Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/10 s. 5-10
  • Tanrı’nın Tedip Ettiği Kişilere Ne Mutlu

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı’nın Tedip Ettiği Kişilere Ne Mutlu
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • BİRBİRİNİZİ SEVGİ İÇİNDE TEDİP ETMEK
  • KARARLILIKLA HAREKET ETMEK
  • “ONA NİŞAN KOYUN”
  • İHTİYARLARDAN OLUŞAN BİR HEYETLE GÖRÜŞMEK
  • Biri Sana Yanlışını Gösterdiğinde
    Uyanış!—2014
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2024
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Cemaatin Barışını ve Temizliğini Korumak
    Yehova’nın İsteğini Yerine Getiren Teşkilat
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/10 s. 5-10

Tanrı’nın Tedip Ettiği Kişilere Ne Mutlu

“Ne mutludur, ya RAB [Yah, YD] tedip ettiğin ve kendisine kanunundan (YD) öğrettiğin adam.”—Mezm. 94:12.

1, 2. Tanrısal tedip hakkında ne hissetmeliyiz?

SÖZ veya davranışta Tanrı’nın adil yolundan saptığın ve standartlarına erişemediğin son defa ne zamandı? Her halde çok geriye gitmene gerek yok; üzerinden ancak birkaç saat veya gün geçmiş olabilir, çünkü hepimiz günah işliyor ve Tanrı’nın izzetini uygun şekilde yansıtamıyoruz.—I. Kır. 8:46; I. Yuh. 1:8-10.

2 Yehova’nın, sevgisi sayesinde bizi tedip etmeye arzulu ve kadir olduğundan mutlu olabiliriz. “İnsana ilim öğreten, milletleri tedip eden, tekdir etmez mi? Ne mutludur, ya RAB [Yah, YD] tedip ettiğin, ve kendisine kanunundan (YD) öğrettiğin adam.” Yehova’nın ‘bizi tedip etmesine müsaade edersek, mutlu olacağız, çünkü O’nunla uyum içinde kalacağız.—Mezm. 94:10, 12.

3. Hangi konular yerinde olarak ele alınır?

3 Hıristiyanlar, Mukaddes Kitabın “Yehova sevdiğini disiplin eder” teminatına güvenebilirler. (İbr. 12:6, YD) Bundan dolayı tedip, tövbe ve müşareket kesimiyle ilgili meseleler üzerinde Mukaddes Kitaba dayanan bir müzakereyi sunmaktan memnunluk duyuyoruz. Beş makaleden oluşan bu müzakere, herkesin bu meselelerde rol oynayan Mukaddes Kitap Prensipleri hakkında net bir anlayış kazanmasına ve ‘kemale erişmeğe gayret etmesine, teselli bulmasına, aynı şeyi düşünmesine ve barışta olmasına’ yardımcı olmalıdır.—II. Kor. 13:11.

4, 5. Yehova Tanrı bizi nasıl tedip eder?

4 Tanrı, bizi sık sık öylesine nazik ve yumuşak şekilde tedip eder ki, tedip edildiğimizin farkında bile olmayabiliriz. Belki O’nun Sözünde düşünüşümüzü düzelten veya bizi istenmeyen bir hareket tarzından vazgeçiren bir şeyler okuyabiliriz. Başka zamanlarda, Tanrı’nın tedibi daha kesin, hatta biraz acı bile olabilir. Bununla beraber O, bize en çok yarayacak olan tedip yöntemini ve ölçüsünü bilir. (Yer. 30:11) O’nun tedibini istekle kabul etmemiz ne kadar iyi olur, çünkü Tanrı, bir babanın sevdiği oğluna yaptığı gibi, sevgisi sayesinde bizi disiplin eder! Ayrıca Yehova Tanrı’nın sınırlı veya ölçülü biçimde verdiği tedibi kabul etmek, yok olacak kadar cezalandırılmaktan çok daha hikmetli bir davranış olur.—Yer. 10:24; İbr. 12:5.

5 Tanrı, bazen insanı başka bir insan vasıtasıyla tedip eder. Kendisi İsrail milletine peygamberler ve hâkimler göndermiştir. Diğer yandan Tanrı, kişinin, özel olarak da hikmetli bir şekilde tedip edilmesini sağlayabilir. Eyub’un sahte “teselliciler”inden biri, onun ‘birçoklarını tedip ettiğini’ kabul etmek zorunda kaldı. (Eyub 4:3, YD; 16:2) Tanrısal bağlılığıyla göze çarpan bir adam olan Eyub tarafından hikmetle tedip edilmek ne büyük bir nimet olmalıydı! Böyle olduğu halde kendimize şunu sorabiliriz: ‘Acaba Tanrı’nın kâmil hikmetine dayanan, ama bir insandan gelen bu tür yararlı tedipleri kabul etmeye hazır mıyım?’

BİRBİRİNİZİ SEVGİ İÇİNDE TEDİP ETMEK

6. Bir kardeşimiz bizi neye dayanarak tedip edebilir?

6 Başkasını sevgi dolu şekilde tedip etmemiz ve onun tarafından da aynı şekilde tedip edilmeyi kabul etmemiz için İsa bir temel koymuştur. Ciddi kişisel kabahatlari kapsayan, fakat prensip itibarıyla birçok durumlara uygulanabilen sözlerle İsa şöyle dedi: “Kardeşin suç işlerse, onu azarla [tedip et, YD] eğer tövbe ederse, ona bağışla” (Luka 17:3) Aynı zamanda resul Pavlus, “Rabbin kulu” başkalarını ‘sabırlı ve nazik tarzda tedip eden’ olmalı diye yazdı.—II. Tim. 2:24, 25, NAB.

7. Ciddi bir günah işlenirse, ne yapılmalıdır?

7 Cemaatteki çobanlar veya tayin edilmiş nazırlar, her Hıristiyanla şahsen ve aynı zamanda sürüyü tüm olarak korumakla ilgileniyorlar. (İbr. 13:17; I. Pet. 5:2, 3) Dolayısıyla birisi ciddi bir günaha düştüğü zaman, bu mesele onların dikkatine sunulmalıdır. Günah işleyen bizzat “cemaatin (YD) ihtiyarlarını çağırt”malıdır. Ayrıca bir Hıristiyan başka birinin ciddi bir günah işlediğini öğrenince, cemaatin temizliğini düşünerek hem günah işleyeni, hem de durumu ihtiyarlara bildirmelidir. (Lev. 5:1) O zaman ihtiyarlar söz konusu suça düşen kişiye yardım edebilirler ve onu bu kötü yoldan döndürerek ölümden canını kurtarabilirler.’—Yak. 4:14, 16, 19, 20.

8. Kardeşlerimizin çok önemli olmayan hatalarını nasıl telakki etmeliyiz?

8 Daha az ciddi olan kabahat ve suçlar var; bunlar hakkında olgun Hıristiyanlar böyle suçlar işleyenlere Mukaddes Kitaptan nasihat edip yardım edebilecek durumda olabilirler. Tabii, bir kimsenin az önem taşıyan hatalarının aşırı tenkitçisi olmaktan sakınmalıyız, çünkü Tanrı bizi ‘birbirimize karşı sabrederek tahammülü giyinmeyi’ önemle teşvik eder. (Kol. 3:12, 13) ‘Alçak gönüllülükle, diğerini kendimizden üstün sayarak, sadece kendi işlerimize değil, diğerlerinin de işlerine bakmalıyız.’ (Fil. 2:3, 4) Tanrı, bize ‘suçları bağışlamanın güzelliğimiz olduğu’na dair teminat veriyor.—Sül. Mes. 19:11.

9, 10. Bir kardeş görünürde yanlış bir adım atarsa ne yapılabilir?

9 Bununla beraber, bir Hıristiyan kardeşimizin yanlış bir adım attığını veya kötü bir alışkanlıktan dolayı tehlikeli bir duruma düşmek üzere olduğunu gördüğümüz anlar olabilir. Örneğin, bir kardeşimizle yakından arkadaşlık ederken onun çok içki içmeye eğilimli olduğunu fark edebiliriz. Onun bir ayyaş olduğunu [olduğu] söylenemez, fakat o açıkça “şaraba meyyal” biridir. (I. Tim. 3:8) Öyleyse onu sevgiyle uyarmak yararlı olabilir. Ama kim bunu yapabilir?

10 Pavlus, Galatyalı Hıristiyanlara şunları yazdı: “Siz ki, ruhanîsiniz, eğer bir adam bir suçta tutulursa, böyle birini hilem ruhu ile ıslah edin.” (Gal. 6:1) “Ruhani”, yani ruhi yeterlikleri olan bir Hıristiyan o kişiyi nezaket, takt dolu şekilde ve çeşitli tarzlarda tedip edebilir. Örneğin, genel bir sohbette kendisine bir şeyler söyleyebilir. Böylece kasten öğüt verildiği izlenimi uyanmaz. (Sül. Mes. 15:23) Veyahut kendisi özel olarak uyarıcı sözlerle bunu yapabilir. Ama—önemli olan—onun gayreti, tenkitçi ruhtan değil, sevgi dolu ilgiden kaynaklanmalıdır.—I. Kor. 13:4, 5.

11. Filipi’deki kardeşler orada problemi olan bazılarına nasıl yardım edebildiler?

11 Hıristiyan birader ve hemşirelerin yardımcı olabilecekleri başka durumlar da vardır. Pavlus, Filipi’de mevcut olan bir problem hakkında şunları yazdı:

“Rabde ayni şeyi düşünmeyi Evodiya [Evodiyaya] rica ederim, ve Sintihiye rica ederim. Evet, ey öz arkadaşım, sana da yalvarırım, kendilerine yardım et; çünkü o kadınlar benimle . . . . incilde cehdettiler.”—Fil. 3:2, 3.

Meshedilmiş bu iki Hıristiyan kadın arasında görünürde bir problem veya önemli bir anlaşmazlık mevcuttu. Muhakkak ki, resul Filipilileri bu anlaşmazlık konusunda taraf tutmaya teşvik etmiyordu. Bu, cemaatin kutuplaşmasına yol açacak ve fırkacılık, kıskançlık ve çekişme yaratacaktı. (I. Kor. 1:10-13; 3:2-9) Bu, kaçınılması gereken ciddi bir tehlikedir. Bunanla beraber, Filipi’deki kardeşlere, “öz arkadaş” gibi, söz konusu kadınların dertlerine veya görüşlerine karışmadan Hıristiyan birliğini sağlamak, bağışlayıcı olmak ve sevgide beraber çalışmak hedefine ulaşmak üzere onları tedip ederek teşvikte bulunabildiler. (Mat. 5:23-25; Efes. 4:1-6, 31, 32; Tit. 2:3-5) Eğer bir iman kardeşin seni böyle iyi bir saikle tedip ederse bunu iyilik olarak saymalısın.—Mezm. 141:5.

KARARLILIKLA HAREKET ETMEK

12, 13. Cemaatte hangi türden daha ciddi suçlar olabilir?

12 Ara sıra Tanrı’nın talimatlarına uymayan bir davranışta bulunan ve ihtiyarların bile sundukları yardımlara rağmen değişmeyen bir Hıristiyan bulunabilir. Burada, bir başkasıyla sırf kişisel anlaşmazlık içinde bulunan biri söz konusu değildir. Ayrıca Hıristiyan olgunluğuna doğru yeni ilerlemekte olan ve bu nedenle çeşitli yönlerden devamlı gelişmeye ihtiyacı olduğunu gösteren biri de kastedilmiyor. Pavlus, sabırlı, sevgiyle ve onların ilerlemelerini sağlayan bir amaçla yardım edilmeleri gereken, henüz olgun olmayan Hıristiyanların olacağını biliyordu. (Rom. 14:1; 15:1; I. Kor. 13:11; Fil. 3:15, 16) Fakat bunlardan ayrı olarak, ciddi bir günah olmamakla beraber, Tanrı’nın öğüdüyle açıkça çatışan bir hareketi seçen bir kimse olabilir.

13 Bu gibi Hıristiyanların arasıra cemaat içinde bulunması şaşırtıcı bir şey olmamalıdır. Mukaddes Kitap şöyle diyor: “Büyük bir evde yalnız altından ve gümüşten kaplar değil, fakat ağaçtan ve topraktan da kaplar vardır, ve bazısı şerefli ve bazısı şerefsiz iş içindir.” (II. Tim. 2:20, 21) Bir eve benzetilen cemaatte, yolları veya etkileri sağlıklı olmayan bazı fertler şerefsiz kaplar gibi olabilirler. Nitekim Timoteos ve başka sadık Hıristiyanların böyle şerefsiz kaplardan ‘kendilerini temizlemeleri” ikaz edildi.—Romalılar 16:7 ile karşılaştır.

14, 15. Selânik’teki cemaatte hangi problem doğdu? Hıristiyanlar böyle bir problemi nasıl karşılayabilirler?

14 Pavlus’un sözlerinin, böyle anlaşılmasına ve uygulanmasına uygun olarak, eski Selânik’te bu türden bir meselenin mevcut olduğunu görüyoruz. Cemaate, bir tüm olarak, her halde sağlam ve sağlıklı oldukları halde çalışmak istemeyen bazıları hakkında öğüt verildi. Sayısı az olan bu kişiler, Tanrı’nın tembellikle ilgili öğüdüne aykırı olarak başkalarının sırtından geçinmek istediler. Bu nedenle Pavlus şunları yazdı: “İmdi, ey kardaşler, bizden kabul ettikleri talime göre değil, nizamsızca yürüyen her kardeşten çekinmenizi Rab İsa Mesihin ismile size tenbih ederiz.”—II. Sel. 3:6; Sül. Mes. 20:4; 24:30, 31; Vaiz 5:12, 18; 10:18.

15 Evet, ihtiyarların Mukaddes Kitaptan cemaate verdikleri öğütler dahil, “sırf sözlerle tedip edilmesine müsaade etmeyen” biri bulunabilir ve bu kişi Tanrı’nın prensiplerine aykırı olarak yürümekte ısrar edebilir. Bu takdirde Hıristiyanlar, Pavlus’un öğüdüne göre, o kişiden ‘çekinmeğe’ kendilerini mecbur hissedebilirler.—Sül. Mes. 10:17; 29:19, YD.

“ONA NİŞAN KOYUN”

16. Pavlus, Selâniklilere hangi öğüdü verdi?

16 Pavlus, Selâniklilere tembel ve nizamsız olanlar hakkında öğütler vermeye devam ederken şunları yazdı: “Eğer bir kimse bu mektup vasıtası ile olan sözümüze itaat etmezse, utansın diye, onunla arkadaşlık etmemek üzere ona nişan koyun. Ve düşman gibi saymayın, fakat kardeş gibi nasihat edin.” (II. Sel. 3:14, 15) Dolayısıyla Hıristiyanlar, Tanrı’nın prensiplerini görmezlikten gelmekte ısrar eden birine “nişan” koyabilirler.

17. (a) Söz konusu öğüdün uygulanmasında neden dikkatli olmalıyız? (b) Bu konuda İsa ne dedi?

17 Böyle olmakla birlikte, bu Tanrısal öğüdü uygulamakta çok dikkatli olmalıyız, zira nakâmil olduğumuz için, örneğin, giyim stilleri gibi şahsen beğendiğimiz veya beğenmediğimiz şeylere dayanarak kişisel hükümler vermeğe eğilimli olabiliriz. Ama örnek olarak, eğer bir hemşirenin giysileri iffetsiz, edepsiz veya genel olarak kardeşleri şaşırtan nitelikte değilse, onun sadece bizimkinden farklı bir zevke sahip olduğunu kabul etmeliyiz. (Tekv. 37:3, 4; Yuh. 19:23; I. Tim. 2:9, 10) Fikir, zevk veya vicdan konusundaki farklılıklar gibi önemsiz meselelerde kardeşlerimize hükmetmek için hakimler olarak tayin edilmedik. (Rom. 14:4, 10-12) Aslında önemsiz bir noktada, bir kimse doğrulukla yürümüyorsa bile, İsa’nın şu nasihatini hatırlamalıyız:

“Hükmetmeyin ki, hükmolunmayasınız. Çünkü ne hükümle hükmederseniz, onunla hükmolunacaksınız; . . . . Ve niçin kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği seçmezsin?”—Mat. 7:1-3.

18. Eğer birisi Tanrı’nın öğüdünü açıkça çiğnerse, ne yapılmalıdır?

18 Bununla beraber, Tanrı’nın prensiplerinden önemli ölçüde sapan, belki son derece tembel veya tenkitçi, ‘başkasının işine karışan’, ‘boş boğazlık yapan’ biri varsa, o zaman ne olacak? (II. Sel. 3:11) Belki bahis konusu problem, başkalarından maddi açıdan yararlanmayı tertipleyen, açıkça uygunsuz olan eğlencelere dalan, veya henüz adli adımların atılmasını gerektirmeyen şüpheli başka davranışta bulunan birisi olabilir. İhtiyarlar ona yardım etmeye çalışmışlardır, ama o davranışında direniyor [direnir] ve cemaatteki başka kişileri etkileyebilir ve böylece diğerleri için tehlikeli olabilir. İhtiyarlar bu meseleyi görüşebilirler ve bu konuda cemaate Mukaddes Kitaba dayalı kuvvetli ve kesin bir konuşma vermek üzere aralarından birini görevlendirebilirler. Böylece ihtiyarlar, “nizamsızca yürüyen” kişinin isminden bahsetmeksizin böyle inatçı birinin ‘ağzını kapatabilirler.’—Tit. 1:10-13.

19. Problem hemen hallolmazsa, cemaatteki diğerleri nasıl bir tepki gösterebilirler?

19 Eğer cemaatte böyle bir durum varsa, Hıristiyanlar bu kişiye “nişan” koymaya kendilerini ferden mecbur hissedecekler.a Pavlus, bunun kısmen ne demek olduğunu şöyle açıklıyor: “Utansın diye, onunla arkadaşlık etme.” (II. Sel. 3:14) Bu, “nişan” konulmuş kişiyle toplumsal buluşmalarını kısıtlamanın uygun olacağı anlamına gelir. Fakat şahsi kararını ilan etmemeli veya onu yaymamalısın; başkalarını o yönde etkilemeye de çalışmamalısın. Böyle olmakla beraber cemaatin ihtiyarları tarafından verilen sağlıklı öğüdü uygun olarak “nişan” konulmuş kişi ile arkadaşlık etmekten kaçınmalısın. Öte yandan, onu tamamıyla reddetmeyeceksin, çünkü o hâlâ kendisi uğruna Mesih’in öldüğü Hıristiyan bir kardeşindir. “Nefret“ tohumlarının gelişmesine izin vermektense, onu “tedip” etmelisin. Nasıl? İyi bir örnek olmaktan başka, “onunla arkadaşlık etmeme” talimatına kararlılıkla itaat etmekle bu, onu tedip etmenin başka bir şeklidir. Fakat ona yardım etmek üzere daha fazlasını yapabilirsin.—Lev. 19:17; Tit. 2:7, 8.

20. Düzensiz yürüyen birine “nişan” konulmuşsa, senin başka hangi sorumluluğun vardır?

20 Cemaat toplatılarında ve tarla hizmetinde “nişan” konulmuş olan Hıristiyanla hâlâ karşılaşabilirsin. Böylece ona karşı “nişan” koymakla ilgili söz konusu olan diğer yükümlülüğünü yerine getirmek üzere fırsatın olabilir: “Düşman gibi saymayın, fakat kardeş gibi nasihat edin [uyarmaya devam edin, YD.]” (II. Sel. 3:14, 15) Eğer Tanrı’nın verdiği öğüdün bu yönüyle ilgili sorumluluğunu yerine getirmezsen ve “nişan” konulmuş kişiyi düşman gibi görürsen, senin hareket tarzın onunki kadar sevgisiz olabilir.

21. Bu Mukaddes Kitap düzenlemesinin gayesi nedir? (Say. 35:12; Tesn. 19:11, 12)

21 “Nişan” konulmuş kişinin utanacağı ümit edilir. O, senin Mukaddes Yazıların verdiği uyarıya uygun olarak, kendisiyle toplumsal arkadaşlıktan kaçındığını fark edebilir. Verilen bu disiplin, onun, ‘düşük elleri ve kötürüm dizleri doğrultmasına’ yardımcı olabilir, “ta ki, topal saptırılmasın, fakat daha ziyade şifa bulsun.” Tanrı’nın günümüzdeki cemaatiyle ilişkide bulunan büyük sayıda vefakâr kardeş varken, Hıristiyanların düzensiz bir kardeşe “nişan” koymaya mecbur olmalarını gerektiren bir olay, büyük ihtimalle ender rastlanan bir şey olacaktır. Ama eğer böyle bir şey olursa, belki tedip etme çabaları ve devamlı tembihler ‘adaletin sulh semeresini hasıl edecektir.’—İbr. 12:11-13.

İHTİYARLARDAN OLUŞAN BİR HEYETLE GÖRÜŞMEK

22, 23. Ciddi günah olayları nasıl ele alınmalıdır?

22 Gördüğümüz gibi, (paragraf 7’de) ‘ciddi günahlar işlemiş olan bir kişi’, ‘cemaatin ihtiyarlarının’ dikkatine muhtarçtır. (Yak. 5:14, 15) Bu erkekler, ruhen zayıflayarak ciddi günaha düşmüş olan birine Tanrısal tedip vermek için uygun durumda bulunuyorlar. Onlar kişinin muhtaç olduğu ruhi yardımı sağlayabilirler.—Sül. Mes. 6:23.

23 Ciddi bir suçun işlendiği bir olayı ele almak için, genellikle üç ihtiyardan oluşan bir heyet görevlendirilir. Onlar, sadece hâkimler veya ‘ruhi polisler’ olarak hareket etmezler. Onlar sürünün çobanlarıdırlar ve suç işleyen kişiyle ilgilendikleri zaman bunu ispat ederler. Harfi koyunların bir çobanı, intikam, haşinlik veya kusur bulma ruhunu göstermez; ihtiyarlar da göstermemelidirler. Onlar mahkûm etmek için değil, yardım etmek için görevli bulunuyorlar. (Yahuda 23, 24) Onların hedefi, günahkârı mümkünse yanlış yolundan döndürmektir.—Yak. 5:19, 20.

24. İhtiyarlar günahkâr için ne yapmaya gayret ederler?

24 Bununla beraber ciddi bir günahın işlendiği bir olayı ele alırken, ihtiyarlar, ‘sağlıklı öğretime hem tembih, hem de karşı söyleyenleri tedip edebilerek’, ‘sadık sözü sıkı tutmalıdırlar.’ (Tit. 1:9, YD) Böylece onlar, suç işleyene Mukaddes Yazılardan takip ettiği hareket tarzının yanlış olduğunu ve yolundan dönmesi gerektiğini hiç çekinmeden ve açıksözlülükle söylemelidirler. Onlar, onun tövbe ederek Tanrı ile tekrar barışmasını isterler.—I. Pet. 3:10-12.

25. Başka hangi durumlar incelenmelidir?

25 Fakat ihtiyarlar suç işleyenleri nasıl tedip etmelidirler? Tanrısal tövbe nedir? Bu nasıl belirtilir? İhtiyarlar, tövbe gösterilen ciddi günah olaylarını nasıl ele almalıdırlar? Suç işleyen, tüm cemaat önünde mi tedip edilmelidir? Bu durumlar bundan sonraki makalede müzakere edilecek.

[Dipnotlar]

a Bir kimseye “nişan” koymak ona özellikle dikkat etmek demektir. Mezmur 37:37; Filipililer 3:17 ve İbraniler 13:7’de gösterildiği gibi bunu birine olumlu şekilde dikkat etmekle karşılaştır.

[Sayfa 10’daki çerçeve]

TANRISAL TEDİBE BİZ DE NASIL DAHİLİZ?

Bazen Tanrı, bizi Mukaddes Kitap ve Mukaddes Kitabı açıklayan yayınlar vasıtasıyla tedip eder.

Veya bir Hıristiyan, özellikle bir ihtiyar, sevgi dolu şekilde dikkatimizi bir kusurumuza çekebilir.

Bir kimse düzensiz bir hareket tarzından vazgeçmek istemezse, ihtiyarlar, söz konusu hareket tarzı veya eğilim hakkında cemaati uyarmayı gerekli görebilir.

Aynı zamanda düzensiz yürüyenlere ferden bir “nişan” (II. Sel. 3:14, 15) koymamız gerektiğini hissetmeliyiz.

Bunu yaparsak, böyle kişilerle toplumsal arkadaşlıkta bulunmaktan kaçınacağız. Fakat hâlâ Hıristiyan kardeşlerimiz olduklarından dolayı böyle düzensiz yürüyenlere yardım etme ve tembih etme yükümlülüğümüzü de yerine getirmeliyiz.

[Sayfa 6’daki resim]

Hıristiyan bir arkadaşının tehlikeye girmek üzere olduğunu görürsen, ona nezaketle öğüt verir misin?

[Sayfa 7’deki resim]

Pavlus’un öğüdü: Tedip ve teşvikle muhtaç olanlara ‘yardımcı olmaya devam etmektir’

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş