Yehova’nın Sözünü Cesaretle İlan Etmek
“Ve şimdi, ya Yehova (YD) . . . . kullarına . . . . senin sözünü bütün cesaretle söylemeği ihsan eyle.”—Res. İşl. 4:29.
1, 2. (a) İsa diriltildikten sonra şakirtleriyle neden ilgilendi? Onlara hangi talimatları verdi? (b) Şahadet işi ne çapta olacaktı?
ÖLÜM İsa’yı şakirtlerinden ayırdığı halde onlar onun “insan avcıları” olma davetini unutmadılar. Bunun insanlara Tanrı’nın sözünü ilan etmek anlamına geldiğini biliyorlardı. Ne şekilde hareket etmeleri gerekliydi? Önce rehberliğe ve yönetime ihtiyaçları vardı.
2 Diriltilmiş İsa’nın Babasının huzuruna çıkmadan önce birçok kere onlara görünmesi şakirtlerini çok sevindirdi. (I. Kor. 15:3-8; Yuh. 20:20) Böylece onlara gelecekteki faaliyetleri hakkında başka talimatlar da verebilirlerdi. Galile’de şunları söyledi:
“Gökte ve yeryüzünde bütün otorite bana verildi. Bundan dolayı gidin, bütün milletlere mensup insanları şakirt edin, onları Baba ve Oğul ve mukaddes ruhun ismiyle vaftiz edin; size emretmiş olduğum bütün şeylere riayet etmelerini onlara öğretin. Ve işte! ben şeyler sisteminin sona erişine kadar sizinle beraberim.” (Mat. 28:18-20, YD)
İnsanlara öğreterek onları şakirt edip vaftiz etmekten oluşan Hıristiyan faaliyeti bütün milletlerde yerine getirilmeliydi. Diriltilmiş olan Tanrı’nın Oğlunun bu şeyler sisteminin sona erişine kadar Krallık işinde Hıristiyanlarla birlikte olacağını bilmek, ne kadar cesaret vericidir!
3. Pentikost’tan itibaren bu işte mukaddes ruhun payı nedir?
3 İsa şakirtlerine, yardımcının, yani mukaddes ruhun geleceğini vaat etti. (Yuh. 14:16, 26) Yardımcı neydi ve etkisini nasıl gösterecekti? Babasının yanına çıkmadan az önce İsa şakirtlerine şöyle dedi:
“Ancak mukaddes ruh (YD) üzerinize gelince, kudret alacaksınız, Yeruşalimde, bütün Yahudiyede, Samiriyede ve dünyanın en uzak yerine kadar şakirtlerim olacaksınız.” (Res. İşl. 1:8)
Daha büyük bir şahadet verebilmek için bu ne güzel bir imkân! Şakirtler Yeruşalim’e döndüler ve sebatla dua ettiler. İsa’nın dirilmesinin 50. gününe rastlayan Pentikost’ta bütün şakirtler bir yerde toplanmışlardı. Birden “zorlu bir yel esiyormuş gibi” bir ses duyuldu ve mucizevi olaylar meydana geldi. Yehova vaat edilen mukaddes ruhunu, faal kuvvetini onların üzerine döktü. Bu ruh onları ne yapmağa sevk etti? “Başka başka dillerle söylemeğe.”—Res. İşl. 2:1-4.
4. O zaman “iyi haber” nasıl karşılandı?
4 ‘İnsanları avlamanın’ zamanı gelmişti. Bu şakirtler mukaddes ruhun yardımıyla Tanrı’nın sözü hakkında artık birçok dilde konuşabilirlerdi. Böylece, dünyanın birçok tarafından Pentikost bayramına katılmak üzere gelenler “Allahın büyük işlerini” kendi dillerinde işitebildiler. Bu duruma şahit olanlar hayranlık içindeydiler. Daha sonra Petrus kalkıp durumu cesaretle izah etti. İsa Mesih’in dirilmesiyle ilgili tam bir şahadet verip orada bulunları tövbe etmeğe, vaftiz edilmeğe ve o bozuk nesilden kendilerini kurtarmağa davet etti. Sonuç ne oldu? Takriben üç bin kişi sözü kabul etti! Onlar da vaftiz edilip Hıristiyan cemaatine katıldılar. ‘Yehova’nın kurtulanları günden güne onlara katması’ onlar için büyük bir sevinçti.—Res. İşl. 2:5-47.
5. (a) Muhalefet zamanında Hıristiyanlar hangi amaçla yöneticilerin önüne getirildi? (b) Bu bize ne şekilde cesaret verir?
5 Mukaddes ruhun gücüyle verilen bu şahadet Yehova’ya hamt edenlerin arasına birçok yenileri kattı. Onlar da her gün sevinçle bu faaliyete katıldılar ve aleni şahadet işi Yeruşalim’i “iyi haber”le doldurdu. Pertus ve Yuhanna bu işte önderlik edip insanları kötü yollarından dönmeğe ve günahlarının silinmesine davet ettiler. Bu şekilde Yehova onları ruhi açıdan tazeleyecekti. Onların birçoğu “iyi haber”i mutlulukla dinledi, fakat başkâhinin, mabet reisinin ve Sadukilerin tepkisi başka türlü oldu. Petrus ve Yuhanna’yı tevkif edip hapsettiler. Böylece şakirtler İsa’nın onlara Matta 10:16-20’de önceden şu sözlerle bildirdiği gibi nefretle karşılamağa başladılar:
“İşte, sizi kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum; imdi yılanlar gibi akıllı, ve güvercinler gibi saf olun. Fakat insanlardan sakının; çünkü onlar sizi meclislere verecekler, ve havralarında sizi dövecekler, evet, onlara ve Milletlere şehadet için benim yüzümden valilerin ve kıralların önüne götürüleceksiniz. Fakat onlar sizi ele verdikleri zaman, nasıl veya ne söyleyeceğinizden kaygı çekmeyin; çünkü ne söyliyeceğiniz o saatte size verilecektir. Zira söyliyen siz değilsiniz, fakat sizde söyliyen Babanızın Ruhudur.”
Güçlüklere rağmen 5000 kişilik yeni bir grubun aralarına katılması bu “insan avcıları”nı sevindirdi. Bu artıştan dolayı Yehova’ya ne kadar müteşekkir olmalıydılar! Biz de onların bıraktığı hizmet kaydından cesaret buluyoruz.—Res. İşl. 4:1-4.
YÖNETİCİLERİN ÖNÜNDE KONUŞTULAR
6. (a) Petrus ve Yuhanna yöneticilerin önüne getirildiklerinde ne yaptılar? (b) Bunu yapmağa nasıl muktedir oldular?
6 Ertesi gün yöneticiler bir araya gelip kötürüm bir adamı tedavi etmeleri de dahil olmak üzere tüm faaliyetleri hakkında Petrus ve Yuhanna’yı sorguya çektiler. Bu da tekrar aleni bir şahadet verme imkânını sağladı. İsa’nın önceden bildirdiği gibi mukaddes ruh Petrus’a şu sözleri söylemesi için güç verdi:
“O zaman Petrus Ruhülkudüsle (mukaddes ruhla, YD) dolu olup onlara dedi: Ey kavmın reisleri, ve ihtiyarlar, eğer biz bugün hasta adama olan iyi iş, ve ne ile şifa bulduğu hakkında tahkik olunuyorsak, hepinize, ve bütün İsrail kavmına malûm olsun ki, haça [işkence direğine gerdiğiniz ve Allahın ölülerden kıyam ettirdiği [dirilttiği] Nâsıralı İsa Mesihin ismiyle bu adam karşınızda sağlam duruyor. Bu o taştır ki, siz yapıcılar tarafından tahkir edilip köşenin başı oldu. Ve başka hiç birinde kurtuluş yoktur; çünkü gök altında adamlar arasında [verilmiş] başka bir isim yoktur ki, onunla kurtulabilelim.”—Res. İşl. 4:8-12.
Bu hayati hakikatler ilan edilmeliydi! Bu yüzden Resuller cesaretle konuştular, sözlerini sakınmadılar. Petrus ve Yuhanna aslında basit iki balıkçıydı, fakat İsa tarafından dinamik bir şekilde güven ve inanç gücüyle şahadet vermek üzere eğitilmişlerdi. Yehova’nın Şahidi olarak konuştular, çünkü Tanrı’nın sözünü ilan etmek istiyorlardı.—Yuhanna 7:15-18, 45, 46 ile karşılaştır.
7. Karşı gelenlerin düşünceleri ve amaçları hakkında Resullerin İşleri 4. bapta ne okuyoruz?
7 Resullerin İşleri 4. baptaki kaydı ihsan ettiği için Yehova’ya ne kadar müteşekkir olmalıyız! Bu kayıt sadece, hakiki Hıristiyanların cesaretle konuşmaları gerektiğini değil, aynı zamanda Tanrı’nın işine karşı gelen bu dünyanın yöneticilerinin yanıltılmış düşünce tarzlarını da ortaya koyuyor. Resuller cesur bir şekilde bu şahadeti verdikten sonra yöneticiler meseleyi müzakere etmek için onları dışarı çıkardılar. Amaçları neydi? İsa Mesih’in ismiyle kayda değer bir alametin meydana geldiğini inkâr edemezlerdi. Fakat tek düşünceleri, hakiki tapınmanın yayılmasını önlemekti. Tehdit yoluyla resulleri korkutabileceklerini ve böylece İsa’nın ismiyle konuşmalarına son verebileceklerini düşündüler.—Res. 4:16, 17.
8. Şakirtlerin karmadığını gösteren nedir?
8 Fakat tehditler Yehova’nın bu Hıristiyan şakirtlerini durdurabilir miydi? Asla! Günümüzdeki hakiki Hıristiyanlar onların bu korkusuz davranışlarını örnek almalıdır:
“Ve [yöneticiler] onları çağırıp katiyen İsa ismile söz söyleyip öğretmesinler diye tenbih ettiler. Fakat Petrus ve Yuhanna cevap verip onlara dediler: Sizi Allahtan ziyade dinlemek Allah gözünde doğru mudur? Siz hükmedin; çünkü biz gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değildir.” (Res. İşl. 4:18-20)
Yöneticiler halktan korktukları için resulleri tehdit ettikten sonra serbest bıraktılar. Böylece bu Hıristiyanlar Tanrı’nın ruhunun yardımıyla ezaları etkisiz hale getirdiler.
YEHOVA’NIN ARALIKSIZ YARDIMI
9, 10. (a) Yehova’nın hizmetçileri bu durumda hangi yöntemi takip ettiler? Yüreklerinin dileği neydi? (b) Ne için ricada bulundular? Bu rica nasıl yerine getirildi?
9 Resuller, serbest bırakıldıktan sonra cemaate döndüler. Kardeşlerine olanları anlattılar ve bu durum karşısında cemaat, her Hıristiyan’ın her zaman yapması gerekeni yaptı. Yehova’ya duayla yaklaştılar. İman dolu duaları Yehova’ya hizmet etmekte devam etmek istediklerini dile getiriyordu. Şöyle dediler:
“Ya egemen (YD) Rab, sen ki, gökü, yeri, denizi ve içlerindeki her şeyi yarattın, sen mukaddes ruh vasıtası ile, atamız Davud kulunun ağzı ile, dedin: ‘Niçin Milletler kaynaştılar, ve ümmetler boş yere kuruntu ettiler? Dünyanın kıralları saf bağladılar ve hükümdarlar bir arada, Yehova’ya (YD) karşı ve Mesihine karşı toplandılar.’ Çünkü senin elinin ve muradının vaki olmasını evvelden takdir ettiği şeylerin hepsini yapmak için Hirodes, ve Pontuslu Pilatus, Milletler ve İsrail kavmları ile meshettiğin mukaddes Kulun İsaya karşı, gerçek bu şehirde bir araya toplandılar. Ve şimdi, ya Yehova (YD) onların tehditlerine bak, mukaddes Kulun İsanın ismiyle alâmetler ve harikalar olsun diye şifa vermek için elini uzattığın zaman, kullarına da senin sözünü bütün cesaretle söylemeği ihsan eyle.”—Res. İşl. 4:24-30.
10 Şakirtler bu işin kendilerinden alınmasını veya hakikatin düşmanlarından uzak olmayı dilemediler. Yehova’nın onlara verdiği görevi biliyorlardı: O’nun şahitleri olmak. Yürekten arzuları, Tanrı’nın sözünü bütün cesaretle söylemekti ve bunun için O’nun yardımını dilediler. Hiçbir zaman korkuya yenilmeyeceklerdi. Yehova bu tutumdan memnun kaldı mı? Kayıt bize şöyle diyor:
“Onlar dua ettikten sonra, toplanmış oldukları yer sarsıldı; hepsi mukaddes ruhla (YD) doldular, ve Allahın sözünü cesaretle söyliyorlardı.”—Res. İşl. 4:31.
11. (a) Onların cesaretle konuşmaları neyle sonuçlandı? (b) Hapsedilmeleri neden faaliyetlerine son veremedi?
11 Krallığın bu şahitleri işlerine şevkle devam ederken Yehova onlarla birlikteydi. “İman eden daha bir çok erkekler ve kadınlar Rabbe katılıyorlardı.” (Res. İşl. 5:14) Sonuç olarak dinsel liderler tekrar hiddetlenip resulleri hapse attılar. Fakat Yehova’nın iradesi şahadetin Yeruşalim’de devam etmesiydi. Bundan ötürü resulleri kurtarmak ve onlara şunu söylemek üzere meleğini gönderdi:
“Gidin, ve mabette durup bu hayatın bütün sözlerini kavma söyleyin.” (Res. İşl. 5:20)
Hapse atılmak da onların üzerinde dinsel liderlerin ve yöneticilerin tehditleri gibi hiç etki yapmadı ve onları susturamadı.
12. Resuller mahkemede nasıl şahadet verebildiler? Korktular mı?
12 Bununla beraber resuller memurlar tarafından tekrar tutuklanıp hiddet dolu bir başkâhinin karşısına çıkarılmak üzere Sanhedrin’e götürüldüler. Bu başkâhin şöyle dedi:
“Bu isim ile öğretmeyin, diye size sıkı tenbih ettik; ve işte, öğretişiniz ile Yeruşalimi doldurdunuz, ve bu adamın kanını üzerimize getirmek niyetindesiniz.” (Res. İşl. 5:28)
Düşmanca yapılan bu mahkeme, memurların onları gözaltında tutması ve başkâhinin onlara karşı bu kadar sert konuşması resullerin cesaretini kıracak mıydı? Hayır!
“Fakat Petrus ve resuller cevap verip dediler: İnsanlardan ziyade Allaha itaat etmek gerektir. Sizin ağaca [direğe] asarak öldürdüğünüz İsayı atalarımızın Allahı diriltti (YD). Allah onu kendi sağ elile Reis ve Kurtarıcı olarak yükseltti, ta ki, İsraile tövbe ve günahların bağışlanmasını versin Biz bu şeylerin şahitleriyiz; ve ona itaat edenlere Allahın verdiği mukaddes ruh da (YD) şahittir.” (Res. İşl. 5:29-32)
13. Gamaliel yöneticilere hangi nasihati verdi? Mahkeme bunu nasıl karşıladı?
13 Mukaddes Yazılar sayesinde, burada da Tanrı’nın işine karşı gelenlerin kötü zihni tutumunu öğrenebiliyoruz. Resuller iyi insanlar olmalarına rağmen mahkeme onları öldürmek düşüncesiyle hareket ediyordu. Fakat “bütün kavmın muteber tuttuğu” kanun öğretmeni Gamaliel, kalkıp dinsel liderlerin kuruluna şu gerekli öğüt dolu sözleri söyledi:
“Ey İsrail erleri, bu adamlar hakkında yapmak üzere olduğunuz şeyden dolayı sakının. Çünkü bu günlerden önce Tevdas kendisini bir şeymiş gibi göstererek ayaklandı, ona dört yüz kişi kadar katıldılar, kendisi öldürülüp ona itaat edenlerin hepsi dağıldılar, ve yok oldular. Ondan tahrir günlerinde Galileli Yahuda ayaklandı ve bir kavmı peşine taktı; o da helâk oldu ve hep ona itaat edenler dağıldılar. Ve şimdi size derim: Bu adamlardan vazgeçin, ve onları bırakın ki, Allaha karşı da cenk ediciler olmıyasınız; çünkü bu niyet veya bu iş insanlardan ise, bozulacaktır; fakat Allahtan ise onları bozmağa sizin gücünüz yetmez.” (Res. İşl. 5:34-39)
Gamaliel’in bu hikmetli nasihati kısmen kabul edildi. Dinsel liderler Tanrı’ya karşı cenk etmekten vazgeçmemekle beraber onları öldürmediler. Bunun yerine ağır bir şekilde dövdükten sonra İsa hakkında konuşmamalarını emredip onları salıverdiler.—Res. İşl. 5:40.
CESARETLERİ DENENDİ
14. Hıristiyanlar o zaman nasıl cesaretle davrandılar? Hangi sonuçla?
14 Bütün bunlar, resulleri, Tanrı’nın sözü hakkında cesaretle konuşmaktan vazgeçirdi mi? Kayıt bunu şöyle cevaplandırıyor:
“Böylece onlar o İsim için hakaret görmeğe lâyık sayıldıklarına sevinerek, Millet meclisi önünden çıktılar. Ve her gün mabette ve evde öğretmekten ve İsa Mesihi müjdelemekten vazgeçmiyorlardı.” (Res. İşl. 5:41, 42)
Resuller ve diğer Hıristiyanlar Tanrı’nın sözüyle meşgul olmağa ve konuşmaya cesaretle devam ettiler, Yehova da onların işlerini bereketledi.
“Allahın sözü büyüyordu, ve Yeruşalimde şakirtlerin sayısı çok artıyordu. Kâhinlerden bir çoğu da imana itaat ediyorlardı.” (Res. İşl. 6:7)
15. İstefanos neler hakkında cesaretle konuştu? Dinsel yobazların tepkisi ne oldu?
15 Kâhinlerin de, dönüp Hıristiyan olduklarını gören sert tutumlu dinsel liderler muhalefetlerine ara vermeden devam ettiler. Az bir zaman sonra gayretli şahit cesur İstefanos kendini Sanhedrin’in karşısında buldu. Verdiği etkili şahadetle Yehova’nın maksadının yerine geldiğini özetledi. Bunun üzerine muhalifler hiddetle üzerine saldırıp onu ölene kadar taşladılar. İsa’nın önceden söyledikleri, İstefanos’un vakasında tam olarak yerine geldi: “Evet saat geliyor ki, sizi öldüren her adam Allaha hizmet ediyor sanacaktır.”—Yuh. 16:2; Res. İşl. 6:8–7:60.
16. (a) Bundan sonra Hıristiyan cemaatinin kalan üyelerinin başına ne geldi? (b) Maddi şeyleri nasıl görüyorlardı?
16 İstefanos’un şehit düşmesi büyük bir eza dalgası için işaretti.
“O günde Yeruşalimde olan kiliseye karşı büyük eza oldu; resullerden başka, hepsi Yahudiye ve Samiriye memleketlerinde her yana dağıldılar.” (Res. İşl. 8:1)
Fakat bu eza o zamanlardaki Yehova’nın Şahitlerini susturacak mıydı? Şeytan Tanrı’nın hizmetçilerini susturmak için tekrar tekrar saldırıyordu. Evleri ve maddi zenginlikleri arkalarında bırakma zorundaydılar. Fakat maddi şeylerle ilgili doğru görüşe sahiptiler. Bu açıdan resul Pavlus’un sonradan değildiği Hıristiyanlar gibiydiler.: “Çünkü mahpuslarla derttaş olup kendiniz için daha iyi ve baki kalan malınız olduğunu bilerek, emvalinizin yağma edilmesini sevinçle kabul ettiniz.”—İbr. 10:34.
17, 18. (a) Filipus’un ve dağılmış olan diğer Hıristiyanların işleri Şeytan’ın yöntemlerini yenebileceğimizi nasıl gösterdi? (b) Yehova onları nasıl bereketledi?
17 Resuller, Tanrı’nın ve Mesih’in sadık şahitleri olmaları gerektiğini tam olark takdir ettiler. “Dağılanlar sözü müjdeliyerek dolaştılar.” (Res. İşl. 8:4) Filipus Samiriye’ye gidip sözü cesaretle söyledi ve insanların yüreğini sevindirdi. Kısa zamanda inanan başkaları da onlara katıldı ve Yeruşalim’e gönderilen bir mesajda resullere Samiriyelilerin Tanrı’nın sözünü kabul ettiği bildirildi. Petrus ve Yuhanna oraya gittiler, ruh Samiriyelilerin üzerine döküldü ve orada da Hıristiyan cemaati kuruldu.—Res. İşl. 8:5-8, 14-17, 25; 9:31.
18 İlk yüzyılda yaşayan bu Hıristiyan[lar] doğru görüş açısına sahiptiler. Yehova’ya, Sözünü cesaretle söylemeğe devam etmek için dua ettiler. Bunu O’nun ruhunun yardımıyla yerine getirdiler ve Yehova onları bereketledi. Kaydın söylediği gibi “Yehova’nın (YD) eli onlarla idi.”—Res. İşl. 11:19-21.
ŞİMDİ CESARETLE KONUŞMAK
19. Günümüzde Yehova Tanrı’nın ve Mesih’in, Hıristiyan şahitlerle birlikte olduğuna dair hangi delillere sahibiz?
19 İsa yüzyıllar boyunca vaadine sadık kaldı: “İşte ben bütün günler, şeyler sisteminin sona erişine kadar sizinle beraberim” (Mat. 28:20, YD) Şimdi bu zamana eriştik ve iki milyondan fazla şahit ‘Yehova’nın sözünü cesaretle ilan’ ettiğinden ne kadar müteşekkiriz! Tanrımız bu “insan avcıları”nın işini o kadar bereketledi ki, “krallığın bu iyi haberi” yeryüzünün bütün kıtalarına, Antartika’ya kadar yayıldı. Uzak dağlık bölgelere ve yedi denize dağılmış küçük adalara ulaştı. (Mat. 24:14) Evet, şahadet işi “dünyanın en uzak yerine kadar” bütün milletlere erişti ve bunlar Yehova’nın ruhunun yardımıyla oldu.—Res. İşl. 1:8; Zek. 4:6.
20. İblis, Tanrı’nın Sözünü bildirenlere nasıl karşı geldi? Onun temsilcileri bu işi durdurabilirler mi?
20 Tanrı’nın Sözünün önceden söylediği gibi İblis öfkeyle doludur, çünkü zamanının az olduğunu bilmektedir. Şahadet işine karşı gelmeğe devam etmektedir. (Vah. 12:12, 17) İblis ve aldattığı kimseler Yehova’nın Şahitlerinden nefret etmektedir, çünkü bu Hıristiyanlar “dünyadan değil”dirler. Onların birçoğu eza sonucu evlerinden sürüldüler. Yüzlercesi yirminci yüzyılda, İstefanos gibi öldürüldü. (Vah. 17:16; 20:4) Fakat bu işin Tanrı’nın işi olduğu ispatlandı. Tanrı’nın hakiki kulları O’nun sözünü cesaretle ilan etmeğe devam ettikleri sürece insanlar, onların faaliyetlerini durduramadılar. Şahitler, bu yönden İblis’in hilelerinin üstesinden geldiler, evet onu mağlup ettiler.—Efesoslular 6:11,12; Yakub 4:7; I. Petrus 5:8, 9 ile karşılaştır.
21. (a) Yehova’nın şimdi yerine getirilmesini istediği iş nedir? (b) Bize verilen işi neden bitirmek istiyoruz? Sözü cesaretle söylemeğe nasıl devam edebiliriz?
21 Artan muhalefete rağmen Krallığın ‘avcılık’ işi günümüzde ilerlemeğe devam etmekte ve Yehova’nın bereketleri açıkça görülmektedir. Sadece geçen hizmet yılında dünya çapında 113.672 kişinin vaftiz edildiğini öğrenmek, Yehova’nın Şahitlerini sevindirdi. Bu yeni vaftiz edilenler de Yehova’nın sözünü ilan etme işine katılmaktan büyük sevinç duyuyorlar. Bu bizim için Tanrı’nın işidir ve Yehova’ya kendisi [kendisini] vakfetmiş herkesin yüreğinde olmalıdır, çünkü bu onların görevidir. (I. Kor. 9:16) Yüreğin seni Yehova’nın sözün cesaretle söylemeğe sevk ediyor mu? Dünya durumları kötüleştikçe azmimiz bu iş sona erinceye kadar Krallığın iyi haberini ilan etmeğe devam etmek olmalıdır. Muhalefet karşısında cesaretimiz kırılmayacak. İsa’nın Yehova’nın ona verdiği işi sadece başlamakla kalmadığını, fakat onu sona erdirdiğini de hatırlayalım. (Yuh. 17:4) O, dünyanın nefretine karşı hazırlıklı olmamızı sağladı. Hakkımızdaki iradesini yerine getirmek üzere Yehova’nın yardımını bütün imanımızla ararken, İsa’ya, resullere ve ilk yüzyılda yaşayan diğer Hıristiyanlara benzemeğe çalışalım. Dualarımız her zaman şöyle olsun: “Ve şimdi ya Yehova (YD) . . . . kullarına . . . . senin sözünü bütün cesaretle söylemeği ihsan eyle.”—Res. İşl. 4:29, 30.