Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w83 1/2 s. 13-18
  • Hayatınıza Rehberlik Eden Nedir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hayatınıza Rehberlik Eden Nedir?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Senin Vicdanın—O Nedir?
  • Aşırı Görüşler
  • Tanrı’nın Dengeli Ve Yararlı Rehberliği
  • Hıristiyanlar Kanundan Yoksun Değillerdir
  • Nasıl Rahat Bir Vicdana Sahip Olabilirsiniz?
    “Tanrı’nın Sevgisinden Ayrılmayın”
  • Tanrı’nın Verdiği Vicdandan Yararlanmak
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
  • İyi Eğitilmiş Bir Vicdanınız Var mı?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2005
  • İçinizdeki Sesi Dinleyin
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2007
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1983 (Dinsel Seri 25-36)
w83 1/2 s. 13-18

Hayatınıza Rehberlik Eden Nedir?

“Yollarında kusursuz olanlar, Yehova’nın kanununda yürüyenler ne mutludur.”—Mezm. 119:1, YD.

1. Tarih mutluluk için neyin önemli olduğunu gösteriyor?

‘MUTLU bir hayat için acaba neler gereklidir?’ Birçokları yiyecek, giyecek, barınak veya çeşitli dinlenme ve eğlence türleri gibi, maddi şeylerin gerektiğini söyleyecekler. Oysa tarih, mutluluk için en önemli şeyin hayata karşı olan tutumumuz ve hayat tarzımız olduğunu kanıtlamaktadır. İşverenimizle, arkadaşlarımızla ve ailemizle sürdürdüğümüz ilişkilerimizde, acaba gerçeği söyleyebilecek miyiz? Bize ait olmayan şeyleri alacak mıyız? Şüpheli işlere veya eğlencelere karışacak mıyız?

2. Bazı kimseler hayatlarına nasıl yön verirler? Bu, hangi sorulara yol açar?

2 Bazıları, bu sorulara verilecek cevabı kararlaştırırken, ya zaten bildikleri, ya da gerektiği zaman başvurabilecekleri belirli kuralların bulumasını isterler. Başkaları ise, vicdanlarına göre doğru olduğunu ‘hissettikleri’ şeyleri yaparlar. Bununla beraber sen, belki şu soruları soracaksın: Mukaddes Kitap, ‘vicdana’ çok değindiğine göre, acaba vicdan nedir? Nasıl çalışır? Karar vermemizde ve mutluluğu bulmamızda hayati bir rol oynar mı? Acaba biz de, resul Pavlus gibi: “Ben bugüne kadar Allah önünde bütün iyi bir vidanla yaşadım” diyebilir miyiz? —Res. İşl. 23:1.

Senin Vicdanın—O Nedir?

3, 4. “Vicdan” nedir? Kimde vardır?

3 Birçok kişi, vicdanın, neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna karar veren genel bir duygu olduğunu düşünür. Bununla birlikte, bizler, vicdan konusunda çok net bir bilgi kaynağına, yani Tanrı’nın Sözüne sahibiz. Mukaddes Kitap, vicdanın, içimizde şahadet eden olduğunu anlamamıza yardım eder. Bu nedenle Pavlus: ‘Vidanım mukaddes ruhta (YD) benimle beraber şehadet ediyor’ demişti. (Rom. 9:1) Pavlus, bu sözleri söylerken, harfi açıdan kişinin kendini bilmesi anlamına gelen Yunanca sineidesis kelimesini kullanmıştı. Şu halde vicdan, kişinin kendine bakıp kendi hakkında hüküm verme veya kendi hakkında şahadet etme yeteneğidir.

4 Vicdan, sadece toplumsal bir gelişmenin sonucu olarak ortaya çıkmaz; çünkü Mukaddes Kitap, Tanrı’nın onu ilk insan çiftine de verdiğini gösterir. (Tekv. 3:7, 8) Pavlus, Yahudilerin ve Milletlerin sorumluluğunu müzakere ederken şunları yazmıştı: “Zira şeriati olmıyan Milletler, şeriatin işlerini tabiî surette yaptıkları zaman, onların şeriati olmıyarak kendilerine şeriattirler; onların vicdanı birlikte şehadet ederek ve düşünceleri aralarında kendilerini itham ve yahut müdafaa eyliyerek şeriatin işi yüreklerinde yazılı olduğunu gösterirler.” (Rom. 2:15, 16) Evet, Tanrı’dan yazılı bir kanun almamış milletler bile adam öldürmek, çalmak ve yakın akrabalar arasında evlenmek gibi eylemleri kötü görmüşlerdir. Böylece yukarıdaki ayetlerden vicdanın, yürek ve zihin [düşünceler] arasındaki karşılıklı etkiye dayandığını anlayabiliriz.

5. Vicdanın görevlerinden biri nedir?

5 Hepimizin de çok iyi bildiği gibi, vicdanın görevi, ‘bir hareketten’, yani kötü bir şey yaptıktan sonra bizi yargılamasıdır. Kötü veya şerefsiz davranmış olduğumuz sonucuna vardığımızda, vicdanımız bizi suçlar ve mahkûm eder. (II. Sam. 24:10; I.  Yuhanna 3:20 ile karşılaştır.) Ona kulak verecek olursak, vicdanımız, bu kötülüğü tekrarlamaktan kaçınmamıza yardım edebilir. Hatta bizi tövbe edip özür dilemeye veya eğer mümkünse, yaptığımız zararı gidermeğe sevk edebilir. —Mezm. 32:3, 5; Mat. 5:23, 24; Luka 19:1-8.

6. Vicdan başka hangi görevi de yapabilir?

6 Vicdan, bize başka yönden de yararlı olabilir. Gerçi bazıları, iyi vicdanın sessiz olduğunu söylüyorlarsa da, bir kararla veya problemle karşılaştığımız zaman, vicdanımız harekete geçip bizi doğru olanı yapmaya sevk etmelidir. Yusuf’un, Potifar’ın karısının teklifini reddetmesi, bize iyi bir vicdan örneği vermektedir. O zamanlar Tanrı henüz zina konusunda yazılı bir kanun vermemişti; buna rağmen Yusuf’un vicdanı, onu ahlaksız bir davranışı reddetmeye sevk etmişti. (Tekv. 39:1-9) Bir davranıştan önce, eğer vicdanımızı dinleyecek olursak, daha sonra vicdan azabı çekmekten kaçınabiliriz.

7. Bu inceleme sayesinde neyi anlamak istiyoruz?

7 Geriye gene şu sorular kalıyor: Vicdanın seni ne derece etkilemelidir? Ahlaksal ve kişisel meselelerde vicdana dayanarak karar vermenin gereğine inanıyor musun? Yoksa kuralların konulmasını mı tercih ediyorsun? Bunların cevabını bilmeliyiz. Ayrıca acaba fark etmemiz gereken bazı tehlikeler de var mı? Kendin için “öğretmek, tedip etmek, düzeltmek ve adaletle disiplin etmekte de faideli” olduğunu söyleyen Tanrı’nın Sözü, bu konuda neyi gösteriyor?—II. Tim. 3:16, YD.

Aşırı Görüşler

8. Ahlak konusunda hangi iki aşırı görüşün varlığı kabul edilmiştir?

8 Eskiden beri, kurallarla vicdan arasında süregelen bir uyuşmazlık vardır. Encyclopedia Britannica (II.  baskı) “Safsata” başlıklı makalesinde, ahlakın, ‘bazen dıştan gelen bir yasa, bazen ise, içimizdeki bir tutum olarak kabul edildiğini’ söyleyerek şunları ekliyor: “Yasalara inananlar, otoriteye ve mantığa güvenirler. Oysa, iç tutumuna inananlar vicdan, sağduyu ve duygularımız gibi içgüdüsel yeteneklerimizi ön planda tutarlar.” İsa ve resullerinin yeryüzünde bulunduğu zamanlarda, bu iki uçta da aşırı görüşler vardı. O zamanki durumu gözümüzün önüne getirirsek, Mukaddes Kitabın yarar sağlayan dengeli tutumunu ve Tanrısal hikmetini daha iyi takdir edebiliriz.

9, 10. (a) Ferisiler nasıl aşırı bir uçta olduklarını göstermişlerdi? (b) Onlara zıt olarak, Yunanlılar ve Romalılar arasında hangi genel görüş vardı?

9 Yahudi Ferisiler kuralları bağnazca savunmuşlardı. Musa kanunuyla yetinmeyip, Tanrı’nın emirlerini hükümsüz kılan sayısız kurallar veya “insan emirleri” koymuşlardı. Tanrı’nın taleplerinin dışına çıkan bu kuralları koymalarının yanısıra, kanunun üzerinde ısrar ederek, adaletin, insanların koyduğu bu yönetmelikleri bilip tutmaktan ileri geldiği fikrini uyandırmışlardı.—Mat. 15:1-20; 23:1-5; Luka 18:9-12.

10 Yunan ve Latin edebiyatları bilgini olan Samuel M. Butcher, ‘Yunanlıların onların zıt ucunda bulunduğunu’ söylüyor ve şunları ekliyor: “Yunanlıların arasında. . . .ne bir öğreti ve yönetmelik sistemi, ne de yazılı yetkili ahlak kurallarını içeren bir kitap vardı. . . .Değişmez kurallar, her tür faaliyeti işlemez hale getiriyordu.” Romalılara gelince, Encyclopedia Britannica şunları diyor: “Cicero ve Seneca sağduyularını kendilerine rehber edinmişlerdi. Harflerden çok anlamlarına önem vermişler ve her problemi kendi değerlerine göre yargılamışlardı.” Bu Yunan – Roma felsefesi, birinci yüzyılda çok yaygındı. Acaba bu görüş, Hıristiyanlara da çekici gelmiş miydi? Pavlus şunları yazmıştı: “Sakının, Mesihe göre değil, . . . .dünyanın iptidaîliğine göre, felsefe ve boş hile ile kimse sizi yağma etmesin.”—Kol. 2:8; Res. İşl. 17:18-21.

11. Daha sonra her iki görüş de nasıl aşırılığa götürüldü?

11 Daha sonraki yüzyıllarda Hıristiyan olduklarını iddia edenlerin arasında bile her iki aşırı yolun savunucuları vardı. Cizvitlerin, kilisenin koyduğu sayısız yasalara dayanan bir ahlak türü üzerinde direndikleri görüldü. Reformasyondan sonraki Protestanlar, Episkopal kilisesinden Dr. Joseph Fletcher tarafından yaygınlaştırılan ve “duruma göre ahlak felsefesi” denilen bir görüşe yol açan kişisel görüş ve vicdan üzerinde durdular. The National Observer şunları kaydediyor: “Dr. Fletcher, kardeş sevgisi felsefesine dayanan, kişinin özgürlük ve sorumluluk konusunda tartışmaya yol açacak bir bildiri sundu. Bu bildiride, çağdaş insanın “On Emir” gibi katı, modası geçmiş kural veya yasalardan kurtulması gerektiğini söyledi. . . .Dr. Fletcher’e göre, “tek rehber sevgi olduğundan, çocuk düşürmek, evlilik öncesi cinsel ilişkide bulunmak, boşanmak, . . . . ve diğer alışılagelen suçlar, bazı durumlarda ahlaken kabul edilir hale gelmeli”ymiş.

12. Kaçınmamız gereken hangi tehlikeyle karşılaşıyoruz?

12 Görüldüğü gibi, insanlar, kuralları ya da vicdanlarını kendilerine rehber edinmek gibi, aşırılıklara yönelmeğe eğilimlidirler. Tıpkı sağdan sola sallanan bir sarkaç gibi, bazı kişiler de, aşırı uçlardan birinin zayıf tarafını gördükleri zaman, derhal diğer aşırı uca yönelmek isteyerek yine aşırı bir davranışta bulunurlar. Örneğin, ortaçağda, Cizvitlerin kuralcı tutumundan sonra bu sarkaç Reformcuların özgürlük ve vicdan üzerinde direnen tutumlarına doğru yönelmişti. Ayrıca belki çocuklarını aşırı şekilde katı yetiştirmiş bazı ana-babalar tanıyorsunuz. Fakat bu çocuklar, büyüdükten sonra feci sonuçlar doğurabilen her tür özgürlüğü kendi çocuklarına tanıyıp, ters yönde bir aşırı tutum göstermişlerdir. “Ya Yehova (YD), bilirim ki, insanın yolu kendi elinde değildir; adımlarını doğrultmak yürüyen insanın elinde değildir” diyen Mukaddes Kitabın bu gerçeği ne kadar iyi yansıttığını anlayabiliriz.—Yer. 10:23.

Tanrı’nın Dengeli Ve Yararlı Rehberliği

13. Mukaddes Kitap ahlak ve vicdan bakımından bize nasıl yardım eder?

13 Yehova, Hıristiyanlara Mukaddes Yazılar sayesinde dengeli bir yardım sağlamıştır. Böylece bizler, ya (1) dar görüşlü, zavallı ve katı bir yaşama ve tapınmaya yol açabilen kanuni kurallar üzerinde aşırı şekilde durmaktan, ya da (2) bazı kişilerin, kötü davranışlarını dahi mazur gören insani yargılara sevk eden vicdan özgürlüğüne gereğinden fazla önem vermekten kaçınabiliriz. Tanrı’nın Sözündeki dengeyi benimseyip, onun rehberliğinden yararlanabilmek için, Davud’un şu tutumuna sahip olmalıyız: “Ya Yehova (YD), yollarını bana bildir; yollarını (YD) bana öğret. Bana hakikatinde yol göster, ve bana öğret; çünkü sen kurtuluşumun Allahısın.”—Mezm. 25:4, 5.

14, 15. Yunanca Mukaddes Yazılardan, hem Yahudilerin hem de Tanrı’nın, Musa Kanununu nasıl telakki ettiklerine dair neler öğrenebiliriz?

14 Mukaddes Kitap, İsa’nın, kurallara sıkıca bağlı kalan yazıcı ve Ferisilerin tutumunu tasvip etmediğini gösteriyor. Tanrı’nın kendilerine verdiği düşünme yeteneğini kullanmak istemeyen bazı Yahudiler, bir kimsenin kollarını nereye kadar yıkayacağını, sebt günleri neyin “iş” sayılacağını, hangi ürünlerin ondalığının verilebileceğini v.b. konularla yönetmelikler konulmasını istemişlerdi. Bu tutum, ağır gelen kurallara yol açarak, Mukaddes Yazıların ruhundan ve daha önemli şeylerden dikkati başka yöne çeviren sonsuz yorumlara neden olmuştu. İsa, dinsel liderlere: “Nanenin, anasonun, ve kimyonun ondalığını veriyorsunuz, ve şeriatin daha ağır işlerini, adaleti, merhameti, ve imanı bırakıyorsunuz” demişti.—Mat. 23:23; Mar. 7:3, 4.

15 Musa kanunu, Yahudilerin ruhi düşünüşünü geliştirip ahlâk ve sağlık yönünden durumlarını yükseltti. Aynı zamanda, günahkâr olduklarını göstererek, bir Kurtarıcıya ihtiyaçları olduğunu da gösteriyordu. (Gal. 3:19, 23-25; Rom. 7:7, 14) Kanun kâmil bir standarda sahip olduğundan, onu hiç bir İsrailli tam olarak tutamıyor ve böylece kâmil bir vicdana sahip olamıyordu. (İbr. 9:9, 10) Kanun Tanrı’dan geldiği halde, onu koymaktaki amacı yerine geldikten sonra, Tanrı onu kaldırdı. İsmini taşıyan kavmine artık yazılı ve ayrıntılı bir kanuna göre davranmadı, zira Tanrı ‘kanunlarını (YD) onların içlerine koyup, onları yürekleri üzerine yazdı.’—Yer. 31:33; İbr. 10:16; II. Kor. 3:5-11.

16. Böylece bundan (a) çok katı davranan kimselere karşı ve (b) kurallar koyanlara karşı görüşümüz konusunda neler öğrenebiliriz?

16 Bugün riyaset edenler veya faaliyeti koordine edenler bunu zihinlerinde tutmalı ve karşılarında bulunan kimselere, gereksiz insan yönetmelikleri yüklememeğe dikkat etmelidirler. Kendilerine çok sıkı kurallar koyanların veya çok katı tutumda olanların, başkalarının da kendileri gibi davranmalarını isteme eğilimi kuvvetli olabilir. Oysa Pavlus, Hıristiyanlara: “İmanınıza hâkimiyetimiz olduğundan değildir, fakat sevincinizin yardımcılarıyız; çünkü imanda duruyorsunuz” demişti. (II. Kor. 1:24) Bu nedenle Hıristiyanlar, genel olarak, yetki sahibi olanların, her ufak ayrıntı için kurallar koymasını beklememelidir. Bunun yerine, Tanrı’nın Sözünün neler yazdığı konusunda bilgimizi artırmalı ve böylece vicdanımızı ve ayırt etme yeteneğimizi eğitmeliyiz.—İbr. 5:14.

17. Başka hangi yanlış görüşten kaçınmalıyız?

17 Başka bir tehlike ise, bir Hıristiyan’ın vicdanının müsaade ettiği şeyleri yapmak üzere kendisini serbest hissederek yine aşırı uca kaymasıdır. Kısa bir süre önce, bazıları “Hıristiyanlık kurallar dini değildir” diye iddia ederek bu meseleyi bir dava konusu haline getirdiler ve şu ayetleri kullandılar: “Ey kardeşler, siz hürriyet için çağrıldınız, ancak hürriyet bedene bir fırsat olmasın, fakat birbirinize sevgi ile hizmet edin. Çünkü bütün şeriat bir sözde, yani, şunda tamamlanır: ‘Kendi komşunu kendin gibi seveceksin.’” (Gal. 5:13, 14) Hıristiyanların Musa kanunu veya başka yasalar düsturu altında olmadıkları gerçi doğrudur, fakat ‘hiç kimsenin bizi kandırıcı sözlerle [kandırıcı ve çekici sözlerle ve baştan çıkarıcı konuşmalarla, Amplified Bible] yanıltmamasına’ dikkat etmeliyiz. Çünkü Mukaddes Kitabı dürüstçe incelediğimizde, onun bazı geçerli kanunlar ve kurallar koyduğunu görürüz.—Kol. 2:4.

Hıristiyanlar Kanundan Yoksun Değillerdir

18, 19. Hıristiyanların, Mukaddes Kitabın kanun ve kurallarına karşı tutumları nedir?

18 Pavlus, Korintoslulara ‘zina işleyen bir adamı aranızdan atın’ diye yazmıştı. Devamen ‘ne putperestler, ne fuhuş işleyenler, ne homoseksüeller, ne hırsızlar, ne tamakârlar, na ayyaşlar, ne sövücüler, ne de gasıplar’ “Tanrı’nın krallığını (YD) miras alacaklardır” demişti. (I. Kor. 5:1, 6, 7, 11-13; 6:9, 10) Hıristiyanların, ‘putlara kurban edilen şeylerden, kandan, boğulmuş olanlardan ve zinadan çekinmeleri’ ve sahte öğretiler yayan sözde kardeşleri reddetmeleri de gerekir. (Res. İşl. 15:28, 29; Tit. 3:10; II. Yuh. 9-11) Anlaşıldığı gibi, burada açıkça kanunlar söz konusdur. Bu günahları işleyen bir kimse, hakiki bir Hıristiyan olamaz. Tanrı’nın bir hizmetçisi, tövbe etmez ve bu günahları işlemeğe devam ederse, müşareketten kesilmelidir.

19 Aynı zaman, Mukaddes Kitapta, müşareketten kesilmeyi gerektirmeyen suçlarla ilgili kurallar da vardır. Örneğin Pavlus, bekâr bir Hıristiyan’ın “ancak Rabde” evlenmesi gerektiğini söylemiş ve ‘bir kimse işlemek istemezse, yemek de yemesin’ diye öğütler vermişti. (I. Kor. 7:39; II. Sel. 3:10) Belki biri, ‘bu öğütleri tutmazsam, cemaatten çıkarılmayacağım, o halde bunlar ciddi kurallar olamaz’ diye düşünebilir. Bu çok hikmetsiz bir düşünüştür! Tanrı bu kurallara ciddiyetle bakıyor. Pavlus Selâniklilere, çalışmakla ilgili kuralı bile bile çiğneyen tembel kimselere ‘nişan koymalarını’ ve onlarla ‘arkadaşlık etmemelerini’ öğütlememiş miydi?—II. Sel. 3:14, 15.a

20, 21. Cemaatteki rehberlikle ilgili neler öğrenebiliriz? Onlar hakkında ne düşünmeliyiz?

20 Bazı kurallar, özellikle cemaatin iyiliği içindir. Örneğin, geçmişte bazı Hıristiyanlar dillerle konuşabiliyorlardı. Pavlus eğer orada bir tercüme eden varsa, onlardan iki veya üçünün sıra ile konuşmasına dair öğüt vermiştir. Bu kural barışı ve düzeni sağlamıştır. (I. Kor. 14:26–33) Aynı şekilde bugün, cemaateki ihtiyarlar da, İbadet Salonunun çıkış yerlerini açık tutma, gereksiz şekilde oturacak yer ayırmamak veya arabaları komşulara saygı gösterecek ve güvenliği bozmayacak şekilde park etmek gibi konularda talimatlar verebilir. Böyle kurallar koymak, Mukaddes Yazılara ters düşmez, çünkü Pavlus’un diller konusunda verdiği öğüdün amacı gibi, bunun amacı da barışı ve düzeni korumaktır. Bu noktaya değinen Mukaddes Kitap, “Size riyaset edenlere itaat edin” öğüdünü veriyor. (İbr. 13:17) Yalan söylemek, çalmak gibi günahlar işlemekten kaçınmamız, Tanrı’ya göstereceğimiz itaatle ilgili olduğundan yukardaki ayet, cemaat meselelerinde ihtiyarların rehberliğine itaat etmemize de atfetmelidir. İhtiyarlar, kanunlar koymayıp ‘emanet olunanlara musallat olur gibi’ sürüyü ‘gütmedikleri’ takdirde, onlara itaat etmek zor değildir.—I. Pet. 5:3.

21 Dünya çapındaki sürüye yararlı olan başka ‘kurallar’ veya yollar da vardır. Örneğin, Yehova’nın Şahitlerinden, yaptıkları şahadet işini rapor etmeleri isteniyor. (Resullerin İşleri 2:41, 42; 8:14 ile karşılaştır) Kişisel özgürlük yönünden aşırı görüşlü bir kimse, bu kurallarla hemfikir olmayabilir. Oysa, bu kuralın yararlarını düşünelim. Sürüye riyaset edenler, bu raporlar sayesinde krallık şahadetinin ne boyutlarda verildiğini, kimlerin yardıma muhtaç olduğunu ve cemaatte ne zaman yeni şakirtlerin ortaya çıktığını öğrenebilirler. Acaba biz dünya çapındaki raporları okumaktan sevinç duymuyor muyuz? (Hez. 9:11; Mar. 6:30; Res. İşl. 14:21-23; 15:3; 19:1-6) Tanrı’nın, kavmini yönettiğine güvenerek, destek olma ve işbirliği ruhunu gösterebiliriz.

22. Vicdan konusunu ayrıntılarla incelemek neden gereklidir?

22 Mukaddes Yazılar, belirli yasa ve kurallardan başka, hikmetli Hıristiyanların ‘yollarında kâmil [kusursuz]’ olmak için uygulayabilecekleri yararlı prensipleri de içerir. (Mezm. 119:1) Prensipler, özellikle vicdanımızı Tanrı’nın düşünüş tarzına uydurabilmemiz yönünden yardımcı olur. Fakat bu gerçek ‘vicdani meseleler’ için ne anlam taşıyor? Bazı kişiler, ‘eğer bir konu vicdanıma bırakılıyorsa, bu, tamamıyla beni ilgilendiren kişisel bir meseledir, nasıl istersem öyle hareket edeceğim’ diye düşündüler. Bu konuyu gelecek makalede inceleyelim ve vicdanımızı en iyi şekilde nasıl eğitebileceğimizi öğrenelim.

[Dipnotlar]

a Dinsel Serinin 10. kitabı s. 7-9.

Şunları İzah Edebilir Misin?

• Vicdan nedir ve sana hangi bakımdan yardım edebilir?

• Ahlak konusunda hangi iki aşırı görüş meydana gelmiştir?

• Mukaddes Kitap, ahlakla ilgili doğru görüşe sahip olmamıza nasıl yardım eder?

[Sayfa 15’teki resim]

Ahlâk konularında insanlar sık sık bir aşırılıktan diğerine yönelmişlerdi.

GÖREV DUYGU VİCDAN

KANUNLAR KURALLAR OTORİTE

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş