Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/9 s. 7-12
  • Armagedon’a Yaklaşıyor muyuz?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Armagedon’a Yaklaşıyor muyuz?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • GELMEKTE OLAN “BÜYÜK SIKINTI”
  • ONA YAKLAŞTIĞIMIZI NASIL BİLİYORUZ?
  • DAHA ÇOK DELİLLER
  • Kutsal Kitap Ne Diyor?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (Halka Yönelik)—2017
  • Armagedon Mutlu Bir Başlangıç
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2005
  • “Son Günlerde” Yaşadığımızı Nasıl Biliyoruz?
    Tanrı Bizimle Gerçekten İlgileniyor mu?
  • Armagedon—Ne Demek Değildir?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/9 s. 7-12

Armagedon’a Yaklaşıyor muyuz?

“O zaman büyük sıkıntı olacaktır ki, dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamıştır, ve hiç olmıyacaktır.”—Mat. 24:21.

1. (a) Bazı insanların anlayışına göre “Armagedon” ne anlam taşır? (b) Armagedon acaba sadece milletler arasında yapılacak olan bir savaş mıdır?

“ARMAGEDON” kelimesi, birçok insanın kulaklarında kötü bir şeyin alameti olarak çınlıyor. Bazıları, onu, belki bir savaş yüzünden bütün insan hayatının yok edileceği ve yerin oturulmaz hale getirileceği “dünyanın sonu” olarak telakki ediyorlar. İngilizce konuşanlar için “Armagedon” sözcüğü bir felaketi, hatta bir savaşı kastediyor, fakat Mukaddes Kitap, onun “Armagedon” diye adlandırılan yerde savaşılan “her şeye kadir olan Allahın büyük gününün cengi“ olduğunu söylüyor.—Vah. 16:14, 16.

2. Armagedon savaşı insanlığın veya bu yerin sonu anlamına mı gelecek?

2 Tanrı’nın Armagedon savaşı acaba bütün insanlığın veya bu gezegenin sonu anlamına mı gelir? Katiyen! Bizzat Tanrı’nın Sözü bize şu teminatı veriyor: “Gökleri yaratan Yehova (YD), dünyaya şekil veren, ve onu yaratan, onu pekiştiren, ve onu boşuna yaratmıyan, üzerinde oturulsun diye ona şekil veren Allah şöyle diyor.”—İş. 45:18.

3. Armagedon neler başaracak?

3 Her ne kadar Armagedon, yerin ve bütün insanlığın sonu anlamına gelmezse de, muhakkak bizim bildiğimiz şekilde bir şeyler sisteminin (veya bir “dünya”nın) sonu anlamına gelecektir. Armagedon vasıtasıyla Tanrı bu kadar acıya yol açmış olan günlerimizdeki bozulan siyasal, ekonomik, toplumsal ve dinsel sistemleri tamamıyla varlıktan silecektir. “Yehova’nın sözü; çünkü hükmüm milletleri toplamaktır, ta ki, ülkeler üzerine gazabımı, kızgın öfkemin hepsini dökmek için onları bir araya getireyim.” (Tsef. 3:8) Böylece Armagedon savaşı, “kırallar”a, “milletler”e ve “ülkeler”e karşı Tanrı’nın hükmünün infazı anlamına gelecektir. Bunlardan başka Mukaddes Kitabın söylediği gibi, hüküm giyecek olanlar şimdiki kötü şeyler sisteminin destekleyicileri olan “binbaşıları”, “yiğitleri”, “hürleri”, “köleleri”, “küçükleri” ve “büyükleri”dirler.—Vah. 16:14; 19:18.

4. Mukaddes Kitaptaki peygamberlik, Armagedon’dan sonraki durumları nasıl tarif ediyor?

4 Şimdiki şeyler sisteminin sonunda Tanrı’nın kuracağı tamamıyla yeni bir nizam, O’nun iradesini “gökte olduğu gibi yerde de” yerine getiren bir insan toplumuna yol açacaktır. (Mat. 6:10) Mukaddes Kitaptaki peygamberliğin önceden söylediği gibi, Armagedon’dan sonra kurulacak bu yeni nizamda “salâh” [adalet, YD] duracak”tır. (II. Pet. 3:13) Yüzyıllar boyunca çekilen haksızlık, ıstırap, yürek acısı ve dökülen gözyaşlarından sonra, bu ne kadar ferahlık ve heyecan verici olacaktır! Tanrı’nın iradesi bütün yerde yerine getirilince ve adil durumlar kurulunca, görülmemiş bir mutluluk devresi başlayacaktır. Mukaddes Kitap şunları önceden bildiriyor: “Fakat halimler dünyayı miras alacaklar, ve selâmet [sulh, YD] bolluğunda lezzet bulacaklardır.” (Mezm. 37:11) İsa’nın bunu bir “cennet” olarak adlandırdığına şaşmamak gerekir.—Luka 23:43.

GELMEKTE OLAN “BÜYÜK SIKINTI”

5. Büyük sıkıntı nedir? Onun çok kısa süreceğini nasıl biliyoruz?

5 Tanrı’nın Armagedon savaşı “büyük sıkıntı” diye adlandırılan devrenin son kısmı olacaktır. İsa ona atfen şöyle dedi: “O zaman büyük sıkıntı olacaktır ki, dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamıştır, ve hiç olmıyacaktır.” (Mat. 24:21) Geçmişte vuku bulan felaketleri düşünürsek, gelmekte olan “büyük sıkıntı”nın, tüm insanlık tarihinde görülmemiş bir kargaşalık devresi olacağı anlaşılır. Fakat bu süre Tanrı’nın merhametli şekilde ‘kısıltacağı’ çok kısa bir süre olacaktır.—Mat. 24:22.

6. “Büyük sıkıntı”ya neden güvenle göğüs gerebiliriz?

6 Bununla beraber, “büyük sıkıntı” en feci zaman devresi olacaksa da, onu hemen en iyi zaman devresinin, yani Tanrı’nın yeni nizamının takip edeceğini bilmek teselli edicidir. Aynı zamanda, şimdi yaşıyan birçok insanın, gelmekte olan bu büyük sıkıntı sırasında sağ kalacaklarına dair çok mutluluk verici bir ümit de var! Tanrı’nın Sözü “her milletten ve sıptlardan ve kavmlardan ve dillerden, kimsenin saymağa kadir olmadığı büyük (bir) kalabalık”ın “büyük sıkıntıdan gel”erek sağ kalacağını vaat ediyor. Tanrı şimdi bile onların gözlerinden bütün gözyaşlarını sildi. (Vah. 7:9, 14, 17) İsa, bu nedenle, insanların henüz “büyük bir sıkıntı”ya göğüs germeleri gerektiğini bildiği halde, gelecek için çok olumlu düşünüyordu. O ümit dolu şu sözleri söyledi: “Fakat bu şeyler olmağa başlayınca, yukarı bakın, ve başınızı kaldırın; zira kurtuluşunuz yaklaşıyor.”—Luka 21:28.

7. Başkaları neden insan tarihinde bir zirveye ulaşıldığını hissediyorlar?

7 Sadece Yehova’nın Şahitleri, yıllardan beri milletlerarası çapta gelmekte olan Armagedon ile bir zirveye ulaşacak olan bu sıkıntı vaktine dair uyarmak üzere büyük faaliyet gösterirler. (Mar. 13:10) Bazen başka insanlar bir felaketin yaklaştığını sezinliyorlar, çünkü dünya durumunun kötüye gittiğini ve gerçek ve sürekli bir düzeltme için ümit kalmadığını görüyorlar. Örneğin Miami Herald’ın başyazarı Jim Mampton 4 Mayıs 1980’de şunları yazdı:

“Bu günlerde karnıma giren ve gittikçe arttığını duyduğum sancının aynısını siz de duyuyor musunuz? Ülkenizde, hatta bütün dünyada bazı durumların tamamıyla yanlış geliştiğini söyleyen ve gözünüze uykunun girmesini engelleyen o korkunç duygu sizde de var mı? Armagedon’un sadece Mukaddes Kitapta bulunan temsili bir tablo olmadığını, gerçek olduğunu fark ederek bu yüzden tir tir titrediğinizi hiç hissettiniz mi? Hayatınızda ilk defa alevin fitile bu kadar yaklaşmış olduğundan Armagedon’un gerçekten mümkün olduğunu hiç düşündünüz mü?

Bende buna dair bir korku var. Ben bunu kabul etmekten utanmıyorum, çünkü bir sürü dostuma da acaba aynı korkuyu duyuyor musunuz diye sordum ve onların hepsi evet dediler. . . .

Az çok mantıklı düşünen bir kimse, geçen birkaç yılda olup biten felaketle sonuçlanan olayları bir araya getirirse, dünyanın tarihsel bir durumun kapı eşiğinde bulunduğunu görebilir. Bu, Rönesans, Endüstri Devrimi veya Elektronik Çağı kadar önem taşıyan bir kapı eşiğidir ve insanın yaşayışını ebediyen değiştirecek niteliktedir.

Fakat uygarlığın ilerleyişi için gerekli yararlar sağlayan o kapı eşiklerinden farklı olarak bu . . . . dünyanın asla görmediği bir kötülük ihtimalini taşıyor.”

Bu yazar, her ne kadar Armagedon’u tamamıyla Mukaddes Kitap açısından görmüyorsa da, insanlığın “dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamış” bir sıkıntı vaktine yaklaştığını söylerken doğruyu söylüyor. İnsanlığın aslında yüz yüze gelmiş olduğu bu olay, İsa’nın önceden bildirdiği gibi, dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamış ve hiç olmıyacak olan büyük sıkıntıdır.

8. Neler hakkında bilgiye ihtiyacımız var ve neden?

8 Bu nedenle eğer hayatı seviyorsak ve Tanrı’nın getireceği yeni adil bir nizamda yaşamak istiyorsak, gelecek olan “büyük sıkıntı” ve onun zirvesi olan Armagedon hakkında bilgi almalıyız. Buna çok ihtiyacımız var. Şu sorular için bir otoriteye dayanan emin cevaplar bulmamız gerekir: “Büyük sıkıntı”ya gerçekten yaklaştığımızı nasıl biliyoruz? Hangi olay onun başladığını gösteren emin bir işaret olacak?

ONA YAKLAŞTIĞIMIZI NASIL BİLİYORUZ?

9, 10. Mukaddes Kitap “büyük sıkıntı”ya yol açan devreyi nasıl tarif etti?

9 İsa, gelmekte olan “büyük sıkıntı” hakkında konuşurken, aynı zamanda, onun yaklaştığını gösteren delilleri de önceden bildirdi. Şakirtleri, o vakit İsa’ya “şeyler sisteminin sona erişi”nin alâmetinin (YD) ne olacağını sordular. (Mat. 24:3) İsa, daha önce misli görülmemiş problemlerle karşılaşacak olan belirli bir nesilden söz etti. O nesil için milletlerarası savaş, salgın hastalıklar, kıtlıklar ve “yer yer” zelzeleler olacağını da önceden bildirdi. Kendisi bunları “ağrıların başlangıcı” diye adlandırdı. Güçlükler o ölçüde artacaktı ki “milletler çıkar yolu bilmeyip (YD) şaşkın” olacaklar ve birçokları “korkudan, ve dünyaya gelmekte olan şeyler için beklemekten bayılacaklar”dı.—Mat. 24:7, 8; Luka 21:10, 11, 25, 26.

10 Resul Pavlus, o olaydan 32 yıl sonra Tanrı’nın mukaddes ruhunun ilhamı altında peygamberlik niteliğini taşıyan ve bu “şeyler sisteminin sona erişi” ile ilgili şunları yazdı: “Bunu bil ki, son günlerde çetin anlar gelecektir. Çünkü insanlar, kendilerini seven, parayı seven, övünücü, mağrur, küfürbaz, ana babaya itaatsiz, nankör, murdar, şefkatsiz, amansız, iftiracı, nefsine mağlup, azgın, iyilik düşmanı, hain, inatçı, kibirli . . . . olacaklardır.” Bu peygamberlik aynı zamanda “kötü ve sahte adamlar aldatarak ve aldanarak fenalıkta daha ileri gidecekler” dedi. Böylece “son günler” başladıktan sonra insanların işlerinin gitgide yozlaşacağını ve “büyük sıkıntı”nın patlak vermesiyle doruğuna ulaşacağını belirtti.—II. Tim. 3:1-5, 13.

11, 12. M. S. 1914 yılı neden tarihteki bir dönüm noktası idi?

11 İsa ve Pavlus gibi Mukaddes Kitap yazarlarının işaret ettikleri bu dönem, bizzat içinde yaşadığımız dönemdir! Gerçekten bu zaman süresi I. Dünya Savaşının patlak verdiği ve çağdaş tarihin bir “dönüm noktası”nı teşkil ettiği 1914 yılından bu yana süregelmektedir. Birçok tarihçi, o yıla, dünyanın daha önce hiç bir vakit bu kadar küresel çapta karşılaşmadığı bir bunalım devresine girdiği zaman olarak işaret ettiler. I. Dünya Savaşı bunun bir ispatıdır, zira o kendinde önceki bütün savaşlardan daha feci idi; bu nedenle “Büyük Savaş” diye adlandırıldı. O ilk küresel veya dünya savaşı idi. Topyekûn bir savaştı ve hemen hemen dünyanın her ülkesini etkiledi.

12 General Richard Thoumun’in yazdığı ve önce Fransa’da yayımlanan La Grande Guerre (Büyük Savaş) adlı kitap I. Dünya Savaşına ilişkin şöyle diyor: “Birinci Dünya Savaşının döktürdüğü kan ve gözyaşı yerin yüzünü değiştirdi.” Bu general aynı zamanda şunları da yazdı:

“Nihayet Kasım 1918’de Silahlar bırakılınca on milyon kişi hayatlarını kaybetmişti ve bunun iki misli insan yaralanmış veya sakatlanmıştı. Bu savaşın ‘Büyük Savaş’ diye adlandırılabildiğine hayret etmemeli. . . .

Birinci Dünya Savaşının emsalsiz büyüklüğü . . . . genişlik, sayı, endüstrinin imal ettiği malzemeler ve harap edilen maddi şeyler açısındandı. . . . Ondan önce, hiçbir zaman, savaşlarda bu kadar çok ülke ve bu kadar muazzam ordular birbirine girmemişlerdi; hiçbir zaman bu kadar yüksek oranda insan öldürülmemiş veya sakatlanmamıştı; insanlar bundan önce hiçbir zaman bu kadar güçlü silahlarla savaşmamışlardı.”

13. I. Dünya Savaşı boyunca ve ondan sonra olup biten başka hangi olaylar “son günler”in o vakit başladığını gösteriyor?

13 1918’de savaş sona ermeden önce İspanyol gribi salgını yeri kaplamağa başladı. Bu grip 20 milyondan fazla insanı öldürdü. Bu sayı, savaşta ölenlerden fazla idi. Ayrıca savaş süresince ve daha sonra, milyonlarca insan açlık yüzünden öldüler. Depremler de birçok insanın hayatına mal oldu; 1915’te İtalya’da hemen hemen 30.000 kişi öldü; 1920’de Çin’de yaklaşık olarak 180.000 kişi öldü; 1923’te Japonya’da 143.000 kişi yok oldu. Bir muhabir olan Frank Peters St. Louis Post-Dispatch gazetesinde önemli nedenlere dayanarak şunları yazdı: “Uygarlık 1914’te acısı büyük ve belki de ölümle sonuçlanacak olan bir hastalığa tutuldu.” Evet, dünya savaşı, salgın hastalıklar, kıtlıklar ve “yer yer” depremler. Bunlar kesinlikle İsa’nın önceden bildirdiği “ağrıların başlangıcı”dır. “Son günler”, veya “sonun vakti” gerçekten o zaman başladı.—Mat. 24:8; II. Tim. 3:1; Dan. 12:4.

DAHA ÇOK DELİLLER

14. “Son günler” boyunca hayli ilerlemiş olduğumuzu neye dayanarak söyleyebiliriz

14 Kritik olan 1914 yılından bu yana, şimdi eriştiğimiz 1981 yılına kadar 67 yıl geçti. Bu süre içinde, 55 milyon insanın hayatına mal olan ve nükleer çağı açarak iki şehrin atom bombasıyla harap edilmesiyle sona eren bir II. Dünya Savaşı da cereyan etti. O zamandan bu yana gelişen ortam, insanlığın kendi problemlerini halledemediğini ve bu şeyler sisteminin her kısmının yozlaşıp çöktüğünü göstermektedir. Bütün bunlar “son günler” boyunca epeyi ilerlemiş olduğumuzu ve olayların “büyük sıkıntı”ya doğru hızla geliştiğini göstermektedir.

15, 16. Başkaları günlerimizdeki durumla ilgili neler söylüyorlar?

15 Örneğin, bir ekonomist olan Leonard Silk 1979’un sonunda şunları yazdı: “Şu bayram günlerinde en az bulunabilen şey galiba petrol değil, fakat ümittir. Zira 1970’ler sona erdiğinde dünya ekonomisini ve dünya sulhunu tehdit eden tehlikeler—daha da artmaktadır.” Bir yazar olan Max Lerner, 1980 yılının ilkbaharında şunları yazdı: “Görüldüğü gibi dünya, enflasyon, grevler, iflaslar, bağnazlık, terör yüzünden hiçbir işin yürümediği kimsenin kontrol altında olmadığı bir noktaya yaklaştı. Acaba herhangi bir kimse herhangi bir yeri hâlâ yönetebilir mi?”

16 Birleşik Devletlerde büyük şehirlerin belediye başkanlarına, bu şehirlerin banliyöleri neden bu kadar feci durumdadır diye sorulunca, onlardan biri şöyle bir cevap verdi: “Problemler hemen hemen aşılamaz hale geldi. Düş kırıklığına uğramayan biri düşünmeyen biridir.” Başka bir belediye başkanına şehirlerin “yönetilemez” olup olmadıkları soruldu ve o, gerçekler “bir kimseyi hiç olmazsa düşünmeğe sevk eder” dedi. Benzer şekilde Scarcity (Kıtlık) adlı kitabın müellifi Gus Tylers öyle yazdı: “Soygunculuk, hırsızlık, polis öldürmek gibi olaylar ve uyuşturucu madde dilenciliği birçok şehri yarı yarıya anarşik hale getirdi.”

17. Ünlü bir politikacının başkanlık ettiği bir grubun büyük çaba harcayarak yaptığı araştırmalar onları hangi sonuca vardırdı?

17 Federal Alman Cumhuriyetinin eski başbakanı Willy Brandt iki buçuk yıl boyunca dünya durumunu inceleyen bir gruba başkanlık etti. Geçenlerde vardıkları sonuç şuydu:

“Dünya toplumu, 1980 başlarken, İkinci Dünya Savaşından bu yana herhangi bir zaman karşılaştığından çok daha büyük tehlikelerde yüz yüze gelmiş bulunmaktadır. Dünya Ekonomisi, öylesine kötü şekilde işliyor ki, bütün milletlerin hem şimdiki, hem de uzun vadeli menfaatlerini zarara sokmaktadır. . . .

“Yoksulluk ve açlık problemleri gittikçe daha ciddi bir hale gelmektedir; şimdiden 800 milyon fakir insan var ve sayıları artmaktadır; buğday ve diğer gıda maddelerinin kıtlığı, açlığı ve açlık ise ölüm ihtimallerini artırmaktadır. . . .

“Gelişme süresinde olan ülkelerde, her yıl beş yaşından küçük 20 ila 25 milyon çocuk ölmektedir. . . .

“Birkaç fakir ülke ekolojik sistemlerin bir daha düzeltilemez şekilde harap olmasıyla tehdit edilmektedir; ayrıca birçok ülkede gıda açığı da gittikçe büyümektedir; sonuç olarak büyük kitleler açlıktan ölebilir. Milletlerarası ekonomide . . . . büyük borçları olanların bunu ödeyemeyecek hale gelmeleriyle veya bankaların iflas etmeleriyle kredi konusunda bir çöküntü mümkün. . . . Savaşlara yol açan kaynakları etki veya kontrol altına almayı amaçlayan gittikçe şiddetlenen bir mücadele vardır.”

18. Dünyadaki hangi gelişmeler “büyük sıkıntı” için yol hazırlandığını doğruluyorlar?

18 Bunlara, son yıllarda varlığı bol delillerle kanıtlanabilen aile hayatının çöküşünü, evliliğin bozulup parçalanışını, her tür cürmün ve şiddetin büyük ölçüde artışını, uyuşturucu maddelerin kötüye kullanılışını, alkolizmin feci şekilde artışını ve gençliğin kanunsuz eylemlerdeki çoğalan olaylarını ekleyin. Tıpkı İsa’nın söylediği gibi “büyük sıkıntı”ya az zaman kala insan toplumunun asıl yapısının bugün çökmekte olduğu belli değil mi? (Mat. 24:12) Bunun yanısıra World Press Review da belirtilen şu gelişmeyi düşünelim: “Seksenlerin dünyası birçok yönde insanı korkutuyor. Sadece birçoklarının çektikleri yoksulluk ve haksızlık yüzünden değil . . . . fakat insanlara küresel harabiyet getirebilecek olan bu araçlar “dehşet verici” olarak nitelendirildi.” Buna şaşmamak gerekir, zira İngiltere’de çıkan New Scientist (dergisi) şöyle diyor: “Şimdi silah depolarında yaklaşık 60.000 nükleer başlık var, bunların patlama gücü 16.000 milyon ton TNT’ye eşittir. (Yani Hiroşima’ya atılan bombanın 1.250.000 katına denktir).” Bu silahlardan bazıları, yani bir tek bomba, küçük bir ülkeyi veya büyük bir ülkenin bir bölgesini tamamen yok edebilecek güçtedir. Evet, tarihte ilk defa insan, yerdeki hayatın en çoğunu yok edebilecek duruma gelmiştir.

19. Günlerimizdeki problemlerin halledilmesi için kime güvenmeliyiz?

19 Buna rağmen acaba dünya liderlerinin, belki samimi, akıllı, nüfuzlu ve iyice haberdar edilmiş olduklarından, bu problemleri herhangi bir şekilde çözeceklerini düşünmemiz yerinde olur mu? Bakın Birleşik Devletlerin eski Maliye Bakanı Michael Blumenthal neler söylüyor: “Kimse şimdiki durumu tamamıyla anlayamamaktadır. Buna, işlerin nasıl yürütüleceğiyle meşgul olan bütün hükümet memurları dahildir. Onlar, tıpkı sizin sabahleyin gazeteyi açtığınız zaman duyduğunuz şaşkınlık kadar şaşkındırlar. Gerçek hiç kimse . . . . içine düştüğümüz problemleri, doğrulukla önceden bildirememesidir..” Fakat Mukaddes Kitap bunu yapmıştır; o şu hikmetli öğüdü de ekliyor: “Emîrlere ve kurtarışı olmıyan âdem oğluna güvenmeyin.” Bunun yerine “ne mutlu o adam ki . . . . ümidi Allahı RABDEDİR [Tanrısı Yehova’dadır, YD] . . . . Ebediyen hakikati koruyan[dadır]”—Mezm. 146:3-6.

20. Hangi şeyden emin olabiliriz ve hangi sorulara bir cevap arıyoruz?

20 Mukaddes Kitabın peygamberliğinde önceden bildirilen bütün durumlar kesinlikle görülmektedir. Gerçekten bu şeyler sisteminin “son günleri” içinde bir hayli ilerlemiş durumdayız ve bunların son kısmında, yani Armagedon’da bitecek olan “büyük sıkıntı”ya yaklaşıyoruz. O halde “büyük sıkınt”nın başladığına dair işaret ne olacak? Bu işaret zaten iyice gelişmiş durumda olan bir olaydır. Bu olay nedir? Bu olay takip eden makalede müzakere edilecek.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş