:4-9; Yuhanna 12:12-16 ile karşılaştır.

Kralın egemenliği altında bulunacak milletlere gelince, 72. Mezmur şöyle diyor: “Çöl halkı önünde iğilsinler, ve düşmanları toprağı yalasın. Tarşiş ve adaların kıralları ona taç getirsinler; Şeba ve Seba kıralları hediyeler takdim etsinler. Evet, bütün kırallar ona secde kılsınlar; bütün milletler ona kulluk etsinler.” (9-11 ayetleri) Bu sözler neyi anlatmak istiyor? İsrail topraklarının doğusundaki çölde yaşayan göçebe kabileler bu krala teslim olacaklardı. Onun düşmanları onun önünde yere kapanarak boyun eğeceklerdi. Dünyanın dört köşesinden haraç getirilecekti. Süleyman’ın yönetimi esnasında, bu Mezmur’un ne çapta gerçekleştiğini I. Kırallar 10:22-25’te okuyabilirsiniz.

Fakat İsa Mesih’in yönetimi ile karşılaştırılınca Süleyman’ın izzeti ve egemenliği sönük kalır. Tanrı’nın Oğlu, bütün yeryüzü üzerinde egemenliği miras almakla kalmaz, gökteki melekler bile onun reisliğini kabul ederler.—Fil. 2:9, 10; İbr. 1:3-9; 2:5-9.

Kralın hükümdarlığının büyüklüğü, tebaalarının ihtiyaçlarına ferden dikkat etmek için vakti olmayacağı anlamına gelmez. O, hepsi için yaklaşılır biri olmalı ve derin ilgi göstermelidir. Mezmur 72:12-14 şöyle diyor: “Çünkü imanda çağırınca fakiri, ve yardımcısı olmıyan hakiri kurtarır. Yoksula ve düşküne acır; ve fakirlerin canlarını kurtarır. Canlarını hileden ve zorbalıktan kurtarır, ve gözünde onların kanı değerli olur.”

Evet, bu kral en alt düzeyde olan tebaaları bile huzuruna kabul eder ve yardıma muhtaç olanların tümünün imdadına yetişir. Fakirlere ve yoksul olanlara acır ve kendilerine yapılan haksızlıktan onları kurtarır. Onun için insan hayatını temsil eden kan, çok yüksek bir değere sahip olur; haklı bir sebep olmaksızın kan dökülmeyecek. Süleyman’ın yönetimi sırasında, tebaaları hüküm için tahtın yanına yaklaşabildiler. Bu, iki fahişenin davalarını onun önüne getirebildikleri ve adil bir kararı o aynı günde alabildiklerinden anlaşılır. (I. Kır. 3:16-27) O, daha sonraki Pers krallarından ne kadar farklıydı! Bir kraliçe bile, hayatını tehlikeye atmaksızın, kocasının önüne davet edilmeden gelemezdi. (Ester 4:11) Süleyman’dan daha büyük olan İsa Mesih yeryüzündeyken, insanlık için yakın ilgisini devamlı olarak gösterdi. Kalabalıkları görünce, “onlara acıdı; zira çobanı olmıyan koyunlar gibi şaşırmış ve dağılmış idiler.” (Mat. 9:36) Hatta, insanlık için hayatını bile verdi.—Mat. 20:28.

Mezmur yazarının tarif ettiği böyle bir kral için, “Yaşasın Kral!” diye bağırmak ne kadar uygun olur. Bu hükümdara haraç getirmeli ve onun namına dualar bile takdim edilmelidir. Böyle bir yönetmen lanete değil, takdise layık olur. Bu düşünceler Mezmur 72:15’te vurgulanmıştır: “Yaşasın, ve ona Şeba altınından verilsin; ve daima onun için dua etsinler; her gün onu takdis etsinler.”

Mezmur 72:15’in ruhuyla ahenkte olarak İsa Mesih’e karşı nasıl davranabiliriz? Ona vefayla boyun eğerek, “Baba Allahın izzeti için her dil İsa Mesih Rabdir diye ikrar et”mekle yapılır. (Fil. 2:11) Mezmur 72:15’de ifade edilen duygulara paralel olan Vahiy 5:13, 14’deki sözlere dikkat edin: “Gökte ve yer üzerinde yer altında [diriltilecek ölüler] ve deniz üzerinde olan her mahlûkun ve onlarda olan bütün şeylerin: Taht üzerinde oturan [Yehova Tanrı], ve kuzuya [İsa Mesih] ebetler ebedince bereket ve hürmet ve izzet ve kudret olsun, dediklerini işittim. Ve dört canlı mahlûk [kerubiler]: Amin, diyorlardı. Ve ihtiyarlar yere kapandılar ve secde kıldılar.”

Adil yönetimle birlikte gelecek refahı tarif ederek 72. Mezmur şöyle devam ediyor: “Yerde, dağlar başında, buğday bolluğu olsun; semeresi Libnan gibi dalgalansın; ve şehirden olanlar yerin otu gibi çiçeklensin.”—16. ayet.

Savaşın tahribatından ve haksızlık ile zulmün getirdiği güvensizlikten kurtularak, tabaalar sulh içinde tarımla uğraşabilirler. Tanrı’nın bereketiyle yer bol bol mahsul verir. Buğday, sanki dağın eteklerinden ta zirveye kadar yetişecekmiş gibi olur. Dağların başında buğday genellikle bol bir şekilde yetişmediğine göre, “dağlar başında, buğday bolluğu olsun” ifadesi, bolluğun büyüklüğüne dair ne kadar güzel bir tablo çiziyor. Mahsul, Lübnan gibi evet, muhteşem boyutlara sahip iri Lübnan erz ağaçları kadar yetişir. Bu, buğdayın saplarının uzun ve kalın olup, ağır başakları taşıyabileceği anlamına gelebilir. Şehir halkı bile çoğalır, sayıları yeşilliğin bolluğu kadar olur. Süleyman’ın yönetimi sırasında durumun böyle olduğunu okuyoruz: “Yahuda ve İsrail çoklukça deniz kenarında olan kum gibi çoktu, yiyip içmekte ve sevinçte idiler.” (I. Kır. 4:20) İsa Mesih’in yönetimi altındaki “yeni yer”de daha da iyi şartlar mevcut olacaktır.

Gerçekten, adil yönetim ve beraberinde gelen nimetler, derin minnettarlığa Mezmur 72:17’de tarif edildiği takdire sebep olmalıdır: “Adı ebediyen dursun; güneşin önünde adı çoğalsın (YD) ve onda adamlar mübarek olsun; bütün milletler ona mutlu desinler.” Adaletle yöneten kralın ismi ebediyen devam etmeye layıktır. Süleyman’a gelince, Mezmur yazarının sözleri, onun hanedanının devam etmesi ve büyüyüp gelişme arzusunu belirtiyor. İsminin “çoğal”ması hanedanının devam etmesi için kralın zürriyet meydana getirmesine işaret eder. Ve halkın kralın ismi vasıtasıyla kendilerini takdis etmeleri başkalarına aynı nimetlerin gelmesini dilerken ondan bahsedecekleri anlamına gelir. Diğer milletlerin insanlarının Süleyman’a mutlu demeleri gerektiği Şeba kraliçesinin şu sözlerinden anlaşılıyor: “Adamların ne mutlu, bu kulların ne mutlu, daima senin önünde duruyorlar, ve hikmetini işitiyorlar.”—I. Kır. 10:8

Mezmur yazarının sözleri, Yehova Tanrı’nın “her ismin fevkinde olan ismi” verdiği İsa Mesih’te muhteşem bir şekilde gerçekleşti. (Fil. 2:9) Tanrı’nın Oğlu ölümsüz olduğundan haleflere ihtiyacı yoktur. Hayat verme gücüne de sahip olduğu için, ölüleri tekrar hayata getirebilir ve bu sebebten milyonların babası durumuna gelecek. (İş. 9:6, 7; Yuh. 5:26, 28; I. Tim. 6:15, 16) Onun ismi için ne büyük bir çoğalma anlamına gelecek! İbrahim’in başlıca ‘zürriyeti’ olduğuna göre, o, “yerin bütün milletlerinin onunla kendilerini mübarekleyecekler”i kimsedir.—Tekv. 22:18, YD.

Tanrı’nın Oğlunun adil yönetimi ne kadar arzu edilir olacak; Şeba kraliçesi Süleyman’a şöyle dedi: “Seni İsrail tahtı üzerine koymak için senden razı olan Tanrın Yehova (YD) mübarek olsun; Yehova İsraili ebediyen sevdiği için hak ve doğruluk yapsın diye seni kıral etti.” (I. Kır. 10:9) Mezmur yazarının sözleri ile ahenkte olarak biz de benzer şekilde kral olarak Oğlunu görevlendirdiği için Yehova’yı takdis edelim: “Yehova (YD) Allah, İsrailin Allahı, mübarek olsun; şaşılacak işler yapan ancak odur; ve izzetli ismi ebediyen mübarek olsun; ve bütün yeryüzü onun izzetile dolsun. Amin, ve Amin.”—Mezm. 72:18, 19.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş